Jump to content

KafaBeyinUs

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    317
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne KafaBeyinUs kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Bu kadar bağnazlığa da kelimeler kifayetsiz kalıyor. "Çıplakken sevişilir mi?" tarzında bir soru olmuş.

    Malesef ki aynı sorunun ardından "Çıplakken sevişilir mi?" sorusunu da cevaplıyor.

    Bilimin gelişip de eşeysiz üremeyle insan yapılacağı zamanı dört gözle bekliyorlar sanırım.

    Mitozla bölünmek dinen caiz midir hocam? :lol:

  2. Dediğim gibi sizler birer inançlı insanlarsınız..Dinsizim demekle bu sorumluluktan/suçtan kurtulamazsınız..Bir deistin Tanrı var demesi,bu kişinin inançlı olduğunu gösterir..Bir agnostiğin Tanrı bilinemez demesi bile inançtır..Mesela müslüman alimler,kendi Tanrı'larının bilinemez olduğunu söylerler..İslam fıkhında bu yönde fikir belirten kişiler vardır..Doğru olan da budur zaten..Allah bilinemez olduğu için Allah inancı var..Bilinebilir olsa,zaten otomatikman inanç kaybolur ortadan..!

    Anlayan birisi buranın mealini bana aktarabilir mi yahu :huh: Müslüman mıymışım?

    İslam fıkhında Tanrı bilinemez diyen de kimmiş? De hele de bir öğrenelim. Henüz o kadar geniş Müslüman göremedim. Öyle diyen birisi de Müslüman olamaz zaten. Aksini iddia ediyorsa da kafayı sıyırmıştır. Doğru olan da budur zaten demişsin, o da ayrı bir muamma. İçip içip de mi yazıyorsun anlamıyorum ki.

    Ateizm de bir inançtır diyen Müslümanla dalga geç sen, ama gel de Agnostisizm de bir inançtır de. Canım ya :wub:.

    Senin yazdıklarını Müslümancaya çeviriyorum. Belki biraz empati yapasın gelir ha?

    Bir şekilde var dediğimiz Allah'ı bize izah edemeyip,sanki semavi dinler bir çatı altında toplanmışlar da, Müslümanlar bu birliği bozmaya çalışıyor gibi lanse etmeniz çaresizliğinizin göstergesidir..Bize laf atacağınıza,kendi uyduruk inancınızı bize açıklasanız çok makbul olacak..Hem katil/tecavüzcü/hırsız sürüleri ile aynı sofraya oturuyorsunuz,hem de Müslümanlara laf atıyorsunuz..Önce kalkın o sofradan,sonra ne yapacağımıza karar veririz..

    Dediğim gibi sizler birer inançsız insanlarsınız.. Semavi bir dindenim demekle bu sorumluluktan/suçtan kurtulamazsınız..Bir Musevi'nin Yehova var demesi,bu kişinin inançsız olduğunu gösterir..Bir Hristiyan'nın İsa Allah'ın oğlu demesi bile inançsızlıktır..Mesela Yahudi alimler,kendi Tanrı'larının bilinemez olduğunu söylerler..Yahudi fıkhında bu yönde fikir belirten kişiler vardır..Doğru olan da budur zaten..Onların kendi Tanrı'ları bilinemez olduğu için Yehova inancı var..Bilinebilir olsa,zaten otomatikman Müslüman olacaklar..!

    Şunu da her seferinde açıklamak zorundayız..Müslümanlar diye bir şey yoktur..Müslüman vardır sadece..Müslüman olmak,bir gruba/inanca dahil olmak demek değildir.. Her Müslüman'ın söylemleri/yaptıkları kendini bağlar..Bu bakımdan benim sözlerim yüzünden bir başka Müslüman'a laf atamazsınız..

    Siz bizim gibi bireysel değilsiniz..Müslüman olmayan herkes bir inanca sahiptir ve inanca sahip olanlar,toptan değerlendirilebilir..Museviler şöyledir veya Hristiyanlar şöyledir diyebilirim ama ateistler şöyledir diyemem..

    :ph34r:

  3. Yadellerdeki Yurttaş'a katılıyorum. Kişisel olarak konuşayım, dinden çıktıktan sonra 4 ay kadar kendime gelemedim. Ama şu görüşteyim de demedim. Sadece vasıfsız dinsizdim. Bir Tanrı'nın olabileceği fikri sürekli aklımdaydı ve bazen oluyordu ki kesinlikle var diyebileceğim zamanlar olmuştu. Çünkü hayatı boyunca koltuklu değnekle yürümeye alışıp bacaklarını doğru düzgün kullanmayan bir insan da bir anda değneklerini atıp yürümeye başlayamaz. Ama neden bilmiyorum kesin konuşmadım hiçbir zaman. Var ya da yok demedim. Tanrıyı çok umursuyordum. Acaba varsa bizden ne istiyor diyordum, din yollamış mıdır diyordum.

    Ama bunları aşalı çok oldu. Eğer bir Tanrı varsa ve bizden bir şeyler isteseydi, isterdi. Doğanın işleyişinde de herhangi bir olağanüstülük yok. Her şey olağan, olması gerektiği gibi. Tanrı varsa bile sadece vasıfsız bir eleman olabilir. Ya da bu evren denilen makinenin düğmesine basan ilk kişi olarak görenler de vardır elbette. Ben hiçbir şeyden emin değilim. Ama emin olmak zorunluluğu da hissetmiyorum. Occam'ın bıçağını elime aldım ve derimdeki o büyük yarayı kesip attım. Varsa vardır, yoksa yoktur. Bu iş bu kadar basit. Benim hayatıma herhangi bir + sı ya da - si olmayan nötr elemanı ben ne yapayım.

    Ama şu konuda diretiyorum: Yok derken bu kadar emin olamayız. En azından ben bu kadar emin olamam. İşte bu yüzden ateist değil de agnostik ateistim.

    Tartışmaya açık bir insanımdır. Ama saldırgan ifadelerle saldırılmayı kabul edemem. Ateist olmayanı dünyadan aforoz edenlerle, hele ki beni bir komplo teorisi içine koymaya çalışanlarla [Materyalist Bilinç, NOLAN] yollarımız hiçbir zaman bir olmayacak.

  4. Negatif ateizm, Tanrı'nın varolmasını prensip olarak mümkün görmekle beraber, varolduğuna dair hiçbir gerekçe bulunmadığı gerekçesiyle Tanrı'yı reddeder.

    Agnostik ateizm ya da diğer tanımıyla ateist agnostisizm, hem ateizmi ve hem de agnostisizmi içine alan bir felsefi görüştür. Agnostik ateistler, herhangi bir tanrıya ve tanrısallığa inanmadıkları için hem ateist, aynı zamanda kesin olarak herhangi bir tanrının var olup olmadığını bildiklerini iddia etmedikleri için de agnostiktir.

    Fark çok ince. Üstteki iki metin de vikipediden.

  5. Zeka seviyesi yerlerde. Bu topraklarda bir sorun var ama anlamıyorum. Yazdığınız saçmalıklara cevap olarak bilimsel konuşulmaz, o yüzden cevap vermemeyi tercih ediyorum. Böyle saçmalıklar saçmalayabilmek ancak yobaz bir beyin işidir ve gereğince yobazlaşmışsınız.

    Türkiye'ye ne AKP'nin ne CHP'nin ne solun ne sağın faydası var. Sağlıklı düşünebilen insanların faydası var. Onu da biz dinsizler grubu olarak alıyordum ama demek ki yanılmışım. Dinsizler de sağlıklı düşünemiyor. Antik çağdan günümüze kadar insanlar putlara taptı. Somut olanı soyutlaştırıp soyut ilah putuna, Allah'a tapmaya başladılar. Zaman geçti insanlar dinsizleşmeye başladı ama sonuç aynı. Putlar., putlar ve putlar. Ne zaman putatapar olmayı bırakırsak o zaman yaşayabileceğiz. Putunuzun ne olduğunu da varın kendiniz düşünün de bulun.

    Dünya fethi ile Dünya'yı ayakları altına alıp hakim olmak isteyen antik çağ hükümdarları; Büyük İskender'lere benzeyin, modern Cengiz Han'lar çıkarın, çağdaş Hülagu'lar yaratın. Yakın dünyadaki size benzemeyen kitapları ve söndürün bütün mumları. Karanlıkta tek başınıza kalın. Önemli olan tek renk olmanız. Siyaha iman ederim, renkler kör olsun. Muhammed'e benzeyin, girin insanların kabesine ve Allah'ınızdan gayrı bütün putları yıkın. Musa gibi olun, diğer zihinsel milletlere diz çöktürmeyi kendinize emel edinin. İsa gibi olun, çarmıha gerilecek kadar samimi olun ve ölün düşünceniz yolunda, ama yolunuzda da milyonları öldürün.

    Yasaklayın, yasakçı zihinler, yasaklamayı yasaklayanlar da çıkacak elbet. Evet, belki çıkmayacak ama hayali bile güzel geliyor.

    Bu kadar saçmalamanın karşısında ne kadar hayret ettiğimi anlatamam bile size. Emin olun dalga geçtiğiniz Müslümanlar kadar saçmalıyorsunuz. Sizin onlara yobaz demenizdeki haklılığınız kadar onlar da size demekte haklı.

    Dünyadaki düşünce savaşları tarafına yeni bir kutup daha mı ekleyeceksiniz? Ekleyin madem.

    "Sen geçen yıl benim aleyhimde bulundun, senin kanını emmeliyim," diyorsunuz. Felsefe kin gütmez; sizin boş çabalarınıza sakin sakin güler, kendinize benzetmek için aptallaştırmak istediğiniz insanları tatlı tatlı aydınlatır. [Voltaire, Felsefe Sözlüğü sy.16, İnkılap Kitabevi]

  6. İskitler'in tamamı Türk mü? Karadeniz'in kuzeyinde yer alan İskitler'in Türklerin yanısıra bugün Çerkes, Kazak, Rus olarak andığımız halkların atalarının da İskitler'in içinde yer aldığını düşünüyorum.

    Hunlar'ın bile Türk olduğu kesin değilken İskitler'den bu kadar rahat Türk diye bahsedilemez. Bahsettiğimiz bu topluluklar göçebe oldukları için onlardan bize kalan şeyler az. Sadece bizim tarih kitaplarımızda bu kadar kesin Türk olarak adlandırılıyor diğer milletler. Bulgarları bile Türk yaptık.

    Yanlış anlaşılmasın, Tolondede'ye genelde karşı çıktığımdan Türk düşmanı olduğum çıkarılmasın. Ben de bir Türküm. Ama ırkçılığa karşıyım. Bir de bu şekilde milletleri Türk yaparak kutsamaya karşıyım.

    İskitlere İranî halk diyenler:

    1. ^ Херрманн, Unesco, Эрик Жüрчер, History of Humanity: From the seventh century BC to the seventh century AD, Routledge, 1996, ISBN 9789231028120, p. 181. Scythians were Iranian peoples
    2. ^ Andrew Bell-Fialkoff, Andrew Villen Bell, The role of migration in the history of the Eurasian steppe: sedentary civilization vs. "barbarian" and nomad, Vol. 1: Role Migrant History Eurasian Step, Palgrave Macmillan, 2000, ISBN 978-0-312-21207-0, p. 379.Eastern-Iranian nomadic peoples
    3. ^ Paul Robert Magocsi, A history of Ukraine, University of Toronto Press, 1996, ISBN 978-0-8020-7820-9, p. 28. a branch of Iranian people
    4. ^ Mykhaĭlo Hrushevsʹkyĭ, Andrzej Poppe, Marta Skorupsky, Uliana M. Pasicznyk, Frank E. Sysyn, History of Ukraine-Rus': From prehistory to the eleventh century, Canadian Institute of Ukrainian Studies Press, 1997, ISBN 978-1-895571-22-6, p. 83. Scythians were an Iranian people
    5. ^ Hermann Parzinger: Die Skythen (Almanca). Beck Yayınevi, Münih 2004. ISBN 3-406-50842-1
    6. ^ Scythians is pronounced /'sɪθɪən/ or /'sɪðɪən/. Scyths are pronounced /'sɪθs/ From GreekΣκύθης. Note Scytho- /'saɪθəʊ/ in composition (OED).
    7. ^ Scythian mummy shown in Germany, BBC News

    İskitlere Türkî diyenler:

    1. ^ Prof. Durmuş, İlhami (2012). İskitler, s.62-66, Akçağ Yayınları, Ankara, ISBN 978-605-5413-95-8
    2. ^ H. Celâl Güzel, Ali Birinci, Genel Türk tarihi, 1. cilt, Yeni Türkiye, 2002, s.485
    3. ^ The Turks. Volume 1: Early Ages. Part 3: Old nomads of the steppes: Scythian age in Eurasia. Prof. Dr. A. Chay - Prof. Dr. I. Durmus, Scythians, Yeni Türkiye, Ankara 2002, s.147-166], ISBN 975-6782-56-0)
    4. ^ Mirfatih Zekiyev Türklerin ve Tatarların kökeni syf; 143-178 Selenge yayınları Ağustos 2007
    5. ^ Tarhan, M. Taner - "Ön Asya Dünyası'nda İlk Türkler Kimmerler ve İskitler" Türkler Ansiklopedisi, C. I, Ankara 2002, s. 597
    6. ^ Kazi Laypanov / İsmail Miziyev Türk Halklarının kökeni Selenge yaınları 2008 syf 77-101
    7. ^ GÜLER, Ali 2001 Türklük Bilgisi, Tamga Yayıncılık, ANKARA 34
    8. ^ MEMİŞ, Ekrem1987 İskitler’in Tarihi, Selçuk Üniversitesi Yayınları, KONYA syf 79-80
    9. ^ Cahill, Patricia A. Unto the breach: martial formations, historical trauma, and the early modern stage (2008), Oxford University Press, sf. 45
    10. ^ a b The geography system of Herodotus examined and explained, by a comparison James Rennell[kaynak belirtilmeli]

    İskitlere Osetler'in atası diyenler:

  7. Semavi dinlerin Tanrısının kudretli ve herşeye gücü yeten bir varlık olduğu iddia edilir.

    Birçok dindar ülkede Tanrıya şirk koşmaya, küfür etmeye ölüm cezası vardır.

    Ancak bu ceza nedense bizzat Tanrı tarafından değilde, insanlar tarafından uygulanır.

    Eğer Tanrıya göre şirk ve küfür büyük bir suç ise, neden kendisi şahsen ilgilenmiyor ?

    Neden insanlar, sadece Tanrıyı ilgilendiren bu meselede ona yardım etme ihtiyacı duyuyorlar ?

    Yoksa iddia edildiği gibi kendisi kudretli ve herşeye gücü yeten bir varlık değil mi?

    Müslümanlar yerine ben cevap vereyim.

    Onların tanrılarının dünyadaki insanlar üzerindeki emeli zaten onların kendisini bulup bulamayacağını test etmek olduğundan kendisi sınava müdahil olmuyor. Bu çeşitli önkabuller olduğunda makul bir cevap olmakta.

    Ama sınav yapmasının saçmalığı sorgulandığında da inandıkları tanrının ne kadar mantık dışı olduğu da ortaya çıkmakta.

  8. Hayır hayır hayır. Siz yanlış anladınız. İnsanın yalnızlığından kasıt burada şu: İnsanların ilişkisi bile yalnızca ihtiyacı olduğundan ve insanların aslında birbirini önemsediği yok. İhtiyacımız olduğundan böyledir sosyalliğimiz. İşte bu yüzden bu kadar kolay birini bırakıp hemen onun yerine başkasını koyabilmek. İnsanın özünde sosyal bir hayvan olduğuyla ters düşmüyor bu alıntılar. Biraz daha dikkatli okumaya çalışın.

  9. Bu yalnızlık konusu ilgini çekiyor belli ki..Bu filmi bir izle;

    http://www.sinemalar...lm/109129/utanc

    Bu arada iki söze de katılıyorum..

    Teşekkür ederim, filmi izleyeceğim.

    Peki sözlerin ikisinin de doğru olduğunu farzedersek, bu sözlere göre geçmişte bu işler böyle değildi. Geçmişten kastım, kabile döneminden belki de sanayi devrimine kadar...

    Ama geçmişi düşününce de insanların ilişkilerinde sorumlu olmaları, sadık olmaları, birbirlerine gerçekten inanıp güvenmeleri için herhangi bir sebep görmüyorum. İnsan sonuçta insandır. Bence bu yalnızlık insanın doğasında var. Her birimiz sadece kendimiz için yaşıyoruz, etrafımızdaki insanları yalnızca kullanıyoruz, onlar da bizi kullanıyorlar. Bu mudur yani? İnsan dediğimiz varlık böyle mi yaşar?

    Kabileler döneminde bu iş böyle değilse bile şu yüzdendir. Bir kişi ile ilişkini kestiğinde aynı derecede başkasını bulman zor. Sonuçta küçük bir kabile. :blink:

  10. Bu toplumda kim yalnız değil? Başkalarıyla oluşturduğumuz, canlıların temelini oluşturan ilişki uzun zaman önce kaybolmuş. Herkesin bir sistem tarafından yönetildiği ve onun standartlarına uyduğu bir yerde topluluklar için yer yok. Herkes kendi küçük kafesinde kalıyor ve sistem her birine kendi kişisel huzurlarını vererek onları evcilleştiriyor. [Makishima Shougo]

    Herkes yalnız… Herkes boş… İnsanların başkalarına ihtiyacı kalmadı. Herkesin yerine geçecek birisini bulabilirsiniz. Herhangi bir ilişki değiştirilebilir. İşte benim büyüdüğüm yorgun dünya bu. [Makishima Shougo]

    Bu iki söz hakkında neler düşünüyorsunuz. Katılıyor musunuz? Kısmen katılıyor musunuz? Yanlış mı?

    Birincisine bir şey söyleyemem ama ikincisine katılıyorum. Sözler üzerine bir şey eklemek istediğim zaman yeni iletilerle gönderirim.

    Bu konuda farklı alıntılar biliyorsanız rica ederim ekleyiniz.

  11. Bu ayrımın mantığını açıklar mısın?

    Ayrim dedigin sanki ben agnostik ateist olup ateistleri disliyorum ve sevmiyorum. Sanki ateistler deistlerden nefret ediyor. Bunlar birer kimlik.

    Adam ben deistim demekle sunu uzunca aciklamasina gerek kalmiyor: "Ben dinsizim ama bir yaraticiya inaniyorum."

    Ya da bir ateist ateistim dediginde sunu uzunca soylemesine gerek kalmiyor: "Ben herhangi bir dine veya herhangi bir dogaustu seyin varolmadigina inaniyorum."

    Bu liste boyle gider. Buradaki ayrimin amaci nefret degil.

  12. Türkiye'deki değişiklikler yeni değil. Türk halkı son zamanlarda değişmiş değil.

    Bu halk bu zihniyeti yüzlerce yıldır sürdürüyor.

    Son yıllarda daha belirli olmasının nedeni bile bir tür ilerleme kabul edilebilir.

    Kendimizi tanımaya başladık. Eskiden bunu da yapamıyorduk.

    Çağdaş bir Avrupa ülkesi olmamız uzun yıllar alacak.

    Don't worry, be happy!

    Malesef ki uzun yillar alacak. Bizim islam topluluklari seriati tam anlamiyla yasayamadilar. En ovunulen Osmanli Devleti bile bi seriat devleti degildi. İslamda islerine gelmeyen seyleri padisahlar orfi hukukla degistiriyorlardi. En basitinden bir ornek: İslamda ozel mulkiyet kavrami varken Osmanli Devleti'nde mulk devletindir. O yuzden devlet ve vakiflar arasinda bir cekisme vardir. Her neyse konumuza donelim.

    Gunumuzde seriat diger islam ulkelerinde yasanmaya basladi ve halklar gittikce hayal kirikligina ugramaya basliyor. Turkiye de kendi seriatini ilan ettiginde "onlar islami yanlis anliyor'cular" buyuk bir hayal kirikligi yasayacaklar. Ama bu surec ve hayal kirikliginin yerini nefrete birakmasi cok uzun surer.

    Avrupayi gorduk. Hristiyanligi kokune kadar yasadilar zamaninda ve dine nefret buyudukce buyudu. Sonunda reform yapilarak din kisilerin ic dunyasinda yasanmaya baslandi. O zamandan gunumuze kadar da dinsiz sayisinda bir artis yasanmaya baslandi. Ama bu surecin 1000 yil gibi bir zaman araliginda gerceklestigini hatirlamak insani huzune boguyor.

  13. Bu, tümüyle yanlış bir görüştür.

    "Akıl"ın devredışı bırakıldığı bir beyin, "aşk"ı aslâ yaşayamaz.

    Benim kriterlerime uyan bir kişiye, "aşk" besleyebilirim; aksizi düşüğnmek, aklı reddetmekten başka bir şey değildir.

    İstersen, çok kaba bir örnek vereyim: Dünyânın en güzel kadınklarından biri, seninle yakından ilgileniyor. Ama yalnızca iğrenç kokmakla kalmıyor, üstü-başı bok içinde. Bu kişiye âşık olma olasılığın, ne kadar mantıklı olabilir?

    Dedikleriniz uzerine cok dusundum. Evet halkisiniz gercekten de. Aklin devre disi birakildigi bir beyin aski asla yasayamaz. Zihin ve dusunme askin icindedir. Ama o zaman sunu nasil aciklayacagiz:

    Diyelim ki bir ask bize sadece zarar veriyor. Kattigi arti bir sey yok. Ama neden unutmak istedigimiz halde unutamiyoruz? Bazi seyler hala elimizde degil gibi. Belki baslangicta zihinsel suzgeclerimizi kullanarak birine asik oluyoruz ama olduktan sonra artik bir seyler kontrolden cikmaya basliyor. Acaba bu ad hominemin dedigi gibi evrimsel surece mi dayaniyor, genlerimizde mi var ask?

    Kafam cok karisik :lol:

×
×
  • Yeni Oluştur...