Jump to content

Jengaver

Yeni Üye
  • İçerik sayısı

    4
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Jengaver kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. 5 saat önce, Yeni Üye yazdı:

    Dünyada Tanrı'nın birliğine ve ölümden sonraki hayata inanan insan sayısı bunun için yeterince güçlü bir delil değil mi?

    Ahlaksızlık ve zulümleri dolayısıyla helak olmuş topluluklar, milletler ya da kavimler? 

    İnsanların hürmet ettiği, mübarek bildiği, örnek aldığı, adı Musa olsun, İsa olsun, Muhammed (selam onlara olsun) olsun, Buda olsun bu kadar elçi, aziz, evliyadan da mı haberdar değilsiniz.

    Daha ne delili istiyorsunuz.

    İslam Tanrının birliğine ve ahiret gününe inanmanın son ve en güncel tebliğinden başka bir şey değil ki.

    "Kur'an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. "

     

    Tabi. Bu yüzden Mekke Araplarına hitap ediyor;

     

    İşte bu da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri tasdik eden ve ŞEHİRLERİN ANASI OLAN MEKKE'Yİ VE ÇEVRESİNİ uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır.
    (ENAM-92)

  2.  

    - "Hırsızlık yapanın ELLERİNİ KESİN" diyen bir kitabın Tanrıdan geldiğine neden inanayım?

    - "Sana Allah'ın GANİMET OLARAK (cariye ganimetmiş) verdiği cariyelerle ve TEYZENİN, HALANIN, AMCANIN kızlarıyla yatma ayrıcalığı verdik Muhammed" diyen bir kitaba nasıl inanacak bir ateist? Hele bir de kadınsa?

    - Ve bu nasıl bir evrensel dindir ki asırlar boyu arap yarımadasının dışına çıkamıyor ve günümüzde hala Ortadoğu ile Afrika'nın bir kısmında yaşanan bir din olarak karşımıza çıkıyor. Böyle evrensellik olur mu? Bugün Çin'de yaşayan 1.5 milyar insanın yüzde kaçı müslüman? Daha önemli soru, bir müslüman Çin'de doğsaydı büyük olasılıkla hangi dine inanacaktı? Danimarka'da doğsaydı hangi dine inanacaktı? Norveç'te doğsan hangi dine inanacaktı? İslama mı?
     

    Daha detaylı yazayım. Düşünen bir beyin diyor ki;
     
    (Varlığı bile ayrı bir tartışma konusu olan) Tanrı'nın = Mekke'den çıkmış bir kitabın Allah'ı olduğu iddia ediliyor. Bende bu kitap neden Norveç'e, İsveç'e, Finlandiya'ya, Çin'e ulaşamamış diyorum. Tanrı yarattığı insanların sadece bir kısmına mı sınav yapıyor?
     
    Çin nüfusunun 2018 yılı itibariyle sadece %1.8'i müslüman. Geri kalan %98.2 ne oluyor? Kafir.
     
    İşte güncel popülasyon tablosu, resmi rakamlar;
     

    Bu 1.4 milyar insanın %98.2'i cehenneme mi gidecek? Hemen burada "elçi gönderilmediği için cehenneme gidiyor diyemeyiz" şeklinde muğlak bir yoruma kaçılacak. Çin'e elçi ulaştı mı? Ulaşmadıysa neden ulaşmadı? Ortadoğudaki elçi gönderilmiş bir avuç insan sınav görüyordu da islamın ulaşmadığı coğrafyalarda yaşayan Milyarlarca insan figüran görevi mi görüyordu? Boşuna mı yaratılmışlardı?

    Afrika'nın köyünde doğan bir yerlinin İslam'dan haberi bile yok. Bu kişinin sınavı nedir? Boşuna mı yaratıldı? Sizin sınavınız olurken o bir tür figüran görevi mi gördü?

     

    1400 yıldır Çin'de, iskandinav ülkelerinde ve müslüman olmayan dünyanın en uç noktalarında onlarca nesil ve milyarlarca insan ne elçi, ne kitap kendisine ulaşmadan yok olup gitti. Müslüman olarak ölmeyen bunca insan nereye gitti? Cehenneme mi? İslamda Müslüman olmayan herkes cehenneme gider, sadece azapları hafif olur der Ehli Sünnet. Müslümanların ezici çoğunluğu sünnete yani hadislere de inandığı için Ehli Sünneti referans alıyorum.
    Cennete gitmenin şartı allaha ve peygambere iman etmiş olmak yani müslüman olmaktır İslama göre. İman etmiş olmayan, yani müslüman olmayan, yani kafir olan Cennete giremez islama göre. Kafirlerin gideceği ve sonsuz kalacağı yer cehennemdir islama göre. 
    "O halde, bir kafir haksız olarak, işkence ile zulüm ile öldürülse, bütün dünyaya hizmet etse yine Cennete giremez," der İslam dini Ehli Sünnet kaynaklarının hemen hepsine göre.
     
     
    Üstelik Çin'deki bahsettiğim o "müslüman" nüfusun çoğunun bizim sünni müslümanların tarif ettiği müslümanlıkla alakası bile yok. Müslüman olduğu öne sürülen %1.8'lik Çin'linin hemen hepsi çenesine bir tutam kıl bırakıp başına da bir takke takarak budist gelenekleriyle karışık bir dini yaşıyor. Bir kısmı sadece Kur'an hükümlerine inanıyor, hadisi reddediyor, hatta kuranın bazı ayetlerini de reddediyor, inandığı kuranı da kendi geleneksel eğilimleriyle anlıyor, yani islam'ı Türkiye'deki veya Mısır'daki bir müslüman gibi anlamıyor.. Bir kısmı islami otoritelerin tümünü reddediyor, bir kısmı panteizm ile müslümanlığı birleştirmiş kuran'ın allahı'nı evren ile eş tutuyor. Dahası da var; namaz kılma şekilleri farklı, ritüelleri farklı, uygulamaları farklı.. Daha açık ifadeyle bambaşka bir islam'ı yaşıyorlar.
     

    Hele ki müslümanların okuduğu fıkıh kitaplarına göre Çin'deki bu %1.8'lik bir avuç müslüman nüfusu değerlendirmeye kalktığımızda müslümanlık kriterine uygun olarak geriye %0.1 kalması bile mucize.. Çünkü fıkıh kitaplarına göre bunların büyük çoğunluğu şirk içinde oldukları için kafir oluyorlar.

     

    Böyle evrensellik olur mu?

  3. Şu bir kaç ayet bu kitabın ilkel bir arap dini olduğu düşüncesinden başka bir düşünce uyandırmıyor bende;

     

    Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, itaat edenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. 
    Hırçınlık etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, YİNE AKILLANMAZLARSA DÖVÜN. 
    Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür.
    (NİSA-34)

     

    Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah'tan bir ibret olmak üzere ELLERİNİ KESİN. Allah izzet ve hikmet sahibidir.
    (MAİDE-38)

     

    - Size ne oldu da münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Halbuki Allah onları kendi ettikleri yüzünden küfürlerine döndürmüştür. Allah'ın saptırdığını doğru yola getirmek mi istiyorsunuz? Allah'ın saptırdığı kimse için asla doğru yol bulamazsın!
    - Kendileri inkar ettikleri gibi, sizin de inkar etmenizi isterler. O halde onlar, Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden kimseyi dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin.
    (NİSA-88,89)

     

    Haram aylar çıkınca ALLAH'A ORTAK KOŞANLARI BULDUĞUNUZ YERDE ÖLDÜRÜN, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
    (TEVBE-5)

     

    "Onlar/Müminler, mahrem yerlerini günahlardan korurlar. Yalnız eşleri ve ELLERİNİN ALTINDA BULUNAN CARİYELERİ İLE İLİŞKİ KURARLAR."
    (MÜMİNUN-5,6)

     

    "Onlar, mahrem yerlerini koruyan kimselerdir. Ancak eşleri, yahut SAHİP OLDUKLARI CARİYELERİ HARİÇ. Çünkü onlar eşleri ve CARİYELERİ İLE OLAN İLİŞKİLERİ KONUSUNDA KINANMAZLAR."
    (MEARİC-29,30)

     

    "Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, ALLAH’IN SANA GANİMET OLARAK VERDİĞİ ELİNİN ALTINDA BULUNAN CARİYELERİ VE AMCANIN, HALANIN, DAYININ, TEYZENİN SENİNLE BERABER GÖÇ EDEN KIZLARINI SANA HELAL KILDIK. Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. Bunlar, sana bir darlık olmaması içindir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir."
    (AHZÂB-50)

     

    "Esir olarak SAHİP OLDUĞUNUZ CARİYELER HARİÇ, evli kadınlar size haram kılındı. Allah’ın size emri budur. Allah ilim ve hikmet sahibidir."
    (NİSA-24)

     

    "Eğer (birden çok evlilikte kadınlar arasında) adaleti gerçekleştirmekten endişe ederseniz, bir kadınla veya ELİNİZ ALTINDA OLAN CARİYELERLE YETİNİN"
    (NİSA-3)

     

    Allah'a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının ÇAPRAZLAMA KESİLMESİ, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.
    (MAİDE-33)

     

    Zina eden kadın ve zina eden erkekten HER BİRİNE YÜZ DEĞNEK VURUN. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü'minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.
    (NUR-2)

     

    Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşılık hür, köleye karşılık köle, kadına karşılık kadın öldürün. Kim kardeşi tarafından bir affa uğrarsa, akla ve örfe uygun bir şekilde, diyetini güzellikle ödesin. Bu Rabbinizden size bir kolaylık ve rahmettir. Buna rağmen her kim ki bundan sonra haddi aşarsa, onun için elem verici bir azap vardır.
    (BAKARA-178)

     

    Kitap verilenlerden, Allah'a, ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini din edinmeyenler ile kendi elleriyle vergi verene kadar savaşın.
    (TEVBE-29)

     

    Fitne kalmayıp, yalnız Allah'ın dini kalana kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse bilsinler ki Allah onların yaptıklarını hakkıyla görendir.
    (ENFAL-39)

     

    Allah yolunda ölür yahut öldürülürseniz, Allah'ın bağışlaması ve rahmetine erersiniz ki bu topladığınız dünya nimetlerinden daha hayırlıdır.
    (ALİ İMRAN-157)

     

    Ey müminler! Gerek hafif, gerek ağır olarak savaşa çıkın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.
    (TEVBE-41)

     

    Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını ve mallarını, onlara cenneti vermek karşılığında satın almıştır. Onlar Allah yolunda savaşır, öldürür ve öldürülürler. Bu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da yerine getirmeyi taahhüt ettiği hak bir vaaddir. Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? O halde yapmış olduğunuz bu alış verişe sevinin. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.
    (TEVBE-111)

     

×
×
  • Yeni Oluştur...