Jump to content

Çakırcalı

Üyeliğini Sildirmiş Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    1.712
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Çakırcalı kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. ... Ve güzel konuşmasını öğrendiğin zaman, takıldığın yerlerde sana yardımcı olacağım.

    Hadi ordan sığır aleyhisselam. Senin kendine hayrın yok, gerizekalı zındık. İnandığın tanrıyı yalancı çıkarmaya çalış, kitabı kendine benzet, ondan sonra cennetlik-cehennemlik diye ahkam kes. Seni senin gibi angutlar ciddiye alır. İslama sevgisizliğim, akıldışılığından kaynaklanıyor, nefretim de senin gibi zekada dibe vurmuş ahlaksızlardan kaynaklanıyor.

  2. Az önce teke tek programında izledim de, Kur'an da geçen "hurufu mukadda" harfleri varmış, bunların anlamını bu zamana kadar alimler yorumlayamamış, "en iyisini allah bilir" diyip geçiştirmişler...

    Bilen biri anlatabilir mi, nedir bu "hurufu mukadda harfleri", neden anlamsızca yerleştirmiş gibi gözükmektedirler...

    Allah -eğer varsa- neden şifreli bi kitap yollamıştır?

    Allah'la peygamber arasındaki bir şifre midir, yoksa gizem katıp milletin aklını çelmek midir?

    Bir de tarihçi murat bardakçı o konuda çalışmalar var ama açıklayamam diyerek olaya iyice gizem katmıştır...

    Yakındoğu şiir geleneğinde vardır bu. Aynı durumu, Anadolu halk türkülerinde, özellikle uzun havalarda görmek mümkündür. Malum, Türk müziğinde aslolan şiirdir, şiir aracılığıyla verilmek istenen mesajdır. O nedenledir ki, Türk müziğinde enstrümantal ezgiler son derece az, sözlü eserler oldukça fazladır.

    Özellikle uzun havalar incelendiğinde, yörelere bağlı kalmakla birlikte, sözün başına bir takım katma sözler eklenir. Örneğin, "Aydos, aman, yarey, vb." Fakat sorulan soruya en güzel örnekleri, Arap kültürüne daha yakın olan kesimlerde, özellikle Gaziantep, Kilis, Adana, Antakya taraflarında görmek mümkündür. Nitekim genellikle "Barak u uzun havalarda okuyucu, sesi yakalamak için, asıl sözlerden önce "M-mmm, H-yyy, İ-yyy, vb." katma sesler çıkarır. Asıl şiire dahil değildir bu sesler. Sadece konsantrasyonu ve giriş sesini yakalamak için bir aracı vazifesi görür.

    Kuran'daki sözkonusu sesler de bundan ibarettir. Altında mesaj, mucize vs. aramak, sözkonu zırvaları b.k üstü b.k yapmaktır, başka bir şey değil.

  3. Hayır illa o anlama gelmiyor işte öküzcüğüm. Yazdıklarımı anlayamayacağın ortada. İlla ilkokul çocukları gibi etraflıca ve tekrar tekrar anlatacağız.

    ...

    Sen yine de cehennemlik olabilirsin, ama bu dünyada serüvenin devam ederek;

    Ya kelp aleyhisselam,

    Linkini verdiğin o necaset birikintisiyle ilgili sorulan soruya niye cevap vermiyorsun da, küfrü seçiyor, karşındakini de küfre zorluyorsun? Ö.Hayyam'ın rubaisindeki hamuru necastle yoğrulmuş yaratık sen misin?

    1- "... kimi insanların imtihanı "tam da inkârcı anında " sonlandırılıyor Allah tarafından. Ama o adam 2 yıl daha yaşasaydı belki de imanlı olarak ölecekti." diyen sensin. Ben 26 yıldır ateistim. Senin o moron allahın, benim canımı ateist olmadan 2 yıl önce niye almadı da, 28 yıldır ateist olarak yaşamama ve bu arada bazı müslümanları dinden çıkarmama seyirci kaldı? Senin o kuş beynine göre ben, sonunda imana gelip müslüman olduktan sonra ölecek bir cennetlik olmuyor muyum?

    2- "Bu dünya "Allah açısından" bir imtihan dünyası değil." diyerek, o moron allahının;

    Maide/48- "... Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet yapardı, fakat size verdiği (nimetler) içinde sizi sınamak istedi..." veya;

    Yunus/14- "... onların yerine sizi geçirdik ki, sizin de nasıl davranacağınızı görelim." veya;

    Kehf/7- Biz yeryüzündeki şeyleri kendisine süs olsun diye yarattık, ki onların, hangisinin daha güzel iş yaptığını deneyelim" veya;

    Enbiya/35- "... Biz sizi sınamak için şerre de hayra da müptela kılıyoruz..."

    Ankebut/2- "İnsanlar yalnız 'inandık' demekle, hiç sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?" veya;

    Ankebut/3- Andolsun biz, onlardan öncekilerini sınadık. Elbette Allah, doğruları bilecek, yalancıları bilecektir." veya;

    Duhan/17- Andolsun, onlardan önce Firavun toplumunu da sınadık..." veya;

    Mülk/2- "O, hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı..." ayetlerini inkar etmiş olmuyor musun?

    Ya kelp aleyhisselam, sen inandığın allahı yalanlıyor, ona şirk koşuyor, küfrediyorsun. Benim ona inanmamı nasıl beklersin, ya sığır sallallahualeyhivessellem!!!

  4. Senin gibi bir öküz, o sayfalarda yazdıklarımı asla algılayamaz Çakircali :)

    Hadi şimdi duvarları tırmalamaya devam beyinsiz herif.

    Selam.

    Allahın sığırı, o linkini verdiğin zırvalıkta şunu yazan sensin: "Bu yüzden kimi insanların imtihanı "tam da inkârcı anında " sonlandırılıyor Allah tarafından. Ama o adam 2 yıl daha yaşasaydı belki de imanlı olarak ölecekti."

    Şimdi ben bunu yazan sığıra şunu sormakta haksız mıyım: Allah madem tam da inkarcı anında hayatı sonlandırıp insanı cehenneme atıyor, ben 16 yaşımdan beri ateistim ve bu süre zarfında birçok müslümanı dinden çıkardım, hatta ateist yaptıklarım oldu. Bu günahları işlememe neden müsaade etti de hayatımı sonlandırmadı senin o moron allahın?

    Haa, senin şu alıntı yaptığım zırvandan şu sonuç çıkıyor: Senin o moron allahın benim canımı almıyor ki, imana geleceğimi biliyor ve imana geldiğim anda canımı alacak ki cennete göndersin.

    Behey kafir sığır, sen allahının cennetlik ettiği-edeceği bir kuluna öküz demeye utanmıyor musun, a sığır aleyhisselam?

  5. Bunun çözümlemesini ve net cevabını ayetler ışığında verdim:

    http://forum.kuranyolunda.com/forum_posts....D=6295&PN=1

    Sekiz iletiden oluşan çalışmamın tamamını okursanız "Allah'ın , biz sonsuza dek dünyada sonsuz şıklarda test edilseydik ne yapacağımızı bildiğini ve bu doğrultuda 2 günlük özet bir imtihan sunduğunu" görebilirsiniz.

    Ama yine özgür iradelere dokunmadan yapılıyor bu kısa-özet imtihan da.

    Ayrıntılar linkteki yazımda.

    Selam ve sevgiler.

    Evet, bütün ateistlere şiddetle tavsiye ediyorum, şu linki tıklayın ve okuyun lütfen. Hani bunların bir meselleri var ya; maymunun daktilo başına oturup "Düşünüyorum, o halde varım (cogito ergo sum)" meseli... İşte bu linki tıklayınca anladım, o maymunun, o felsefi derinliğe inebilmesi için ne tür bir eğitim alması gerektiğini.

    Özellikle "Yine aynı şekilde bir ayet, bazı insanların cehennem ehli olarak yaratıldığını söyler. Yani onlar kalben kötü olanlar ve gidecekleri yer en başından belli..." şeklinde başlayan parağraf, misal-i ulviyyet kabilinden fikr-i garaib-i sakardır.

  6. Nasıl bir beyinsiz ahlaksız olduğunu iyice gösterip kendini yeteri kadar rezil ettin.

    Bu sana ders olsun ve bir daha iyice okuyup anlamadan yorum yapmamasını öğren.

    Bir ihtimal, artık imtihanın ne olduğunu öğrenmişindir de "ama biliyorsa niye yapıyor" şeklinde bıızzzııık bııızzzzzık vızıklamaları sürdürmezsin.

    Selam.

    xxxxxxxx xxxxxx sensin ki, ben 16 yaşımda ateist oldum, bu zamana kadar en az 10 kişinin dinden (ikisi de hizbullahçı ve o davadan cezaevine girmiş adamlar) çıkmasına sebep olmuşumdur, bu senin allahın beni 28 yıldır hala niye yaşatıyor?

    Yok dinden çıktığı sırada canını alırmış da, yok günah işleyeceği sırada öldürürmüş de. Kuşta da beyin var, ama en azından işini görecek kadar çalışıyor.

  7. Asıl sen yazılanları okumayan bir kara cahil ve akılsız olduğundan böyle kendini rezil edip duruyorsun.

    Şimdi yeryüzündeki imtihanın aslında ne olduğunu ispatlarıyla sunduğum çalışmamı okuyacaksın:

    http://forum.kuranyolunda.com/forum_posts....D=6295&PN=1

    Önce yazılanları okuyacak ve anlayacaksınız, ondan sonra yorum yapmaya kalkacaksınız.

    Selam.

    "Çalışmam" dediğin zırvayı okudum. Bir sığırın da konuşma yeteneği olsaydı, geviş getirirken benzer şeyleri zırvalardı. 2x2 nin 99 olduğuna inan, 50 tane 2'yi altalta yazıp topla, 1 çıkar, bunu ispat olarak ileri sür. İnsanlık adına utanç vericinizi, vesselam!

  8. ... İnananların anladığı ve bizim anlayamadığımız nedir? Onların hangi bilgisi bizden fazladır?

    Bunun tıbbi bir konu olduğunu düşünüyorum. Bir ara inanç geninden, beyinde inanca dair bir bölge olduğundan falan bahsediliyordu. Doğruysa, evrimin hala sürdüğüne dair önemli bir kanıt teşkil eder bu bence. Her geçen gün omurganın dikleşmesi, boyun uzaması, vücut kıllarının azalması, kulakların küçülmesi vb. gibi, inananlardaki o fazlalık da gün gelip körelecek ve yok olacaktır.

    Bizden fazla olan bilgilerine gelince, bunun din ve tanrı konusunda olmadığından eminim. Çünkü bizim kadar bilselerdi, inançlı olmalarına imkan olmazdı. Ancak ihtisaslaşma konusunda bir şey diyemem. Mesela ticarette, siyasette bizden fazla bilgili olabilirler. Ama yine de bu bir genellemeyi gerektirmez bence.

  9. Böyle bir "cümle", "mantık", "felsefe" ve/veya "bilim" olamaz arkadaşım... Her şeyi tüm sebep ve sonuçları ile "O" yarattıysa ve her şeyi "O" ezelden beri biliyorsa, zaten daha baştan, kendi çalıp kendi oynuyor demektir ve "kader" diye de bir şey bu durumda söz konusu bile olamaz...

    Her şeyi önceden mutlak ilmi ile biliyorsa, zaten her şey onun ilmindekini oynamak ve yapmak zorundadır... Başka bir seçenek zaten ezelden beri yoktur ve olamaz...

    Her şeyi yapan ve yoktan yaratan birisi için "ilim maluma tabidir" demek sadece komedidir...

    Sayın Andromeda, yanılıyorsun! Allah seni yaratırken daha hangi şartlarda yaşam süreceğini, ne kadar yaşayacağını ve nasıl öleceğini (bu nasılın içinde mümin mi kafir mi de var tabii) biliyor olsa da, sen son dakika golüyle onu şaşırtmalısın. Onun bilmediği/bilemediği bir şey yapmalısın ki, Allah katında şereflenesin. O seni yaratırken, bir ateist olarak öleceğini elbette biliyordu ama sen ona bir sürpriz yapıp, müslüman olarak ölürsen onu ne kadar memnun edersin, bir düşünsene :crazy:

  10. Ama buna harbiden üzülüyorum

    Ben bi videoyu

    Boyut düşürme (upload için max 500mb) + altyazı entegre + jeneril hazıralamak En az 1.5 SAAT

    500 mb Dosyayı nete upload etmek EN AZ 4 SAAT

    Bide bu dosyaları araması bulması vs var

    Nerden baksan en az 6 saat harcıyorum yüklemek için ki hiç bi çıkarım yok

    siz oturup 1 saat izlemeye üşeniyorsunuz

    Yerden göğe kadar sana hak veriyorum CasTRo ve büyük bir ilgiyle izlediğim çalışmalarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.

  11. Kur'an'ın 59.873 yerinde geçen şu "Biz bir şeyin olmasını istedik mi, ona sadece OL! deriz. O da hemen oluverir" zırvalığı dahi, nitelikleri düşünüldüğünde islam tanrısının ve yaradılışın zırvalığını ortaya koyuyor.

    1- İstemek, bir şeye ihtiyaç duymaktır ve bu da münezzehlikten münezzehtir bir kere. Hiç bir şeye ihtiyaç duymayan bir tanrı, OL! demesini gerektirecek bir ihtiyaç içine düşmüş.

    2- OL! demek ve bunu gerçekleştirmek, zaman-mekan gerektirir. Mekan burası diyelim; peki ya zaman? Niye 5 saniye veya 39 milyar yıl önce/sonra değil de, o an? O anı, tanrı nazarında ÖZEL kılan nedir? O anın ve o anı gerektirecek şartların yerine geleceğini, daha yaratmaya başlamamışken ve arşta yayılmış t.şaklarını kaşırken bilmiyor muydu? Bilimsel verileri kabul etseniz bile, kendinize şu soruyu soramıyor musunuz: "Allah, 13.7 milyar yıl önce kainatı yarattı. Peki bu tanrı, 14.7 milyar yıl önce bilmiyor muydu, 1 milyar yıl sonrasında kainatı yaratacağını? Onu 1 milyar yıl bekleten neydi? Hangi hesapları (?) yapıyor, hangi çelişkileri (?), hangi kararsızlıkları (?) yaşıyor, yaratmaya başlamayı 1 milyar yıl sonrasına erteleme ihtiyacını (?) neden duyuyordu?

    Tabii burada 1 milyar yılı 0.0003 salise olarak da düşünebiliriz. Hani diyorsunuz ya, dünya günüyle tanrı katındaki gün süreleri bir değil. Soruyu her iki mekan için de düşünebilirsin.

    Evrende OL! denince yaratılabilecek tek bir şey vardır, o da tanrının kendisidir. Akıl durduğunda söylenebilecek en kolay emir kipidir çünkü.

  12. 32:7 O yarattığı her şeyi mükemmel hale soktu. İnsanın yaratılışına balçıktan başladı.

    51:7 Mükemmel çizilmiş yörüngelere sahip göğe and olsun ki

    Neml Suresi 88 Sen dağlara bakar da onları donuk-durgun görürsün. Oysaki onlar, bulutların dolaştığı gibi dolaşmaktadır. Herşeyi güzel ve mükemmel yapan Allah'ın sanatıdır bu. Yaptıklarınızdan gereğince haberdardır O.

    ************************************************************ ****

    Allah'ın yarattıklarındaki kusursuzluk, yani kusursuz tasarım, o yaratılanların yaratılış nedeni ve şartları doğrultusundadır.

    Bizim dünyamız ve evrenimiz

    1-İmtihan dünyası hedefine yöneliktir.

    2-Cennet ile cehennemin karışımı karma bir hayat

    3-Sonunda mutlaka canlılarının ve hatta evrenin kendisinin öleceği sonlu bir hayat içerir.

    İşte bu evrendeki kusursuzluktan kasıt, bu 3 maddeye uygun-hizmet eden olma açısından mükemmelliktir.

    Yani kişinin imtihan edilebileceği ortama hizmet, kişinin gerektiğinde yeryüzünde hazzı veya ızdırabı yaşayabileceği ortamı oluşturmaya hizmet ve belli bir süre yaşadıktan sonra son bulmaya hizmet etme açısından kusursuz bir şekilde tasarlanıp yaratılmıştır.

    Çünkü bu dünyanın-evrenin-yaşamın hedefleri bunlardır. Bu evren yaratılış amacı ve şartlarına hizmet açısından gerçekten de "kusursuzdur".

    Ama buna karşılık ahiret evreninin yaratılış amacı ve şartları farklı olduğundan, ahiret evrenindeki kusursuzluk da bambaşkadır. Bu sefer "ölümsüz-ebedi olma",sürekli hücrelerin yenilenmesi ve yaşlanmama gibi özellikler, o ahiret dünyasının şartlarında ve hedeflerinde kusursuzluktur. Çünkü yaratılış gayesi bunları içermektedir ve "mükemmel" bir şekilde bu hedefe hizmet edecek şekilde tasarlanmışlardır.

    Selam ve sevgiler.

    Saçma! Hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, aksine akla-bilime aykırı düşünceler yumağı.

    1- Ne dünya, ne de içinde bulunduğu evren mükemmeldir. 5 duyu organının algılayamayacağı ölçüde bir kaos içindedir. Hatta biraz kafayı yorar, dikkatini yoğunlaştırırsan, bu kaosu teknolojik bir takım araçlara gerek duymadan kendin de görebilirsin.

    2- Neml/88'i buraya yazarken, her zamanki şark kurnazlığını sergilemiş, kitabınızın işine gelen kısmını istediğiniz anlamı da yükleyerek kanıt olarak sunmuşsun. 87. ayetin devamı olduğunu ve kıyamette dağların yürütüleceğini ifade ettiğini niye kabul etmiyorsun? O mantıkla gidersen, Kur'an'ın birçok yerinde de "Lailahe" diyor, farkında mısın?

    3- Bu ne imtihanıdır? Kalplerin özünü bilen, her şeyden münezzeh tanrı, senin ölürken kafir mi, mümin mi öleceğini bilmiyor mu ki, seni imtihan için yaratmış olsun? Sakın bana "Özgür irade" safsatasını yumurtlama! Senin özgür iradeni kullanıp kullanmayacağını da biliyor o! Sizin tanımınızla tanrınız, daha Adem'i bile yaratmadan senin veya her hangi bir insanın hangi ana ve babadan, hangi tarihte, hangi memlekette, hangi kültü ortamında, ne şartlarda doğacağını, ne şartlarda yaşayıp, hangi tarihte ve nasıl öleceğini biliyordu. Seni niye yarattı ve niye imtihan ediyor?

    Eminim ki bu forumda bu konularla ilgili onlarca açıklama yapılmıştır. Ancak zahmet edip aramak, okumak yerine, aynı zırvaları temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp sofraya getiriyorsunuz. Ayıptır yahu?!

  13. Tanrı mantık gibi kurallar ile niye kendini sınırlandırsın peki

    Zorunlu mu buna?

    Zorunlu! Çünkü kendisine kulluk yapmalarını istediği yaratıklardan bunu isterken, sözde kendi hür iradelerine bırakıyor. Akıllarını kullanıp doğru yola ulaşmaları (?) veya kullanmayıp kaybedenlerden olmaları şeklinde iki seçenek sunuyor. Akla-mantığa aykırı bir tanrı (islam tanrısı Allah gibi mesela), akıl-mantık sonucu ulaşılmayı bekleyemez. Dolayısıyla tanrı, kendisine inanılmasını istiyorsa, ve hele ki İbrahimi dinlerdeki türden mükemmel-her şeyden münezzeh bir tanrıysa, akla-mantığa aykırı en küçük bir yönü olmaması gerek.

    Kur'an'daki miras hükümleriyle ilgili matematik hatasını yapacak kadar mantıkdışı bir tanrı, kendisine kulluk yapılmasını isteyecek kadar da aptal ve mantıkdışı bir tanrı olur.

  14. Bu yobazların aynı teraneleri ısrarla yuvarlamalarını anlamlandıramıyorum.

    İki ayak üzerinde durup, konuşabiliyor olmak, insan olmaya yetseydi, papağanlar üstün ırkı oluştururlardı. Çünkü onlar, aynı zamanda uçabiliyorlar da. İnsan, düşünebildiği ölçüde insandır. Ahlak da, akıl ve zekayla doğru orantılıdır. Getirilen eleştirilere baktığımda şöyle bir sonuç çıkıyor: Ateistlerin bir ahlaksızlığı yapmamaları için hiçbir sebepleri yok. Çünkü onlarda Allah korkusu yok. Ben sadece bir örnek vereceğim:

    İslamda, 54 yaşındaki kılı kadayıf olmuş bir moruk, 6 yaşındaki bir çocuğu nikahına alıp, 9 yaşına geldiğinde koynuna alabilir. Oysa medeni kanun, reşit olmadan bir kız çocuğunun evlendirilemeyeceğini, onunla cinsel temasta bulunulamayacağını esas almıştır. Bu kanunu çıkarılmasına sebep olanlar, acaba aklı ve bilimi düstur edinmiş (muhtemelen ateist) bilim adamları mıdır, yoksa sünneti reddeten müslümanlar mıdır?

    Bence birileri, insanlıktan, ahlaki değerlerden bahsederken başkalarının gözünde çöp arayacağına, kendi g.tlerindeki kazığa baksınlar.

  15. ... ağzınıza hakim olamayacağınız/tartışma adabı bilmediğiniz için Celal hoca gibi ekranlara çıkmaya korkuyorsunuz.. Netice itibariyle yobazlık kanınıza işlemiş ve bir türlü bundan kurtulamıyorsunuz..Diyeceğim bu kadar.....

    "1400 sene önce yazılmış bir kitaba inanmıyorum" dediği için bir insanı yakmak istediniz, onu da beceremeyip 33 kişiyi diri diri yaktınız. Sen ne yobazlığından bahsediyorsun, antilaik? O dönemdeki siyasi boşluk ve emniyet zaafiyeti sözkonusu olsa, Celal Şengör'ün sağ bırakılacağına ve hatta böyle açık açık ateistliğini ilan edeceğine inanıyor musun? Bu adamı Aziz Nesin'le yanyana hiç görmedim. O dönemlerde adını bile duymamıştım. Neden acaba?

  16. Atom bombaların denizaltında patlatılmayalı 50 yıl oldu.

    Ama yunus ve balinalar hala karaya vuruyor..

    Binlerce, belki de milyonlarca yıldır vuruyorlar..

    Başka bir nedeni olmalı..

    Yapılan araştırmalar sonucu bilim adamlşarının ağırlıklı olarak kabul ettikleri durum şudur: Doğal denge hızla bozuluyor, manyetik alanlar yer değiştiriyor. Dolayısıyla deniz canlılarının toplu göçleri sırasında yön tayinleri de zorlaşıyor. Balinalar, yunuslar da bu şekilde karaya vuruyorlar. Yani doğru yere gittikleri saplantısıyla yanlış yöne gidiyorlar. Tıpkı ateş böceklerinin, yönlerini bulmak için yüzbinlerce yıldır kullandıkları ay ışığı niyetine, mum ışığına yönlenmeleri ve yanmaları gibi.

    Ortada bilinçli bir intihar yok. Zira intihar, bilinç gerektiren bir kavramdır.

  17. Gaydır-ı Gubbak/1001 - Sana kalpten soruyorlar. De ki: "Kalp hayati bir uzv olmakla beraber, vücuda kan pompalamaktan başka bir halta yaramaz. Düşünceye, duygulara, mantığa sağlık sorunları dışında bir etkisi yoktur. Dolayısıyla O, siz maymundan aşağılıklara bir misal verecek olsaydı, kalp yerine beyni kullanır; kalbi mühürlemek yerine, aklı kıtlaştırmayı seçerdi. Ki öyle de oldu! İnsanlar beyniyle düşünüyor, aklını kullanıyor, bilimde-teknolojide, ahlaki değerlerde ilerliyor; siz, kalbinizle düşünmeye çalıştığınız için aklınız pompadan başka bir şeye çalışmıyor. Ya bilim ve teknolojide gelişenlerin pompalamasına hedef oluyorsunuz, ya da sizden daha zayıf birini bulduğunuz anda pompalamak için çabalıyorsunuz. Ne kötü bir gidiştesiniz!"

  18. Buradayım, birazdan "banane banane ateizm inançtır işte!" demeye başlarsa hiç şaşırmayacağım.

    buradayim aslında bir iyilik yapsa da, avatarındaki resimden Darwin kısmını çıkarsa. Geri kalan kısımla yazıları bir bütünlük sağlar hiç olmazsa.

  19. Allasen kaç yaşındasın sen kardeşim? Mantık hak getire, bilim hak getire, ilim hak getire, din hak getire... Burada kör dövüşü mü yapıyoruz ki, hiçbir şey söylememektense, ağzıma geleni söyleyim bari diyorsun? Utanmasan yukarıdaki bir mesajında bir arkadaşa dediğin gibi bana da "Benim babam da senin babanı döver" diyeceksin.

    Ateistin cahili olmaz diyerek ateist cahilleri ortadan kaldıramıyorsunuz...

    Ateistin cahili olmaz; kendini ateist diye tanımlayan (ancak ateist olmayan) cahiller olabilir. Bu da ateizmi ve ateistleri bağlamaz. Onun cehaletinin dayandığı ve utanç duyulmasını gerektiren bir ateizm kitabı, bir ateist önderi, şeyhi, piri yoktur çünkü. Kendini örnek al: Müslüman olduğunu söylüyorsun ama, islamın zerresinden haberin yok; olanları da kendi kafana göre yontup biçiyorsun, haklılık kazandırmaya çalışıyorsun. Dolayısıyla sen, cahil bir müslümansın. Çünkü islam, cehaleti de beraberinde taşır. Ve sen, müslümanım demekle, aynı zamanda cahilim de diyorsun.

    ... Tanrı'nın olduguna inanmamakta bir inaçtır..." ...

    İnanmamak da bir İnançtır, ha??? Yani ben "Hiç bir yere gitmiyorum" desem, sen "Hayır, gitmemeye gidiyorsun. Çünkü Gitmemek de bir Gidiştir." mi diyeceksin? Ya da ben "Hiçbir yere bakmıyorum" desem, sen "Hayır, bakmamaya bakıyorsun. Bakmamak da bir Bakıştır" mı diyeceksin?

    Bir insan bunları söyleyecek kadar cahil olabilir mi? Olabilir! Zaten müslüman olduğunu söylemesi, aynı zamanda cahil olduğunu söylemesiyle eşdeğerdir...

    ... Hangi bilimsel veriler Tanrı'nın olmadıgını gösteriyor ?

    Dayanaklarınız nedir ?

    Fakat birşeyi bilmek inanç değildir. Öyleyse soruyorum Tanrı'nın olmadıgını neye göre biliyorsunuz ?...

    Hangi bilimsel veri, tanrının varlığını gösterdi? Aklınız bu kadar kıt mı ki anlayamıyorsunuz: Bilimin işi bir şeyin yokluğunu kanıtlamak değil, varlığını kanıtlamak veya varlığına dair belirtiler varsa bunları araştırıp nesnel veriler ortaya koymak veya varlığına dair ileri sürülen kanıtları çürütmektir. Bugüne kadarki bilimsel çalışmalar da zaten bunu yeterince yapmış; en azından bilinen dinler bağlamındaki bir tanrının olamayacağını ortaya koymuştur. Sen o ölüm korkusuyla, gün gelip yok olacağın düşünceleriyle, yok olmayı kendine yedirememe narsizmiyle boğuşacağına, bilimsel araştırmalara bir parça olumlu yaklaşsan, inançlarını sorgulama cesareti göstersen, bu dediklerimi bir nebze olsun anlarsın ama şu şartlar altında bütün sözler bir deliğinden giriyor, diğerinden çıkıyor. Bilim niye olmayan veya olduğuna dair belirti dahi bulunmayan bir şeyin varlığını kanıtlamaya çalışsın? Bu salaklığı yapıyor olsaydı, bilim olmazdı zaten, anlayamıyor musun?

    ...Hiçbiri, sadece olmadıgına inanıyorsunuz ! Bu kadar basit

    İşte senin zeka seviyenin bir başka göstergesi: "Ateizm, tanrının olmadığına inanmak değil, olduğuna inanmamaktır" diyoruz. Forumun özellikle belirttiği tanımlamalardan biri olmasına rağmen, ısrarla "olmadığına inanıyorsunuz" diyorsun. Şu ayrımın dahi farkına varamayacak kadar cahil kalmanın birinci derece müsebbibi, islamdır. Çünkü ortalama insan zekası, bu ayrımı farkedecek kadar gelişmiş olurdu.

    Aklı beyni olan her adam yukarıda yazdıgım gibi ateizmin bir inanç oldugunu bilir. Bunda tabiki kuşku duyulacak bir şey yok.

    Aklı beyni olan her adam, böyle zırvalamak yerine, hiç olmazsa TDK sözlüğünü açıp, İnanç maddesine bakmayı akıl edebilir.

    ... bilim yaratıcının nasıl yarattıgını her geçen gün dahada net açıklamaktadır. Bu neden inanca ters olsun ?

    İşte yine bir akıl-beyin sorunu! Bilim, varlığın nasılını, nedenini araştırmaktadır. Ha, bu arada bir takım tanrı iddiaları da çürüyormuş, aldırmaz. Yoluna devam eder. Şimdiye kadar yaptıkları da, en azından sizin tanrılarınızın (hani şu İbrahimi dinlerin tanrısının) olmadığına dair yeterince veri ortaya konmuştur. Sen o verilerle tanrının varlığını kanıtlamaya çalışacağına, akıl ve bilim dışı zırvalar toplamı olan kitabını sorgulama cesareti sergileyemezsen, böyle TDK sözlüğünü dahi açmaya cesaret bulamayacak kadar korkak ve cahil kalmaya devam edersin.

    Aynı şekilde size soruyorum "Allah yoktur.. Kim dedi?.

    Hah, şöyle tanrı gibi bir denizle, nehirle cebelleşeceğine, Allah gibi bir kaşık suya gel ki, ağzının payını hemen alasın. Allah'ın olmadığını önce Muhammet söyledi (Allak kelqamı diye kaleme aldığı kitap, değil ki tanrı tarafından, ortalama ilkokul zekasına sahip bir cahilin dahi kaleme almaya utanacağı kadar basit ve akıldışıdır), ardından ona inanıp o inancı yaymaya çalışanlar söyledi (ki bu inancı yayarken işledikleri cinayetler, katliamlar, tecavüzler, yağmalar, iftiralar ortadadır) ve günümüzde de siz söylüyorsunuz zaten (sorduğun sorular, akıl yürütmeler, iddialar bizce malum). Allah olsaydı, Muhammet gibi 2+2 sonucunu bilemeyen, aklı fikri uçkurunda olan birini peygamber edip, insanlığın başına musallat eder miydi? Allah olsaydı, kendisine inananların bu kadar cahil, ilkel, vahşi, gaddar, akıldan ve bilimden yoksun kalmasını sağlar mıydı? Allah olsaydı, bilim karşısında her geçen gün yokluğunun kanıtlanmasına olanak sağlar mıydı? Allah olsaydı, seni yaratır mıydı?

    ... Allah'ın dini bilimle beraberdir bilimle çelişmeyendir. Çelişmesi düşünülemez.

    Olmayan bir şeyin dini olmaz, her hangi bir şeyle çeliştiği veya örtüştüğü düşünülemez, hele ki bilimle beraber olduğu söylenemez. Aksini ileri sürmek, psikopatolojik bir durumdur. Umarım tez zamanda şifa bulursun!

  20. ... Cahil bir ateist, eldeki bilimsel verileri okumadan araştırmadan bir dogma misali kabul edendir. İnancını desteklediği için...

    Ateistin cahili-bilinçlisi olmaz. Ateist, her türden dogmayı reddeden kişidir. Bilimsel verileri okumadan araştırmadan kabul eden adam, ateist değildir. Çünkü ateistin en güçlü argümanı, şüpheciliktir.

    ... İnancını dedim çünkü ateizm bir inançtır. Bunun azı yada eksiği yoktur.

    Evet, ateizm bir inançtır. Tanrının olmadığına inanmamaktır.

    Bu durumda sizlerde bir nevi dindarlar sınıfına giriyorsunuz ki bu sizi son derece rahatsız edecektir.

    Bu sebeple ateizmin bir inanç olmadıgını sürekli olarak bilimle olan ilişkisini açıklayarak savunmaya devam edeceksiniz...

    Ateizm, bir inanç değil, inançsızlıktır. Tanrının olmadığına İNANMAK değil, olduğuna İNANMAMAKtır. Dolayısıyla bir tanrı inancı olmayanın dini inancının olduğunu ileri sürmek, abesle iştigaldir.

    ... Bu kuşku getirmez bir gerçektir...

    İşte şu sözünüz de zaten gerçeği ortaya koyuyor. Ateizm hakkındaki düşüncelerinizden zerrece kuşku duymuyorsunuz. Oysa bir ateist, müslüman olduğunu söyleyen kişinin dahi müslümanlığını sorgular; doğru mu söylüyor, yalan mı söylüyor, yanlış mı ifade ediyor... bunu araştırır. Şüphe, en önemli argümandır. Oysa örneğin sen, hiçbir bilimsel temele dayanmaksızın bir şeye inanıyorsun ve "bu kuşku getirmez bir gerçektir" deyip çıkıyorsun işin içinden. Buna dogmatizm deniyor. Kara mizah gibi...

    ... Dünyanın düzlüğü yada yuvarlaklıgı sizin dediğiniz "bilinemezlik" durumu ile uzaktan yakından alakası yoktur. Yani kimse, dünya yuvarlaktır öyle ise tanrı vardır/yoktur demez. Yada, dünyanın yuvarlak oldugu tesbit edildi, demek ki Tanrı yokmuş ? Çok abes oldu dimi ?..

    Burada yine nalıncı keseri anlayışı hakim. Dünyanın düzlüğını tesbit edip bunu anlamlandırmak, bilimin işidir. Ateist, bu konuyla ilgili çalışmaları araştırıp BİLGİLENMEYE çalışır. Oysa siz, dünyanın düz olduğuna inanıldığı dönemde de bunu tanrıya mal ediyordunuz, bilimsel gelişmelerle yuvarlak olduğu kanıtlandığında da bunu tanrıya mal etme çabasına giriştiniz. Ateis, bilimsel çerçevede bir anlamlandırmaya gider, siz ise ilahi bir anlam kazandırma gayreti içine girersiniz. Geçmişte dev dalgaları Poseidonun öfkesine bağlardınız, bugün depremleri Allah'ın öfkesine bağlıyorsunuz. Oysa ateist, her ikisinin de doğal birikimler ve sıçramalar silsilesi içinde olduğunu bilir. Bu da bilime olan bağlılığından kaynaklanır.

    ... Ateistlerde eskiden evrenin sonsuzdan geldiğini diyorlardı sanırım. Ama hatalı argüman olduğu için sonrada enerjinin değişimi gibi ne idüğü belirsiz kıvırtmalara döndü iş :)..

    Evrenin sonsuz olduğunu veya olmadığını söyleyen ateistler değil, bilimdir. Ateist, bilimsel gelişmeleri takip eder ve ortaya konan tezleri değerlendirir, sorgular. Oysa sizler, bu gelişmeleri takip etmek, sorgulamak yerine, onu inandığınız tanrıyla-inancınızla ANLAMLANDIRMA çabası içine düşersiniz ki, bu da sizin için bilimin tanrının varlığını kanıtlamaya yaradığı yani ne denli İLİM olduğu ölçüsünde değerli olduğunu gösterir.

    Bilim ve dolayısıyla ateist için, "Eldeki veriler, şu şartlarda şunun olacağını matematiksel olarak ortaya koyuyor. Ancak, acaba?" diye devam etmeyi bir görev bilir (örneğin CERN deneyi gibi). Oysa sizler, bu türden tüm deneyleri gereksiz görüp, yapılmaması için tüm gayretinizi sarfedersiniz, deney başlamadan onu yerden yere vurursunuz çünkü elde edilecek verilerle inanç kaynaklarınızın zedelenmesinden korkarsınız. Tüm bunlara rağmen söz konusu araştırma yapılır da, bilim konuyla ilgili bir adım daha ileri gittiğinde, bunu inancınızı sorgulamak için değil, inancınız doğrultusunda anlamlandırmaya çalışırsınız. Deney şu veya bu şekilde başarısız olunca da (teknolojik yetersizlik veya şahsi bir hata sonucu da olsa) bunu da hemen inancınızla anlamlandırma gayretine düşer, "Tanrı, bunun yapılmasını istemedi, müdahele etti" türünden safsatalara sığınırsınız. Hiç düşünmezsiniz, "Tanrı , bu deneye müdahele edeceğine, bu deneyi gerektirecek önceki bilimsel çalışmalara neden müdahele etmedi, kısadan kestirip atmadı da, bu kadar bekleyip anlamsız bir müdaheleye gerek gördü?"

    ... Deizmin delili varlıktır.

    Asıl ateizmin delile ihtiyacı vardır.

    Yani yoklugun delili ?

    Buda mümkün olamadıgı için deizm daha makuldur...

    İnsan beyninin olaylardan-olgulardan böyle bir sonuç çıkarmasını anlamak mümkün değil. "Allah vardır!.. Kim dedi?.. Muhammet!.. Ona kim dedi?.. Allah!.." İşte sizin varlıkla ve kanıtla ilişkiniz bu ölçüdedir. Bundan ileri gidemezsiniz. Oysa ateizmin delile, mucizeye, keramete ihtiyacı yoktur. İnancınızın devamını sağlayabilmek için bunlara ihtiyaç duyan sizlersiniz. Hiç bulamadığınız halde, tüm bilimsel gelişmeleri ilahi bir mucize adı altında Kur'an'la örtüştürme gayretiniz de buna delildir. Gördüğün üzere, ateist delil aramıyor, delil varsa bir şekilde ona geliyor.

    .. Deizm her zaman ateizmin önündedir. Deizmin önünde de agnostiklik vardır.

    Sanırım bir yazım hatası yapmışsın; ben düzelteyim: "Deizm, her zaman ateizmin-bilimin önünde bir engeldir" Deizmin önünde ne olduğu da ateistleri ilgilendirmez, onlar için hepsi birdir, bilimsel araştırma konusudur. Psikoloji de bir bilim dalıdır çünkü!

  21. ... Ne zamandan beri bilim sizin tekelinizde ? Müslüman, hıristiyan, budist olanlar bilimden yana değiller mi (ymiş) ? Bak sen şu ateistlere ahaha.

    Bilim kimsenin tekelinde değil; bilim, kendine vardır. Ve tabii o doğrultuda gidenlerle ilerler. Bak, Peter Medawar'a tanrıya inanıp inanmadığı sorulduğunda: "Of course not, I am a scientist" demiş, "Of course, I am a teist" dememiş.

  22. Uçkurat/31 - Ben onun gözlerini kör, kulaklarını sağır, kalbini de mühürlü yaptığım içindir ki o (Muhammet), aklın dışına çıkıp peygamberliğini ilan etmiş ve insan denen bir takım minnoşları da buna inandırmıştır. Düşünmüyor musunuz ki, şu sonsuz evreni yaratan Ben, bütün işi gücü bırakıp dünya denen şu kıytırık gezegenin yine en kıytırık köşesindeki en kıytırık minnoşun büllüğünün derdine düşeyim? Maymunlardan daha mı aşağılıksınız? Aklınızı kullanmaz mısınız?

  23. "Hz. Ayşe evlendiğinde 18 yaşındaydı"

    Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Hz. Muhammet’in üçüncü eşi Ayşe ile 9 yaşında evlendiğine ilişkin tarihi bilginin çarpıtma ve iftira olduğunu, Ayşe’nin 18 yaşında evlendiğini kaynaklarıyla ortaya koydu.

    İslam dünyasında tarihsel bir tartışmaya Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk noktayı koydu...

    Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk kitabında bu yanlış bilginin tarihçi İbn Sa’d’den kaynaklandığını belirterek şu bilgilere yer verdi: “Tarihçi İbn Sa’d’in bizzat Hz. Aişe’nin ağzından naklettiği rivayete göre, Hz. Peygamber Hz. Aişe’yi babası Ebu Bekir’den istediğinde Aişe altı veya yedi, evlenip gerdeğe girdiklerinde ise 9 yaşında idi. Türk bilgini Ömer Rıza Doğrul, İbn Sa’d’in yanıldığını veya kasıtlı saptırma yaptığını ortaya koymuştur. Ne yazık ki, sonraki devir yazarları, bu yanlışı tekrar edip durmuşlar ve bu kayıt, Hz. Peygamber’e dil uzatılmasında malzeme olarak kullanılmıştır.”

    http://islamiyetgercekleri.wordpress.com/a...n-evlilik-yasi/

    Bence bu linki tıklayıp bir kez olsun okuyun. Ö. Rıza Doğrul, "kasıtlı saptırma yapıldığını" (?) nasıl ortaya koymuş :)

×
×
  • Yeni Oluştur...