Nuri Kara

@karamsarhuman Kafayı yemedim ama her peygambere deli dendiğini duymuştum.

1. (başlıksız) Faslı değil Aslı; nazlı ve kaslı; taslı ve caf caflı; bulunmaz eşi: bilinmez kişi, çek fişi bitir işi; fişi çeken Kerim'dir; doğru söze kerimdir: keramet elemdir; elem olan zalimindir; görünen köye inenindir. Anlat duyulsun izim, değil vurulan sazım; bir sesim bir Kasım; var başka neyim bir sazım bir Kazım: Kazım olanı bilendir bana gülümseyendir gitme Kazım gitme beni koyup gitme. Fal taşı gibi açılmış gözlerim olanı dinlerim olanlara karışmam bilirim buna yaraşmam: olan olmuş bana soran mı olmuş gelmiş demiş bu böyle olmuş: anlatırım bana denileni etliy

Ahlak evrenseldir. İki ölçütü vardır: Gerçekler ve hisler. İnsan bilgisiz doğar, öğrenme aşamasında yalana gerçek diyebilir ve yanlış şeyleri isteyebilir. Bilgisi dahilinde yapılması gereken davranışlar bellidir, ahlak evrenseldir. Yanlış ve eksik bilgi yüzünden yapılan yanlış davranışlar, bilgisi ölçüsünde yapabileceği en doğru davranış olabilir. Ahlaksızlık, bilgiye rağmen yapılan davranışlardır. Bir insan karşı tarafın doğru olanı mı, yanlış olanı mı yaptığını anlayamasa da, ahlak evrenseldir. Bir insanın neyi bildiği ve bu bilgiye göre yapması gereken davranış bellidir.

Enerji maddenin bir formudur, çünkü maddeden açığa çıkıyor. Örneğin güneşten gelen enerji, maddede gerçekleşen tepkimeler sonucu enerji açığa çıkıyor. Enerjinin ve maddenin yapısını farklı şeyler oluştursaydı nasıl birbirlerine dönüşebilirlerdi?

Enerji maddenin bir formudur, enerjinin korunumu yasası gereği maddenin bir sonu, dolayısıyla bir başlangıcı yoktur. Başlangıcı olmayan bir şeyin, nasıl başladığını açıklamak? Maddenin varlığını açıklamaya gerek yoktur. Her şey maddeyle mümkün olduğu için "yaratıcı" kavramına ihtiyaç kalmıyor.

Bir canlının istekleri vücuduna göre mi şekillenir, yoksa bir canlının vücudu isteklerine göre mi şekillenir, yoksa her ikiside birbirini etkiler mi? Kutuplardaki ayılar neden beyaz, ormanlardaki ayılar neden kahverengi? İnsanlar neden iki ayak üstünde, çoğu canlı değil? Bir canlının istekleri de vücudunun yapısını değiştirir. Bu bilimin konusudur, bilimle açıklanabilir, açıklanacaktır da. Bir canlının olaya bakışının madde üzerindeki etkisi, maddelerin etkileşmesinden ibarettir.

101. Ey iman edenler! Açıklandığı takdirde sizi sıkıntıya sokacak hususlarda soru sormayın. Kur’an indirilirken böyle sorular sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan sizi muaf tutmuştur. Allah çok bağışlayıcıdır, halîmdir. 102. Bu tür soruları sizden önce de bir topluluk sormuş, fakat sonunda bunları inkâr eder olmuşlardı. "Açıklandığı takdirde sizi sıkıntıya sokacak hususlarda soru sormayın." Bu sebeple tecavüz hakkında bir açıklama olmamış olabilir. İlla ki tecavüz gibi bir olaya bakışları vardır. Yanlış veya doğrudan bir payı olan. Bir erkeğin, istediği her kadına tecavüz e

Bu nasıl uygulanılabilir ki? Yani benim kabilemden biri karşı tarafın kabilesinden bir kadını öldürürse, karşılığında benim kabilemden hangi kadının öldürüleceğine kim karar verecek? Uygulaması mümkünmüş gibi gözükmedi bana. Bu durumda bir uzlaşı olamaz, karmaşa olur. Öldürme konusunda kısası bireylerin uygulaması kan davasına yol açabilir, ama devletin veya bir topluluğun uygulaması kan davasına yol açmaz.

Cana can, göze göz, dişe diş: Hür birisi bir köle öldürdüğü zaman, onun kölesi öldürülürse bu, göze el gibi bir şey olur. Kafası çalışan insanlarla konuştuğumu düşünerek yazıyorum " Ama hür bir erkek, bir köleyi veya bir kadını öldürürse kısas yoktur." Sana yazmıyorum anlayacağın. Hala kuranı kötülemek için "ayet bu kadar basit" deyip yukarıdakinin söylediklerini tekrar edecek varsa; Sizin dininiz size, benim dinim bana.

O zaman çıkardığım anlamı yazayım: Hür bir insan hür bir insanı öldürürse kısas vardır. Ama hür bir erkek, bir köleyi veya bir kadını öldürürse kısas yoktur. Bir erkek bir kadını öldürürse, sonrasında ceza olarak o erkeğin karısı öldürülürse bunun ismi kısas olmaz. Karısının ölmesi, kendisinin ölmesine eş değerde değildir.

Kısas kelimesinin anlamı: Bir suçluya ceza olarak, başkasına yaptığı kötülüğün aynısını verme. "yerine başka bir kadın öldürülmesi lazım" bu ise senin dediğin. Bir kadına kocasının vs. yaptığı suçun cezası yüklenir, denildiğini söylüyorsun. Natüral Ateist'in yazdığı anlam var, bende aynı anlamı çıkarıyorum, makul olan anlam da bu.

"yerine başka bir kadın öldürülmesi lazım" sen uydurdun.

Niyetler her yerde önemlidir, bu şekilde bir niyet okumayı yanlış buluyorum sadece. Rahatsız ediyor. Haklısınız, insana insanı savunurum ama "kadına kadın" ifadesini savunmam. Ben öldürürüm. Kurana ve diğer kutsal kitaplara öğüt kitabı olarak bakıyorum. Kısas konusunu onayladığım için uygularım; "kadına kadın" ifadesini onaylamıyorum, bu yüzden uygulamam.

178. Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında kısas size gerekli kılındı. Hüre hür, köleye köle, kadına kadın. Ancak her kime, kardeşi tarafından bir şey bağışlanırsa artık ona hakkaniyetle uymalı ve diyeti ona güzellikle ödemelidir. Bu, rabbinizden bir hafifletme, bir rahmettir. Bundan sonra kim haddi aşarsa ona elem verici bir azap vardır. 179. Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahipleri, umulur ki sakınırsınız. İlk olarak bunun "penis kıskançlığıyla" ne alakası var? Kıskandığından değil de saçma, yanlış bulduğundan dillendirme ihtimali çok çok daha muhtemel.

Evrimi örnek verdim diye, inancın tanrının varlığına inananlara ait olduğu zannedilmesin. Bir insan bilimin her şeye cevap olabileceğine, ahlakın evrensel olmadığına, kutsal kitapların kötülüğü emrettiğine... inanabilir. Hiçbir inancının olmadığını iddia etmek, her şeyi bildiğini iddia etmektir. Aramızda böyle bir iddiası olan var mı?

Önce inanan, sonra buna göre sorgulayan insanlara inançlarıyla çelişen şeyler anlatılamaz. Bu insanların durumu şöyle: Örneğin evrim yoktura inanmış, bir şey söylediğin zaman eğer söylediğin evrim var diyorsa yanlıştır, yok diyorsa doğrudur. Emre'ye anlatabileceğimi sanmıyorum.

Kuran ne tevratın yanlışını düzeltiyor, ne de bozuyor. Farklı toplumlar, farklı doğrular. Gerçekler ve hisler insana göre görecelidir. Örneğin evrim Darwin'den öncede vardı ve biz bilmediğimiz halde kim bilir daha neler neler var. Doğrular ve yanlışlar insanların bilgisine bağımlıdır, dolayısıyla insanların bilgisi arttıkça doğrular ve yanlışlar değişiklik gösterir.

Onca yazı yazdım, hala "müslüman değilsen savunma" yazabiliyorsun. Seninle tartışacak bir şeyim yok, yorumlarına cevap bekleme. Seninle de tartışacak bir şeyim yok, yorumlarına cevap bekleme. İkinizde kendiniz çalıp, kendiniz oynamaya devam edin. Aslında bir araya gelip beraber çalıp beraber oynayın. Size eşlik edecek başkaları da çıkar eminim. Bana gelince ben kendim çalmıyorum, çalınanı dinliyorum.

Akla göre nasıl olduğunu söyleyeyim de inançlarıyla çelişen bir şey üzerine düşünme yetisini kaybetmeyenler, üzerine düşünsünler. Üç kutsal kitapta değiştirilmiştir, çünkü değişiklik sadece harfleri değiştirerek olmaz. "Korku" kelimesi bin yıl sonra da bu şekilde yazılsa ama korku kelimesi deyince insanlar "sevgi" kelimesinin ifade ettiklerini anlasa, bu değişimdir. Veya bin yıl sonra "korku" kelimesi hiçbir şey ifade etmese, insanlar ne demek istemişler acaba diye sorsalar, bu değişimdir. Eğer hala değişmedi diyecekseniz; bu kadar ihtilaf, farklı anlamlar, farklı inanışlar... nede

İncil ve tevratta da yanlış bilgi yok. Ne yapsam dersin? Bir gün müslüman, bir gün yahudi, bir gün hristiyan mı olsam? Gerçekte çelişki falan yok, senin kafanda çelişki. Alttan alıyım diyecem de: Dün mü evvelsi gün mü, "Tanrı iyi insanları sever, kötü insanları sevmez." diye açtığım başlığın altına yorum yazmıştın. Bu sözü kafan almıyor sanırım. Tanrı iyi insanları sever ama müslümanları ödüllenirir dediğimi falan mı sandın? Komik.

İslam uydurulmuş bir din diyorsun yani. Oh! dur durrr; Ah işte, mayına bastın; Yanlış cevap! Ben sana ne diycem: Siyah tenli insanlar seni yurtlarından çıkartırlarsa onlarla savaş, savaşta onları bulduğun yerde öldür. Sen bu sözden ilham alıp siyah tenli insanları bulduğun yerde öldür, sonra bana neden böyle bir şey yazdın diye hesap sor; Tamam mı? yok. Ben incil tevratı da savunurum. Bana demiyor o sözleri, hakedene diyor. Hakediyorsam da suçlu benim, bu sözlerin sahibi değil.

Kendiniz düşünün. Atom bombasını Einstein'ın formülünden ilham alarak yaptılar; Einstein'ı kınıyor musun, bulduğu formül yüzünden? İlhamlarını nerden alıyorlarsa alıyorlar, uydurdukları veya uydurulmuş bir dine dayandırıyorlar. Hayır, müslüman değilim.

Ben gerçekleri ve hisleri kutsal kitapların önüne koyduğumu, eğer bunlarla çeliştiğini düşünseydim kutsal kitapları reddedeceğimi söylüyorum. Kutsal kitapların da akla vicdana öğüt olsun diye gönderildiğini düşünüyorum. Kutsal kitaplar kötülüğü emretmez. Eğer sen kutsal kitapların kötülüğü emrettiğini düşünüyorsan, inanmamalısın; doğru davranış bu olur.

Bedevi olmayı küçümsüyor musun, yoksa ben yanlış mı algılıyorum? Suudi Arabistan'ın yönetim şeklinden dolayı, o toplumdan nefret etsem de, bir kimseyi Suudi Arabistan'lı olduğu için küçümsemem. Bir insan içinde bulunduğu toplumun yanlışlarını kabul edecek diye bir kaide yok. Kuranda geçen birçok sözün cevap mahiyeti taşıdığını göremiyor musun?

Ben şeytan olsaydım, "Bir varlık var ve seni görüyor, kimse seni görmese bile kötülük yapmamalısın." demezdim. Aynı zamanda "Allah müşrikleri öldürün demiş, müslüman olmayan herkesi öldürmelisin." derdim; "Senim peygamberin diğer bütün peygamberlerden üstün, sende diğer dine tabi olanlardan üstünsün." derdim. Daha pek çok şey söylenebilir. Dinlerin değil, insanların dinlere bakışının kusurlu olduğunu düşünüyorum.