hulas

Evren neden onca var olma zahmetine giriyor? (Stephen Hawking) Evren, her şeyi yöneten bir akla dair hiçbir kanıt sergilemiyor. (Auguste Comte) Aslında "dünyaya gelmek" değil yaptığımız; "dünyadan çıkmak"... Tıpkı yaprakların ağaçtan "çıkması" gibi... Okyanus nasıl "dalgalanırsa", evren de "insanlanır". (Alan Watts) Doğa, her şeyden olabildiğince az kullanır. (Johannes Kepler) Bir şeyi olabildiğince basitleştirmeliyiz; daha fazla değil... (Albert Einstein) Ne kadar ilerlediğimiz; yalnızca cevabını verdiğimiz sorularla değil, hâlâ sorm

Marksist-Leninist devrimciydi... Silahlı mücadele taraftarıydı... Şehir gerillacılığı yöntemini benimsemişti... 1971 yılında 2 ayrı banka soygununa katıldı... Ayrıca 2 işadamını kaçırıp fidye aldı... 22 Mayıs 1971'de esas büyük suçunu işledi ve İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom'un kaçırılıp öldürülmesi eylemini gerçekleştirdi... Kaldığı eve baskın yapan polis, kendisini ağır yaralı olarak ele geçirdi. (Aslında Mahir Çayan tabancayla intihara teşebbüs etmiş ancak ölmemişti) Tünel kazıp firar ettikten sonra da arkadaşlarıyla birlikte suç

Internette dolaşan bir anekdot vardır... Mahir Çayan ve arkadaşları cezaevinden tünel kazarak kaçmışlar... Fakat tekrar yakalanıp hakim karşısına çıkarılmışlar... Hakim, merak edip sormuş: Cezaevinde açtığınız tünelden çıkan toprağı ne yaptınız? Mahir Çayan da demiş ki: Topraksız köylüye dağıttık!! NOT: Anekdot bu haliyle ilginç fakat bu olayın bu şekilde gerçekleşmiş olması çok şüphelidir... Şöyle ki; İdamları istenen THKP-C'den Mahir Çayan ve 4 arkadaşı, gerçekten de, 29 Kasım 1971 günü, Kartal Maltepe

Carl Sagan'ın "Pale Blue Dot" (Soluk Mavi Nokta) (1994) kitabından bir alıntı: "Şu noktaya bir daha bakın. O burada. O yuvamız. O biziz. Sevdiğimiz herkes, bildiğimiz herkes, şimdiye dek duyduğumuz herkes, gelmiş geçmiş herkes hayatını onun üstünde yaşadı. Türümüzün tarihi boyunca sevinç ve acılarımızın tümü, kendinden emin binlerce din, ideolojik ve ekonomik doktrin, her bir avcı ve toplayıcı, her bir kahraman ve korkak, medeniyetin her yaratıcı ve yıkıcısı, her bir kral ve köylü, birbirine âşık her genç çift, her bir anne ve baba, ümit dolu çocuk, mucit ve kâşif, her ahlak eği

İsmet Özel'den 'tuhaf' bir şiir: Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir? Yaşamayabileydim yazar mıydım hiç şiir? - Yaşama! - Ya bileydim? Yazar: Mıydım? Hiç: Şiir (1986)

Floransalı İtalyan düşünür, devlet adamı Niccolo Machiavelli'nin meşhur sözünü bilirsiniz... "Gaye, vasıtayı meşru kılar" demiştir Machiavelli... Yani, amaca giden her yol mübahtır demektir bu... Aldous Huxley ise şöyle diyor: "Amaç, aracı haklı çıkaramaz; çünkü çok açıktır ki, ortaya çıkan sonuçların niteliğini, kullanılan araç belirler..."

Platon'a ait bir söz, bir tespit var ama bu sözün 3 farklı versiyonuna(söylenişine) rastladım. Şöyle ki; a. İyi insanların toplumdaki olaylara karşı kayıtsızlığının cezası, kötü insanlar tarafından yönetilmektir. b. Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır. c. Yönetimde yer almayı reddeden akıllı insanların cezası, daha kötülerin yönetiminde yaşamaktır.

PARA alır... ve alamaz. PARA... Ev satın alabilir. Fakat YUVA'yı değil. Yatağı satın alabilir. Fakat UYKU'yu değil. Saati satın alabilir. Fakat ZAMAN'ı değil. Kitap satın alabilir. Fakat BİLGE'liği değil. Unvan, mevki, etiket satın alabilir. Fakat SAYGIN'lığı değil. İlaç satın alabilir. Fakat SAĞLIK değil. Kan satın alabilir. Fakat YAŞAM değil. Seks satın alabilir. Fakat AŞK değil... Çin Söylemleri

Deli: İleri derecede düşünsel bağımsızlık hastalığına yakalanmış kişi. (Ambrose Bierce) Barış: Uluslararası ilişkilerde, iki savaş dönemi arasında bir aldatmaca dönemi. (Ambrose Bierce) İttifak: Uluslararası politikada, ellerini birbirlerinin ceplerine dibine kadar daldırdıkları için, üçüncü birini tek başlarına soyamayan iki hırsızın bir olması. (Ambrose Bierce) Dua etmek: Beş para etmez bir ricacı adına, evrenin kurallarının bozulmasını istemek. (Ambrose Bierce) İnanç: Hiçbir şey bilmeden konuşan birinin, hiçbir örnek vermeden söylediği şeylere

Mutluluğun ilk koşullarından biri, İnsan ile Doğa arasındaki bağın kopmamasıdır. (Lev Tolstoy) Sakın mutlu olup olmadığınızı sormayın kendinize, o anda sona erer mutluluğunuz. (John Stuart Mill) Bedbaht olmanın sırrı, mutlu muyum, mutsuz muyum diye düşünüp duracak kadar boş vakte sahip olmaktır. (George Bernard Shaw) Mutluluk arayışı, mutsuzluğun başlıca kaynaklarından biridir. (Eric Hoffer) Doğrusu, insan, mutluluğu olanaksız kılacak biçimde yaşarken bile, mutlu olmak ister. (Aziz Augustinus) Mutluluk, peşinden ne kadar koşsanız yaka

Uygarlığın gerçek ölçütü, ne nüfus sayımı, ne kentlerin büyüklüğü, ne de ürünlerin bolluğudur; hayır, gerçek ölçüt, ülkenin ne tür bir insan yarattığıdır. (Ralph Waldo Emerson) Olanakların ve boş zamanın artması, insanı uygarlaştırır. (Benjamin Franklin) Kavga etmek yerine, küfretmeyi seçen ilk insan, uygarlığın kurucusuydu. (Sigmund Freud) Uygarlık, bir durum değil, bir devinimdir; bir liman değil, bir yolculuktur. (Arnold Toynbee) Gerçek vahşi, bir köledir ve hep ne yapması gerektiğinden söz eder; gerçek uygar insan ise özgür bir insandır ve he

En iyisi, düşmanı savaşmadan yenilgiye uğratmaktır. Komutanlığın en üstünü, düşmanı hileyle alt etmektir. (Sunzi) Tüm savaş sanatı, aldatmaya dayanır. O yüzden, saldırıya geçebilecek durumdaysak, saldırıya geçemeyecek durumdaymışız gibi görünmeliyiz. Güçlerimizi harekete geçiriyorsak, duruyormuşuz gibi görünmeliyiz. Düşmanı; yakınındaysak uzağında olduğumuza, uzağındaysak yakınında olduğumuza inandırmalıyız... (Sunzi) Barış zamanı, çocuklar anababalarını gömerler; savaş ise doğanın düzenini altüst eder, anababalar çocuklarını gömerler. (Herodotos) Savaşı baş

Hovardalığı ve sorumsuz yaşantısıyla da dikkat çeken, Manchester United'ın eski efsane futbolcularından George Best (1946-2005)'e ait 3 söz: "Paramın çoğunu içkiye, kadınlara ve spor arabalara harcadım; geriye kalanını ise çarçur (ziyan) ettim" "1969'da içkiyi ve kadınları bıraktım. Hayatımda geçirdiğim en berbat 20 dakikaydı" "Yedi tane Miss World ile yattığım söyleniyor ama rakam yanlıştır. Doğru rakam dörttür. Üçünü reddettim"

Büyükannem 60 yaşındayken günde 5 mil yürümeye başladı. Şu an 97 yaşında ve hangi cehennemde olduğuna dair hiçbir fikrimiz yok! (Ellen DeGeneres) Aynı, büyükbabam gibi uyurken ölmek istiyorum. O sırada arabada bulunan, bağırıp çağıran insanlar gibi değil! (Bob Monkhouse) Ayakkabını bağlamak için yere çömeldiğinde, hazır oradayken başka neler yapabileceğini düşünmeye başladıysan, yaşlanıyorsun demektir. (George Burns) İneklerden süt sağabileceğimizi kim keşfetti ve bunu keşfettiği sırada tam olarak ne yapmaya çalışıyordu? (Billy Connolly) Hızlı ok

İnsanlar, ortaya attığınız düşüncelere, içtenliğinize, acılarınızın ciddiliğine bir tek öldüğünüz zaman inanırlar. Yaşadığınız sürece, durumunuz kuşkuludur; yalnızca kuşku uyandırabilirsiniz insanlarda. (Albert Camus) İnsan, dostu olmadan mutlu olamaz, ama mutsuz olmadan da dostundan emin olamaz. (Thomas Fuller) İnsanın ne yapsa da kaçamadığı bir kadere inanmıyorum. Ancak, hiçbir şey yapmazsa kaçamayacağı bir kadere inanıyorum. (G.K. Chesterton) Öyle insanlar vardır ki, bilgelikleri adına öne sürdükleri tek iddia, kuralların istisnalarına yönelik keşifleridi

Var olmanın, var olmamaktan daha yeğlenir olduğunu kanıtlamanın hiçbir yolu yoktur. (Emil Michel Cioran) Kimse, ülkesini, büyüklüğü ya da yüceliğinden dolayı sevmez; kendisinin olduğu için sever. (Seneca) İyi bir insan olmakla, iyi bir yurttaş olmak her zaman aynı şey değildir. (Aristoteles) Hiç kimse, bir yıl daha yaşayamayacağını düşünecek kadar yaşlı değildir. (Marcus Tullius Cicero) Cehalet ve inancın uyuşukluğunu istemem... Bana düşünce ve eylemin coşkunluğunu verin! (Robert Green Ingersoll) Yanlış anlaşılmayacak şekilde konuşmak

Peki, bilim camiası bu sorunlar hakkında neler yapıyor, gençler? Ne yapsın, koyun klonluyor!! Şahane gerçekten... Bir bu eksikti yani! Birbirine eskisinden de çok benzeyen koyunlar! Ellerine sağlık, Bilim Camiası! (Dave Barry) Kanadalı bir psikolog, köpeğinizin IQ'sunu ölçmenize yarayan bir video satıyor. Olay şu: Bu video için 12.99 dolar ödediyseniz, köpeğiniz sizden akıllıdır. (Jay Leno) Adam o kadar yalancı ki, söylediklerinin tam tersi bile doğru değil. (Ferenc Molnar) Doğru kararın hep, "aman canı cehenneme" olduğunu hiç fark ettiniz mi? (Marilyn Monro

Bilim ve sanat, bir kuşun iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur... "Tavuk toplum", önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz. (Charles Darwin) Edebiyattaki gerileme, ulusta bir gerilemeyi gösterir. Edebiyat ve ulus, tepetaklak giderken, birbirlerine ayak uydururlar. (Johann Wolfgang von Goethe) İyi bir roman, bize kahramanıyla ilgili gerçeği anlatır; kötü bir roman ise yazarıyla ilgili gerçeği. (G.K. Chesterton) Kişisel kahramanlıklar çağı

Nice kötü insanlar vardır ki, hiç iyi yanları olmasa, daha az tehlikeli olurlardı. (François de La Rochefoucauld) Bir şeye, sırf kadim el yazmalarında yazılı olduğu için inanma; millî inancın öyle olduğu için inanma; çocukluğundan beri inandırıldığın için de inanma. Gerçeği, aklının süzgecinden geçir ve analiz ettikten sonra, bir kişiye ve herkese yararlı olacağını düşünürsen o zaman ona inan, ona uygun yaşa ve başkalarının da uygun yaşamasını sağla. (Buda) Korku, boş inancın ana kaynağı, zalimliğin ana kaynaklarından biridir. Bilgelik, korkunun üstesinden gelmekle başl

Klonopin, Bir aralar, özlü sözlerin (aforizmaların) derlendiği 40'a yakın kitap elime geçmişti... Bunların sadece 5-6 tanesini baştan sona okumuştum... Okuduklarım içinden en çok ilgimi çeken özlü sözleri de kendi bilgisayarıma aktarmıştım.... Şimdi de işte, o seçtiğim sözler arasında tekrar bir eleme yapıp kalanları bu başlığa aktarıyorum...

Dönüp hayvanlarla yaşayabilirim sanki; öyle uysal, öyle bağımsızlar ki; Durup onlara uzun uzun bakıyorum. Koşullarını ne dert ediyorlar, ne şikayet; Karanlıkta gözü açık uzanıp günahlarına ağlamıyorlar; Tanrıya olan görevlerini tartışarak içimi sıkmıyorlar; Bir teki tatminsiz değil; bir teki sahiplik çılgınlığıyla aklını yitirmiş değil; Hiçbiri diz çökmüyor ötekine; ya da binlerce yıl önce yaşamış kendi türüne; Hiçbiri koca dünyaya saygınlık ya da çalışkanlık taslamıyor. Walt Whitman Bir çocuğun, bir yetişkine her zaman öğreteceği 3 şey vardı

Hayat hakkında bildiğim her şeyi, iki kelimeyle özetleyebilirim: Devam ediyor. (Robert Frost) Ağzını kapalı tutup aptal görünmek, ağzını açıp tüm şüpheleri ortadan kaldırmaktan iyidir. (Mark Twain) Hayatımda hiçbir zaman, benimle aynı fikirde olan birinden bir şey öğrenmedim. (Dudley Malone) Bir teoriye göre, herhangi birisi, evrenin tam olarak ne işe yaradığını ve neden var olduğunu keşfederse, evren anında yok olacak ve yerini daha da tuhaf ve açıklanamaz bir şey alacaktır. Başka bir teoriye göre ise, bu çoktan olmuştur. (Douglas Adams) Hayat,

Neden meme uçlarımız yokmuş gibi davranıyoruz? (Sir Ley Leonold) Diyetin ikinci günü hep ilkinden kolaydır. Ne de olsa, ikinci güne geldiğinizde bitirmiş olursunuz. (Jackie Gleason) Hiçbir diyet, vücudunuzu yağdan tam olarak arındıramaz çünkü beyin tamamen yağdan oluşur. Beyin olmadan da güzel görünebilirsiniz tabii ama, o zaman yapabileceğiniz tek iş, devlet memurluğu olur. (George Bernard Shaw) Karınızın doğum gününü hatırlamanın en iyi yolu, onu bir defa unutmaktır. (E. Joseph Cossman) Atlıkarıncaya binmiş bir çocuğun neden her dönüşte anne ba

Televizyonu çok eğitici buluyorum. Ne zaman birisi televizyonu açsa, yandaki odaya gidip kitap okurum. (Groucho Marx) Çocuklara bayılırım, özellikle de ağladıkları zaman. Çünkü o zaman birisi alıp götürüyor onları. (Nancy Mitford) Geçen ay, bir reenkarnasyon toplantısına tam 5000 dolar harcadım. Ne de olsa, bir defa dünyaya geliyoruz! (Randy Shakes) Psikoloğa giden insanların akıllarından zoru olduğuna inanıyorum! (Jane Ace) "Olumlu Düşünmenin Gücü" adlı kitaptan alacaktım ama sonra "Ne faydası olur ki?" diyerek vazgeçtim. (Ronnie Shakes)

Danimarkalı fizikçi Niels Bohr, 1922'de Nobel Ödülü'nü aldıktan kısa bir süre sonra, bir grup gazeteciyi, taşradaki evine davet eder. Duvarda bir at nalı asılı olduğunu gören davetlilerden biri, iğneleyici bir şekilde, "Onca insan bir yana, siz bir at nalının uğur getirdiğine inanıyor olabilir misiniz?" diye sorar. Niels Bohr, şöyle cevap verir: "Elbette inanmam ama anladığım kadarıyla inansan da inanmasan da uğur getiriyormuş!"