Jump to content

Natüralist Ateist

Sadece Ateistler Grubu
  • İçerik sayısı

    1.577
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Natüralist Ateist kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Bir saat önce, Pitaya yazdı:

    Bilim ile ateizm arasindaki bir gercegide belirtmeden gecemeyecegim. Bilim ile ateizm arasinda zerre kadar bir iliski yoktur. Bilim asla ve asla bir yaraticinin olup olmadigini arastirmaz. Bir yaraticinin varligi hakkinda yorum yapan bir bilim adami felsefe yapmis olur yani konu hakkinda kendi sahsi fikrini belirtmis olur. 

     

     Ama bilim evrene hiçbir şekilde müdahâle etmemiş -Big Bang'i bile başlatmamış- tanrılar dahîl hiçbir tanrının olmadığı ökabûlüyle -desteksiz veya destekli- hareket eder.

  2. 11 saat önce, İlluminatus yazdı:

    Bilirsiniz çok meşhur bir hikayedir mısırdan çıkış.

    İncilden tutun kurandada anlatılır ama ortak noktaları firavunun zalimliğidir.

     

    Tevrata göre firavunun israilleri salmasını istemeyen tanrının kendisi hatta tevratta atacağım bölümde açıkça görülüyor

     

    O kabul etmeyecek çünkü ben onu inatçı yapacağım deniyor.

    Ama ne gariptirki musayı firavunla görüştürüp israilleri salmasını istetiyor soruyorum bu nasıl bir çelişkidir hem firavunu israillileri azat etmesini engelliyorsun hemde azat etmesini istiyorsun dolayısıyla firavunun mısırın başına gelen felaketlerde ve ölümlerde bir suçu olmadığı tüm suçun tanrıda olduğu söylenemezmi  asıl zalimin burada tanrı olduğu kanaatine varamazmıyız.

     

     RAB Musa'ya, “Mısır'a döndüğünde, sana verdiğim güçle bütün şaşılası işleri firavunun önünde yapmaya bak” dedi, “Ama ben onu inatçı yapacağım. Halkı salıvermeyecek. 
    22 Sonra firavuna de ki, ‘RAB şöyle diyor: İsrail benim ilk oğlumdur. 
    23 a 

     

     Zaten firavunu inatçı yapıp ardından da bundan dolayı cezalandıran bir tanrı da tuhaf.

  3. 2 saat önce, DeepBlue yazdı:

    Bana ne kardeşim ben keyfime bakarım.Kiraz dudaklı,al yanaklı,zeytin gözlü hurimi alır sütten ırmaklarda akarım.

     

    Sen de mazaratlık yapma baban dövmesin.

     

     Yanlış iletime cevap vermişsin.

    Bir saat önce, democrossian yazdı:

    Sonsuza kadar ben olmayı istemenin ne bir anlamı, ne bir güzelliği var. Her şey resetlenmelidir. Sonsuz ben arzusu tanrı anlamına gelir ve ateizm tarafından reddedilir.

     

     Doğru.

  4. Bir saat önce, DeepBlue yazdı:

    Aynen, ateist isen her halükarda kaybediyorsun. Ya ateizme göre: Sıcak bir "kozmik çorba" ve yahut da dine göre; cehennem de "yakıt".

     

    Vicdan: Kişiyi kendi davranışlarıyla ilgili olarak bir yargıda bulunmaya yönelten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerinde dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan, kişiye doğruyu ve iyiyi yapma yükümünü de yükleyen içsel güç.

     

     Eğer ben doğru isem, bir şey kaybetmiyorum, huzur içinde ölüyorum. Eğer sen doğru isen, o zaman sende vicdan denen şeyin olmadığı tescillenmiş oluyor, ve ben sırf inanmadığım için çok vicdanlı sizlerin sizin kadar vicdanlı olan Allah'ınız tarafından sonsuza dek Hitler'e bile yapılmasını istemediğim şekilde bana işkence yapılıyor. Eğer Müslüman olarak ölüp cennete gidersem beni öldürmesi için Allah'a yalvarıyorum bir süre sonra. Ayrıca Allah'a neden inanmayanları sırf akıllarını kullanmadı diye sayısız işkencelere uğrattığını soruyorum.

     

     

    Neyse, bunu başka bir konuya bırakalım, ya da sen konu aç.

  5. Bir saat önce, güven yazdı:

    Bu ayet sözde Allahtan gelmiş doğuların batıların rabine yemin eden:lol: bir Allah tanıdınızmı tanıyamasınız buyrun kuran denen kitapta yazıyor. müslümanlar gelin bu ayeti açıklayın.

    Diyanet İşleri: MEARİC Suresi ayet. (40-41) Doğuların ve Batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter. Bizim önümüze geçilemez.

     

     Burada besbelli şiirsel bir hava verilmeye çalışılmış. Ama çuvallamış veya çuvallamışlar.

  6. 1 saat önce, SUPERULLAH yazdı:

     

    Harbiden ya, şu cumleler nasil bir mutluluk kaynagi gibi coşkunca dile getiriliyor baksaniza..

     

    Herkes geberip gidiceginin farkinda olsa .... yedik demektir, iyiki dinler var:)

     

     Benim için en acı gerçek, en zararsız yalandan daha iyidir. (Klişe oldu, ama olsun.)

    2 saat önce, DeepBlue yazdı:

    Ateizm sanki canlı birşeymiş gibi algılıyorsunuz.Ateizm demek; acı demek, göz yaşı demek, yalnızlık demek, kimsesizlik demek, bunalım demek, korku demek (ölüm/yok oluş korkusu), stres sikinti demek, boşluk demek, tükenerek bitmek demek...

     

     Bir insan sırf inanmadı diye -veya Kur'an'a göre "aklını kullanmadı" diye- sonsuza kadar işkence göreceğine inanmaktan daha iyidir, eğer gerçekten böyle görüyorsan Ateizm'i.

    2 saat önce, DeepBlue yazdı:

    Ama kendini geliştirmiş duygulu bir ateistin tüm bu psikolojik tramvalar ile hayata tutunabilmesi,sevdiklerinin de kendisi gibi yok olup gideceği düşüncesi dayanması zor bir acıdır.

    Ben küçükken her zaman yatar, ardından da eğer cennete gidersem ne yapacağımın hayâlini kurardım. Şimdi, siz her zaman iyi şeyler düşünürsünüz değil mi? Rengârenk ağaçlar, içinden tatlı su akan dereler, Hz. Muhammed -o anki düşünceme göre Hz. olan- ve onun gibi peygamberler, vesaire, vesaire, vesaire... Ama ben hiçbir zaman öyle güzel hayâller kuramadım.

     

     Evet, bir süreye kadar eğlenebilirdim. Ama sonra ne olacaktı? Sonsuza kadar böyle yaşamak istemezdim. Eğer her zaman zorla mutlu yaptıracaksa, o zaman amacı neydi tanrının? O yüzden her zaman O'ndan eğer cennete gidersem bir süre sonra beni öldürmesini, bu dünyadaki insan olmayan tüm canlılar gibi yok olup ezéli yokluğa kavuşturmasını isterdim. Bu sayede, hem uğruna çok çalışacağım cennette eğlenecek, hem de beni korkutan sonsuzluktan kurtulmuş olacaktım.

     

     Şimdi ise daha iyiyim. Herhangi bir canlı -yoldaşlarım- gibi ben de öleceğim. Bu düşünce bana hiç korkutucu gelmiyor. Aksine, beni rahatlatıyor.

     

    2 saat önce, DeepBlue yazdı:

    En kötüsüde onlar için ya tanrı varsa?

     

    Düşüncesidir.İşte o zaman bunalım 2/3/4 …5…6…7… katlanır.Tanrı varsa o zaman hephepten sç... tıklarının resmidir çünkü.

     

    Ya varsa? Ya varsa? Ya gerçekse.. Işte bu düşünce bir parazit gibi hergün içten içe yerbitirir o ateisti.Bilgili,sevgili,duygulu,dürüst bir ateistin yaşaması ızdıraptır,tükeniştir,kahroluştur,eriyiştir.Ve gözlerine baktığınız zaman; evrenin koca karanlığına hapsolmuş kimsesizliklerini hangi aci ile tarifi ne mümkün.

     

     O zaman sana göre zaten çok büyük ızdırap çeken ateistler bir de egolu bir tanrı tarafından irin içirilecek, bunlar yanacak, ve çok merhametli (!) tanrımız tarafından sayması bitmek bilmeyen birçok işkenceye mâruz kalacak...

  7. Bir saat önce, araştırmacı21 yazdı:

     

    Değerli kardeşim,

    ''Bırakılanın'' ifadesi bütün varisler içine de kullanılmıştır,sadece çocuklar için değil. 

    Mesela: Nisa-11.ayette Ebeveyn için de (مما ترك ) ''Ölünün bıraktığından'' her birine 1/6 vardır,deniliyor. Nisa-12.ayette de eşler için (ما ترك ازواجكم ) ''ma tereke ezvacuküm'' yani eşlerinizin ''bıraktığından'' deniliyor.Bu nedenle,bu ifade hepsi için de geçerlidir. sadece çocuklar için değil.

    Peki,neden önce eşlerin payları verilir ve daha sonra  kalanın taksimi yapılır?

    Çünkü varisler guruplara ayrılır. 1:  Ölenin alt ve üst soyu (yani çocukları,anne ve babası), bunlar terekenin/bırakılan malın asil sahipleri olup her zaman mirasçıdırlar,çünkü bunlar arasında kan bağı var. İkinci gurup ise EŞLERDİR,bunlar arasında kan bağı yok,akrabalıkları yok,sadece eş oldukları için birbirlerine mirasçı olurlar,evlilikleri bitince birbirinin üzerinde ne bir hakkı kalır,ne de birbirlerine mirasçı olurlar.Yani bunların birbirlerine olan hakları,akraba bağından değil,belki eş olma durumundan kaynaklanıyor. İşte aslında bütün tereke,ölenin üst ve alt soyu olan anne,baba çocuklarındır. Bu nedenle eşlerin payları sanki bir borç gibi bu terekede duruyor. Miras hukukunda ise,önce borç ve vasiyet çıkarılır,daha sonra kalan tereke mirasçılara dağıtılır. Eğer, ''bırakılandan'' maksat düşündüğünüz gibi olsaydı,o zaman önce borç ve vasiyet çıkarılmadan hemen terekenin mirasçılara dağıtılması gerekirdi.Halbuki ''bırakılan tereke'' hemen taksim edilmez,varsa önce borçlar verilir,vasiyet yerine getirilir,ondan sonra ne kalırsa mirasçılara dağıtılır.Eşlerin payları da akrabalık bağından kaynaklanmadığı için bir borç gibi terekede duruyor.önce terekenin tümünden bu hak çıkarılır,geri kalan zaten asil mirasçı ve mal sahipleri olan anne, baba ve çocuklarındır.

    Ayrıca kız çocuklarının paylarını erkek çocuklarının paylarından önce de verebiliriz,netice yine aynıdır.

     

    Özetle, ''Bırakılan'' ifadesi sadece çocuklar için değil,anne,baba ve eşler için de kullanılmıştır.!!!

    Saygılar.

     

     

     Sağolun. Zaten amacım burada çelişki olup olmadığını görmekti. Bu açıklama bana mantıklı geliyor. 

  8. 2 saat önce, adeist yazdı:

    Bence (olası) tanrının insanları sınaması şu şekilde izah edilebilir.
    Ben bir cihaz tasarımcısı ve üreticisiyim (gerçekten de).. Her yeni tasarladığım ürünü muhakkak saha testlerine tabi tutarım yani sınarım, sınavdan geçerse üretime sokarım. 
    Tanrı da örneğin 200 bin yıl önce tasarladığı prototip insanı (ki burada adem oluyor) sınırlı bir saha testine tabi tutmuş (cennette) ve bakmış ki bazı konularda zaafları var (karı kız düşkünlüğü, ensest merakı, hırs, nefret vs gibi)...
    Buraya kadar bir tasarımcı açısından bakıldığında her şey normal görünüyor ancak sorun bundan sonra başlıyor;
    Belli ki ürün kusurludur,  tasarım sürecine geri döndürülmeli ve hatalar düzeltilmelidir.
    Ancak arap/yahudi tanrısı böyle yapmıyor, direkt seri üretime sokuyor hatalı tasarımı.. Ardından da bu yetmemiş gibi yazılıma şeytan isimli bir virüs giriyor... Tanrı ürünün hatalı olduğunu ve içinde virüs taşıdığını bile bile diyor ki, "ben sizi yarattım bak, sınava tabi tutacam, adam olun, evlatlıklarınızın karısına tecavüz, oğlancılık felan neyse de sakın felsefe yapmayın, karılarınızın başlarını açmayın, namaz kılın, oruç tutup milletin anasını belleyin ben duruma göre sizi cennete aldırırım, haaa yok ben illa akıl fikir yürütürüm, muhalefet yaparım, fakirin hakkını yedirmem, emeğimi sömürtmem felan moduna girerseniz o zaman külahları değişiriz" ....
    Lakin bu tanrının niyeti belirsiz. Zira acaba piyasadaki bu ürünler (insanlar) daha geniş bir saha testi midir yoksa nihai ürün müdür?
    Eğer kaliteli insan; namaz kılıp, oruç tutan, oğlancılık yapıp, milletin karısına kızına hallenen, yalan söyleyip, ticarete hile karıştıran, elemanının maaşını vermeyen bir tipolojiyse o zaman nihai ürün demektir. Zira piyasadaki ürünün %90'ı bu yapıdadır.
    Yok eğer bu bir genişletilmiş saha testi süreci ise ve (olası) tanrının hedeflediği ürünler bu nitelikte değilse, o vakit kullanım kılavuzları (kuran, incil vs) fahiş derecede yanlış yazılmış demektir. 
    Sonuç olarak (varsa) tanrının gerek kalite hedefleri gerekse vizyonu ve üretim anlayışı bence oldukça tartışmalıdır ! 

     

     O zaman Tanrı direk öyle yaratabilirdi. Saha testine ihtiyacı yok, zaten doğru yaptığını biliyor.

  9. 7 saat önce, ALIENRIPLEY yazdı:

      Aptal herif sizler öyle bir hakka sahip değilsiniz... Sizin tanrınızı kafir dediğiniz ülkeler ayak altına almış çoktan, sizlerde üşütük meczupların masallarıyla işte böyle kafayı yiyorsunuz.. 

     

     Geç kaldın:

    Screenshot_2018-01-23-09-58-01.png

  10. Bir saat önce, DeepBlue yazdı:

    Akıl elbette dünyada beden otomobiline(sürücü koltuğu olarak beyine) binmiş şofördür.

     

     Sana göre anlama ve kavrama yeteneği -akıl- nereden gelir? Deneysel bir hipotez olsun lütfen.

  11. 2 saat önce, Hiçkimse... yazdı:

    senin gö.tüne giren girmiş neyin hesabını yapıyorsun lan beşpara etmez hiçkimse hatta hiçbir bok?

     

    bende senin ananı teyzelerin ve halalarınla gün yapıp her hafta içlerinden birilerini düdüklesem nasıl olur? sonra sende gelsen sende benim ustalık eserim olsan seni anırta anırta üstünde tüm incelikleri tek tek göstersem nasıl olur? 

    2 saat önce, Hiçkimse... yazdı:

    Ha sen geçenki embesilsin yineee??? naptın telefonu sokmadın mı götüne daha?????

    bak bi sok götüne 10 sn bekle sonra çaldır. Ya da ver numaranı ben çaldırır kapatırım???? 

     

     Bir şey derdim de, neyse...

×
×
  • Yeni Oluştur...