Jump to content

kavak

Sadece Ateistler Grubu
  • İçerik sayısı

    5.735
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne kavak kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. 23 saat önce, AteistBakish yazdı:

    Ayrıca insanlar arasında rekabet olmalı.

    Herkes aynı arabaya binemez.

    Daha iyisini elde eden daha iyisine sahip olmalı.

     

    Böyle olursa mevcut düzenden farklı bir şey ortaya çıkmaz, çünkü bu durumda bazıları ısrarla arabaya binmek için her yolu deneyecektir. Hem legal hem de illegal yolları seçmeye yeltenecektir. Bu neye benzeyecek, biliyor musun?

    Dindar siyasetçilerin dini siyasete bulaştırmasına benzeyecek. Yani çıkarı uğruna yapmayacağı şey yoktur insanların. Bu nedenle sürüye dahil olan tüm insanları her bakımdan eşit seviyeye getirebilmelisin. Yoksa işin yaş!

     

  2. 2 dakika önce, deadanddark yazdı:

     

    Diger bahsi gecen forumda az önce senin cin masalini okudum. Hatta iki defa finalini okudum, yorgunluk ve uykusuzluktanmi nedir anlayamadim. Finalde neler döndügünü bilmek istiyorum. Dinc kafayla bir ara unutmazsam yeniden okurum.

    Bende Çin masalları çok.:D

    İlgin varsa, ara sıra zaman buldukça oraya da yazarım. Orijinal kaynak yabancı dilde ve kendim tercüme edip yazıyorum. Başka forumlara da yazmıştım bazı masalları.

     

    2 dakika önce, deadanddark yazdı:

    Bakire meryem fikrasiysa cok iyiydi.

    :)

    Dostum, bu fıkra yüzünden yemediğim laf kalmadı. Dindarlar beni topa tutmuştu. Ahlaksızmışım, kadınlara karşı terbiyesizlik yapıyormuşum, ölünün arkasından böyle şeyler yazılmazmış...mış.  Daha neler. Şunu anladım ki dindarların dünyasında espriye, fıkraya fazla bir yer yok. Kutsal kitaplarda da bizi gülümseten tek bir cümleye rastlayamazsın.

     

  3. 53 dakika önce, AteistBakish yazdı:

     

    Senin ahlak ile kastettiğin sistem ile onun kastettiği sistem %90 farklı şeyler.

    Sen bilgi düzeyin yüksek olduğundan, yüksek bilgi düzeyi dolaylı olarak yüksek empati getirdiğinden, anlayış, iyi niyet ve sağduyu gibi şeylerden bahsediyorsun.

     

    İnanan seçmelere katılmış bir Yetenek Sizsiniz yarışmacısı olarak yüksek performans göstermekten bahsediyor.

    BU sistem temelde bu bakış açısını alarak tasarlandığından baştan sonra hatalıdır.

    Temizlenemez. Kurtarılamaz.

    Sen neşteri alırsın bir yere vurursun başka yere kaçarlar.

    Mümkün değil.

    Yok edilmeli ve yeni bir sistem kurulmalı.

     

    İnsan iradesinin kamuda hiç bir yerde yansıtılamadığı bir sistem.

    Mahkemede suçlular anonim, savcılar anonim, hakimler anonim olursa mükemmel adalete ulaşırsın.

    Suçluya bir astronot kıyafeti giydirilir, sesi değiştirilir, hakimler, savcılar rastgele 5 dakika içinde kura ile belirlenir ve maske takar gibi.

     

    Yani basit bir örnek ama bu inananların sisteminden bu haliyle bile daha iyi.

     

    Benim böyle bir ütopyam var mesela.

     

    Çocukların hepsinin insanlardan alındığı ve anne babaların sırayla bir binaya gidip her gün rastgele çocukları doyurup, altını temizleyip kucakladığı bir yer gibi.

    Ertesi gün başka insanlar seçiliyor, yine aynı şeyleri yapıyor.

     

    BU şekilde herkes herkesi kalpten benimseyeceğine inanıyorum.

    Sonuçta altını temizlediğin doyurduğun bir bebeği ne küçükken ne büyükken istismar etmezsin.

    Kavga etmezsin, öldürmezsin.

     

    Bu tür şeyleri hayata geçirmemizi engelliyor bu ilkel sapiensler.

    Çünkü kör topal da olsa onların sistemi çalışmalı.

    Başka mükemmel sistem oluşturulabileceği görüldüğünde sapiensleri bütün insanlar elleriyle yok eder.

     

    Hayal etmek, daha iyi bir dünya ve düzen üzerinde düşünmenin zararı olmaz ancak nihayetinde insan olduğumuzu unutuyorsun sen. Senin dediklerinin olabilmesi için, bir kere içinde yaşanılacak düzenin her bir bölümü insanlardan bağımsız olmalı. Tüm işleri robotlar yapmalı.

     

    Dahası da var. Tüm insanların gelecek kaygısı olmayan bir düzen yaratmak zorundasın. Hepsi kendini diğerleri ile her bakımdan eşit hissetmeli. Hepsinin aynı model arabası, aynı tipte evi olması lazım ki kendini eşit hissetsin, vs. vs.

    Buna benzer daha çok şeyler yazılabilir.

     

    Ancak ne yaparsan yap; bir toplum içinde yaşayan insanları birbirine eşitleyemezsin, çünkü insanlarda kıskançlık var mesela. Mesela kendi eşini beğenmez, başkasınınkine sulanır. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbürgün mutlaka böyle vakalar olacak. İnsanların karakteri farklı, fiziksel görünüşleri farklı, zekaları farklı. Yani demem o ki, senin hayalin imkansıza yakın bir şey.

     

     

     

  4. 18 dakika önce, AteistBakish yazdı:

     

     

    Beş parmağın beşi niye aynı boya geliyor?

    Ayrıca senin kurala mı ihtiyacın var?

     

    Mesela bir yemekhanede ekmekleri, tabldotları, hamburgerler, kebapları insan olmadan oralara düzseler, ihtiyacın olmayanı da mı çalarsın?

    Kimler çalar onları?

    Bir düşün, hangi profilden insanlar yağmalar orayı?

     

    Bu kurallar işte onlar için

    Onların hayatta kalmak için uydurduğu şeyler.

    Buyur, her iddiasına varım.

    Her şeyin açık büfe olduğu bir yeri hiçbir homo sapiens sapiens yağmalamaz.

    Ama sapiensler orasının içine sıçar

     

     

     

    Arkadaşın sorusunu es geçmişsin. Mevcut durumu ha bire yerden yere vuruyorsun ancak çözüm getirmiyorsun.

    Bir ara şirketlerden falan bahsetmiştin ancak onları da yine insanlar yöneteceğine göre, hălă yerinde saymış oluyorsun.

    Somut, işe yarar, sürüyü bir arada tutacak ve çoğunluğu tatmin edecek çözümlerin/önerilerin neler?

     

    Edit:

    Yoksa safkan ateistlerin ve dinsiz imansızların kuralsız/kanunsuz bir arada yaşayabileceğini mi zannediyorsun?

    O zaman gerçek hayattan ve kapının dışındaki dünyadan bi habersin.

     

     

  5. 15 dakika önce, AteistBakish yazdı:

     

    Işık örneği uymuyor bu duruma

    Kırmızı da bekle yeşilde geç başka bir şey.

    Makinelerin kısıtlama olmadan hareket ettiği bir ortamda karşıdan karşıya geçmek isteyen insanlara tanınan geçici geçiş hakkı

    Ya da iki makine yolunun kesiştiği yerde uygulanan dönüşümlü geçiş hakkı.

     

    Bu süreçte irade yok.

    Durmazsan ölürsün.

     

    Hareket var, akış var ve bu dönüşümlü hale dönüştürülüyor.

     

    BU mantıkla hareket edersen, ortada alabildiğine hareket ve özgürlük hakkına sahip öldürmek tecavüz işkence akışları var da ahlak kuralları insanlar zarar görmesin diye bu akışları kontrol mü ediyor?

     

    Neden uymayacakmış, bence mis gibi bir örnek. Çünkü toplumlardaki kurallar da bir nevi böyle işliyor. Mesela adam öldürmek yasak, tecavüz etmek yasak vs. Buna rağmen yaparsan ve yakalanırsan kodesi boylarsın. Ancak bu kurallar tüm insanlar için konulmuş ve herkes için geçerli. Elbette birçok insan bu kurallar var diye, bu yasakları delmemeye yeltenmiyor. Bilakis kendi kişiliğine ters olduğu için bu eylemleri yapmıyor ve diğer yandan başkalarının bana zarar vermesini bir ölçüde önlüyor, çünkü kuralların/kanunların caydırıcı özellikleri var. Kimse keyfine kodesi boylamak istemez.

     

  6. 4 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

     

    Kayıtsızları da aşılıyorlar zaten Sevgili Kavak. Ama bu kayıtsızların kendilerinin gidip başvurması falan lazım, aksi durumda kaydı kuydu olmayınca kimse peşlerine düşmez.

     

    O zaman Türkiye´deki durum buradan da daha iyi, çünkü burada kayıtlı olmak şart. Zaten kayıtlı olmayınca, sana kaçak gözüyle bakıyorlar. Burada bu hususu nasıl çözüyorlar, ben de bilmiyorum açıkçası.

  7. 14 dakika önce, AteistBakish yazdı:

     

    Uymazsan biyolojik bir hastalık falan var mı?

    Mesela uymayanların toplam kalp atış sayılarında bir milyon atış azalma mı oluyor?

    Sizler hasta mısınız?

    Bir şeye mecbur değilsin.

    Kurallar koyulmazsa sen çocuk öldürecek misin?

    Kural ilanı mı seni çocuk öldürmekten veya tecavüz etmekten alıkoyuyor?

    Sizler bir çeşit müslüman mısınız?

    Müslümanlar böyle konuşuyor çünkü.

    İman olmasa dehşet bir dünya tasfiri var kafalarında.

    Sizler de ahlak olmasa dehşet bir dünya tasfiri var kafanızda.

     

    Madem toplumu örnek verdin, toplumdan konuşalım.

    İçinde bulunduğun toplum Türkiye.

    Madem topluma sürüye uyum göstermek gerekiyor.

    O zaman sen niye islamcı iskeletine, davranış modeline, kültürüne sahip bu topluma sürüye uyum sağlamıyorsun?

    Burada yazdıkların düşündüklerin sözlerin tamamen ters onların sürüsüyle toplumuyla

    Niye uyum sağlamıyorsun?

     

    Ya ben anlatamıyorum ya da senin keçi inadın tuttu.:D

     

    Yukarıda verdiğim örnekten yola çıkarsak...

    Trafik lambasında bekleme kuralı da aslında yok.  Yeşil, kırmızı. Yeşil, kırmızı...böyle gidiyor.

    Sen neden lambanın yeşil olmasını bekliyorsun?

    Yoksa hep kırmızı da mı geçiyorsun?:D

     

     

     

  8. 4 dakika önce, AteistBakish yazdı:

    Ya da soruyu daha fazla genişletelim

    Şimdi ahlak toplumda uyum sürüyle birlikte hareket etme ise

    Müslümanlar şeriat getirmeye kalkınca savunduğun öldürmeme, uyum vs ilkelerine göre hemen kenetlenecek misin?

    O zaman sayıları bir milyar olan herkese toplum diye kenetlenmek doğru olan değil mi?

    O zaman savaşlar niye var?

    Savaşanlar, toplumların çoğunlukların dayatmalarını reddedenler ahlaksız pislikler mi?

     

    Ben açıkça diyeyim.

    Zorla şeriat dayatılırsa bana ben "öldürmeme" "eziyet çektirmeme" "yok etmeme" "barış içinde olma" gibi ahlak anlaşmasını yırtıp atarım.

    Bana şeriat dayatanlarla öldürmeli yok etmeli her şeyin serbest olduğu bir savaşa girerim.

     

    Savunduğunuz ahlak kavramı gereği benim toplumla uyum içinde olmak için bu dayatmayı kabul etmem gerekmiyor mu?

     

    Sizler ne konuştuğunuzu bilmiyorsunuz.

    Yahu bir dursana !

    Elli tane ileti arka arkaya asarak nereye varmak istiyorsun?:D

    Bak işte o güzelim yanıtım silindi gitti.

     

  9. Bir saat önce, bilgivehis yazdı:

    AteistBakish'ın neyini yanlış buluyorsunuz anlamadım?

    Bence pek yanlış şeyler söylemiyor, dinciler, devletler, ideolojiler kendi ahlakını dayatıyor, sonra da buna yani sürü ahlakına  toplum ahlakı deniyor.

    Bugüne kadar özgürlükle kazanılmış bir toplum ahlakı olmadı, bütün ahlak biçimleri hep birilerinin çıkarına dayandı.

    Zaten bu başlığın açılma nedeni de bu soruna dayanıyor, insanlığa ait özellikler illa birilerine yamanıyor.

     

    Yanlış bulmaktan ziyade önerdiği çözüm bana göre insanlık dışı bir şey. Tercüme edersek "Bunların suyuna kibrit çakalım" demeye getiriyor. Halbuki dünyadaki tüm dinler yok olsa dahi, belli başlı kurallar uygulanmak zorunda. Yoksa anarşik/kaotik bir durum ortaya çıkar. Çünkü sürüler kuralsız bir arada yaşayamazlar.

     

    Diğer yandan dindarlar ahlaki kavramları haksız olarak tekellerine almak istiyorlar. Halbuki sürüyü bir arada tutan kurallar bütünü olan ahlak, ilk olarak insanla ortaya çıkmadı.

  10. 24 dakika önce, AteistBakish yazdı:

     

    Kuralların yaptırım gücü ne?

    Yani uymayınca ceza sistemini ve ceza darbesini indiren otorite ne?

     

    21 dakika önce, AteistBakish yazdı:

    Ayrıca kim diyor bu mecbursun olayını?

    İnsan topluluğu yaşam alanına girmiş bir ayı bir insan çocuğu tutup parçalayıp öldürebiliyor ya?

    Ayıyı mecbur kılmayan ve insanı mecbur kılan şey ne?

     

    Senin de dahil olduğun sürü türü diyor!

    Trafık lambasının önünde beklerken "Amaaan, bu yeşil ışığı beklemek harbiden salaklık!" diye hormurdanarak kırmızıda geçmeye yeltenerek deneyimleyebilirsin. 5 kere denersen, en azından 1 keresinde ezilmen olası. Ezilmek istemiyorsan, trafik kurallarına uymak zorundasın.  Bu kurala o ayı kılıklılar da uymak zorunda.

    Sen söylemeden ben yazayım; gerekli ve mantıklı kurallar olduğu gibi saçma sapan kurallar yok değil.  Ancak bunlar sürü türü olduğumuz gerçeğini değiştirmez.

     

  11. 3 saat önce, AteistBakish yazdı:

    Sürü üyesi kabul ediliyordur yani.

     

    Dönüp dolaşan tüm mevzu bu aslında.  Biz de bildiğin sürü hayvanlarıyız.  Böyle doğuyoruz, türümüz bu. Bunun yadırganacak nesi var?

    Şunu bir türlü anlatamadık sana; herkesten ırak tek bir kişi olarak yaşamak istiyorsan, yaşayabiliyorsan...sıkıntı yok.

    Ancak yanına bir eş, arkadaş veya yoldaş almaya yeltendiğin vakit mecbursun kuralları koymaya ve ona göre yaşamaya. Adına ne dersen de, o sana kalmış bir şey.

    Ve kural koyma mevzusunun dinle imanla hiç ilgisi yok, çünkü kuralsız bir şekilde hiçbir sürüyü bir arada tutamazsın. Kaos kaçınılmaz.

  12. 19 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

    Secde kelimesini daha önce açıklamıştım:

     

    Allah c.c.  ademi topraktan yaratıp boş heykel gibi ruhsuz kalıba secde edin dese idi o zaman şirk olurdu

    ancak topraktan şekillendirip maddi bedenin içine ruhundan üfledi isimleri esmayı öğretti sonra secde edin dediği için bu şirk olmaz.

     

    Sen harbiden bu toprak saçmalığına inanıyor musun?

    O zaman anlatsana şu topraktan yaratılma meselesini detaylıca. Yok öyle yağma; böyle sadece yaratıldı deyip kaçmak yok.

    Buyur anlat...

    Toprağı aldın, suyu da kattın...eee sonra?

    Bir güzel yoğuruyor musun?

    Evet; izah et bakalım. Tüm dataylarını yaz şuraya...

     

    Alıntı

     

    ayetlerde yer ve gökte olan her şey ona secde eder veya tesbih eder denilir

    yıldızlar ağaçlar secde eder denir

     

    secde terim olarak insanın Allaha ibadet için alnını yere koymadır

    ancak geniş anlamda selamlama hürmet ve saygılarını sunma hayranlığını belirtmek için boyun eğerek selam ve saygısını sunma vardır

    yani ibadet etme manası yoktur

     

    Yanlış biliyorsun. Secde etmek, korkaklığın, teslimiyetin ve boyun eğmenin resmidir. Yoksa ne diye kelleni yere koyup ve kıçını havaya kaldırasın?

    Bu eylemde saygı maygı yoktur, olamaz da. Eskiden insanlar hükümdarların karşısında korkudan nasıl yere kalpaklanmışsa, aynısını uydurdukları tanrılara yapıyorlar.

     

    İbadet dediğin nedir ki?

    Köleliktir, kişiliğıni satmaktır, boyun eğmektir. Evet; işin özü tam olarak bu. Öyle uzunca süslü püslü gazel okumalara hiç gerek yok aslında.

     

  13. 4 dakika önce, Ignostik kahin yazdı:

    Asi olurken kimlik numarasi sormuyorlar;

    Kimligini aliyorlar 

    E devlette kaydin var ise;

    Asi olabiliyorsun 

    Asi sadece tc vatandaslari icin tanimlanmis.

    Belki yillar sonra bu kanun degisir onu bilemem.

    A su an gecici kimlik belgesi tasiyan suriyelilere asi yasak!

     

     

    Saçmalamayı kes artık!

    Mültecilerin aşı olması yasak demek başka, aşıya ulaşmaları sıkıntılı demek başka. Kayıtlı olan ve aşı olmak isteyen, aşı olabilir. Saçmalamanın da bir sınırı var.

     

     

  14. 28 dakika önce, Ignostik kahin yazdı:

     

    Bu son iletim.

     

    He bre, biz de şıp diye inandık.

     

    20 dakika önce, Ignostik kahin yazdı:

    Toplam suriyeli sayisi 8.943.712.

    Tc vatandaşı ilan suriyeli sayisi sadece 87.000 .bunlar resmi rakamlar.

    Sen harbiden salaksın. 

    Aşı olmak için Türk vatandaşı olmana gerek yok, sadece kayıtlı olman gerek.

    Türkiye´deki kayıtlı Suriyelilerin sayısı 3,7 milyon civarındadır.

    https://multeciler.org.tr/turkiyedeki-suriyeli-sayisi/

     

  15. 14 saat önce, pozitivizm yazdı:

    Peygamber ve soyu geçimini ne ile karşılıyordu??

    Savaş ganimetleri, cizye zekat vb ile değil mi?

     

     

    Masalı dikkatli okursan, Muhammed çocuğa bakışlarıyla resmen fırça atmaya kalkmış. Şöyleeee bir bakmış, iyi mi!:D

    Eee, çocuk da zekiymiş. Bu bakışların hiç de iyiye ălamet olmadığını şıp diye anlamış ve hemen hurmayı löp diye yemekten vaz geçmiş.

    Onlar ermiş muradına, pardon Muhammed ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.

     

    Bu hadis zımbırtıları o kadar detaylı anlatılıyor ki, sanki her şeyi saniye saniye filme/teybe almışlar gibi. Bunları gerçek kabul etmek için kör kütük dindar olmak lazım.

  16. 4 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

    yusuf 4: " اِذْ قَالَ يُوسُفُ لِاَب۪يهِ يَٓا اَبَتِ اِنّ۪ي رَاَيْتُ اَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ رَاَيْتُهُمْ ل۪ي سَاجِد۪ينَ
    Hani Yûsuf, babasına “Babacığım! Gerçekten ben (rüyada) on bir yıldız, güneşi ve ayı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı” demişti"

    arapçada yıldız necm  نجم.Ancak bu ayette 11 yıldız diye tercüme edilen kısımda necm yani yıldız geçmiyor.Onun yerine gezegen manasında kevkeb كَوْكَبًا  geçer.


    Haklı olarak güneşte yıldız değil mi ve diğer 11 yıldız neden ayrılmış dendiğinde daha çok tercüme ve meallerde bu mana çıkarılabilir.Aslında güneş yıldız olduğu halde biz ona güneş deriz.Yani güneş bize diğer yıldızlardan daha yakın bizim adeta lambamız sobamız bizi ısıtır ışıtır.Ayda diğer uydulardan farklı bize yakın adeta gece lambası ve takvim gibi halden hale girerek geceyi romantik nuru ile aydınlatır.
    Ramazan hilal ile başlar hilal ile biter.Hicri takvim zaten kameri takvimdir.


    necm yıldız daha çok ışığı ile görünen parıldayan demektir ki ışık kaynağı manası var.
    Kevkeb daha çok ışığı yansıtarak görünen demektir.Aslında bitkilerin çiçeklenmesi filizlenmesine de bu ad verilmiş.Adeta bitkilerde üzerine düşen güneş ışığı sayesinde büyür çiçeklenir ve görünürler.
    Ayrıca kevkeb gözün beyazı içinde kullanılmış.Gözün ışığı alıp yansıtmayan siyah kısmı yani mercektir.O yüzden siyah görünür.
    Beyaz ise üzerine düşen ışığı tamamen yansıtır.Bu yüzden  güneş ışığını tamamen geçiren saydam mercek aksine üzerine düşen ışığı tamamen yansıtan beyaz kısma kevkeb demesi eski kadim arapçasözlüklerde bu mana verilmesi Kur'an da kullanılan gezegen anlamındaki kevkeb kelimesine uygunluğu harikuladedir.
    Aslında merceğin üzerine beyaz katarakt oluşması da kevkeble anlatılır zira bu sefer ışık merceğe girmeden bu beyaz katarakt tabakaya çarpıp geri yansır ve göz görmeyi sağlamaz.Bir nevi gözün beyazı gibi olur ki zaten gözün beyazına da kevkeb deniyor.
    Yine geceleri nemin yoğunlaşması ile damla halinde yaprakların otların üzerine düşen damlalara denir ki gece ay ışığını yansıtan bu yuvarlak damlalara da kevkeb denir ki aslında tüm bu manalar bize kevkebin katiyen dış bir ışığın üzerine düşmesi ile yansıtma ile parıldayan şeylerdir ki gezegenler ve uyduları hep bu şekilde görünürler.


    mantarlara da kevkeb ismi verilmiş sanırım yine beyaz olmalarından ve ışığı yansıtıp  görünmelerinden kaynaklanıyor.Esasen rüya da görülenler çoğunlukla sembolik ve mecazidir yani tevil ve tabir edilmesi gerekir.Rüya tabirleri var .


    Yusufun gördüğü rüyanın tevili şöyle yapılmış:Güneş babası ay annesi 11 gezegen ise bunlar etrafında dönen gezegenler gibi olan yusufun kardeşleri.
    Şimdi 1.derece de yakınlarımız var 2. derece yakınlıklarımız var:Anne ve babamız en yakınımız
    bize en çok ısınan bizimde kendilerine ısındığımız bunlardır adeta ay ev güneş gibi.
    kardeşler ise adeta güneş ten ışık alan gezegenler gibi bize biraz daha uzak ve soğuklar.
    Bir kardeş anne baba gibi evladını sevemez.


    zaten bu yüzden anne baba  1 derece akraba iken kardeşler 2.derece akrabadır yani daha uzaktırlar.
    zaten akraba kelimesi yakın anlamındaki karib kelimesinden türemiş.Zaten dilimizde akraba yerine yakınlarımız  da deriz.
    Bu yüzden güneş bize göre en yakın akrabadır ay yine öyle anne ve baba gibidir.
    diğer yıldızlar ve gezegenler bize uzaktır bir sıcaklığını görmüyoruz.


    yıldızların renkleri yüksek sıcaklıktan düşüğe doğru sıralandığında maviden kırmızıya doğru gittiği görülür.
    Nitekim güneş batarken en son görünen renk kırmızıdır kızıldır.
    Ve güneşimizde kırmızı deve dönüşüp sönecektir.


    Ayetlerde yıldızlar için ışığını kaybedip sönecekler denirken


    " وَإِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْ"   انْكَدَرَتْ kelimesi kökü ْكَدَر bu saf şeffaf bir şeyin bulanıklaşması kararması  güneş ve gezegenlerin renklerinde katı kesif bulanık bir renk değişimi olacağı açıktır.
    yıldızlar  adeta gezegene dönüşecek ışıklarını kaybedecek renkleride değişecek.
    gezegen anlamında ki kevkebler için zaten ışığı olmadığı için sönecek denmiyor ayrılıp dağılacak:
    "وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ"
    yani aynen tesbih boncuklarının ipi kopup dağılmaları gibi anlatılıyor.


    yine 6:76 " فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ الَّيْلُ رَاٰ كَوْكَبًاۚ قَالَ هٰذَا رَبّ۪يۚ فَلَمَّٓا اَفَلَ قَالَ لَٓا اُحِبُّ الْاٰفِل۪ينَ


    Üzerine gece karanlığı basınca, bir yıldız gördü. “İşte Rabbim!” dedi. Yıldız batınca da, “Ben öyle batanları sevmem” dedi."
    Hz ibrahim güneş içinde efele kullanmış.Her ne kadar güneş için kullanmış ise de kadim sözlüklerde bunun öncelikle ay için sonr gezegenler yani kevkeb için kullanıldığı açıktır.
    Tabii güneş için gurub etti denir.Yani battı.Oysa ay gezegenler batmaz kaybolurlar.Yani ayın hilal hali ve karalık halide vardır ki ışık almadığı için kaybolur.Güneşin batması bunun gibi değildir.
    sözlüklerde efele:


     " أُفٍّل
    {أَفلَ القَمرُ، وَكَذَلِكَ سائرُ الكَواكِب" anlamı:ay ve benzer şekilde diğer gezegenlerin ışıksızlıktan kaybolması.
    Her ne kadar mealde yıldız denmiş se de orjinali kevkebdir.
    kaybolan ışığını kaybeden ay gezegen gibi cisimlerdir bunlar yansıma ışık ile görünürler.
    Yıldızlar ise kaybolmazlar sabitttirler ışığı kendindendir.Bakınız güneşin şekli değişmez ay halden hale girer.Ay dan dünyada aynen ay gibi ışık aldıkça açıya göre şekli değişir.


    Ayetlerde kaybolma sönme batma anlamındaki  اَفَلَ  sözlüklerde baktığımızda ilk kullanımı ay içindir veya gezegenler içindir.


    Şu video da kevkeb ve necm farkı yani gezegen seyyare ile necm yıldız farkı anlatılıyor:
    Bir talebe soru soruyor diğeri ona cevap veriyor sanırım bir öğrenci bir öğretmen demek daha doğru:
    Öğrenci şu gökteki yıldızlara bak ne güzel diyor
    diğer gökte gördüğün her şey yıldız değildir  diyor
    diğeri:Semaya bak yıldız dışında bir şey görüyormusun
    diğeri:tabii ki şu gökteki nokta venüs zühre gezegenidir demekte.
    böylece gezegen kevkeb ile necm yıldız farkını açıklıyor:

    ...

     

    Sen şimdi burada nasıl bir mesaj vermeye çalıştın? 

    Tipik bir müslümanın tipik bir savunma reaksiyonu. Yahu, bir cümleyi geçtim tek bir kelimeden bile bazen romanlar yazacak kadar kendinizden geçiyorsunuz. Halbuki Musevilerin masallarından araklanmış olan bu masalın orijinalini okumak neden hiç aklınıza gelmez?

    Mesela Genesis 37´de bu masalın hasını bulursun. Git azıcık Eski Ahit´i oku ki dört dörtlük masal nasıl yazılırmış, kendin gör. Oradaki masallar sizin kitabınızdaki gibi karman çorman anlatılmaz. Orada gezegenlerden bahsedilmez; güneş, ay ve 11 yıldız diye geçer.

     

     

     

    Orijinalında yıldızlardan, güneşten

  17. Aşağıdaki pasajı birebir alıntıladım. Güler misin, ağlar mısın?

    Ben gülmeye karar verdim...

    Emre İtaat Eden Ağaç Mucizesi:

    Kadı Iyaz’ın Şifa-i Şerif adlı eserinde, Abdullah b.Ömerden Rivayet edilen bu olay şöyledir:

    Bir sefer sırasında Peygamberimizin yanına bir bedevi gelir. Peygamberimiz ona 'Nereye gidiyorsun?' diye sorar. O da 'ailemin yanına' der. Rasülullah(SAV) 'Ondan daha güzel bir hayır istemez misin?' buyurur. 'Allah’tan başka ilah olmadığına, O’nun eşi ve ortağı olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve Rasülü olduğuna şehadet etmendir.' der.

     

    Bedevi ise: 'Buna kanıt şahit nedir?' diye sorar.. Peygamberimiz(SAV) 'Vadi kenarındaki şu ağaçtır, git o ağaca Rasülullah seni çağırıyor' der... Bedevi anlatır; 'Sonra ağaca işaret etti ve ağaç, kökleriyle sürünerek geldi. Ve 'Selam sana ey Allah’ın Rasülü' dedi. Rasülullah (SAV) ağaca emretti ve ağaç yerine gitti.'

  18. 7 saat önce, AteistBakish yazdı:

    Bu arkadaş da kendi içindeki özgürlük dürtüsünü kontrolsüz şekilde dışa vuruyor.

    Bence zararsız çünkü bu dürtü şiddeti seçmiyor.

    Farklı olmayı, bilinmeyeni hissetmeyi, gizemi gören olmayı seçiyor.

    Yani bence zararsız.

     

    İnternet ortamında delisinden tut, azılı ırkçısına kadar her cinsten(!) insana rastlamak mümkün. Zamanında burada başka birisi bizleri ălenen ölümle tehdit etmişti. Haliyle gerçek hayatta kimin nasıl birisi olduğunu kestirmek bir hayli zor. Aklına esen yazıyor. Tamam yazsınlar ancak konu sahibi gibileri de bir süre sonra insanda sabır bırakmıyor. Ha bire "Ben çok zekiyim, sizler zeka yoksunuz" minvalinde beleş gazel okuyor. Yazdıkları ise tam tersini söylüyor.

    Halbuki ben çok sabırlı birisiyimdir ancak bu zatı eskiden beri tanırım. Gına geldi artık.

  19. 8 saat önce, Expecto yazdı:

    Aslında adama yüklenmek ne kadar doğru olur bilmiyorum. Ciddi sorunları var. Doktora görünmesi şart.

    Bu ilk saçma salak vukuatı değil ki bunun!

    Kaç defa forumdan atıldı, yine de akıllanmadı. Bir de utanmadan bir p.k bilmemesine rağmen, şimdi de doktorluk taslamaya başlamış. Bu tiplerin her şeyi yalan dolan.

    Doktora falan da gitmez bunlar,  çünkü bunlar zeka küpü olduklarından, doktor da kim oluyormuş!:D

  20. Bir saat önce, Ignostik kahin yazdı:

    Koskoca forumda koronayi kanitliyacak biri yok mu?

     

    Benim aptal oldugumu kanitlayin

     

    Koronayi kanitlayin bende aptal oldugumu kabul edim;

    Aksi halde;

    Hepinizden daha zeki oldugum  kanitlanmis olucak..

     

    Ee hadi bekliyorum..

     

     

    Hem aptalsın hem de yalancısın. Madem bu kadar zekisin(!), burada kendini boşuna heba etme. Senin her tarafından zeka fışkırsa ne yazar?

    Daha 3 kelimeyi doğru düzgün yanyana getirmesini bilmiyorsun. Mevzu bu kadar basit aslında.

     

     

  21. 7 saat önce, pozitivizm yazdı:

     

    Elektron mikroskopu ile saptamak samanlıkta iğne aramak gibi olur.?

    Ayrıca dış görünüşten viruslerin   genetik dizilimini tespit edemezsin.

     

     Gel Electrophoresis and pcr  diye ara youtubeda. :)

     

    https://www.youtube.com/watch?v=v8gCzz6OiOE

    https://www.youtube.com/watch?v=KeKNrzmS8gw

     

    https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/6152/mod_resource/content/1/5.%20Hafta.pdf

     

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Polimeraz_zincir_reaksiyonu

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Elektroforez

     

     

    Forumun en gerisine bir şeyler anlatmaya çalıştığına göre, senin canın  sıkılıyor olmalı. Ancak havanda su dövmekten öteye gidemezsin, çünkü karşındaki zat laftan falan anlamaz.:D

  22. 52 dakika önce, AteistBakish yazdı:

    Mevcut düzeni savunan herkes benden şerefsiz, acıması ve gaddar.

     

    Mevcut düzeni savunan yok, çünkü mevcut düzen zaten kör topal bir vaziyette. Nesini savunalım?

    Ancak "Ben bu düzeni beğenmiyorum, bu nedenle kökünü kazıyalım" deme gibi bir lüksümüz yok, olamaz da. İyi valla, her beğenmediğimiz mevzuyu kaba kuvetle çözmeye kalkarsak, gün gelir, başka birisi de bize kaba kuvvet uygulamaya kalkar.

     

    Düzeni iyileştirme çabası verebiliriz; onun bunun yaşam hakkına tecavüz etmeden bunu yapmaya çabalamalıyız. Diğer yandan nihayetinde insanız, zibil gibi hatalarımız var. Olsun, çünkü robot değiliz.

     

×
×
  • Yeni Oluştur...