Burccu

Ya şimdi gelde ciddiyetini koru Biri bana sahte gerçeklik tanımını yapabilir mi? Gerçeklik nasıl sahte olabiliyor? Taban tabana zıt 2 kavram Beynin nasıl evrimleştiyse o şekilde algılarsın. Başka bir canlının da beyni nasıl evrimleştiyse o da o şekilde algılar. Bunun sahtesi mahtesi yok. Sen şu orjinal gerçekliği nasıl algılıyorsun biraz aç bakalım.

Anladım.. Kısaca diyorsunuz ki; sen insanlık adına doğru olanı söyle, insan olan anlasın Bundan sonra fazla takmamaya çalışacam. Sakinliğimi korumayı da öğrenmem lazım. Çünkü ancak sakinlik ve alçak gönüllülük ile insanlara bilim anlatabiliriz. İçimdekileri biraz dökmek ve sizlerden de birkaç tavsiye duymak iyi geldi

Cevabın için teşekkürler Fakat olay sadece evrim tartışması değil. Metafizik olaylarına kendilerini kaptırmış kişiler var. Müslüman falan da değiller. Mesela bir forumda metafiziksel bazı varlıkların fiziksel etki yaptıklarını savunuyorlar. Bir sürü insanı da inandırıyorlar. Bu forumda psikolojik rahatsızlığı olan insanlar da var. Bildiğin cin gördüğünü söyleyen insanlar var. Bu insanlara dua oku, büyü yap geçer diyorlar. Hatta psikoloğa, psikiyatriste gitme sana yardımcı olamazlar diyorlar. İnsan sağlığını tehlikeye sokmak bu kadar kolay mı? Dayanamıyorum, çıldırasım geliyor. Bu forumun k

Belli inanç ve ideolojilere sahip kişilerle tartışırken alçak gönüllülüğümü genelde koruyamıyorum. Saçma sapan konuşuyorlar ve en başta sakin yaklaşıyorum. Saçmalıklarını bilimsel düzeyde teker teker açıklıyorum. Fakat insan bu. İnandıklarından hemen vazgeçecek değiller ama ilk sunduklarından da daha saçma argümanlarla devam ediyorlar tartışmaya. Çoğu zaman da hakkımda kişisel kritiğe başlıyorlar. Sanki benim kişiliğim bilimsel gerçekleri değiştirecekmiş gibi. İnsanlara bilimsel bakış açısı kazandırmak zor fakat sakinliği ve alçak gönüllülüğü bir yerden sonra devam ettirmek daha da zor. Alçak

Metafiziksel etkiler olsa idi, fizik yasalarının ihlaline sıkça rastlamamız gerekirdi. Oysaki öyle bir olay olmuyor.

Ya bu kedi deneyi iyiymiş tam istediğim şey ama kedili olmasaymış keşke. Kedi manyağıyım ben

Uykunun belli devreleri var. Mesela rem uykusu falan diyorlar. Bu devrelerin her birinin isimlerini bilmiyorum fakat temel olan şey; uyku derinleştikçe beyin fonksiyonlarının bazıları yavaş yavaş kapanıyor. En azından buraya kadar söylediklerime ilişkin makaleler okumuşsundur kesin. Dolayısı ile beyin fonksiyonları belli oranda devam ediyor fakat büyük oranda azalması gerektiği kanaatindeyim. Bu kanaate ise herhangi bir akademik bilgi dahilinde değil, sebep sonuç ilişkisi kurarak yaklaşıyorum. Ama bu kanaatim aklına yatmayacaksa, biraz araştırıp bilimsel kanıt sunmam gerekir. Şu an üşeniyorum

Bu arada Xanax güzel örnekmiş. Fakat yok mu böyle maymun beynine sinyal göndermeli falan daha böyle milletin kafasına çakacak türden birşeyler Yada robotlarda yapay duygu tarzı birşeyler de olabilir..

Oradaki konuyu inceledim ve gerçekten anlamsız bir çıkarım yapmışsın. Nedenlerine gelince; Vücudumuz ile olan fiziksel etkileşimler beyin aktivitelerini doğal olarak arttıracaktır. Sihirli mantar kullanan bir kişinin 5 duyu kabiliyeti büyük ölçüde düşecektir ki; bu da beyinde daha az aktivite anlamına gelecektir. Beyin tam olarak bir illüzyon makinesidir ve gerçek ile halüsinasyon arasında seçim yapmaz. 5 duyumuz ile çevremizden aldığımız sinyaller, beyinde illüzyona çevrilir. Halüsinasyon ise zaten illüzyondur ve beynin çalışma mekanizmasının bir yan etkisidir. Açtığın konudaki paylaşt

Merhabalar.. Forumda ve google da araştırma yapmama rağmen aradığım bir konu üzerinde pek bir veri bulamadım ve sizlere danışmaya karar verdim. Duyguların tamamen fiziksel etkileşimler ile meydana geldiğine dair yapılmış deneylere ihtiyacım var. Mesela herhangi bir havyan türünün (insan da dahil) beynine elektrik akımı yollayarak, beyinde sahte mutluluk, üzüntü gibi çeşitli duyguları yaratmaya ilişkin yapılmış deneyler var mıdır? Olayın işleyiş mekanizmasından çok "fiziksel etkileşim ile yapay duygu yaratma"ya ilişkin deneyler ile ilgileniyorum. Bu işin işleyiş mekanizmasını zaten aşağı y

Sırf bu Caner Dallaman'a saydırmak için özellikle youtube kanalına girip video açıyorum. Ondan sonra el kol hareketleri havada uçuşuyor zaten benim Hobilerimden birisi haline geldi adama saydırmak

Müslümanların da evrim ile ilgilenmeleri ve bilimsel konularda bilgi edinmeleri beni de mutlu eder. Fakat hepimizin bildiği gibi müslümanların yaptığı şey, kısacık gazete başlığını okuyup, bu okuduğundan koskocaman bir hayal dünyası yaratmalarıdır. Stephen Hawking'i bile müslüman etti adamlar hayal dünyalarında Bir gerçeğin doğru açıklaması bir tanedir. O konuya ilişkin üretilen gerçek dışı iddiaların ise sınırı yoktur. Bu nedenle bilim ile alakası olmayan kişilerin iddiaları müthiş bir şekilde bilgi kalabalığı yaratıyor. Bu bilgi kalabalığı da internette araştırma yapmak isteyen kişileri

Kesin birşey diyemem ama akp ci olmasa kolay kolay televizyon programlarında önüne gelene ayı gibi böğürmesine izin vermezler. Biliyorsun akp zihniyetini ve islamı fazlaca çekip çekiştirenler, bu programlara bir çıkıyor bir daha yok.

Arkadaşlar konu dağılmasın. Ben buraya Caner denyosuna saydırmaya geldim

İletileri okudum. Benim yazdıklarımda zaten herhangi bir felsefi veya dini anlam yok. Fakat konu tartıştıkça uzar da uzar. Tartışmayı fazla uzatmayı bende sevmiyorum

Entropi, doğal seçilim, otokatakinez vs. bunlar zaten doğa kanunları. Kanunlar amaç olamaz. Çünkü kanunlar zorunludur. Ayrıca canlılarda çoğalma entropiyi arttırmaz, tam tersine düşürür (bireysel düzeyde. toplam sistemde değil) Entropi artışı nedeni ile kendini bir arada tutamayan hücre bölünür ve entropisi düşük olan 2 hücre meydana gelir. Fakat bu bölünme sırasında çevrenin entropisi artmıştır. Bölünen hücrenin entropisi düşmüştür. Ayrıca üreme gibi sistematik bir şekilde enerjinin dağılması entropi değildir. Entropi bu enerjinin sadece geri dönüşümsüz kısmını oluşturur. Yoksa canlılar

Yaşamın bilimsel tek bir anlamı var; o da genlerimizi gen havuzunda mümkün olduğunca çoğaltmak. Bunu yapmanın yolu ise üremek ve uzun yaşamaktır. Entropi artışına karşı koymak hayatın anlamı değildir. Düzensizliğe karşı koymak, var olmanın amacını yerine getirebilmek için uyulması gereken bir zorunluluktur sadece.

Peki o zaman yaşayan insanlar arasındaki fark ne kadar ayırt edilebilirdi? Mesela bir Neandertal ile Heidelbergensis arasındaki fark, bir Afrikalı ile Çinli arasındaki farktan çok mu idi?

Yok.. Genetik hata şeklinde değil. Atalarımızın mutasyona uğramamaış genleri hala gen havuzunda mevcut olabilir mi diye merak ediyorum. Bu mutasyona uğramamış genlere fazlaca sahip olan kişilerin primatif özellikler taşıdığını düşünmekteyim Tabi bu sadece benim düşüncem. Gerçekte öyle mi bilmiyorum

Neandertallerin bizim atamız olmadıklarını gerçekten bilmiyordum. Primat isimlerini aklımda tutmakta zorlanıyorum. O yüzden bu primatlarda soy ağacının ne şekilde ilerlediğini çok iyi bilmiyorum. Bu konudaki uyarılarınız için teşekkürler. Sonuçta birşey öğrendim Peki o zaman sorumu şu şekilde değiştirsem.. Maymuna benzeyen insanlar bizim atalarımızın genlerini daha fazla taşıyor olabilirler mi??

Çok ilginç yahu. Tamam Neandertaller ile Homo Sapiens illaki aynı atadan gelecekler fakat Neandertaller ile Homo Sapiens'in birbirlerinden ayrı topluluklar oluşturabileceği aklıma hiç gelmezdi. Yani Neandertallerin Avrupa'da hayatına devam edip, bu süreçte Homo Sapiens'in Afrika'da evrimleşmesi çok ilginç. Tabi eğer gerçekten bu şekilde oldu ise. Yani Primatlar arasında geçişler çok belli belirsiz olacağı için Neandertaller ile Homo Sapiens'in sürekli birlikte (aynı topluluklarda) yaşadıklarını sanardım hep. Ama daha eski primatların mantıken daha maymunumsu olması lazım. Yani daha kıllı,

Aslında sorum gayet açık ama yapılacak yorumlara bir kısıtlama getirmek ve konunun fazla dağılmasını engellemek amacıyla bir iki açıklama daha yapmak istiyorum. İlk önce; Neandertallerden evrimleştiğimize göre doğal olarak Neandertal genleri taşıyacağız. O nedenle "zaten Neandertal genleri taşıyoruz" demeyin cevapta. Genlerin fenotipik özellikleri belirlemesinde, diğer genlerle birlikte çalışma şekli ve dış ortam faktörleri çok önemlidir. Fakat bu faktörler üzerinden konuşacak olursak konu çok dağılır. O nedenle bu faktörleri hesaba katmayarak, çok daha basit düşünerek cevaplarımızı daha det

Felsefenin insanlık için önemini gözardı edenimiz yoktur herhalde. Fakat artık bilim denilen bir metod kullanıyoruz. Bilim yine felsefenin içinden çıkmıştır ama felsefenin aksine bilimin belirli bir yöntemi vardır. Dolayısı ile bilimsel gerçekleri bilmeden, öğrenmeden yapılan felsefe laf kalabalığından öte gitmiyor. Bilim ile ilgilenmeyen fakat felsefe ile iç içe olan insanlar laf kalabalığı yapmayı marifet sanıyorlar bir yerden sonra. Felsefeye kesinlikle karşı değilim. Çünkü felsefe aklımızı kullanmanın yoludur. Fakat bilimsel temelleri olmadan yapılan felsefe; bayır aşağı giden araban

Yazdığın şeyin benim yazdığım şey ile alakası yok. Fermiyonlar ile bozonlar arasındaki temel farklardan bahsediyorum ben. Bu farkı yaratan şeyin ise gravitasyon ile hiç bir ilgisi yok. Tamamen kuantum fiziği.