Sayın bakkal,
Vahdeti vücud'a nerden vardınız bilmiyorum... Ama, önce, kendi zannınıza göre bir "kabul" de bulunuyorsunuz, sonra o kabul/temel üzerine bina inşa ediyorsunuz.
Kendi çalar, kendi oynar, kendi söyler örneği olmuş...
Uzak doğu 'daki "Kundalini" den esinlenerek oluşturulan bir öğreti gibi... Ruh, kuyruk sokumundaki bir kemikte ise "kı." ile yapılan işler aslında "ruhu" ile yapılmıştır diyebiliriz. Ruhundan uydurmak, ruhu ile gülmek, ruhunu kaldırıp bir işe koyulmak vs.
Vahdet-i Vücud'un kavranması maddi dünya insanlığı için çok kolay değildir. Bu nedenle semboll