Jump to content

Kaz

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    196
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Kaz kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. 20 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

    Madem birilerinin beni islamda bidat ortaya çıkarmakla itham edebileceğini söylemek 

    size kalmadı, söylemek zorunda hissetmeyin kendinizi. Yani rahat olun.    

    Sünnilere ve mukallid güruha göre yaptığınız bidat ve onlar bidat deyince cidden kastediyorlar ve duygusallaşıyorlar.

     

    31 dakika önce, Hasan Akçay yazdı:

    bir forumda benden başkaları dile getirdi bunu,

    üzerinde durmaya değer gördüm.   

    konu linkleriniz varsa koyabilirsiniz ancak forumda dile getirilmesi bu görüşe hiç bir makuliyet kazandırmaz.

  2. Alıntı

     

    48:27'deki قصر kasara fiili bir şeyden eksiltmek demek;

    örneğin arazide kafirlerin size saldırmak üzere olmasından endişe ediyorsanız

    salâttan eksiltmeniz günah değildir -lâ cünâhun an taksuru mines salât.

     

    Şu anda vaktim bu kadar;

    görüşmek üzere.

     

     

    Cümleyi bütünlük içinde böyle anlamak zorlamadır imkansızdır orada salat ifadesi de yok, birileri sizi islamda bidat ortaya çıkarmakla itham etmesi kaçınılmaz bunu söylmekte bana kalmadı.

      مُحَلِّق۪ينَ رُؤُ۫سَكُمْ وَمُقَصِّر۪ينَۙ

    orada vav var yani başlarınızı tıraş etmiş ve kısaltmış olarak, diyanetin resmi mealine katılıyorum.

    Nisa 101.ayet dediğiniz gibidir tarihsel olarak da uyumlu cümleden de o çıkar.

     

  3. On 08.02.2020 at 05:03, Hasan Akçay yazdı:

    Örneğin Kuran

    kendisinden önceki kitapları 

    doğrudur diye onayladı.

    müslümanlara göre göre önceki kitaplar tahrif edilmiştir böyle diyorsunuz işte tahrif edilmemiş kitapları kuran onaylıyor

     

    On 08.02.2020 at 05:03, Hasan Akçay yazdı:

    48:27'de söylenen

    böyle bir onay verme midir

    değil mi?

     

    On 08.02.2020 at 05:03, Hasan Akçay yazdı:

    ya da kehanet mi;özellikle,

    "Allah ister ise"deki ŞART ifadesi göz önüne alındığında?

    siz tekvir 29.ayete ve enfal 17.ayete bakarmısınız bu kaza kader konusu ile alakalıdır ayrıca açık konuşmuyorsunuz kısa cümleciklerle alt alta yazmayın ipucu verir gibi konuşmayın açık olun.

     

    10 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

    Peki, o rüya 

    bir ayette

    fetihten ÖNCE anıldı mı?

    sonuç olarak size göre ayetin nüzulu fetihten önce mi sonra mı oldu dayanakalrınız nedir yazın fikrinizi belirtin lütfen toplu olarak.

    On 08.02.2020 at 05:03, Hasan Akçay yazdı:

    Sonra

    Arapça metindeki muhalkîne kelimesini 

    traş etmiş olarak diye okurken

    bence bir daha bir daha düşünmek gerekiyor:

    başı traş etmek ile güven içinde olmak arasıda bir bağ yok gibi...

     

    Var mı?

     

    Arapça "muhallıkîne"deki halka kavramı önemli

    yani aslında halkalardan oluşan "zırh"tır bu.

    Belki başlarından zırhı çıkardılar: muhallıkîne ru'us ekum 

    çünkü hac güven varsa yapılır ve zırh güven varsa çıkarılır.

    ayette kısaltma ifadesini neye yoruyorsunuz? "muḳaSSirīne"

  4. 10 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

    dediğiniz ayetlere baktım alakasız ayetleri  direk  kopyalar mısınız  buraya?

    Bilmemeniz mühim değil, ancak ayetler alakalı

     (hud20)اُو۬لٰٓئِكَ لَمْ يَكُونُوا مُعْجِز۪ينَ فِي الْاَرْضِ وَمَا كَانَ لَهُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مِنْ اَوْلِيَٓاءَۢ يُضَاعَفُ لَهُمُ الْعَذَابُۜ مَا كَانُوا يَسْتَط۪يعُونَ السَّمْعَ وَمَا كَانُوا يُبْصِرُونَ

    (kehf101)اَلَّذ۪ينَ كَانَتْ اَعْيُنُهُمْ ف۪ي غِطَٓاءٍ عَنْ ذِ كْر۪ي وَكَانُوا لَا يَسْتَط۪يعُونَ سَمْعاً۟

  5. 6 dakika önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

    ne alaka kuranda yuklemez diyor bu açık  zaten

    sen laftan kaçınıyorsun ve bunun mazereti olamaz ben de ateistim sonuçta iman etmeye gücüm yetmiyor islamdan haberim de var, tuhaftır ki eşarinin delil gösterdiği ayetleri de yazamadın hud 20 kehf 101 bu iki ayet istitaat fiiliyle kullanılır ingilizcedeki karşılığı can/can't olan, amenerasulude ise zıttı yazıyor.

  6. 2 saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

    eşari  nasıl  diyebilir ki bunu yük  yüklemez  diyor kuranda açıkça 

    sen dkabcı olduğunu yazmıştın bunu sormanı tuhaf karşılıyorum yük yüklenebileceği de yüklenemeyeceği de kurandan çıkıyor hangi ayetlerdi onlar ve nedendi? yazar mısın?

  7. On 06.02.2020 at 14:46, akılsızşuursuzatom yazdı:

    yani  kesin konuşup  sonra bunun dediği gibi olmaması  Muhammedi zor duruma dusurmez mi?

    zor duruma düşürürdü.

    Muhtar es sekafi de kazanınca allahtan keramet iddia ediyor kaybedince beda etti diyor kılıf hazır aralarındaki ilişki derken demek istediğim de Hz.Muhammedin durumuyla benzerliktir ancak o başarılı olmuştur. Muhtar da şia adına hareket etmiştir onun dini bütün bir müslüman olmadığı söylenebilir mi? Aslında size göre e.sünnet veya şia olabilir ama bize göre bunların hepsi sadece islam.

    Verdiğim linkte Eşarilerin bir kısmının da bedaya neshe yakın anlam verdiği yazıyor bu normaldir eşariler şii de değildir, bununla birlikte eşariyenin allahın insana kaldıramayacağını yükleyeceğinin caiz görülmesini kaydetmek gerekir çünkü onlar allahın kudretini öncelerler alanından dolayı sen de biliyorsun.

  8. 22 dakika önce, arasaksoy yazdı:

    Kötülük probleminde şöyle bir kilit nokta var.

     

    1. Tanrı en iyi varlık olduğu için mümkün olan en iyi evreni yaratmalıdır. (Tanrı'yı mantık kurallarına tabii olarak kabul ediyorum.) Yaşadığımız evrende kötülük vardır, çünkü kötülüğün olmadığı bir dünyada özgür irade (iyilik ve kötülük arasında seçim yapma yetisi) olamaz. Özgür iradenin olmadığı bir dünya ise en iyi mümkün dünya olamaz, özgür irade öyle büyük bir iyiliktir ki, bu iyilik için bazı kötülüklere Tanrı izin vermiştir. 

     

    Soru: Tanrı tanımı gereği hep iyiliği yapmak zorunda olduğuna göre, Tanrı'nın özgür iradesi yoktur. Tanrı' nın özgür iradesi yok ise ve özgür irade çok büyük bir iyilik ise, Tanrı neden buna sahip değildir? Tanrı var olabilecek en mükemmel derecede iyi varlık değil midir? 

     

    Ayrıca Tanrı, sadece kendisi gibi sürekli iyiliği yapan varlıkları yaratamaz mıydı? Şüphesiz yaratabilirdi. O halde bunu yapmak yerine, neden kötülüğün de var olmasına izin vermek pahasına kendisinde bile olmayan (ki kendisi var olan en iyi varlık) "özgür irade" yi insanlara vermiştir? İyilik yapan bir insan, iyilik yapan bir Tanrı'dan daha mı iyidir? Böyle bir şey düşünülebilir mi? 

    Tanrı insana özgür irade vermiştir dersek bu ancak müslümanlara hitap eder bu kavramınızla devam edemeyiz.

    İyilik yapan bir Tanrıyı anlamadım ve insanla kıyaslanmasını anlamadım iyilik yapan insan olabilir ama tanrı için bir şey söylenemez.

    Tanrının iradesi var mı yok mu diyorsunuz? Tanrı kendisi için ne diyor?

    Tanrı hep en iyi olanı yaratıyorsa o zaman Tanrının yarattığı her şey standarttır bundan dolayı standartlar arasında en iyi olamaz.

     

     

  9. Cİnsellik iki karşı cinsin birbirine ilgisinin doğal sonucudur cinselliğin sebebi değildir böyle düşünmek sığ beyinliliktir kadını cinselliğe indirgemenin hiç bir mutluluk vereceğine inanmıyorum, ayrıca iş ve emek açısından fuhuştan elde edilen geliri desteklemek mümkün değil ancak arz talep açısından bir sözüm yok, para kolay kazanılmıyor ve seks yaşamın devamlılığı için zorunluluk değil.

    Fuhşun ahlakiliği ise bambaşka bir konu, neden fuhuş yapıyor olabilir meslek mi edinmiş yoksa çaresizlik mi?

    çaresizlikse o zaman kendi doğasına uygun olmayan bir sebepten fuhuş yapacaktır.

    meslek olarak görüyorsa para için yapıyordur ve sevdiği mesleği icra ediyordur.

    tabi kimin ne sebeple yaptığını bilemeyeceğimiz için felsefesini yapıyorum ve burada tıkanıyor.

    çünkü fuhuş yapan biri görünüşte zaten fahişedir ama içini bilemeyiz.

    ikinci mesele fuhuş için ödeme yapan fuhuş yapmak isteyen kişinin durumu

    fuhuş yapmak için para ödeyen birinin motivasyonu geçici bir zevk almak olabilir eğer amaç sadece şehvet ise o zaman sorun yok ama fuhuşa para ödeyen kişi de çaresizlikten yapıyorsa bu da doğal değildir.

  10. Bir saat önce, akılsızşuursuzatom yazdı:

     

    Dileyen  videodan  izlesin dileyen için  

    (Kötülüğün  olması  bir yaratıcı  olmadığını  göstermez. Bir masa kusurlu da olsa onu yapan yoktur demeyiz.Bunun gibi kötülük  veya kusurun olması  yokluğuna  delil değildir. 

     

    1.Eğer  kötülük,musibet,dert tasa hepsi amaca dönük  olarak değerlendirilirse  neticede kötülük  olmayabileceği  aşikardır.

     

    örnegin; bir  kişi  yağmurda ıslansa diyebilir mi ki lanet olsun yağmur  yağdı  bu çok  kotudur!!(hâlbuki  canlılar için  bir can kaynağıdır) Birilerinin hoşuna  gitmiyor  dediğimiz seyler bu örnekteki  gibi başka çok  kimsenin hoşuna  gidebilir.

     

    2.Her şey zittiyla bilinir ; güzellik  cirkinlikle , kotuluk iyilikle anlaşılır. 

     

    3.Kaliteyi artirmak için  yani; başımıza  gelen musibetler ; insanlarin Tanrıya  dair şükürlerini ve hayatta daha tedbirli  olmasına  vesile olması  olmaktadır.

     

    4.Annenin çocuğuna  sobaya yaklaşmasın diye attığı  bir  tokat kötü  olarak şer  olarak kabul edilemez.Ayni bu ornekteki gibi Tanrının  ihtarları da bu annenin minvalindedir.

     

     

    Kısacası  kötülük  olması  Tanrıyı  nasıl  yok sayar ?

     

     

     

    Kötülüğün realitesini gözlemleyebilmemiz için koyuyorum.

    Tanrı yok deyince onun kötülükle ilişkisi olmadığı da ifade edilir zaten olmayan bir varlığın kötülükle ilişkisi olamaz kötülük tanrının yokluğunu ispatlamaz ancak rasyonalize eder.

  11. Allah iyi insanların cennete gireceğine hükmeder

    İki iyi insan olsun ve birbirlerini dünyada sevmesinler

    birlikte aynı cennette aynı ortamda bulunmak dahi istemiyorlar

    Allah bu iki insanları iyi olmaları bazında cennete sokmaya karar verir

    bir diğer taraftan birbirini seven iki kötü veya iki iyi insan seninle cehenneme bile giderim demektedirler

    iyi birinin sevdiği birinin cehennemde azap görmesi de mümkündür

    cennette ise insan sevdiğiyle beraberdir bu durumda cennetteki mutluluk bir ilizyon mudur yoksa gerçek midir?

     

    evet bu konuya ilham veren kaynak site sorularlaislamiyetteki şu sorudur:

    https://sorularlaislamiyet.com/kisi-bu-dunyada-sevmedigi-bir-erkekle-evlenmisse-ahirette-de-yine-onunla-mi-evlenecek-yani-bir-kadin

     

    gerçi cennetler derece derece deniyor bu müslüman olmayan biri için kabul edilebilir bir cevap değil.

  12. On 12.12.2019 at 01:21, towboatery yazdı:

    Herkese merhaba. Ben 2.sınıf bir ilahiyat öğrencisiyim. Araştırmayı seven rasyonel bir kişiliğim var. Uzun yıllar boyunca aklımı kurcalayan bir çok dini soru vardı ve bunların cevaplarını ünivesite hocalarından almayı düşündüm. Fakat elle tutulur cevaplar alamadım. Kendimi internete attım ve bu siteyi buldum. Uzun bir süre konuları okudum düşündüm. Sanırım artık müslüman değilim ve ne yapacağımı bilmiyorum. Muhafazakar bir ailenin çocuğuyum. Hayatımın en büyük gayelerinden birinin ne kadar boş, polyannavari ve yalan olduğunu anladım. Hayatın anlamı sorusuna verilecek bir cevabım da yok artık. Şimdi arkadaşlarıma rol yapıcam. Herkese rol yapıcam. Bu çok kötü bir durum. Her şeyi geçtim ben mezun olunca ne yapıcam? Din insanın her alanına hükmeden bir olgu. Artık özgürüm fakat huzursuzum da. Yazma şeklim intihara meyilli birinin yazısına benzeyebilir. Fakat öyle bir düşüncem yok. Sadece düştüğüm boşluktan kurtulmak istiyorum. 

    Derslerde zorluk çekiyor musun? dediğin gibi din insanın her alanına hükmeden bir olgu ve birilerinin ilahiyat okuması gerekiyor özellikle her yerde ilahiyat fakülteleri açılmasının doğal bir sonucu olarak böyle vakalar ortaya çıktığını düşünmekteyim.

  13. On 08.09.2019 at 19:52, Nuri Kara yazdı:

    Ana konularda bile çelişiyorlar. Allah'tan başka ilah yoktur farklı şekillerde yorumlanıyor. Bir zamanlar benimde dahil olduğum çevremle yaptığım tartışmalarda sen şirk koşuyorsun dediğim olmuştur ki bunu söyleyen sadece ben değildim: alt guruplar ana konularda birleşiyorlardır. Yoksa mürted diyenler, şirk koşuyor diyenler havada uçuşuyor.

    Ana konularda çelişenler islamın alt kolu olmazlar şirk tevhidi kabul etmemekle olur, mürted islamdan dönmekle olur, senin bahsettiğin nedir?

  14. On 08.09.2019 at 19:48, Nuri Kara yazdı:

    Haklısında her ayete bakışımı açıklamam için çokfazla yazı yazmam gerek, çünkü kabül ettiğim bir görüş yok, öznel bir bakışım var, söylediklerimin önceden söylenip söylenmemiş olması umurumda değil. Günümüz kurancısı saydıklarının içinde en yakını olsada çok uzak. Yeri geldikçe kendimce düşündüklerimi anlatmaya çalışıyorum.

    Eskiden insanlar öyle yapıyorlardı günümüzde kurandaki din çıktı onun bile kitabı var, yeri geldikçe düşüncelerini yazman toplu olarak yazmak gibi değildir gelişigüzel kaçar, söylenmiş olması mühim de değil ne olduğu önemli.

  15. On 16.08.2019 at 23:14, bayşapka yazdı:

    Başka bir konu altında Nisa 34'te erkeğin kadına üstün olması ve kadını dövmesi baris bir şekilde belirtilirken meselenin uzatılması ve dövmenin ve üstünlüğün farklı çevirileri kullanılarak konunun tamamen farklı bir yere çekilmesi çok ilgimi çekti.

     

    1. Allah'ın (ya da herhangi bir tanrı'nın) dininde ne dediğini inanç yoluyla biliyoruz.

    2. İki dinci aynı ayet üzerinde farklı yorumlar getirebiliyor.

      Örneğin Biri kadın erkek eşitliğini koruyan bir ayettir diyor ve ne söylenirse söylensin gözardı edip bunu savunuyor. Diğeri ise olduğu gibi okuyup karınızı dövebilirsiniz diyor.

    3. İki dinci inanç yoluyla farklı sonuçlara varıyorsa ya da inanmak istedikleri şeye nasıl olsa inanacaklarsa dini inancın değeri nedir?

     

    O ayet açık gözüküyor ama şöyle ki abdest ayetinde farklı hüküm çıkıyor ayağı yıkamak mı yoksa mesh etmek mi yönünde sonuçta ikisinden birini tercih edenler var.

    Ailede erkeğin geçimi sağlaması kadının da evdeki görevlerini yürütmesi bekleniyor itatkar olmak hala kadınlar açısından erdem olarak görülebiliyor bu subjektif bir şey ancak islam kadının böyle olmasını onaylıyor yani geçimsiz olmayacak ayetteki misale göre erkekte problem yok problemli bir kadın söz konusu ve ne yapılacağı yazılmış çünkü boşanmak hoş değil ama serbest 3 kez ayrı ayrı boşayacak iddeti sayarak ve evlilik bitecek nafaka süresi dolacak hanefiye göre ama yine de bir kontrol edin.

    1,2 inanç yoluyla bilinmiyor ne yazıyorsa odur ama farklı anlam varsa ikisi de olur yönündeler.

    3 teferruatlarda ayrılık var ama müslümanlar ana konularda hemfikirler; allahın sıfatlarıdır,kader ve özgür irade, dirilme nasıl gerçekleşecek liste uzar gider.

    Nedir bu ana konular basitçe kelimei şehadet,amentü tevhiddir.

  16. 5 saat önce, Nuri Kara yazdı:

    Benim kendimce anlamlar yüklediğim bir Kur-an'ım var. Başkalarıda cümlelere farklı anlamlar yüklüyorlar, çok basit şeylerde bile ayrılıklar var, detaylara girince iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Ateistlerin bile kendi kafalarında bir Kur-an var, bazen anlaşamamaları beni şaşırtmaz. Sizin suçladığınız o şeyleri sahiplenmiyorum... Beni kendi düşünceme göre suçlamadığınız sürece beni bağlamaz. Aynı şey bütün inandım diyenler için geçerli. Biri namaz yok diyor siz namazı kötülerseniz onu bağlarmı? Neyse siz kendi kafanızdaki Kur-an'ı kötülemeye devam edin.

    Hüküm,itikat ve siyasi yönden ayrılıklar var, kendine haslar, ancak biri din hakkında kendisi sonuca varacak yetkinlikteyse bunun tutarlı olması  açık olması açıklanması ve yazılı olması gerekir yoksa yoktur ki bir tartışmada kimin neyi savunduğu belli olsun. Mesela burada ben ehli sünnetim dersen ona göre cevap alırsın itikadım şudur ve şu mezhebin imamının ameli görüşlerini kabul ediyorum demek gibi örneğin hanefi maturidi,şafi eşari,şiiliğin bir kolundansındır imama tabisindir, veya günümüz kurancısısındır. Kötülemek eleştiri değildir ama eleştiri de kötülemek değildir herkes neyi savunduğunu belli ederek konuşur veya tarafsızca görüşünü belirtir.

×
×
  • Yeni Oluştur...