Jump to content

Unholy

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    268
  • Katılım

  • Son ziyaret

Unholy kullanıcısının paylaşımları

  1. Unholy

    Kötülük problemine çözüm önerisi.

    Tanrıya inanmıyorum. Ama şu gerçeği kabul ediyorum. Savaşa ve rekabete adapte olmuş canlılar olarak kötülüğün olmadığı bir dünyaya uyum sağlamamız zor olurdu. Eğer uyum sağlayacak şekilde yaratılmış olsaydık o ayrı. Ama evrim sonucu bu noktaya gelince savaşları, meydan okumaları, kötülüğü seven canlılar olmuşuz. Biz cennette mutlu olamayız. Ama eğer bizi bir Tanrı yaratmış olsaydı, herkesin iyi olduğu bir dünyada mutlu olabileceğimiz bir şekilde yaratırdı.
  2. Dün Recep Tayyip Erdoğan Münevver Karabulut cinayeti ile ilgili müthiş fikirlerini bizim ile paylaştı. “Bu ülkede bir başbakan olarak, bir baba olarak çocuklarımızın yarınları için özellikle bir şey vurgulamak istiyorum. Hiçbir görsel medya patronu gençliğimizin ahlaki erozyonuna fırsat vermemeli. Yarın öyle bir bela olur ki bu bela onların başına da vurur. Anneler babalar olarak bizim de üzerimizde görevler var. Son zamanlarda bazı arzu edilmeyen cinayetler, katliamlar duyuyorsak anne baba olarak kendimizi hesaba çekmeliyiz. ‘Acaba biz nerede hatalar yaptık’ diye üzerinde durmalıyız. Sınırs
  3. Unholy

    Canlılığın Oluşma Şartları

    http://news.bbc.co.uk/2/hi/science/nature/3085885.stm Ben saymadım ama sayanlar var. Gözlemlenen uzayda yaklaşık 7 x 10 üzeri 22 yıldız (70,000,000,000,000,000,000,000) olduğunu tahmin ediyorlar. Kişisel yorum yaptım evet. İtirazını duymak isterim yorumuma.
  4. Unholy

    Canlılığın Oluşma Şartları

    Sadece Samanyolu galaksisinde yaklaşık 200 milyar yıldız var. Samanyolu galaksisi benzeri 100 milyarlarca galaksi var. Her yıldız sisteminde de bir sürü gezegen var. Üstelik bu evrenin sadece gözlemleyebildiğimiz kısmı. Bu kadar büyük bir evrende, bir gezegende yaşamın başlangıcı için uygun koşulların oluşması çok küçük bir olasılık değildir. Muhtemelen bir sürü sistemde şu anda hayat var. Dünya da o gezegenlerden biri. Eğer dünya bu koşullara sahip olmasaydı, Mars, Venüs gibi hayatın olmadığı boş bir gezegen olurdu.
  5. Unholy

    Müslümanlar kendi doğrularını dayatmazmış

    Bu adamlar nasıl köşe yazarı olup maaş alıyor anlamıyorum. Bu mudur o kadar yazılana cevap? Ah Türkiye'de bir kaç ateist köşe yazarı yazacaktı böyle. O zaman işte bunlar böyle köşeye sıkışırdı. O günleri de göreceğiz umarım. Bu arada iki cevabın da süper ludwig.
  6. Unholy

    Ruh nedir?

    Agnostik değilim. Agnostik tanrının varlığı ispat edilemez ya da çürütülemez der. Ben araştırıyorum. Kanıtlamaya çalışanları da, çürütmeye çalışanları da. Örneğin "Tanrıyı kim yarattı?" sorusu şu anda beni bir ateist yapıyor. Ama ileride başkası çıkar buna şu anda aklıma bile gelmeyecek çok mantıklı bir açıklama yapar. Şu anda duruşum ateizm. Ama orada bırakmadım. Araştırıyorum.
  7. Unholy

    Ruh nedir?

    Alakası yok. Ben bir ateistim ama hala tanrı var mı yok mu düşünüyorum. Bu sorulara insanlık yüzyıllardır noktayı koyamamış ve hala bu sorular üzerine düşünüyoruz. Şüpheci olmakta her zaman fayda vardır.
  8. Unholy

    Ruh nedir?

    Ruh konusu sanırım bilimin dışında kalıyor. Bu ölüme yakın deneyimler ve beden dışı deneyimler de revaçta şu sıralar ve sürekli araştırma konusu. Her ne kadar bir ruhumuzun var olduğuna inanmayı çok istesem de maalesef bunu destekleyecek elimizde hiçbir kanıt yok.
  9. Unholy

    Bir ateistin kurtuluş hikayesi

    Bu ekşi sözlük'teki airlangga çok komik ya. Bana göre aslında müslümanlar ile dalga geçiyor ama ateistler ile dalga geçermiş gibi yapıyor. Saçma sapan başlıklarına sürekli rastlıyorum ve hepsi de güldürüyor.
  10. Unholy

    Müslümanlar Kanada'da namaz kılıyor...

    Sen Allah'ın varlığını ispat edersen ben de müslüman olurum. Ama varlığına bir ispat yok. Örümcek Adam'ın gerçekten var olduğunun ispatı da yok. Ama var olmadığını ispatlayamam. Belki de gerçekten Örümcek Adam var. Aynı şekilde belki İsa gerçekten Tanrı. Hatta belki Zeus gerçekten var. Hiçbirinin var olmadığını ispatlayamam. Sanırım kendini güvence altına almak için hepsine az da olsa inanman gerekecek.
  11. Unholy

    Müslümanlar Suçlu mu? Mağdur mu?

    Ölümden sonra bir cennet, cehennem olmayacak alican. Kandırılma meselesi de aslında tam burada. Maalesef öldükten sonra kandırıldığını da anlamayacaksın. İşin trajik kısmı da bu. Cehennem gibi ne doğrulanabilir, ne yanlışlanabilir bir iddia ile insanlar korkutuluyor. Kızlar evlere kapatılıyor, zorla birileri ile evlendiriliyor. Hayat boyu kocasının kölesi oluyor. Anadolu'nun köylerinde, büyük şehirlerin varoşlarında ne dramlar yaşanıyor. Fakirlik, cehalet, hoşgörüsüzlük. İmanlı insanlar mutlu değil. Mutlu olsalardı akın akın Avrupa'ya, Kuzey Amerika'ya, Avustralya'ya göç etmezlerdi. Umarım s
  12. Elbette çoğu müslümana göre ne suçlu ne de mağdur. Bu soruyu müslümanlara sormuyorum elbette. İslam'ın yıkıcı, insanlık için zararlı bir din olduğunu düşünen ateistlere yönelttiğim bir soru. Genel olarak ateistlerde iki bakış açısı görüyorum. Bazı ateistler müslümanları gerçekleri reddetmek ve ahlaksız olmak ile suçluyor. Bazı ateistler ise sorunu bir düşünce olarak İslam'da görüyor, müslümanları kandırılmış insanlar olarak görüyor. Bana göre ikinci tavır daha gerçeğe yakın. Müslümanlar insan olarak gerçekten mağdur. Ama o zihinlerindeki virüs çok tehlikeli. İnsanları zombiye çeviren o virüs
  13. Unholy

    Beş Dakikalık Dünya

    Ben zaten (tekrar ben kelimesini kullanıyorum) benlik kavramını kullanmanın sosyal varlıklar olduğumuz için faydaları olduğunu söylüyorum. Bugün bir suç işleyip yarın "onu yapan ben değildim" diyemem. Herşey zaman ile değişir, değişirken bazı kısımlar aynı kalır ama ne kadar uzun süre geçerse o kadar başkalaşır. Sahip olduğum hafızaya güveniyorum. Çünkü yaratılışa inanmıyorum. Eğer şu açıdan düşünürsek genlerimiz de bir hafızadır. Evrimin hafızasıdır. Ama aslında evrimleşmiş gibi tanrı tarafından yaratıldığı iddia edilirse, o zaman bir anlamsızlık yaşarım. Çünkü kendi hafızama bile güvenemem
  14. Unholy

    Beş Dakikalık Dünya

    Orada o konunun devamını getirememiştim doğru. Hem benliğin ilüzyon olduğunu, hem de pratik açıdan kullanılabileceğini açıklayamamıştım. Ama güzel bir analoji buldum şimdi. Başlık ile alakalı değil ama hemen açıklayayım. Bir gemi düşün. Çin'den kalkıyor ve Amerika kıtasına yola çıkıyor. Pasifik adasında her adada parçalarını değiştiriyor. Amerika'ya vardığında orjinal hiçbir parçası yok. Bu durumda Çin'den kalkan gemi ile Amerika'dan kalkan gemi aynı mıdır? Pratik manada açıklayıcı olmak için aynı olduğunu varsayabiliriz. Ama artık o gemi aynı gemi değildir. Benlik de böyle bir mesele. Sosyal
  15. Unholy

    Neden agnostik degil de ateist oldunuz?

    Benim bir agnostik değil de ateist olmama neden olan "tanrıyı kim yarattı?" sorusudur. Yaşadığımız evrendeki düzene ve canlıların kompleksliğine, insanların zekasına bir neden ve anlam bulmaya çalışıyoruz. Fakat aynı soruyu tanrı söz konusu olunca tanrıyı muaf tutuyoruz. Bu soru saçma bir soru değil üzerine düşünülmesi ve cevap verilmesi gereken bir sorudur. Bu soru sonunda insanı ya ateizme ya da panteizme götürüyor.
  16. Unholy

    Eşitlik Nerede?

    Burada da bir adaletsizlik var. Belki ölen çocuk yaşasaydı çok iyi bir müslüman olacaktı ve cennetin daha üst bir seviyesinde olacaktı. Her yönden bu ölümden sonra ödül - ceza kavramında sakatlıklar var. Daha Çin'de, Afrika'da İslam'dan haberi bile olmamış insanlara gelmedik.
  17. Unholy

    ASLINDA TAM TERSİ !

    Ben de sunniydim. Ben biraz dindar sayılırdım. Her ramazan 30 gün oruç tutardım, hiçbir cuma namazını kaçırmazdım. Evrim teorisini reddediyordum, ateistlerin komplo teorisi olduğunu düşünüyordum. Benim dinden kopmamın İslam'ı anlamak ile hiç alakası olmadı. Üniversite yıllarında psikolojiye çok merak salmıştım, çünkü kendim de sorunlar yaşıyordum. O dönem çok kitap okudum psikoloji ile ilgili. O zaman bizim bir ruhumuzun olmadığını, düşüncelerimizin, davranışlarımızın nedensel olduğunu fark ettim. Ödüllendirici ve cezalandırıcı bir Tanrı inancı uçup gitti. Ne Muhammed'in hayatı, ne İslam'dak
  18. Unholy

    Türbanı Savunan Kadınlar

    Gerçekten konuyu tamamen saptırdı. Temizleme kararını size bırakıyorum. Ama ibretlik olarak kalabilir de.
  19. Unholy

    ATEİZM NEDEN AHLAK BAZINDA BIR SEÇENEKTİR?

    Ateistlerin ortak ahlak ilkeleri olmadığını düşünüyorum. Ahlak konusu zaten yüzyıllardır tartışılan bir konu. Örneğin pragmatik ahlak anlayışı var, Kant ahlakı var, ahlaki görecelilik görüşleri var. Bana göre herkesin yapabileceği kendi ahlaki ilkelerini ortaya koymak. Devlet, din gibi otoriteler ortak bir ahlak anlayışı oluşturmaya çalışırlar ama dünyaya baktığımız zaman da hepsi birbirinden farklı, bazılarının arasında uçurumlar var. Bir ateistin de ahlak ilkeleri vardır ve bunları savunabilir. Ama ateistin farkı ahlak ilkelerini otorite kaynaklı değil akıl ile dayanaklarını ortaya koyarak
  20. Unholy

    ATEİZM NEDEN AHLAK BAZINDA BIR SEÇENEKTİR?

    Bu ahlaki farklılardan en çok dikkatimi çekenlerden biri de özellikle telif hakları konusu. O kadar emek verilip hazırlanmış kitapların, şarkıların, filmlerin, sanat eserlerinin sadece kopyalama maliyetini göz önüne alıp pahalı bulan ve korsan olarak kullanan insanlar Türkiye'de çoktur. Bu Türkiye'de bir ahlaksızlık olarak görülmez. Eser sahibinin emekleri tamamen gözardı edilir. Ama bu davranış ABD'de ve Avrupa'da ahlaksızlık olarak görülür ve halkın tabanında bile kınanır, sadece bu eserleri yayınlayan ve hazırlayan insanlar tarafından değil. Elbette Kuran'da böyle bir ayet olsaydı "eser s
  21. Unholy

    Türbanı Savunan Kadınlar

    Ben cevap vereyim. Bir kere böyle salakça bir olayın gelişmesi nasıl oluyor onu anlamadım. Karım gelecek eski arkadaşını eve çağıracak. Hani şu soruya benziyor: "Karın bir gün seni ip ile ayağından tavana asmak istese ne yaparsın?". Böyle salakça bir olay olabilir mi? Kim sorar kocasına böyle bir soru. İkincisi beni bir kız arkadaşım aldatmıştı. Bazı salaklar gibi elimi kana bulamadım, arayıp küfür bile etmedim. İki ay sonra başkasını buldum, unuttum gitti. Böyle saçma sapan küçük olaylar ile hayatları karartan sizin anlayışınız. Evlenirsem ve karım aldatırsa tavrım da aynı olur. Boşanırım,
  22. Unholy

    Türbanı Savunan Kadınlar

    Ben kız kardeşime, kız arkadaşlarıma her zaman şu uyarıyı yaparım. Müslüman mahallelerinden geçmeyin. Böyle Bağcılar, Esenler, Sultanbeyli gibi yerler. Çünkü burada cinsel açlık çeken, hayatında kadın görmemiş kırolar en çok taciz eden kesimi oluşturuyor. Aslında türbanlıları bu yönden anlayabiliyorum. Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy gibi ilçelerde büyümüş olsa bu tür bir ihtiyaç da duymazdı. Ama muhafazakar mahallede sürekli parklarda, sokaklarda başı açık kadınlara yapılan tacizleri, arkasından konuşulanları duyunca türbanı bir tür gerekli savunma olarak görmesi normal. Türban aslında kendisin
  23. Geçen hafta şu sözlüklerden birinde bir türban tartışması vardı. Ben de o başlıkta döktürdüm. Türban erkeklerin kadınların üzerinde kurduğu bir egemenliktir, kadınlara zorla taktırılıyor falan filan. Sonra benim bu yazdığıma cevap olarak bir yazar türbanı savundu. Kendi isteği ile taktığını, Allah'ın emri olduğunu, kendisini tacizlerden koruduğunu falan yazmış. Hemen nickinin başlığına neler yazıldığına baktım, gerçekten türbanlı bir kadınmış. Benim entry'e eksi oylar yağdı, o da artı oyları topladı. Sonra pazartesi günü haftanın en beğenilen ve en kötü entry'lerine baktım. Benim ki en kötüler
  24. Unholy

    ikisi de kötü

    Konu biraz karışık evet. Aslında bunu anlatırken hep bu zorluğu yaşıyorum. Aynı anda hem birey olmak ama hem de bunun bir ilüzyon olduğunu açıklamak. Sana şu şekilde açıklarsam. Bir gemi örneği vardır ünlü. Bir gemi Çin'den Amerika kıtasına yol almaya başlar. Ama Pasifik okyanusunda her adada durur ve bir parçasını değiştirir. Amerika kıtasına geldiğinde bu gemi Çin'den kalkarken sahip olduğu hiçbir parçaya artık sahip değildir. İşte bireysellik de böyle bir konu. Çoğumuz aynı geminin oraya vardığını varsayarız ve böyle düşünmenin pratik faydaları vardır fakat o gemi Çin'deki aynı gemi değildi
  25. Unholy

    ikisi de kötü

    Bana göre olumlu yönde ilerliyor. İnsanlık evreni, kendi doğasını daha iyi anlıyor. Bilinci zaman geçtikçe artıyor. Bir gelişme sürekli görüyoruz. Teknoloji bunun en açık göstergesi. Ben tam olarak reenkarnasyona inanmıyorum. Çünkü ruha inanmıyorum. Ama şöyle bir gerçek var. Kendimizi parçalara bölersek, her bir parçamızın uzun bir geçmişi, evrimi vardır. İnsanın bir sürü varoluş boyutu var. Örneğin genlerimizin tarihi 4 milyar yıl. Konuştuğumuz dil Türkçe'nin yaklaşık 2000 yıllık bir evrimi olmuş. Zihnimizde bilim, felsefe, sanat adına var olan her türlü bilgi aslında bir birikim ve y
×
×
  • Yeni Oluştur...