Jump to content

Nuri Kara

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    476
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Nuri Kara kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. 28 dakika önce, Sundance yazdı:

     

    1- Eğer tanrının insanlara sonsuz mutluluk sağlama gücü var ve bunu istiyor ise o halde 60 yıl acıya ne hacet?

     

     

    2- @poiuz 

    A- Tanrı kötülükleri yok edemiyor?

    B- Tanrı kötülükleri yok etmek istemiyor?

    diye sormuş

     

    Siz de "B-Tanrı kötülükleri yok etmek istemiyor çünkü acıyı bilmezse seçimleri muallak olur, ot gibi olur öküzün trene baktığı gibi etrafa bakar. Değer bilmez. Keşfedemez."

     

    demişsiniz. 

     

    Şimdi tanrı insanlar böyle olmasın diye kötülükleri yok etmek istemiyorsa sonsuz mutluluk ne menem bir şey oluyor!? Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

     

    3- Bir de işin öteki yüzü var.

     

    Siz sanki sonsuz mutluluk garantiymiş gibi yorumlamışsınız, ya sonsuz acı olursa?

     

    O durumda ne olacak?

     

    Tanrının sonsuz acı verdiği insanlar için de, 60 yıl hayattan sonra sonsuz acıya kavuşmalarını normal karşılıyor musunuz?

     

    60 yıl acıyı telafi edecek bir sonsuz mutluluk yoksa, yerine sonsuz acı olduğu zaman ne olacak?

     

    Madem tanrı kötülükleri insanlar için yok etmek istemiyor o halde bu sonsuz acı ne oluyor?

     

    Öyle değil mi, en azılısından tut da herkes kendine sonsuz mutluluğu yakıştırıyor ama işin bir de sonsuz acı kısmı var. 

     

    Madem tanrı kötülüğü karşısında sonsuz mutluluk olduğu için yok etmek istemiyor, bu sonsuz acı da nereden çıkıyor?

    Acılar çeşit çeşit ve sınırlı. Eğer amacı öğretmek ve seçim yaptırmak ise neden aynı acıyı iki kere tattırsın, bir kere yeterli olur. Sonsuz mutluluk gayet mantıklı. Aynı mutluluğu yüz kere tatmak iyidir.

     

    Sonsuz acı hakkında birşey diyemem ama sonsuza kadar cayır cayır yakma işi saçmalık, safsata.

  2. 57 dakika önce, Mantık yazdı:

    Yine döndük dolandık ve aynı yere geldik. 

    Sonsuzu tanımla desem aklımız almaz dersin ama Absürt inancında ölünce sonsuz yaşam olduğuna inandığın için hayattaki tüm her şeyi anlamsız-gereksiz-meşru kabul ediyorsun... 

    Bu senin absürt inancın her kesi bağlamaz. Uzaylılara inanan biri inancı için Kabul edilemez şeyleri aklamaya çalışsa idi muhtemelen sen de ona karşı aynı şekilde "Absürt inancın bizi bağlamaz. Bu yüzden Yaptığınız Kabul edilemez Davranışları absürt inancın ile aklayamazsın...." derdin. 

     

    "Demezdim" diyor isen buyur! 

     

    Bu arada önceki mesajıma cevap vermemiş, görmezden gelmişsiniz?

    Abuzerettat benim tanrım zaten. Savunulcak birşey yok. Ha Allah demişiz ha Abuzerettat isim farketmez konuştuğum tanrı bir yaratıcı, bitti gitti. İslam üzerinden konuşmuyorum, koca kitabı iki sayfada anlatamam. Bu yüzden cevap vermedim.

     

    Ben ikisini aynı kabül ediyorum, eğer ahiret inancım olmasaydı sizin yanınızda yer alırdım. Bu ikisi ayrılmaz bir bütün. Eğer sen diyorsan ben ahiret inancını kaale almadan tartışırım, konuşmaya gerek yok.

  3. 12 saat önce, bayşapka yazdı:

     

    Kalıplara inanmayanlar:

    Ne idüğü belirsiz, tartışmalara katacakları değerin sıfıra yakın olmasından çekindiğim için yazışmaktan kaçındığım, her an her kelimeyi tanımından farklı algılayabilecek olan ve pek de güven vermeyen tipler.

     

    Tam beni anlatmışsın. Bazı kelimeleri öyle anlamlandırıyorumki şaşarsın. Yalnız bir fark var kafama göre çevirmiyorum, bir gün bu böyle deyipde ertesi gün hayır böyle değil demem.

     

    Kalıplara inananlar: birbirlerinin kopyalarıdırlar. Genelde düşünmeyi pek sevmezler, biri söyler onlarda kabül eder.

  4. 11 saat önce, Sundance yazdı:

     

    Bir acının unutulmasının mümkün olması, tanrının acı faydalı olduğu için kötülüğü yok etmek istememesi sonucunu çıkartmaz yalnız.

     

    Sizin şahsi tecrübeleriniz veya bir şeye inanmanın insanların psikolojisi üzerindeki etkisi tanrının varlığına kanıt olamaz.

     

    Ateistler olarak ahiret inancının psikolojik olarak insanı rahatlatabileceğini anlamadığımızı da nereden çıkardınız anlıyoruz elbette, bilinmeyen bir konu değil ki bu. Ama bir şeyin psikolojik olarak telkin edici olması o şeyin gerçek olmasını veya gerçek sayılması gerektiğini sağlamıyor.

     

    Ben sizin şahsi inancınıza saygı duyarım ama şahsi inancınıza saygı duyuyor olmam şahsi inancınızın doğruluğunu onayladığım manasına gelmiyor.

     

    Ayrıca intiharı düşünecek kadar büyük acılar çekip de ahirete inandığınız için intihar fikrini tolere edecek durumda iseniz yanlış forumda yazı yazdığınızı düşünüyorum.

     

    Bir an önce psikolojik destek almanızda fayda var.

    Madem ahiret inancını anladığını söylüyorsun, 60 yıl acıdan sonra sonsuz mutluluğa kavuşan biri acı çektiklerinden hayıflanır mı?

  5. 7 saat önce, bayşapka yazdı:

    Örneğin bence senin savunduğun evlilik dışı ilişkiye 100 kırbaç yanlış. İlkel ve beyinsizce bir ceza. 

     

    Ben böyle birşeyi savunmuyorum.

     

    7 saat önce, bayşapka yazdı:

     

    Neden inanmıyorsun diyen kişiyi ikna etmek için dinde yanlış olduğunu söyleyebilir. Örneğin bence senin savunduğun evlilik dışı ilişkiye 100 kırbaç yanlış. İlkel ve beyinsizce bir ceza. Ama inanmama sebebi bu değil. İnanmama sebebi, inandırıcı olmaması. Ailenin ve okulunun sen büyürken üzerinde yarattığı etkilerden kurtulup zihinsel olarak yeterince geliştiğin zaman onların masallarını tekrar gözden geçirebiliyorsun. Ebabil kuşları inandırıcı değil. Cinler, şeytanlar inandırıcı değil. Evrenin yaratıcısının sözcüsüne ayetlerle çevresindeki kadınların "helal kılınması" gerçekçi değil. 

     

    Bunlar gerçekçi ve inandırıcıysa burada yazarsan sevinirim. 

     

    Haklısın gerçekçi bulmayıp inanmayanlar olabilir. Bir kısmı değil ama. Bazıları gerçekçiliğini değil saçmalığını sorguluyor. Bu din aklı köreltiyor deyipde bırakıyor. Böyle olmasa bile eğer dine böyle bakmasalardı, bakmasaydın dini bu kadar eleştirmez uyum sağlardınız. Tartışmalar şiddetlenmezdi.

  6. 5 saat önce, Sundance yazdı:

     

    Kolu kopmuş adamın nasıl olacak yani? Yeniden kolu mu çıkacak? İleride "İyi ki kolum kopmuş yaw" dediği bir an mı olacak? Tecavüze uğrayan bir kız, "Ohhh iyi ki tecavüz edip tüm iç organlarımı parçalamışlar" mı diyecek? Cüzdanındaki 50 TL için boğazı kesilen nine ölürken "50 sene sonra bu yaşadığım acının bir etkisi kalmadığı zaman bu başıma gelenin bana faydalı olduğunu göreceğim" mi diyecek?

     

    Kolu kopan adamın kolu yeniden çıkmasa bile bunu kabüllenebilir. Eğer kanadımız veya başka bir uzuvumuz olsaydı ve kopsaydı bunuda kabüllenmemiz gerekirdi. Kabüllenince şuan nasıl kanadım yok diye üzülmüyorsan oda artık kolu olmadığından üzülmeyebilir.

     

    Kesinlik yok ama, ben sadece mümkün diyorum. Yoksa ömür boyu belki acısı azalsada acı çeker, buda mümkün.

     

    5 saat önce, Sundance yazdı:

     

    Kolu kopmuş adamın nasıl olacak yani? Yeniden kolu mu çıkacak? İleride "İyi ki kolum kopmuş yaw" dediği bir an mı olacak? Tecavüze uğrayan bir kız, "Ohhh iyi ki tecavüz edip tüm iç organlarımı parçalamışlar" mı diyecek? Cüzdanındaki 50 TL için boğazı kesilen nine ölürken "50 sene sonra bu yaşadığım acının bir etkisi kalmadığı zaman bu başıma gelenin bana faydalı olduğunu göreceğim" mi diyecek?

     

    Bu insanlar adına başkasının "bu çektikleri acılar gelip geçici, ileride psikolojik veya başka bir etki kalmadığı zaman bu acılar yok sayılacak" demesi benim için kabul edilebilir değil.

     

    Olaya o kadar yüzeysel bakıp kötülüğü görmezden gelmeye çalışıyorsunuz ki.

     

    Kendi acımdan konuşayım o zaman, üstü kapalı bir şekilde. İntiharı düşündüm ben, sebebi artık acı çekmemekti. Hala daha tam toparlayamadım kendimi. Ahirete inandığımdan tolere ediyorum. Acı nedir bilmeden atıp tutmuyorum yani.

     

     

    Siz ateistlerin anlamadığı ahiret inancının birçok şeyi tolere edebileceği.

  7. 4 saat önce, bayşapka yazdı:

    Arkadaşlar forumda gördüğüm kadarıyla kendilerine belli başlı isimler veren insanların inançları konusunda varsayımlarda bulunuluyor.  

    Bunları netleştirmek daha iyi iletişim kurmamız için hepimizin işine yarayacak.

     

    Müslümanım diyenler:

    Kuran'da tanımlanan Allah'ın evreni yarattığına, her şeyi bildiğine, kaderi tasarladığına,

    İslamiyetin Allah'ın gönderdiği son din olduğuna,

    Muhammed'in bu dinin peygamberi olduğuna,

    Kuran'ın bu dinin kitabı olduğuna (bkz. ilk madde),

    Meleklerin, cinlerin, şeytanların varlığına inanır. 

    Bu tanımın dışında kalanlar müslüman değildir.

     

    Ateistim diyenler: 

    Hiç bir dinin tanrısının varlığına şahsen inanmaz. 

     

    İslamiyet sözkonusu ise, islamiyetin anlattıklarını, cinleri, melekleri, şeytanları, allah'ı ve muhammed'in gösterdiği iddia edilen mucizeleri şu veya bu sebeple icat edilen masallar olarak görürler. 

    Hristiyanlık sözkonusu ise adem ve havva'yı, yılan şekline giren şeytanı, büyük tufanı, isa'nın gösterdiği iddia edilen mucizeleri geçmişten gelen masallar olarak görürler.

    Yani dinler ve masallar arasında doğrudan bağlar kurarlar.

    Bu tanımın dışında kalanlar ateist değildir.

     

    Agnostiğim diyenler:

    Tartıştığımız konu dahilinde herhangi bir konuda kesin bilgimiz olabileceğine inanmaz.

    Tanrı konusunda, ister deizmin tanrısı, isterse herhangi bir dinin tanrısı olsun, herhangi bir kesin bilgiye sahip olabileceğimize inananlar agnostik değildir.

     

    Elimi taşın altına koyup bu tanımlamaları yaptım, sizlerin de fikirlerini merak ediyorum. 

     

    Üçe ayırmışsında neyi anlatıyoki bu? İkiye ayırmalıydın, Allah var diyenler, Allah yok diyenler. Ortak nokta bu sadece. Ateistler birbiriyle tartışabilir, müslümanlar zaten apayrı bir dünya. Ben kalıplara pek inanmıyorum. Yani ben Allah'a inanıyorum diye beni tanımışmı oldun, sen ateistsin diye ben seni tanımış olmadım.

  8. 2 saat önce, Sundance yazdı:

     

    Ensar vakfında tecavüz edilen çocuklar için "Bitti gitti. Geçmişe takılmayın. Yaşadığınız acılar sizin için iyi bir tecrübe oldu size faydalı oldu" diyebiliyor musunuz?

    Diyemiyorum, kendim içinde diyemiyorum. Ancak 50 yıl sonra derim belki.

     

    2 saat önce, Sundance yazdı:

     

    Bu çocukların geçmişi düşünmeleri durumunda yaşadıklarına üzülmemeleri, yaşananların etkisinin tamamen geçmesi mümkün mü?

     

    Sanki dünyada sadece genel geçer sıkıntılar varmış gibi konuşuyorsunuz.

     

    Realite denilen bir şey var. Bir şey yaşandıysa yaşanmıştır. "Yaşandı ve geçti, o halde hiç yaşanmamıştır" gibi bir mantık ancak kendi kendini kandırmanın başka bir yoludur.

     

    Evet mümkün.

     

    2 saat önce, Mantık yazdı:

    Söylemeden edemeyeceğim. O kadar sığ düşünce yapınız var ki, Güçlü insanların her türlü pisliklerine bir kulp bulma nedenleri sizin gibi sığ Bakanların en büyük eseri. 

     

    Ne demek yahu "bitti gitti" 

     

    Bu sığ bakış açısı koskoca psikoloji biliminin Çöp olduğunu savunmaktan başka bir şey değil. Şimdi sizin eve birileri girse ve akla gelen ve gelmeyen her türlü vahşeti uygulasa ama Hiç birinizin üzerinde Fiziksel bir Yara bırakmasa 

     

    Bu birileri sizin evinizden çıkarken de ortalığı düzeltip sizi serbest bıraksa 1 gün sonra "Bitti-Gitti" deyip unutacakmısınız yoksa Hayat boyu özellikle aile bireyleri her birbirlerine baktığında o vahşetin ve pisliğin tranvatik cokuntilerini mi yaşayacaksınız. 

     

    Sizin yaşayacağınız bu Tranvayı çevrenize-Ailenin yeni doğan bireylerine kadar yansıtacak olmanız da kaçınılmaz iken... 

     

    Sonra da "dinimize düşmansınız" deniliyor. 

    Hayır kardeşim ben dininize değil, Dininiz de dahil Bu sığ lığa Yol yapan Her şeye düşmanım çünkü Kötülüklerin bir anası olsa idi bu Sığ bakış olurdu. 

     

    Mesajım ağır olmuş olabilir fakat bu konuya sığ bakmayan her kes aslında Savunulan şeyin nerelere kadar uzadığını bildiği için anlayışla karşılayacaktır diye düşünüyorum. 

    Bitti gitti kısmını dikkatli okuyun o zaman. Mutlu olduktan sonra diyorum. Yani hiçbir psikolojik veya başka bir şekilde bir etki kalmadığı zaman. Eğer ömür boyu onun etkisi geçmezse, bitmeden gitmeden ömür geçer.

     

    Mesajın eğer haketseydim ağır olurdu. Geçince kısmını kimse anlamıyo galiba. Geçmesi psikolojik dahil tüm etkilerin geçmesi. Bu olaya üzülenler olduğu sürece bitip gitmemiştir.

     

    Yeh yani bitti gittiden anladığınıza bakın(sundence, mantık).

  9. 2 saat önce, bayşapka yazdı:

     

    Hayır adama masal anlatmışlar ve inanmamış, büyütmeye gerek yok. 7 yaşında çocuk sana masal anlatınca inanmıyorsan aynı hissi sen de yaşıyorsun. Vicdan açmakla alakası yok.

     

    Kitabında peygamberin evine girenlerin nasıl davranması gerektiğiyle ilgili ayet var. Peygambere hangi kadınların helal olduğuna dair ayetler var. Aklına yatıyor mu bunlar senin? 

     

    Masal olduğundan değil yanlış bulduklarından bırakıyor insanlar dini.

  10. 2 saat önce, Sundance yazdı:

     

    Tamam işte NickVujicic 8 yaşındaki intihar gelişiminde başarılı olsaydı onun çektiği acıların ona faydası olduğunu söyleyebilir miydin?

     

    Söyleyemiyorsan, nasıl oluyor da tanrı bu adamın hiç bir fayda görmemesine rağmen bu kadar çok acı çekmesine göz yumuyor?

     

    En başta senin savunman acıların mevcudiyetinin insana faydalı olması değil miydi?

     

    Bu çelişkiyi nasıl açıklıyorsun?

     

    NickVujicic diyelim ki şimdi mutlu. Mutlu olmasını sağlayan onun kolsuz, bacaksız olarak doğmuş olması ve çektiği acılar mıdır yoksa hayatında yaşadığı mutluluklar ve sevdiği insanlar mıdır?
     

    Burada konu sizin vicdanınız değil. Kurduğunuz mantıktaki çelişkiyi size göstermeye çalışıyorum.

     

    1- Acı faydalı bir şeydir. (Neye göre, hangi duruma göre. Baştan yanlı kabul var.)

    2- Tanrı acıya göz yumar.

    3- Tanrı iyidir.

     

    1. olarak öne sürdüğünüz madde ile çelişkili örnekler var. Demek ki acı mutlaka faydalı diye bir şey yok.

     

    O halde öne sürdüğünüz mantık şu hale geliyor.

     

    1- Tanrı acıya göz yumar.

    2- Tanrı iyidir.

     

    Bir insan çektiği acılardan sonra bir şekilde mutlu olursa çektiği acıları yok sayılır mı?

     

    Ya acı içinde çok uzun bir ömür geçirir de çok kısa bir süre için mutlu olursa?

     

    Ya acı sürekli olursa? Acıdan çıkamayıp intihar eden insanlar var. Acı yüzünden ölen insanlar var. Bunlar ne olacak?

     

    Bunu da geçtim inandığınız tanrı sonsuza kadar acı ile tehdit ediyor.

     

    İnancınız ile çelişki görmüyor musunuz?

     

    Çocuklar acıdan ne anlasın, depresyondan çıkılabilinir diye sanki tanrı inancınız sarsılmasın diye acıyı görmezden gelme gibi bir tutum sergiliyorsunuz.

     

    Bir insan çektiği acılardan sonra mutlu olursa, çektiği acılar yok sayılır. Bitti gitti. Çünkü geçmişe takılı kalınmaz. Mutluyken geçmişi düşünüp üzülmüyorsa, yaşananların etkisi tamamen geçti demektir, geriye kalan sadece tecrübelerdir. Tamamen etkisi geçen birşeyden söz ediyorsak, yaşanmamış gibi olmazmı?

     

    Ben ahirete inanıyorum, sen inanmıyorsun, seni teselli edemem, ben teselli olabiliyorum. Yani acı içinde 50 yıl mutluyken 10 yıl yaşasada bir tesellim var.

  11. 3 saat önce, bayşapka yazdı:

     

    Osmanlı askeri olunca yağmacı mı oluyor? Belki hayatı boyunca komşularına, yakınlarına yardımcı oldu, hemen cehennemlik yaptın. Bakış açın çok dar. 

    Kimseyi cehennemlik yapmadım, böyle bir niyetimde yok. Bu sahaya girmem, yerdiğim insanları yererken cehennemlik olduklarını söylemiyorum. Hem kalplerini Allah bilir hemde bir kötülük birini cehennemlik yapmaz. Dediğin gibi belki hayatı boyunca başkalarına yardımcı olmuştur. Yinede ülkesi yağmaya giderken ona destek olması yanlış. Vietnam'a gitmeyenlerde vardı.

  12. 3 saat önce, bayşapka yazdı:

     

    Dini kültürden ayrı bir yere koyman bence sağlıksız bir bakış açısı. Bu bakış açısıyla farklılık ya da farkındalık yaratılmaz, sadece neden her şey istediğin gibi değil anlayamadan yaşayıp gidersin. 

     

    kufr, kafara (üstünü örtmek, karartmak) kelimesinin fiil çekimi, yani mastarı. Sorgulamak aydınlatmak olarak anlaşılabilir, ama inanmamak, yani ateistlerin vardığı sonuç, aydınlatmak değil. Ateistlerin kendilerine anlatılan masallara inanmama fiili üstünü örtmenin tersi değil.

     

    Hepsi için tersi olmayabilir. Bazıları ikilemde kalıyor, lan dine bak diyor, kötülükle dolu. Bu yüzden inanmayan için küfrün tam tersi. Adam vicdanının üzerini açmış, daha ne yapsın.

  13. 14 dakika önce, bayşapka yazdı:

     

    Ülkesi için savaşan iki asker var.

    Birinin tabancasındaki kurşun bitiyor, diğeri de fırsattan istifade onu vuruyor.

    Vurulan asker de cebindeki bombanın pimini çekip ikisini de patlatıyor.

    Çorap kukla tanrın hangisini seviyor?

     

    Çok basit: Yağmacı olanı değil, diğerini. Ülkem yağmacılık yapsa arkasında durmam, Osmanlı mesela, yağmacı.

  14. 10 saat önce, Sundance yazdı:

     

    Örneğin savı doğrulaması savın doğruluğuna kanıt değildir ancak örneğin savı yanlışlaması savın yanlışlığına kanıttır.

     

    Sen acının faydalı olduğu durumlara örnek vermeye çalışıyorsun ama bu bir şey ifade etmiyor.

     

    Zira biraz önce sana muazzam acılar çekildiği halde acıyı çekene hiç bir faydası olmayan örnekler verdim.

     

    Bu örnekler var ise o halde tanrının acıyı yaratma sebebi insanlara faydalı olması değil.

     

    Aklı başında olmayan insanlar unutur geçer diyorsunuz, çektikleri acılar ne olacak? Unutmaları çektikleri acıları manasız yapar mı? Kaldı ki down, otizm gibi içinde bulundukları sendromu kavrayabilen ve mutsuz olan insanlar var. 

     

    Bebek mevzuunda da, bebekken gözlerini, bacaklarını ve kollarını kaybetmiş olsan büyüdüğünde senin için bir acı unsuru yaratmaz mıydı? 

     

    Nasıl olsa bebek unutur diyerek bu acıları hiç yok saymak doğru değil, hep tek taraflı örnekleri kabul etmek yerine bir de karşı örnekleri değerlendirmek lazım.

     

    Mesele doğa veya insan yapısı olunca acının varlığı bir şey ifade ediyor.

     

    Ama mesele tanrı olunca acının var olması açıklanamaz.

     

    "Ama niyeti iyi aslında" gibi bir bahane tanrı için geçerli olamaz.

    NickVujicic geldi aklıma, kolsuz ve bacaksız doğmuş. 8 yaşında intihar etmeye kalkmış. Bir çocuk yani 8 yaş oyun yaşı olmalı, intihar yaşı değil. Çocuk yaşta ne öğrenecekki acıdan. Şimdi ise evli ve çocukları var. Mutlu yani, bence mutludur. Hayatta başına bir olay gelince herşey bitmiyor. Tecavüz edilen küçüklerde ileride mutlu yaşam sürebilirler. Depresyondan çıkılabilir. Çıkınca bir anıdan başka birşey olmaz. Ne acı çektim dersin. Yani asıl korkutucu olan sürekliliktir.

     

    5 saat önce, Mantık yazdı:

    Allah derken zaten olmayan şey üzerinden konuşuyor iken, Bu lafınız baya komik kaçmış. 

    soruyu sorma nedenim bu zaten. Tıpkı senin böyle bir şeye inandığın gibi, din gönderen Tanrıların ucu açık, muallak, ne olduğu net olmayan emirler vermesinden dolayı işkence edip katleden dindarlar türüyor ve bunlar gerçekten Yaptıklarını tanrının "iyi" olarak adlandırdığına inanıp yapıyorlar. 

    Yani inançları, Kötü olguları "iyi" ye çeviriyor kendi iç dünyalarında. 

    Tıpkı senin burada acıyı kendi vicdanında "iyi" olarak belirtmen ve Forumdaşın Acının detayına girmesine rağmen fikrinde değişme olmaması gibi... 

     

    Yarın güneşin doğacağını Tecrübelerimize dayanarak bilebiliriz fakat bu bilme %100 mutlak değildir. 

    Ve yine tecrübelerime dayanaraktan söylüyorum ki, eğer tanrın kendisi ile çelişse idi inanmak için kendine şunları söyleyecektin

    - Ama orada öyle demek istememiş. 1400 yıl ana dili olanlar Aptal ve tanrı da Kendini o aptallara ifade edememiş. Biz Türk olaraktan 1400 yıl sonra kitabın aslında ne demek istediğini anlamışız 

     

    Oysa ki Kitabın ne dediği ortada. Sırf Tanrı inancı ve korkudan Kötüyü Aklama çabasından veyahutta Maddi çıkardan başka birşey değil bu. 

     

    Ama şurası da ilginç bak 

    Allah dediğin için Allah tanrısı olarak değerlendiriyorum. Yahu bu tanrı kendisi ile onlarca kez çelişmesine rağmen "Ama orda öyle demek istememiştir" deyip tanrıyı ifade özürlü ilan etmenize mal olsa bile "HAYIR" demiyorsunuz.

    Olmayan birşey üzerinden konuşmuyoruz, karşılığı var, yarattıkları üzerinden konuşuyoruz.

     

    Birşey tanrı dediğinden iyi olmaz, iyi olduğu için iyidir, tanrı herşeyden önce evreni yarattı, Kur-an evrenle çelişmediği sürece Allah'ın kitabıdır. 

     

    Ben acıyı aklamıyorum, elimde olsa Nick Vujicic'e eller ayaklar yaparım. Kötü birşey yapmıyorum yani, yapsaydım bu vicdana ters olurdu. Vicdan öyle çokda ucu açık bir konu değil, tecavüzü ve daha yüzlercesini kimse vicdana uyduramaz.

  15. 3 saat önce, Sundance yazdı:

     

    Acının miktarının önemi olmadığını o acıyı çekenlere söylemek zorunda kalmazsınız umarım. 

     

    Aklı başında olmayanın az acı çektiğini nereden biliyorsun?

     

    İnanılmaz acılar var, bu acıları yaşayan bir bebeğin büyüdüğünde depresyona girmeyeceğini nereden biliyorsun?

     

    Kaldı ki öyle acılar var ki depresyon yanına yaklaşamaz. 

     

    Neyse konu acının çokluğu değil zaten.

     

    Sen demedin mi acı faydalıdır, bir sürü meziyeti var diye.

     

    Benim verdiğim örneklerde acıyı çekenler üzerinde senin saydığın meziyetlerin hiç biri gerçekleşmiyor buna ne diyorsun?

     

    Acıyı güzelliyorsun (ki öne sürdüğün "Acı faydalıdır" savının da geçerliliği de yok en başta) ama ortada yaptığın güzellemeye uymayan durumlar var.

     

    Nasıl oluyor da ortada bir faydası olmadığı halde acı oluyor?

     

    Faydası olsa ne yazar? 

     

    Tanrı eğer fayda için acı metodunu seçiyorsa bunun tek açıklaması sadist olduğudur.

     

    Eğer kötülüğe bahane olarak iyilik gösterilirse Ensar vakfında çocuklara tecavüz edenler de çocuklara tecavüz eden sapıklar da bir nevi hayırsever sayılır.

     

    Tecavüze uğrayan çocuklar değer bilecek, keşfedebilecek, öküzün trene baktığı gibi etrafa bakmayacak, ot gibi olmayacak, seçimleri muallak olmayacak, eksik olmayacak.

     

    Di mi?

    Bir arkadaşım vardı bana birşeyi anlatıyordu, bir çocuğun dışkı yediğini izlemiş, olmaz olsun demiş, bu nasıl tanrı. Okurkenki arkadaşım. Mesele şuki bu çocuğu kimse zorlamadı, kendi yiyor, yani zararlı olsa bile keyif aldığı söylenebilir, sümük yiyen çocuk gibi. Yoksa neden yesin. Kendi gözünle bakıyorsun olaylara, olaya bakışın acı veya keyif olarak iki ucu yaşamana bile olanak sağlar. 

     

    Aklı başında olmayan adı üstünde farkında değil acı çeker, geçince unutur, zaten unutmasaydı aklı başında olurdu. Sanıyorsunki o herşeyin farkında, neden böyleyim diye üzülüyor? Olan çevresine oluyor. 

     

    Zor bir konuyu konuşuyorum, tecavüzün bence cezası idam olmalı. Bunun bahanesi yok. Kaldıki biz bebeğe tecavüzden konuşuyoruz. Bebeklerin gözünden bak, bakamadınmı çünkü hatırlamıyorsun. Ben ayaklarımdan 3-4 kez ameliyat olmuşum bebekken, hatırlamıyorum bile, istersen izleri atayım. Acıdan öğrenebilecek olanların acısı farkındalıkla oluyor. Konuyu farkında olanlara çekincede malzeme kalır elinde. Çok basit eğer her isteğin olsaydı, yarım olurdun. Bambaşka bir tecrübe alanı olurdu. 

     

    Faydası olsa ne yazar?

  16. 4 saat önce, kavak yazdı:

    Farketmez.

    Her halükărda bu Arap tanrı adayını ve kitabını, piyasada zibil gibi başkaları dururken,  kaale alanın aklına şaşarım.

    Adam olacaksak, evvela piyasadaki tüm dinlere ve tanrı adaylarına eşit mesafede yaklaşmayı öğrenmek ile olur.

     

     

    Farkeden şu, dinin içine etmişler. Sizde içine edileni eleştiriyorsunuz. Birde Allah'ın adıyla ateistlere haksızlık yapıyorlar. Müslümanların kaçı ateizme öcü olarak bakıyor? Hepsi, yanlış bu. Bence İslam ateizm yerine bir suçu işleyenleri yeriyor, kâfirleri. Kâfirliği. Ayetlerde ortada. Bence alayı yanılıyor. Tabi tartışma ve düşünme ayıp sayılar ise belirleyici olduğu için ben yanılıyorum.

  17. 2 saat önce, Sundance yazdı:

     

    Ah canım benim hep bizi sevdiği için yani?

     

    Tanrıyla sado-mazo ilişkiler

     

    Değer bilsin, keşfedebilsin, öküzün trene baktığı gibi etrafa bakmasın, ot gibi olmasın, seçimleri muallak olmasın, eksik olmasın diye;

     

    • 2 yaşındaki bebek iğrenç bir herif tarafından tecavüze uğrarken vajinası parçalanıp ölüyor
    • Genetik sendrom sonucu anne karnında derisi hatalı gelişmiş olarak doğan bir bebek dünyaya gelir gelmez inanılmaz acılar içinde bir kaç gün geçirip ölüyor
    • Hayatla ilgili zihinsel muhakeme yeteneğinden mahrum doğup bütün hayatını bakıma muhtaç bir şekilde geçiriyor

     

    Canım tanrı ya...

     

    Bu dünyadaki acı yetmezse sonsuza kadar cehennem var

     

    Orada devam

     

    Deri-kırbaç-zincir seviyor musunuz?

    Hayata zihinsel muhakemeden aciz doğan zaten aklı başında olandan daha az acı çeker. Bütün mesele acı. Az acı çok acı, sen ise örnekleri çok acıdan çektin. Bunun haricinde birşey yok. Bir bebek için acı veren aynıdır. Senin içinde öyle. Çokluk ve azlık üzerine. Büyük ihtimalle bir bebekten daha çok acı çeken yetişkinler var. Farkında olunmadan acı çekilmiyor, bebek yaşarsa depresyona giremez, yetişkin girer. En iğrenç olabilir ama en kötüsü değil. Çoğu zaman iğrençlikle acılar karıştırılabiliyor, bence depresyondan daha ağır bir acı yok. Bence yani. Bebeğe tecavüz olayı kadar iğrenç olmasada depresyon daha ağır. Bence depresyonu sorgulayın buna izin verdi diye. Tabiiki bir bebeğin acı çekmesi bir yetişkinin acı çekmesinden kötüdür. Hiyerarşiye saygım var, bebek, çocuk diye gider. Yinede mantıksal olarak yetişkin daha çok acı çekiyor. Burası bence değil.

  18. Kâfirlik üstünü örtmektir, üstünü örtüp inanana müslüman, üstünü açıp inanmayana ateist denir. Daha doğrusu denilebilir. Kelimenin kökeni bu. Asıl soru neyin üstünü örtmek Kur-an'da örselenir. Birçok konu. Eğer Allah'ları akıl sahiplerini seviyorsa aklın üstünü örtmek kâfirliktir, bilin bakalım ne oldu, evet böyle bir ayet var. Demekki akıllı ateist yani birşeyleri olduğu gibi görmeye çalışan ateist kâfir değilmiş. Allah iyiliği sever, bilin bakalım, evet böylede ayet var. Demekki iyi olan ateist kâfirlik yapmıyormuş. Bilin bakalım kim kâfirlik yapıyor, akılsız, vicdansız olan müslümanlar. Meğerse başkasını kâfir ilan edenin kendisi gerçek kâfirmiş.

  19. On 19.12.2019 at 03:05, Mantık yazdı:

    Öncelikle sorulması gereken, Hangi tanrı iyi insanı seviyor?

     

    Mevzu bahis Tanrı işkenceye iyi deseydi, işkenceyi ve işkenceci sapıkları iyi diye tanımlamayacakmıydın? 

    Tanrı işkenceye hayır der. Olmayan birşey üzerinden konusmayalim. Konuşabilirizde ama sorun var, Allah beni böyle yaratmış, vicdan vermiş. Böyle yaratmasaydı evet diyebilirdim. Şu durumda beni böyle yaratan tanrı kendisiyle çelişir ve işkence iyidir derse, hayır derim.

     

    9 saat önce, poiuz yazdı:

    Şimdi zor bir soru geliyor ;)

     

    A- Tanrı kötülükleri yok edemiyor?

    B- Tanrı kötülükleri yok etmek istemiyor?

    Atlıyayım hemen, B. Cevap B. Be de be. B B B... Bide cevap vereyim: Çünkü, acıyı bilmeyen insan eksiktir. İki yönden. Biri seçimleri muallak olur, ikincisi, acıyı bilemeyince ot gibi olur, öküzün trene baktığı gibi etrafa bakar. Değer bilmez. Keşfedemez.

  20. 53 dakika önce, sağduyu yazdı:

     

    Allah, Kuran diye sayıklayıp duran kim?

    Yobaz, senin gibi anlamayı reddedenlerede denir. Senin zihnindeki iğrenç şey Kuran olmadığı gibi, ben o iğrenç şeye inanmıyorum. Beni akılsız ve vicdansız olarak nitelendireceksen benim söylediklerimden örnekler getir. Kuranı kendine göre anlamlandırıp beni ve bütün dincileri ona mal ediyorsun, senden ala iftiracımı var?

     

     

    43 dakika önce, sağduyu yazdı:

     

    Yani diyorsun ki, put bize cennet verecek, o yüzden acı çektirmesinde sorun yok, gelecek ödül büyük olduğu için başka canlılar acı çekmiş kimin umurunda.

     

    Hayır öyle demiyorum, belkide vermez, geçici diyorum.

     

     

    46 dakika önce, sağduyu yazdı:

     

    Bu mantıkla gidersek sen bir çocuğa eziyet edip sonra da ona yüklü bir para vererek yaptıklarını telafi ettiğini mi düşünüyorsun?

     

    Ben Allah'mıyım kendimi onun yerine koyup eziyet edip ödül falan vereyim, çarpık mantık.

     

     

    47 dakika önce, sağduyu yazdı:

     

    Madem Allah kalıcı dünyada daha iyi bir sistem kurabiliyor, neden baştan yapmamış? Neden önce yarattıklara canlılara acı çektirmeyi tercih etmiş? Derdi ne bu Allah'ının?

    İmtihan kelimesinin neresini anlamıyorsun, sen anlayışsız birisin ve kendini tekrarlamaktan keyif alıyorsun sanırım, birde karşı tarafı dinlemiyorsun, seninle işim bitti. Yazsanda cevap vermem artık. Ne uğruna yoruyorumki kendimi?

  21. Bir saat önce, sağduyu yazdı:

     

    Yine iftira sakızını çiğnemeye başlamışsın, kuyryğuna takıldığını arap bedevisine herkes iftira ediyor di mi? Oysa onu en iyi tanıyan sensin, çocukluk arkadaşın.

     

    Seninle konuşurken tabi iftira, iftira deyip durcam, bir iftiracıyla konuşurken ne dememi bekliyorsun?, sen bana ve dincilere iftira atıyorsun, Muhammed'i kurtarmaya çalışan yok, anlamazdın anlamazdın kaderede inanmazdın... sana gelsin bu müzik.

     

     

    Bir saat önce, sağduyu yazdı:

     

    Örnekleri sen kendin veriyorsun zaten, ne zaman Kuran'da bir pislik gösterilse canla başla savunmaya geçip o pisliği aklama gayretindesin.

     

    Şimdi ben akla ve vicdana ters şeyleri savunmuyorumki akılsız ve vicdansız olarak nitelendirileyim. Ben o öyle olmayabilir deyip inancımı paylaşıyorum. Anlamazdın anlamazdın kaderede inanmazdın.

     

     

    Bir saat önce, sağduyu yazdı:

     

    Onu yapan sensin.

    Kurulaf sen yaptın sebebini söyledim, sebeplerle konuşmadığın zaman o kuru laftır. Anlamazdın anlamazdın kaderede inanmazdın.

×
×
  • Yeni Oluştur...