Jump to content

Edip Cevdet

Üyeliğini Sildirmiş Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    505
  • Katılım

  • Son ziyaret

Profil Yorumları bölümüne Edip Cevdet kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. "Fersilerin mayası" başlığüında açtığım konuda acele ile yazmam nedeniyle bazı imla hataları oluştu. Zana geçtiğinden düzenleme imkanım kalmadı. Lütfen aşağıya alıntıladığım düzenlenmiş halini foruma astığım mesaj ile değiştiriniz.

     

    Saygılar.

     

    Ferisi; MESİH zamanında yaşamış Yahudi din âlimlerine verilen isim idi.
    MESİH, öğrencilerine "Ferisilerin mayasından sakının." (Luka 12:1) diye tembihte bulunurken bu zümreyi şöyle tanımlıyordu:
     
    “Bundan sonra İsa halka ve öğrencilerine şöyle seslendi: ‹‹Din bilginleri ve Ferisiler Musa'nın kürsüsünde otururlar. Bu nedenle size söylediklerinin tümünü yapın ve yerine getirin, ama onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü söyledikleri şeyleri kendileri yapmazlar. Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının sırtına yüklerler, kendileriyse bu yükleri taşımak için parmaklarını bile oynatmak istemezler. Yaptıklarının tümünü gösteriş için yaparlar. Örneğin, hamaillerini büyük, giysilerinin püsküllerini uzun yaparlar. Şölenlerde başköşeye, havralarda en seçkin yerlere kurulmaya bayılırlar. Meydanlarda selamlanmaktan ve insanların kendilerini ‹Rabbî› diye çağırmalarından zevk duyarlar.” (Mat. 23:1-7)
     
    Matta İncilinden alıntı yaptığım paragraftan herkes kendisine göre sonuçlar çıkarabilir. Ne var ki varılacak ortak sonuç, riyâkârlıktır; yâni "yanar-döner" olma hâli. Gerçi MESİH, " Size şunu söyleyeyim: Doğruluğunuz din bilginleriyle Ferisiler'inkini aşmadıkça, Göklerin Egemenliği'ne asla giremezsiniz!" (Matta 5:20) demişse de buradaki "doğruluk" Ferisilerin kendi iç dünyalarındaki dürüstlükleri değil, birer "öğretmen" olarak topluma gösterdikleri sahte dürüstlüktür. Çünki, dürüstlük elde edilmesi gereken bir çizgidir ve bunun "azı-çoğu" olmaz.
     
    Pavlus da bir Ferisi idi. Güyâ, Şam yolunda MESİH'i görmüş, aşırı ışığa mâruz kaldığından gözleri kör olmuş, birkaç gün sonra da "Hananya" adlı bir MESİH inanırının duası ile şifâ bulmuştu. Ben, bu hikâyeye inananlara hep hayret etmişimdir. MESİH'i, üç yıllık müjdeyi duyurma sürecinde görüp-görmediğini bilmiyorum. Ama; O'nun muhteşem öğütlerini duymamış olması imkânsızıdır. Çünki; hiç bir Yahudi din bilgini yice anlayıp, dinlemeden herhengi bir düşünceye karşı çıkılmayacağını bilir. Pavlus, MESİH öğrencilerine yapılan eziyet ve işkencelerde baş aktörlerden biridir. İstefanos'un taşlanmasında orada bulunmuş ve yapılanları onaylamıştır. Yine iddiaya göre Yeruşalimde yaptığı eziyetlerle yetinmeyip, Şamdaki inanlılara aynısını yapmak amacıyla yola koyulmuştur.
     
    İncil verilerine göre birçok Yahudi, MESİH'in öğretisini dinlemiş ve mûcizlere şâhit olmuşlardı. Fakat; inanmak yerine, "Bunları Baalzevul'un gücüyle yaptığını" ileri sürmüşlerdi. Pavlus'un, bu öğreti ve mûcizelerden bihaber olması mümkün müdür; bilemem. Eğer haberi var da aynı gerekçe ile inanmamışsa Şam yolunda gözlerini kör edenin "Baalzevul" olduğunu neden düşünmedi ? Bir din bilgini bile inanmak için işittikleri ve bizzat şâhit oldukları ile yetinmeyip, gözünün kör olmasını beklemişse, cahil ve okuma yazması olmayan insanların hâli nice olur ?
     
    Başka forumlarda Pavlus'a dâir düşüncelerimi tafsilâtlı olarak paylaştığımdan, burada detaya girmeyeceğim. Fakat; MESİH'in, özellikle uyardığı "Fersi mayası"na ilginç bir örnek teşkil eden Pavlus üfürmelerini burada paylaşacağım.
     
    "Ben özgürüm, kimsenin kölesi değilim. Ama daha çok kişi kazanayım diye herkesin kölesi oldum. Yahudiler'i kazanmak için Yahudiler'e Yahudi gibi davrandım. Kendim Kutsal Yasa'nın denetimi altında olmadığım halde, Yasa altında olanları kazanmak için onlara Yasa altındaymışım gibi davrandım." (I. krnt. 9:19-20)
     
    Pavlus, Kutsal Yasa'yı yok sayar. Ancak; Kudüs'e gittiğinde bu nedenle eleştirilere mâruz kalır.  Eleştirileri savuşturma adına yasaya bağlıymış gibi davranır. (Bknz. Elçilerin işleri 21. bölüm) Dört Gospel de okunduğunda MESİH'in öğretisini duyurma adına bu tip "endek-döndek" tavırlara girmediği çok net görülür. Herkesi inandırmak gibi bir amacı da yoktur. Öğretişlerini dinleyen, mûcizelere şâhit oldukarı halde inanmayan Yahudilere; 
     
    "Ama siz iman etmiyorsunuz. Çünkü benim koyunlarımdan değilsiniz. Koyunlarım sesimi işitir. Ben onları tanırım, onlar da beni izler." (Yuhanna 10:26-27) dedikten sonra "Siz, babanız İblistensiniz" sözüyle onları azarlar. Özetle; MESİH'in öğretiş modelinde, başkalarını kazanma adına taklalar atma, fırıldak gibi dönme tavırları yoktur. Yine O, "Beni izlemek isteyen çarmıhını yüklensin" (Luka 9:23) buyururken, birileri altından haç kolye takmayı "inanç" zanneder, MESİH'e târifsiz acılar çektiren haç'ı kutsayıp, tepelerine çıkarırlar.

×
×
  • Yeni Oluştur...