Jump to content

SUPERULLAH

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    1.367
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne SUPERULLAH kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. 16 dakika önce, anibal yazdı:

     

    Evrenin bir kısmı, evreni kapsamaz. O simülasyon, falanca gezegenin üzerindeki filanca taşı kapsamaz vs. 

     

    Evet, gelecekte yapabileceklerimiz heyecan verici olabilir, ama bu, bir şeyleri değiştirmez.

     

    Sen ve sen gibi embesiiler, nyquist ve shannon okumalıdır önce. Sen zavallı embesile şunu söyleyeyim: Evreni simüle etmek için, en az 2X evren büyüklüğünde bir bilgi işleme kapasitesine ihtiyacın var. Ben demiyorum, fizik öyle diyor. Bu kapasitede, ancak evrenin tek bir anını içerebilir.

     

    Sanki şuanda tüm evrendeki her zerre ile içli dişlisin.. senin zihnindeki gerceklik tüm evreni kapsıyor mu?

    50 senede gelinen teknolojik gelismeyle gelecekteki olabiilirligi sınıyorsun..

     

    Ancak bu itirazlara yanıtlar da yok değil. Örneğin bir veya birkaç Dyson Küresi kullanarak, yıldızların bütün termonükleer enerjisinin kullanılabilir hale getirmek mümkün. Bu da, intergalaktik bir medeniyet için hipergerçekçi simülasyonlar yaratmaya yetecek düzeyde enerji demektir.

     

     

  2. 16 dakika önce, anibal yazdı:

     

    olasılık %0 olduğu için zaten, bu teraneleri edemezsin diyoruz, ama embesillikte ısrar..

    Kesin konuşuacaz tabi. Buyur şundan başlayalım: Seni ve sülaleni kanırta kanırta siken bir süper zenci yok, kesin bilgi. İtirazın var mı? Gidip bunu kanıtlamak için amuda kalkmam mı gerekiyor

     

     

    Birak simdi kıvırmaya. Olabilirligini kabul etmem için simule edeni ve sistemi getir diyorsun. Sana kanitladigim şeyin olabilirligi olur mu? 

    Senin tanımladığın süper zencinin de kanitlanabilirligi yok, buna itirazın var mı ne demek? Olasi olan herseyin varligini kabul mu edeceğiz?

    Kavramların hepsini birbirine karıştırmışsın bana kitap tavsiye ediyorsun..

  3. https://evrimagaci.org/simulasyon-teorisi-nedir-bir-simulasyon-icinde-yasiyor-olabilir-miyiz-936

     

    Kozmologlar, Evren'in var oluşunun dinamiklerini daha iyi anlayabilmek için, devasa süper bilgisayarlar kullanarak Evren'in bir kısmını aşırı detaylı bir şekilde simüle ederler. Yani bir bilgisayar programı kullanarak Evren'in sahte, ama aşırı gerçekçi bir versiyonunu yaratırlar.

    Son birkaç on yılda bu konuda yapılan atılımlar baş döndürücüdür. Öyle büyük ilerlemeler kaydettik ki, Evren'e dair simülasyonlara baktığımızda, kimi zaman gerçek görüntülerden ayırt etmek imkansız hale geldiğini görmekteyiz. 

    Ve bu sadece başlangıç. Bilgisayarlarımızın sadece 30-40 yılda bu kadar geliştiğini düşünecek olursak, bundan 3000-4000 yıl sonra neler yapabileceğimizi hayal etmek bile heyecan vericidir.

  4. 18 dakika önce, anibal yazdı:

    Burada, amanda bu bir simülasyondur diyebilmen için gerek ve şart koşulları konuşuyoruz. Sen bir simüle eden gösteremiyorsan, bu simüle eden şeyin bizi simüle ettiği gibi bir iddia ortaya koyamazsın, gayet net.

     

    Evren simüle edilemez, kesin bilgi, yayabilirsin. Zira evreni simüle edecek bir sistem yok. Sen gebe kalıp bir uzaylı, bir fil ve bir ahtapot doğurabilir misin?

     

    Sana evreni simule edecek sistemi getirecem, simule edeni de tutup kulağından gosterecem, o zaman simulasyon olabilir diyeceksin öylemi? Bu olasılık yüzde kaç olacak mesela? Şapşal sana kanıtladım şeyin olasılığı mi olur?

     

    Bilinmeyen, aksi kanıtlamaya şey hakkında olabilirlik mevzu bahis olur. 

    Gelecekte evrenin simule edilemeyeceğine dair kanıt sunacaksın.. 

    Kesin konusan sensin benden kanit  bekliyorsun?

  5. 28 dakika önce, anibal yazdı:

     

    Boş boş zırvalamaya devam. Bak şöyle mesela, şu an seni siken bir süper zenci yok. Bu kadar basit mutlak gerçeklik. Ha, yoksa agnostik olup, seni ve sülaleni siken bir süper zenci hakikatini kabul etmen mi lazım?

    Zor kolay gibi teraneler seni falan bağlar. Velakin, önce deliyi göstermen lazım ki, deli s.kmiş biri gidip bu dediğin şeyleri yapmış olsun, ok?

     

    Senin super zencin hissettirmeden hiçbir etki bırakmadan bafiliyordu. Yanlışlanamayan her iddia gibi ona da agnostik oluruz neden olmasın. Ama kabullenemedigin sey, agnostik olmak ona inanmayı onu kabul etmeyi gerektirmez. Salağa yatıp durursun sen simdi..

     

    Bir simülasyonu gösterirsen zaten kanıtlamış olursun, burada simulasyon ihtimalinden bahsediyoruz. Bir şeyin olasi olduğunu söylemek için onun varligini kanıtlama zorunluluğunu nerenden çıkarıyorsun?

     

    Evren simule edilebilir mi edilemez mi? Algı dunyan 0 ve 1 lerin yorumuysa, görüntü tat koku hisler neden dijital bir kaynaktan kopyalayıp senin zihnine gönderilmesin?  

    Olasılığı çürütmek icin senin bunların imkansiz olduğunu göstermen lazım. 

    Bunlar mumkun diyen sensin, hala olasılık icin bunların varligina kanit arayıp duruyorsun.

  6. 10 saat önce, deadanddark yazdı:

    Farzedelim bir simülasyonda yasiyoruz ce hatta bir sekilde bunu kanitladik, emin olduk.

     

    Buranın mevzusu, insan mutlak gerçekliğe ulaştığında emin olamaz. Diğer sordugun sorular gereksiz, bunu kabul ediyorsan agnostik oluyorsun..

  7. 5 saat önce, rahip yazdı:

    Eğer bir simulasyonun içindeysek her insana aynı görüntüler, aynı tatlar, aynı hisleri nasıl yükleniyor ve yaşadığımız gerçek hayattan daha karmaşık bir hal almaz mı ?

    Forumun bütün delileri tekrar toplanıyor. 

     

    Görüntü, tat, his dediklerin gercek hayat dediğimiz şey de bile 0 ve 1 lerin yorumlanması. Suandaki kici kırık teknoloji ile bile sanal gözlüğümü takip başkasının bulunduğu mekanın içindeyim.  Diğer duyguların kodlara çevrilip zihinlere gönderilmesi niye zor olsun?

  8. Planck Mesafesi ve Planck Zamanı

    Simüle edilen şeylerin belirli bir çözünürlüğü olacağını biliyoruz. Örneğin bir "piksel" ve belli bir "animasyon zamanı" bulunmalı. İlginç bir şekilde; içinde bulunduğumuz Evren de boyutsal olarak sonsuz olmak yerine, en küçük mesafe ve en küçük zaman birimlerine sahip. Bunlara sırasıyla Planck Mesafesi ve Planck Zamanı adlarını veriyoruz. İlki 1.6×10−35metre1.6\times{10^{-35}} metre1.6×1035metre civarında; ikincisi ise 5.39×10−44saniye5.39\times{10^{-44}} saniye5.39×1044saniye civarında...

    Tabii ki burada dikkatli olmak gerekiyor: ad hoc, yani sonradan uydurma bir cevap vermiyor olmadığımızdan emin olmalıyız. Bir diğer deyişle, acaba simüle bir evrende yaşadığımız için mi bu şekilde en küçük mesafe ve en küçük zaman var? Yoksa bunlar gerçekten var da, Simülasyon Teorisi'ne uyduğu için teoriye kanıt olarak mı kabul ediyoruz?

  9. https://evrimagaci.org/simulasyon-teorisi-nedir-bir-simulasyon-icinde-yasiyor-olabilir-miyiz-936

     

    Kuantum Ölçüm Problemi

    Kuantum ölçekte olayların sadece gözlendikleri veya ölçüldükleri zaman tanımlı hale gelmeleriyle ilgili ölçüm problemi isimli bir sorun bulunmaktadır. Bu sorun, Simülasyon Teorisi doğru ise kendiliğinden çözülmektedir. Çünkü bir simülasyon içindeysek, Evren'deki her şeyin her an simüle edilmesine gerek olmamalıdır; yoksa işlem gücü boşuna harcanmış olurdu.

    Yani örneğin cep telefonununuzu bilincinizin doğrudan erişemeyeceği bir yere bıraktığınızda, mesela salonda masanın üzerine koyduğunuzda, eğer diğer bilinçler de (örneğin anneniz de) civarda değilse, o telefonun gerçekten modellenmesine gerek yoktur. Telefon, o anda yok olacaktır; ta ki siz, onu yeniden edinmek üzere odaya girene kadar! Yani sadece bilincin odaklandığı kısımların simüle edilmesi, yeterince gerçekçi bir deneyim için yeterlidir.

    Bunu modern teknolojilerde zaten görmekteyiz: Oculus gibi bir sanal gerçeklik gözlüğüyle önünüze baktığınızda, arka taraflar simüle edilmez; çünkü boşuna işlemci gücünü harcamak anlamsızdır. Ne zaman ki arkanıza dönersiniz, bu defa da az önce baktığınız yerin simülasyonu durdurulur. Tabii ki bu noktaların ne durumda olması gerektiği arka planda sürekli hesaplanır; ancak simüle edilmez.

  10. 3 dakika önce, anibal yazdı:

     

     

    Denemez. Sana bok böceği deniyor mu? Sebebi senin bokböceği olman değil, senin insan denen bir adın olması zaten. Yani, kafana göre, kafana esene, kafana esen şeyi diyemezsin.

     

     

     

    Tanrinin patenti sana mi ait, kim diyor denemez diye? 

  11. Bir saat önce, anibal yazdı:

     

    Simülasyonda olmamızın yeter ve şart koşulu bir simüle edici olmasıdır. Bunu gösteremediğin sürece, simülasyonda olduğunu iddia edemez, konu bile yapamazsın. Bu simüle edici denen şey, simülasyon ortamının kendisi değildir, o ortamı sevk ve idare eden, o ortamdan tamamen bağımsız bir şeydir.  

     

    Yine isine gelen başka birine verilmiş yanıta cevap vermişsin. Simulasyonda oldugu iddia edilemez, olabilirligi iddia edilir. 

  12. 2 saat önce, AteistBakish yazdı:

     

    Bu dünya gerçek değildir diyen kimmiş?

     

    Benim ikiyüzlü olmam için bunu söyleyip, bunun aksine gerçekmiş gibi hareket etmem gerekiyor. Olabilir demek, olasılıkları hepsini kabul edip onları deneyimlemeyi gerektirmez.

    Senin madem simulasyon olabilir, o halde arabanın önüne atla demen dinci kafada olduğunu gösterir.. 

  13. 2 saat önce, deadanddark yazdı:

     

    Simülasyondaysak ne farkeder?

    Demekki cok iyi , süper iyi bir simülasyonki bizi gercek olacak kadar iyi yazmis. 

    Simülasyonu yapanlarda tanri degil. Olsa olsa en cok süperullah olur.

     

    Tanrınin en basit tanimi evrenin ortaya çıkmasına neden olan bilincli varlıktır. Simulasyon tasarımcısina da tanri denebilir. 

  14. 8 dakika önce, deadanddark yazdı:

     

    Bilinemez diyemem. Bu beni asar.

    Elimizde ne varsa o. Bunlar bizim gerceklerimiz. 

    Bir cocugun ödevi degiliz. Bir tanrinin kullari degiliz. Böyle söylemek icin elimizde su götürmez deliller olmali. Iddialarla ,savlarla, israrlarla olmaz.

    Bence senin sorunun baska.

    Senden cok iyi ateist olur gibime geliyor.

     

    Pratik hayatimiz zaten benzer, farklı olan bizim guclu felsefi durusumuz. Sen de aynı dinciler gibi bilmediğin halde kesin konuştuğun için karşı tarafa koz verip haklı çıkartıyorsun. Simülasyonda olup olmadigimizdan emin olamayacağımizi elimizdeki verilere göre söylüyoruz zaten..

  15. 12 dakika önce, AteistBakish yazdı:

    Hayır gerçeklik bu kadar değişken ve kesin değilse, niye kendini zencilere siktirmiyorsun?

    İki yüzlüsün.

     

    Mutlak gerceklige ulaşmanın testi bu mu oldu simdi?

    Bu dunya gercek değil, bundan eminim diyen kim ki bana burada ikiyüzlü diyorsun?

     

     

  16. 7 dakika önce, deadanddark yazdı:

    Bu örnek ateistler tarafindan dindar olan insanlarin beyinlerinde bulunan sorgulama devresi tekrar aktif hale gecsin diye verilir.

    Yani bak senin tanrin o cocuktan pekte farkli degil, sen neden bunda israr ediyorsun manasi da cikar.

    Sorgulamaya basliyor dindar ve agnostik denilen noktada takili kaliyor. Az daha ikinsa olacak ama din denilen yükten tamamen kurtulamamiski.

     

    Din denilen kesin hüküm verici bir düşünce bozukluğundan kurtulamama göstergesi, asıl ateistlere vardır ki burada da apaçık gözüküyor. Varolan bilgi seni  kesin hüküm vermekten alikoyuyorsa, bilinemez demekten niye korkuyorsun. Bir dinden çıkıp öbürüne girmişsin iste..

  17. 7 dakika önce, anibal yazdı:

    Amma velakin, bu senin baya baya "bilinebilir" bir şey tarif ettiğin gerçeğini de gösteriyor. Sen yada ben, kafamızca ama doğru, ama yanlış bir prospektüs koyabiliriz, ama her durumda mutlak gerçeği bilinemez kılamayız. Yanisi, yukarıda senin yaptığın bir mutlak gerçek tarifine dair olarak, bilinebilir bir meta tasvir etmenden ibaret.

     

    Seçeneklerden birini sallayarak doğru yaptığında, o sorunun cevabini bilerek yanıtlamis olmazsın. Bilinemez dediğimiz şeyden kasit da, zihnin gerçekliği mutlak doğrulukta ortaya koyup koyamayacagi değil, bundan emin olup nihai hüküm veremeyeceği. 

     

    Kapış?

  18. 14 dakika önce, anibal yazdı:

    Ama mevzunun bir şeyin bilinemezliğinin arkasınsa saklanması ayrı ve şu anki mevzu.

     

    Kalın gelince kiviran her zamanki gibi sensin, burada bana "bildiğin sey nasil bilinemez oluyor" diye soru soran sensin, sana onun cevabını verdim. Buradaki konuyu açan zaten yanlış bir tespit sicmis, bilemediği icin inanamaz diye, konu oda değil.. 

    Amanda bilinemezligin ardına saklanan diye aglayip konuyu istedigin yere kıvıran sensin.

    Sen mutlak gerçekliği bilebiliyor musun bize onu anlat gevelemeden bakalım...

     

  19. 10 saat önce, anibal yazdı:

    O şeyin kapasiteni aştığını ne bileceksin, bilebiliyorsan, demek ki, bilebiliyorsun işte, daha ne?

     

     

    İçinde bulunduğun gercekligin, gercekte bir çocuğun dönem ödevinden ibaret olmadığını nereden bileceksin?

    Beyninin rüyada iken gerçekliği ayırt edemediğini deneyimledin, gercekligin beynine gelen verilerin yorumlanmasiyla oluştuğunu söylüyorsun.

    Mutlak doğruya ulaşıp onu referans aldığından emin olacak kapasitenin olmadığını biliyorsan, bundan yola çıkarak oluşturulmuş tüm ihtimaller hakkında bilinemez diyeceksin haliyle.

    Kafanız buna basıyor ama bir turlu kabullenip haklısınız diyemiyorsunuz dinciler gibi...

×
×
  • Yeni Oluştur...