Jump to content

teogoni

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    162
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne teogoni kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. 3 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

     

    Ben öyle bir platform bilmiyorum ama bu zaten saçma bir istek. Sana konan teşhise ilişkin uzmanlaşmış bir klinisyen bulur ve gidersin, sonra da oturur değerlendirirsin.  İşini çok iyi bilen binlerce uzman ve onlardan dibine dek yararlanmış milyonlarca insan var. 

    Araştır, bul.

     

     

    Depresyon sağlıklı, akılcı düşünmeyi de hissetmeyi de engelleyen çok önemli bir hastalıktır. O yüzden bu fikrin külliyen yanlış. Depresif. 

    Bu site depresiflerin toplaştığı bir site, ateizm de depresiflerin sahiplenip savunduğu bir fikir, akım (veya adı her ne ise) biz tası tarağı toplayıp gidelim hemen...

    Depresif gerçekçilik diye birşey yok mu? Hayata gerçekçi bakarsan depresif olursun. Hayat normalinde bir yok oluş süreci. Bedenlerinin yikiliyor. Yaşlanıyoruz. Ölüm var hastalık var. Aslında olumlu hicbirsey yok. Sex gibi doymak gibi gazlardan başka hiçbir anlamı yok yararı yok. Gerçekçi olanlar bunları görür. Depresif bakar. Diğerleri de başarı gibi, sanat gibi, kişisel gelişim gibi kariyer gibi aile olmak gibi aşk gibi şeylerle bu gerçeklerin üzerini örter bunlarla oyalanirlar. Bunlar da gerçekçi bakış açısına sahip olamaz. Ölcem ben diye düşünmez. Ben niye öluyorum sen öl der. :)

  2. 4 dakika önce, copyPaste yazdı:

     

    Valla annem 14 senedir her gün yüksek dozda kullanıyor. Bir şey olduğu yok.

    Yediğimiz ictigimiz herşey zaten vücut için bir yük. Onları ayristir cart curt. Doğal beslenmek bile vücudumuzda artıklar kalıyor..detoksla atmaya çalışıyorlar. Oksijen bile bizi oksitliyor. Hayat aslında yediginle ictiginle nefesinle zaten organizmanın yıkımına neden oluyor. Her türlü. 

     

  3. 4 dakika önce, copyPaste yazdı:

     

    Tamamen bırak ya da sadece sabahları iç. Kafein'in anksiyeteyi tetikleyen bir şey olduğu biliniyor. Sigara ise çok daha fena.

    Bir fincan büyük o cafelerdeki kahvelerde içince içim bir garip oluyor. İçim sisiyor sanki. Bu kafein beni çarpıyor demek mi. Panik atak gecmisim de var. 

  4. 1 dakika önce, copyPaste yazdı:

     

    Aslında gitmeyecekti çünkü çağımızdaki stres etmenlerinden hiçbirisi 50bin yıl önce yoktu. O zamanlarda tek derdin karnını doyurmak olurdu, anksiyeten av bulana kadar sürer, akşam yemeğini temin ettin mi kabilendekilerle beraber neşeyle hasbıhal ederdin.

    Çok iyi. Evet böyle olabilirdi. Günlük olarak her an bir arayış içinde olurduk. Hayatı günlük yasardik. O gün elde ettiklerimiz bizim urunumuz olurdu. Akşama kadar araştırma yorgunluk akşama derin bir uyku. Boşluk yok stres yok. Basında etrafında toplanan sohbet ederken bile garip bir şekilde savunma mekanizmaları gelistirmen gerkeen insanalr yok. Basit ilkel. Boş boş ateşe bakarak otursan. Ne yapıyor lan bu diye seni eleştirecek insan yok. İşte insanları asıl zorlayan şeyler bunlar. 

  5. 47 dakika önce, Türk Ateist yazdı:

     

    Psikoloji diye bir şey elbette var ve psikologlar elbette boşa kürek çekmiyor. 

    Gerektiğinde elbette ilaç alacağız, hatta öncelikle mutlaka psikiyatriste gideceğiz ama hastalıkların ezici çoğunluğunda mutlaka psikolojik destek, terapi de alacağız. Bu ikisi bir arada olunca tedavi başarılı olur. Senin şikayetlerine bakınca da mutlaka iyi bir psikolojik destek alman gerektiğini söylemeden geçmeyeyim. Bu tavsiyeyi dikkate almanı öneririm.

     

    Psikologa gidip bu sorunlarıni yenen insanların oldukları bir platform falan yok mu acaba?

  6. 8 saat önce, Faşist Ateist yazdı:

    3 yıl boyunca düzenli olarak kullandım. Kullanmadığım antidepresan kalmadı. Yani elbette ki bunlar öyle süper, mucizevi ilaçlar falan da değil ama hiçbir faydasını görmedim demek de haksızlık olur. Gördüğüm yan etkilerini sıralayacak olursam;

    -Yüzümün donuklaşması, ifadeşizleşmesi, mimiklerimin kaybolması

    -Çenemde istemsiz bir titreme(Bu yanlış hatırlamıyorsam sadece Lustral kullanırken olmuştu)

     

    Başka bir yan etki görmedim yani.

     

    Bir de çok uyku yapıyor falan deniyor hepsi için ama ben 1-2 ay önce tamamen bıraktım antidepresanları. Yine günde 8-10 saat uyuyorum.

     

    Concerta ile Modiwake kullandığım zamanlar da özellikle sol elimde titreme oluyordu. Çay, kahve falan taşırken oluyor genelde. Kaç kere yere düşürmenin kıyısından geçtim bardağı. 

     

    Gerçi o ikisini de bıraktım 1-2 hafta önce ama yine titriyor.

    Şimdi iyi hissediyor musunuz? Kalıcı bir etki bıraktılar mi?

  7. 11 saat önce, copyPaste yazdı:

     

    Anksiyete bozukluğun varsa çay, kahve, kakaolu şeyler ve sigarayı kesinlikle bırakman lazım. Bunlar çok fena tetikliyor.

    Bu arada bu sitede herkesin psikiyatristle yolu mutlaka kesişmiş galiba.

    Aslında çay içince ben de kötü hissediyorum. Sizce çayı komple biraksam çok rahatlar miyim. Beyni gerçekçi depresif çalışanlar, düşünen insanlar. Diğerleri zaten laylay lom. Biz o yüzden bu sitedeyiz. 

  8. 22 saat önce, Khan yazdı:

    İki kere ağır depresyon geçirmiş biri olarak söylüyorum: Şayet erken erişkinlik, yani 18 yaş civarında isen ya da ilk kez bu bela ile karşılaşıyorsan; hap da kullan, terapi de al.

    Ağır depresyona girmemek için ne gerekiyorsa yap.

     

    Şayet depresyon kronik olursa veya depresyon bir kişilik bozukluğunu tetiklerse yandı gülüm keten helva.

     

    Haplardan "kimyasal" kelimesini kullanarak, sanki vücuda sadece zararlıymış gibi bahsetmen talihsizce ve popüler kültürün etkisi altında olduğunu gösteriyor.

    Haplardan mucize bekleme. Haplar, seni zorlayan durumları aşman için geçici olarak moralini düzeltme işini görürler.

    Ama senin altta düzeltmen gereken kendi kişiliğinle ilgili problemler.

    Ailenden gelen, mükemmeliyetçiliğin varsa bu, narsistik eğilimlerin varsa bunlar vs.

    Özellikle anksiyeteye sebep olan düşüncelerini düzeltmen gerekiyor.

     

    Yaklaşık 10 senedir yaşamı gerçek gibi hissetmeyen, kendiyle ilgili C-PTSD'den şüphelenen ve yüksek stresten dolayı işlevsizleşmeye başlayan biri olarak sana tavsiyem bu.

    Burada atıp tutan çok kişiyi sallama, "bilmiyorum" diyemeyen çok şarlatan var.

     

     

     

    Ben kişilik problemlerine inanmıyorum. Psikolog geçmişimde bana etki etmiş hangi problemi bana nasıl cozdurebilir? Her türlü psikolijinin sadece ve sadece beyin temelli oldugunu düşünüyorum. Dünyanın en stabil mutlu beyni kesinlikle beyni muntazam çalışan bir insandır. Mutsuz olanı ise beyni zayıf çalışan insandır. Norotransmitterler açısından diyorum. Depresyon nedir? Bir kislilik problemi midir.? Hayır. Beyin temelli bir zayiflik hastaliktir. 

     

    Söz gelimi evde canı sıkılan anksiyetesi yüksek birini ele alalım. Bu adam dışarı çıksın gezdin oyalanıyor. Mutlu da oluyor ama çabuk tüketiyor. Eve geliyor. Birden gene canı sıkılıyor. Bu insandaki problem kendi hayatini hobilerle zenginlestirememesi sosyal ilişkiler ile zenginlestirememesi değil. 

     

    Bu insanin ayağı topal. Bu adama antidepresan verildiğinde evde tek başına tvden zevk alabiliyor. Plan yapabiliyor. Hayatını düzene sokabiliyor. Herhangi bir aktiviteye katılmak için içinde istek enerji güven duyabiliyor. Diğeri duyamiyor. Burda beyinde problem var. Mizaç temelli bir durum. Mizaç da beynin aktivite düzeyidir basitçe. Bu beyin tembel mi, üşengeç mi, yoksa enerjik mi mutlu mu konuskan mi. Problem karmaşık değil çok basit. Sağlıklı kas ile sağlıklı olmayan kas bu kadar basit.

  9. On 11.08.2019 at 18:11, copyPaste yazdı:

     

    Kardeşim antidepresanlar ve diğer ilaçlar kimyasal değildir. Vücuduna yiyecek ve içecek olarak giren diğer şeyler gibi biyokimyasaldır. Senin kendi vücuduna yapacağın en büyük iyilik günlerini sıkıntısız ve mutlu geçirmektir. Yani kullan, kafanı diğer şeylere takma.

    Çok mantıklı bir yorum. Sonuçta öleceğiz. Belki de saçma sapan bir anlık anomali belki kanser belki kaza. Sanki 100 sene yaşayacağımız garanti de antidepresan kullansam zararlı mı diye hesap ediyoruz. 

  10. On 03.08.2019 at 13:51, Türk Ateist yazdı:

     

    Antidepresanlar hakkında o kadar çok yorum yapılıyor ki, profesyonel olmayan insanlar doğal olarak hangisinin doğru olduğuna karar veremeyeceği için korku içinde yaşıyor.

    Doktorların önce hastalığı ve hastanın metabolik özelliklerini test vb yöntemlerle doğru teşhis etmesi lazım ki doğru ilacı verebilsin, ya da ilaca gerek olmadığına karar verebilsin. Her sıkıntıya, her depresyona ilaç verilmez, verilmemeli. Ama son yıllarda başım ağrıyor diyene (abartmıyorum, bizzat benim çocuğuma geçmeyen baş ağrıları için nöroloğu, strese bağlı baş ağrısı teşhisi koydu ve ciddi bir antidepresan yazdı. Üniversiteye hazırlandığı için stresi çokmuş. Halbuki sorunu yatış bozukluğuydu ve migreni de olduğunu düşündüğümüz için nöroloğuna gittik) antidepresan yazıyorlar insanların beynini resmen bozuyorlar. İntiharlar vakalarının altında antidepresan kullanımına rastlama oranımız arttı. Bu benim gözlemim. Bilimsel bir istatistik veremem şimdilik.

     

    Antidepresan hayat kurtarır. Bunu tartışmaya bile açamayız. Antidepresan doğru tanı, doz ve zamanda kullanıldığında açıkça kişiyi hayata döndürür, hayat kurtarır. Senin sorunun, şikayetlerine bakınca gerçekten de serotoninden yeterince faydalanamamak gibi duruyor. Antidepresan kullandığında gayet sağlıklı ve mutlu biri olman, bıraktığında ise bildiğin sıkıntıların kolayca yüzeye çıkması, senin de tahmin etmiş olduğun gibi mekanik bir bozukluğunun olduğuna işaret ediyor. İşaret ediyor diyorum, kesin öyledir demiyorum. Bunu diyebilmem mümkün değil.

     

    Serotonin reseptörlerin, olması gerekenden az olabilir.

    Serotonini kısa sürede tüketiyor olabilir beynin.

    Reseptörlerin serotonini etkin olarak alamayan ve kullanamayan bir yapıda olabilir.

     

    Bunlar psikolojik sorunların neden olduğu etkiler değil. Tersi. Beynindeki yapılanma böyle olduğu ve serotini olması gerektiği gibi kullanma şansın bulunmadığı için psikolojik/psikiyatrik sorunlar yaşıyorsun.

     

    Eğer sorunun yapısal bozukluğa dayanıyor ise muhtemelen bir ömür antidepresan kullanacaksın. Bu sürekli bir kullanım olmayacak. İlacı, şikayetlerin tamamen ortadan kalkana ve ruh durumun stabil bir hal alana kadar kullanacak, sonra doktorunun kontrolünde bırakacak, ardından biraz da ilaç olmayan başka desteklerle hayatını sürdüreceksin.Ta ki yeni bir atak gelene ve dayanılmaz olana kadar... Sonra bir kur ilaç daha... Majör depresyon gibi düşün. 

    Bu hoş bir durum değil, evet, ama yapacak bir şey yok. Eğer serotoninle ilgili reseptörlerinde bir sorun yoksa bu gibi bir zorunluluğun zaten olmayacak. Ben, eldeki işarete bakarak mecvut ihtimale değindim.

     

    Doktorun muhtemelen istemiş, incelemiş ve değerlendirdikten sonra sana iletmiştir ama ben her ihtimale karşı söyleyeyim.

    Lütfen D vitaminine ve B6 vitaminine bir baktır. Omega 3 desteği al. Bunların azlığı veya eksikliği de serotonin kullanımını direkt etkiler.

    Bir de antidepresan almadığın dönemlerde L-Triptofan al. 

    Bunlar ilaç olmadığı için direkt ve güvenle önerebiliyorum. İhmal etmezsen epeyi faydalarını görürsün. 

     

    Doktorun belli ki iyi. Bu bakımdan gerçekten şanslısın. İlacından son derece memnunsun ve faydasını görüyorsun...

    E daha ne olsun? Lütfen "antidepresanı her şeye rağmen kullanmayın" diyen saçma sapan insanların bu bilim dışılığını dikkate alma. Elbette kötü yan etkileri olacak, ancak burada daima kar zarar hesabı yapıldığı da akıldan çıkarılmamalı. 

    Bunun dışında yan etkileri oldukça düşük olan ve beyne ek zarar vermeyen yeni nesil çok iyi antidepresanlar var artık. Doktorlar biliyor ve hastalarına yazıyorlar. 

     

    Geçmiş olsun.

     

    Siz psikiyatrist ya da psikolog musunuz acaba? Bu hissedisimdeki basibosluk, umitsizlik, kaybolmusluk, etraftaki insanlarin hayatindan cok etkilenme, karsilastirma, kendi hayatina odaklanamama, iç enerjinin azliği, sosyal korkaklik, her turlu korkaklik, cekingenlik, yataici olamama, fikir uretememe, hayatina yön verememe, karar vermekten kacinma, surekli endiseli olma hali, kafanin icinin mutlu keyifli olamamasi, hayattan keyif alamama, surekli olarak birseyleri kaybediyormus kaciriyirmus hissi gibi gibi seylerinin hepsinin beyin temelli bir zayiflik. Bacaklardaki kaslarin kuvvetsiz olmasinsdan nasil ki saglik bi insan kostugunda siz onun arkasindan ancak surunerek gidersiniz, beyni zayif olan kisi de tam randimanli calisanlara nazaran daha geride kaliyor. Beyni daha iyi calisan daha dominant oluyor. Gibi dusunuyorum. Psikoloji.diye bisi olmadigini. Psikologlarin falan bosa kurek cektigini dusunuyorum. Sizce hakli miyim haksiz miyim?

  11. On 05.08.2019 at 22:17, Türk Ateist yazdı:

     

    Asosyallikten kurtul. Bu yaşta asosyal olup da böyle olmayı giyinirsen kız tavlayamazsın işte, gelip anibal akıl ver diye yazıp durursun. 

    Dışarı çıkın, kızlarla arkadaş olun önce, sevgili olmadan evvel arkadaş olabildiğinizi görüp bundan emin olun. 

    Asosyal olursan kızları nasıl tanıyacak, hoşlandığın kızla nasıl rahat diyalog kurup kızı tavlayacaksın?

    Sosyal ol. Genç dediğin gece gündüz gezer, kırk tane arkadaşı olur, eve girmez... Biraz ileride hem vaktin olmayacak hem de zaten canın istemeyecek. O zaman bile asosyal olmamak lazım ama olsan da anlaşılabilir. Tercih de edilebilir ama gençlikte tercih edilmez. Asosyal isen sorun var demektir. Genç olmaya aykırı.

     

    Ya beyin kendisi için en ideal olan davranış tarzını belirliyorsa. Ya bu beyin tek tük arkadaşla daha sağlıklı çalışacaksa. Ya da belki de o tek tük arkadaşı bile bu beyin için sürekli bir zorlanma yaratacaksa. Ya bu beyin için olması gereken yaşayış tarzı buysa. İnsanlığın kaç yüzyıldır bu şekilde bir arkadaş ortamlari çoklu sosyal çevreler içinde olduğunu düşündünüz mü? Bin yıl önce insanlık nasıldı? 10 bin yıl önce nasïldï? Toplumun içindeki farkli genetik epigenetik davranis kaliplari kac bin yilda hangi kulturlerin hangi doğal sartlarin hangi coğrafyalarin icinde gelisti. Bu beyinin mizacı ne? 

     

    Hicbirseyi bilmeden bam gum konusup duruyorsunuz. Bilim adamlari bile bu konularda ahkam kesemez daha bilmedikleri tonlarca sey var. Surekli birseyler ogreniyorlar. 

     

    Yarin bur gun o kisisel gelisim kitaplari, sosyalligi basariyi ozguveni ozendiren Batı kaynakli ivirin zivirin hepsi çöpe atilacak.

  12. Bir saat önce, cengiz_han yazdı:

    Doktor tavsiyesi ile mi kullanıyorsun yoksa kullananların tavsiyesi ile  kullanmaya başladın?
    Doktor tavsiyesi ile kullanıyorsan doktorun sana ne teşhisi koydu?

    Kullandığın ilacın adı etken maddesi ne?

     

     

     

     

    Doktor tavsiyesi ile tabi. Serotonin geri alim inhibitoru. Sertralin. Sinapslarda uretilen ve hemen geri emilen serotoninin hemen geri emilmesini engelleyip daha uzun sure sinapslarda kalmasini sagliyor. Bunu yapinca senin sinir ağ trafigin daha guclu calisiyor. Duygu durumun akil durumun savunma mekanizmalarin guclu oluyor.

     

    Ben antidepresan uyusturuyor ondan kisinin yakinmalari azaliyor. Sarhosluk etkisi sadece diyenlere inanmiyorum bilimsel degil. Ama olabilir de. Biri bizi aydinlatirsa guzel olur. Alkol alinca da garip bir sekilde buna benzer etkiler ortaya cikiyor. Rahatlik. 

  13. İlaclar zararlidir dogal olani organizmayi kendi haline birakmaktir diyenler bilim adami degil psikolojik takintili insanlar bence. O zararli bu zararli diyen doktorlarin  psikolojik takintili sorunlu yanlari var. Diye dusunuyorum. Antidepresan kullandin mi beyin mahvoluyor hasar aliyor yok bilmem ne oluyor. Diyenler bence suç işliyor. 

  14. 14 dakika önce, cengiz_han yazdı:

     

    Propektusünde libodoyu arttırır diye yazan bir antidepresan ismi verebilir misin?

    @fezadabirtürk  tam tersini söylüyor.

     

    Suan mesela libidom dip. Buyuk ihtimal depresyon surecindeyim. Aklim basim calismiyor. Heycanlanma duzgun degil. Yasam sevinci duzgun degil. Kaygi duzeyim yuksek. Kullaninca libido dahil hepsi artacak. Ama sorunum su. Kullaninca ben cukurdan cikiyorum. Birakinca belli bir sure sonra yavas yavas geriye tekrar cukura dusuyorum. Demekki bu beyin yeterli randimanda sinirsel trafigi calistiramiyor. Bu da buyuk ihtimal serotonin gibi noratransmitterlerin olmasi gerektigi yerde olmasi dozda bulunamamasi yuzunden. Buyuk ihtimal 50 bin yil once bu tip bir organizma dogal secilim ile elenip gidecekti. Simdi tıp ile antibiyotik kullanimi gibi hayata geri tutunabilecek. Bilim sayesinde. O yuzden ilaclar zararli diyen kendini bilim adami sananlar insanlari yanlis yonlendiriyor. Fitoterapsitler falan filan. 

  15. On 24.06.2019 at 23:26, fezadabirtürk yazdı:

    İlaçları bırakmama rağmen bedenimde kasılmalar oluyor...kilo vermem zorlaştı.diyabete yakalandım.obez oldum.baş ağrılarım şiddetlendi ve daha sık ağrımaya başladı.okuduğum kitabı anlamakta artık zorlanıyorum.

    "Yan tesir "dedikleri ilaçların olağan,olması gereken etkileridir.kişiyi rahatsız ettiği için "yan" tesir demişler..."yan" değil "düz" tesirdir.

    Ereksiyon problemleri yaşamaya başladım. İlaç kullandığım dönemler cinsel isteksizlik ,duyarsızlık ,peniste hissizlik olurdu...tahmin ediyorum sinirler zarar  gördü.

    Bazı ilaçların dişleri çürüttüğünü duydum.hayır duymadım  prospektüste yazıyordu.

    Üstte 3 adet azı dişim artık yok.

    Peki sizde hicbir antidepresan iyileştirmedi mi? Kotuydum iyi oldum dediginiz bir deneyiminiz olmadi mi? İlaci kullandiktan sonra. 

  16. On 24.06.2019 at 18:04, fumes yazdı:

    Oyle ben basaririm demekle olmuyor bu isler. Arkadas kullanmayinca kendimi berbat hissediyorum diyor. Belli ki sikintisi 3-5 gunluk ask acisi veya anlik bir kavga falan degil. Siz herhalde zannediyorsunuz ki 1 cesit psikolojik rahatsizlik var. Adam her gece sizana kadar iciyorum demiyorki, dedigi hafif bir antidepresan kullaniyorum. Kullandigimda da hersey daha iyi. Belki ilacin yaninda psikoterapi alabilir, ama ilaci kafasina gore keserse soyledigi berbat hisleri yasamasi muhtemel. Sonuc olarak muhtemeleb mutsuz yasamina devam edecek, bir cok konuda basarisiz olacak. Dikkat edelim boyle insanlarin tedavisi bitmeden ilaclarini birakmalarina sebep olmayalim. Aksi halde intihara kadar gidebiliyor boyle durumlar. 

    Supersin kardeşim. İste bu bilincli bir kullanici yorumu. Aynen durum bu. Ben napim simdi. Bana zarar verecek diye kullanmasam hayatim rezil. Her anim stres. Bu sefer stres vucudumu baska turlu belki daha sidddetli cokertecek kat kat zarar verecek. Degil mi? Bana bu sekilde pozitif yorumlar lazim. Biktim su ilaclari kullanmayin karacigeri elinize alirsiniz diye fitoterapist cilginlardan. İnsanlari iyice cozumsuzluge surukeyelecekler. Aradigim sey su. Bir bilim adami cikip deseki "ya bir anti depresani surekli kullanmak sizin bedeninize agir hasarlar veremez." Desin. Ya da bana desin ki 7 ay kullan birak. Devam et hayatina. Kotu olunca gene basla. Surekli kullanma. Bu sekil git. Sana birsey yapmaz. 

  17. On 24.06.2019 at 17:47, fumes yazdı:

    Eger ilacin iyi geliyorsa, iyi bir psikiyatristle tedaviye devam ediyorsun demektir. Bunu bir kalp hastasinin veya diabet hastasinin ilac kullanmasi gibi dusun. Dusun ki kalp veya bobrek hastasi ya ben ilac kullanmayim kimyasal diyor. Seninki de ayni sey. Imkanin varsa ilaca ek bir psikologdan psikoterapi al. Ama psikolojik hastaliklari, hastaliktan saymayan, 6 sene okuyup doktor olan psikiyatriatlere bir sey bilmiyorlar diyen cahilleri de kaale alma. 

    Yakinimda arkadasim var. Psimologa gittim iyi geldi diyor. Halbuki ilac da kullaniyor. Etki ilacin etkisi. İlaci birakinca gene ayni eskiye donecek. Bunu bilmiyor. İlaca mahkum oldugunu kabul edemiyor. Madem bu is ilacsiz da oluyor. Bu tip insanlar bu hastaligi neden cekiyor. Depresif hal, kaygili hal, zayif guven, kacarak yasama korkarak yasama, hayattan zevk almama. Bunlarin vucutta bir kaynagi olmali. Dedigin gibi bobrek karaciger gibi. Ruh muh yok. Bilissel terapi cart curt yalan. Beyin duzgun calisiyorsa sen zaten herseyi cozuyorsun. Beynin guclu. 4 carpi 4 arac ise sana yollar bulut. Ama senin araba el arabasiysa zangur zungur yollarda yuvarlan dur. İstedikleri kadar martaval uydursunlar inanmiyorum. O el arabasini sen yok boyle tennik kullan kendini tani soyle tut diyerek sen bu adama asama atlatamassin. Bos goy goy  yapip miletin parasini aliyorlar. Bir insan varsa burada bana da yardimci olur ciksin desin. Hayatim buydu. Eziktim asosyaldim korkaktim yasam enerjim zayifti kaygi duzeyim yuksekti. Gittim psikologa bambaska biri oldum. Bana da yardimci olur.

  18. 2 dakika önce, cengiz_han yazdı:

    Hangi ilaçları kullanıyorsun?
    Antidepresan kullananlar kendileri aptal uyuşuk hissederler.

    Sen ise tam tersini söylüyorsun çok ilginç.

    Bazi basit antidepresanlar. En basitlerinden. Uyusturma muyusturma yok. Basta ilk 1 hafta ilac senin beynine etki ediyor basinda hissediyorsun bunu 1 hafta biraz dalgin oluyosun. Sonra zehir oluyosun. Aklin beynin calismaya basliyor. Libidon artiyor. Hayat enerjin artiyor. İcinde birseyleri yapma istegi artiyor. Kullanmadiginda en basitinden film izliyorsun zevksiz. Bisi yapiyorsun zevksiz. Gulmuyorsun. Eglenemiyorsun. Hep donuk beynin. 

  19. On 24.06.2019 at 16:39, karahande yazdı:

    Antidepresanlar konusunda iki kesimle de yaşadım. Bir kısım doktor kesinlikle kullanman gerektiği konusunda diretirken bir kesim de ki iki tarafta psikiyatrist tir kesinlikle kullanılmaması yönünde oldu.

    Kişisel deneyimlerim ile söyleyebilirim ki antidepresan kendinizsiniz. Eğer kullandığınızda iyi geldiğini düşünüyorsanız devam edin. Yok ben bunu kendimde başarabilirim derseniz ki ben başardım bana kalırsa en güzeli kullanmamak ...  
     

    Kendim nasil basaricam. Televizyonda birseye bakiyorum. Baktigimi anlayamiyorum. Okudugumu anlayamiyorum. Okuduguma odaklanamiyorum. Beynim uyanik degil. 

     

    Normal seviyede serotonin salgilayan beyin miyelin kilifli hizli yag gibi calisan beyin. Benim ki serotonin yetersiz parcalar birbirine surtuyor. Burada fizyolojik bir sorum var.

     

    Bu is bilissel olarak telkinle dusunceyle dusunce davranis ogrenmekle nasil cozulecek. Beyin ogrenemiyor zaten. Surunuyor. Antidepresan icince serotonin seviyesi normale donuyor ve senin bisikletin araban tekrar yola cikiyor. Yuruyor. Patlak tekerlerin tamir ediliyor. Dusunce gucuyle araba tamir edilir mi?

  20. On 21.06.2019 at 17:41, Düşünen Hayvan yazdı:

     

    Kesin diye bir şey yok. Her insan biraz hastadır ama sen bunu terapiyle kontrol etmeyi öğreneceksin. Aslında sende kaygı bozukluğu herkesteki kadar var belki hislerini kontrol etme kabiliyetin zayıf. Kendini ikna edebilmen lazım.

    Nasil kontrol edebilirim ki. Beynim calismiyor. Soyle dusunun. Siz diyorsunuz ki, soyle engeller var yolda sen bu engelleri gecmeyi bilmiyorsun. Aslinda bilirsen gecersin. Terapi sana bunu ogretecek. İlaca gerek yok. 

     

    Ama benim ayagim topal. Bacagim topal. Beynim topal. Beynim uyanik degil. Nasil o engelleri gecicem.

  21. On 21.06.2019 at 17:10, Kenopsia yazdı:

    7 ay kullandım. Şimdi bırakıyorum son dört tane kaldı.

     

    Üç ay en yüksek dozda kullandım. Biraz gereğinden fazlaydı aslında, tekrar o dozda kullanmak istemem ama o yaşattığı ruh halini hiç unutamıycam ömrüm boyunca sanırım.

     

    Bence herkes kullanmalı. İçme suyuna katılmalı hatta.

    Ben de öyleyim işte. Kullandigimda aklim daha iyi calisiyor. Dikkatim artiyor. Kendime guvenim artiyor. Enerjim artiyor. Odaklanmam iş bitirmem artiyor. Resmen insanligima geri donuyorum. Kullanmadigimda ezik buzuk kacan korkak kararsiz enerjisiz kafasi calismayan biri oluyorum.

  22. Kaygı bozukluğu antidepresanlar ile tamamen tedavi edilebilir mi? Yoksa ilaçları bıraktığımız anda tekrar mutlaka geri geliyor mu?

     

    Kaygı bozukluğunun, alınganlığın, psikojljik zayıflığın, depresif kişiliğin, sosyal fobinin belirli bir süre ilaç kullnarak tamamen ortadan kalktığı ilaç kullanmaya gerek kalmadığı doğru mu?

     

    Yoksa bu bir klişe mi? Psikiyatristlerin bir tür avutması mı?

     

    İçinizde bu tip sorunları olup ilaç kullanarak veya psikoteri ile bunlardan tamamen kurtulan var mı acaba? (Bir daha ilaca ihtiyaç duymayacak şekilde)

×
×
  • Yeni Oluştur...