baglanti

Of convert, adam hristiyan demedik herhalde. En ateist değil dedik. Tanrı kesinlikle yoktur demiyor. Altıncı derceden ateist mi neymiş. Ve bir açıklaması var. Evrimi raslantıların yönettiğini zannetmiyorsunuz herhalde diyor. Böyle düşünenlere kendisi şaşıyor. Ha Tanrı da demiyor, ama açık fikirli birisi. Yani sizler gibi en ateisti oynamıyor. Buradaki ateistlerin çoğu kaskatı kesilmiş. İnsan bunu zamanla anlıyor. O kadar fanatiksiniz ki. Bakın ben sizlerden çok şey öğrendim. Sanalda olsa bir şeyler öğrendiğim insanlar olarak bende güzel bir hatıranız var. Bu sebeple dost acı söyler. Bende

Bir insanın dini inancı olması yada ateist olması bence bilimsel çalışmalarına ne engeldir, ne de katkı. Bunu söylemek çok fazla olur. Tv de "Bizim Mucitler" diye bir program var. Ve bir sürü Türk orada buluşlarını sergileyip yarışıyor. Üstelik başarılı olanlar çok ciddi iş teklifleri alıp dünyanın parasını kazanıyor. Bu insanların bir kısmı elbette müslümandır. Bir kısmı belki de ateist. Nereden bileceğiz sorsak bile söylemek zorunda değiller ki. Demek ki neymiş müslüman icadları varmış, daha ne kasıp duruyorsunuz. İşte size günümüzden örnek. Dahası yurt dışında bir sürü Türk çok önemli ünive

Sayın haci, kolonya ve Pald; Bakın ben soruyu o bilimsel ve uzun yazıyı yazmış olan Bilgehan arkadaşımıza sordum. Sizlere sormadım, ama cevap vermişsiniz. Teşekkür ederim ilginize. Ancak henüz sorduğum kişiden yanıt gelmedi, vakit bulduğunda lütfederse sevinirim. Gelelim sizlerin yaklaşımına: kolonya, ben çok bilimsel açıklama okudum, her bilimsel açıklama doğrudur diye bir kaide yok. Üstelik yazdıkların ne olduğu belirsiz bir takım güya bilimsel bir şeyler. Kusura bakma ama tartışmada kalite aranıyorsa getirilen bilgilerin iyi açıklanması ve sağlam bir şeyler olması gerekir. Yoksa topla o

Açıklamaların için teşekkürler Bilgehan. Atmosferi oluşturan gaz partikülleri ile ilgili yani saçılım. Bu gazların yapısı farklı olsa farklı bir durum olurdu yani. İlginç. Peki mor ışık en fazla saçılan ışık olmasına rağmen neden onu görmüyoruz? Buna yapılan açıklama göz yapımız gereği oluyor. Aslında bir göz doktoru bulursam bunu soracağım. Bilgehan tabii senden tüm soruların cevabını beklemiyorum, bu çok fazla olur. Gelelim yazının sonundaki soruna. Şimdi bu soruna bilerek değil tamamen atarak cevap vereceğim. Rengarenk görürdük, gökkuşağı gibi bir gökyüzü olurdu. Bilmem doğru attım mı?

Açıklamaları gayet iyi anladım haci, Konuyu irdeliyorum sadece. Renkleri tüm canlıların aynı görmesi gerekiyor ile öyle oluyor mu bilmem. Gerekmek başka şey öyle olması başka şey. Hayvanların göz yapılarının farklılıklar var. Aynı görmüyoruz. Ama renkler konusunda bir şey diyemem. Sonuçta farklı canlılarız. Renkleri aynı algıladığımızı pek sanmıyorum. Bu sebeple google a baktım ve İşte size bir alıntı: Renkli görüşe sahip canlılar arasında bazı balık cinsleri, bazı sürüngenler, kuşlar ve memeli canlıların çoğu bulunuyor. Bunların dışında kalan hayvanlar da siyah-beyaz görüyorlar. B

Sayın haci, söyledikleriniz doğru olabilir. Ancak buda bir varsayım. Sonuçta böcek algılayan bir canlı. Ben mutasyonları neyin yönettiğini hep merak ettim zaten. Akıllı tasarım üstelik başka bir şey. Akıllı tasarımda Tanrıya bir gönderme var. Benim söylediğimde ise canlının ihtiyaçlarına göre mutasyonlarla evrimleşmesi yada değişimi var. Artık akıl ve istek konusunda bile bu kadar katı olmayın. Anlamıyorum neden bu kadar robotik bir canlılık anlayışınız var. Bence bu çok katı bir anlayış. Düşüncelerinize yine de saygı duyarım. Ancak benim düşüncemde bu. Bence mutasyonları tetikleyen c

İnternette araştırdığım zaman bende benzeri bir açıklamayı gördüm. Ama bu başlığı aslında konuyu irdelemek adına açtım. Yine okuduğuma göre gökyüzü aslında mor imiş. Ne kadar doğru bir bilimsel bilgi bilemem. Aslında havadaki moleküller tarafından mor ve mavi ışınlar emiliyorlar imiş. Moleküllerin emdiği ışınların saçılması bizde renk algısı oluyor sanırım. Bazı hayvanlar gökyüzünü mor görüyorlarmış. Bizim gözlerimiz mavi ışına daha duyarlı olduğu için mavi görüyormuşuz. Şimdi bundada bir tuhaflık var. Biz gökyüzünü dünyadan atmosfer içinden fotoğraflıyoruz. Fotoğraflarda da mavi çıkıyor.

musaab yazdıkların ile Tom Cruıse öyle çelişkili duruyor ki. Aslında cennette sevdiğinin yerine geçen melek ile mutlu olmana da şaşmıyorum. Senin için şekil önemli demek ki. Bir insanı severse insan öncelikle kişiliği için sever. Melek insan olmadığına göre, sadece sevdiğin insanın görüntüsü olduğuna göre artık güzel bir beraberlikten bahsedilemez. Ama bu senin için bir şey ifade ediyor mu işte o çok şüpheli. Hatta ne şüphelisi ifade etmiyor belli ki.

Selamlar Bilgehan, Yazıyı okudum. Çok ilginç bir süreç anlattığın. Şimdi doğada bu böcekler, ihtiyaçları olan yada türlerini sürdürmeleri için gerekli olan bir durumu farkediyorlar. Yada farkediyorlar diyebilir miyiz bilmiyorum. Böceklerin beyni var mı onuda bilmiyorum. Ancak çevrelerini algılamalarını sağlayan bir yapı vardır herhalde. İşte o her ne ise, onunla böcekler kendileri için bir gerekliliğin farkına varıyor. Sonra genlerinde yavaş yavaş bir değişim oluyor. Aleller ile örnek vererek yukarıda süreci anlatmışsın. Mutasyon, kök hücreler bir sürü açıklaması var. Şimdi mesele şu. Bu

Gökyüzü Neden Mavidir Gökyüzünün mavi görünmesinin (dikkat! olmasının değil görünmesinin! çünkü normalde atmosferimiz daha doğrusu hava renksiz bir gazdır!) tek sebebi kırılma hadisesidir. Güneş ışınları atmosfere girdiğinde atmosferdeki gaz moleküllerine ve toz parçacıklarına çarparak saçılır. Gün ışığı değişik dalga boylu birçok ışından oluşur. En kısa dalga boylu mavi ışınlar atmosferin üst tabakalarındaki küçük parçacılar tarafından hemen saçılırlar. Fakat kırmız ışık (ki en büyük dalga boylu ışıktır!) saçılmak için daha büyük parçacıklara çarpmak zorundadır. Gökyüzü açık olduğ

Resmi inceledim. Bir çoğu gelmiş geçmiş, iz bırakmış insanlar. Politikacılar, bilim adamları, liderler, düşünürler... Bazılarını tanıyamadımsa da onlarda farklıl değildir muhtemelen. Resimdeki insan adedini sayıp o kadar tanıdık yüz var diyeyim dedim, ama sayması oldukça zor iş. Kısacası resim dünya tarihinde iz bırakmış insanların toplu halde yapılmış bir tablosu.

Antikafir, gerçeğe akılla değil vahiyle ulaşılacağına inanıyormuşsun. Ya bu nedir anlamak mümkün değil. Vahiy alan var mı bugün? Yok, aldım diyenede kimse inanmaz. Peki nasıl vahiy ile gerçekleri bulacağız? Kuranı yorumlayarak bilim mi yapacağız? Nasıl olacak ki o? Bence sen ne dediğini bile bilmiyorsun. Senin bu söylediklerini bir ilahiyatçı asla onaylamaz. Arkadaşın kafası karışık, dinini bile bilmiyor der. Senin bu söylediklerini ateist eleştirir, ama bilgili bir müslüman daha çok eleştirir. Kabul edilecek tarafı yok. Ayrıca buradaki ateist ve deist arkadaşlara bir sözüm var. Burad

Beynin işleyişi hem nedensellik üzerinedir hem olasılık üzerine. Üstelik bunlarla sınırlı olduğunu bile sanmam. Bazen konulara çok tek boyutlu bakılıyor burada. Ne insan bu kadar basittir, nede evren. Artık bugün zeki, akıllı insanlar teknolojinin imkanlarından yararlanarak öyle bir noktaya geldi ki, beyin çok fazla çalışıyor. Sırf meraktan hiç ilgilenmesine gerek olamayan konuları insanlar okuyor, araştırıyor. Tabii bir kısım insan bunu yapıyor. Bence beyinlerimiz tarihin hiç bir döneminde olmadığı kadar bir değişim geçiriyor. Hiç bu kadar kapsamlı düşünme şansı olmadı insanların, ilk kez

Yakında ramazan ayı geliyor. Her ramazan ayında olduğu gibi televizyonda bir sürü kanalda İslamı anlatan demlenmiş insanlar olacak. Biz onları yıllardır görüyoruz, dinliyoruz televizyonlarda. Gerçek hayatta da karşılaştığımız bilgili insanlar var. İllegaltm sanki hiç bilmediğimiz saklı bir hazineden bahsediyor. Niye bilmeyelim ki? Sanki kaf dağının ardındaki insanlardan bahsediyor. Nedir bu sır havaları anlamadım doğrusu? Hem merak eden açar diyanetin sitesini okur Kuranı. Hatta ben internetten Elmalılı nın tefsirini indirdim. Ara ara orasından burasında okudum. Ama tamamını okuyacak sabrı

Evet sitenin sazanı ilan ediyorum kendimi. Daha ne denir bilmem ki? predator varya alem insansın. Neden bu mektubu başı sonu olmadan ve alıntı olduğunu belirtmeden ekledin? Örtüşen bir tarafımı var seninle anlamadım. Yoksa intihar konusuna değinen bir başlık mı açmak istedin? İnsan bir açıklama yapar.

Anlaşıldı sazan gibi ilk atlayan ben olacağım. Arkadaşım ciddi misin bilmiyorum? Eğer ciddi isen, aklını başına topla ve vazgeç bu işten. Yaşamak ne olursa olsun güzel. İlk önce şu avatar resmindeki yaratığı kaldır, evet evet o berbat yaratığı. Şöyle içini açacak bir avatar seç. İnsanın kendisini ifade etmek için seçtikleri insanı etkiler. Biraz pozitif şeylere yönel. Anne ve babana çektireceğin acıya nasıl razı olursun? Onları bin kere öldüreceksin üzüntüden. Nasıl bu kadar bencil olursun? Hiç olmazsa onlara vefa borcun için diren, direnirken atlatırsın eğer çaba gösterirsen. Hayat

Tanrıyla ilgili uzun uzun mantıksal çıkarımlar yapılıyor. Evet sonuçta merak ediyor okuyoruz. Başka başlıklarda var böyle. Peki mantık insanda kusursuz mudur? Mantık insanda belki de gelişen bir şey. Somut konularda mantığımız iyi işliyor. İyi işliyor ki teknoloji üretebilmişiz. Peki soyut konularda mantığımız gerçekten iyi işliyor mu? Bence hayır. Sebebi ise şu. İnsanlık bugüne kadar dinler üzerinden düşünmüş. Dinler bazı insanlar için daha çok yeni (bir kaç yüzyıl) önemini yitirmiş. Bence henüz soyut konularda insanlık mantığını geliştiremedi. Yürütülen mantık bu yazılarda insana önce hoş

Karun sana bir şey soracağım. Herkes gibi Tanrı hakkında benimde düşüncelerim yerli yerinde değil. Burada ateistler bu soruma cevap veremedi, belki sen verirsin. Soru: İslama göre Allah şu koca evreni yaratmış, etrafımıza bakıyoruz görüp görebildiğimiz hayat sadece dünyada. Evrenin kalanında hayat var mı yok mu bilemiyoruz. Ama şu ana kadar olan bilgimiz yok olduğu yönünde. Peki Karun, Allah neden bu küçücük gezegende hayat yaratmış? Geri kalanını boş bırakmış. Yaratıcılıkta eşi benzeri olmayan Allah, neden hayatı bir küçük gezegene bağışlamış? Her konuda bol bol tartışılıyor, ama bana en

Evrenin milyarlarca yıl süren bir ömrü var. Bu kadar uzun süreçte bir insanın doğup bir kaç on yıl yaşayıp yok olması banada tuhaf görünüyor. Diyelim reenkarnasyon var. O zamanda alıyor insanı bir düşünce, ölünce ne olacak? Bir daha gelirsem dünyaya zamanı ne olacak? Kimlerden doğacağımı seçebilecek miyim? Yoksa mecburiyet mi var? Yani şu insanın işi bir zorki sorma gitsin. Dinlerin dediği gibi olsa avyayı yedik, önce bir cehenneme uğramak hemen herkes için kaçınılmaz. Ölünce yok olmak desen, insan düşünmek bile istemiyor. Reenkarnasyon desen, amanin. Gider berbat bir yerde, çok sorunlu ins

Şimdi buraya fikir ikizim xxxxxxx diye yazacaksın. xxxxxxx üç beş gün sonra bir yazı yazacak, hiç fikirlerine uymayacak. Ekran başında mos mor olacaksın Hadi ya, düşürür müyüm kendimi ben şimdi böyle bir açmaza? Hem daha üç beş gün önce düşündüğüm bir konunun tam tersini düşünüyor durumdayım şimdi. Bir zaman sonra kendi fikirlerimizin muhalifi olabilirken nerde kalmış fikir ikizi seçmek.

Aynı konularda değişik bakış açılarından başlıklar açılabilir. Bir sürü örneği var. Bu sorun değil. Orada Yahudilerin Firavun un topraklarından çıkışının nasıl olduğu anlatılıyor. Çıkılan yerin Kızıldeniz olmadığı filan anlatılıyor. Tabii ne desek boş. Bugün bu konularda bir sürü iddia var. Ben sadece ironik bir yaklaşımda bulundum. Elbette herkesin değerlendirmesi kendine.

Kızıldenizin yarılması mucizesi dinlerin en etkileyici mucizelerindendir. Şimdi ben günümüzde yaşanan bir olayla bunu değerlendireceğim. Yıllar önce büyük bir tusinami yaşandı. Bu olayda bölge halkının çoğunluğu deniz çekilince denize koşmuş, tabii çekilen dalga son sürat geri gelince insanlar ölüyorlar. Ancak içlerinden bir kabile var. Onların bir eski efsanesi var. Efsane herhalde eski bir tusinami olayına dayanıyor. Efsaneden deniz çekilirse dağa kaçın tarzı bir anlam çıkıyor. Yıllarca bu efsaneyi kendi arasında anlatıp duran kabile deniz çekilince tabanları yağlayıp dağlara doğru kaçıyor v

Buradaki müslüman arkadaşlara bir sorum var. İslami söyleme göre Tevrat ve İncil hak kitap, Musa ve İsa hak peygamber. Hepsini Allah gönderdi. Şimdi buna göre Allah neden bu iki kutsal kitabı korumuyor ve değiştirmelerine izin veriyor? Burada buna defalarca değinildi. Ama sizler bu konuya tatmin edeci bir cevap vermediniz. Ben çok ciddi bir cevap istiyorum. İslami bilgisi yüksek biri değilim. Sizlerin ise bilginiz yada sorup öğrenebilecek kişileriniz vardır. İslami söyleme göre, sonsuz kudret sahibi Allah istemezse, dilemezse bu iki kutsal kitap tahrif edilemez. Tahrif edildilerse, bu Allah

Başlığı açan arkadaş, aslında "nasıl oluyorda oluyor?" diyor halk tabiri ile. İşte mesele burada. Bende çok sordum burada bu soruları. Ve gözlerim ağrıyıncaya kadar burada ve başka sitelerde okudum. Sonunda şunu anladım. Kimyasal bileşiklerin nasıl oluştuğunu merak ediyorsan kimya okuyacaksın, tesadüf filan yok. Bileşik oluşumlarının yasaları var. Bilim adamları periyodik tablo oluşturmuş, tasniflemiş atomları. Özelliklerine göre ne ne olur hepsini incelemişler. Çok zevkli bir konudur. Ama eğitimini almamış biri için zor, mesela benim için zor. Ama ilgini çekiyorsa, kıyısından köşesinden ok

Hitman, izledim söylediklerinden bir örnek. Satanistik çağrışımlarla etkileyici bir müzik yapmaya çalışmışlar. E tabii kimi insanlarda böyle görselleri ve müzikleri izleme, dinleme ihtiyacı olabilir; bir zevktir kendilerine göre. Bu siteye avatar olarak sevip izlediklerini taşımakta bir seçenektir. Bak ben yıllarca David Borenaz'ın Angel dizisini ve Vampire Slayer: Buffy yi seyretmiş insanım. Şimdi seyrettiklerim onlar kadar etkileyici bile değildi. Angel ın yanında sönük kalırlar bana göre. Tabii bu benim görüşüm sadece. Ancak ben Angel dan bir resimi avatar olarak kullanmayı hiç düşünmedim,