Phocas

Ruh filan yok,

Tevratı tasdik eden İsa’dır. 5:46-Arkadan da o peygamberlerin izleri üzerinde Meryem'in oğlu İsa'yı, önündeki Tevrat'ı bir doğrulayıcı olarak gönderdik. Ona içinde bir hidayet ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayıcı ve takva sahipleri için bir hidayet ve öğüt olmak üzere İncil'i verdik.

Muhammed dönemi değil, İsa sonrası anlatılıyor, dikkatli okuyunuz. 2:89-Yanlarındakini (Tevrat'ı) tasdik etmek üzere onlara Allah tarafından bir kitap gelince; önceden inkar edenlere karşı yardım isteyip dururlarken o tanıdıkları kendilerine gelince tuttular onu inkar ettiler. Artık Allah'ın laneti kafirlerin boynuna olsun! Tevratı onaylayan Muhammed değil, İsa’dır, hristiyanlıktır. Ayette, Yahudilere,Tevratı onayladığı halde İsa’yı neden inkar ediyorsunuz? diyor. Muhammed (eğer yaşadıysa) dönemin Tevratını onaylamadı ki!

2:87-98 arası ayetleri tekrar tekrar, dikkatlice okuyunuz. Bu ayetlerde Muhammed yoktur, İsa vardır. Bu ayetlerde; 2:87’de kutsal ruhla desteklenen İsa’yı anlatır ve diğer ayetlerde bu konuya devam eder, Tevratı tasdikleyen bir elçiden bahsedilir, kim bu? Tabi ki İsa..İsa’ya ve kitabına iman etmeyen yahudiler de bol bol eleştirilir. Allah’ dan indi sandığınız bu ayetler hristiyan kilise babalarının yazdığı vaazlardan başka bir şey değildir. “De ki” etkileyici ve ilahi görünebilmek için sözün başına eklenir.

İki yazıt’da da bahsi geçen müjde İsa’dır.

Luke:34 “How will this be,” Mary asked the angel, “since I am a virgin?” 35 “The angel answered, “The Holy Spirit will come on you, and the power of the Most Highwill overshadow you. So the holy one to be born will be called the Son of God. Luke 1:34-35 te gördüğümüz gibi Cebrail, Meryem’e kutsal ruhun geleceğini tasdikliyor ve Tanrı’nın oğlunu müjdeliyor. Yani Cebrail, kutsal ruh değil, sadece onun habercisi.. 2:97’ e bakalım. De ki, 'Cebrail'e düşman olan kimse Allah'a düşmandır', çünkü O, O’nu Allah'ın izniyle kendinden öncekini tasdik ederek, yol g

İndirdi veya açığa çıkardı niye aynı anlamı taşımasın ki? İndirilen o şey henüz açığa çıkmamış bir şey olabilir, Shakir çevirisinde hatalı değildir.

Uçup, kopmuyoruz. Muhammad Shakir’in 16:102 çevirisi. Say: The Holy spirit has revealed it from your Lord with the truth, that it may establish those who believe and as a guidance and good news for those who submit. Ayetin başında “Ey Muhammed” diye bir açıklama yok, burası yalan. Siyah yazılı yerin çevirisi: Kutsal ruh, Tanrı’dan gelen hakikatle O’nu açığa çıkardı. Pekala, ”O” kim? Bu: nezzele-hu Hu, Arapçada üçüncü eril tekil şahıstır. Kuran, eril bir üçüncü şahıs mıdır? Yoksa o İsa’mıdır?

Ruh ül Kudüs, Tanrı’nın insan vücudunda inkarnasyonu, kutsal ruhu kabul, aynı zamanda İsa’nın tanrılığını kabul etmek demek, Ruh’ ül Kudüs’ün Cebrail filan olduğu palavra, Kuran’da böyle bir ima yok. Dediğiniz gibi Muhammed’e niye ruh ül Kudüs yok?

Sadece İsa’yı, “ruh ül Kudüs” ya da islamcıların deyimiyle Cebrail ile desteklemenin özel bir anlamı var mı? Cebrail ile desteklemek ne demek? Bu ifade mantıksız değil mi? Neden sadece İsa?

Sen ciddi bir insan değilsin, sana cevap yazmanın anlamı yok, hade yürü naş.. Yahudi, hristiyan, müslüman ne görmüş ki neye şahit olacak!

Tımarhaneliksin..gerçekten durumun vahim.

Muhammed’in sidiğini içerim, doktora gitmem diyorsun ama büyük konuşuyorsun. Sen acılar içinde kıvran da doktora gidiyormusun, gitmiyormusun görelim! Sen çok cahil veya troll aynı zamanda zavallı bir insansın.

Yoktan varoldu o zaman tekrar dirilecek? Böyle bir döngü mü var? Bu mu kanıt? Nerede yazıyor?

İnsanların tekrar dirileceğine, inanıyormusunuz? Yoksa bunu gerçekten biliyormusunuz? Kanıtları alalım.

Geçmiş olsun, sizi fiilen tanımasam da, yıllardır takip ederim, emeğiniz, kalbinizle güzel insansınız. Umarım bu süreçten sağlıkla çıkarsınız. Moralinizi sakın bozmayın.

Muhammed’in sidiği var, içermisin?

Bunun kanıtı var mı? Gerçek olabileceğine dair gözlemleriniz neler?

Kuran’da ki ruh, hristiyanların kutsal ruhu.. lamı cimi yok. Kuranın birden fazla yazarı olduğu için, diğer yazar, ruh hakkında değişik bir yorumda bulunmuş.

Kur’ânı dikkatle okursak, orada zekatın aslında bugünkü anlamından çok uzak bir şekilde anlatıldığını görürüz. Kuran’da zekat, kişinin kendisini aklamak veya islama girmek için vereceği rüşvet anlamındadır, anlam hep bu yöndedir. Bu paranın akibetinden bahsedilmez. Zekatın, fakirler için toplandığı Kuran’da asla yazmaz, fakirlere verilecek olan sadakadır, o da keyfidir.

Kuran’ı yazan insanlar yeni bir din yaratmak için yazmamışlar, Kuran’ın çoğu hristiyan ilahisidir. Kilise için yazılmıştır. Bunları toplayıp, düzeltme ve eklemelerle yeni bir din oluşturanlar Arap hükümdarlarıdır. Amaç Arapları biraraya toplayıp, üniform bir toplum yaratıp emperyalist sınırları genişletebilmektir, yani siyasidir. İlk amaç siyasi olduğu içinde kitap üstün körü oluşturulmuştur.

Zaten Allah’ın dediği olmuyor muydu? Melekler kimi kimden koruyor?

Kuranı yazan sofi’ler, hayatın, anladıkları türden başka bir şey olamayacağını düşünüp öyle yazmışlardır. Başka açıklaması olamaz.

Her şeyi çift yarattım demek, görülen, görülmeyen her şeyi çift yarattım demektir, ben bundan başka bir şey anlamam, kimse de başka bir anlam çıkaramaz. Şakirt’in belirttiği gibi bir anlam çıkarabilmek için cümle şöyle olmalıydı, “Her şeyi görmediğiniz “öz”’den yarattım ve bu öz’ de birbiriyle etkileşen çiftler vardır.” Başka türlü olmaz, başlık içeriği boş, geçiniz efennim..

İnandığın vahşi put sizi ben yarattım diyor, tasarımı anlatmak senin gibi aciz bir yaratığa düşmez, inanıyorsan haddini bileceksin! Senin görevin put için kelle kesmek için cihada çıkmak, Hadi yürü naş!