Jump to content

Raphael17

Üyeliği Sonlandırılmış Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    139
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Raphael17 kullanıcısının eklediği dosyalar

  1.  

    7 saat önce, bilgivehis yazdı:

     

    Leonardo, TD foruma ben de üyeyim, ayrıca DÖG üyesiyim, burası ile oranın tek farkı orada laga-luga mesajlar fazla olmaz, bilimsel tartışmalar daha ağırlıklıdır...

     

    - tasarım olarak biraz nostaljik kalmış yalnız. Halen "MSN ve İCQ hesabın var mı" diye soruluyor bir de Turan Dursun resimleri biraz eski olmuş.

    Yani 20, neredeyse 30 senelik mesele. 2000'lerde doğanlar TD'yi biliyor mu? ondan bile emin değilim.

  2. KArşı argümanı biliyorum.

     

    FAkat islam ülkelerinde yüksek olmalıdır. Din adamlarının eğitimine yüksek olmasa bile standart bir para harcanmalı, Köy imamı dahi en az 2 yıllık eğitim almalıdır.

    Çünkü Cami dediğin yer de bir nevi toplumun şekillendirildiği bir yerdir.

    Kuran kursları filan da denetlenmelidir. "Kurs" adı altında Daeş militanı yetiştirilmemelidir.

  3. 12 saat önce, investor yazdı:

    Tsar bombadan 50 kat daha guclu bir bomba, Almanya'yi yok edebilirmis.

     

    http://nuclearsecrecy.com/nukemap/classic/

     

    Bu bombalar beni korkutuyor. Almanya'ya atilsa, Hollanda, Danimarka filan da yok olur. Cevresine de buyuk zarari var.

     

    Sence bir 30 yil sonra dunyayi tamamen yok edecek bir bomba yapilabilir mi?

     

    Yine eski filmlerden 1983 yapımı "The Day After" (Sonraki Gün) adında çok gerçekçi bir film var.

    https://youtu.be/7VG2aJyIFrA?t=88

     

    Nükleer savaşta zaten belki Güney Amerika, Çöl, bi de Afrika hariç herkes her yere bomba atıyor.

    Şizofren arkadaşınız yazmış ama, çoğu senaryoda zaten ilk atılacak ülkelerin arasında İsrail, İran, K.Kore gibi ülkeler var.

     

    Dünya kalırsa Brezilyalılara veya Tanzanyalılara kalacak.

    Hintli / Pakistanlıya bile kalmaz, çünkü Çinliler ilk bunlara atacak.

     

    Tayyibin 5 çocuk politikasının Oğuz soyunu kurtarmaya yetmeyeceği de paylaşılan görüşler arasında :) 

  4. Her yeni icat edilen şeye kefal gibi atlamamak lazım.

     

    Mesela 500 TL'ye Sony Walkmanler var. Kablosuz bir kulaklık Blutoth ile cep telefonuna bağlı filan. Bence düphedüz salaklık. Eski kasetli walkmanimi bile böyle salak bir alete değişmem.

     

    Bitcoin'de öyle. Neymiş "Bankaya gerek yok" imiş. Günümüzde yasa dışı ürünleri bile belli bankaların kartını kullanarak alabiliyorsun ki?

     

    - Şuna dikkat edeceksin: Habire yeni bir şey çıkıyor ama. "Habire yeni bir şey çıkıyor, "Yeni" diye kakalarsak millet alır" zihniyetinde olanlar da var.

     

    Diğer bir uyduruk alet akıllı telefonlar. Lisedeysen kopya çekmeye yarar da, pul kadar kol saatini bilgisayar gibi kulanmaya çalışan zihniyete tüküreyim ben ayrıca. Haksız mıyım?

  5. 41 dakika önce, adalet123 yazdı:

     

    Dostum kaynak konusunda hangi sitelerden istifade ediyorsun?

     

    - National İnterest diye bir haber sitesi var. denk gelince orada çok güzel makaleler oluyor. Ama Wiki'den de kontrol edebilirsiniz :) 

     

    - M4-A1'in bomba atma özelliğine dikkat etmemişim. Silah dediğin bu artık. Seri atış + Bomba fırlatıcı + Belirli düzeyde eğitimi olan kişilerin kullanabildiği bir silah olacak.

     

    39 dakika önce, adalet123 yazdı:

    Ben G3 ümü kademeye teslim ederken neredeyse ağlayacaktım. Ona gözüm gibi bakar, hiç durmadan temizler yağlar bakım yapardım. Komando değildik, bizden böyle bir şey istemezlerdi ama gözümü kapatıp bir dakikada söker mekanizmasını çıkarır geri toplardım. Bu tabii çatışma ortamında hayati bir beceri. Gece karanlıkta sıkışan mekanizmayı çıkaramazsan işin biter. Defalarca hazır kıta olup kamuflaj giyip ful teçhizat sabaha kadar beklediğim halde hiç çatışma deneyimim olmadı. Tüfeği eline aldığında zangır zangır titreyen ve eline bir piton yılanı almış gibi korkanlar gördüm. Hazır kıta haricinde hiç tam dolu şarjör görmedim, ful 20 atış yapamadım ve hiç otomatiğe alıp ateş etmedim.

     

    Askerde piyadenin az kurşun atıp çok isabet kaydetmesi istenir. Otomatiğe almak yasak zaten. Öyle 20 kurşun atıp bir isabet kabul edilir değil. G3ün mantığı budur. Güçlü, isabet oranı yüksek, uzun menzilli ve prensip olarak çok acil durum olmadıkça otomatiğe alınmayacak bir silah. Hatta bir ara ABD TSK nın G3 ü bırakıp MP5 kullanması için baskı yapmıştı. Nedeni G3 ün çok ölümcül olması. G3 isabeti ile yaralanan bir insan acil tıbbi müdahale olmazsa ölür. Dokunduğu yeri parçalar. Bir seferinde bir yanlış anlaşılmadan dolayı bir asker G3 ün namlusunu göğsüme dayadı. En küçük bir hareket yapmadan heykel gibi namluyu çekmesini bekledim. Çünkü tetiğe dokunmasıyla sırtımda tabak kadar bir delik oluşur ve kalbim o delikten püskürürdü. Neyse yanlış anlaşılma giderildi ve namluyu indirdi. Askerde birbirini vurma olayları görülür. G3 ün o yanları yarıklı alev gizleyeninin bana dönmesi beni ürpertir, çünkü ne kadar güçlü bir silah olduğunu biliyorum. Ama seri atışta çabuk tıkanır. 

     

    - G3 ve Kalaşnikof çok ölümcül silahlardır. Charlie Hebdo saldırıları sırasında, elinde AK-47 bulunan saldırganlara polis müdahele edememiştir. Hatta Kalaşnikoflar polis aracının canına okunmuştur. Polisler akıllı davranıp, bir Türk polisinin yapacağı gibi, adamların hemen üstüne yürümemişlerdir.

    G3 de öyle. + G3 daha profesyonel bir silah, Kim ne derse desin.

     

    41 dakika önce, adalet123 yazdı:

    Mantığın devamı şöyle: Piyade seri atış isteyen zorlu bir hedefle karşılaştığında her mangada bir adet bulunan MG3 ler getirilir. Sehpalı olan bu silah kurulur ve şerit takılır. MG3 hedefi darmadağın eder. Bunu askerde canlı gördüm. Askerler tatbikat için dağda taş ve çamurdan mevziler yaptılar ve arkalarına içinde boyalı su olan variller konuldu. MG3 getirilip mevzilerin karşısına kuruldu. Ateş serbest emriyle MG3 şerit bitmeden hedefi tümüyle yok etti. Variller içlerindeki boyalı su havaya püskürerek sağa sola yuvarladı. Ağır makineli olarak A6 var ama eski silah. Tutukluk yapıyor. Onun tatbikatını da gördüm. Bu çok ağır bir silah. Dinozor gibi bir şey. Hedefi de hallaç pamuğu gibi atıyor ama tutukluk mutlaka yapıyor.

     

    - Kıbrıs'ta filandınız herhalde. İmam hatipleri hep Kıbrısa gönderirler :) 

    Ben Ankara / Kırklareli gibi yerlerde yaptım. 3 kere mi 3'er kere ateş ettim. 1 de Kırıkkale ile ateş ettim. MG3'leri ateş etmeden kullandık. Öyle Tanklı manklı bir şey bizde olmadı. Tatbikat olduğunda da dikilirdik, sonra "tatbikat bitti" derlerdi :) 

     

    43 dakika önce, adalet123 yazdı:

    Bir keresinde bir tatbikatta hurda bir tanka Yunan bayrağı çekildi. O sırada Ege'de kriz çıkmıştı. Askerler tanka atışa başladılar. Birisi basit bir tüfek bombasını nasıl yaptıysa tankın içine gönderdi. Tabii lav silahıyla filan tank epey hasarlanmıştı, mucize değildi ama zor bir atıştı. Tankın üst kapağı havaya fırladı. Generallerden biri kalkıp yanına gidip askeri alnından öptü. 

     

    - G3'ün bomba atarlısı da var o zaman?

    - Ben kendi adıma bomba-atar bile görmedim. Depoda el bombaları vardı. Hatta firar etmeye çalışan bir manyak 3-4 tane G3 + bir sürü el bombası ile yakalanmıştı. Herhalde bugün bile askeri hapishanededir :9

    / Da ben onu kast ediyorum. M4-A1 veya AR-15'lerde öyle bir derdin yok.

    MG3'ün ateş saçma / yok etme gücü tabi ki daha fazladır.

    Bu ikisini de o zaman İ-Phone gibi düşünün. Masaüstü bilgisayar tabi daha iyi, Ama İ-phone da onun yaptığı çoğu şeyi yapabiliyor. Üstelik de G3 ve Kalaşnikoftan daha hafif.

     

    İyice gaza gelmeye başladım, Irak'tan filan satın alıp gizlice Türkiye'ye soksam mı acaba :) 

  6. Tzar bomba var. Satan füzeleri var.

    Ama zaten bilinen bir şey Ülke / Eyalet silen bomba + çok başlıklı (Türkiye'Nin en büyük 20 kentine düşebilen) bomba var.

     

    11-12 Ekim 1986'da Gorbatchev ile Ronald reagan arasındaki Nükleer silahsızlanma zirvesi var (Günümüzde Donald Trum ile Putin arasındaki eylemlerin tam tersi)

    https://en.wikipedia.org/wiki/Reykjavík_Summit

     

    - Bunlar kullanımı söz konusu olmayan silahlardır. benim görüşüm budur.

  7. - ABD'de olsa, "Av silahı" veya "Kendini savunma silahı / Anayasal hakkım" deyip 1000 - 3000 $ arası satın alabiliyorsun

     

    (AK-47 ve üsteki diğer silahın ise 400 $'dan daha ucuz. Avantajı ondan kaynaklanıyor [biri ile tartışmıştık onun için yazıyorum])

     

    ve Bunları dedikten sonra ABD Navy-SEAl'lerin M4-A1'ini tanıtmadan olmaz. Bu da 1000-3000 $ arası bir silah ama askeri personel harici (şimdilik) satın alamıyor. Önceki sayfada anlattığım AR-15 silahına benziyor.

     

    M4-Navy-01.jpg

     

    - Konuya AK-47'den (kalaşnikof) ve G3'lerden girmiştik.

     

    Ben "M-16'lar daha iyi" demiştim. Bu anlattıklarım da zaten G3 ve M-16'ların 21yy versiyonları.

     

    Bir de her yerde okuduğum. Kalaşnikofları çocuk askerlerin eline verip kendine ordu kurabilirsin. 4000 $'a 10 tane alsan, 10 tane de işsiz adam bulsan, olur sana 10 kişilik milis gücü. Çünkü çok basit bir silah. M-16, G3 ve bunların gelişmiş hallerini öyle herkes kullanamaz. Özellikle "zor" silahlar değil ama temel askeri eğitimi olan kişiler düşünülerek üretilmiş. Silah dediğin de zaten öyle olmalı.

     

    kalaşnikof biraz da "Gerilla savaşı" veya Kkomünist felsefe doğrultusunda tasarlanmış kolay kullanımlı silahtır. 20 yy'ın ikinci yarısına damgasını vurmuştur. Ama günümüzde daha çok çapulcuların, teröristlerin, El-Kaide gibi kuruluşların filan silahıdır.

     

    Yani ilk dediğimi yine diyeceğim, para olursa ben M-16 ya da sonrasını filan satın alırım.

     

    (Phaselis ile tartışıyorduk) :)

  8. 33 dakika önce, kavak yazdı:

     

    Bunların kökeni, yașadıkları topraklar,  peygamberleri aynı ve hatta aynı Tanrı´ya biat etmelerine rağmen birbirlerinden ölesiye nefret ediyorlar.

    Bu olan biteni, inandıkları Tanrı kayıtsız(!) bir șekilde izliyor. Muhtemelen bunu yaparken de, film izler gibi, pișmiș mısır atıștırıyordur.

    Ancak pek tarafsız olduğu söylenemez, çünkü İsrail ara sıra orantısız güç kullanmasına rağmen, șu güne kadar kulağı pek çekilmedi.

     

     

    Obama son başkanlık konuşmasında "Ben dünyada kötülükten daha çok iyilik olduğuna inanıyorum" gibi bir laf etmişti.

     

    Bizdeki yerel basın, ABD yerel basınına benzemeye başladı. Dış haber olarak bi tek İsrail var.

     

    Gerçekte Türkiye dahil, Dünyanın durumu iyi değildir.

     

    + 1991'de başlayan denge bozukluğu sürmektedir. Marksizm'in düzenleyici rolü geçmişte iyi kötü vardı. Bence gelecekte de bir şekilde olmalıdır.

     

    Tamam Tanrı'nın (Tanrı algısının) payı mutlaka var. Da İsrail'de ve diğer birçok yerde, yeterince saygı duygusu yok. Hem bu. Hem de nüfus hızla 10 milyara doğru gidiyor ve bizim ölmeden 20 milyarı görmemiz mümkün. ve TR - Rusya gibi ülkeler tüm bunların suçunu Batı'Ya yıkıp bunu demokrasiden çıkmak için kullanıyorlar.

     

    Önce onu görmek lazım. "İsrail iyi yapıyor" demiyorum da deve fıkrasında olduğu gibi, tek eğri yanımız keşke İsrail olsa :) 

  9. On ‎3‎.‎12‎.‎2017 at 12:13, kavak yazdı:

    Piyasaya çıkan yeni sinema filmlerini bilmem, ama dizi film ihracatında dünya ikincisiyiz.

    Yani o kadar da beceriksiz sayılmayız, bence.

    Yurt dıșında faaliyet gösteren ve kaliteli filmler üreten, çok değerli yönetmenlerimiz var, mesela bunlardan birisi Fatih Akın´dır.

    Diğeri ise Bora Dağtekin´dir, bașkaları da var. Türkiye yok mu, vardır elbette.

     

    - 2012 sonrası Türk filmlerinin de daha "halka yönelik" ihraç edilse dahi ancak orta doğu ülkelerine ihraç edilebilenleri yaygınlaşıyor.

    Fatih akınınki gibi filmler ise Almanya'da çok başarılı. Doğru. Ama Türkiye'de çekilen bu filmler Türkiye'de izlenmiyor. iran Sineması gibi oldu bir nevi.

     

    Bollywood tarzı filmler çok arttığı için birçok hafta düzgün film olmuyor. Eskiden daha iyiydi. Hem kaliteli Türk filmleri hem de yabancı güzel filmler fazlaydı.

    Mına kodumun AKP'si

  10. Al bu çıkıyo öyle yazınca:

    https://answers.yahoo.com/question/index;_ylt=A0LEVwv6XixattUAEZhXNyoA;_ylu=X3oDMTEyNGJkYnFqBGNvbG8DYmYxBHBvcwMxBHZ0aWQDQjQ0ODJfMQRzZWMDc2M-?qid=20110317081032AAHw0D4

     

    - 1960'da toprakların %80'i Araplarınmış. Bir sürü yerden özellik Kudüs çevresinden para ile toprak almalarına rağmen öyleymiş. Bir tek "Kudüs'te Yahudiler eskiden beri çoğunluk idi" diyenler var. Ben ona da inanmıyorum.

     

    Ben bunu söylemedim ki. Filistinlilerin ve oradan atılanların tamamına tazminat ödenmeli ve madem ki orayı istiyorlar, almanın medeni yolunu bulsunlar dedim.

     

    "Ezeceksin" demedim. ne söylemeye çalışıyorsan, kaynakça ile destekle dedim. Çok ısrar edersen de İgnor listesine eklerim. Problem de olmaz.

  11. On ‎7‎.‎12‎.‎2017 at 22:02, Kenopsia yazdı:

    Eğitim sistemimiz çok zayıf. Atatürkçü, milliyetçi gençler yetişmiyor bu sistemde. Herkes ailesinden ne görürse ona meylediyor, belki bazı insanlar yaşadıkları doğrultusunda değişebiliyor ama bu kendi çabalarıyla oluyor daha çok.

     

    Ben Atatürkçüyüm ama beni okul Atatürkçü yapmadı. Beni ailem Atatürkçü yetiştirdi. Kendi çabalarımla da ateist oldum. Okul ve eğitim etkili olabilseydi etrafta bu kadar tarikatçı dinci fetocu bilmemne olmazdı. Hele Akp ipleri aldı alalı durum iyice kötüleşti.

     

    İktidarı alınca beyin yıkayıcı bir eğitim kurmak şart. Bunu kötü anlamda söylemiyorum. Japon çocukları, Alman çocukları nasıl dipçik gibi ise nasıl bilinç sahibi ise Türk çocuğu da öyle olmalı.

     

    - Hayır. Düşünmeyi, eleştirmeyi, "Hayır" demeyi, itiraz etmeyi bilen ve en modern bilgi neyse ona sahip kuşak istiyorum. Almanya / Japonya gibi geçmişin en faşist ülkelerinde de bugün bu böyledir. Senin dediğin darbecilerin yaptıkları en büyük hatadır. Sonuç olarak da liberallerin İslamcılarla birleşip rejimi yıkması ile sonuçlanmıştır.

     

    + Biz konuşamayız bu konuda. Her konuda olduğu gibi bu işin uzmanları filan vardır. Yoksa yurt dışından getirip de yine benim dediğimi yaparsın.

    AKP Ayrı zihniyet. Ben ileri gitmek için ne yapılır onu anlatıyorum. Yoksa salafistler / üç hilalciler tabi ki dindar nesil yetiştirecekler. Onların kafa yapısı da öyle.

  12. On ‎10‎.‎7‎.‎2016 at 10:08, kavak yazdı:

    Fizikçi John A. Wheeler zamanı bir erkek tuvaletinde gördüğü duvar yazısıyla şöyle nitelendiriyor:
    İngilizcesi: „Time is nature's way to keep everything from happening all at once.“
    Almancası: "Zeit ist die Methode der Natur, zu verhindern, dass alles auf einmal passiert!"
    Türkçesi: "Zaman, herşeyin aynı anda olmasını önleyen tabiatın bir yöntemi." :D

    Bence mekanın olmadığı yerde, değişim de olamaz. Değişimin olmadığı yerde zamanda olmaz.

    Kimbilir, belki de tam tersidir. Görünen o ki, zaman ve mekanın birbirinden ayrılmaz bir bütün olduklarıdır.

     Yine de zamanın ne olduğu tam olarak anladım diyemem.

     

     

    - Yine de Kuantum mekaniğinde "Zaman diye bir şey yoktur, Meydana gelen her şey aslında şu anda meydana gelmektedir" gibi yaklaşımlar da vardır. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

×
×
  • Yeni Oluştur...