Çerkes Ethem
Normal Üye-
İçerik sayısı
100 -
Katılım
-
Son ziyaret
Topluluk Puanı
0 NeutralÇerkes Ethem Hakkında
-
Derece
Advanced Member
Güncel Profil Ziyaretleri
575 profil görüntüleme
-
Atatürk'ü Putlaştırmak Ne Demektir?
Başlık, Çerkes Ethem kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTCAFE
O zamanlar kendisine saçma sapan methiyeler dizen putperest şiirler yazan kısaca ilah yerine koyan yalakalri bizzat makam ve mevkilerle odullendirmis olmasi bir alakadr -
Gerçek bir darbe olsaydı literature uygun seyreden avrupa yine yanımızda olmayacaktı onlar mantığa değil kendi çıkarlarına uygunluga bakar. Tayyibe yarayan hiçbir gelisme onların çıkarına uygun olmadığı için haklı veya haksız hiçbir zaman tr yi desteklemycklrdr Varsayalim Esad tarafından yüzde yüz adil bir seçim yapılıp esadin başkan olması sonucu tayyibin tebrik telefonları cekmemesi gibi bişey bu.
-
Bu süpürge operasyonundan sonra net olarak ortaya çıkan şudur ki, bundan sonraki darbeler eğer ki iktidara sol bir parti gelirde o siyaseti gütmeye çalışırsa ki bu artık zor görünüyor, sağcı kanat tarafından yapilacktr. Yani devran tersine döndü gibi görünüyor. Tekbirlerle ordu göreve diye bağırmaya hazır bir kitlenin temeli atılmıştı zaten meyveyi hükümet 15 temmuz da yedi. Daha da çok meyve verir bu ağaç.
-
Tayyip çok güzel siyaset yapıyor eline geçirdiği fırsatı çok güzel degerlndryr kimseye su üzerinden catmadan birlik ve beraberlik vurgusu yaparak su altından kendinden olmayan bütün Kemalist solcu kanadı supurecek. Feto yu da supurecek ve ülke içine yerleşmiş yüz yıldır babadan oğula kan emen tipler yerine kendi adamlarını dizecek. Tek umudum ataturku kullanarak ülkenin kanını emenlerin yerini Allahi kullanıp milletin kan emenlerin almaması
-
“Suçlular affedilmeyi kabul eder, ben suçlu değilim. Aziz vatan için herkesten önce yola çıktım, mevki ve şeref düşünmedim. Bu durumda dönmektense iftiraya uğramış bir mağdur olarak ölmeyi tercih ederim. Bugün dahi sebeplerini bilmediğim için izahtan mahrum olduğum sebeplerle memleketim, vatandaşlarım ve tarih huzurunda ihanetle tescil edilmiş durumdayım. Kesinlikle ithamların ağır mesuliyetine layık bir günahkar değilim; fakat gerçekleri tarafsız bir mahkeme huzurunda izah edebilecek miyim? Hayır. O halde gurbette devam edecek ve gurbette öleceğim. Ta ki akıbetim günün birinde o ilk günlerin
-
Prof. Dr. Toktamış ATEŞ, “TBMM daha Ankara da çalışmaya başlamadan önce, Salihli cephesinde Yunan ilerlemesinin durdurulması ve iç ayaklanmaların bastırılmasında fevkalede önemli hizmetleri vardır. Hatta hiç abartmadan şunu söyleyebiliriz ki, Eğer Çerkes Ethem ve onun kuvvetleri olmasa idi, Ulusal Kurtuluş mücadelesi başlamadan ortadan kaldırılabilirdi.”
-
Tarihçi Cemal Kutay ise, “Ethem iki şık arasında tercihe mecbur bırakılmıştır; Ya üzerine sevk edilen askerlere karşı koyacak kardeşkanı dökülecektir veyahut ta bırakıp gidecektir. Nereye gidebilir? Yunana. Hayır, en büyük tarihi hakikat şimdi size söyleyeceklerimdir. Ethem Yunan’a iltica etmemiştir. sadece geçiş hattı istemiştir.”
-
Bu konuda Prof. Dr. Mim Kemal Öke, “İsmet İnönü’nün her zamanki tavrıyla Çerkez Ethem ve ağabeyleri aleyhinde bazı propagandalarda bulunduğunu da söyleyebiliriz. İşte bu çerçeve içinde Çerkez Ethem arkadaşları ile Yunan ordusu ve Türk Ordusu arasında kalır İşte orada o önemli kavşakta, bir ikilem içindedir. Ne yapacaktır? İşte bu Yiğit Adam saflarında dövüştüğü Anadolu insanıyla kılıç kılıca gelmekten çekinerek, Yunanlılarla görüşerek sadece bir çıkış noktası istemiştir. Anadolu’daki mücadeleyi akamete uğratmamak ve bir savaşa dönüştürmemek için yurtdışına gitmek için bir geçit noktası istemiş
-
Refet Paşa İzmir suikastına karıştığı iddiasıyla yargılanıp son anda boynunu ipten kurtarır. Ne yazık ki, anılarını yazmamış, belki de yazamamıştır. Necip Fazıl 1954’de Ankara Palas’ta Refet Paşa’yla karşılaşır ve anılarını Büyük Doğu Dergisine yazmasını önerir. Refet Paşa’nın yanıtı hem düşündürücü hem de gözyaşartıcıdır: “Necip Fazıl, benim bir ayağım çukurda... Tarih, ilahi adaleti hadiseler üzerinde o türlü tecelli ettiren bir ilimdir ki, günü geldiği zaman benim gibi insanların hatıra defterlerinden kefenlerine kadar her şeylerini sorgulayarak gerçekleri tespit etmeyi bilir. Şimdilik bi
-
Resmi tarihimizi kaleme alanlar Çerkez Ethem’e hain damgası vurmakla kalmamış, Refet (Bele) Paşa’nın görmeze yatarak onun Yunan kuvvetlerine sığınıp memleketten savuştuğunu yazmışlardır söz ve dahi kalem birliği etmişçesine. Refet Paşa tam Çerkez Ethem’in ümüğüne çökecekken geri durmuş, Ethem de bu duraksamadan yararlanarak kaçmıştır! İyi de bu laflar, gerçekleri ne kadar yansıtmaktadır. Cemal Kutay’a kulak verirseniz, bambaşka bir tablo çıkar ortaya. Üstüne üstlük Cemal Kutay, Çerkez Ethem’in anılarından aktarır olan biteni. Yani onca suçlamaya Çerkez Ethem kendi cevap vermektedir. Peki ne
-
aman devletımıze bırsey olmasın. her ne olursa olsun ama devlete bayraga sısteme bırsey olmasın. bız olelım ama ona bısey olmasın.evet, herseye ragmen sen haklı olabılırsın ama yınede sısteme bısey olmasın. o olmazsa olmaz. degıstırılemez degıstırılmesı teklıf dahı edılemez. bu zıhnıyet unıde psıkolojı okudugum ıcın bana ısvıcrelı kuramcı jungu hatırlattı. ona gore bılıncaltı ıkıye ayrılır. bırı kısısel bılıncaltıdır kı bu freudun bılıncaltı kavramına benzer. ıkıncısı ıse kolektıf bılıncaltıdır. bu ıse bıze atalarımızdan kalan mırastır. onlar gıbı dusunmek onlar gıbı hıssetmek ve benzer olayl
-
ıste yukarıda ornek verdıgım ınsan tıpıne en barız ornek. bır kurt sayfalarca en tabıı hakkını en mantıklı sebeplerle gaspcılarından ısterken, butun bu cabaların sonunda gelınen nokta: NE HAKKI ??? gercekten cok cok cok ılgınc.
-
bır kurdun dogustan elde ettıgı en tabıı haklarını ısterken, buna karsı cıkan teneke kafaların ordan oraya kıvırmaları ancak bu kadar komık olabılırdı. ancak benım garıbıme gıden su kı; hem ezılen taraf kurtler oluyor hem de hala en dogal haklarını bıle alabılmek ıcın sayfalarca kendılerını savunmak ve kanıtlamak zorunda kalıyolar. hatta sayfalarca kanıtlasalar ve gayet mantıklı bır sekılde bunu ıfade etseler dahı bır arpa boyu yol alamıyorlar. bu ulkede hastalıklı kafalar sandıgımdan ne kadar da fazlaymıs.
-
ne yazıkkı gectıgımız yuzyılda ortadoguda en cok kandırılan ve hakları ıstısmar edılen, bunun uzerıne haklarını tekrar kazanma vaadıyle defalarca yıne ıstısmar edılen ve kandırılan, cahıl bırakılan, katledılen ve yılana sarılmak zorunda bırakılmak gıbı turlu facıalara ugratılan bır halk vardır ki o da kurtlerdır. bu facıaların bır ksımı turkluk adına bır kısmı kurtluk adına, bır ksımı dın adı altında bır kısmı tore adet gelenek adı altında, bır kısmı sosyalızm vs adı altında uygulanmıstır. ben kendı adıma basta turkluk adı altında yapılan butun zulumlerı lanetlıyorum ve bır turk olarak kend
-
anadilinde egıtım almak bır bıreyın en dogal hakkıdır. zıhnıyete bak. bu zıhnıyet karsısında daga cıkan kurde gel de hak verme bır turk olarak. sızın bu sapık zıhnıyetınız ve bu zıhnıyetın baskısı sonucu bu ulkenın burnu 90 yıldır pıslıkten cıkmıyor. hala bu zıhnıyetı savunmak ıcın askere alınan bınlerce genc, bu zıhnıyete duydukları kınlerı ıstısmar edılen bınlerce gence karsı savasıyor. yeter artık.