sheriat

işte, o zaman senin ayvayı yediğin andır... yazdıkların sayesinde, imandan küfre giden insanlar,, veya ateist olduğu halde, inkarları daha da artan insanlar, senin yazdıkların yüzünden imanı sarsılan insanlar, birer birer yakana yapışacaklar... bakalım onların elinden seni kim kurtaracak... öne sürdüğün mazereti kabul edecek bir kimse bulabilecek misin ?? senin yüzünden ebedi saadeti kaybedip cehennemi boylayan insanların elinden nasıl kurtulacaksın....?? bunları bir düşün.... her zaman yazıyorsun müslümanlara :"insanların imanına vesile olmak büyük sevaptır..." diye... peki, insanl

madem sonumuz belli... o zaman neden bu kadar sorular soruyorsun... ?????? bırak herkes kendi için belli olan sona gitsin...değil mi... kendin için de neden bu kadar çabalıyorsun ???? kafandaki soruların cevabını bulmak için, forumlara düzüne düzüne yazıları ve soruları neden yazıyorsun ? hem senin, hem herkesin sonu belli ise, senin bu çaban neyi değiştirir ? çok saçma bir uğraş değilmi bu ???... çünki değiştiremeyeceğin bir son için neden çaba göstereceksin...????? ama bütün bunlara rağmen, sen sürekli çabalıyorsun... sonunun belli olması, seni çabalamaktan alıkoymuyor... halbuki,

kafir, inkarıyla bütün kainata karşı büyük bir zulum eder. sonsuz mahlukatın hukukuna, sonsuz tecavüz eder. bütün kainat, kafirden davacıdır. bütün mahlukat adına yüce yaratıcı, o kafiri ebedi cehennemde, hakettiği cezayı verecek ve mutlak adalet tecelli edecek....

Tyler; mesajımı okudun mu ? ben çıkıyorum birazdan.

yeni bir başlangış yapmak isteyenler için.... hayata yeniden MERHABA demek isteyenler için... yeniden doğmak için..... kuşlar kadar özgür olmak için.... manevi cehennemden kurtulup, manevi cennetin serinliğine geçmek isteyenler için.... bu gece çok güzel bir fırsat...... 1 kelime ile yukarıdaki herşeye başlamak mümkün. EŞHEDU ENLA İLAHE İLLALLAH VE EŞHEDU ENNE MUHAMMEDEN ABDUHU VE RESULÜH. söyleyin ve kurtuluşa ilk adımı atın bu gece... NE MUTLU KURTULANLARA...

Ayet ve hadislere göre, günahlar 2 kısımdır. 1-) Kul hakkına ait günahlar (yukarıda bahsi geçen tecavüz, cinayet vs...) 2-) Kul hakkına ait olmayan, kişinin kendine ait günahları. 1- Kul hakkına ait günahların bağışlanmasının yegane çaresi, hakkı yenen kulun, o hakkını helal etmesidir. Allah, kulunun helal etmediği bir hakkı affetmiyor. Bu dünyada o kişiden helallik alınmazsa, o dava mutlaka ahirete intikal ediyor. Dava orada sonuca bağlanıyor. Detaylara girmiyorum. 2-Diğer günahlar ise iki kısımdır. Birinci kısım; ŞİRK kapsamı altına giren günahlardır. Bu günahtan kişi bu dünyada

hiç kuşkun olmasın. "Herhangi birinizin tövbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ'nın duyduğu hoşnutluk, ıssız çölde giderken üzerindeki yiyecek ve içeceğiyle birlikte devesini elinden kaçıran, arayıp taramaları sonuç vermeyince deveyi bulma ümidini büsbütün kaybederek bir ağacın gölgesine uzanıp yatan, derken yanına devesinin geldiğini görerek yularına yapışan ve aşırı derecede sevincinden ne söylediğini bilmeyerek: - Allahım! Sen benim kulumsun; ben de senin rabbinim, diyen kimsenin sevincinden çok daha fazladır." Müslim, Tevbe 7 Ne kadar seviniyorsa o kul ; "sen benim Rabbimsin, ben se

hıristiyanlar ile aramızdaki fark; onlar; "günah işediğin zaman, kiliseye gel ve papaza günah çıkar" diyorlar. islam;"günah işlediğin zaman, sadece Allah'a yönel ve tevbe et" diyor. tercih senin...

De ki: Ey günahta aşırı giderek nefislerine zulmetmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Muhakkak ki Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir." Zümer Sûresi: 39 Bu ayetin muhatapları, çok günahkar kullardır. Nefis ve şeytana mağlup olmuş, mücadelede yenik düşmüş ve sonunda ümidini kaybetmiş kullar, bu ayetin muhatabıdır. İbadetleri yapmakta başarısızlığa düşmüş ve ümitsilik girdabına yuvarlanmış kullar. Bu ayetin muhatapları işte bu kullardır. Allah bu kullarına şöyle hitap ediyor: "Allah'ın rahmetinden ümidinizi kes

Bazı adamlar diyorlar ki: "Allah'ın bizim ibadetimize ne ihtiyacı var ki, Kur'ân'da çok şiddet ve ısrarla, ibadeti terk edeni menedip Cehennem gibi dehşetli bir cezayla tehdit ediyor? Dengeli ve istikametli ve adaletli olan Kur'an'ın ifade tarzına nasıl yakışıyor ki, ehemmiyetsiz bir cüz'î hataya karşı sonsuz şiddeti gösteriyor?" Elcevap: Evet, Allah'ın senin ibadetine, belki hiçbir şeye muhtaç değil. Fakat sen ibadete muhtaçsın; mânen hastasın. İbadet ise, mânevî yaralarına ilaçlar hükmünde olduğu kesindir. Acaba bir hasta, o hastalık hakkında, şefkatli bir hekimin ona faydalı il

Ey sersem adam! Acaba, şu namaz vazifesi neticesiz midir? Ücreti az mıdır ki, sana usanç veriyor? Halbuki, bir adam sana birkaç para verse veyahut seni korkutsa, akşama kadar seni çalıştırır. Ve aksatmadan çalışırsın. Acaba, bu dünya misafirhanesinde âciz ve fakir kalbine azık ve zenginlik ve elbette bir evin olan kabrinde gıda ve ışık ve herhalde mahkemen olan Mahşerde senet ve kurtuluş ve ister istemez üstünden geçilecek Sırat Köprüsünde nur ve binek olacak bir namaz, neticesiz midir? Veyahut ücreti az mıdır? Bir adam sana yüz liralık bir hediye vaad etse, yüz gün seni çalıştırı

günde 1 tek saat, 5 vakit namaza abdestle kafi gelir. 24 saaten, sadece 1 saati namaza ayırmak ne kadar kolaydır. Ey bedbaht adam! Acaba ömrün ebedî midir? Hiç kat'î senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın? Sana usanç veren, dünyada ebedi olarak kalacağını zannetmendir. Keyf için ebedî dünyada kalacak gibi nazlanıyorsun. Eğer anlasaydın ki, ömrün azdır, hem faydasız gidiyor; elbette onun yirmi dörtten birisini, ebedi hayatının saadetine medar olacak güzel ve hoş ve rahat ve rahmet bir hizmete sarf etmek, usanmak şöyle dursun, belki ciddî bir iştiyak v

ayakta alkışlıyorum bu sözleri. fakat malesef, karşında söylenen sözü dinleyip düşünen insanlardan daha fazla, küfür ve hakaretten başka şey bilmeyen hayvan sürüleri var. bu güzel sözlerin malesef onların kulaklarına girmeyecek ve küfür ve hakaretle cevap verecekler.

nasıl ki doğa; apaçık bir kitaptır. manaları doğru okunursa, kişiyi TEVHİD e götürür. Fakat bazı salaklar, bu apaçık kitabı yanlış okudular ve ŞİRKE düştüler. Kur'an, doğa kitabını bize doğru tefsir eder. Kendisi de apaçık bir kitaptır. Fakat insanlar, art niyetli oldukları için, bile bile manada çarptırmaya giderler. Buna meydan vermemek için, Kur'an'ı doğru yorumlayan bir elçi ile bize göndermiş. O elçi, sözleri ve hareketleri ile Kur'an bize doğru olarak izah etmiştir. Hadislere paralel bütün yorumlar doğru yorumlardır. Diğerleri sapık yorumlardır.

kuran apaçık anlaşılır bir kitaptır. hadisler, bu apaçık manaları daha da anlaşılır kılar. hadisleri devre dışı bırakırsan, senin gibi ipini koparan her mahluk, onu kendi salak kafasına göre yorumlamaya başlar.