Jump to content

Ateş seni çağırıyor

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    533
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Ateş seni çağırıyor kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. “Yarının hiçlik olması tehdidiyle mutlu olamam ve olmayacağım. Derin bir hakaret bu… Bu yüzden, beni acı çekmem ve yok olmam için, fikrimi sormadan ve küstahça var eden bu doğayı su götürmez davacı, savcı ve davalı rolümle, kendimle birlikte mahküm ediyorum… Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak…”

    Dostoyevski

  2. On 22 Kasım 2016 at 14:27, Sundance yazdı:

    Yasal olara 15 yaş üstü şahsın şikayeti şarttır. 

    İlgili kanun maddesini yapıştırdım yukarıda konuya. İnanmayan açar TCK'yı bakar.

    AKP'nin getirdiği düzenleme tamamen 15 yaş altı çocuklar içindir. Bu düzenleme 15 yaş üstünü kapsıyor demek yalancılıktır. 

    Eğer hamileyse hastanede polis sorgusunda çıkıyor şikayet etmesi şart değil.

  3. On 28 Ekim 2016 at 13:11, Sundance yazdı:

    Dindarr sen ne kadar laftan anlamaz bir insansın? Hem okuduğunu anlamıyorsun hem de yalan söylüyorsun.

    Turkey[edit]

    The age of consent in Turkey is the age of majority (set at 18 as per Article 11 of the Turkish Civil Code).

    According to Article 104 of the Turkish Penal Code (Türk Ceza Kanunu), sexual intercourse with minors aged 15, 16 and 17 can only be prosecuted upon a complaint. However, if the offender is a person who is forbidden to marry the child by law or is a person who is obliged to take care of the child due to adoption or foster care, then the prosecution doesn't require a complaint and the punishment is aggravated.[130]

    Article 103 regulates any kind of sexual activity with minors under 15 (or minors under 18 who lack the ability to understand the legal meanings and consequences of such actions) as child sexual abuse.[130]

    15 - 16 - 17 yaşındakilerle cinsel ilişki kurmak şikayet durumunda ceza gerektirir diyor. Türkiye'de 18 yaş altında cinsel ilişkiye izin veriyor. Topluma mı mal oldu kızlarımız şimdi?

    Eeee ne oldu senin 18 yaş sınırın? 

    Avrupa'da da 18 yaş altı cinsel ilişkiye 

    İşte bu senin düşünce yapının pisliğini gösteriyor. Kendini dinine o kadar bağlamışsın ki senin için önemli olan dinini yüceltmek. Bu uğurda ne pisliğe battığını göremiyorsun bile.

    Spain

    The age of consent in Spain is 16, under a new law which came into effect on 1 July 2015.[119][120]

    Spanish Criminal Code Article 183:

    (1). El que realizare actos de carácter sexual con un menor de dieciséis años, será castigado como responsable de abuso sexual a un menor con la pena de prisión de dos a seis años.

    Translation: Whoever performs sexual acts with a minor under sixteen years, shall be punished for sexual abuse of a minor with imprisonment of two to six years.

    (3). Cuando el ataque consista en acceso carnal por vía vaginal, anal o bucal, o introducción de miembros corporales u objetos por alguna de las dos primeras vías, el responsable será castigado con la pena de prisión de ocho a doce años, en el caso del apartado 1...

    Translation: When the attack consists of bodily entry through vaginal, anal or oral, or introduction of body parts or objects for some of the first two way, the offender shall be punished with imprisonment from eight to twelve years, in the case of paragraph 1...

    There is a close in age exemption: El consentimiento libre del menor de dieciséis años excluirá la responsabilidad penal por los delitos previstos en este Capítulo, cuando el autor sea una persona próxima al menor por edad y grado de desarrollo o madurez

    Translation: The free consent of the minor under sixteen excludes criminal responsibility for crimes under this chapter, if the perpetrator is a person close in age and level of development or maturity to that minor.

    The age of consent rises to 18 if there is deception or abuse of a recognized position of trust, authority or influence over the minor.

    Spanish Criminal Code Article 182:

    (1). El que, interviniendo engaño o abusando de una posición reconocida de confianza, autoridad o influencia sobre la víctima, realice actos de carácter sexual con persona mayor de dieciséis años y menor de dieciocho, será castigado con la pena de prisión de uno a tres años.

    Translation: Whoever performs sexual acts with a person over sixteen and under eighteen by deception or abuse of a recognized position of trust, authority or influence, shall be punished with imprisonment of one to three years.
     
    16 yaş altında sadece yakın yaş aralığında ise esnek davranılır diyor yoksa 8 ile 12 sene cezası var diyor. Bununla da yetinmiyor 16 ile 18 yaş aralığında güveni, yetkiyi veya otoriteyi kötüye kullanarak istismar edilirse ceza veriyor.
     
    Hani nerede 13 yaş? Yani dinini yüceltmek uğruna yalana bulaşıyorsun. Aslında sana cevap vermeye bile değmez de burayı okuyanların yüzü suyu hürmetine yazıyorum.
     
    Sadece iki örnek gösterdim yazdıklarından ikisi de doğru çıkmadı.
     
    Sen ne menem bir şeysin? Kendi karakterin hakkında ne düşünüyorsun? Bağlı olduğun dini böyle mi savunuyorsun? Dinini böyle savunurken insanların gözünde dinini ne seviyeye düşürdüğünün farkında mısın?
     
    Oturup tek tek ülke ülke yazarım sana neyin ne olduğunu.
     
    Nijerya'da, Somali'de, Suudi Arabistan'da sexual consent denilen kavramın neden bulunmadığını. Bir insanın rüştüne ermesi ile bir ergenin cinsel rıza gösterme yetisinin nasıl farklı şeyler olduğunu açıklardım ama nasıl olsa anlamayacaksın.
    Anlayacaklar için kısaca şöyle yazayım: 
    İslamda cinsel rıza gösterme yeteneği diye bir şey yoktur. Kadının rızası da beklenmez. Tek kriter evliliktir. O kriter sağlandıktan sonra 18 yaşından küçük bir çocuğun psikolojik olarak cinsel ilişkinin sonuçlarını nasıl karşıladığının önemi yoktur.
    Rüşt yaşının 18 yaş olarak belirlenmesi ile cinsel ilişkiye manen yeterlilik belirlenmesi arasında fark vardır. Nijerya, Somali ve Suudi Arabistan gibi çocuk evlilik oranı tavan yapmış ülkeleri örnek göstermek saçmalamanın daniskasıdır.
     
    Avrupa'da ise mentalite insan üzerine kuruludur. Avrupa'da çocuklar için cinsel ilişki yaşının net olarak belirlenmesi, hangi şartlarla cinsel ilişkinin ceza görmediğinin belirlenmesi tamamen çocuğu korumak amaçlıdır.
     
    Avrupa'da 15 yaşındaki bir çocuğun 40 yaşındaki bir herif tarafından cinsel ilişkiye zorlanması, kandırılması, saflığından istifade ederek yönlendirilmesi yasa ile engellenmeye çalışılmaktadır. Verilen age of consent yani rıza gösterme yeteneği için gereken minimum yaşlar işte bu koşulları açıklamaktadır. Cinselliğin çocuklar tarafından doğru zamanda yaşıtları ile sağlıklı bir şekilde keşfedilmesini garanti altına almaya çalışır. İşte medeni insanlar çocuklarının doğru psikolojik cinsel gelişim süreci geçirmesine bile bu kadar özen göstermektedir. Böyle bir mentaliteye "Bunlar kızlarına doğum kontrol yöntemi verip tüm toplumun altına yatırıyorlar" diye pislemeye çalışmak aslında bunu söyleyenin mentalitesinin ne kadar yobaz, ne kadar iğrenç ve ne kadar aşağılık olduğunu göstermektedir.
     
    Mentaliteye özellikle dikkatinizi çekerim. Bir taraf çocukların doğru cinsel gelişim sürecinden geçmesine özen gösterirken diğer taraf konuyu sadece cinsel zevk olarak ele almaktadır. Müslüman ülkelerde çocuk evliliği denilince akla gelen 60 yaşındaki heriflerle 9 yaşındaki bebeklerin evliliğini görmezden gelip ağızlarına almayanlar kalkıp da 14 - 15 - 16 - 17 yaşındaki ergenleri korumaya yönelik (yaş sınırı getiriyor, bu çocuklara psikolojik olarak uygun olmayan şekilde yaklaşanı yakarım diyor) kanunları utanmadan dillerine doluyorlar. Tamamen ergenleri korumaya yönelik bu kanunları, dinlerini eğip büktükleri gibi büküp pisliklerini bulaştırmaya çalışıyorlar.
     
    Ancak realite kazık gibi karşılarında dikiliyor. Medeni ülkelerde bu aşağılık düşünce yapısı gözükmezken islam ülkeleri boğazına kadar gömülü halde.
     
    https://www.facebook.com/ilkannelik/videos/982145335197418/
     
     
     

    Türkiyede 18 yaş altı ise yaş aralığı,rıza,şikayet var mı falan dinlenmez içeri atılır.Dindar bu konuda haklı.

  4. Ama çiçek aşısını kızların yüzü çiçek bozuğu olmasın, iyi satılsınlar diye Çerkeslerin bulduğu söylenir. Çok yakın zamana kadar Çerkeslerin kölelik geleneğini sürdürmeye çalıştıklarını da bizzat bir Çerkes bana söylemişti.

    Arkadaşın dediği farklı bişey.çerkeslerin kendi içindeki kölelikten bahsetmiyor.osmanlının çerkes kölelerinin yükselişi falan diyor.

  5. 1- Bu "eşya ve kıyafet konusu", ulusların kültür ve gelişmişlik kıyaslamalarında aşırı bir şekilde ön plana çıkarılıyor, adeta fetişleştiriliyor.

    2- Bu, kendine bir "çağdaşlık" hedefi koymuş, kendine örnek bir üstün kültür tayin etmiş bütün azgelişmiş ulusların içine düştüğü bir durum.

    3- Üstelik bu tür kıyaslamalar, o ulus ile, üstün kültür (Batı) arasında kurulan tek doğrultulu bir düzlemde yapılıyor: Yani, bir uçta üstün kültürün dünyası (Batı), öbür uçta kötü dünya (Arap, Doğulu, oriental, Müslüman, Hindu, Ortodoks vs.) ve arada "o ulus" yer alıyor.

    4- "Ulus" kendini bu taksonomiye yerleştirirken, kendinin, "araf'ta çağdaşlaşma" mücadelesi veren tek ulus olduğunu sanıyor.

    5- Sonra ne oluyor? Beğenmediği, kendisinden olmak istemediği kültürleri belli referanslarla ayırıyor:

    a) Mesela Güneydoğu Avrupa'da Katolikler, kendilerini Ortodokslardan ayırırlar. Onları Osmanlı-Bizans bakiyesi, Slav bolşevizminin mirasçısı falan olarak görürler.

    B) Ortodokslar da kendilerini Müslümanlardan (özellikle Türklerden) ayırırlar. Onları, kendilerini Avrupa aidiyetinden koparan Doğulu işgalciler olarak görürler.

    c) Etnik Müslümanların şoven ve seküler/ateist olanları da kendilerini Türklerden ayırır. Türkler olmasaydı kendilerinin de Avrupalı olacak idiklerini sık sık söylerler.

    d) Türkler de kendilerini Araplardan ayırırlar. Onların kendilerini zorla Müslüman yaptıklarını söylerler. (Resmin bütünü açısından, görüntü bu.)

    e) Aynı referans bağlantısı, kendisine özenilen kültür için bu kez ters yönde kuruluyor. Olaya yüzeysel bakan bir Türk için, diyelim bu Hıristiyanlık. Böyle olunca da, Bulgar'ı, Yunan'ı, Sırp'ı falan, kendisinden gelişmiş, Avrupalı bir ulus zanneden yaygın bir görüş oluşuyor. Türkler, Kapıkule'den sonra Avrupa'nın başladığını zannediyorlar.

    6- Televizyondaki bir zamanlar "Elveda Rumeli" dizisinde, Türk/Makedon karışık bir köyde, Türk kadınları şalvar, cepken, yemeni vesaire giyerken, Makedon kızının "zayıf bir matmazel" kılığında resmedilmesi, işte bundan.

    7- Yani bugünün Türkleri, hala bir İstanbul taşrası niteliğinde olan Balkanlardaki Hıristiyan köylü kızını, din farklılığından dolayı "matmazel" zannediyor. (Emel Sayın'ın resmini gören köylü Makedonların da, Türkleri öyle zannettiği gibi.)

    8- Lafı niye bukadar dolandırdım? Bu siyah-beyaz fotoğraflardaki aydınlanmış Rumlar, Yunanlılar, Bulgarlar vesaire, Osmanlı/Müslüman ortaçağından kendini kurtarmayı başarmış şanslı azınlıklar olarak görlür ama durum hiç de öyle değildir.

    9- Bu toplumlar, bizim yaşadığımız doğululuk, kimlik, geri kalmışlık, aidiyet tartışmalarının hemen tamamını yaşarlar. O gün yaşamışlardır, bugün de yaşarlar.

    10- Yani, o okul kuran, kravat takan Rumların, gerçekte Türklere göre hiç bir artısı olmamıştır. Onların olmadığı gibi, Bulgarların Sırplara, Arnavutların Makedonlara, onun-buna, şunun-ona, hiç bir farklılığı yoktur.

    11- Kurumsal olarak kaldırılan köleliliğin, gayriresmi olarak bir süre daha devam ettiği doğru (Türkiye de dahil).

    12- Rusları duymadım ama bildiğim kadarıyla bütün Kafkas Müslüman göçmenleri (Çerkes, Çeçen, Abhaz, Kabartay, Adıge, Dağıstanlı vs.) bizde ayırt edilmeksizin Çerkes olarak adlandırılır. Çerkesler, 17. yüzyıl gibi geç bir tarihte Müslüman olmuşlardır, Ferhat Paşa isminde misyoner ruhlu bir Osmanlı paşasının gayretleriyle.

    13- Bundan öncesinde ve sonrasında, çoğu Kafkas kavmi için, çocuklarını zengin Müslüman saraylarına göndermek üzere köle tacirlerine vermek (satmak diyelim) yaygındı. Uzun yüzyıllar bu böyle devam etti.

    14- Bu dönemlerde kölelik aynı zamanda bir eleman devşirme ve güvenilir adamlar yetiştirme yolu olarak kulanıldığından, Çerkes kökenlilerin devlet yönetiminde üst kademelere çıkmasında şaşılacak bir şey yoktur. Bunun örnekleri çoktur: En somut olanları, mesela, meşhur Evliya Çelebi'nin dayısı Melek Ahmet Paşa (Abhaz'dır), kızkardeşi (ya da kuzeni) ile beraber saraya getirilmiş, kız, sarayın kuyumcubaşısı olan Evliya Çelebi'nin babası ile evlendirilmiş, Ahmet Paşa ise Enderun denen saray okulunda yetişerek devletin çeşitli kademelerinde görev yapmış, bu arada Evliya Çelebi'yi de koruyup kollamıştır. Evliya Çelebi meşhur seyahatlerinin çoğunu bu Paşa'nın himayesinde ve hizmetinde olarak yapmıştır.

    15- Ama daha ilginç örnek, Mısır Memluk İmparatorluğu. Resmi adı "ed-devlet-il Türkiye" olan bu imparatorluk, tamamen köle kökenli sultanlar tarafından yönetiliyordu. Kıpçak'tan ve Kafkaslar'dan getirilen köleler Osmanlı benzeri bir sistemde yetiştirilerek, devletin askeri ve idari sınıfını oluşturuyorlardı. Taht boşalınca yeni sultan bu sınıf arasından seçilirdi. Yani devletin başı olan adam, teoride bir köleydi.

    16- Hurafe ile eğitim düzeyi arasındaki ilişki: Güzel ve ilginç bir alan. Ezber bozan veriler var:

    a) Avrupa'nın en devrimci politik kültürüne sahip, en dinsiz ülkelerinde biri olan Fransa'da astroloji inanılmaz ölçüde rağbettedir. Fransa'da astrolog ve falcıların sayısı, rahiplerinkinin iki katı kadardır. Bu ülkenin 80'li yıllarda başkanlığını yapan komünist Mitterand'ın bile bir falcısının bulunduğu sonradan ortaya çıkmıştı. (Eski monarkların müneccimbaşı'ları gibi.)

    B) İngiltere'de UFOların varlığına inananların sayısı, Tanrı'nın varlığına inananları geçer.

    c) Önce Ortodoksluğun sonra komünüzmin tasfiye edildiği Rusya'da astroloji merakı ve periler inancı tasfiye edilememiştir.

    d) ABD'nde bedenlerden şeytan çıkarttığını ve şifa dağıttığını söyleyen panayır doktorlarının programlarına, çoğu eğitimli, kalabalık sayıda insanlar katılır.

    e) Yukarıda örneği verilen Rum'lar gibi, aydınlanarak kendi milli ideolojilerini oluşturan uluslardaki milli bilinç, az sonra kendi hurafelerini yaratmıştır. Bu ulusların Omanlılar tarafından şehit edilmiş eski krallarının mezarları bugün hastaları iyileştirmekte, körlerin gözünü açmaktadır.

    f) Gelelim Türkiye'ye. Avrupa'da ve dünyada en yüksek inanç oranına sahip Türkiye toplumu, aynı zamanda en düşük hurafe inancı oranlarına sahip: Türkiye'de insanların % 70'i nazar boncuğuna, % 85'i burçlara ve % 95'i falcı ve üfürükçülere inanmıyor. (Sabancı Üniversitesi, Türkiye'de Dindarlık - Uluslararası Bir Karşılaştırma anketi, Kasım 2009).

    Yani hurafelere Fransızlar, Amerikalılar, İngilizler inanıyor, Türkler inanmıyor. Sanırım gerçekçi.

    Çerkesler hakkında söylediklerinin hepsi yanlış.çerkesler burada müslüman oldu.ayrıca kölelikten yüksel kademeye gelme diye bişey yok uydurma.cumhuriyet zamanındaki generallerde mi köleydi.türkiyedeki ünlü çerkesleri bi araştır.ordu,siyaset,spor,sinema,magazin,sanat,yazar çizer camiası hep onlarla dolu.onlar da mı kölelikten geliyor.

  6. ateizmin kaderi belli aslında yazı mükemmel tespitlerle dolu misalen

    Japonya, İngiltere, Kanada, Güney Kore, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Almanya, Fransa ve Uruguay (yurttaşlarının çoğu Avrupa kökenli) yüz yıl önce dinin önem taşıdığı ülkeler iken, bugün dini inançların en zayıf olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Göreceli olarak zengin olan bu ülkelerde eğitim ve sosyal güvenlik sistemi güçlü, eşitsizlik oranı düşük. Auckland Üniversitesinden psikolog Quentin Atkinson bu durumu, insanlar başlarına gelebilecek olaylardan korkmuyorlar

    mesela burdaki tespit geçerlidir ancak mesele şurda ki artık avrupada da ekonmik çöküşler başladı dünya kaynakları yetersiz gelmeye başladı ve avrupanında altın çağı bitmek üzere gelecekte çok büyük karışıklar ve çok büyük acılar yaşanacak ekonomk veriler ve ortaduğuda başlayan 3cü dünya savaşı bunun belirtileri.

    acının olduğu yerde Tanrı inancını yok edemezsin ve insanın olduğu yerdede acıyı yok edemezsin.

    sistem otomatiğe bağlanmış durumda ve saat gibi tıkır tıkır çalışıyor ateizm bitti derken ben bunu kastetmemiştim bilimsel olarakta bitmek üzere zaten insanlara hazırlanan bir alternatif din projeside var dolayısıyla ne olursa olsun tanrı veya tanrılar kavramı dünyadan asla silinemez.

    fakat ateizmin bu yeni sistemde kesinlikle yeri olmayacak.

    Yani tanrı inancı olsun diye açlık eşitsizlik güvensizlik mi olmalı.medeniyet düşmsnı zihniyet işte
  7. ateizmin kaderi belli aslında yazı mükemmel tespitlerle dolu misalen

    Japonya, İngiltere, Kanada, Güney Kore, Hollanda, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Almanya, Fransa ve Uruguay (yurttaşlarının çoğu Avrupa kökenli) yüz yıl önce dinin önem taşıdığı ülkeler iken, bugün dini inançların en zayıf olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Göreceli olarak zengin olan bu ülkelerde eğitim ve sosyal güvenlik sistemi güçlü, eşitsizlik oranı düşük. Auckland Üniversitesinden psikolog Quentin Atkinson bu durumu, insanlar başlarına gelebilecek olaylardan korkmuyorlar

    mesela burdaki tespit geçerlidir ancak mesele şurda ki artık avrupada da ekonmik çöküşler başladı dünya kaynakları yetersiz gelmeye başladı ve avrupanında altın çağı bitmek üzere gelecekte çok büyük karışıklar ve çok büyük acılar yaşanacak ekonomk veriler ve ortaduğuda başlayan 3cü dünya savaşı bunun belirtileri.

    acının olduğu yerde Tanrı inancını yok edemezsin ve insanın olduğu yerdede acıyı yok edemezsin.

    sistem otomatiğe bağlanmış durumda ve saat gibi tıkır tıkır çalışıyor ateizm bitti derken ben bunu kastetmemiştim bilimsel olarakta bitmek üzere zaten insanlara hazırlanan bir alternatif din projeside var dolayısıyla ne olursa olsun tanrı veya tanrılar kavramı dünyadan asla silinemez.

    fakat ateizmin bu yeni sistemde kesinlikle yeri olmayacak.

    Yani tanrı inancı olsun diye açlık eşitsizlik güvensizlik mi olmalı.medeniyet düşmsnı zihniyet işte
  8. İnsanların ekserisi Kutuplarda mı yaşıyorlar yoksa bizim bulunduğumuz Çoğrafyada mı yaşıyorlar bunu bize söyle bende söylicem

    Allah ne diyor? Ben diyor Kutuplara balta girmemiş amazona peygamberimi yollamam Ve Yollamadığım yere de azap etmem.

    Son cümleden sonra karaşimseğin müziği çalar. dınını dınını dınını dıdıdırıtıtııı

    İyide bizim coğrafyada kış olmuyo mu?dını k dınını dıdıdı

    Hem niye kutuplara amazona yollamıyo uzak mı geliyor?ordaki insanların ulaştığı yere allah ulaşamıyo mu?

  9. Masturbasyon filan yap sende? Surekli de azgin gezmiyorsun ya neden veremeyesin?

    Asil libido tavan olunca cok mutlu oluyorsun bir de garip bir kendine guvenin oluyor. Sanirim bu guven, iyi sex yapabilecegine emin olmaktan geliyor ama tam bilmiyorum.

    Hımm.Eğer öyleyse lustral içince enerjim artıp libidom neden düşüyor?vücut olarak enerjim düşsede hayat enerjim artıyor.
  10. ama bu tıp... bir telefonu veya bilgisayarı geliştirme olayı değil. Canlı bir bireyde,dıştan mudaheleyle cok temel değişiklik yapma olayı..

    o kadar kolay değil.... belki baska ulkelerde yapabilirler... Biz ise,, 20 yılda daha cok geriye gittik.

    dindar nesil yetistirmek isteyen ve bilime düsman bir tayyip var ortada.

    Tıp gelişmiyor zaten teknoloji gelişiyor tıp da bunun ninetlerinden faydalanıyor.teknoloji de çok hizlı ilerliyor

  11. Elimde olsa Tianeptini bile kullanmayacagim. Kendimi bir yandan kotu hissediyorum bunu kullanmak zorunda kaldigim icin. Vucuda zararli sonucta. Bir maddeye bagimli yasamak, insanin kendine saygisini dusuruyor.

    Lustral neyine yetmiyor

  12. Hah hayyy yavrum benm

    E be zındık :D doğru söylüyorsun fakat eksik noksansın çünkü henüz Dünyanın semasını hariçine çıkmadın uzayın sonunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun konuşamazsın ha hayyy

    Ayette semalardan (uzaylardan) kaçıp giderken nüfüz edebilirseniz edin diyor ama edemezsiniz illa bir Sultan yanınızda olucak yani biz kudret vermedikçe yerinde kımıldayamazdınız diyor

    Sen dünyanın semasından çıkıp diğer semaya giridin sanki de

    yani uzayın sonuna gidip bu uzaydan çıkıp diğer uzaya gittin ve hiç nüfuz edecek bir şey yapmadın sanki de burada gelip konuşuyorsun hahah ahahah ahhaha ne kadara cahil sallamacısın salla babm salla

    Uzaydan uzaya yolculuk ha.kutuplardan haberi olmayan insanların o günlerde en kafa patlattıkları konuydu sanırım.o değilde şu yıldızların yere düşmesi olayını anlatsana bi.

  13. Rahman / 33 "Ey cinn ve (fıtratında Marifet yemişi cibili olduğundan dolayı mükellef tutulan) ins'in maşeri.

    (Ne ile mükellefseniz ona boyun bükün, ona itaat ediniz) Yoksa gücünüz kudretiniz yetiyorsa kahr u gadabımızda SEMALARIN ve Yerin Aktarında geçin gidin. Kaçabilirseniz haydi kaçın fakat kaçamazsınız! biz kudret vermedikçe kıpırdanamazsınız!"

    1- Bu ayette İns'in ma'şeri'ne yani hepsinin toplamına hitap vardır. insana htap yoktur İns'in ma'şerine hitap vardır

    2- Ayette ilk önce Semalar sonra Yer zikredilmiştir. Demek oluyor ki Dünyanın Semasından sonraki semalardan sonra da Bir Yer de vardır..

    Eğer öyle olmasaydı Allah ilk önce Yer ve Sonra semaların aktarından kaçın derdi.

    Farz-ı muhal ayetten şöyle mana alınırsa "yeryüzünde kaçabilirseniz kaçın ama kaçamazsınız büyük bir güç lazımdır" şekilinde

    işte Uzaaya çıkıldı aya gidildi denirse

    Bir kere böyle bir mana Ayetten çıkmaz. Ayette ilk önce SEMALAR zikrediliyor sonra YER zikrediliyor. İlk önce semalardan kaçıcaksın sonra yerden kaçıcaksın

    yani Allah çoooooook farklı bir şeyi bahsediyor beyan ediyor. bu ayetde

    buradan ekmek çıkarmaya çalışan Dinsizler dolandırıclık yapıyorlar demektir. :D

    Bugün ki Bilim daha bırak Semalardan kaçmayı DAHA DÜNYANIN SEMASINDAN (uzayının dışına) dışarı çıkamamıştır

    haaaaaaahh hahahahh ahhahah

    Önce semalardan sonra yerden mi?:o

  14. karıncaların konuşması mantıksız gelmiyor hayvanların kullandıkları dil mevcut burda mesele hz. Süleyman peygamberin karınca dilini anlıyor olması kuranda zaten doğaüstü olaylardan çok sık bahsedilmektedir özellikle hz. Süleyman ile ilgili anlatımların tamamı doğa üstüdür sadece islamiyette değil yahudilerde ve hristiyanlardada hz. Süleyman anlatımlarında doğa üstülük vardır.

    hatta daha derinide vardır hz. Süleymanın hazinesi, gizli ilimlere ait bir kitabının olması ve yüzüğü.

    hz. Süleymanın peygamberliği baştan sona olağandışıdır ve yaşadığının kanıtlarıda hala ortadadır tapınağına kadar.hatta bu gizli ilim kitabının bulunduğu ve bu kitapla birlikte kabala öğretileriyle beraber cinlerle karşılıklı ilişkilerin kurulduğuda iddialar arasındadır.

    yani kurandaki o olağandışı gözüken ayetler hem incille hemde tevratla yakınlık gösteriyor.

    kanımca yahudilerinde bilimde bu kadar ileri olmalarının sebebinin altındada bu mistiszm yatıyor.hem kabala öğretisi hemde hz. Süleymanın ilmi sayesinde bu kadar ileri teknolojik gelişmelere kavuştuklarını düşünüyorum.

    Bunun ilimle ne alakası var süleyman da insan değil miydi?aletsiz nasıl anlıyordu(karıncanın gerçekten bişekilde konuştuğunu farzetsek dahi)

  15. Evet, isabetli bir konu. Hatta sadece agnostikler, panteistler değil, deistler de isterse kendini "ateist" olarak tanımlayabilir.

    Nonteizmin genelinde aslında "tanrı" diye birşey yoktur. Çünkü tanrı ortamda yoktur... Tanrı, hayatın içinde yoktur...

    İnsanlar tanrıya göre hayatına yön vermez ve tanrıya hizmet etmez.

    Kaldı ki bir ateistin amacı ateizmi yukarlara taşımak değil, insanlığın aydınlanması, aklın bilimin ve düşünce özgürlüğünün yaygınlaşması olmalıdır.

    Tanımlayamaz çünkü hepsi bi kümenin elemanları değil.hepsi farklı şeyler.

  16. Forumda bazı kibirli insanlar sık sık Efe Aydal, Richard Dawkins gibi insanları gerçek ateist olmamakla suçluyor. Bunlar ateizmin ne olduğunu bilmiyorlarmış, ateist değil agnostiklermiş vs.

    Saçmalık bu iddialar. Ateizm, teizmin reddedilmesidir.(Zaten ateist demek anti-teist demektir.) Nasıl suçu kanıtlanana kadar bir insan masum sayılıyor ise, ateist kişi de teizm bir kanıt sununcaya kadar tanrının varlığını reddeder. 2 bin senedir tanrının varlığına dair bir kanıt sunabilen bir teist olmuş mu? Hayır. Kimse tanrının daha doğru düzgün tanımını bile yapamamış. Dolayısıyla biz bu iddiayı reddediyoruz. Ortada kanıt yok.

    Yani Efe Aydal, Richard Dawkins, Stephen Hawking gibi kişiler bal gibi de ateisttir. Efe Aydal diyor ki belki bu evreni yaratmış olan bir yaratıcı olabilir. Evet doğru söylüyor, böyle bir yaratıcı olabilir. Yaratıcı farklı bir şey, tanrı farklı bir şey. Bilim yaratıcı olamaz diye bir şey söylemiyor. Bu evreni var etmiş olan, bizden üstün bir varlık olabilir. Hepimiz birer kobay olabiliriz. Bu düşüncenin ateizm ile çelişen bir tarafı yok.

    Pozitif ateizm, negatif ateizm gibi şeyler de yalan dolan uydurma. Hatta panteizm diye bir şey de yok aslında. Panteist denilen kişiler de aslında ateisttir. Teist olmayan tanrı diye bir şey yoktur. Tanrı iddiası teizme aittir. Tanrı denilen şey insani özelliklere sahiptir. Öyle evreni yaratan sıradan bir canlıya, ya da bilinçsiz bir maddeye enerjiye tanrı denilemez. Tanrı=Evreni yaratmış olan, insani özelliklere sahip olan metafiziksel bir varlık. Başka bir tanımı yok tanrının. Bu iddiayı reddeden herkes ateisttir.

    Tanrının varlığı kanıtlanana kadar reddetme diye bişey yok.buna ateist denmez.verdiğin örnek çok alakasız.ateist tanrı yok der.zaten varlığı kanıtlanana kadar reddetmek tabiri de mantıksız.öyleyse niye reddediyorsunki bilemem de.

  17. sana taha suresinden bir takım ayetler sunuyorum olurda düşünür belki imana gelirsin.

    116- Hani Biz meleklere: Ademe secde edin demiştik, İblisin dışında (diğerleri) secde etmişlerdi, o, ayak diremişti.

    117- Bunun üzerine dedik ki: Ey Adem, bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursun.

    118- Şüphesiz ki, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı)dır.

    119- Ve gerçekten sen burada susamayacaksın ve güneş altında yanmayacaksın da.

    dikkat edersen hz. Ademi nasıl uyarıyor eh artık burdan sonrasını sen düşünürsün seni yalnız bırakıyorum kendinle kıyaslama yapabilecek bir beyne sahip olduğunu düşünüyorum :)

    Şeytanın cennette ne işi var?Ayrıca güneşten niye yansınki?sibiryada kıçı da donabilir.

  18. o zamanki insanlar cahil falan değildi bilakis edebiyatta çok ileriydi ancak sıkıntı şuydu aslında o dönem arap kabilelerinde aşiretlik ve aşiretliğin getirdiği gaddarlık vardı aslında hz. Muhammed(sav) gerçekten çok büyük bir devrim yapmıştır.koca bir sistemi yerle bir ederek o sistemi kuranlarıda yenmiş ve yepyeni bir sistem kurmuştur.

    yani sistemi beğenirsin beğenmezsin onu bilmem ama sonuçta o dönemki yapıyı tamamen yıkmış ve onca güce karşı istediği sistemi eksiksiz kurmuştur ve ölene kadarda başında kalmıştır.

    bence tartışılması gereken konular aslında bunlardır beni diğer tarafları ilgilendirmez o onun özel hayatıdır.

    aslında beni ilgilendirmemekle birlikte birde ayet yazayım sana:

    el-Ahzab, 33/4:Allah evlatlıklarınızı öz oğullarınız gibi tanımadı. Bunlar sizin dillerinize doladığınız boş sözlerdir. Allah gerçeği söylemektedir; doğru yola O eriştirir

    anladığım kadarıyla gene beni ilgilendirmemesine rağmen demekki Allah bu evlatlık meselesi olayını tam olarak kapatmak için bu şekilde bir emri uyguladı ama dediğim gibi bu benim konum değil dedikoduyu sevmem.

    İyide kuranda geçen bir ayete o onun özel hayatıdır beni ilgilendirmez diyebilir miyiz?eğer diyebiliyorsak kuranın ne hükmü var?

×
×
  • Yeni Oluştur...