Jump to content

vitamin

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    1.833
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne vitamin kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Devs, bir grup bilgisayar programcısının geliştirdiği determinizmden hareketle evrendeki tüm parçacıkların bilgilerini hesaplayabilen, hem geçmişi hem de geleceği bu ilkeye bağlı olarak simüle edebilen bir quantum bilgisayarı/programı temelinde 8 bölümlük kısa bir dizidir.

     

    Özgür iradenin dışlandığı, kuantum mekaniği yorumlarından tam determinist bir yorum olan Hugh Everett'in Çoklu Dünyalar Yorumu'nun baz alındığı kuantum bilgisayarının tasarımında, ki geçmişin ve gelceğin hesaplanabilir olabilmesi için determinist olmayan kuantum mekaniği yorumlarının dışlanması zorunludur, geçmiş ve gelecek hatasız olarak ekranda izlenebilmektedir. Gizli kalabilen hiç bir şey yoktur. Sistemi yöneten kişi geçmiş ve gelecek hakkında mutlak bilgiye sahiptir.

    Evet, kişi gelecekteki kendisini ekranda bir eylemi yaparken görmekte fakat yaşadığı evrende gelecekte vakit geldiğinde o eylemi yapmaya kendisine engel olamamaktadır. Garip gelse de özgür iradenin olmadığını, hayatın gözümüzün önünden akan bir film ve bizim onun izleyicisi olduğumuzu, olaylara bir etkimizin olmadığını, senaryonun yazılı olduğunu defalarca vurgulamaktadır bu dizi. Haliyle başımıza gelen kötü olayların bir sorumlusu olmadığı sadece kartlar öyle dağıtıldığı için bu sonuçları yaşadığımızı anlıyoruz. Yaptığımız ve başımıza gelen her şey öyle olması gerektiği için öyle. Bir sorumlusu yok.

     

    Devs'in aslında Deus olduğunu son bölümde anladığımızda bir anda gerçeklikle simülasyon arasındaki farkı sorgularken buluruz kendimizi.

    Nihayetinde bu teknolojinin istenildiği gibi bir cennet dünya üretebildiğini gördüğümüzde ister istemez acaba bir simülasyonda yaşıyor olabilir miyiz diye kendi kendimize sorduğumu farkederiz.

     

    Fiziğin ve felsefenin kafa yakan konularını güzel bir film tadında anlatmayı başarabilen nadir yapıtlardan biri olan bu kısa diziyi izlemenizi tavsiye ederim.

     

     

  2. 1 saat önce, yakışıklı yazdı:

     

    Hocam tavsiye için teşekkür ederim.Sizce baska hangi fikirlerle gidilebilir amerikaya?

     

    Konsolosta ikna olmalı ama.

    Standart Türk kafasıyla hareket ediyorsun. Ortada ne bir planın ne bir fikrin var. Tek amacın ABD'ye bir şekilde kapağı atmak. Bir sen akıllısın.

    Ben olsam şu aşamada sana vize vermem, açıkça amacını belli ediyorsun, yatırım olayı da ABD'ye oturum karşılığı teklif ettiğin rüşvet oluyor, iş yapma niyetin sadece göstermelik.

     

    Bu yolla gitmek istiyorsan daha ciddi çalışma yap. Bir plan oluştur. Lay lay lom iş yapma.

     

     

  3. 9 saat önce, yakışıklı yazdı:

     

    Hocam merhaba epeydir forumda yoktunuz hoş geldiniz. 

     

    Hocam ben aktif bir yatırım düşünüyorum. Yani yatırım yapıp para kazanmam lazım. E2 vizesin yatırımcı vizesi demek. Konsolosluk görevlilerini yapacağım yatırımın katma değer  üreteceğine ikna edip bu yol ile oturum izni almam lazım. 

     

    En fazla 100 bin dolar ile aktif bir yatırım olarak ne önerirsiniz? 

     

    İyi forumlar. 

     

    Hoş bulduk. Foruma eskisi kadar zaman ayıramıyorum ama arada göz atıyorum. Çok zaman harcatmayacak konular varsa cevap yazabiliyorum. İleride daha çok zaman ayırmak istiyorum...

     

    Konuya gelince. Amerikalılar'ın önem verdiği bir alandan girmek işini kolaylaştırır.

    Benim aklıma ilk gelen alan güvenliktir. Bu alanda kolay uygulanabilir bir fikir olarak de şunu önerebilirim, sokakların polis yerine silahlı dronelar tarafından denetlenmesi.

    Olaya ilk müdahale drone tarafından yapılacağı için personelin can güvenliğini arttırması.

    Süratle müdahale ve takip edebilme avantajı sağlaması.

    İnsana nazaran gece görüş üstünlüğü getirmesi.

    Maliyetleri düşürecek olması, vs.

    Konu daha detaylı düşünülürse daha çok fayda maddesi eklenebilir.

     

    Başarılar.

  4. New York'ta $500.000'lik bir daireyi $400.000 Mortgage kredisi ve %20 peşinatla $100.000 vererek satın al.

    Kredi geri ödemesi $3.300/Ay civarı olur. $3.500/Ay'dan kiraya verebilirsin.

    Böylece cebinden başka para çıkmadan evin kirası ile krediyi ödemiş olursun. Zamanla kira artışı ile cebine daha çok para bile kalabilir.

     

    Aşağıdaki tabloda 1997'de $350 civarı olan birim alan fiyatı 2017'de $1.800 civarına gelmiş. 5 kattan fazla değerlenmiş.

    Böylece $100.000'lik yatırımla aldığın $500.000'lik daire 20 sene sonra $2.500.000 değere sahip olur.

     

    Bu yöntem  en risksiz yatırım gibi geliyor.

     

    New-York-Property-Price-Trend-1024x713.j

     

    Mortgage Hesaplayıcı:

    https://www.mortgagecalculator.org/

  5. On 19.04.2019 at 00:00, skeptikal yazdı:

    dalga fonksiyonunu çökerten şeyin dedektörler olması gibi basit bir açıklama varken, bunu yapanın bilinç olması gibi sihirli ve dini bir açıklamayı kabul etmek için bir sebep var mıdır?

    Delayed Choice Quantum Eraser Experiment

    Bu deneyde 5 detektör var ve hepsi aynı şekilde çökertmiyor. Senin dediğin doğru olsaydı tüm detektörleri aynı sonuçları vermesini beklerdik ama durum öyle değil. Olay detektörde değil. Olay, deneyin nasıl tasarlandığı, neyin bilinmek istendiği gibi bir noktaya gidiyor. Fotonun hangi yarıktan geçtiği bilgisi bilinmek istenecek şekilde yerleştirilen detektörlerde sonuç farklı, fotonun hangi yarıktan geçtiği bilgisinin belirsiz olduğu detektörlerde (D1, D2) sonuç farklı.

     

     

  6. 10 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

    Tamamen  spekülatif  olan  yanlışlanma  ve  doğrulanma ihtimali  olmayan  bir şeye  inanmayı  secerek  esasen  teistlere  benzemişlerdir.

     

    Bilim neyin daha olası olduğunu söylüyor sadece. Yapılan gözlemler ve eldeki teorik bilgilerle böyle bir durumun olası olduğunu söylüyor, kesin bir cevap vermiyor.

    Buna inanç denemez. İnanç doğrulanmaya, kesinliğe ihtiyaç duyulmama durumdur.

    Bilim sana 2 şeyden hangisinin daha olası olduğunu söylemek için elindeki imkanları kullanır ve o 2 şeyden hangisinin daha olası olduğunu gösterir. Olay burada biter.

  7. Каçarsa yargılanmaktan korktuğu için değil can güvenliği kalmadığı için kaçar.

    Yargılanmayı genel af ile engeller ama esas korkusu öldürülmek olur bence. Kaçarsa o yüzden kaçar.

    Belki Rusya veya Katar. Katar, kültürüne daha yakın ama Arap'a güvenebilir mi şüpheli.

    Türkiye'de yargılanmaktan kurtulabilir ama Amerika ihtiyaç duyarsa elindeki dosyalarla buna engel olabilir. Katar'a baskı yaparak orada da rahat ettirmez. Bu açıdan daha güvende olacağı yer Rusya olacaktır.

     

    Büyük ihtimal Türkiye'de kalır ve ölene kadar korku dolu bir hayat yaşamak zorunda kalır. 

  8. Bu sadece domuz eti ile açıklanacak bir mesele değil. Bana göre Türkiye yemek konusunda bir efsane. Böyle güzel yemekler yemeye alışmış insanlarımız Avrupa'ya gidince haliyle aç kalır.

    Türkiye'de nerede yemek yersen ye memnun kalırsın ama Avrupa'da bir çok yerde hem yemeği beğenmez hem de söve söve hesabı ödersin.

    Domuz eti kendine has kokusu olan bir et, koyun eti gibi. O kokuya alışamayan yiyemez.

    Domuz etinin ucuz olması tarım ve hayvancılık politikaları nedeniyledir. Bizde de tarım ve hayvancılığa gereken önem ve destek verilse et fiyatları ucuzlar. Belki de çok akıllanmamız istenmediği için bu politikalar izleniyor. :)

     

  9. 19 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

    Evren zorunlu varlığın kendisidir diyebilirsin. Daha önce belirttiğim ezeli sıfatlarını da kabul ettiğin sürece benim için bunun bir mahsuru yok. Bu durumda Evren Tanrıdır demiş olursun. Ama ben sana daha ileri bir seviye ve soyutlama öneriyorum. Evren Tanrının kendisidir demek yerine onun bir görüntüsüdür demek daha ileri bir zihni ve düşünceyi temsil eder. Semavi dinlere de uygundur ve Tanrının şanına da  daha çok yakışır.  

     

    Zaten senin verdiğin örnekte bunu gösteriyor. Buhar, Sıvı su ya da buz dediğin şey suyun özünün görüntüleridir. Bunlardan birini görünce bu suyun özünün kendisidir demiyorsun. Farklı görüntülerinden biridir diyorsun. Hep değişen, farklı görüntülerde ortaya çıkan varlığın sadece bir görüntüsünü görüp bu görüntü zorunlu varlığın kendisidir demek mi daha doğrudur, görüntülerinden biridir demek mi? 

     

    O yüzden zorunlu varlığın ya da Tanrının zatı üzerinde düşünmeyiniz, onu bilmeniz imkansızdır, sıfatları, fiilleri, tecellileri üzerinde düşününüz ve onu o şekilde bilmeye çalışın vb. şeyler söylenmiş.

     

    Hayır diyemem. Böyle bir uydurmayı senin kafadakiler yapabilir sadece.

    Hayalinizdeki Tanrı'yı gerçek olana yamayarak var edebileceğinizi düşündüğünüz için evrene Tanrı demeyi yeğliyorsunuz. Ancak bu Tanrı'yı var etmiyor. Sizin saçmaladığınızı gösteriyor. Evren kapı gibi dururken Tanrı ortalarda görünmüyor, çünkü hayal ürünü.

    Zorlamaya bak, Tanrı'nın şanına da  daha çok yakışacağı için evreni onun görüntüsü olduğuna inanmalıymışım. Neyere göre? Evren zaten varken niye onu Tanrı'nın görüntüsü olarak kabul edeyim, Tanrı'ının görüntsü olduğu üst bir Tanrı ve onun görüntüsü olduğu daha üst bir Tanrı'ya inanmama engel ne olabilir ki bu mantıkla gidersem? Böyle bir saçmalama olmaz.

     

    23 saat önce, Yeni Üye yazdı:

    Ezeli, ebedi, hayat, ilim, irade, kudret sahibi, sonradan var olmuş hiç bir şeye benzemeyendir. Tanrı madde değildir, enerji de değildir, zaman da değildir, mekan da değildir. Bunları ve var olmuş her şeyi doğuran/ yaratandır. Zatı mutlak bilinmezdir(gayb) ama sıfatları ve fiilleriyle bilinebilir bir seviyeye tenezzül eder. Hakiki ve zorunlu varlıktır aslında.

     

    Sıfatlar vs. bunlar insan zihninin ürünleridir, bunları gerçekle karıştırıyorsun.

    Eğer evreni Tanrı olarak kabul ediyorsan Tanrı'yı madde, enerji dışında bir şey olarak göremezsın. Çünkü Tanrı'nın tek var olan şey olmasıyla çelişirsin.

  10. 1 saat önce, Yeni Üye yazdı:

    Tanrı zorunlu varlığı var eden başka bir zorunlu varlık değil ki. Zorunlu Varlığın bizimle olan ilişkisinde aldığı isim. Zorunlu ve Gerçek Varlığın kendisi.

     

    Burada önemli olan şu, evren zorunlu varlığa delildir ya da Onun nasıl ve nice olduğuna delildir ama onun kendisi değildir. Varlık Tanrıdır ama Evren Varlık değildir. Belki varlığın bir delili, görüntüsü, bir yansımasıdır. Çünkü evren başlangıcı olan bir şeydir. Evrende gördüğümüz şeyler de, mümkin, fani ve geçici şeylerdir. Varlık ise mümkün olanları var kılıp kendisi zorunlu olandır.

    Evren zorunlu varlığı gerektirmez, çünkü evrenin kendisi zaten odur. Sen evrenin başlangıcı olduğunu kabul ettiğin için bir yaratıcısı olmalı diye düşünüyorsun. Evrenin başlangıcı olduğuna dağir kanıtın ne?

     

    Evren var oduğu için yok olamaz. Şekil değiştirir ama varlığı devam eder. Öncesi de böyle sonrası da böyle. Hep vardı. Big Bang ile şuanki şeklini aldı, yarın başka bir X Bang ile farklı bir şekil alabilir ama yok olması diye bir şey söz konusu değil. Aynen suyun şekil değiştirerek buhar olabilmesi ve buz olabilmesi gibi... Suyun özü hep var, sadece şekli farklı. Evren de böyle, hep var.

    Bu sistemde senin Tanrı'nın varlığı zorunlu falan değil, etkisiz elemen, varlığına ihtiyaç bile yok. Zihnin ürünü.

     

    Evren varlık değil lafın tam bir saçmalık. Varlık zihnin ürünü olmayan şey ise ve sana göre evren varlık değil ise ben, sen, diğerleri evreni nasıl gözlemleyebiliyoruz, gördüğümüz gezegenler neyi nesi?

     

  11. 6 saat önce, Yeni Üye yazdı:

    Varlık, olmaktır. Varlık, yokluğun yokluğudur. Yokluk hakikatte varlığı olmayan ancak zihinde varlığı olan bir kavramdır.  Benim gördüğüm kadarıyla Ateistler genelde varlığı ve yokluğu genelde eksik anlıyorlar. O yüzden Tanrı nın ne demek olduğunu da. Yokluk eksiyle artının birbirini götürmesidir, yokluk sıfırdır, yokluk nötr dür, yokluk boşluktur falan diyorlar. Hayır, yokluk dışarıda örneğini bulamayacağın, sadece zihinde var olabilen bir kavramdır. Çünkü dışarıda örneğini bulduğun şey vardır. Yokluk örneklendirilemeyecek ama olmadığı tanımı gereği bilinen şeydir. Varlık ise orada, burada, her yerde olandır. Varlığın dışında bir şey yoktur.

     

    Hakikatte olan, zorunlu olan, kendi olarak olan sadece Tanrıdır.

    Mecazi manada olan, mümkin olan, bir şeye bağlı olarak olan da biziz işte.

    Kısaca zihnin ürünü olmayan her şey gerçekte vardır diyorsun. Peki Tanrı'nın varlığını iddia ettiğinde kendinle çelişmiyor musun? Nerede bu Tanrı? Tanrı gerçekte var olsaydı böyle bir tartışmaya gerek kalır mıydı?

    Zihninde bir hayali yapı kurup onun zihninin dışında da var olduğu yanılgısındasın. Buna İngilizce'de Reification Fallacy deniyor.

     

    Ateistlerden ziyade sen yanlış anlıyorsun, senin yokluk dediğine hiçlik diyor ateistler.

    Eğer hiçlik gerçekte yoksa yani varlığın dışında bir şey yoksa varlık zaten zorunlu olandır, nedensizdir. Varlık dışında bir şey var olmadığı için onu hiçten yaratamaz, o nedenle nedensizdir.

    Burada Tanrı gereksiz bir katman halini alıyor. Zaten zorunlu olan varlığı var edecek zorunlu bir varlık önermek saçmalıktır.

  12. 45 dakika önce, Yeni Üye yazdı:

    Tanrı, varlığı zorunlu olan ve kendinden olan, O var olduğu için her şeyin var olabildiği, Ezeli, ebedi, hayat, ilim, irade, kudret sahibi, sonradan var olmuş hiç bir şeye benzemeyendir. Tanrı madde değildir, enerji de değildir, zaman da değildir, mekan da değildir. Bunları ve var olmuş her şeyi doğuran/ yaratandır. Zatı mutlak bilinmezdir(gayb) ama sıfatları ve fiilleriyle bilinebilir bir seviyeye tenezzül eder. Hakiki ve zorunlu varlıktır aslında. Yokluğun zıddıdır. Yokluk olsaydı Tanrı olmazdı ama Yokluk yok. O yüzden Tanrı var.

     

    Bir de "varlık" tanımını yapar mısın. Ondan sonra bu Tanrı paragrafının son cümlesinin yapacağın varlık tanımıyla uygun olup olmadığını düşünebiliriz.

  13. Herkesin farklı ön kabullerle başladığı bir tartışmada sonucun da buna paralel olacağı belki de sonuçsuz kalacağı bence bellidir. Bu nedenle, konuyu açan arkadaş şu iki şeyin tanımını yapmalıdır. “Tanrı” ve “varlık”. Belki de bu tanımları yaparken bile cevaplara ulaşacaktır.

  14. 11 saat önce, godofwar yazdı:

    sen nerde? yaşıyorsun ona göre cevap vericem. eğer türkiyede yaşıyorsan yarın erkenden kalk ve savcılıga git. durumu izah et. ama yutdısında yaşıyorsan istedıgın bir avukata sorabilirsin. istersen arkadaşım baro avukatıdır. onunla konuşmak istersen cebını verebilirm. 

    ortada işlenmış bir suç yokkı. bırader. ispatta yok. para kazanma ile ilgili her türlü kanun ve avantajı hazırlıyan youtubenın avukatlarıdır. bunuda araştırdım. 

    tabıkı kanun yolu kapalı olucak. yoksa youtubenın anasını ağlatırdım.  .  benimde hukuk bilgim çok iyidir. açıktan hukuk okumuştum. master için ama bitiremedım. tck. yasalari degılkı bu  abd yasaları .. daha dogrusu yotubenın tanrı yasaları .youtubede 100.000 altındakı aboneler için herşey youtubenın merhametıne kalmıştır. 

     

    Ortada mağdur varsa işlenmiş suç da var demektir.

    Mağdur değilim, laga luga yapıyorum dersen o ayrı. Ama gelir vaadiyle emek harcayıp bir ürün ortaya koyup belirli bir gelire ulaştıkran sonra ona sebepsiz olarak çöken YouTube suç işlemiştir. Bunu kanıtlayabiliyorsan savcılığa dilekçeni ver. Amerika'da dava açmana gerek yok. Neredeysen oradaki savcılığa başvur.

    Herhangi bir hareket yapmayacaksan da kapat konuyu gitsin.

  15. Bir saat önce, godofwar yazdı:

    youtubeyi kapatmanın bana ne? faydası olucakkı. ben youtubeyle calışmak istiyorum para kazanmak istiyorum. :)  dostum. ama yine atarlar korkusu ile paralı hesap acamıyorum..ben mahkemeye gittim  zaten  bu biizm işimiz değil aihme dilekçe yaz dediler dilekçe yazmak içinde bir dava acılması gerekıyormuş.  ortada ne? dava var nede bu davaya bakıcak savcı yada hakım. :) çünkü dava açmak için bir avukat tut dedıler avukat ücretıde 20. 000 tl dedıler. ama bir garantı veremeyız dedıler. azıcık mantıklı ol yahuu 

    benım gerçekten bir hakkım olsaydı hukuken benım hesabımı asla kapatamazlardı. sözleşmede bir madde eklemışler 100. 000 abone ve ustu hesaplarda hukuk yolu acıktır denıyor. şimdi anladınmı? bu yotube asla yaş tahtaya basmaz. 722. tly ıalmak için 20.00 tl verilirmı? 

    Neyin hukuki yola açık ve kapalı olduğuna YouTube mu karar veriyor bu dunyada? Beyninizi bi daha seveyim.

    Davanın bakılamayacak nesi var? Sizi dolandırmışlar işte. Gelir vaadiyle öpmüşler. Sıradan bir dolandırıcılık vakası.

    Avukata ne gerek var, gidin savcıya anlatın derdinizi veya dilekçe verin, gerisi evrak işi zaten. Elinizde söylediklerinizi destekleyecek her türlü, yazışma şu bu ne varsa ekleyin.

  16. 2 saat önce, godofwar yazdı:

    sorunda bu zaten bana vericek olan firma youtube abdede türkiyede değil. banka hesabı açıyorsun. :)  siteye girişi nasıl? engellıeycegımkı.. bir yol varsa neden? söylemiyorsunda benı oyalıyorsun.  :D bence sen bu konuya girme başka  biri gelsın . daha önce bu işlerle ugraşmadıgın fazlasıyla bellı oluyor. dostum  :D  ciddi atım atmak 

    istiyorum ama ben işimi yapmak istiyorum para kazanmak istiyorum. hadi buyur yardımcı ol. mesela ben şimdi hesap açıcam ve sen bana 100. 000 abone bulucaksın. 

    onun dışında yapabilicegın birşe yyok. hayal görmeyı bırak.. (birde yaptırımlar deemzmı? imf miyim? ben.. )  :D  

    sana bir link atmıştım muhatabımız yok bu linkın ispat oldugunu görmedınmı? :D  benım gibi milyonlar var. magdur. ben iyi kurtardım 56 milyarı ucup gidenler var. 

    https://www.ytdestek.com/youtube-ban/8376-tamamen-ozgun-kanalim-kapandi.html

     

    işin ilginç yanı spam olan kanallar kapanmıyor. özgun videolar olan kanallar kapanıyor. çok ilginç değilmi? youtube tanrıcılık oynuyor işte hala anlamadınmı? senı uyandırım istersen kapitalızm cagındayız güçlüler tanrıdır. güçsüzlerde köle olurlar sisteme. her zaman kaybetmeey mahkumuz 

    .neden? biliyormusun? çünkü kapitalızmın mantıgı bu güçlüler her zaman haklıdır. 

    Mahkeme yoluyla kapanıyor, kendin kapatmıyorsun. Booking.com, Wikipedia vs. ki bir ara YouTube'u da kapatmışlardı bu yolla.

    Sızlanıp duracağına oradaki akılsız sürüyü de orgütle ki nasıl kapattırırızın hesabını yapın. Verin mahkemeye madem o kadar madur var, görün sonucu.

    Anca forumlarda birbirinize ağlıyorsunuz. Ağlamayan yol gösteren biri olunca da sen niye ağlamıyorsun, çok farklı bir şey söylüyorsun ben bunu anlamlandıramıyorum kafası, yok güçlülerin hukuku falan filan. Beyninizi seveyim.

  17. Bir saat önce, godofwar yazdı:

    sevgili arkadaşım bana verdıklerı itiraz mailinde boot mail gönderiliyor. bir spam robotu kurmuşlar süreklı aynı mesajlar. benim gibi milyonlarca magdur var. 722.. tl birşe ydeğil. bir arkadaşımın 4.612. tl sı içerde kaldı.  düşünsene 5 mılyaradn 1 milyon harac kestıgını iyi para kaldırmışlar. türkiyedekı youtube ekıbınede e naz 200 defa mail gönderdım biz paralı hesaplarla  

    ilgilenmıyoruz diyorlar. abdnın mail adresını buldu msonunda bir kaç defa itiraz ettım sonuç muglak oldu. mahkeme ynasıl? vericeksınkı and yasaları farklı türkıyenın yasaları farklıdır. abdede yaşasaydım. sorunu çok tan halletmıştım. aam senınle muhatap ola nyokkı. kimi? kime? şikayet ediceksın. türkiyedekı yargı sistemı youtubeye karışamıyor. youtubenın kendı yasaları var. e naz  100.000 abonen varsa istedıgını yap.telıf hakkıymışşş  veya  topluluk hakkıymışş   hiç önemlı  değil..  gerisi masal. çünkü 100. 000 abonenın 

    altındakı abonelerı kar olarak  görmuyor.  youtube  100.000.. abonen yoksa sen zararsın youtube için. bu yüzden sana hiç sormuyor bile keyfıne göre bir gün uyandıgında yılların emegı boşa gidiyor. 

    Senin ülkenden para kazanıyorsa muhattap yok diye bir şey olmaz. Muhattap yoksa verirsin mahkemeye, sallamıyorsa mahkemeyi mahkeme de daha fazla mağduriyete neden olmaması için kendi yapabileceği yaptırımları devreye sokar. Siteye girişi engeller. Bak bakalım o zaman nasıl muhattap olmaya başlıyor.

    Bir çok insan gibi sadece sızlanıyorsun, ciddi bir adım atmıyorsun. Ciddi bir adım atmayacaksan boşuna konu açıp bizi meşgul etme.

  18. 2 dakika önce, godofwar yazdı:

    1 yılda nasıl ulaşamazsın. Adamlar şarkıcıların hesaplarını kapatıyor, 2-3 gün sonra itiraz edince açıyor. Demek ki doğru yere yazman gerekiyor.

    Türkiye'de bir temsilcilikleri falan olması gerekiyor. Hükümet o konuda işi biraz sıkı tutuyor. Ya ofis aç vergi ver ya da benim sırtımdan para kazanamazsın diyor, engelliyor vs. Bence Türkiye'de bir muhattabın vardır. Ara, yaz. Mahkemeye vereceğim de. O zaman hangi sebeplerle bu kararı verdiklerini anlatmak zorunda kalırlar. Pek şeffaf bir karar alma mekanizmaları olmayabilir bunun da ortaya çıkmasını istemeyebilirler. Sen sonuçta o içeriği üretmek için bir emek, para vs. harcıyorsun. Öyle keyfi kapatırsa mahkemede hakkını ararsın.

    Bir yokla derim. Belki bir şey çıkar.

  19. 23 saat önce, godofwar yazdı:

    daha önce youtubede para kazanan arkadaşlar varsa, konuşmak istiyorum. benim yıllar önce  bir hsabım vardı. kendi özvideolarımı yapıyor ve yüklüyordum. abone sayım 1000 civarındaydı. izlenme oranlarımda 2 milyon civarındaydı. fakat tam adsense hesabını açtım ve para kazanmaya başlamıştımki aniden hesabımı kapattılar. bir günde 3 defa topluluk ihlali yaptıgımı söylediler ama benim yaptıgım videolarda telif hakları bana aitti. fakat cinsel içerikli değildi. benim anlamadıgım şu 6 aydır hiç uyarı verilmedı. fakat hesabımda 722 tl birikınce para cekmeme 2 gun kala hesabımı hiç uyarı vermeden kapattılar. aradan 7 yıl gecti . hala unutamıyorum. ama şunu çok iyi anladımkı yutubede çok cırkın şeyler dönuyor buyuk haksızlıklar yapılıyor. sadec ben değil 1 yılda 4000.000 abone benım ugradıgım haksızlıga ugradı ve hesapları kapatıldı. 

    dogal olarakta hesabım kapanınca içerdekı 722 tl param youtubenın hazınesi gitti. 

    Sistemi kandırmya çalışmış olabilir misin? Çünkü iyi kandıramamış olabilirsin. Eğer yaptıysan hatandan ders alıp yeniden daha dikkatli yapmalıydın.

    Diğer durumda, kapatıldığında neden hakkını aramadın?

  20. 9 saat önce, John Ahmet yazdı:

     

    Onlar adı üstünde düşman her ne kadar daha şirin, sevimli bir profil çizmeyi başaranları da olmuşsada zamanında çok sisnsi olduklarını hep gördük. Bence Türkiye'de özellikle RTE bu konuda haksız olduğumuz tarafları yada karşı tarafa empati kuran yaklaşımlarımızı yansıtması bakımından en önemli lider. Özellikle Türk-Yunan ilişkilerimizde onların da haklı olabilecekleri yönlere de değinerek beni bu konuda etkilemeyi başarmıştır.  (21 Nisan 2018 NTV yayınındaki özel röportajda  bunları konuşmuştu)

     

    Yalnız bu konuda abartmak sadece diplomaside değil bireysel ilişkilerimizde de çok iyi sonuçlar getirmezler. İnsanlar en ufak bir zayıflığınızı kullanma konusunda çok uzmanlaşmıştır onlara bu konuda daha fazla malzeme vermek hele ki sizin kadar erdemli değillerse bir facia olur.

     

    Bu nedenle kurulan bu empatik yaklaşımların ve her zaman adaletten yana tavır göstermenin de bir sınırı olmalı ve bu karşı tarafın erdemleriyle doğrudan ilgilidir. Bu konuda çok hasas bir denge kurabilen RTE'ye buradan saygılarımı iletmek istiyorum.

    Doları yükselten, bizi batırmak isteyen dış mihraklar deyip ertesi gün soluğu İngiltere'de almak nedir? Adama hem düşman diyorsun hem de düşmanına koşup para dileniyorsun. E adam kendisi hakkında söylediklerini duymuyor mu... Haliyle adam da sana buna karşılık %3-5 fazladan faizle para veriyor. Esas düşman kim?

    Sanıyor musun ki böyle mücadeler sadece Türkiye'ye karşı var? Türkiye aynı uygulamaları diğer ülkelere karşı yapıyor. Başkaları da bize. Doğal bir süreç.

    Bence böyle şikayetler bizi güçsüz gösteren şeyler. Bir müsabakayı kaybeden tarafın; yaa karşı taraf şunu yaptı, bunu yaptı, olmadı hakem yanlıydı vs. demesi gibi. Aynı takım başka bir takıma karşı kazanınca bunların hiçbiri söylenmez.

    RTE'nin empati falan kurduğunu sanmam esas düşmanca hareket eden uygulamaların mimarı. AB'de hiçbir nüfuzu yok, ciddiye bile alınmıyor, yan yana gelmek bile istenilmeyen biri. Sabretmelerinin en büyük nedeni Suriyeliler'i AB'ye göndertmeyecekleri tek lider. Bir çeşit karşılıklı fayda anlaşması. O onların iç dengesini bozmuyor, onlar da fazla ses çıkarmıyor, görmezden geliyor.

    RTE iktidar olmadan önceki konuşmalarının tersini yapıyor bugün. Eskiden eleştirdiği davranışları bugün kendisi benimsedi. RTE doğru ata oynasaydı bambaşka bir Türkiye olabilirdi. Bugünküne 180 derece zıt bir Türkiye ama gitti cahil cühela takımına baş olmayı seçti. Kolay olduğu için. Ondan sonra da çöküş geldi.

  21. 8 saat önce, yalanlar yazdı:

    Haberleri izliyorum....

     

    türkiyeye silah çeken her grup terörist...

     

    türkiyeyle anlaşamayan her ülke bize düşman....

     

    yunanıydı surıyesıydı ermenisiydi fransasıydı....

     

    abd almanya israil hollanda....

     

    herşeyde doğru olan biziz....

     

    allah hep neden bizim yanımızda...

     

    rusların ucagını dusuruyoruz bız haklıyız....

     

    surıyelıler bizim uçağımızı vuruyor bizim pilot sehıt oluyor...

     

    neden her konuda biz haklıyız???

     

    neden biz hatasısız...????????

     

    biz neden mükemmeliz???

     

     

    Çünkü rasyonel düşünemeyen, öngörüsüz, duygusal tepkiler veren ve bataklığa saplandığında sorumluluğu kabul edip hesap vermekten korkan düşük profilli yöneticiler tarafından idare ediliyoruz.

    Suçlamak gerçeği söylemekten daha az tepki yaratıyor. Aptaldım, böyle hareket ettiğim için çuvalladık, buyrun beni yargılayın diyecek cesaret ve onur yok. Haliyle bu suçlama şeklinde hesap verme yöntemini benimseyince hatalar peşi sıra geliyor. Hesap sorma olsa hiç kimse böyle sorumsuz hareket edemez.

    Neticede herkes düşman. Öyle değilken bile bu söylemler nedeniyle düşmanlaşma başlıyor.

  22. 11 saat önce, Magnesia yazdı:

     

    Geçmiş nasıl temizlenecek? Var mı öyle bir işlem? O suçları cumhurbaşkanları bile silemez.  

    Yani yasal olarak bir hesap sorma mümkün olmaz. Hiç bir şey olmamış gibi olur.

    Zaten kendileri çıkartmasa da yeni gelen hükümet çıkartacaktır. Ona niye selam verdin, bu çayın demini niye eksik koydun diyerek bir sürü insan cezaevine atıldı. Bu kadar adaletsizliği temizlemek için genel af gelmek zorunda zaten. Reset butonuna basmak gibi bir nevi.

  23. On 28.05.2018 at 10:41, Magnesia yazdı:

    Tayyip kaybederse milletvekili de olamayacağından dokunulmazlığı düşer. Dokunulmazlığı düşerse her türlü yargılanmasının yolu açılır. Bu da Tayyip için felaket demektir. O nedenle Tayyip elinden ne geliyorsa yapacak, seçimi kaybetmeyecektir. Maalesef bu herif geberene kadar Türkiye'nin kurtuluşu yok...

    O durumu gördüğü an ertesi gün genel af çıkar. Geçmiş temizlenir, sabah da rahat uyanır.

  24. 1 saat önce, sebepsiz yazdı:

    buradan yola çıkarak evrenin içindeki tüm enerji ( dalgalar ve parçacıklar kuarklar) biliçsiz bir sistem içerisinde yer teşkil etmiyor demek yanlış olmuyor. Bir yaratıcı bizimle aynı bilinç frekansında olarak tüm evreni sabit fiziksel kuralları ile yaratmış olamaz mı?

    Yaratıcı zorunlu değil ve çözüm değil. Onun yaracısı ne sorusunu akla getirir.

    Ayrıca;

    1) Evrenin kendisi böyle bir bilinçli sistem olabilir.

    2) Kuantum teorisinde eksik birşeyler olabilir. Bazıları "quantum decoherence" teorisiyle bilinçli gözlemciye gerek olmadan kuantum sistemininin gerçek parçacığa kendiliğinden dönüşebildiğini savunur.

×
×
  • Yeni Oluştur...