Jump to content

Hiçkimse...

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    391
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Hiçkimse... kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. On 05.12.2019 at 11:08, akılsızşuursuzatom yazdı:

    Atomlarda akıl  şuur  olmadığı  halde  akıllı  şuurlu  canlılar  meydana  geliyor. Farklı  oluşumlar  oluyor.Her  bir  nesne için bunu birileri  yapmak  zorundadır  diyen  ateistler  iş  evrene  veya  canlılara  (çokca sanatli) hayır  bunu  bir yapan tasarlayan  yok  diyebiliyor.Burada  iki  yüzlülük yok mu  sizce?Madem birinde  tasarlayan  arıyorsun  diğerinde neden  aramama  ihtiyacı  duyuyor da  bunca  işi  akılsız  Zerrelere  verme  akilsizligini  yapabiliyorsun

     

    Bu şekilde düşünmek sana bı fayda sağlıyor mu? Demek istediğim haklı çıktın diyelim, sonra ne olacak? Nasıl bir bilimsel öneri sunuyorsun? Yoksa bilimle hiç ilgilenmeyelim mi? Ya da " bilimin dine açtığı bu savaşı " kazandıktan sonra mı biseyler düşüneceksin?

     

    Nedir yani varmak istedigin hedef?

  2. On 15.06.2019 at 16:46, KuranMumini2698 yazdı:

    Ateistlerin en temel iddiası maddenin sonsuzdan beri var olduğu ve tüm canlı-cansız varlıkların bu maddi yapıdaki özellikler sonucunda tesadüfen oluştuğudur

    Bunu nerenden uydurdun? 

  3. Bilimle ve metafizikle ilgili bariz yanlış anlaşılmalar var maşallah. İnsan biraz okur bazı şeyleri de ona göre konuşur. Habire bi ıspat lafı dolaşıp gidiyor ortalıkta. Bilim hiç bir şeyi ıspatlamaz. Bilimsel verilerle ancak gerçeğe biraz daha yaklaştığımızı zannedebiliriz o kadar. Birşeyin öyle olabileceğini gösterir belki , o kadar. İkincisi tüm bilim anlayışlarını kendi metafiziksel öğeleri belirler. Örneğin bizim günümüz bilimsel dünya görüşünde biz olasılıksal determinizme inanıyoruz, aynı zamanda bilimsel açıdan bakınca agnostik bir yaklaşım içindeyiz, materyalistlik bir dünya görüşümüz var.

     

    merak edenler için history and philosophy of science konusunu araştırabilirler ki bu kadar herşeyi bilen cehaletlerinden bi nebze olsa da kurtulmuş olurlar. Aşağıda günüMüz bilimsel mitolojilerini gösteren ve bilimin çerçevesini belirleyen metafiziksel öğeleri gösteren fotoğrafları koydum.

     

    burda da Toronto üniversitesinden konuyla ilgili uzman birimin verdiği seminerin bir kısmını bulabilirsiniz.

     

    epifiz beziyle ilgili de alkol içmeyene alkolü anlatmak ne kadar abesse, dmt nin insana yaşattığı durumu anlatmaya çalışmak o kadar yersizdir. 

    Günümüzde keneviri bile yasaklamış durumdalar, nedenine bakınca incir çekirdeğini doldurmayan sebepler. Ki günümüzde artık ilaç olarak bile kullanılmaya başlandı dünyanın bazı yerlerinde tekrar. İnsanların  algılarının açılmaması için yapılan girişimler hep. 

    Auldus huxley in algı kapıları isimli kitabını okumanızı öneririm bu kafa yapıcı maddelerin tarihte ne kadar önem arzettiğini az da olsa anlayabilmeniz için. 

     

    Orda oturup herşey bilimdir YÖK bilmem ne diye atıp tutacağınıza bilimin nasıl geliştiği, hangi yollardan geçtiği üzerine azıcık araştırma yapsanız bu kadar cahil kalmazdınız...

     

    özetle ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Eski çağlardan beri bu organla ilgili değişik söylemler ve uygulamalar mevcut. Tarihsel olarak da bu yadsınamaz bir gerçek. Bunun nedeni tabi ki de salgıladığı hormonlarla ilişkilidir. İnsanın algılarını daha çok açması, beynin daha fazla uyarılmasını sağlaması belli başlı sebepleri olabilir. Yok bilimsel olarak kanıtlanmamış, yok metafiziksel şeylerin hepsi boştur gibi safsatalarla konuyu geçiştirmek cehaletten başka birşey değil. 

     

    IMG_9111.PNG

    IMG_9112.PNG

    IMG_9113.PNG

  4. 7 saat önce, Tengiz yazdı:

     

    Sivas olayları sırasında katillere "gazanız mübarek olsun" diyen

    Sonra çıkıp "milletin gazını almak içindi" deyip lafı dönderen

    Daha sonra Almanya'da katıldığı bir konferansta " Pir Sultan Şenliği diye sağa sola kafir Marks'ın resimlerini asarlarsa, komünist propaganda yaparlarsa sivas halkı ne yapsın.. " diyen

     

    Geçen yıl “Sivas katliamı demekten imtina ediyorum, çünkü hakikaten katliam başka bir şey. Birisi gidip doğrudan insanları katlettiği zaman katliam olur. Orada bir kişinin gidip birisini doğrudan doğruya katlettiği vaki değil” yanıtını veren

     

    Buna mı oy vereceğiz? Bunu yaparken de hiç mi utanmayacağız?

     

     

    Denize düşen yılana sarılır.

    Kılıçdaroğlu ile bu adam gider mi? 

    Tabi ki de hayır. Aksine kılıçdaroğlunun aday olması adamın ekmeğine yağ sürer.

    garibim Selahattin Demirtaş zAten bi varlık gösteremez(gönlümdeki Cumhurbaşkanı)

     

    adamı zayıf olduğu yerden vuracaksın. Gerisi boş beleş laf. Bu ülkede neler neler oldu. Bi tek sıvas katliamı değil...

  5. 10 dakika önce, anibal yazdı:

    Hala aynı zavallılıkta sayıklıyorsun. Ölçem matematikle yapılmaz. Bir litre sütü hesap makinesi ile mi ölçüyorsun sen? Birde çıkmış mallıktan falan bahsediyorsun ya...

    Way be. Ulu bilge aninalin son anolojisi; matematik=hesap Makinesi 

     

    Ölçme ya da ölçüm, bilinmeyen bir büyüklüğün aynı türden olan, ancak bilinen bir büyüklükle kıyaslanmasına denir. Diğer bir deyişle, bir uzunluğun, bir alanın, bir kapasitenin veya herhangi bir olgunun belirli bir birim cinsinden hesaplanmasıdır. Bunun için standart ölçü birimleri kullanılır. 

     

    Bilinen büyüklükler bizim uydurmalarımız olan şeylerdir. Yani ölçme yapabilmemiz için de yine uydurmamız gerekir. 

    Senin sayıkladığın gibi neyle olsa ölçüm yapamazsın. Önce matematiksel olarak uydurup sonra ölçüm yaparsın. 

  6. 1 dakika önce, anibal yazdı:

    Blim gerçeği arar, bazen bulur, bazen bulamaz. Bulup bulamadığı ise, matematikle değil, ölçme ile yapılır.

    Nasıl bir aptalsın sen kardeşim! Ölçmeyi matematikle yapıyorsun zaten. Matematiksel olarak ifade edilmiş ölçme metodlarıyla. 

     

    4 dakika önce, anibal yazdı:

    kadar. O andan itibarende kimse, hatta prusya akademisinin azılı anti yahudileri biel , ona mutlak gerçek değil diyememiştir. 

    Peki nasıl yapmıştır ölçme işlemini? Aaa matematiksel metotlarla olmasın sakıınn?? 

    Yani gerçek bilgiye ulaşmak için ne kullanılmış?? Aaa güvenilir bilgi olmasın Sakın ??? 

     

  7. Dikkatinizi çekerim; ölçme yapıldıktan sonra matematiksel ifade edilir. Ölçme matematiksel olarak standardize edilmiş olmasaydı(felsefi olarak buna ihtiyacımız olduğunun farkına varmasaydık ne ölçmeyi uydururduk ne de bu işlemi matematiksel olarak ifade etmeyi. Nötrinoların bulunması bile gerçek olmayan güvenilir bilgi sayesinde gerçekleşebilmiştir. Yani gerçek bilgiye ulaşmak için güvenilir bilgiyi kullanmaktayız. ) biz o gerçek bilgilere ulaşamazdık. 

    8 dakika önce, anibal yazdı:

     

    Tabi, tabiii...

     

    Sen bir kaynar kazana atta kendini hep beraber görelim, gerçeklikmiymiş değilmiymiş. Ondan sonra bakarız bu mevzulara....

     

    Hala kaynar kazan diyor yaw. Nasıl bi saçmalama potansiyelin var senin öyle? 

    Kendimi kaynar kazana atınca ne olacak? Haşlanacağım nokta. Ee yani? Bu senin mal olduğun gerçeğini değiştirmez ama benim dr mal olduğumu gösterir. Ben de mal olmadığıma göre... ee????

  8. 7 saat önce, anibal yazdı:

    Evet, litreyide metreyi de biz uydurduk, tıpkı matematik gibi. İyi de bir sor bakalım neden uydurduk? 

    Soruyorum bakalım? Niye uydurduk? Bunu uydurmamızın temelinde standardize etmek yok mudur? Standardize etmeye ihtiyacımız olduğundan olmasın bunları uydurmuş olmamız. Sence buna ihtiyacımız olduğunu nasıl anladık? Felsefe yaparak olmasın Sakın?? 

    7 saat önce, anibal yazdı:

    Tanımı var olunca, bir şey realite mi oluyor yani? Malum süper zencinin de tanımı var, mesela yani....

    Nasıl saçmaladığını anlaşan yüzün kızarır kendinden uyanırdın. Ama nerde sende o kafa. 

    Süper zencinin tanımına göre hepimizi becermesi gerekir. Deniyorum öyle birşey olmuyor. Yine deniyorum öyle birşey gene olmuyor. Deneysel çıkarımlarım sonucu süper sencinin olma ihtimali eşittir sıfır. 

    Birini kaynar kazana atıyorum haşlanıyor, ardından diğerini de diğerini de... hepsi haşlanıyor. Kaynar kazana atılan birinin haşlanma olasılığı eşittir bir.

    sıfır bir aksiyomdur. Bir de bir aksiyomdur. İkisinin de var olduğunu ıspatlayamazsın. Ancak ikisi de güvenilirdir(matematik güvenilir (reliable) bilgi sunar bize. Halbuki kaynar kazana düşen birinin haşlanacağı bilgisi geçerli(valid) bilgidir. Süper zencinin varlığı ise güvenilmez bilgidir, aynı Tanrı'nın  varlığı gibi. ) 

    biz valid bilgileri matematiksel ifade ederek reliable bilgilere ulaşıp diğer valid bilgilere ulaşmak için bir araç olarak kullanıyoruz. 

    2 saat önce, Türk Ateist yazdı:

    Sen de aynı yanılgıya düşüyorsun. Bilimsel şüphecilik olmazsa olmaz bir kavramdır bilim için. Hepimiz için öyle olmalıdır.

    Benim düştüğüm bir yanılgı yok. Bilimsel şüpheciliğin olması gerektiğini savunan benim asıl. Bilimden şüphe eden varsa da şüphelerini gidermek için en baştan başlar ve sonunda ortak akılda buluşur. Bu dinamik bir süreçtir. Bu sürecin her baaamağında şüphe ettiğin şeyleri doğrulayarak gidersin bu kadar basit. 

     @anibal şüphe yok felsefe yalan diyor. Böyle saçmalık mı olur! 

    2 saat önce, Türk Ateist yazdı:

    Biri bir şey söylediğinde, bir hipotez öne sürdüğünde vs onu yanlışlamak hiç zor değil. 

    Bak ne güzel söylemişsin. Şüphe etmeyen biri başka birşeyi hiç yanlışlar mı? 

    Başkalarını korumak adına söylediklerimi çarpıtma lütfen. 

  9. 3 saat önce, anibal yazdı:

    Felsefe biteli çok oldu, bilim var artık. Rahmetlinin son sözlerinden biridir, dikkate almanda fayda var. 

    Felsefe:

    1. var olanların varlığı, kaynağı, anlamı ve nedeni üzerine düşünme ve bilginin bilimsel olarak araştırılması.
      eş anlamlısı: düşünbilim
    2. 2
      bir bilgi alanının ya da bilimin temelini oluşturan ilkeler bütünü.
       
      Tanımı bu olan birşeyin bilimle son bulduğunu söyleyebilecek kadar nasıl aptallaşabiliyorsun anlaşılır gibi değil. 
      3 saat önce, anibal yazdı:

      Hala anlamış değilsin, onun gerçekliği, bunun gerçekliği vs. teranesi, metre ve litrenin icat edilmesiyle tarih oldu, çok mu zor anlamak?

      Metre ve litre icat edilmedi. Biz insanoğlu olarak bunları götümüzden uydurduk. Bunun bi kanıtı yok. Standardize ettik o kadar. 

      Bi kere bizim bilimimiz yalan üstüne kurulu. Sıfırı ıspat edemezsin ya da 1 i. Bunlar aksiyomdur. Kanıtları yoktur. 

      Bunun da ötesinde, bilim kendisi zaten şüphe üzerine kuruludur. Kendisi septik olmayı gerektirir tanımı gereği. Nasıl bir kafan var ki şüpheyi bilimden ayırabiliyorsun? 

      İnsanlar şüphe etmeseydi dünyanın hala düz olduğuna inanıyor olmayacak mıydık? Olayların başka açıklamaları da olabileceğinden şüphelendiğimiz için değil midir hala bilim yapma sebebimiz? 

      Senin daha temelde sıkıntıların var. Herşeyi bildiğini zannediyorsun. Halbuki daha koca okyanustan bir damlaya bile sahip değilsin. Bu ne kendini beğenmişliktir arkadaş...

  10. 15 saat önce, anibal yazdı:

     

    İnsan doğasından çok çok önce koptu. Bu kaçırılıyor gözden. Özellikle kadın erkek ilişkileri noktasında.

     

    Bugünkü eğitim, çalışma, ekonomi, üretim hayatı, tamamen, kadınların yok sayıldığı, bir takım baskın erkeklerin menfaatine çalışan bir sistemden ibaret. Bu sistemde siz kadın hakkıymış falan filan diyerek ancak sayıklarsınız. 

     

    Erkeklerin kendilerine göre tasarladıkları bir dünya da kadınların başarılı olmasını bekliyorsunuz. Bu bir geyiği yağmur ormanına salmak ve bir kaplanı antartikaya taşımaktan farksız. İşin kötüsü, burada bir simbiyoz söz konusu, kadınların başarısızlığı, otomatik olarak erkeklerin de başarısızlığı demektir. Ve gidini bakın, bu sistemin büyüyüp geldiği süreçte, binlerce yıldır, insanlar genel olarak mutsuzdurlar. 

     

    Olması gereken, insanın doğasına gerçekten uyumlu yeni bir yaşam modeli üzerine çalışmaktır. Bugün teknolojimiz buna müsait. 

    Kesinlikle haklısın. Diğer bütün şeylerin yanısınra "bana sorarsan" İslamiyet müslümanları nasıl etkiliyorsa, ataerkillik de bütün insanları öyle etkiliyor. Virüs gibi bişey. Mitoloji gibi bişey. Ve biz o mitolojiyi hala oluşturmaya devam ediyoruz. 

    Ataerkillik, hiyerarşi kurma çabasıdır temelde ve erkeklerin kurallarını koyduğu bir oluşumdur. ortada erkeklerin kendilerini kanıtlamak zorunda oldukları bir yapı vardır ve yeryüzündeki tüm erkekler olarak zaten bu yapıyı biz oluşturuyoruz. Eğer ki, kuvvetli olmak, vatanseverlik, koruyucu olmak, hakim olmak, sert olmak , dindar olmak gibi ataerkilliğin dinamosu olan hasletlerden birine sahipsen sen de bu mitolojiyi yayıyorsun demektir. Özetle dünyadaki her erkek şu anda ataerkilliği dönüştürüyor zaten. 

  11. Bilim ve teknolojiyi kötülemek kadar aptalca bişey olamaz. İlk silah yapıldıktan sonra bilim başlamıştır. Gerisi teferruat. Ha biz bilim ve teknolojiyi doğru kullanıyor muyuz acaba? Asıl sorun burda. Sen aptal gibi kendi doğandan kopmayı marifet sayarsan -modernitede olduğu gibi- en yüksek teknolojiye bile sahip olsan "mutlu" olamazsın. Gerçi amaç her ne olursa olsun bu durumda gerçekleşme ihtimali olmuyor "doğal" olarak...

  12. 2 saat önce, Edip Cevdet yazdı:

    @democrossian

    Tanrı'ya giden yol, kâr-zarar hesabıyla açılmaz.

    Bütün mesele ödül ve cezâdan ibâret değil.

     

    Dediğim gibi. ..

    Tanrı yoksa sen ve ben öldüğümüzde eşit olacağız.

    Ama; ya varsa ?

    Çelişki üstüne çelişki. Kar-zarar hesabı olmaz diyorsan "ya varsa" senin için önemli olmamalı. 

    Hatta daha da öteye gidersek, eğer Tanrı varsa bu kadar kötü bir iş çıkardığı için hiç tereddüt etmeden nefret ederim, ona karşı savaş açarım, beni yoktan var edip bu kadar aptalca işler yapan Tanrı'yla işim olmaz...

     

    Sana üzülüyorum doğrusu. Bi korkunun içinde debelenip duruyorsun. Yazık sana. 

×
×
  • Yeni Oluştur...