hemdemo

facebook sayfası açman daha çok kişiye ulaşman açısından faydalı olur. zaten ayrıca böyle sayfalar mutlaka vardır.

rüyalar gerçek zamandan önce gelemez. rüyasını gördüğümüz şeyin mutlaka yaşanmış olması -beyinde kaydedilmiş olması- gerektir.

gececik ve gündüzcük molekülleri aydınlatıyor.

yarıldım.

o halde sakın kendini fişlenmiş hissetme. üyelik faaliyeti gönüllü yürütülmüyor mu? aidat da mı kesiyorlar bir de?

pozitif enerjini evrene yönlendirmelisin.

jiddu'nun etkileyici ve felsefi bi' spirütüel new age peygamberi olduğu belli.

ben dediğin thinker ve experiencer oluyor zaten.

madem içine sinmedi, kafanda çocuğun yanlış kanı edindiğine dair şüphen var, o zaman kontra enfermasyon yapmalısın. bence turan dursun'un kitaplarını okumasını teşvik et. çocuğun kafasında ideal kelimesi muhammet özelinde yer etmesin.

pantolonun üstünden sen öyle san.

üst bi' akıl var. açık ve net.

saçmalık. alayı yalan yanlış. kaynak kodunu kadından alırmış. harekete geçiren dölleme arzusuymuş. keeh keh derim buna ben. ilkel insanlardan bahsediyor bir de. alpha kodumu döller kadını bu kadar basit. ataerkil toplum düzeninde de biraz daha yumuşak haliyle aynısı geçerlidir. bunu yazan salak bi' kadın olsa gerektir.

asıl önemlisi türkiye'de yetişen meyve-sebze-tahıl vs. hepsinin tohumu ithal ediliyor; çiftçi neredeyse tohuma dahi para yetiremeyecek kadar fakir ve hasatta kaldırdığı mahsülün ederi bi' yıllık mutfak masraflarını şöyle böyle çıkarır pahada. türkiye ülkesi iklim ve coğrafi bakımdan tarıma oldukça elverişli olmasına rağmen; isviçre'de vs. kurulu gen bankalarından, özellikle kısırlaştırılmış tohum ithal ediyor. yani şöyle ki, mahsülden aldığı tohumu ekerse yeni ürün çıkmıyor. sözde olumsuz şartlara dayanıklı diye aldığı tohuma, ertesi sene yine para vermek zorunda kalıyor. düşün ki pazara gel

benim için de yılbaşı allah'ın herhangi bi' gününden ibaret olduğu için, özel olarak kutlamayacağım. geride bıraktığımız yıl berbattı; şu açıdan ki, hayatımın en verimli olması gereken kritik bi' döneminde, ve sürdüğüm ömrümün kırılma noktası-kritik bi' dönemecinde, sadece bi' yıl yaşlanmak hariç herhangi bi' haltı başaramadım. gerçi çokça yaşanmışlık biriktirdim. öyle ya, hayat başarılması gereken bi' sınav değil; yaşanması gereken bi' tecrübedir. bunu da yanıma kar sayıyorum. geçmişten aldığım dersler ve ibretlerle önümüzdeki yıl ayağım daha sağlam yere basarak hareket edeceğim; umuyorum.

vayy nolan spontane açtım diyorsun lakin kısacık yazıda 7 tane atıf yapmışsın

nolan saçmalamışsın biraz.

bununla ilgili bi' anektod var. bi' eskimo yerlisi, kendine hristiyanlığı tebliğ eden misyonere, eğer bana açıklamasaydın ve ben de bu dinden bihaber olsa idim; o halde benim durumum ne olurdu? diye sorar. misyoner yanıtlar: o halde haberdar olmadığın için senin herhangi bi' yükümlülüğün olmaz; der. eskimo: o halde bana neden anlattın?

güya allah yoluna cihat yaptığı iddiasında olan üsame bin LaDin'in(dinsiz oğlu üsame) adına dikkat çekmek isterim. bunu bilince taşlar oturur. ladin: dinsiz demektir. birçoğunuz çok garipseyecektir ama böyle. la: yoksunluk edatı: -siz, sız, veya yoktur gibi anlama gelir. la ilahe illa allah: yoktur ilah -den başka allah : yani el(the) ilah'tan başka ilah yoktur. La Din: yani dinsiz. evet vay amk dediğinizi duyuyorum.

tabii ki sanat değeri vardır. çünkü çağrı filmini izlediyseniz bilirsiniz; o zamanlar mekke o yörenin dini bi' merkeziydi ve yılda bi' kez festivaller düzenlenir ve bu festivallerde şiir yarışmaları yapılır; en iyi şiirler kabe'ye asılırdı. muhammed de bu kültür ekseninde yetiştiği kendisi bi' şairdir. ona sen allah'ın elçisi değil; ''mecnun bi' şairsin'' diyenler vardır; kuran'da geçer. tabii ki edebi değeri olması; saçma sapan olması gerçeğini değiştirmez.

benim taa fi tarihinde kafam çok karışık ve bocalarken aklıma en çok takılan ayetlerden birisi budur; hatta diyebilirim ki dinden çıkmama vesile olan ayetlerden en başta gelenidir. nedense o zaman ki kafamla atatürk ile mukayese ediyordum. bu adam büyük işler başarmış; bu muhakkak. velakin uçkuruna düşkün değilmiş; veyahut en azından gizli, saklı yürütmüştür. gel gör ki muhammed'e bakalım; kendine zorluk! olmasın diye allah resmen ona kıyak geçiyor. yaw böyle bi' muhabbet olabilir mi? yani demem o ki; bi' tanrı var. samanyolu galaksisinden tut, osuruk böceklerine kadar yaratmış olsun; ve muh

sonuçta bu kul dilidir. eski metinleri transkripte eden bi' arkelog, tablet kelimesini işittiğinde, zihninde uyanacak kavram taşa yazılı yontmalar olacaktır belki. veya bir hastanın aklına ilaç olan tabletler gelecek, veyahut bi' velede de iphone tabletler gelecek mesela. aynı zaman koordinatında yaşayan ademoğulları bunlar işte. o yüzden etimoloji ve semantik ve zeitgeist eş güdümlü ve paralel, birbirini tamamlar nitelikte çalışılmalı. ayrıca mesela bi' kozmojist'e kapsül deyince farklı anlam çağrışımları türer. bu düşünce, fikir, hissiyat iletişilir ve hatta yazıya dökülürse, adeta öl

her kelimenin anlamı; zorunlu olarak, bir bağlam ve iletişim ortamı gerektirdiği içindir ki; bu tartışma bitmez, bitmemeli.

sevgili üslupfarkı; muhammed'in babasının adı neden ''abdullah''; yani ''allah'ın kulu'' demek oluyor. demek ki allah'ı icat eden muhammed değildir. aynı misal, selamun aleyküm'de böyledir. yahut vedalaşırken ''selamet ile'' deriz; arkadaşımızın salimen eve varmasını dilemiş oluruz. yani bir nevi esenlikle, barış ve huzur içinde. kelimenin arapça olması, onun illa ki islam'a mal edilmesi gerektiği anlamına gelmez. böyle düşünmen, tabirimi maruz gör, çevresel bazı koşullanmalar yüzünden, çarpıtılmış bir zihne sahip olmayı gerektirir. ya bu diyardan gidicen, ya da bu deveyi güdücen; saçmalı

3 kelime: tektipleştirici sünni doktrin. tabii ki laik rejimi gözardı ederek değerlendirilmesi mümkün değil.

ya arkadaşlar gün oluyor ki gerçekten de insan'ın dön dolaş aynı mevzuatı devri daim etmesi biz ateist ve non-teistler'i sıkıyor. biz de aramızda münafık bi' spam atak timi kuralım. kurallar basit müslümanmış gibi takılacaksın. genellikle olta mevzular ve ortaya karışık vs. yoksa itiraf ederseniz ki ben inanmıyorum, ki bu halde de fikir alışverişi yapmak, tartışmak isterim; tavırları genelde ''onları dost edinmeyiniz.' e indirgenir. bu bence ciddi olalım, böyle klasik bağnaz ve darkafalı kişilerle muhatap olmak dahi vakit harcamak demektir. banlananlar arasında, şahsen edebiyle, üslubuyla