Geta

bu forumda 24 saat mesai yapan, muhtemelen doktordan raporlu bazı arkadaşlar var. onlara iyi davranalım. çok ciddiye almayın. kısa cevaplar verin. tek sosyalleşme ortamları burası. ilginç olan şu ki bu forumları ayakta tutanlar da onlar. iyi ki varsınız canlarım. her ne şeye tapıyor veya inanıyorsanız, bilin ki sizi seviyorum.

yukarıdaki ayetlerde "biz yarattık" diyor. anlaşılan tek başına gücü yetmemiş ufku geniş tanrının! kaç kişi yaratmış bu evreni?

he, insan yaparsa israf oluyor ağa yaparsa gücünün göstergesi!

benimle saklambaç oynayan, sonra da beni niye görmedin diye hesap soran bir sadiste inanmadığım için sonsuza kadar yanacam he! bunun adı da hakka tecavüz olacak öyle mi! her türlü tecavüzde af var, benimle saklambaç oynayan tanrı pezevengine iman etmediğim için sınırsız yanacam! elçi diye gönderdiği, evlatlığının karısına göz koyan, yahudi sübyanlarından harem kuran bedeviyi ciddiye almamanın cezası bu demek? bunca varlığı şuursuzluğa, başıboşluğa vermeyecez de ne yapacağız? sayısını bile bilmediğimiz yıldız, galaksi, gezegenlerin başıboş dönmesi israf değil de nedir? bit kadar dünyada y

sen meselelere binlerce yıl önceki ilkel hukuktan baktığın için böyle anlaman normal. çağdaş hukuk diye bir şey var, çağdaş eğitim, çağdaş yaşam... tabii sen beynini kullanmak yerine, tanrı'dan haber getiriyorum diyen palavracıları tevile devam et! çıkarıma bak: dünya hayatı sınırlı. eee? o halde bu suçların cezasının çekilmesi için ahiret diye bir yer olmalı! tabi tabi, çocuk tecavüzcülerinin, namus düşmanı ağaların, halkını sömüren siyasetçilerin hesabı ahirette görülecek!! oldu canım. çok beklersin. peki çift başlı doğan bir ceylanın hesabını kim verecek? kıtlıktan dolay

doğada iyi ya da kötü diye bir şey yoktur. toplum yararını gözeterek biz iyi ya da kötüyü tanımlamışız. yaşatmak iyi, öldürmek kötüdür. bu tanımlamalar insan merkezlidir. yaşatmak iyi deriz çünkü kendimizi de bu şekilde güvence altına almış oluruz. doğayı korumalıyız çünkü varlığımızın devamı doğanın korunmasına bağlıdır. kanunlar/kurallar ortak kabullere dayalıdır. tabii bireyci ve toplumcu ahlak anlayışları vardır. batı'da bireyci, doğu'da toplumcu ahlak anlayışı baskındır. toplum için birey feda edilir, hatta birey belli bir motivasyonla kendini

tanrı, insanın zihnindeki boşlukları doldurmak için kullandığı bir aparattır. çok kullanışlıdır. kitleleri bu aparatla rahatlıkla yönetebilirsiniz. mutluluk pompalarsınız. umut verirsiniz. motive edersiniz. gerçekleri çarpıtırsınız. bir fakire, aslında sen çok zenginsin hissini uyandırabilirsiniz. her şey sonlu ama insanlar sonsuza kadar var olacaklar yalanını milyarlarca insana yutturabilirsiniz. yani çok işlevseldir bu tanrı aparatı. yalnız bu tanrı aparatının en büyük özelliği görünmez oluşudur. işin sırrı da buradadır.

turistlerin içinde olan kişi avrupalıları anlayıp aydınlanıyor he! sen turistlere bakıp, bunların hepsi ahlaksız, bunlar hep cehennemlik diyen mallardan biri değil misin? anibal'a, yav sadece müslümanlar mı am satıyor diyen geri zekalı değil misin?

bizim, tanrı'yı yanlış anlamamız tanrı'nın umurunda değil o halde.

anlamana ihtimal vermiyorum ama yine de deneyeceğim. anlaman için anlamayı istemen lazım. kafandaki doğrularının yanlış olabileceği ihtimalini aklına getirmen lazım. avrupalılar ahlaksız, ortadoğulular (biz de dahil) ahlaklıyız yargısının nasıl içinin boş olduğunu görebilirsin. avrupada bir çalışan eğer sigara içmiyorsa, molalara çıkmıyorsa dakikası dakikasına bu hesaplanır ve maaşına eklenir. bizde patron fazla çalıştırır, az ücret verir, tatil hakkını kullandırmaz vs. diyeceksin ki e ben de buna karşıyım zaten. ha önce "ahlak" kavramını bir kadının vajinası

herkes kendi batıl inancını rasyonel sayar veya "rasyonelleştirir". bir müslüman, hristiyana güler; bir hristiyan, müslümana güler! yahut herkes kendi inancını "rasyonelleştirerek" cin, melek vardır ama onlar enerjidir veya mecazdır der! tıpkı huriyi bir seks objesi olmaktan çıkaran "modern müslümanlar" gibi. bunun gibi bir hindu da ineğe tapmadığını, ineğin bilmem ne zamazingosunun temsili olduğunu anlatır da anlatır! yani herkes kendi saçmalıklarını, başkalarının saçmalıklarından ayırarak kendini farklı bir yere konumlandırır. bu yüzden dinler hiç bitmez fakat s

nokta. ne eksik ne fazla.

@nogod. psikoloji bilimi niye var? senin anlattığın masallar madem insan davranışlarını açıklıyor, bu adamlar niye ömürlerini sayısız araştırmayla tüketiyor? şeytan vesvese yaptı, melek yapma evladım sana yakışmaz dedi, bitti gitti! insan niye hemcinsine sulanır? şeytana uyduğu için mi? peki bu şeyhler, müritlerinin g.tüne niye bu kadar meraklıdır? çocuk dinlemezler, erkek dinlemezler, kız dinlemezler fırsatını buldular mı bir kerametle yapıştırırlar! ta ki bir gazete bunu haber yapacak da bütün pislikleri ortaya dökülecek... müridinin kızına hallen

bu yazının, diğer yazılarında olduğu gibi neresini düzelteyim şaşıyorum. külli irade, cüzi irade... yok o kavram, yok bu kavram... sen hinduizmde ne kadar kavram var biliyor musun? peki bu kadar kavram, hinduizmi bir çöp olmaktan kurtarır mı? forumda bir hindu olsaydı ve uzun uzun cevaplar yazsaydı bu onu haklı çıkarır mıydı? kader ve kaza düşüncesinin şekillenmesi biraz siyasi/mezhebi dayatmanın sonucudur diyorsun. dinin kendisi zaten siyasi bir dayatmanın sonucudur. topu emevilere atınca elini yıkamış mı oluyorsun? mevzu karışık deyip kader saçmalığını

demagoji yapma tanrının olmamasını sizin gibi ben de istemiyorum diye saçmalayan sensin. ortada lafı çok yanlış kullanılıyormuş! benim tanrıyı aramak gibi bir görevim mi var

istiyorum ne ya? ben bir ateist olarak tanrının olmamasını mı istiyorum! oylama mı yapıyoruz, isteyenler, istemeyenler?! ortada bir tanrı olmadığı için ateistim/ateistiz

hangi düzeyde kaç şeker hastasıyla görüştün! senden doğal salağını görmedim.

rahip'in anlatımını, argümanlarını zekice buluyor olmalısın. teizm, işte insanı böyle salak eder görüntüsü veriyor. amacım elbette hakaret etmek değil. yazdıklarına bakınca insana bunu düşündürüyor. sana gelince... merhametsiz bir tanrı olabilir mi, evet olabilir. g.tveren bir tanrı da olabilir. yavşak bir tanrı da olabilir. tanrının g.tveren olmadığını kim ispat edebilir?

sen zeka küpü müsün, nesin?

düzen-düzensizlik sarmalının bir yere bağlanması mümkün değildir. ilginç olansa hayatın da bu sarmal üzerine akıyor olmasıdır. yani bizim "düzenli" dediğimiz olaylarla "düzensiz" dediğimiz olayların iç içe geçtiği bir evrende yaşıyoruz. varlığımızı, bu ikisi arasındaki ilginç ilişkiye borçluyuz. ancak bu ilişki niçin başladı, ne zaman başladı, nasıl başladı... bilen varsa anlatsın lütfen.

einstein'in sabit bir tanrı inancı yok. son tahlilde kafasındaki tanrı tasavvuru onu da tatmin etmemiştir. net olduğu husus, mevcut dinlerin ve yerleşik tanrı algısının akıl dışı olduğudur.

einstein, kendini ateist olarak tanımlamıyor, doğru. ancak 'evrende bir düzen vardır, o halde bu düzeni kuran bir tanrı vardır' çıkarsamanıza einstein'ı şahit gösteremezsiniz. o, her türlü saçma tanrı fikrine karşı olmuştur. şöyle der: "tanrı sözcüğü bana insanların zayıflığının bir ifadesi ve ürünü olmanın dışında hiçbir şey ifade etmiyor…"

"eser incelemesi" nasıl yapılır biliyor musun? eserin içerik ve şekil özelliklerinden tut yazarın hayat öyküsüne varıncaya kadar bir dolu ögeyi incelersin. amaç eserin dil ve anlam özelliklerini tastamam ortaya koymaktır. yeni bir şey söylüyor mu, telif eser mi, edebi veya bilimsel değeri var mı? kuran elbette bir sanat eseri değil, bir bilim kitabı da değil... ancak 600 sayfalık (kalın denebilecek) kitabın bir kompozisyon değeri taşımaması, sadece birkaç yerde değil birçok yerde bilimsel gerçeklerle ters düşmesi, tarihi olay veya kişiliklerin birbirine karış

dottore, einstein'a göre evrende düzen vardır dedi ya ben de bunun için söyledim einstein ateistti diye.

??? ayrıca ekleyelim: einstein bir ateistti.