Jump to content

Unholy

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    268
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Unholy kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Biz insanlar ölümlü olduğumuz için bu ölümsüzlüğü gözümüzde büyütüyoruz. Cennete gittin ne olacak? Milyarlarca yıl zevki sefa. Şu anda çalışmak zorunda olan biz ölümlüler için çok cazip geliyor. Ama o cennete gidince yine cazip olacak mı? İnsan bir ihtiyacını tatmin etti mi sıkılır. Elde ettiği şey değersizleşir. Cennet o yüzden şu anda biz insanlara cazip gelse de, için de olsak kesinlikle sıkılacağımız bir yer olur. Ölümsüzlükten de sıkılırız.

    Ölüm bu hayatı değerli yapıyor, zamanı kısıtladığı için. Her an değerli. Ölüm bütün ihtiyaç ve güdülerinden kurtulduğun bir özgürlük. Ama hayat bir kere geldiği için o özgürlüğü ertelemek en doğrusudur.

  2. Sanayileşme ve şehirleşme gerçekleştirilemeyince, bu tür olayların olması doğal. Ne acı ki, batı dünyası sanayi dönemini aştı, sanayiyi bırakıyor ve bilgi toplumuna dönüşüyor. Biz ise henüz sanayileşmeyi gerçekleştiremedik. Bu adamların hepsi çiftçi, daha doğrusu köle. Başlarında bir kaç ağa ya da baba, dede var. Genç erkekler köle gibi çalıştırılır. Kadınlar ise hizmetçi gibi kullanılır. Ömürleri çocuk doğurmak, çocuk bakmak, hizmetçilik yapmak ile geçer gider.

    Bu şeyhler nasıl çıkıyor peki? Bu düzeni korumak için itaatkar insanlar gerekiyor. İslam dininden daha kolay bir itaatkarlaştırma aracı var mı? O Allah korkusunu iyice şırınga edeceksin ki, kimse isyan etmesin, hakkını aramasın.

    Bu düzeni yıkmak için şöyle bir önerim var. Komünist değilim ama burada gerekli olabilir. Devlet bütün tarım arazilerini sahiplerinden satın alsın. Oralarda komünistler gibi büyük organize çiftlikler kursun. Çiftçilere maaş versin. O zaman bu feodal düzen orada yıkılır. Nüfus artışında da büyük bir azalma olur. Çünkü şu anda orada çalışanlar köle gibi çalıştılıyor. Bedava işçi. Ne kadar çocuk yaparsan o kadar işine yarar. Ama bu devlet düzeninde iş garantisi verilmezse, çok çocuk yapmanın bir faydası olmaz.

  3. Cesitli uluslararasi anket ve arastirmalara gore Turkiye'de dindarlik su sekildeymis:

    CIA World Factbook'a gore Turkiye'nin %99,8'i musluman

    https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/tu.html

    Avrupa Birligi Eurobarometer arastirmasina gore Turkiye'nin:

    %95'i bir tanriya inaniyor, (Turkiye birinci sirada)

    %2'si tanri disinda bir tur ruha inaniyor,

    %1 hicbir dogaustu guce inanmiyor.

    http://ec.europa.eu/public_opinion/archives/ebs/ebs_225_report_en.pdf

    Gallup arastirmasina gore Turkiye'nin %9'u herhangi bir dine inanmiyor.

    https://worldview.gallup.com/default.aspx (Kayit olup istediginiz istatistigi secmeniz gerekiyor.)

    Gallup arastirmasina gore Turk halkinin

    %7'si seriatin yasalarin tek kaynagi olmasi gerektigini dusunuyor.

    %26'si seriatin yasalarin kaynaklarindan biri olmasi gerektigini dusunuyor

    %41'i seriatin hicbir sekilde yasalarin kaynagi olmamasi gerektigini dusunuyor.

    %26 kararsiz, cevap yok.

    http://www.gallup.com/poll/108724/Iranians-Egyptians-Turks-Contrasting-Views-Sharia.aspx

    Elbette %99,8 devletin resmi rakami ve bir yalan. Hepimizin kimliklerinde Islam yaziyor. Yalniz ulkedeki Ermeni, Rum, Yahudi oraninin %0,2'ye kadar dusmesi oldukca vahim bir durumu gozler onune seriyor. Turkiye'de azinlik hic kalmamis.

    %99,8 olmasa da Turkiye'nin en az %90'inin musluman oldugu acik bir gercek.

  4. Bir kere kutsal kitaplarda adi gecen peygamberlerin gercekten yasayip yasamadigi bile mechul. Eger gercekten yasadilar ise kendilerinden sonraki nesiller onlari efsanelestirmis. Insan omru kisa ve bilgi nesilden nesile aktariliyor. Aktarilirken herkes bir seyler ekliyor, cikariyor. Yeni nesiller bu aktarma surecinin bilincinde olmadigi icin duyduklarina inaniyorlar.

    Bizler kutsal kitaplarin nasil yazildigini da tam olarak bilmiyoruz. Kac kere degistirildiklerini, kac kisi tarafindan yazildiklarini bilmiyoruz. Kuran gibi goreceli olarak yeni bir kitabin bile orijinali yok. Peygamberler neye inaniyordu sorusu bu nedenle anlamsiz kaliyor. Belki de adi gecen o peygamberler hic yoktu ya da efsanelestirilmis normal insanlardi.

  5. Hayvanlarin besin olarak kullanilmasi icin oldurulmesi tartismali bir konu. Gerci Turkiye'de pek tartismali degil, bati ulkelerinde daha cok tartisiliyor. Et yemeye devam etmek ve sonra hayvanlarin kesilmesine itiraz etmek celiskilidir. Ama bence gizli kesmek ile cocuklarin onunde kesmek arasinda fark var. Dogrudan cocuklar siddete alistiriliyor. Bir de elbette kurban kesmenin tarihi kokenleri de var. Kurban kesmenin tek amaci besin saglamak degil. Tanriya bir tur yaranma amaci da var. Bu konuda guzel bir yazi icin:

    http://forum.agnostik.org/viewtopic.php?f=7&t=887

  6. Ben de gelmeden once cok rahat uyum saglarim diye dusunuyordum. Sanirim Turkiye'de cok samimi, yakin arkadasliklara alismisim. Klasik bir soylem olacak ama burada sosyal iliskiler cok yuzeysel. Insanlar surekli ya mac izliyor, ya sinemaya gidiyor ya da gece barlara. Surekli aktivite. Bir de espri anlayislari hep belirli kaliplar, bir yaraticilik yok. Boguldum hakikaten. Gerci artik iyiyim ama.

    Asil soylemek istedigim, bence buyuk sehirlerde kirsal kesimlerden gelen insanlari dislamamaliyiz. Bence bu yuzden cemaatlere surukleniyorlar.

    Aslinda su yukarida kendi yazdigima da bir elestiri getirmek istiyorum. Bu yaptigim da yanlis. Neden yargiliyorum? Madem yargiliyorum neden geldim? Bu da bir tur savunma mekanizmasi. Insan ise bu tur savunmalara kapiliyor. Bunu da yapmamak lazim. Burada hataliyim.

  7. Mohammed

    Soylediklerine katiliyorum teorik olarak. Bastan dedigim gibi buraya gelmeden once cok heyecanliydim. Ben de merakli ve arastirmaci bir insanim. Buraya gelirken hayalim boyle olmasi degildi. Ama butun cabalarim burada ters tepti. Cunku olay niyet ile bitmiyor, bazi becerilere de sahip olmak gerekiyor ve o becerilerden yoksun oldugumu anladim. Kendim ile benzetme yaptigim insanlar da sanirim ayni niyet ile geldiler buyuk sehirlere ama beceriden yoksundular.

    Burada kucuk Turkiye arama, yaratma niyetim yok. Ama sonunda Turklere siginma noktasina geldim. Yoksa ya kacaktim ya da elim kolum baglanacakti. Inan hicbir insan icin bunlar kolay seyler degil. Ayrica burada sadece ben bu durumda degilim. Siyahlar siyahlar ile arkadas, Irlandalilar Irlandalilar ile, Hintliler Hintliler ile arkadas. Turkiye'deki hayalim benim de herkes ile arkadas olmakti ama burada pratikte olmuyor.

  8. Başlık sahibi kişi sanırım taşra kültürü içinde yetişmiş.. Elbette o kültürden çıkıp başka uzak kültürlerin içine girince rahatsız olacaktır.. ABD gibi memleketlerde çok güzel dernekler mevcuttur.. Doğayı koruma, hayvanları koruma, çeşitli hobilere yönelik dernekler, doğa sporları, aklınıza gelebilecek insanları birleştiren iyi vakit geçirmelerini sağlayan sosyal içerikli bir sürü dernek ve oluşum..

    İşte Türk insanının sorunu da budur.. Türkler sosyal insanlar değildir.. Sokakta yürürken birbirlerine bile tanıdık değillerse selam vermezler. Tanımadığı insana karşı ön yargılıdır.. Karşı taraf nazikçe uyarsa bile hemen agresifleşir.. Acayip bir toplumuz..

    Evet tasra kulturunde yetistim. Yalniz bana gore Turkiye'nin asil sorunu bu davranis. Hemen kisa yoldan sonuclara varip yargilamaya baslayanlar. Bir kere acaba nedeni nedir, neden boyle oluyor diye dusunmeyenler. En ufak bir anlama cabasindan yoksun olanlar.

    Sanirim anlatma cabamdan vazgecicem cunku yine istedigimin tam ters yonune gitti bu baslik. ABD'yi su anda daha cok sevdim birden, en azindan burada yukarida gordugunuz yargilama yok.

  9. Ben de gelmeden once cok rahat uyum saglarim diye dusunuyordum. Sanirim Turkiye'de cok samimi, yakin arkadasliklara alismisim. Klasik bir soylem olacak ama burada sosyal iliskiler cok yuzeysel. Insanlar surekli ya mac izliyor, ya sinemaya gidiyor ya da gece barlara. Surekli aktivite. Bir de espri anlayislari hep belirli kaliplar, bir yaraticilik yok. Boguldum hakikaten. Gerci artik iyiyim ama.

    Asil soylemek istedigim, bence buyuk sehirlerde kirsal kesimlerden gelen insanlari dislamamaliyiz. Bence bu yuzden cemaatlere surukleniyorlar.

  10. Su son zamanlarda yasadigim olaylar ile muslumanlari biraz anladigimi dusunuyorum. Sanirim ilk defa empati kurabildim. Yaklasik 3 ay once ABD'ye tasindim. Burada master yapiyorum. Hayatimda ilk defa yurt disina ciktim. Burada yaklasik iki sene kalacagim.

    Buraya gelmeden once cok heyecanliydim. Ama uc ay sonunda diyebilecegim su. Buraya bir turlu alisamadim. Amerikalilarin yasam bicimleri, sosyal hayatlari bana cok yabanci geldi. Uyum saglayamadim bir turlu. Uyum saglamaya calistigimda kendime yabancilastigimi hissettim. Disaridan bu kolay gozukebilir ama isin icinde olunca oyle degil. Insan gecmisini, aliskanliklarini kolay terk edemiyor. Amerika'nin ortasinda yapayalniz kaldim. Depresyona girdim.

    Sonra internette bulundugum sehirdeki bir Turk dernegini buldum. Oraya gittim. Bu dernektekiler genel olarak Ataturkcu dindarlardi. Fethullah'i falan sevmiyorlar ama muslumanlar. O tip insanlar gozunuzun onune gelecektir hemen. Bu insanlar ile iki kere cuma namazi kildim burada. Inanmadigim halde. Hala da inanmiyorum. Ama o namazlar bana buyuk huzur verdi. Depresyondan ciktim. Rahatladim. Tekrar enerji kazandim. Elbette bundan Islam'in dogru, faydali bir din oldugu sonucunu cikarmiyorum. Eger bir Hintli olsaydim, sanirim ayni huzuru Hintlilerin bir dernegine gitseydim yine yasardim. Bu yasadigim duygu psikolojik, sosyal bir olaydi.

    Bu tecrube bana aslinda buyuk bir anlayis kazandirdi. Simdi Turkiye'de kirsal kesimlerden buyuk sehirlere goc etmek zorunda kalan insanlari cok cok iyi anliyorum. Bu insanlarin buyuk sehirlerde nasil yabancilik cektigini, cemaatlerin bu ihtiyaclari nasil karsiladigini anladim. Hic alismadiklari, yabanci olduklari bir yerde cemaatler bu insanlara o benim yasadigim duygulari yasatiyor.

    Bence Turkiye'de muhafazakarlik hakkinda dusunurken bu konu kesinlikle goz ardi edilmemeli. Ben bile Islam'a hic inanmadigim halde bu buyuye kapildim.. Dedigim gibi yasamayan anlayamaz. Ben de eskiden anlamazdim. Ama simdi bu cemaatlerin nasil olustugunu cok cok iyi anladim. Cemaatlerin yerini daha saglikli olarak ne alabilir, bunlarin uzerine dusunmeliyiz.

  11. Allah'a olan inancım olmasa istediğimi elde etme yolunda hiçbir güç beni tutamaz.

    Seni tutan güç sadece Allah mı zannediyorsun. Sokakta sinirlendiğin bir adama yumruk at mesela ya da bir kafede bir masadan cep telefonunu al çık, sonra bak bakalım acaba her istediğini yapabiliyor musun? Ahlakın kaynağı Allah, cehennem falan değil. Ahlak birlikte yaşamaktan dolayı oluşan bir zorunluluk.

    Zaten siz müslümanların içinde nasıl ilkel istekler olduğunu biliyoruz. Amacınız sadece içten içe korktuğunuz bir varlığa yalakalık yapmak, ödülünüzü almak için her yolu da mübah görüyorsunuz.

  12. 9. De ki: Siz mi yeri iki günde (iki evrede) yaratanı inkâr ediyor ve O'na ortaklar koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.?

    10. O, dört gün içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti.

    11. Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, "İsteyerek veya istemeyerek gelin" dedi. İkisi de, "İsteyerek geldik" dediler.

    12. Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah'ın takdiridir.

    Bu nasıl bir masaldır ve 1 milyar insan nasıl bu masala inanabiliyor aklım almıyor.

    İkisi de "isteyerek geldik" demişler. Bu ne saçmalıktır ya. Bir de göğü kandiller ile süslemişler. Yıldız onlar yıldız. Senin o büyük zannettiğin güneşin bin katı büyüklükte yıldızlar onlar.

  13. ateistler ruhamı inanıyor veya sen ateistmisin yada.

    döngü derken reenkarnasyondanmı bahsediyorsun o zaman ruhu kabul etmiş oluyosun.

    buda değilse ruhun olmadan neye dönüşeceğini düşünüyosunda ölümü sorun etmiyosun bizimle paylaşırsan sevinirim. :rolleyes:

    Döngü derken karbon ve azot döngüsünden bahsediyorum. Maddenin döngüsü.

    Sen bir ruhun olduğunu düşünüyorsun. Ama sana bir LSD ilacı versem anında bambaşka bir insan olursun. Ne oldu ruhuna? Bir ilaç ile başka bir şeye mi dönüştü? Kafana sert bir cisim ile de vurabilirim. Bir anda ruhun ne olduğunu unutur. Bak ne kadar muhteşem bir ruhun var.

    Benlik bir ilüzyondur. Bilincin sürekliliğinden ve hafızadan dolayı oluşur. Bu gerçeği anlayan insan hiçlik korkusu yaşamaz. Çünkü hiçbir şey yok olmaz. Herşey her an değişir.

  14. Bu H.Y ile Fethullah Gülen'in evrim karşıtı olması güzel. Evrim karşıtlığı ile İslam ne kadar birlikte anılırsa o kadar güzel. Gelecekte evrim teorisini anlayan insanların sayısının artacağını düşünüyorum. Artık herkes internete ulaşabiliyor, herkes her bilgiye ulaşabiliyor. Sonunda herkes evrim teorisinin canlı türlerininin çeşitliğini çok iyi bir şekilde açıkladığını öğrenecek. Evrimin genetik ve fosil kanıtlarını herkes öğrenecek.

    Asıl istemediğim olay bu müslümanların tekrar kıvırtarak evrimi İslam'a uygun bulmaları. Ben evrimi reddetmelerini memnuniyet ile karşılıyorum.

  15. Burada evrim hakkında çok yaygın bir yanlış anlama var. Doğada hiçbir canlının hayatta kalma, üreme amacı yok. Doğada bir amaç yok. Sadece hayatta kalmayı ve üremeyi sağlamış özelliklerin gelecek nesillere aktarılabilmiş olması var. Dünyada bir sürü intihar eden ya da üremeyi reddeden canlı oluyor.

    Doğanın bu şekilde çizilmiş resmi yanlış bir resim. Doğa sürekli değişim içerisinde. Biz insanlar zaman algısına sahip olduğumuz için ölümün bilincindeyiz ama hayvanlar bu bilinçte değil. Hayvanlar için fark etmiyor. Onlar yaşadıklarının bile farkında değiller.

  16. Ateizmin bir kurallar ya da ilkeler dizisi yok. Her ateist düşünceleri ile ateizmi oluşturuyor. Ateistlerin genel olarak ortak özelliği Tanrının varlığına ve dinlerin mutlak doğruluğuna inanmamalarıdır.

    Ama ateistlere bir eleştiri getirmek gerekirse. Bazı ateistlerde de dogmacılık görülebiliyor. Geçen gün ekşi sözlük'te bir ateist evrim teorisi başlığına "kükürt tozu bakteriye dönüşüyor, işte evrimin kanıtı" yazmış bir deneyin sonuçlarını göstererek. Bu açık bir şekilde yanlış bir bilgi. Adama mesaj yazdım, "evrim sadece canlılarda olur, cansız bir maddenin canlı bir varlığa dönüştüğüne dair bir gözlem henüz yapılmamıştır" yazdım. Adam beni müslüman zannetti, üstüne bir de küfür yedim. Maalesef sadece dinlere kızıp ateist olanlar var ve bu tür insanların ileride kolayca tekrar müslüman olabileceklerini düşünüyorum.

  17. Türkiye'de doğum oranı o kadar yüksek değil istatistiklere göre. Avrupa'ya göre yüksek ama dünyanın geri kalanına ve diğer müslüman ülkelere göre oldukça düşük. Türkiye'de sorun gelir seviyesi düşük kesimlerin çok çocuk yapması. Özellikle Doğu ve İç Anadolu'da. Karadeniz ve diğer sahil şeritlerinde böyle nüfus patlaması yok. Büyük şehirlerde de yok. Kırsal alanlarda büyük sorun var. İstatistiklerde doğum oranı olarak Türkiye 111. sırada.

    http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_countries_by_birth_rate

  18. Bir ülkenin başka bir ülkenin iç işlerine ''stratejik menfaatler'' kıstasıyla bakış açısı kapitalizmin ''kar'' mentalitesini gayet iyi özetlemektedir. Yazının içinde ''müreffeh, demokratik ve hoşgörülü'' bir Türkiye hayali/beklentisiyle, güya ''bizim için iyi beklentiler'' olduğu düşünülse de ''darbeci, müdahaleci ve işgalci'' geçmişi ve güncelliği nedeniyle bu sözler tamamen havada ve tribünleri aldatmaya yönelik söylemlerdir. Birkaç istisna haricinde dünyanın en faşist devleti bile kendinin ''faşist ve antidemokratik'' olduğunu iddia etmez; bilakis, devlet erki, resmi söylemlerinde ne kadar ''çağdaş, ilerici, halkçı, müreffeh, toplum için'' var olduğunu propaganda eder. 12 eylül faşist darbesinden sonra dahi anayasamızda ''demokratik laik bir hukuk devleti'' tanımlaması olduğunu gibi... Yalnızca ahmaklar, zihinleri egemen erk ideolojilerinin safsatalarıyla iğdiş edilmiş olanlar bu aldatmacaları, bu kurnaz ve içi boş söylemleri sorgulamadan inanırlar. Zaten resmi ideolojiler/söylemler de bunun için vardır; hatta resmi tarihler de... George Orwel'in meşhur romanında ifade edildiği gibi: iktidar, daima gizleyendir!

    Bu tür bir anlayış hiçbir işe yaramıyor. Geçmişte de yaramadı. Türkiye'nin ihtiyacı olan bu tür bir paranoya değil. Türk halkı cahil. Türk halkının başına gelenlerinin sorumlusu kendisi. Fakirliğine bakmadan 7 - 8 çocuk yapıp fakirliği kronikleştiren kesimler. Çocuklarına eğitim veremeyip cahilliği sürdürenler asıl sorumlu burada. Din afyonuna sarılıp bilime karşı olan bu millet geri kalmışlığın bütün suçlusu.

    İktidarlar sadece halkın yansımasıdır. Bu ülkede iktidara gelenler diktatörler değil. Seçimlerde en çok oy alan iktidara geliyor. Türkiye'nin geri kalmışlığının tek sorumlusu Türk halkıdır. Artık bunu açıkça halkın yüzüne söylemek, bu gerçeği herkesin anlamasını sağlamak gerekiyor.

  19. Mustafa Sarıgül değil de CHP'ye başkan olarak yeni bir yüz gelse eminim en az %30 oy alır. CHP'nin çok büyük potansiyeli var. Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul'da bunu gösterdi. Anadolu'da da sadece Deniz Baykal yüzünden CHP'ye oy vermeyen insanlar var. Kemal Kılıçdaroğlu da olmaz bana göre. Deniz Baykal ile ilişkisi olmamış ama CHP'nin de ruhuna uygun bir isim.

×
×
  • Yeni Oluştur...