Jump to content

SogukEsPiri

Yeni Üye
  • İçerik sayısı

    8
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne SogukEsPiri kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. 3 saat önce, EnverPasa yazdı:

    Yahu bu da soru mu? Köleliği onaylayan kitapta yani yetişkin bir bireyin haklarını tam vermeyen bir kitapta nasıl olur da çocuk hakları tam olur? Buradan yenilikçi Müslüman alimlerine sesleniyorum. Şu kitabı update edin. Çok fazla bug var. Birisi artık şu Allaha ya da Muhammede uzak bağlantı yapıp arasın konuşsun. Ohaaaa aklıma bişi geldi. Şimdi sakal bıraksam, hacı hoca kılığına girsem, cami cami dolaşsam Allah ile bağlantı kurmak için uydu göndereceğiz para topluyoruz desem 2. Tosuncuk olurum heralde. 

    Sıra biraz uzun ama çoğunlukla 100 yıla kalmadan bir görüşme gerçekleştirile bilir. Mesafe düşünülünce ışık hızından hızlı sayılır ;)

  2. Lütfen benim işim arada bir de olsa güldürmek. Gülmek iyidir :)

     

    Semavi üç büyük dinden biri olan Musevilik; sonradan tahrif edilen şekliyle Yahudilik, Hz. Musa’ya Tevratla gönderilen dindir(Zebur da kaynaştırılmıştır) 

     

     Araştırmalara engel olunması büyük bir sorun cidden. Kendilerine göre bişeyler uydurmuşlareır kesin.

    Ama araştıtma yapılsa bile çoğu insana yeterli geliceğinden emin değilim. Çünkü bahsedilen olayda en öndeki fil hareket etmeyi redetmiş ve kuşlarında fil sahiplerine pişmiş topraktan veyahut balçıktan sert taşlar (kızgın volkanik pek uygun tabir değil yani. Büyük olasılıkla tuğladan bahsediliyor.) Demek istediğim fil öldürmekten bahsedilmiyor fil sahipleri olarak ifade edilen ordudan bahsediliyor. Bu yüzden fil kalıntısı pek mevsubahis değil.

    Diğer yandan işin tarihi gerceklik olarak araştırılması bence bir nebze daha kolay olur. Sonuçta yok edilen güçlü bir ordudan söz ediliyor. Ne olursa olsun bunun bölgesel güç dengelerine bir yansıması olucaktır. Buda tarihi olarak kendini beli eder.

     

     Kabenin korunmasına gelirsek. Gerçektende asıl olay 4 duvarı korumak değil. Tabikide Kabe ve çevresindeki topraklar kutsal kabul edilir. Bunun kesinlikle bir etkisi var. Ama asıl nokta daha çok inancını güclendiricek ve zayıflamasını önliyecek bir olay olması.

     

    İçindeki yanlışları ödül vardır sözüne gelirsek. En azından içeriğe bakılacağı için sözde inananlardan daha  kârlı olunucağı kanaatindeyim.

     

    Son olarak inanmanı istemek benim hadime düşmez. O kısım tamamiyle senin tercihine kalmış. Ama olumsuz durumlardan yakınman sebebiyle biraz açıklamada yapmazsam olmaz.

     

    Dünya kolay biyer ve yahut kötülerin direk cezalandırılıp iyilerin ödülden ödüle koştuğu biyer olarak yaratılmadı. Sınav dünyası diye ifade boşuna değildir. Örnek olarak verilen mucizeler veyahut cezaların asıl amacı inancı 

    destekleyici olmalarıdır. Dünyada belirli bir süreyekadar mühlet verildiğide söylenir.Yoksa hesap günü olarak ahiret gösterilir. En küçük hakın bile hak sahibine verileceğide gene belirtilmiştir.

  3. İlk kısımları biraz hızlı geçicem kusura bakma. İşe biraz da tarihi boyut  ile bakmışsın hoş olmuş. Diğer yandan dediğimde biraz ısrarcı olucam. Dinde herzaman sınama vardır. Ve yokluk sınaması varlıktan göreceli olarak daha zordur. Ve onların varlık sınavından kaldığı anlatılır. Birde peygamber yolanması unutuldu dediğin kısım için

    (Mü’min, 40/78)“Andolsun, senden önce de Peygamberler gönderdik. Onlardan sana kıssalarını anlattığımız kimseler de var. Sana kıssalarını bildirmediğimiz kimseler de var.” ayetini düşündüğün gibi bir kısıtlama olmadığını göstermek için yeterli sayıyorum (tabikide destekliyici hadislerde var)

     

    Gelelimbenim için ana konuya :)

    Yeni bir inanç sisteminin çıkarılması günümüzde pekala mümkün gerçekten.

     

    Dinin doğruluğu veya yanlışlığı bir kenara konulursa insani bir ihtiyaç olduğu gerçek. Bir ifade vardır "Göz onu bir arar." her toplumda veya her kesimde öyle yada böyle ilahi bir anlayış çıkar.

    (Hata bu durumla ilgili Jago nun cosplay seven tanrı temalı güzel bir çizimi var :))

     

     Günümüz şipşak modası da yeni bir din oluşumunu gayet destekler nitelikte. Toplanan kişisel verilere değinmeye gerek duymuyorum bile.  

     

     Diğer yandan günümüzde insanlar sütekli meşgul ve yoğun durumda. Yapılan herşeyinde hızlı olmasını istiyorlar. Yeni bir din oluşturulma fikri çağımıza yavaş gelicek bir olay. Bunun yerine büyük olasılıkla teknoloji ağırlıklı,

    bir ihtimal sanal gerçeklik içeren bir yapılanma çıkması çok daha olası.

     

    Akıllı her canlıda az veya çok bir tanrı kompleksi var belkide yeterince güç elde ede bilecek biride böyle birşey oluştura bilir. Genede günümüz şarrlarında gerçekten etki edicek bir din akımının sadece yapay gerçeklikte çıka bileceği inancındayım.

     

    (Ana konudan gene saptık ama özelikle en son söylediğin kısımlar özel ilgi alanım sayılır. Çoğu durumu olasılıksal olarak incelemeyi severim teknolojinin hızıda buna ayrı bi heycan katıyor.)

  4. Söylediklerinin bir kısmının mübalağa olduğunu düşünüyorum.

     

     Yahudi kısmına gelirsek Kur'an-ı Kerim de

    yahudilerin verilen tüm iyi şeylere kötülük ve kibirle karşılıladıkları anlatılır. Hatta peygamber katili olup lanetlendikleride söylenir şahsen ben bunda bi güzelleme görmüyorum.

     

    Ölen çocuklara gelince onların doğrudan cennete gitiğini bildiğini var sayıyorum. Bazı sözlerini islamiyette ahiret inancının varlığını es geçerek sarf ediyorsun.

     

    Dünyada hala ne yetersiz yemek ne yetersiz kaynak var. Çöpe giden yemeklerle açlık sorununun çözüle bileceğini duymuşsundur.

  5. Resulullah (s.a.a) buyurmuştur:
    "Çocuk yedi yaşına kadar emredici, yedi yaşından on dört yaşına kadar emre uyan, on dört yaşından sonraki yedi yılda da anne ve babasının istişare tarafı olmalıdır."

     

     Mesele din egitmiyle sınırlı değil öğretim heryerde gerekli. Ana okulun veya ilk okulun varlığıda aynı mantıkla gereksiz değilmi?

     

     Diğer yandan bu öğretim! veren veya verdiğini idda eden yobaz kitleye itafta bulunduğunu düşünüyorum. Dinin ne olduğunu öğretmek yerine dine karşı şartlıyorlar. Bu kişiler farklı bir dinde aynı öğretim! şeklini görseler beyin yıkamak olarak tanımlarlar. Ama gözleri kendi yaptıklarına karşı kör.

     

     Dini öğretim şartlama şeklinde değil açıklayıcı şekilde olmalı. Tamamlandığı zaman dinin ne olduğunu. Dünyadaki diger dinlerin kabacada olsa ne olduklarını. Neden anne babasının kendi dinlerini tercih ettiklerini bilmeli. Ergenliğe girdikten sonrada bunu tartışa bilicek ve kendi iradesiyle karar vere bilecek durumda olmalı.

     

     Yoksa şunu yaparsan ceheneme gidersin bunu yapmazsan kötü olur diye korkutmak hayvan terbiyeciliğinden farksız. Gerçi gene de insanlar (istisnalar yok değil) herangi bir eğitim sistemini çıkarcılık veya tembelik ile uyguluyor. Bu yüzden toplumsal olarak değişmesi gereken bozulmuş bir yapı var.

  6. (Tartışmadan biraz geri kaldım bu yüzden biraz geriden başlıyacağım kusura bakmayın.)

    6:151 De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın.  Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti.

    En temel şeyleri yardımsız bir şekilde cahil toplumların yapa bileceğini söylemişsin.  Söylediginin doğru olmasını dilesemde gerçek hiçbirzaman böyle olmadı. En medeni! toplumların bile gerçekleştirdiği ve gerçekleşen  olaylar malum
     
    Diğer taraftan semavi dinler (ve diğer dinlerin birçoğu) sağlam bir toplumlara değil bozulmuş toplumlarda çıkmıştır. Ve islamiyette gelen ayetlerde yapılan kötü şeylere karşı uyarı olarak gelmiştir.
     
    Üstteki ayette olan olayı yapanlar vardı ki temel bir hakta olsa bununla ilgili bir ayet var.

    Diğer yandan örneğin 300 spartalı filmindeki gibi çocukları değerlendirip kusurluları öldürme üzerine bir adetleri olsaydı bunun üzerine bir örnekle bir ayet olurdu.

    Çocukların ergenliğe girenekadar herangi bir sorumlulukları veya günahları yoktur. Bu yüzdende heran gibir hüküm ayeti yoktur.
    Ergenliğe girdikleri andan itibarende yetişkin sayılırlar. Yetişkin olduktan sonrada anne babaları kötü birşey yaptırmak isterlwrse redede bilirler. Veya normal olarak kendi hayatlarınada atıla bilirler.

    (Konu islamın doğruluğu ve kuranıkerimin doğtuluğu gibi yan dalara uzanmaya başlamış. Tekrar ana konuya odaklamaya çalışmanızı taktir ettim. Kesinlikle bu konuların tartışıldığı bir başlık vardır eminim.

    Genede bir iki cümle sarf edeyim. Din en kolay sömürülen şeylerden biri. Bu yolda bir çok çıkarcının çıktığı bir gerçek.  Diğer yandan cidden din üzerinede uzmanlaşıla bilecegi bir gercek.)

  7. Bakara Suresi 233.

    Anneler, çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisine ait olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri geleneklere uygun olarak bir borçtur. Bununla beraber herkes ancak gücüne göre mükellef olur. Çocuğu sebebiyle bir anne de, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın. Varise düşen de yine aynı borçtur. Eğer ana ve baba birbirleriyle istişare edip, her ikisinin de rızasıyla çocuğu memeden ayırmak isterlerse kendilerine bir günah yoktur. Eğer çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz vereceğinizi güzel güzel verdikten sonra bunda da size bir günah yoktur. Bununla beraber Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah yaptıklarınızı görür.

     

    İslami anlayışta çocuklar zenginlik ve sevinç kaynağı olarak aynı zamanda sorumluluk ve sınav olarakta görülür. Haklarıda kendi ayakları üzerinde duruncayakadar yetiştirilme üzerine diye özetlene bilir. Diğer yandan yetişkinlere tanınan haklardanda marum değilerdir.

     

    (Daha düzgün bir cevap vere bilmek isterdim ama sınav haftasındayım. Sadece bakmadığın yerler olduğunu söylemek istedim)

     

  8. Evet.

    Fazla kısa oldu sanırsam biraz uzatalım :)

    Bildiğimiz evren 3 boyutlu olarak bilip algıladığımız bir evren. Bu yüzden 2. boyutla 4. boyutu kısmen anlaya biliyoruz bunun ilerisi de var sayımsal olarak bile bilsekte anlayışımız sınırlarının ötesinde kalıyor. Örneğin 2 boyutlu bir yapıyı gözümüzde canlandıra biliyoruz ama  tek boyutlu bir yapının varlığını en fazla bir çizgi şeklinde anlaya biliyoruz ama gerçekte çizgininde bir kalınlığı var bu yüzden tek boyutlu bir yapı anlayışımızdan uzak. 

     Kaldıki sen sıfır boyutlu bir canlılık olurmu diye sormuşsun sanırsam buda teorik olarak var ola bilme olasılığı olsada uygulamada şimdiki algı ve anlayışla ifade edile bilecekten öte bir yapı.(Nasıl var dersen 0 rakamının etkisi bir nebze açıklar)

     Diğer yandan zamnın dışında canlık ola bilirmi diye sormuşsun buda biraz deişken bir görüş olsada dördüncü boyuttan bahsediyorsun diye düşünüyorum. Bunda fark fazla olmadığından biraz daha somut örneklerle anlatmaya çalışıcam. Zamanı bi nehir gibi düşün içindeki canlılarda balıklar olsun. Bunlar suyun icinde normal yaşamlarını sürdüre bilirler hareket ederler nefes alırlar. Ama su dışına çıkarlarsa ne hareket ede bilirler nede nefes ala bilirler. Buna rağmen karada yaşaya bilen birsürü canlı vardır. Bu canlılar karada yaşamak için sudakilerden farklı özeliklere sahiptirler bu yüzden yaşaya bilirler ama su onları genel anlamda sınırlandırır.(Sanırsam Doctor Strange filminde de zamanın dışında bir boyut vardı. Buranın patronunu yenmek için küçük bir zaman döngüsü oluşturuyordu. Onun için bir dakikadan kısa süren bu döngü patrona hapis hayatı yaşatacakkadar uzundu. Birisinin sürekli için yaşadığı zaman kavramı, diğeri için kısmi bir zincir haline geliyor o filimde.) 

     Yani özetle şuanki evren biz sınırlı olduğumuz için sınırları beli bir yapıda.

    Absürd bir örnekle tanrının akvaryumunda yaşayan balıklar gibiyiz. Biz yaşaya bilelim diye o akvaryumun olması bi kuş kafesinin olmadığı anlamına gelmez.

×
×
  • Yeni Oluştur...