Jump to content

sahin3

Üyeliği Sonlandırılmış Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    196
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne sahin3 kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Bir saat önce, Ilahimasal yazdı:

    Yüce önderimiz  ATATÜRK  bunların ne mal olduğunu bildiği için  gerekli düzenlemeleri  LAIKLIK çerçevesinde  halkın anlayacağı  ve yaşyacagı şekilde   uygulamaya sokmasına karşın    işte  zararlı  ot , dibinden kesilmesine rağmen  kökünden  sökülmediği için   tekrardan  bitip zarar vermektedirler. 

     

    Demokrasi ve laiklik  hatta  insan hakları  özgürlük üzerine  bir şeyler yazılmalı ama  zararlı otlar ve  halen ne olduğuna karar veremeyen  bu tipler   için   OKU demekten başka bir yolda yok.

     

     

     

     

    Evet şahıs haklı, zararlı ot cinsinin kendisi olduğunu, aynaya bakmamasından mütevellit bir türlü görememiştir. Ne olduğununun halen farkında olmayan, devamlı kavramların içini boşaltıp.. Dogma şekliyle zorla cahil halka empoze eden bu taifedir. Zehirlidirler temizlenmeleri toplum yararına da elzemdir!.

     

    Gelelim gerçek laiklik nedir ne değildire,

     

     

    Engels’e göre de Fransa’daki büyük devrim ile birlikte eski yapıdan, geçmişin geleneklerinden radikal bir kopuş gerçekleşti. Devrim Feodalizmin son kalıntılarını ortadan kaldırarak eski Roma Hukukunu modern Kapitalizmin koşullarına güçlü bir uyarlama yaptığını ifade eder. Devamla Engels, gelişen burjuvazinin kurumlaşmış din ile çarpışmasının doğrudan sınıf çıkarlarıyla ilgili bir zorunluluğun sonucu olduğunu (Marx-Engels) ifade eder. Bu gelişmeler de dikkatimizi çeken şu: Dini uygulamaların ve Kilisenin oluşturduğu egemenlik anlayışının feodalizmin ürünü olduğu ve feodalizme sıkı sıkıya yapışmış olması.

    Bütün bu yoğun çatışmalar, kutuplaşmalar ve mücadeleler sonucunda 1905 ve 1907 yıllarında Fransa’da çıkarılan kanun maddeleriyle laik devlet, laik düşünce ve hatta laik eğitim yasal güvencelere kavuşturulmuştur. Laikliği güvence altına alan maddeler şöyle:

    MADDE-1: Cumhuriyet vicdan hürriyetini garanti eder. Kamu düzeni için ilan edilmiş kısıtlamalar çerçevesinde, mezheplerin tatbik hürriyetini de teminat altına alır.

    MADDE- 2/1: cumhuriyet hiçbir mezhebi ne tanır, ne ücretinin öder, ne de ona parasal destek sağlar. Bu iki madde ile Laik devletin din ve mezhepler karşısında ki ödevini özetlemiştir.

    Yukarıda alenen görülceğe üzere Türkishlaisizma tamamen bir kandırmaca ve safsata dan ibarettir.

    Türkiye ilk anayasasına devletin dini İslamdır ibaresini yerleştirmiş. Akabinde sanırım 28 de bu  ibareyi kaldırmış. Ama laikliği taklit ettiği batıya aykırı yeni bir eşi benzeri dünyada duyulmamış laiszima ve islamcık türetmiştir. Din ve diyaneti çok güzel birbirine katmıştır. Ve bunun adına laik sosyla devlet demiştir.

    Hülasa benim genç nesle tavsiyem. Fikri hür, vicdanı hür bireyler olarak kendi düşüncelerini kendileri oluştusunlar vede kimseyi rehber vede önder kabul etmesinler. Sizin aklınız yok mu? Ona buna kutsallık atfedipde kiraya veriyorsunuz?

    Sizin zekanız emin olun ataizm zekasından kat ve kat modern ve de ileridir.

    Gençler, yeni hedefiniz insan haklarına sadık global dünya hukuk anlayışı olmalıdır. Gerisi hikayeden tayyareyi teferruattır.. .)

  2. 40 dakika önce, kavak yazdı:

    Dinler/inançlar, insanların özelinde kalmalıdır; ne konu komşuyu ne devleti ne de onu yönetenleri ilgilendirir.

    Devlet ise her m´eselede tarafsız/nötr olmalıdır, olamıyorsa, azınlıkların er yada geç ayvayı yemesi olasıdır.
    Artı, şu çok duyduğumuz "Gerçek müslüman bu değildir, gerçek İslam bu değildir" demekle peynir ekmek gemisi yürümüyor maalesef.
    Dinler pratikte nasıl uygulanıyor, ona bakmak ve ona göre değerlendirmek lazım bence.

    İmza nasıl ekleniyor? 4. baskı

     

    Düşüncenize saygı duyuyorum.. Lakin T.C. de diyanet işleri kurumumuz var. Ve bunu Yüce ATA mız kurdu. Ve bu kurumumuz dini azınlığa göre değil çoğunluğa göre- yani demokrasiye göre hizmet veriyor. Oysa ki, Hristiyanlar yaşıyor klişeleri var, Museviler yaşıyor havraları var. Bunlarada bu mantıkla devlet para aktarmalıdır. Diyanet işleri onlarada imam tahsis edip T.C. laik dinimizi öğretmelidir..

     

    Esasında bu kurum devletten bağımsız bir kurum olmalıydı. Laiklik ilkesi ile çelişik bir durum bu hülasa..

  3. Alıntı

    Tarihe çok meraklı olan Atatürk en çok Hz. Muhammet’ten etkilenmiştir. Onun savaşlarını bütün detaylarıyla öğrenmiş, liselerde okutulan Tarih kitaplarında İslam tarihi bölümünün yazımına bizzat katkıda bulunarak bu kitaplarda Hz. Muhammed’in savaşlarını anlatan haritaları bizzat kendisi çizmiştir. Tarih çalışmaları sırasında Hz. Muhammet’i eleştirmeye kalkanları, “Hz. Muhammet’in kıymetinden habersiz cahil serseriler bizim tarih çalışmalarımıza katılamazlar” diye azarlamıştır. Hz. Muhammet’ten, “Benim senin adın silinir ama o ölümsüzdür” diye söz etmiştir.

     

  4. 10 saat önce, anibal yazdı:

    GErzğin lafları tükenmezmiş..

     

     

    Demokrasi, halk iradesine dayanan yönetim biçimi falan değildir. Git önce demokrasi nedir, onu öğren, şapşal budala.

     

    http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_yanlis&kelimez=100

     

    Daha önce davet ettik gelemedin, büzük yemedi, e buna mukabil biz gelelim sülalende güzel yaratık varsa tarrağa doyuralım dedik ona da korktun. 

     

    Klavye delikanlısı, seni burdan konuşturan fetöcü-para'leldevleti de, senide üstüste kor, üstüne o arkasına sığındıüın ilkputataistide üstüne kor öle mikerim ha aklıllı ol!

  5. 36 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

    Başlığı açan sikindirik herifin derdi o zaten,    Aha bu familyadan.

     

     

    91732352-6FA4-437C-927E-D5A60D0AA238.jpeg

     

    Bu fotoğraftaki şahıs islam öğretisine göre zaten Müslüman olmamış Tıpkı sizin ataistlik iddianız gibi lafla'' atistim'' iddiasında.. Merak etmeyin dirilse gelse bir gerçek Müslüman ilk bunların(faizci) kelleyi vurur ganimet ve köle - cariye edinir kendine.. Size ve kzınıza dokunmaz. Teslim olup, Silahla karşılık vermez iseniz şayet!

     

    1- Başlığın altını bilerek bir fetva sapkını din prof. ü öğretim görevlisinden alıntı yaparak doldurdum ki, ne kadar beyinsiz(90 altı IQ lu) ve ataist sazan var anlayabilelim.

    2- Dünya da laiklik olmazsa demokrasi olmazın yanlışlığını sentez leyen yukarıdaki yazının, ateist verisi olmadığı için inkarı hakikaten önyargı ötesi ahmaklıktır. 

  6. 23 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

    Kendini güttürecek koyunlar değiliz biz, söyleyecek sözü olan insanlarız;

    yönetime katılacağız ki sözümüzü dinletmek suretiyle KÂLE alınmamızı sağlayacağız.

    "Kuran'daki islam"ın bizden istediği de bu:

     

    Ey müminler; bizi GÜT demeyin,  bizi KÂLE al deyin. (2:104).

     

    Kuran'daki islam bunun yaptırımını de belirtmiş

    yani kâle alınmadığımızda isyan edeceğiz:

     

    Ey yönetici (ey nebi)

    mümin kadınlar

    sana ÖRFTE isyan etmemek üzere -lâ ya'sîneke Fî mA'RuF-

    bağlılıklarını bildirmeye geldiklerinde

    onlardan bağlılık sözü al (60:12).

     

    Bizim mA'RuF saydığımız şey

    dinî hükümler değil, beşerî yargılarımızdır;

    kısacası, "örf"ümüzdür.

     

    Örneğin

    biz Türküz;

    bizim örfümüzde bir köprüden geçmenin ücretini

    köprüden kim geçerse o öder,

    köprüden geçmeyenler ücret ödemez.

     

    Dedem Korkut'un anlattığı Deli Dumrul öyküsü bunu dile getirir.

     

    Hani

    Deli Dumrul diye birisi

    gereksiz yere bir köprü yapar, o yüzden kimse geçmez

    yalnızca merak eden bir kaç kişi geçer.

     

    Deli Dumrul geçenlerden 5 akçe alır,

    geçmeyenlerden döve döve 10 akçe.

     

    Elbet mizahtır bu 

    ve gerçeği anlatmanın en etkili yoludur:

    geçmeyenlerden döve döve 10 akçe...

     

    Şimdi... köprüler yaptırmış birileri, bravo

    ama köprüden geçme güvencesi vermiş müteahhide

    belli sayıda araba geçmezse müteahhide farkı ödüyor

    benden aldığı vergilerle yaptığı bütçeden...

     

    Benim "örf"üme aykırıdır bu,

    o halde

    koyun değilsem isyan ederim; isyan etme hakkım var.

    Bu hakkı bana Allah vermiş (60:12).

     

    Bir ayet daha:

    Allah'a ve elçisine itaat edin (4:59).

     

    Yani

    dinde bize söz düşmez; Allah ve elçisi ne dediyse ona uyarız, 

    ama devletin yönetiminde asıl söz sahibi biziz.

     

    O halde 

    yönetimin dinden ayrılması gerekir

    ki bizim hükümlerimiz Allah'ın hükmü sayılmasın da

    ALLAH BiR olsun.

     

    Şimdi...  şu videoda "Ben bir çobanım!" deniyor;

    daha önce izlediysek bile lütfen bir daha izleyelim,

    yönetim dine dayandırıldığında yani LAiKLiK yok olduğunda

    Allah'ın 2:104'teki hükmüne aykırı, dolayısıyla, uydurma bir hadisle

    Allah'ın  hükmü nasıl çiğneniyor, ALLAH BiR olmaktan nasıl çıkıyor

    görelim.

     

     

     

    ateist adam laiklik diye tutturmaz!.

     

    Hukukun üstünlüğüne inanır. Ve bu ülkü doğrultusunda devlet nizamı için çalışır.

     

    Baya çakma laikçi sahtekar, İnsan hakları düşmanı çıktı bu forumda..

  7. 18 dakika önce, anibal yazdı:

     

    Ne içiyonuz, ne çekiyorsunuz, bir bilsem gözüm açık gitmeyecek şu fani dünyadan...

     

    Menderesin başına ne geldiği malum, tabi, öyle bir über süper adamdıi emniyet müdürünün karısına bile sulanacak, ama Ameriga istemedi di mi?

     

    Böyle, sanki oralarda hiç kimse yaşamıyor. Bir sürü insan, hepsi kukla, ipleri abd'nin falan elinde, dilediği gibi oynuyorlar. 

     

    BOP yapacak ta ne olacak ABD? Kime ne karı olacak? İsrail'in AB'ye ulaşma derdi mi var? Ne alacak, ne verecekte şimdi alıp veremiyor? 

     

    Kafanızdan saçma salak falan demeden, böyle abes abes komplo teorileri... Kur, tamam, hobi olarak gene kur. Ama böyle yaparak, bölgedeki halkaların bokyiyenliğini, diktatörlerin, o şeyhlerin falan yediği bokları, hepsini yok saydığını, akladığını atlıyorsun.

     

    Neymiş, menderes rusya ile yakınlaşmışmış, başına ne gelmişmiş. Menderesi aklamaca işte, sanki yediği boklar arşa çıkan menderes değil. 

    Biri çamaşırsuyu ile beyazlattığı işkembe çorbasını satıyor, diğeri domuz etinden kelle- paça satıyor..:0_80cbc_37a71a73_L:

  8. Bak şu an haritaya bakıyorum, sana paris e alternatif rota sunuyorum ; ırak, suriye ye sürdünmü tanklarını sonra, mısırdasın.. Libya dan sonra fasa kadar topraklarına kattınmıydı. Zaten İspanya ya kapı komşususun.. İspanya ya gir. Sonra Rusya tanklarıda yukardan aşağı yavaş yavaş inmeye başladımı Fransa-İsviçre-Almanya köprüsünde buluşursunuz 2  meczup aşık olarak.

     

  9. 16 saat önce, Kenopsia yazdı:

     

    Öyle mi gerçekten?

     

    Kaddafi libyayı sömürüyordu ama petrol parasının iyi bir miktarını da çeşitli yollarla halka dağıtıyordu. Tayyip gibi işsiz adamdan sağlık haracı kesmiyordu herhalde. Tayyip'in yanında Kaddafi iyicil/benign sayılır.

     

    Araplar kolektif olarak Türklerin kolektif olarak olduğundan daha akıllıdır. Tarihin masal dinleyen değil masal anlatan tarafında olmalarından anlayabilirsin. Ve masalı anlatan onun gerçek olmadığını da bilir, onu aynı masalla uyutamazsın.

     

    Tayyip'i Türklerin dinimiz de dinimiz dediği gibi savunan Arap olmazdı. Kaddafinin kıçına direk sokan adamlar ceplerindeki para erise Tayyip'i kıyma makinasına sokarlar emin ol. Çünkü bizim milletten çok çok daha akıllılar.

     

    Dikmediği için adamı dikti halkı demk ki :(

    Şerefsizler ondan sonra Taksimde mi, bir yerde elçilik önünde maaşlarını alamamışlar diye Türkiye' ye kaçıp asayişi bozuyorlar. Ayda bin küsür dalır petrol neması maaş veren bir devlete hayinlik yapanları bu ülke topraklarında barındıranlara ne diyelim? Yazık adama.. 74 de Türkiye' ye tek yardım eden devlet lideri kadafiydi sanırım.

     

  10. 4 saat önce, anibal yazdı:

     

    Ha, genel savaş kaidesi gereği, ABD ve NATO'dan bağımsız olarak, İran'ın ilk hedefi, Türkiye olacaktır, o nükleer bomba ile. Bunu da bir idrak etmek gerekiyor. 

     

     

    Sen ne tehlikeli bir amerikanya-siyonizya trolüsün böyle ya..

     

    Demek İran Türkiye' yi vuracak harbi ne kullanıyorsun? :0_80cbc_37a71a73_L: Ve ne tür madde çekip kaç krş a trollüyorsun forumu?

  11. 1 saat önce, deadanddark yazdı:

    Allah belami versinki haklisin.

    Nerede haklı?

    Oyu senden alıyor gücü kendisinde topluyorlar, ama vergiden muafiyet yasalarını zengine çıkarıyorlar :0_80cbc_37a71a73_L:

    Sen borcunu ödeyemez hale düş. Üstüne ödenemez faiz bindirsin devlet.. Senin iflas hakkın da yok iken.. İş Adamları şirket(tüzeliz) ayağına yalandan iflas edip borcdan kurtuluyor.. :0_80cbc_37a71a73_L:

     

    İnsanın eline tanrıdan geldiği iddia edilen din gücünüde versen suiistimal eder. Dinsiz otorite güçte versen suiistimal eder. Güçsüze teselli diye tanrı satar, uydurma kutsal izm-dava satar.

    Bunun dinle-dinsizlikle-imansızlıkla zerre alakası yoktur.

     

    Hülasa, şu da bir gerçektir elbette ki, bir insana para verip de yaptıramayacağın işi, dinlerle, milliyetçilikle, ırkçılıkla, izm' le, felanca ideoloji veya kutsal davalar icad ederek yaptırabilirsin...

     

  12. '' Laiklik ve demokrasi ilişkisi

    Önemli kişiler sık sık laiklik ile demokrasi arasındaki varoluş ilişkisine temas ediyor ve "demokrasi olmadan laiklik olur, fakat laiklik olmadan demokrasi olmaz" diyerek her ne pahasına olursa olsun, geçici olarak demokrasiyi ve insan haklarını rafa kaldırma pahasına da olsa laikliği korumanın gerekliliğini vurguluyorlar. Bu, bir kısım önemli kişilere göre "laiklik dinin devlete karışmaması", demokrasi ise "halk iradesine dayanan yönetim biçimidir". Eğer din devlete karışırsa -bu din hangisi ise- onun dediği olur, bu dine inanmayan, başka inanç ve dünya görüşlerine mensup bulunan halk gruplarına da "devlete hakim olan dinin" kuralları dayatılmış olur ve demokrasi ortadan kalkar. Şu halde dinin devlete karışmaması demokrasinin varoluş şartıdır... Bu muhakemeyi yapanlar ve demokrasiyi koruyabilmek için dinin devlete müdahalesini engelleyenler çelişkiye düştüklerinin ve demokrasinin bir engelini ortadan kaldıralım derken bir başka engelini kullandıklarının farkına varamıyorlar.
    Gerçek ve çağdaş mânada demokrasi, insan haklarının korunduğu ve güvence altına alındığı sistemin adıdır. Yani gerçekleşen bu olmasa bile demokrasinin iddiası ve hedefi bundan ibarettir. Şimdi dönüp Türkiye'de uygulanan ve şimdilerde daha da sıkı bir şekilde uygulanmak istenen laikliğe bakalım. :0_80cbc_37a71a73_L:Bu laiklik, dinin devlete karışmadığı, fakat devletin dine karıştığı, ona müdahale ettiği, bazen temel kurallarına itiraz ettiği, onları ortadan kaldırmak, bir mânada dinde reform yapmak için bazı kurumları kullandığı, dini bölerek bir kısmının yaşanmasına izin verdiği, bir kısmının yaşanmasını ise şiddetle yasakladığı; dinin, kendine inananları bağlayan kuralları yerine başka kuralları dayattığı ve dindarları bu kurallara uymaya zorladığı bir laikliktir. Bu laiklik anlayış ve uygulaması ise tartışmasız olarak insan haklarına ve özellikle öğrenim, eğitim, düşünce, din, vicdan, ifade hak ve hürriyetlerine aykırıdır. Bu hak ve hürriyetleri korumak ve güvence altına almak demokrasi ise -yukarıda niteliklerinden ve uygulanış biçiminden söz ettiğimiz- laiklik, demokrasiye aykırıdır, bu laikliğin bulunduğu ve uygulandığı yerde demokrasi yoktur. Yani bu mânada "laikliğin olmadığı yerde değil, olduğu yerde demokrasi yoktur". Bu sebeple olmalıdır ki, gerçek ve çağdaş demokrasiyi benimsemiş ülkelerin anayasalarında ya laiklikten hiç söz edilmemiş yahut da tanımlama ve sınırlama yoluna gidilmiş; çoğunda laikliğin yerine temel hak ve hürriyetlere, bu meyanda din ve vicdan hürriyetine yer verilmiştir.
    Türkiye'de de yapılması gereken şey ekonomi alanında olduğu gibi hak ve hürriyetler alanında da "devletin küçülmesi"ni sağlamaktır. Öyle bir düzen kurulmalıdır ki, bu düzen içinde hem ülkenin bölünmez bütünlüğü, hem halkın birlik ve beraberliği, hem kamu düzeni, hem de din, vicdan ve ifade hürriyeti bulunsun, gerçekleşsin, korunsun. Laikçiler, ne zaman laikliği bir din gibi dayatmak ve laiklik adına bir takım ilkelere ve kurallara herkesi mecbur etmek, böylece "demokrasi, demokrasi diyerek onu tepelemek" yerine hedefini koyduğumuz düzeni nasıl gerçekleştireceklerini düşünür ve tartışırlarsa işte o zaman istismar ettikleri demokrasiye yaklaşmak, belki de onu yakalamak imkânını bulurlar. ''
    H. Karaman

     

    ****************

     

    Demek ki neymiş.. Gerçek ateist turkishlaisizmacı olamazmış!.

  13. Turkish Forum

    Dünya Türkleri Birliği

    •  
    ataturk-dua-ederken-4.jpg?w=1200&ssl=1

    ATATÜRK’ÜN İSLAM DİNİNE HİZMETLERİ

     

    Delilleriyle Atatürk’ün İslam Dini hakkındaki sözleri

     

    Kendine Özgü/Sade Bir Dindar

    Atatürk düşmanlarının öteden beri Atatürk’e saldırmak için kullandıkları en önemli yöntem, Atatürk’ün “dinsiz” olduğu ve “dindarlara baskı yaptığı” şeklindeki yalanı durmadan tekrarlamaktır. Yokluk ve yoksulluk içindeki bir toplumla önce emperyalizmi dize getiren sonra da çağdaş bir ulus yaratan Atatürk’ün, “onunla Allah arasında” kalması gereken din-inanç konusundaki tutumuna göre değerlendirilmesi, (gerçekten inanlar için söylüyorum) her şeyden önce günahtır! Çünkü din, Atatürk’ün de dediği gibi, “Allah ile kul arasındaki bağlılıktır”. Atatürk’ün inanıp inanmadığı, az yada çok inandığı kişisel bir tercih olduğundan sadece Atatürk’ü ilgilendirir, ancak “Atatürk’ün din düşmanı olduğu ve dindarlara baskı yaptığı” iddiası herkesi ilgilendirir, bu nedenle de üzerinde durulması gerekir.

     

    Atatürk’ün hayatı incelendiğinde onun hayatının hiçbir döneminde hiçbir dine ve hiçbir din mensubuna kötü gözle bakmadığı, hangi dinden olursa olsunbütün dindarlara saygıyla yaklaştığı, hiçbir din mensubuna baskı yapmadığı görülecektir. Nitekim Atatürk, “Her türlü düşünceye ve inanışa saygılıyız” diyerek laiklik ilkesini hayata geçirmiştir. Atatürk’ün anladığı laiklik her şeyden önce dine ve dindara saygıdır. Aynı şekilde dinsizliğe ve dinsize de saygıdır. Yani düşünce ve inanç özgürlüğüdür.

    Öteden beri Atatürk düşmanları, Atatürk’ü Müslüman-Türk milletinin gözünden düşürmek için Atatürk’e “dinsiz” diye iftira atmışlar, genç nesilleri bu çirkin iftirayla zehirlemişlerdir. İşin asıl şaşırtıcı tarafı, kendisini “Atatürkçü” diye adlandıran bazı çevrelerin de Atatürk’ü yüceltmek adına onu “dinsiz” diye adlandırmış olmalarıdır. Yani, bir grup “aşağılamak” için, bir başka grup ise “yüceltmek” için Atatürk’ün “dinsiz” olduğunu iddia etmiştir. Gerçek şu ki hiçbir konuda anlaşamayan din istismarcıları ile Atatürk istismarcıları “Atatürk’ün dinsizliği” noktasında anlaşmıştır. Örneğin, bugün Türkiye’de Atatürk’ün “dinsiz olmadığını” iddia edenler, hem Atatürk düşmanı yobaz din istismarcılarının hem de sözde Atatürkçü Atatürk istismarcılarının saldırısına uğramaktadır. Din istismarcısı Atatürk düşmanlarının ve  Atatürk istismarcısı söze Atatürkçülerin Atatürk’e yönelik bu asılsız iddialarına yanıt vermek için 15 yıllık bir çalışmayla 1153 sayfalık “Atatürk İle Allah Arasında” adlı bir kitap yazdım. Bu kitabımda Atatürk’ün din anlayışını, doğumundan ölümüne kadar çok ayrıntılı bir şekilde belgelere dayalı olarak inceledim. Neredeyse bütün arşivlere girdim, yerli yabancı bütün kaynakları taradım ve 15 yıllık çalışmalarının sonunda Atatürk’ün bu ülkeye gelmiş geçmiş en bilinçli ve en gerçek inananlardan biri olduğunu gördüm. Araştırmalarım sonunda; Atatürk’ün inancını kendi içinde yaşayan, toplumun her şeyden önce dinini anlamasını isteyen, bunun için de bir Dinde Öze Dönüş Projesi geliştiren, din istismarıyla ve yobazlıkla savaşan, başka inançlara saygı duyan “kendince samimi bir dindar” olduğunu gördüm.

     

     

    Atatürk ve Din

    Atatürk’ün nasıl “gerçek bir dindar” olduğunu bu makalenin sınırları içinde bütün boyutlarıyla özetlemek neredeyse imkânsızdır. Ancak yine de birkaç başlık altında onun kendine özgü dindarlığını şöyle özetlemek mümkündür:

    1. Atatürk, daha 7 yaşında annesi Zübeyde Hanım’ın isteği ile Kuran-ı Kerim’i hatmetmiştir. 8 Yaşında Kuran’ın tamamını ezbere okuyabilmektedir.
    2. Atatürk, daha çocukluk yıllarında Selanik’te Mevlevi-Bektaşi tekkelerine giderek ayinlere katılmıştır.
    3. Atatürk, Çanakkale Savaşı yıllarında yakın dostlarına, arkadaşlarına yazdığı mektuplarda Allah’a olan inancını dile getirmiş ve “Allah’ın inayeti sayesinde” bu savaşı kazanacaklarını belirtmiştir.
    4. Atatürk, Kurtuluş Savaşı yıllarında camilere, cem evlerine gitmiş, cuma namazlarını kılmış, cami minberine çıkıp “Allah birdir, şanı büyüktür” diye başlayan Hz. Peygamber’den övgüyle söz eden bir hutbe vermiş, TBMM’yi tekbir ve dualarla açtırmıştır.
    5. I. TBMM’de girişte hep bir hafıza Kuran okutmuştur. Aynı şekilde Cumhuriyet döneminde Topkapı Sarayı’nda Kuran okutma geleneğinisürdürmüştür.
    6. Atatürk, özel hayatında fırsat buldukça Kuran okumuş veya Kuran okutup dinlemiştir. Özellikle özel hafızı Hafız Yaşar Okur’a Kuran okutmuştur.Atatürk zaman zaman da manevi kızlarından Nebile’ye ezan ve Kuran okutup dinlemiştir.
    7. Atatürk’ün en yakın arkadaşı Fevzi Paşa ve annesi Zübeyde Hanım beş vakit namazlarını kılan, İsmet Paşa ise elinden geldiğince ibadetlerini aksatmayan insanlardır. Atatürk çevresinde namazlarını kılan ibadetlerini yapan herkese çok saygılı davranmıştır.
    8. Atatürk Kurtuluş Savaşı sırasında tuttuğu özel notları arasında zaman zaman “Hafızı çağırıp Kuran okuttuğunu” yazmıştır. Yine özel notları arasında “TANRI BİRDİR VE BÜYÜKTÜR” notu göze çarpmaktadır.
    9. Atatürk, cumhuriyeti ilan ettikten sonra 1930’lu yıllarda özellikle ramazan aylarında dönemin tanınmış hafızlarını köşke/saraya çağırarak onlara Kuran okutup dinlemiştir. Makamla Kuran okunmasına büyük önem veren Atatürk, hafızların makam hatası yapmamalarına ve ayetleri tane tane okumalarına büyük önem vermiştir.
    10. Atatürk, 1930’larda Çanakkale Şehitleri için her yıl Çanakkale Mehmet Çavuş abidesi önünde mevlit okutmuştur. Aynı şekilde her yıl annesi Zübeyde Hanım’a da mevlit okutmuştur.
    11. Atatürk döneminde okullarda din eğitimi devam etmiştir. Köy ilkokullarında din derslerinde “Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri” adlı kitap okutulmuştur.
    12. Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlılar tarafından yakılıp yıkılan yüzlerce camiyi onarttırmış ve yeniden yaptırmıştır. Hatta Eskişehir Mihalıççık camisini cebinden 5000 lira verip yeniden yaptırmıştır. Ayrıca Atatürk’ün yurt dışında Paris ve Tokyo camilerinin yapımına katkıda bulunduğuna ilişkin kanıtlar vardır.
    13. Atatürk, İslam dünyasıyla da yakından ilgilenmiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında İslam dünyasının desteğini yanına alan Atatürk Kurtuluş Savaşı’ndan sonra da İran-Irak ve Afganistan gibi Müslüman ülkelerle Sadabat Paktı’nı kurarak, Hıristiyan haçlı saldırılarına karşı Müslüman ülkelerle birlikte hareket etmiştir.
    14. Atatürk, Müslüman ülkelerin liderleriyle de çok iyi ilişkiler geliştirmiştir. Örneğin Afgan Kralı Amanaullah Han ve İran şahı Rıza Pehlevi ile kişisel dostluk kurmuştur.
    15. Atatürk, 1937 yılında Filistin’e yönelik bir Siyonist- Haçlı Hıristiyan saldırısı olacağını haber alır almaz “Filistin’e el sürülmez” diye bir bildiri yayınlayarak Müslüman Filistinlilerin yanında olduğunu herkese göstermiştir.
    16. Tarihe çok meraklı olan Atatürk en çok Hz. Muhammet’ten etkilenmiştir. Onun savaşlarını bütün detaylarıyla öğrenmiş, liselerde okutulan Tarih kitaplarında İslam tarihi bölümünün yazımına bizzat katkıda bulunarak bu kitaplarda Hz. Muhammed’in savaşlarını anlatan haritaları bizzat kendisi çizmiştir. Tarih çalışmaları sırasında Hz. Muhammet’i eleştirmeye kalkanları, “Hz. Muhammet’in kıymetinden habersiz cahil serseriler bizim tarih çalışmalarımıza katılamazlar” diye azarlamıştır. Hz. Muhammet’ten, “Benim senin adın silinir ama o ölümsüzdür” diye söz etmiştir.
    17. Atatürk, 1922 Sakarya Savaşı’ndan 1934 Soyadı Kanunu’na kadar İslami içerikli “Gazi” unvanını ad olarak kullanmıştır. Soyadı Kanunu’ndan sonra da zaman zaman ad olarak “Gazi” unvanını kullanmaya devam etmiştir.

     

    https://www.turkishnews.com/tr/content/2013/03/30/ataturkun-islam-dinine-hizmetleri/

  14. 4 saat önce, lawrenceKrauss yazdı:

     

    Yazık sakat galiba

    dogma bir dayatmadan ibarettir.

    Laiklik de bir dayatmadır. Dini dogmalar olabildiği gibi, bir kişinin görüşleri- fikirlerinin yasama yolu ile milyonlara dayatılmasıda bir dogmadan ibarettir. ''Gökten indiği sanılan dogmalar'' ile, 100 sene öncesinin hayat şartlarındaki azınlığın dogmalarının bugün kü modern topluma dayatılması arasında fark yoktur. Dogma yı din in koyması ile, bir başkasının koyması arasında fark yoktur. Ve ayrıca demokrasi ve cumhuriyet ve hukuk ile de çelişir bu durum..

    Cumhuriyet ve sosyal hukuk devletine sadık her vatandaş ve de resmi kuruma saygımız sonsuzdur. Ama devletin kurumlarını kötü emellerine alet edinmiş, görevini kötüye kullanmış, suça boğazına kadar batmışlar bundan müstesnadır. 

     

    Alıntı

    be geri zekalı herif her devlette cinayet örtbas edilir.  @sağduyu

    Bu adamı ateist devleti olsa ateizm den aforoz eder. Gerçek Atatürkçü afoıroz eder.

     

    Cinayet örtbas edilir savunusu nasıl bir cümledir? Heleki anayasasında hukuk devleti ibaresi var iken? Şakamı bu? 

    Devlet zaten toplumlar için vardır. Suçlar cezasız kalmasın için vardır..

     

     

  15. Orada batı ibaresini görmemişsin sanırım!. Arap zaten göbekten bağlı amerikanya ya, x dalır=hampetrol

    Gene işkembei kübradan sallamışsın.. 

     

    Neyse o videoyu bence 0-12 yaş çocuğuna izletsen, gene senden çok görünen şeytanın, dünyayı nasıl sömürdüğüne ikna olurdu..

    Şartlanmışsın dalır ın ve faiz lobisinin bütün kötülüklerin anasını olmadığının inkarına! Sen kabul etmesende, bunu aklamaya çalışsanda gerçek bu!

  16. 39 dakika önce, Ebu Kafir yazdı:

     

    Hangi dinden bahsettiğinize göre işler değişir.

    Mesela islam’dan bahsediyorsak, bu dinin öğretisi “allah’ın indirdiği kurallar ile yönetmeyen kafirdir” der.

    islama göre bir mümin istesin veya istemesin dini kurallarla (şeriat) devletini idare etmek durumundadır.

    Aksi durumda ne müslümanlık kalır ne din.

     

    Sizin kastettiğiniz kendini müslüm olarak tanımlayan ama aslında islam tandanslı (iyilik yap iyilik bul, dön baba dönelim, vb. gibi şeylerden ibaret) deist bir inanışı yaşayan şaşkın tipler olduğunu tahmin ediyorum. Lakin bu kişiler

    Belki masumane düşüncelerle (arap dini güzellemesi yaparak) radikal islam’ın mutlak egemenliğine giden yolu açtığının farkında bile olmayan zavallılardır.

     

    Cehalet ve dindarlık birbirine paralel unsurlardır, birini arttırdığınızda diğeri de mutlaka artacaktır, yani cahillikle bütünleşmemiş ibrahimi din zaten tabiatı gereği olamaz.

    Kısmen katılıyorum yazdıklarınıza,

     

    Şu forumda eskiden Müslüman iken laiktim ben diyen var. Şimdi de ateistim diyor kendisine.. :0_80cbc_37a71a73_L:

  17. 13 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

     

     

    Sevgili Duru akıl,

     

    Sizin görüşünüz de hac'inin görüşü de benim görüşüm de... orucun ibadet olduğudur;

    orucun ibadet olmadığını öne süren yok, sorun eden yok. Dolayısıyla konumuz o değil.

     

    Orucun gerekçesi nedir,

    konumuz o;

    onu müzakere etmeye çalışıyoruz.

     

    Orucun gerekçesi ayetlerde var; örneğin Mâide 95, Bakara 183.

     

    Mâide 95: Siz yasaklarda iken av hayvanı öldürmeyin; öldürenin cezası o yaptığının vebâlini tadması için oruçtur,  

    Bakara 183: Allah'dan sakının diye oruç size de yazıldı.

     

    Bunlardan siz ne anladınız; 

    başlıkta da sorulduğu üzere

    ORUÇ NEDEN VAR?  

    .

     

    Oruç hem bir ibadet hemde bir kefaret olmak üzere fıkhen kabahat işlenince eza aracıdır demek istiyor sanırsam forumüyesi şahıs.

     

    Evet yurkarıdaki anılan ayetten çıkabilecek mana budur. 

     

    Oruç bir ibadettir tanımı eksik- sakattır.

  18. 3 saat önce, Düşünen Hayvan yazdı:

     

    Bir bacağın sakat numarası yapıyormuşsun , akp den yardım aldığın için dibine kadar tayyipci oluyormussun, yardım parası kesilince de Atatürkçü oluyormussun.

     

    Cinlerim öyle söyledi bana.

     

    Ben Atatürkçü değilim, bu kadar aleni bilgi yeter. akp den yardım parası mı almışım :0_80cbc_37a71a73_L: menfaatsiz Tayyip Erdoğan güçsüz olduğu zaman(Baykal kadar olmasada) gücüm yettiği kadar savunmuşumdur. Buda doğrudur. Ben her daim güçsüz- mağdur ve haklı olanın yanındayımdır!.

     

    Kendini tanıtır ve de samimi doğru bir insan olduğuna kanaat getirir isem. Benim hakkımda yalancı üç-beşharflilerden bilgi edinmene gerek kalmaz.

    Ne sormak istiyorsan özelden sorabilirsin.. Hiç bir şey dışardan göründüğü gibi değildir .)

×
×
  • Yeni Oluştur...