Jump to content

Unholy

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    268
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Unholy kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Önümüzdeki genel seçimler gerçekten çok önemli. Ekonominin durumu seçmeni en çok etkileyen faktördür. Türkiye ekonomisi 2009 yılında %6 küçüldü. İşsizlik arttı. Bu CHP için inanılmaz bir fırsat. Ama bu fırsatı kullanamazlar ise Mustafa Sarıgül için büyük bir fırsat olacak. Eğer CHP seçimlere Baykal ya da onunla özdeşleşmiş Önder Sav ya da Onur Öymen ile girerse, CHP baraj altında kalır.

  2. Hepsi de aynı matbaanın ürünü..

    Aynı statükonun tornasından biçimlenmişler, hangisi gelse farketmez..

    Böyle gerici partilerin o halk ve özgürlük düşmanı söylemlerinden tiksinirim..

    Kemal Kılıçdaroğlu gerçekten farklı. Kendisi Onur Öymen'in Dersim savunmasını eleştirmişti. Kılıçdaroğlu Kürtlerden bile oy alabilir. Alevilerden zaten alacak. Laik kesim de kendisini seviyor. Bu adam iktidar olabilir. Ama Baykalcılar engel olacak gibi.

  3. Hürriyet'in internet sitesinde CHP başkanı kim olsun diye 300 bin kişilik anket yapmışlar. Ben de oy verdim ve inanın aynı ip ile iki oy vermeye kesinlike izin vermiyorlar. Vermeye çalıştım veremedim. %60 Kemal Kılıçdaroğu. Baykal %10'da kalmış. Baykal artık bitti. Zaten bitmişti. Bu anketi bu skandaldan önce yapsalardı yine benzer bir sonuç çıkardı.

    Şimdi Kemal Kılıçdaroğu'ya destek zamanı. Bu adamı başkan yapabilirsek, gelecek seçimlerde büyük umutlar besleyebiliriz. Kılıçdaroğlu'nun yerel seçimlerde İstanbul'da aldığı oyu unutmayın. Bu adam tek başına iktidar olmasa da bir koalisyona neden olabilir.

  4. Hacı doğru ama biraz eksik söylemiş. Bilimsel olarak ırklardan bahsetmek oldukça zor. Irk dediğimiz bizim kendi zihnimizde birbirine benzeyen insanları gruplamaktan başka bir şey değil. Ama genel olarak üç (eğer Hintlileri de sayarsak dört) ırktan bahsedilebiliyor. Beyazlar, siyahlar ve çekik gözlüler. Bunlardan genel olarak bahsedilmesinin nedeni fiziksel olarak diğerlerinden çok net ayrıştırılabilir olmaları.

    Örneğin Türk, Kürt, Ermeni meselelerinde ırktan bahsetmek oldukça zor. Zaten genetik olarak aynı olduğumuz çeşitli çalışmalar ile ortaya çıkıyor. Burada mesele etnik köken. Ana dil, kimlik gibi meseleler. Bu tür nedenler ile yapılan ayrımcılıklara ırkçılık denebilir mi? Evet denilebilir. Çünkü mantık fiziksel ırkçılıktan farklı değil.

    Kısaca ırkçılık, bir grup insanı kökenleri nedeniyle diğer insanlardan aşağı ya da üstün görmektir.

  5. Eğer Deniz Baykal başarılı bir lider olsaydı, bu olayı atlatabilirdi. Bill Clinton gibi. Ama Baykal için bu olay artık bardağı taşıran son damla oldu. Baykal 18 senedir o koltuktan inmiyor. Adeta CHP'ye padişah olmuş. Partinin her yerine kendi adamlarını koymuş. Parti içinde kendisine muhalefet edenleri de ihraç ettiriyor. Şimdi kimse aday olmaya cesaret edemiyor çünkü korkuyu verdiler tekrar.

    Baykal bu olay yüzünden istifa etmek zorunda kalmadı. Bu olay yıllarca birikmiş bir başarısızlığın, bıkkınlığın son noktası.

  6. Bu gerçekten yazıyor mu ? Eğer yazıyorsa yazık.Ama eğitimin kimlerin elinde olduğu belli.

    Birincisi, sen de Kurtler hakkindaki dusuncelerin nedeniyle bu irkcilardan farkli degilsin.

    Ikincisi evet tarih kitaplarinda, milli guvenlik dersinde bu ogretiliyor. Elbette tam olarak bu ifade gecmiyor. Ama Ermeni tehcirinden sanki butun Ermeniler hak etmis gibi bahsediliyor.

  7. Irkciligi tanimlamak zor. Ama gorunce hemen tanirsin. Turkiye Cumhuriyeti devleti ve halki tarafindan genis kabul goren irkci bir ifade mesela:

    - Ermeniler Turkleri olduruyordu, o yuzden surulmeyi hak ettiler.

    Bunu cocuklara okullarda, tarih kitaplarinda ogretiyoruz. Yok yok Nazi Almanyasi degil, Turkiye Cumhuriyeti burasi.

  8. Baykalcılar korkmasın. Şu anda kimse başkan adayı olmaya cesaret edemiyor. Baykal bütün partiyi kendi adamları ile doldurmuş. Baykal'ın seçilmesi için kendisinin aday olmasına da gerek yokmuş. Eğer CHP'liler yeterli imza toplarsa seçilebilirmiş. Seçildiği zaman Baykal'ın buna itiraz etmeyeceğini de çok iyi biliyoruz.

    Bir sonraki seçimde CHP'yi baraj altında, Mustafa Sarıgül'ü de mecliste göreceğiz. Sarıgül iktidar olamayacaktır elbette. Ama Baykalsız bir CHP olabilirdi. Ama Baykalsız bir CHP maalesef olamayacak. Bu ülkede lider yalakalığı, kraldan çok kralcılık sadece dindarlarda değil, inançsızlarda da vardır.

  9. sizde extreme dincilerle nasıl aynı safta kalabiliyorsunuz bence bu çok acayip.

    Ayrıca Baykalın montaj görüntülerine hırlayıp gürleyeceğinize lütfen tayyibin taliban ile olan fotoğraflarına bakınız.

    AKP ile aynı safta değilim. AKP Baykal'ın o koltukta kalmasını istiyor. Çünkü AKP halkın gözünde Baykal'ın imajını çok iyi biliyor. Baykal sevilmeyen bir siyasetçiydi. Bu skandaldan önce de öyleydi. Baykal asla bir Ecevit olamamıştır halkın gözünde. Baykal'ın o koltukta oturmaya devam etmesi AKP'nin çıkarınadır.

  10. Şu Türk ateistinin içler acısı halini görmek gerçekten yüreğimi burkuyor. Deniz Baykal gibi 18 senedir koltuğunu başkasına bırakmayan bir adam kahraman ilan ediliyor. Sekreteri ile ilişki kurup onu milletvekili yapması meselesine ise hiç girmiyorum.

    Baykal benim gözümde hiçbir değeri olmayan bir insandır. Kendisi ne kadar alçalabileceğini, büyük ihtimal kendilerinin yaptığı bir polis ihbarından Mustafa Sarıgül'ü suçlayabimesi ile gösterdi. Skandalı gündemden düşürmek için böyle komik çabalara kalkıştı. Başaramayınca AKP'yi suçladı. İstifa etti. Şimdi de halk isterse dönerim diyor. Büyük ihtimal kongrede aday olmayacak ve Baykal tekrar seçilecek.

    Böyle bir adamı bu kadar sahiplenmeye pes diyorum artık. Müslümanlar bile bu kadar değil.

  11. Pardone mua.

    Senin bu dahiyane yazını atlamışım. Ancak şimdi yanıt verebiliyorum Sir.

    "Liberalizm her türlü baskıdan, diktatörlükten kurtuluştur."

    Elbette öyledir. Eşşek kafam işte. Ben bunu nasıl bilmem!

    Vay anasını!

    "Tekellere izin verilmeyen bir pazar ekonomisi, belirli bir zümrenin ekonomik gücü ele geçirmesine engel olur."

    İşte yüzyılın sözü bu!

    İmza yapın ey ahali diyeceğim ama artık kavramlar o kadar iç içe girdi ki ne yazdığını ne de okuduğunu bilen var.

    Ve bu forumda sayenizde bir çöplük oldu...

    Benim söylediklerim Amerika'da ve Avrupa'da bir yüzyıldan fazladır kabul gören ve uygulanan görüşler. Bunları sonradan fark etmiş Japonya ve Güney Kore'nin de durumu ortada.

    Diktatörlüğe dönüşmemiş sosyalist ülke var mı dünyada? Bir ülkenin er sayısı ile demokrasisi arasındaki güçlü ilişkiyi hiç fark ettiniz mi?

    Eğer bu altyapı sağlanırsa, bu ülkeye hiç kimse şeriat da getiremez, diktatörlük de.

  12. Çünkü bir diktayı ancak diktaya başvurarak engelleyebilirsin. Bu karşıtlıkta tarafsız kalmak gibi bir şeçenek yoktur!

    Dinler doğaları gereği baskıcı, katliamcı, özel yaşama müdahale edicidir. Bireyin koşulsuz itaatını sağlamayı hedef almışlardır. Teokraside bundan dolayı baskın/dikte ettirilmiş biçimlerin dışına çıkamaz, farklı fikir ve öneriler ortaya koyamazın. Tarihte bilimin, edebiyatın, sanatın ve insan onurunun dinlere karşı verdiği savaşım bunun en açık ve çürütülemez kanıtıdır!

    Hiç alakası yok. Bu Türkiye'de sık tekrarlanan bir yalan. Kemalizm'in en büyük yalanı.

    Halka bir şeyler dikta etmek için elinde ekonomik ve askeri güç olması gerekir. Elinde bunlar yoksa hiçbir şey dikta edemezsin. Dünyada azınlıkların çoğunluğa dikta uyguladığı bir sürü ülke vardır. Güney Afrika en aşırı uç örneği. Türkiye'de de Kemalistler azınlıktır fakat ekonomik ve askeri gücü ellerinde tuttukları için çoğunluğa dikta uygulayabiliyorlar.

    Liberalizm her türlü baskıdan, diktatörlükten kurtuluştur. Fakat liberalizm için öncelikle bazı altyapılar gerekli. Tekellere izin verilmeyen bir pazar ekonomisi, belirli bir zümrenin ekonomik gücü ele geçirmesine engel olur. Türk Silahlı Kuvvetlerinin küçültülmesi de herhangi bir zümrenin askeri gücü ele geçirmesine engel olur. ABD, İngiltere gibi ülkeler kara ordularını küçük tutarlar. Donanma, hava kuvvetleri ordularının büyük bölümünü kapsar. Türkiye'de ise TSK adeta bir darbe ordusudur. Her şehirde, ilçede kışlaları vardır. TSK bir gün Kemalistlerin elinden kaçıp cemaatçilerin eline geçerse vay halimize.

    Artık şu Kemalist ezberlerden kurtulun. Kemalizm sadece kendi iktidarını düşünür, sizi değil.

  13. Türkiye'de nüfus artışı aslında şehirleşme ile birlikte azalacaktır ve azalıyor. Yine istatistik ile gelme diyeceksiniz ama istatistikler yalan söylemez.

    http://www.google.com/publicdata?ds=wb-wdi&met=sp_pop_grow&idim=country:TUR&dl=en&hl=en&q=population+growth+turkey

    Aslında Erdoğan'ın sözleri boş laf. Kimse onu dinleyecek değil, kendi seçmeni bile. Şehirleşme ve sanayileşme ile nitelikli insanın değeri artıyor. İnsanlar bunu görüyor. Enerjilerini ve kaynaklarını daha az çocuğa harcamak istiyorlar.

  14. İsmet İnönü'yü bıyığı nedeniyle Hitler'e benzetmek çok yanlış olur.

    İsmet İnönü daha çok politikaları nedeniyle Hitler'e benzer.

    Kendisi Türkiye'de varlık vergisi adında bir kanun çıkarmıştır. Bu kanuna göre müslümanlar varlıklarının sekizde birini, sonradan dönme olan müslümanlar dörtte birini, gayrimüslimler ise servetlerinin yarısını devlete vergi olarak ödeyecekti. Vergiyi 15 gün içinde ödeyemeyenler ise çalışma kamplarına gönderiliyordu. O çalışma kamplarında da kaç kişi hayatını kaybetti.

    Varlık vergisi hadi affedilebilir, sonuçta vergi almayan devlet var mı? Ama müslümana, dönmeye, gayrimüslime farklı konulan oran da ne oluyor? Bu görüşün Hitler'in görüşlerinden ne farkı var?

  15. Koyduğum fotoğraf kaybolmuş. Elbette yeni okuyanlar yanlış anlayacak.

    Fotoğrafta aralarında hiç kadın olmayan bir grup erkek, ellerinde başörtüsü özgürlüktür yazan pankartlar ile yürüyorlardı. Üniversitelerde başörtüsü yasağını savunmuyorum. Fakat muhafazakarlarınn kadın haklarına bu kadar duyarsız olup, sadece başörtüsü için yürüyüşler yapmasını ikiyüzlülük olarak görüyorum.

  16. Bu yazı da aslında eleştirilen insanların hatasına düşüyor.

    kadın haklarını sürekli önplana çıkarıp islama saldıran sözde-ateistler buna örnektir mesela. oysaki bu hiç bir durumda ne islamı ne de onun allah'ının varlık ya da yokluğunu çürütmez. bir tanrı, kadını zayıf yaratıp onu erkeğin kölesi olarak nitelemişte olabilir.. pek ala bunun allah var mı yok mu sorusuyla ne alakası var?

    Sürekli işçi haklarını ön plana çıkaran komünist ve sosyalistler de aynı şeyi yapmıyor mu? Allah pekala bazı insanları sınamak için zengin bazılarını fakir yapmış olabilir.

    temelini kapitalist dünyanın yaratmaya çalıştığı tek tip insan ve onun yeni dini olan liberalizme uygun kişiler üretmeye çabalamakta

    Tek tip yaratmaya çalışan kapitalizm ya da liberalizm değildir. Dünyada Türkiye'dekine benzer bir tek tipçilik yok. Türkiye'de tek tipçiliği yaratan Kemalizm.

    kapitalist-pragmatizm denilen sapıklığın eline

    Pragmatizme sapkınlık demek ağır olur. Pragmatist ahlak oldukça mantıklı ve güçlü argümanları olan bir ahlaktır. Türkiye'de pragmatizm genel olarak bencillik olarak algılanır. Fakat pragmatist ahlakın felsefeciler arasında anlamı, herkes için, toplum için en faydalı olanı aramaktır.

×
×
  • Yeni Oluştur...