bilgisız bi uşak

Bu söz, bana mı? Benim, o yönde bir savım oldu mu? Melezlerin, geri zekâlı olduğunu öne süren, o mâlum kişiye, varsayımının, yanlış olduğunu aktarmaya çalıştım. Sonuçta benim kızım, en güzel örneğidir.

Benim kızımın annesi, Brezilyalı'dır. Kızımın zekâsı, o derece yüksek ki, altı ay içerisinde, neredeyse anadili derecesinde, Almanca öğrendi. Güzelliği mi? Her güzellik yarışmasında, açık ara kraliçe olur. Hem de makyajsız! Melez? Nasıl olur?

Sen, putperest olduğun sürece, hep Atatürk düşmânı kalacaksın; söz dinleyecek durumda değili, ufaklık!

Ufaklık! Sen ne saçmalıyorsun! Atatürk, tam tersini yaptı. Sen, Tayyipçi olduğun için, Tayyip'in yurtsatarlığını, Atatürk'e mâlediyorsun! Biraz dahâ dikkatli ol!

Teşekkürler!

Sen, öyle san! Önünüze bakmaniz gerekiyor.

Atatürk, toplumculuğa karşı mıydı? Tabula Rosa, Atatürk'ün toplumcul yönlerini, uzun-uzun açıklamıştı. İnsanların tümünün, mutluluğuna odaklanan herkes, toplumcul kişidir.

Oradaki "sosyalist" kavramı, "toplumsal" değil, "toplumcul" anlamına gelir; genel anlamda, solculuğu temsil eder.

Böyle bir soru, hiç kimseye yakışmaz. İnsan olmanın özgeleri, evrensel olarak bellidir. Eğer hasta insanları, insan sınıfından çıkarırsak, teistleri ne yapalım? Ayrıca; delilik nedir? Ölçüsü nedir?

Gelenekler, nereden baksan, sapıklıktan başka bir şey değildir.

Kendi karısını, sıraya koysun! Fazla beklemesin!

Bir yerlerde okumuştum; Afrika'nın göbeğindeki bir kabilede, bir çift evlenince, dâmat, ilk sevişmesini, kendi annnesiyle ile gerçekleştirir; gelin ise, kendi babasıyla! Bu da ne, la!

Forumun, ikinci democrossion'u Burak Tuna. Gülmekten, neredeyse donumu pisleyecektim!

Rhodium kardeş, sen, "dînsizlik" kavramını, "ateizm" ile karıştırdın. Elbet de ateizm de, bir dînsizlik türüdür; ama tek dînsizlik türü değildir. Sen, panteizm ve panenteizmden örnek vererek, ateizmi, yeni yorumlamaya çalışıyorsun. Ateizm, her tür yaratıcılığı reddeder! Nokta! Evrimi reddetemenin tek karşılığı, yaratıcılıktır! Sen diyorsun ki,: "Şu atayizler de, Al İlâh'a inanıyor, ama farkında değiller!" İzin verirsen, gönülden ve içtenlikle gülümseyeyim. İİşte sana, evrimin bir gerçeği!

Hiç biriniz haklı değil! Ben, genel olarak, koyu renkli kadınları sevmem. Ama... Ama geçtiğimiz yıllarda, öyle dilber bir zenciye rastladım ki, feleğimi eritti! Ama yine de onunla, sevişmek istemedim. Kusursuz bir hanımefendiydi; çıldırtacak kadar güzel kalçaları vardı! Ama ten rengi koyu!

Bu konuya, hep yanlış gözlükle bakılıyor. Dempkrasi, herkesin, gerçekten de istediği gibi davranması anlamına geliyor; demokrasi, sınırsız özgürlük değildir. Böyle düşünenler, aymazlık içerisindedir. Demokrasi, bir üst kavramdır. En güzel demokratik rejim, aynı ânda meritokrasi içerir. Meritokrasinin olmadığı demokratik rejimlerde, eğitim, hep geri kalacaktır; cehâlet yükselecek ve otokratik ya da oligarşik sisteme gidilecektir.

Osuruğumun, iğrenç koktuğuna inanıyorum. Bu nedir?

İşin, en ilginç yanı nedir; biliyor muısunmuz? Bir Müsdlümân, bir konu üzerinde, bilgisiz olduğunu itirâf edemez. Bir Müslümân, her şeyi bilir; bilgi sâhibi olmadığı, hiç bir konu yoktur. Bir Müslümân'ın, eğitim almasına gerek yoktur; o, her konuda bilgedir. Durum, böyle olunca da, İslâmî coğrafyada doğup-büyüyen bir kişi, bilinçaltından, su sonuca varıyor: Fırlattığım bumerang, döner-dolaşır, gelir ve bana çarpar! Bu konudaki sorunun yanıtını, bir-çoğunuz bilir; ama şu bumerang manyagı yok mu! Özel olarak yeniden yazmayayım... Aşağıdaki yazıların sıralamasını, bilinçl

Belkı farkındasınız; "kapanan ünlüler", bir o kadar, kusursuz makyaj yapıyorlar! Bu, nasıl bir aymazlıktır! Makyajları, kusursuz olunca, sağlıklı bir erkek, ne düşünebilir? En azından ben, sağlıklı bir erkeğim.

Robe'cim, Bavyera, Almanya'nın, tek "yarı bağımsız" eyâletidir. Evet; bayrağı vardır; mavi-beyaz renklerdedir. Bavyera'nın, "belediye başkanı" değil, "başbakanı" (Ministerpräsident) var; tüm diğer eyâletlerde olduğu gibi.

Teşekkürler. Bunu bilmiyordum. Türkçe karşılığını, buraya yazmaya utanıyorum!'

Can Dündar'a lâf sokana bak! Onun kıçının kılı bile olamazsın! Kılıçdaroğlu'yu, ben de pek sevmem; ama elimizde, başka poker kağıdı kalmadı! Ve sen, pragmatizmin anlamını, aslâ anlamayacak kadar zavallısın.

Sanırım, bir yanlış anla(ş)man var; ben, liberalizmin tanımını yapıyorum; şunun-bunun tanımını değil. Kendisini liberal olarak tanımlayan biri, liberalizme ters düşecek tavırlar sergiliyorsa, bu tüm liberalleri bağlamaz.

Al İlâh da, seni güldürsün, e mi? İnsanların yararına olan bir durum, ne zamândan beri yavşaklık oluyor? Unutma: Bozuk saat bile, günde iki kez, doğru zamânı gösterir; yâni hiç beğenmediğin görüşlerde bile, biraz doğruluk payı olabilir. Nasıl ki, senin düşüncelerinin tümü, saçma değilse, Almula Hanım'ın ve Atakan Beyefendi'nin de, güzel yönleri vardır; onları inkâr etmek, hiç kimseyi yüceltmez.

Öncelikle vurgulamak isterim ki, bana karşı, kaç dâvâ açıldığını bilmiyorum; en az 300 sanıyorum. Kimliğimi gizlemeyişim, beni, bir bombardıman manyağına dönüştürdü. Konuya gelelim... Her gün, en az bir kişiye, Cumhûrbaşkanı'na hakâretten, dâvâ açılıyor! Sanırım burası da, tam bir dünyâ rekoru! Birisi, kazâra osursa, Cumhûrbaşkanı'na hakâretten, dâvâ açılıuyor! Ama beni ilgilendiren, bambaşka bir konu var; önceki Cumhûrbaşkanları'na karşı işlenen, benzer suçlar olmuş muydu? Ya da; Tayyip'ten önce, hangi Cumhûrbaşkanı'na, kaç kez hakâret edilmişti? Ve kaç cezâ dâvâsı a