Jump to content

akılsızşuursuzatom

Üyeliğini Sildirmiş Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    3.975
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne akılsızşuursuzatom kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. 38 dakika önce, Nsjdeep yazdı:

     Mü'minûn Suresi 103. Ayet: Tartıları hafif gelenler ise kendilerini ziyan etmiş olanlardır. Onlar cehennemde ebedî kalacaklar.

     Tefsir'in bir kısmı: Anlatılmak istenen özetle şudur: Herkesin kurtuluşu, dünyada iken kendi iman ve iyi işleri sayesinde kazanmış olduğu sevapların miktarına bağlı olacak; o yüce hâkimin huzurunda, O’nun yanılmaz adalet terazisinde tartıları yani sevapları ağır basanlar kurtuluşa erecek, tartıları hafif kalanlar da derin bir hüsrana uğrayacak, ebedî ve dehşetli bir azap sürecini yaşamak üzere cehenneme atılacaklardır.

    Ayetin Müslüman olmayan kişiler için olduğuna dair bir şey yazmıyor. Bi' hadis:

    “Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girdikten (ve ancak Cenab-ı Hakk’ın bildiği bir müddet geçtikten) sonra Allah: ‘Bir hardal tanesi kadar imanı olanları cehennemden çıkarın’ buyuracak ve çıkarılacaklardır…” (Buharî, İman, 15; Müslim, İman, 147-149).

    Hadi, beraber yalancıyı bulmaya çalışalım. Hakka Suresi 44-47. Ayet: 

    Eğer peygamber bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı,

    Elbette onu kıskıvrak yakalardık.

    Sonra onun can damarını koparırdık.

    Hiçbiriniz buna mâni olamazdınız.

    Tefsir'in bir kısmı: Hz. Peygamber’in onu uydurup Allah’a isnat etmesinin de mümkün olmadığını, eğer –farzı muhal– böyle bir şey yapmış olsaydı, şiddetli bir şekilde cezalandırılacağını ve hiç kimsenin onu bu cezadan kurtaramayacağını haber vermiştir.

    "farzı muhal" anlamı: Olması imkânsız olup, var gibi kabul edilen. Olmayacak şeyi, olmuş gibi düşünmek.

    Elimizde şiddetli bir şekilde cezalandırıldığına dair bir şey var mı? Yok. Ve tefsirde "farzı muhal" yazıyor, yani olması imkansızmış. Demek ki Muhammed Peygamber yalan söylememiş, Allah'ın da yalan söylemeyeceğini biliyoruz. Hangi Müslüman'a "Allah yalan söyler mi?" diye sorsan cevabı bellidir, "Hayır".

    Muhammed Peygamber yalan söylememiş, Allah yalan söylememiş. Ama Allah başka, Muhammed Peygamber başka bir şey söylemiş. 

     

    Ne saçmalıyorsun sen?

  2. 8 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

    Kulluk etmek için yaratıldı ancak bu umumi bir ifadedir.
    İman edip etmeme ise hususidir. Bu yüzden cehenneme gitme umumiye uymayan hususilerden oluşur. Yani ikisi de umumi değil ki çatışsın.
    Misal  Okul müdürü: Toplanan öğrencilere: Hedefimiz tüm öğrencilerimizin çalışarak sene sonunda sınıflarını başarı ile geçmeleridir.
    Sene sonunda bir kısmı çalışmadı ve kaldı.
    Müdür: Sınıfını geçemeyenler çalışmayanlardır.
    Yani 1. ifade umumi her kese hitap idi.
    2.Kısım ise sonuç sonrası söylenmiş.
    Allah her kesi kulluk için yarattı. Bu genel ifade.
    Ancak cehenneme gidenler ise inanmayanlar.


    İki ayette farklı fiil kullanılıyor:


    zariyat 56: " وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ" 
    araf 179:" وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَث۪يرًا مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۘ "


    Arapçadan yaratma şeklinde çevrilen bir çok kelime var hepsi de aslında farklı nüanslara sahip.
    Bu birazda  diğer dinlerde insan ve Allah için ortak yaratma create kelimesinin kullanılması.
    Oysa yukarıdaki 2 ayette  خَلَقْتُ  halake ve  ذَرَأْنَا  zerrena fiili kullanılmış. Evet zerr filli de  Araplar yaratma anlamında kullanılmış  ancak Kur'an da bu iki fiil farklıdır. Araplar daha önce putperest idi. Yani Tanrı tasavvuru zaten insan şeklinde idi.
    zerra daha çok çoğalarak var olma için kullanılmış. Misal bir tohum ekilir başak olur. Sonra o başakta ki taneler tarlaya saçılır daha çok başak çıkar. Çoğalarak var olma. İnsan nesli de dünyada ki yayılımı çoğalımı bu şekildedir. Zürriyet ile zerr aynı köktür. Zaten zerre tohum ve tohum saçma anlamındadır.
    Ancak halake daha çok yoktan yaratma için kullanılmış. Bu yüzden Adem insaniyeti temsil eder.
    Zerra bu anlamda zürriyet yani ademin çoğalan yeryüzüne dağılan nesli içindir.
    Adem yaratılırken halake kullanılmış. Zürriyeti ise kadın erkekten çoğalma ile gelmiş.
    Aynı şey değildir.
    Dolayısı ile 1.ayet mutlak manada insan mayası ruhu özü için kullanıyor. Yani insaniyet ins ve cin için akıllı şuurlu canlılar.
    2. ayet ise ondan sonra çoğalan zürriyetin doğal olarak Ademden başlayan şeytan insan mücadelesi ile kıyamete kadar sürecek olan durumdan bahsediyor.


    Peygamberde ancak rahmet için gönderilmiş. Bu gaye mutlaktır. Ancak inanmayanlar onu azap olarak görüyor savaşıyor.
    Yağmur mutlak manada rahmettir. Ancak evini dere kenarına yapanların evini de sel alırsa zahmete döner. Kendi kesbi ve gafleti ile rahmeti zahmete döndürdü.


    Bu yağmurun mutlak faidesini yok etmez. Cennet ve cehennem de böyle.
    İnsan mutlak manada cennet için yaratılmış. Ancak kendi kesbi ve gafleti ile illa cehennemi istiyorum  diyene de yapacak bir şey yok.


    İnşa ihya sena ceale gibi fiileri de yaratma anlamında kullanılmış.
    Ancak sena sanatlı fiildir. Misal düz yazı yazan birisinin yazma fiili ile
    şiir yazan birinin fiili yazma olsa da sanatlı bir icra fiilidir.
    Ne bileyim normal konuşan biride konuşma fiili yapar
    şiir okuyan ezgi nağme söyleyen biri kadar ahenkli değil.
    Nüans vardır.


     

    Kıro; hiç yaratmasa idi hiç cennet cehennem gibi muhabbetlere de gerek kalmazdı işte. Amma meraklıymış amk senin bu tanrında imtihanda imtihan önüne geleni imtihan ediyor. Cini imtihan ediyor yetmiyor insanı yaratıyor. Insandan sonra sırada kimse yoktur umarım. Eşerefi mahlukat insan olduğuna göre başkada yaratmaz herhalde sonsuza kadar bize bakıcılık edecek. Burasını düşünen birisi bile böyle bir tanrının insanın kendini avutması için uydurduğunu anlar be reis. Yapma kendine bu zulmü artık bitir kafandaki tanrıları gerçekten değmez.

  3. 30 dakika önce, Nsjdeep yazdı:

    Tefsir mi yapıyorsun? :) "Diğerinde mana olarak aklını kullankayanlardan görmeyenlerden..."  belli özelliklere sahip kişiler cehenneme gidecektir veya gitmeyecektir, ben bundan bahsetmiyorum. Ayette yazan şey cehennem için yaratıldığımız.

     

    "sırf bana kulluk etsinler diye yarattım"

    Burada "sırf, yalnız, ancak" kelimelerini kullanıyor veya kullanmıyor. Kullanılmasaydı yine aynı şey ortaya çıkacaktı, bakınız: "bana kulluk etsinler diye yarattım"

    Doğru mana yok meallerde genelde cümle de nokta varmış gibi anlaşılıyor. Bunun için Mehmet Okuyan Araf 179 u dinleyin.

  4. 19 dakika önce, Nsjdeep yazdı:

    Zâriyât Suresi 56. Ayet: Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.

    A'râf Suresi 179. Ayet: Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık.

    Kulluk etmek için mi yaratıldık, cehennem için mi yaratıldık? :) 

    Araf suresindeki ayetle farkını anlayamadınız mı gerçekten? 

     

    Birinde sırf, ancak ifadesi var. Diğerinde mana olarak aklını kullankayanlardan görmeyenlerden birçoğunu cehennem için yarattık diyor. Mesele burda şu; cehennem için yaratılan değil belli özelliklerin gideceği yer cehennemdir diyor. Yani x y z özelliklerine sahip olanlar olursa onları cehennem var diyor.

  5. 34 dakika önce, AteistBakish yazdı:

    Tanrı diye bir şey varmış ve yaratılmaya muhtaç değilmiş ve herkes onun yaratmasına muhtaçmış.

    Söyle bana tanrı ilk yaratma stajını nerede ve ne zaman yaptı?

    Sen hiç yaratma eylemi gerçekleştiren tanrı videosu izledin mi?

    Porno gibi.

     

    Evren veya evrenleri ezelden beri yaratıyor.

  6. Bir saat önce, bayşapka yazdı:

     

    İddian şu değil miydi: Ben bu tanrıyı etrafımdaki şeylere bakarak ve düşünerek kanıtladım, şimdi size özelliklerini anlatıyorum çelişki var mı bana söyleyin bakayım. Değilse olmayan şeyler üzerinde neden konuşuyoruz?

     

    Bir de sonlu şeyleri yaratmak için neden sonsuz tanrı gerekiyor? Yine başa döndük. 

     

    Sonlu ise ona neden tanrı diyoruz? O da yaratılmaya muhtaç varlık olur.

  7. 5 dakika önce, bayşapka yazdı:

     

    Ben birşeyin özelliği varsa diğer her şeye uygulanabilir demiyorum.

    Beyin dışında bir düşünce olduğuna dair bir kanıt yok diyorum. 

    Tümevarım değil bu. Kanıt varsa buyur getir lafı boşuna dolandırmayalım. 

     

    Aynı şekilde "sonsuz sıfatlar göremiyoruz çünkü biz sonluyuz" demek "sonsuz sıfatlara kanıt" değil, kanıt varsa buyur getir göster. 

    Burada temel mesele şu; eğer tanrının sonsuz olması gerektiğini kabul ediyorsan ki soruları teizme göre soruyorsun şu an ; tanrı var diye varsayım yapmıyor muyuz fakat var deyip sifatlarini tartışıyoruz. Yoksa varsayım yoksa baştan tartismaninda alemi yok ki! Dediğim gibi tanrıyı kabul edip sıfatlarını tartışmak zorundayız. Bu yüzden tanrı sonsuzsa otomatikman sifatlarıda sonsuz oluyor.

  8. Şimdi, anibal yazdı:

     

     

    Yaratır, yaratır... Benim osuruğum herşeye kadirdir, yoksa sen inkar edip hakikatleri örten kafirlerden misin?

     

    Elbette o köpek kulübesini de benim osuruğun yapıyor. Şüphesiz o kulübeyi yapanı, kudretli ossuruğum yarattı, bu hakikati de inkar edemezsin.

    İste götünü kesecem bakalım yaratman götüne mi bağliymiş yoksa kendinden mi yaratiyorsun görelim ya da götünü her gün siktirdigin için mi osurup yaratiyorsun belli olacak be reis.

  9. 36 dakika önce, anibal yazdı:

     

    Köpek kulübesi yaratmayı beceremeyen, dünyayı mı yaratacak? VAzgeçtik dünya yaratmaktan, onu bir köpek kulübesi yaratırken bile gören var mı?

     

    Tanrının beni yarattığı falan yok, nerde, sen gördün mü birini yaratırken? Götünden amanda tanrı yarattı diye zortlamaktan başka bir şeyin yok. BUnun bilimsel terimlik falan tarafı yok. 

     

    Buyur, gökleri ve yeri, benim kudretinden sual olunmaz osuruğumun değil de, senin aciz tanrının yarattığının delili nedir? Evet, şüphesiz alemleri yaratan benim kesif kokulu yücelerin yücesi osuruğumdur, var mı itirazın? Osuruğumun kudreti ve dünyayı ve de seni yarattığı inkar edilemez. O halde bu çok hikmetli sözleri dinle ve derhal osuruğuma secde et. 

     

     

    Götünü keselim bakalım yaratabiliyor mu? Kaldı ki bu kadar osurduguna göre götünün kesilmesi lazım bence hacım. Bir düşün derim.

     

    Köpek kulübesi yaratıyor zaten andaval herif! Görmüyor musun? İnsanda onun yarattığı şey olduğuna göre köpek kulubesini kim yapıyor? E be osuruktan tayyare selam söyle o yare?

  10. 51 dakika önce, bayşapka yazdı:

     

    Hadi ya. 

    İrade ve ilim beyinle yapılan şeyler. Kudret de beynin atadığı bir özellik. Beyin olmadan bunlar olmaz. Uydurmayalım. 

    O zaman daha ilk başta eleştirdiğiniz şeyi sabitleyin öyle konuşalım. Hem diyorsunuz ki sıfat bilmem ne. Sonra yok onlar beyinde olur. İlla düşünmek için beyin gerekir diyorsun yani? Neden şimdiye kadar öyle tecrübe ettin de ondan. Tume varım yaptın? Sonra teist olup tüme varım yapanlara kızıyorsun. Bir kalemin bile ustası varsa kainatın vardır deyip adam tume varım yapıyor yok bu hatalı bir örnek hatalı tüme varım falan diyorsunuz ama iş kendinize gelince güzelce tume varım yapıp beyni olan irade eder diyorsunuz. Sizin takılmanız gereken bu değil. Sonlu ortama sıfatların sonlu yansıması olması gerekir. Düşüncesine itiraz etmeli idiniz. Fakat dünyada asla ve kat a tanrının amaçları doğrultusunda ve de dünyanın sonlu olması neticesinde sonsuz merhamet adalet yansıyamaz.

  11. 36 dakika önce, anibal yazdı:

     

     

    Yani diyon ki, yaz gelecek yonca bitecek, ölme eşşeğim ölme... 

     

    Burada görülen tek şey şu. Adaleti falan sağlayamamış acz içindeki zavallı osuruktan teyyareniz, yani dininiz, "aman bi durun yav, bak cennet var, cennette her bir şey şukela olacak" diye insanları kandırıp onları sömürmekte. Nerde tanrı: yookkkk, göstermezsin. E hadi cenneti göster: yooookkkkk, tıssss, onu da gösteremezsin. Ama böyle götünden sallarsında sallarsın, neymiş sonluymuşta, sonsuzmuşta...

     

    Bak gerzek budala. Dünya sonlu tecelli ediyorsa, dünyaya gereken her şey sonlu olacaktır. Eğer dünyaya adalet getireceksen, sonlu sayıdaki şeye pay edeceğin her şey, sonlu sayıda olacaktır, sonsuz adalet falan gerekmez. Yani amanda sonsuz adalet lazım lafın zırvalıktır, aptalca edilmişi sen gibi bir embesilin sayıklayacağı bir osuruktan teyyaredir. 

     

     Kaç keredir diyoruz. Uydur götünden bir tanrı.... Tek gereken bu osuruktan teyyareye inanacak bir grup salak. Ki o da heryerde bol bol var, tarihle sabit. 

     

    Ondan sonra kolay, uydur bir kerane, adına cennet de. Uydur götünden, adına adalet de... Böyle böyle, sefam olsun halinde, git evlatlığının karısını boşat onu sik, git en yakın arkadaşlarıının kızını da al üstüne onu da sik, çoluk çocuk demeden, ohhhh, mis gibi valla....

     

    Sonra da senin ne yaptığını söyleyenlere, işin hakikatini dobra dobra yazanlara: "HAkkavvet ediyov. Ağzı pis. Küfürbaz" falan de geç, ne olacak di mi?

    Ayni şeyi dedim yukarıda dünyaya pay edilen şeyler sonlu zaten. O yüzden kötülük acı ve adaletsizlik görüyoruz diyorum bende. Sonuçta sonsuz olarak tecelli etmiyor sorun nedir burda?

  12. Bir saat önce, bayşapka yazdı:

     

    Bak bir daha yazıyorum.

     

    T "Sosuz Merhamet Var"

    A "Nereden biliyorsun?"

    T "Ben bütün dinleri biliyorum hepsi benimki gibi ayrıca sonsuz merhamet yok siz sabit fikirlisiniz"

     

    Arkdaşım olmayan şeyi niye varmış gibi anlatıyorsun o zaman? Utanmıyor musun?

    Daha açık yazayım; irade ilim kudret gibi sıfatlar evren yokken de vardır. Fakat merhamet adalet gibi sıfatlar dünya yaratilınca devreye girer. Bu yüzden sonlu tecelli eder. Sonlu tecelli ettiği içindir ki acı ve kötülük görürsünüz. Adalette sonlu tecelli ettiği içindir ki dünyada tam bir adalet sağlanamaz hiçbir zaman. Gerçek merhamet ve sonsuz merhamet cennette devamlı sürecektir. Sonsuz adalette ahirette olacaktır. Şimdi dünya cennet olaylarına itiraz etmeden önce şunu düşünün;bunları kabul etmelisiniz çünkü bir inancı eleştiriyorsunuz ve o inançta bu konuda bunu diyor.

  13. 5 saat önce, rahip yazdı:

    Tanrı köpek kulübesi ile uğraşmaz. Köpek kulübesinin var olacağı dünyayı yaratır ve o kulübeyi oluşturacak sebepler oluşturur. Sonra seni alır bu dünyanın içine koyar ve sen ona hakaretler edersin ama sonsuz merhametinin damlası miktarında yansımasını sana uygular sende tanrı yok bana bir şey yapmıyor dersin.

    Tanrı seni yaratmış ve sana ışığı kapatıp açtırıyor hem de inkar ettiğin tanrı bre zındıkkk ?

    Yani sen şu an hem dünyada hem uzayda ve aynı anda bütün gezegenlerde yaşıyor ve algılayabiliyorsun öylemi? 

    Şu içtiğinden bana da gönder senin gibi leyla olalım.

    Şu bir konudan başka konuya girme tekniklerini de bırak pek etkili bir yol değil. Kafası karışıklar kanıyor o tekniklere. 

    demokritos mu demokratos mu nickli bir üye vardı yazma tekniğiniz aynı konuların içine sıçıp dağıtıp bırakıyorsunuz. 

    Oda uzun uzun yazar demogoji yaparak içine bir kaç bilimsel terim ekleyerek kafası karışıkları etkilemeye çalışıyordu.

     

     

     

    Demokritos  zaten genelde kafasındaki hikayeleri yazan bir tipti. Neredeyse çoğunlukla ondan bir sorunun cevabını alamayacağımı bilirdim. En fazla soruya cevap veren ; teflon ve sütlü kase olmuştur herhalde.

  14. Bir saat önce, bayşapka yazdı:

     

    Bak bir daha yazıyorum.

     

    T "Sosuz Merhamet Var"

    A "Nereden biliyorsun?"

    T "Ben bütün dinleri biliyorum hepsi benimki gibi ayrıca sonsuz merhamet yok siz sabit fikirlisiniz"

     

    Arkdaşım olmayan şeyi niye varmış gibi anlatıyorsun o zaman? Utanmıyor musun?

    Anlamadınız herhalde şu an sonsuz yansıtmıyor o halde sonsuz değildir denemez. Sonsuz sıfatlara sahip olması gerektiği onun sonsuz olmasıyla alakalı zaten. Fakat ahiret sonsuz dünya sonludur.

  15. 20 dakika önce, bayşapka yazdı:

     

    Bir daha yazıyorum:

     

    T "Sonsuz merhamet var"

    A "Nereden biliyorsun?"

    T "E dünya sonlu o yüzden sonsuz merhamet var ayrıca deve kuşusun geri zekalısın falan"

     

    Bu sensin. Utanmadın mı hâlâ ?

     

    Dediğiniz ortam var zaten sonsuz yansıdığı ortam: cennet.

  16. 17 dakika önce, anibal yazdı:

     

    Karanlık enerjiden sadece karanlık enerji çıkar, başka bişey çıkmaz. Yok, "ıkınırım ben, yedim kuru fasulyemi de" dersen, ıkınsan da çıksa çıksa süper zenci çıkar, ancak, anladın sen onu.

     

    O dediğin ölçüm olarak falan teranesi var ya, hah işte, o, gözlem denen şeyin, görmenin ağa babası oluyor tam olarak. 

     

     

    Yani size göre tanrı varsa ölçüm olabilmeli. Tanrı evrenin içindeki madde gibi ise; maddeden farkı ne oluyor size göre?

  17. 2 saat önce, anibal yazdı:

     

    Tabi tabi, elçiler yollayıp ayı ikiye bölüyo falan onun yerine.

     

    Boş terane üstündesiniz sen ve gerizekalı beynin. Bir yerlerde demedik mi, uydurursan götünden bişey, o şey herşeyi yapabiliyor oluverir. Elbette gene götten uydurma olarak. Sende işte götten uydurma tanrının götten uydurma saklambaç oyununu osuruyorsun şu an, hepsi bu.

     

    Bunlar hepsi boktur, sıçmıktır, osuruktan ibarettir. Tanrı var diyorsan, gösterirsin, olur biter. Bana gidip kaf dağının arkasını tarif etmeden, nerde lan bu tanrı? 

     

    Gösteremiyorsan yoktur, tıpkı süper zenci gibi, anladın sen onu di mi?

    Göstermek derken dolaylı göstermekte dahil mi? Örneğin; karanlık enerji bizzat gözlem yok ama ölçüm olarak karsimiza çıkıyor.

  18. 2 dakika önce, anibal yazdı:

     

    Mekan, olan şeyden bağımsız bişey değildir, geri zekalı....  Bir şey mekanıyla birlikte var olur. 

     

    Velakin, madde ezeli değildir. Madde kek gibidir,  bir takım şeylerin yeni bir formundan ibarettir. VE kekin çürüyüp yok olup gitmesi gibi, yok olup, yani tekrar o bileşenlerine ayrılarak yok olabilmesi, yok iken varda olabilmesi, tabi o bileşenler ile gene, mümkündür, hatta beklenen bir durumdur. 

     

    Basitçe etrafımızdaki her madde zaten bir bir gün yok olacak, temel bileşenlerine ayrılacak, entropi denen dallama böyle söylüyor, onun yalancısıyım.

     

    Entropi ile ne alaka diyecek ve görece haklı olacak olanlar için ekleyeyim. Şu kara enerji denen şey varya, o entropi ile yayılacak, koca evreni dümdüz, temel parçacıklardan oluşan haline getirecek, öyle görünüyor şu anda.

    Geçenlerde de sormuştum. Ahlakı evrimsel olarak aciklamaya çalıştınız ama soru şuydu; bizler ateist olarak bireysel ahlaka sahibiz her ne kadar toplumda yaşasakta birisi eğer x eylemini yaparsa onu Ahlakı açıdan suçlayamayız. Suçlarsak neye göre iyi neye göre kötü diye sorarlar bize. Ve bizimde nesnel dayanağımız olmadığı için. Nasıl bu iyidir kötüdür diyeceğiz size göre? Bir şeyin kötü olması birisine zarar vermekte şayet, zarar vermek neden kötüdür? Zarar vermek hayatta kalmasını engeller toplumu bitirir vs. Desek toplumun zarar görüp bitmesi neden kötüdür? Canlılık hayatta kalmak ve üremek ister desek canlılığın hayatta kalması neden iyidir veya yok olması neden kötüdür? Hatta doğada insanın olmamasının kötü olmasının nesnel Ahlakı ilke olarak bir dayanağı yokken biz kimi neye göre hangi referansla suçlayacağiz?

  19. 6 saat önce, rahip yazdı:

     

    Sebebin sebebi olmuyorsa madde sebep olamaz ve her aklı başında insan asıl sebep ilk sebebin bilinçli ve kudretli bir varlık olması gerektiğini bilir.

    Sana subliminal mesaj vererek zeki olduğunu göstermeye çalışmış ?

    Sebep diye bir şey yoksa maddenin sebebi yoktur diyorum kısaca. Neden aramaktan bıkmadık mi artık diyorum kısaca. Bilinç dediğimiz şeyi uydurup her şeye yükleyelim bakalım öyle olsun. Doğayı kendi zihinimizdeki paradigma ile açıklamaktan ne zaman vazgeçeceğiz bilmiyorum. Dinler insanlara sen" sen boyle değerlisin sen erkeksin kılsın yünsün  tüysün" dediği için her şeyi kendi beklediğimiz gibi olmalı diyoruz. İlginç bir kibir.

  20. Bir saat önce, pica pica yazdı:

    Yuvarlak kelimelerle ifade edilmez. Ateist ayağına yatmaya çalışıyorsan yemezler. 

    Ayak falan yapmıyorum merak etme dostum. Ben pratikte ateistim fakat bir agnostik ateist negatif ateist arası olduğum için tanrı meselesini sık sık gündeme getiriyorum çünkü netlik ve kesinlik yok kendimde. Karar verme süreci herkeste aynı işlemiyor demek ki. Bir de bu meseleleri ve felsefesini seviyorum bir sebebi de bu olabilir.

  21. 9 dakika önce, anibal yazdı:

     

    Ne boş tantanalar bunlar, ne hikmetsiz laflar....

     

    Sen mutluğunu resmini çizebilir misin abidin? Çizemezsin tabiiii... Ama kolayca bir çember çizebilirsin ki, tarih boyunca çizilmiş çemberlerin haddi ve hesabı yoktur. 

     

    Şimdi abidin, mutluluğun resmini çizemesen de, bir çemberin başlangıcının, sonun neresi olduğunu, bu çember üzerinde yürüsen kaç adım atabileceğini bize söyleyebilirsin herhalde?

    Kafan mı güzel tanrı hayaldir diyorum yine boş laf diyorsun ne diyeceğim anlamadim ki hacı:dd

×
×
  • Yeni Oluştur...