Jump to content

Burakey

Üyeliğini Sildirmiş Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    218
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Burakey kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. 17 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

     

    muhsanât (iffeti korunan kadınlar)

     mâ meleket eymânukum (yeminleriniz kime malikse onlar)

     

     

    Hasan Bey; 

     

    İnternette bir adam vardı sizin metotlarınız ile Allah kelimesinin ''buğdaycı''  anlamına geldiğini söylüyordu.  yazdıklarına siz ihlas ile inanıyor musunuz merak ediyorum.  

     

    ya bırakın ya ayıptır!

     

    Biz dünyalılar burada bu ayeti tartışıyoruz siz hangi gezegendeniz lütfen oraya gidiniz.

    iyi yolculuklar. selametle. bye bye baby :)

  2. 4 saat önce, Yeni Üye yazdı:

     

    Valla ben kendime şunu soruyorum, Kim kendisine zorla dayatılan bir inancı benimser ki? Ya da kim, karısına kızına tecavüz eden adamların dinine geçer ki?

     

    Türkler mi? Kürtler mi? Farslar mı? Asya milletleri mi? Afrika milletleri mi? 

     

    Ben elbette müslümanların bugünkü ya da geçmişin bir çok devrindeki bilinç, akıl ve ahlak düzeylerinin olağanüstü olduğunu iddia etmiyorum. Ama mesela basit bir örnek olarak Taliban gibi milleti kendisiyle korkuttukları bir örgütün eline tutsak düşmüş ingiliz bir kadın gazetecinin, gördüğü muamele sonrası müslüman olması gibi bir resim varken, müslümanları aşırılıkla özdeşleştirmek isteyenleri elbette masum görmüyorum. Geçmişte de bugün de müslüman milletlerin ya da şahsiyetlerin sade, samimi yaşayışlarını, arkadaşlıklarını ve komşuluklarını, ibadetlerinde ve ticaretlerindeki davranışlarını vb. görüp müslüman olan gayri müslümlerin sayısı az değil. 

     

    Dolayısıyla bu konudaki propaganda geçmişte misyonerlerin göstermek istediği resimdi. Şimdi de zaten İslam Devleti diye bir şey kurdurup, orada pazarlarda satılan köle kadın resimlerini bütün dünyaya servis edenlerin ve İslam devletini ve idaresini bu resimlerle zihinde canlandırmak isteyenlerin elbette bir planı var. Ama Allahın planı onların planının üzerindedir. Yaptıkları şey aslında İslamın bozuk ve hikmet dışı, aşırıcı, akılsız, ahmak yorumlarının yer yüzünden silinmesine hizmet etti. Bundan sonra hem müslümanların ıslahı, hem islamın yükselmesi uzak değil Allahın izniyle. Doğudan olmasa Batıdan, Türkler eliyle olmasa, Batılılar eliyle. Belki bizim ateistler de o zaman müslüman olur artık :) 

     

    Valla ben kendime şunu soruyorum, Kim kendisine zorla dayatılan bir inancı benimser ki? Ya da kim, karısına kızına tecavüz eden adamların dinine geçer ki?

     

    O zamanki insanlık bilinciyle tabiki yeteri seviyede empati yapamıyoruz. şu an tecavüz dediğimiz şeyin, o zaman bizzat bu duruma maruz kalan tarafından  nasıl algılandığı  elbette muamma. ve tarih her türlü manipülasyona açık. yaşadığımız zamandaki olaylara  canlı şahidiz hepimiz ama yorumlar inanılmaz farklılaşabilir.(buradan akıl yürütebiliriz)  ama şu bir gerçek ki dostum ; güç bir çok şeyi makul gösterebiliyor. (aklımın ve bilgimin  yettiği kadarıyla her şeyi hesaba katıyorum)  Ancak. Tanrı olayının bambaşka olduğunu da siz hesaba katınız. (Tanrısallığın vazgeçilmez özelliklerinde biri mutlaklıktır.)

     

    Batı medeniyeti konuşu çok karmaşık. ama kısaca şöyle diyeyim.

     

    köleliği kaldıran bu  adamlardır. kölelik insanlık onuruna aykırıdır. bilincine ilk ulaşan bu adamlardır. Tanrı-kralları yıkan çağ değiştiren bu adamlardır.kim ne derse desin bunlar büyük işlerdir. müslümanlara bakıyorum dostum tarihe bakmaya gerek yok. yaşayanlara bak.  ülkeleri ne halde, bilinçleri ne seviyede, yaşam standartları nasıl vs..

     

    batı medeniyeti kötüdür,şeytandır demek kolay. müslümanlık bir varoluş biçimidir veya bir medeniyet biçimidir diyeyim. objektif olmaya çalışıyorum.. ve  adamların önde olduğunu kabul ediyorum..hissettiğimi inkar edecek değilim.. tanrı doğru söyleyeni sever..

     

     

  3. Bir saat önce, Yeni Üye yazdı:

     

    Buradan varacağım şeyi direk yazayım da, boşuna yorulmayalım.

    Karşılıklı rızaya dayalı boşanma, ölüm gibi sebepler dışında da erkeğin aklını yitirmesi durumunda ya da mesela kocasının uzun süre kayıp/ gaib olması durumlarında da kadın tekrar evlenebilir. kimse ona sen zaten evlisin, evlenemezsin diyemez.

     

    Dediğim gibi benim savaş hukukuna ya da köleliğe cariyeliğe ilişkin tüm ayetlere hakim olup tek bir bütünlük içerisinde yorumlayabilme iddiam yok. Bu konuda farklı anlayışlar ve yorumlar hem geçmişte, hem şimdi mevcut zaten. Ancak bugün artık geçerli bile olmayan bu kurumlara ve durumlara ilişkin kafamdaki çözümü size yazayım. itirazınız olursa belirtirsiniz. 

     

    Bu ayet bir emir falan değil. Bilakis yasak bildiren bir ayet, ancak bu yasağa bir istisna olarak özel bir durum ve izin dile getirilmiş. Tecavüz falan hiç söz konusu değil zaten. Adı üzerinde nikah ve adı üzerinde izin. Yani isterseniz yapabileceğiniz karşılıklı rızaya dayalı bir akit. Gerçekleşince de kadın özgürlüğüne kavuşur zaten.

     

    İslam elbette başka hukuklarda yapılan nikahları kabul eder ve muteber görür. O yüzden sulh ortamında kesinlikle kimsenin nikahına, namusuna karışmak söz konusu olamaz. savaş hukukunda ve savaş esnasında karı koca esir düşen kişilerin de nikahı devam eder. Ancak, mesela kocası öldü ve kadın esir düştü. Ya da kocası savaştan kaçtı ve kadın savaşta esir düştü. burada savaş bitip normal duruma geçilinceye kadar beklenir. esir değişimi ya da karşılıksız salıverme söz konusu olursa kadın bırakılır, memleketine gider. Ancak bu seçenekler tercih edilmeyip kadın köle olduğunda, artık o kadın aynen kocası kaybolan ya da ölen kadın gibi artık isterse tekrar evlenebilir. Ayette ifade edilen mesele benim için bundan ibarettir. Ötesi ister müslümanlar tarafından dile getirilmiş olsun, ister gayri müslümler tarafından tarihsel yorumlar, kişisel hezeyanlar ve anti-propogandadır.

     

     

     

    Eyvallah.

     

    evet. tek cümlelik bir müsade. ama buzdağının görünen yüzü gibi işte dostum. kuranın   rivayetleri onaylaması malesef. acı verici.   keşke dediğiniz gibi olsa ama maalesef değil. esir kadına rızası falan sorulmuyor, nikah falanda şart koşulmuyor. (müslümanların kendi beyanları)

     

    İslam tanrısı sosyal yaşamı ve toplumu çok önemser, çoğu konuda bireyselliği ezer geçer. müslümanların savunma argümanlarıda hep bunun üzerine kuruludur. çoğu konuda bu yaklaşım kabuledilebilir. toplum tabiki önemlidir ve bizler toplumun ürünüyüz. ancak bu konuda bu savunmayı şahsen kabul etmiyorum. diyelim tanrı ; zamansal ,realist ve rasyonel davranarak sorunları çözüyor. o vakit bunu belirtmeliydi. ama belirtemezdi o çünkü o zaman otoritesi ve bilgeliği sarsılırdı. tanrı otoritesinin ve bilgeliğinin sarsılmasından korkmuştur. gerçek bir tanrı otoritesini ve bilgeliğini kaybetmekten korkmaz sanırım..

  4. 6 saat önce, Yeni Üye yazdı:

     

    Şimdi madem fıkh etmek dedik, beraber fıkhedelim. Size göre bir evlilik hangi durumlarda biter ve sona erer? Yalnız hukuki bir cevap verin. Yani sevgi, saygı falan gibi ölçülemeyen duygusal şeylerden bahsetmeyin.

     

    dostum merhaba. konuya yazmanıza sevindim. Nisa 24 dinle tüm bağlarımı kopartıp atma kuvvetini bana veren ayettir. duygusal yaklaşımım fazla olan bir ayet . haklısın yani. sogukkanlı yaklaşımlar yapmaya çalışacağım.

    **

    Evlilik hukuksal olarak boşanma,iptal,ölüm ile biter veya mevcut hukukta ne yazıyorsa o şartlara göre biter. veya siz bir devleti yıkarsanız tüm hukukuda ortadan kalkar. ve kazananın hukuku işlemeye başlar..

     

    dostum buradan nereye varacağına  dair bir tahminin var ama  yazmayacağım. ama bu tahmin üzerinden bir şeyler söylemek ,düşüncelerimi belirtmek istiyorum.

     

    hukukta insan yaratmasıdır. tüm sosyolojik kurumlar gibi. aile,ahlak,ekonomi gibi.. 

     

    ancak din denilince karşımızda bir TANRI oluyor.  ve bildiginiz üzere islamın tanrısı mutlaktır. değişmezdir,sonsuzdur. bunun mantığı; bir şey değişiyorsa onda eksiklik vardır. doğrudur. bu yüzden tanrı mükemmeldir. değişmez. değiştiği anda tanrılık vasfını kaybeder (islam inancına göre)

     

    şimdi; hukuku toplumsal yaşam için bizler yarattık demiştim. birisi benim kardeşimse kardeşimdir. devlet otoritesinin bunu onaylamasına ihtiyacım yok. veya biri benim karımsa karımdır.(bireyselliği hesaba katınız)  devletimin yıkılması veya hukukunu değiştirmesi bir şeyi değiştirmez.

     

    tanrı mutlak otoritedir. devletler yıkılabilir,toplum kuralları değişebilir veya insanlık darmadağın olup tekrar ormanda yaşamaya başlayabiliriz. herşey olabilir ama tanrıya bir şey olmaz. olmamıştır ,olmayacaktır tanrı mutlak ve sonsuzdur.(islam böyle diyor)

     

    öyleyse diyorum ki; hiçbir toplumsal kurum veya toplum bekası adına benim karıma ,kardeşime yapılan şeyi TANRI ONAYLAYAMAZ.

     

    Tanrı bunu yapıyorsa otoritesini topluma /insan kalabalıklarına devretmiş demektir. TANRI TANRI GİBİ DAVRANMALIDIR. tanrı toplum bekası adına rasyonel düzenlemeler yapacak kadar aciz midir? evet görünen o ki acizdir. Tanrı duruma ve şartlara göre davranmıştır. aynı bir insan gibi..

     

    öyleyse yücelik nerede?

  5. Bir saat önce, Karaiskakis yazdı:

     

    Lütfen adab-ı muaşeret kaidelerine riayet ederek, kullanacağınız kelimelerin seçimine özen gösteriniz. Sizi benimle bu şekilde konuşmaktan men ederim.

     

    Ayrıca ateistlerin savunduğu (ve yanlışlığı Adnan Oktar Hoca tarafından defalarca kanıtlanan) gayri ilmi evrim teorisine göre insan, maymundan gelmekte, yani bir hayvan konumuna indirgenmektedir. Eğer insan-hayvan özdeşleştirmesinden rahatsız iseniz önce buna tepki gösteriniz.

     

    Hayvandan türemiş olmamız ahlak sahibi olmamıza engel değil.(ki ben bilinmezciyim ama ateist denilmeside çok fark etmez) bizler bilinç ve farkındalık sahibi maneviyatı olan,şiir yazan felsefe yapan canlılarız. bunda ar duyulacak bir şey yok. ar duyulacak olan senin tanrının tecavüzü helal kılmasıdır.  hayvanlarla bizi kıyaslarken bilinç ve farkındalığı hesaba kat. bizde bu var onlarda yok. buna rağmen birçoğu maneviyat sahibidir. sende  o da yok. sen maneviyatı olmayan bir hayvansın ! seni tenzih etmiyorum yani. yazdıklarımı boşa çarpıtmaya çalışma. ayrıca trol olduğun çok belli şerefsiz satılmış sefil!

  6. Bir saat önce, Karaiskakis yazdı:

     

    Cariyelik kurumu, kocaları savaşta ölen Müslüman olmayan bayanların korunması ve Müslüman erkeklerin gözetimi ve kontrolünde;  maddi, sosyal, cinsel ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla oluşturulmuştur. Yani burada temel maksat, Müslüman olmayan bu bayanların korunması ve kollanmasıdır. 

     

     

     

    bu mu cevabın? papağan gibi aynı şeyler. babası,kardeşi veya kocası öldürülmüş kadının yerine koy bakalım kendini, onun katilinin korumasını kabul edecek mi? bu cevap insan maneviyatını hiçe sayıp, insani sadece yeme içme ve barınma gibi hayvansal niteliklere indirgemektir. o zaman sana soruyorum hayvan, neden bir tanrıya inanıyorsun? hayvanlar tanrıyada dine de inanmaz. (maneviyatı olan birçok hayvan vardır onları tenzih ediyorum)

     

    verdiğin cevap şerefsizce. sende şerefsizsin.

     

    ayrıca kocası ,babası veya kardeşi ölmeyip hayatta olan (esir alınan) insanların eşleri,kardeşleri ve analarına ne yapıyorsunuz? nasıl devlet eliyle tecavüz ediyorsunuz anlatta ögrenelim.

  7. Bir saat önce, Karaiskakis yazdı:

     

    İslam inancında cariye hukuku, tecavüz ile bir ilintisi bulunmayan, kendi içerisinde çok sayıda kaide ihtiva eden, oldukça kapsamlı bir konudur. Bu sebeple konu hakkında bilginiz yok ise eksik bilgilerinizle kelam etmeyin, cehaletiniz ortaya çıkar, mahçup olursunuz.

     buyur çıkar cehaletimi ortaya? inancınıza göre anlatınız. tartışmaya hazırım.

  8. amerikan askerleri ıraklı kadınlara tecavüz ediyor diye lanetleyen müslümanlar. Allah bunu sizlere helal kılıyor .öyleyse niye ayıplıyorsunuz?

    (tek fark bireysel olanı onaylamıyor islam,darul islam olması gerek yani devlet eliyle. o da kolay işid ben devletim dedi tecavüzü helal kıldı)

  9. 5 saat önce, FETİH yazdı:

    . bu yorum farkı onlara dini anlamda bir zarar vermez. çünkü nefsi davranmıyorlar.nefsi davransa sıkıntı olur. o düzeyde sahabeler nefsi davranmaz.

    .

    Nefsi davranmadıkları halde yorum farkı olabiliyor diyosun yani ? başka deyişle ; her ikiside iyi niyetle hareket ediyor ,farklı yorumlara ulaşıyor. 

    Biri ilk tefsirci Ebubekirin kızı diğeri ilmin temsilcisi kabul edilen Ali. 

    !?

    öyleyse din adına kimse konuşamaz...

  10. On 02.03.2009 at 19:53, Profesyonel_Kul yazdı:

    "Kocalı kadınlarla evlenmek de haram; ancak sahibi olduğunuz cariyeler müstesna."

    İslam dinini terketmemi bu ayete borçluyum. Aslında Kuranda sapıkça ayet bol miktarda var. Fakat hepsine itttirmyle kaktırmayla zorlama yorumlar getirerek kendimizi bir şekilde kandırmamız mümkün oluyor.

    Lakin yukarıdaki ayetteki rezilliğe direnecek ve bu kepazeliği sindirecek gücüm kalmadıgı için İslam dininden istifa ettim. Sırf cennete gideceğim / cehenneme gitmeyeceğim diye böyle bir şerefsizliğe göz yumamazdım.

    O yüzden bu ayetin anlam ve önemi benim için çok fazladır.

     

    Nisa 24. ne güzel ahlak bırakır ne rahmet,ne merhamet,ne hikmet. sonrasında ne özsaygı bırakır, ne namus,ne pozitif duygu.

     

    din denen zehrin gücünü biliyorum. ancak bu şerefsizlik!!! insan onuru ve zekası bunu  fark edebilecek kadar güçlüdür.

     

    zayıf yürekliliği bırakın bu sayfayı okuyan müslümanlar. nisa 24 'ün savunmalarını okuyun islami forumlardan. komediyi görün.

     

    bu ayet bizim ahlakımıza uymuyor, hakiki bir yaratıcı böyle emir veremez. savaşta yendigin adamın karısını,kızını,kız kardeşini hatta anasını önce yatağa at kullan (şimdiki ahlaki anlayışımız ile buna tecavüz diyoruz) sonrada götür köle pazarında sat!

     

    Yüce Allah bunu helal kılıyor.. öyleyse yücelik bitmiştir..

  11. Bir saat önce, kavak yazdı:

    Yukarıdakine benzer șekilde  sık sık görüldüğü gibi,  müslümanlar birbirini beğenmezken, kalkmıșlar dinsizlere öğretmenlik yapmaya kalkıyorlar.

     Halbuki bu muhteremlere sayısız kere ne demiștik ?.

    Biz inanmak yerine, bilmeyi tercih edenlerdeniz. 

    Hâlâ mı, keçi inadı gibi bu gerçeği görmezden geleceksiniz ve "En büyük benim dinim." teranesine devam edeceksiniz ?

     

     

     

     

     

     

    ateist forumda mezhep çatışması ! bunuda mı görecektik :)

  12. Bir saat önce, Hurrican yazdı:

    Burakey, Tengrizm, muhatab alınabilecek düzeyde yazı yazmaya çalışın, yazamıyorsanız gidin Whatsapp ta yazışın. Konu başlığındaki bilgileri, perdeleyerek, kendiniz gibi çorbaya çevirmeyin.

     

    başarılı bir kıvırma değil. notum 4.2

     

    nisa 24 kapı gibi orda. oku okudukça da utan! 

  13. On 26.02.2018 at 09:16, Hurrican yazdı:

    En zor dedikleri  Sorular da buharlaştı.

     

    Yazdıklarının özeti şudur; Allahın delili yine Allahtır.

     

    sufiler; aklı olumsuzlamazlar ancak Allahı tanıma konusunda aklin her girişiminin başarısız olacağını söylerler. kısaca fideisttirler. sufi deyişi ile iman nuru veya nubüvvet nuru olmadan hakka ulaşılamaz derler. iyice özetleyim; teslimiyet isterler yani duyduk ve inandık.

     

    sen gelmişsin bize burda akılla mantıkla felan delil sunuyorsun. gerçek bir sufi olsan buralara gelip bunları yazmazdın. çelişki içindesin. gene kendi inancına göre bizler için hiçbir şey yapamazsın. çünkü senin inancına göre Allahın aydınlatması olmadan bizi kimse aydınlatamaz.

     

    Allahta bizi aydınlatmıo bizi sevmio. seni sevmiş şeyh ekberini daha çok sevmiş ilham vermiş . ilhamıda maşallah vahiy olmasa bile vahiyden aşağı değiilmiş. onlar kendilerini böyle yüceltirler. sende bu numarayı yersin.bizlerde aşalığız. yapacak bişi yok.  sizler neosunuz. tebrikler you win :) (sen bunlara inanmaya devam et)

  14. On 25.02.2018 at 14:01, FETİH yazdı:

     

    okuyoruz da şu aptal yerine koydurma işini yanlış yorumluyorsun. senin aptal yerine koydurma ikazın," yaşar nuri, mustafa i.oğlu,mehmet okuyan,ihsan eliaçık, aziz bayındır ... vb." gibi adamlar için ise doğrudur. çünkü bunlar ehlisünet yolundan çıkmışlar. nefislerine tabi olmuşlar. tabi her konu da diyemeyiz, bazı mühim konularda diyebiliriz.

     

    Kur’an-ı kerimin manasını yalnız Muhammed aleyhisselam anlamış ve hadis-i şerifleri ile bildirmiştir. Hadis-i şerifler Kur’an-ı kerimi, mezhep imamları hadis-i şerifleri, İslam âlimleri de mezhep imamlarının sözlerini açıklamışlardır. Kur’an-ı kerimde, namazların kaç rekat olduğu, bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağı, zekât nisabı, orucun ve haccın farzları ile hukuk bilgileri açıkça bildirilmemiştir.  bu ilkeleri gözönünde tutan alimleri okumak lazım. her na kadar sayısı azalsa da bulup okumalı.yoksa dinden çıkma ihtimali yüksek olur.

     

    (Kur’andan kendi aklı ile, kendi düşüncesi ve bilgisi ile mana çıkaran kâfirdir!) Yani kendiliğinden verdiği mana doğru olsa bile meşru yoldan çıkarmadığı için hata olur. Verdiği mana yanlış ise imanı gider.

    tefsirlerin çok farklı olmasının sebebi hadislere uyulmadan nefsi yazılmaları sebebiyledir.hadis ve sünnet yolundan çıkmamak gerek. yoksa 72 fırka gibi olur Cehenneme gidecekleri bildirilen 72 fırkanın âlimleri, tefsirlerden yanlış mana anladıkları için, sapıttılar .

     

     

    meşru yol !?

     

    Ali ile Ayşe savaştı dostum. 

     

    savaştı. savaştı .savaştı.

     

    biri eşi öbürü damadı.

     

    en yakınındaki kişiler.

     

    hangi meşruiyetten  yoldan bahsediyosun!

     

    oku düşün. amaa

     

    kendini aptal yerine koydurma 2 :)

  15. On 24.02.2018 at 23:23, Hurrican yazdı:


    Ben, sen değilim ki, okuyunca senin çıkardığın anlamları çıkarayım. da sapıtayım. Benim âyet-i kerîmeleri nasıl anladığımı görmek istersen, yazılarımı tâkip et.

     

    nisa 24 dü tefsir ette engin bilgilerinden faydalanak madem böyle. (bu sitede nisa 24 başlıkları var)

  16. Bir saat önce, Hurrican yazdı:


    Anlamak ya da anlamamak, işte bütün mes'ele bu... Anlamamışsın.

     

     inancını yıkmak evini yıkmak gibidir,kimse elleriyle evini yıkmak istemez. (güsel benzetmedir)

     

    ancak; gerçekten güçlü bir şey yoktur

     

    öyleyse; Yok oluşa ,anlamsızlığa meydan okuyarak cesur yürekle tekrar oku kuranı.

     

     

  17. Bir saat önce, FETİH yazdı:

     

    sen şeytanın sözüne itibar etme. melun yalan söylüyor. yani sadece beni azdırman kısmını kastediyorum...kendini sebeb olarak görmeyişini kastediyorum... ayetin yemin edilen diğer kısmı doğrudur..şeytan kendi yapmadığı secde yüzünden asi oduğunu kabul etmiyor. yani kendini suçlu görmüyor. Allah 'ı CC. suçluyor. bu mantık şeytanın mantığıdır. suçunu kabul etmemek. başkasını suçlamak. bu da hatalı bir mantıktır. çünkü 2 . bir hata yapılmaktadır. suçu işlemek birinci hata, suçsuz olduğunu düşünmek ikinci hata.

    Kur ' an iftirayı değil. gerçekleri içerir. fakat bazen başkalarının iftiralarını anlatmakla gerçekleri ortaya koyar.

     tefsirciler kıvırıyor demiştim zaten:) kuranın ruhu diye bir tabir var ya. işte o tabire uygun bence bu ayet. kıvıranları okuma. kuranı oku. apaçık bir kitabım diyor. Allaha inan tefsircilere değil. bir dost . (açıklama: tefsir oku elbet ama kendini aptal yerine de koydurma)

  18. Bir saat önce, Hurrican yazdı:


    Allah'ın kitabını okurken, Ahmed'in Mehmed'in kitabı gibi okumasaydın, İnanarak okusaydın ki Dikkat et, "Allah inanmayanları doğru yola eriştirmez",, Okurken gördüğün yanlışları Allah'a izâfe etmek yerine, aklına ve yetrsizliğine izâfe etseydin. Allah seni doğru yola eriştirebilirdi. Sen baştan beri inançsızmışsın.

     

    kuranı ilk okuduğumda korkudan,sevgiden ve saygıdan titremiştim be iftiracı. kuranı tabiki yaratıcının sözleri diye okudum. yoksa zaten ilk okuyuşta saçmalığı anlardım. yaratıcının sözleri diye üzerine düşündük onca sene.

     

    ee şimdi inancını korumak için nabacan mecburen bana iftira atıp rahatlayacan, imanını koruyacan.kitabında öyle yapıyor zaten. kalplerimizi bilmiyor ve iftira atıyor. ama sen tanrı konuşuyor sanıyor ve iftira değil bilgi diyorsun buna . bu iyi bir psikolojik manipülasyon. bende öyle sandımdı uzun süre..

  19. Dinden çıkmadan önce tüm lehte argümanlar üzerine düşündüm. hemde bayağı uzun süre. bir çok hristiyanı dine geri dönderen kierkegaardı bile okudum. aklın yolu bir dinin doğru olma ihtimalı yoktur. fikren doğru düşündüğüne emin olarak dini terkeden birini kimse dine geri dönderemez. idrakten geri dönüş yoktur.

     

     

  20. Bir saat önce, Hurrican yazdı:


    Bu yazı, bir facebook sayfasından alınmıştır. Sayfanın ismi de, Ateist misyoner ve alevilere cevaptır. Yazının alıntı olduğunu belirtmiştim. Ateist foruma özel bir yazı değildir. herkese açık bir facebook sayfasıdır. Yine anlamamışsın.

     

    Buraya astıysan ben seni bilirim arkadaş. bu yazdıklarınız bir şeyi değiştirmez. öncelikle şunu biliniz biz normal insanlarız. ben klasik sunni bir ailede yetiştim,beş vakit namaz kıldığım dönemlerde oldu, dua etmediği gün olmayan biriydim. kimseden falanda etkilenmedim. yüce Allah ne demiş diye kuranı okumaya ve anlamaya çalıştım. tek suçum bu. Allah bizi değil yazdırdığı metinleri suçlasın önce. bizleri şeytan gibi görmekten vazgeçin. savunabiliyorsaniz mertçe kitabınızı savunun..

  21. On 23.02.2018 at 14:32, Vefik Sâmi yazdı:

    Tevrat ve Kur'andaki Şeytan hikâyelerini inandırıcı bulmadığım gibi, bahse konu anlatıların mantık temelinden yoksun olduklarını da düşünürüm. Hattâ benim İslâmdan irtidat etme nedenlerimden birisi de Sad 76 âyetidir. Şeytan; ateşin topraktan daha üstün olduğunu iddia ederek kendi hammadesiyle övünmektedir. Eğer Şeytanda hardal tanesi kadar iman olsaydı, üstünlüğün ateş veya toprakta değil, yaratıcıda olduğunu ve dilediğini dilediğine üstün olarak yaratabileceğini bilmesi gerekirdi. Ömrünü batakta ve günah çukurlarında harcamış zayıf imanlı ben dahi bunu idrâk ederken, bâzi islâm ulemâsına göre "Meleklerin Hocası" olduğu iddia edilen Şeytan'ın yaradanına efelenmesi akıl kârı değildir.

     

    Mevzûyu Tevrattaki gibi ele alsak dahi çıkışı olmayan bir  problemle karşılaşırız. Şeytan, hangi boyutlara sâhip olarak yaratılmıştı; ölümlü müydü bilemiyoruz. Ne var ki "Yaratık" olduğunun farkında olan ve Tanrı fikrine en lat düzeyde sâhip biri dahi kendisinin Tanrı ile aynı düzeyde olamayacağını bilir. Öte yandan; kibirlenmek, dengesizleşmek demektir. Halbuki Tanrıda dengesizlik olmamalıdır.

     

    "Şeytan kibirlendi ve Tanrı olmak istedi" şeklindeki söz son derece saçmadır.

     

    Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.(araf 16)

     

    Hocam bu ayeti tefsirciler tabiki kıvırıyor. ancak kuranın çizdiği şeytan profiline göre bu ayet olduğu gibi anlaşılmalıdır. beni azdırdın/saptırdın diyor şeytan. kuran zaten kendine inanmayan insanlara da aynısını yapıyor. azdırıyor,saptırıyor,sapıklık içerisinde bırakıyor.  bu argüman müslümanları düşünmekten alıkoyuyor. fikren birçok ayeti savunamıyor ve mağlup oluyorlar. hemen bu argümana başvuruyorlar. Allah seni azdırmış,saptırmış,şeytan sana musallat olmuş. bunun arkası dahada çirkin. biz inanmayanlar bir günah işlemiş olmalıyız ki rahmetten kovulmuşuz ve hakettiğimizi bulmuşuz. onlarda ''inanıyorsanız üstünsünüz'' psikolojisindeler. Kuran iftira konusunda yazılmış en iyi metinlerden biri denebilir.

     

  22. 9 saat önce, Hurrican yazdı:

     

    Bu sayfada Ateistlere cevap vermekten maksadım, Müslümânların Allah'ı (c.c.) ve İslâmı anlamalarına katkıda bulunmak olmasaydı ne ateistlerle ne misyonerlerle ne de bozulmuş alevîlerle muhatab olmaz, şeytânî düşüncelerini gözönüne getirmezdim.
     

     

     şeref yoksunu, iftiracı , sefil yobaz! Anibal'a sövüyor diye kızıyoruz ama. bu forumda vakit geçirdikçe anlıyorum ki yaptığını asla onaylamasam da kısmen haklı adam.

×
×
  • Yeni Oluştur...