Tin
Yeni Üye-
İçerik sayısı
11 -
Katılım
-
Son ziyaret
Topluluk Puanı
0 NeutralTin Hakkında
-
Derece
Member
-
Sizin laikliğe bakışınızı çok iyi biliyorum İllegal,Kendisine Bediüzzaman (zamanın harikası) diyen emperyalist uşağı cahil şarlatandan sık sık yaptığınız alıntılar nasıl bir düşünce yapısı içinde olduğunuzun ve asla iflah olmayacağınızın bir göstergesi. Atatürk gibi, dini kişinin kendi meselesi, inanılan yaratıcıya riyasız gösterişsiz ibadet olarak tanımlamış bir insanın dini inancının ne, ya da ne kadar olduğunu tartışmayı kendi adıma doğru bulmuyorum. Yazınızın bir yerinde '' Atatürk haksızdır ama Atatürk'ün niyeti haksızlık olduğundan laiklik gereklidir.'' yazmışsınız. Atatürk neden ha
-
Ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduğunuzu ve düşüncelerinizi ne kadar dar bir çerçeve içine hapsettiğinizi gözler önüne sermişsiniz. Laiklik ilkelerinin gerçekte ne olduğunu ne işe yaradığını da bilmiyorsunuz. En başta şunu bilmelisiniz ki, Atatürk laik devlet prensiplerini, Zeki Velidi Togan'ın İbn-i Haldun'dan esinlenerek yazdığı bir makale üzerinden geliştirmiştir. Laiklik prensiplerinin kabulünden umulan bazı pratik sonuçlar şunlardır; (Atatürk Metodolojisi. s. 68-69) ''1-) Devletin güçlü olduğu sıralarda, bu güce güvenip, İslamiyet'in temel fikirlerinden olan ''gaza'' yani,
-
Öncelikle başlığı açan arkadaşımızı içtenlikle kutlarım. Müslüman arkadaşlarında sadece bir kere şu soruyu kendilerine sormalarını isterim. ''Neden 1400 yıldır burnumuz çamurdan çıkmıyor?'' Arkadaşımızın ayetler eşliğinde açıkladığı gibi, neden sonucu baştan belli bir sınavın içindeyiz? Bizler bu yaratıcının(!) eğlence ve tatmin araçlarımıyız? İnsanlık onuru bu olayın neresindedir ? Aklını kullanmayan, kendisine sunulanı kayıtsız şartsız kabul etmeyi dinin gereği sayan anlayış Batı toplumlarında asırlar önce iflas etti. Kilise ile devlet ya da kanaat önderleri arasındaki çatışmalar,
-
O bir Komutan, O bir Savaşci, O bir Cengaver!
Başlık, Tin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTFORUM
Bu coğrafyada islamın en büyük zararını görmüş bir milletin bireyi olarak bazı şeyleri tarihten bağımsız olarak anlatmak zor ama gücüme giden birkaç konuya değinmeden edemeyeceğim. Birincisi merhum Prof. Faruk Sümer'in deyişi ile (ki kendisi samimi bir müslümandır) 10. asrın başlarında islam ülkeleri o kadar perişan ve rezil bir durumdadırlar ki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki bütün müslümanlar Bizans tarafından çıkarılmış, Ani (Kars'ın doğusunda) Antakya, Urfa, Lazkiye Bizans tarafından araplardan geri alınmıştı. Halep bölgesini de nüfuz ve hakimiyetine geçirmiş Bizans'ın Suriye hatta Mısır' -
Eşref'ten Ben s..imle oynarım,çünkü babam da oynamış, çıkmadım meydana ben cennetteki Tüba gibi, Belki etmezdi bu eğlence babamdan intikal, Ben de doğsaydım n'olurdu Hazret-i İsa gibi!
-
Başlığı okuyunca birkaç kitap karıştırdım bunlardan biri Hüseyin Hilmi Işık tarafından yazılmış olan 1967 baskısı Seâdet-i Ebediyye adlı kitap, bu kitabın sonundaki ''adı geçenler'' adlı bölümde İbn-i Sina için yazılanlar şöyle; sayfa 953. ''İbn-i Sina : Ebû Ali Hüseyin bin Abdüllah, felesof ve tabib idi 370 (m.980) de Buhara civarında tevellüd 428 (m.1037) de Hemedenda vefat etti. Arabi ve Farisi çok kitab yazdı. Vezir iken, işlediği haksız işlerine hastalığında tevbe etti ise de, eski yunan felesoflarının küfre sebeb olan fikirlerinden sıyrılamadı.'' aynı sayfada; ''İbnürrü
-
Şimdi aklıma gelen vurucu noktayı sizle paylaşmak isterim
Başlık, Tin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTFORUM
Siz aslında peygamberiniz ile kendisini aynı kefeye koyan cahil Said ve takipçilerinin zırvalarını devamlı buraya kopyala yapıştır yapıyorsunuz ya. Esinlenmiş olabilirim. -
Şimdi aklıma gelen vurucu noktayı sizle paylaşmak isterim
Başlık, Tin kullanıcısının konusunu cevapladı: ATEİSTFORUM
Mahalleye bir kabadayı dadanmış, gözüne kestirdiği bazı insanların kolunu bacağını kırmış veya gözünü çıkarmış, diğer insanlar ibret alsın, kendilerine dokunmadığı için minnettar kalsınlar istemiş. Çekirge, iyi misin? -
Hoşbulduk xilam. Haklısınız öküz açısından onur kırıcı bir durum üzüldüm şimdi.
-
Vakit Gazetesi yazarlarından Hüseyin Üzülmez torunu yaşında bir insanla evlenir, yetmez üzerine 14 yaşında bir kız çocuğu ile ilişkiye girer. El cevap şeytana uymuş, üzülmez'in yaptıkları islama mal edilemez!. Yedik..Üç gün sonra Star anahaber, konuşan kişi Mehmet Şevket Eygi, Der ki, ''Hüseyin Üzülmez şeriat hukukuna göre suçlu değildir. Hayz olabilen her dişi cinsel ilişkiye dolayısı ile evlenmeye müsaittir. Demek Mehmet Şevket Bey'de islamı bilmeyenlerdenmiş! İlahiyat profesörü Süleyman Uludağ ''Sufi Gözüyle Kadın'' adlı kitabında bir gecede 60 kere cinsel ilişkide bulunduğu ileri sü
-
Değerli arkadaşlar konunun akışını değiştirmek gibi anlaşılmasın ama tarihte bir kaç yüz arap arasında geçen mahalle kavgalarının savaş, fetih gibi ifadeler ile anlatılmaya çalışılması bana gülünç geldi. Özür diliyorum.