iskendernalbant

Bu şekilde düşünen bir "müslüman" Kur'an metninden bi haber olsa gerek. Bütün iyiler bizden, kahrolsun kötüler! Oldu canım, biz de yedik... Her müslümana tavsiyemdir. İslam tarihini müslüman olmayan tarihçilerden okuyunuz. And then... Welcome on board!

Türkiye'de müslümanlık değişiyor mu? Evet değişiyor. Herşey gibi o da değişiyor. Ülkemizde büyük bir kentleşme hareketi devam ediyor. Kırsaldan kente göçenler ilk nesilde olmasa bile ikinci nesilden itibaren görece ekonomik refahın ve rantal birikimin tadına varıyor. Kentli olmanın sosyal zorunluluklarından biri de bilgiye ulaşımdır. Teknolojinin nimetleri ile birleşen çocuğunu okutma ihtiyacı ve kent hayatının kalabalığı sonuçları itibariyle bilgi artışına ve konfor talebine dönüşüyor. Bu durum dinsel zorunlulukların dönüşmesine yol açıyor. Kentsel hayatta örtünmeden kamusal alan ilişkiler

Uyumakta olan bir kadınla cinsî münasebette bulunan oruçlu kişinin durumuna gelince: söylemeye gerek yoktur ki, uyuyan bir kadınla cinsî münasebette bulunmak ve bulunurken onu uyandırmamak, büyük bir ustalık, ve uzmanlık işidir. Bunu becerebilen kişiyi kutlamak gerekir. Bundan dolayıdır ki Muhammed, oruçlu iken bu işi gören Müslüman kişiyi sadece kaza orucu tutmakla sorumlu kılmıştır. --------- Bu kısım muhteşemdi

Ek Hatıra: Annem bize kalmaya gelmişti. İkinci günün sonunda "oğlum niye namaz kılmıyorsun?" diye zerzenişte bulundu... Ne diyeyim 75 yaşında kadına! Ana hepsi yalan bırak bu saçmalıkları, desem. Nasıl olur? Olmaz, değil mi? Epey bi üfürdüm. Görünür ibadetlerin insanları nizama sokmak için olduğu, hakikate diğerlerinden daha yakın olduğumu, yatıp kalkmadan da hakiki ibadetin olabildiğini... gibi. Sonunda ise ben çok güzel bir konumdayım ana, aramızda kalsın, epey farklı bir noktadayım, hakikat bana daha yakın! deyiverdim. Sevincinden ne yapacağını bilemedi, biraz da şaşırarak. Elbette bu ma

Sevgili kardeşim, inan "kardeşim" yazarken gözlerim doldu... Ben senin şu an yaşadıklarını birebir yaşamış ve kırkına merdiven dayamış biriyim. Dinlerin yalanını senin yaşından daha geç farkettiğimi itiraf etmeliyim. Yine de senin durumunda olan kardeşlerime ve diğer uyanmış insanlara söyleyecek birkaç sözüm var, bu konuda... Öncelikle sana kardeşim, Yaşadığın şey ikiyüzlülük falan değil. Önce bunu kafandan silmelisin. Hayatın çok değerli. Bunu asla unutmamalısın! Benim bu durumdan çıkış yolu olarak kullandığım formül "kültürel kabulleniş" diye adlandırılabilir. Nihayetinde binyılların bir

Yurttaş ve Reflect, teşekkür ederim, hoş bulduk. Yurttaş, Ben Tanrı demekten ve o fikri konuşmaktan hoşlanıyorum. "Semavi" dinlerin va'z ettiği "Tanrı"yı Zeus ve avanesi ile aynı kefeye koyduğunuzda problem kalmıyor zaten. Ne güzel masallar deyip geçmek, şedid bir reddedişten daha insancıl geliyor. Makara yapacak konu da çıkıyor böylece. Reflect, Bahsettiğin durum sadece cemaat(ler) için geçerli değil ki bu ülkede... İnançlarını sorgulamış ve gerçek olmadığını görmüş insanların çoğunluğu için de geçerli bu durum. Elbette bu makul insanlar için umut, diğerlerine göre daha fazladır. Maalese

Benim dinden soğumam tarih merakımın sayesinde oldu. Epeyce dindar, iki lafdan biri Allah diğeri Muhammed olan bir ailede büyüdüm. Ailem kadiri tarikatine mensup. Ben "feto"nun yurtlarında yetiştim. "Rahmetli" babacığımdan evliya menkıbeleri dinlerken fetonun aabilerinden altın nesile layık olmayı öğreniyordum. İlk aklıma takılan, dini yalanlayan kitaplardan uzak durmamızı söylemeleri oldu. Oysa bilgi çok değerli değil miydi? Hiç unutmam "feto"nun yurdundaki kütüphanede Daniken'in Tanrıların Arabaları'na rastlamıştım (araya karışmış zaar:) ) Kitabı gören bir "abi" hemen elimden aldı, okuma b

1. Dünya üzerinde "güneşin battığı bir yer" var mı? Yok 2. Dünya üzerinde "güneşin doğduğu bir yer" var mı? Yok 3. Bu hiç bir sözü anlamayan halk iki dağ arasını dolduracak demir ve bakırı nereden bulmuş? İki dağın arası geçit anlamında kullanılmış, (o) civardaki tek geçit olarak. Ne kadar geçit dahi olsa demir ve bakır ile dolmaz. 4. Bu demir ve bakırdan oluşan set nerede? Set Karadeniz ile Hazar Denizi arasında, Kafkas dağlarının güneyinde. Büyük İskender orada kuzeyli akıncı kabilelerin istilasını engellemek için civarın tek geçidine bir sur inşaa etmişti. Belki ve ancak kapısını dem

Bilim amaç değildir, hakikat yolunda bir araçtır ve elimizdeki en elverişli metodlar bütünün bir parçasıdır. Diğer parça felsefedir, bir diğeri vicdandır. Bilime amaç dediğiniz zaman onu kutsallaştırmış olursunuz, bir adım öteye giderseniz tanrılaştırmış olma ihtimaliniz ortaya çıkar.

Aptal demek ayıp olur, yakışık almaz. Ne güzel yazmışsın "... severek yapiyorsam ve de cok huzur hisediyorsam...". Dostum burada bir sorun yok, bir agnostik olarak bu şekilde hissetmen beni hiç rahatsız etmeyeceği gibi benim yaşantıma ve düşüncelerime karşı zalimane bir tavır içerisine girmiyorsan seninle çay da içerim, yemek de yerim, komşu da olurum.

Dostum ben de Karadenizlileri, Anteplileri, Urfalıları, bazen Erzurumluları, çoğu zaman Egelileri bir bakışta tanıyabiliyorum. Bunun farklı bir versiyonunu yaşıyorsun. Dini bütün insan ile orta halli müslim ve dinle sadece bayramdan bayrama ilişkisi olanı da az çok çıkarabiliyorum. Bunların tümü insanın tecrübe ve gözlemlerine dayalı tahminleridir. Bilim bu hissini birkaç deney gözlem ve sonuç istatistikleri ile açıklar. Çok zorlu bir durum değil bu söylediklerin.