Jump to content

Çakırcalı

Üyeliğini Sildirmiş Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    1.712
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Çakırcalı kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. ... Acık adam olun lan!!!

    Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye...Adamlığı sen den mi öğrenecem bergüzar? Senin bir omurgan bile yok, hangi adamlıktan bahsediyorsun? Önceki mesajımda da söylemiştim, tekrar ediyorum: Haddini bil ve belirle ki, ben de buna göre hitap edeyim. Ornitorenk gibi ortada dolaşıp "E-e, ben aslında ördeğim ama özde su samuruyum..." gibi abidik gubidik zırvalarsan, hiç kimse haddini bilemez tabii.

    Hangi dansöz bana zincir vuracakmış, şaşarım!

  2. ... Bana bir tek iletimi göstereceksin bu saçmalıyorsun dediğin şey için.Ben nerde havva ve kaburgadan bahsetmişim.

    Onu niyet okuyucu kılığındaki hakaret amaçlı, ahlak satan bay-bayan ateist arkadaşlarına söyle sen önce!!!

    Ve bir daha da haddini bilerek yaz. Senin karşında babanın kızı yok!!!

    Şarlatanlık yapmayacaksın. Bu forumda MÜSLÜMAN olduğunu söyleyen ben değilim, SENSİN! İslamı senden çok iyi biliyorum ve kitabınızın da hangi konuda ne dediğini çok çok iyi anlıyorum. Sen müslüman falan değil düpedüz şarlatansın Bergüzar. "Kuran böyle diyor ama o sizin anladığınız gibi değil, benim anladığım gibi söylüyor" demelerin, artık kabak tadı vermeye başladı. Müslümansan, ilk insanın Adem olduğunu, ondan da karısının yaratıldığını, onlara imtihan yeri olarak yeryüzünün yaratıldığını ve yine onlara gıda olsun diye yeryüzündeki diğer varlıkların yaratıldığını kabul edeceksin. "Ben müslümanım ama bunlara inanmıyorum" diyorsan ki bunu her fırsatta diyorsun zaten, senin dansözlüklerine, kıvırmalarına göz yummam. Ya adam gibi, yani Cüebbeli gibi müslüman ol ve söylemlerin de bu yönde olsun, ya da Kuran'ı ve öğretilerini reddettiğini açık açık söyle.

    Sen önce kendi haddini bil, belirle ki, ben de haddini ve dolayısıyla haddimi bileyim. Top musun, tüfek misin, ne ayak olduğunu anlayamadığım için, had belirlemede zorlanmam gayet normal. Babamın kızları da cahiller ama aptal değiller, dansöz hiç değiller. Ben burada seninle konuşuyorum, babamın kızlarıyla değil!.. Senin de karşında baban mı var ki, böyle işkembeden sallayıp kıvır kıvır kıvırıyorsun?

  3. evet yobazdır hemde bildiğin gibi öyle böyle değil!

    evet yobazdır kadına tek eşi dokunacak kadar yobazdır!

    evet yobazdır nazik pırlantaya herkesin eli değmeyecek kadar yobazdır!

    evet yobazdır eşini herkesten sakıınıp kollayıp sevecek kadar!

    bu tahrik olmayıda senin gibi yobazlar habire soğuk yemek gibi ortaya atar,müslüman adamları uçkuruna düşkün bellemişiniz,adamalr huzuru bulmuş fanilik kafi gelmiyor anlayın artık!

    Evet yobazdır; kadın, erkekten bir derece aşağı yaratılmıştır

    Evet yobazdır; kadın, erkeğinin tarlasıdır ona istendiği yerden girilir

    Evet yobazdır; iki kadının şahitliği bir erkeğin şahitliğine eş değerdir

    Evet yobazdır; kadın, erkek gibi mirastan pay alamaz

    Evet yobazdır; kadın, serkeşlik (?) ettiğinde azarlanır, yataktan atılır, dövülür, burnu kulağı kesilip, gözü çıkarılır, kezzapla yakılır, evden atılır

    Evet yobazdır; kadının, erkeğinden (?) başka bir kimsenin en temiz ve masum duygularla dahi olsa sevmesi hazmedilmez

    Evet yobazdır; kadın, sadece erkek için, onun dünyada yalnız kalmaması için yaratılmıştır

    Evet yobazdır; kadın, 6 yaşında nikaha alınıp, 9 yaşında zifafa sokulabilir

    Evet yobazdır; kadın, asla yönetici olamaz

    Evet yobazdır, yobazdıııır... Yobazdırsınız!

  4. Bunun bence tek mantıklı açıklaması var Mohammed:

    Bunlar da aslında bilinçaltlarında kendi inançlarını da sorguluyorlar ve ne yapsalar vazgeçemiyorlar, korkularını yenemiyorlar, bıraktıkları yakıt tankının yerini başka bir şeyle dolduramayacakları korkusundan sıyrılamıyorlar. O yakıt tankının yük olmaktan ileri bir işlevinin kalmadığını kabullenemiyorlar, çünkü onla çıkmışlardı yola, yokluğunu dahi düşünemiyorlar, onsuz bu koca boşlukta yapayalnız kalacakları düşüncesi ürpertiyor onları. Bu nedenle de, ana kapsülde buldukları ve kendilerince gereksiz kabul edilen her türden kabloyu, çürüyüp aşınmış ve zamanla kendiliğinden ayrılacak olan o tankı sabitlemek için kullanmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla, inançlarını kendilerince haklı gösterecek abidik gubidik çabalar içine giriyorlar.

    "Benim inancım boşa değilmiş, bakın! Bilimin bu keşfini benim kitabım 14 yüzyıl önce yazmışmış zaten. Ben bunu 14 yüzyıldır görememişsem eğer, Allah böyle istediği içindir. Bugün görmemi sağladıysa eğer, imanımı sınamak istemiştir. Ben imanımda haklıyım, bilim de bunu kanıtlıyor zaten. Yarın da şunu dersem şaşırmayın: Bakın, bu evrenin bir tanrıya ihtiyaç duymadığını, bir tanrının olmadığını benim kitabım 15 yüzyıl önce yazmıştı zaten..."

  5. ...

    Bende aynen bunu diyorum zaten.

    Bir insan bu süreci bildiği halde, daha doğrusu bir ateist bu süreci bildiği halde oh işte maymundan geldiniz diyorsa karşısındaki inançlı birine burada bilgiyi açığa çıkarma yoktur, aşağılama, tahrik vardır diyorum...

    Bergüzar, bir ateist bir müslümana "Oh işte, maymundan geldiniz" diyorsa, bunda ironiyle birlikte tahrik de olabilir ama tahkir yoktur. Bu, karşıdakinin Kuran'a sadakati ölçüsünde tahkir içerir ancak. Nitekim sen de biliyorsun ki, bu maymun hikayesinin temelinde, Kuran'da gayrımüslimlere yönelik sarfedilen "Aşağılık maymunlar" hakareti yatmaktadır. Burada bir ateistin bir müslümana "Oh işte, maymundan geldin" demesinin altında, "Bilinçsizce beni aşağılarken, aslında kendi kazdığın o çukurun içindesin sen de. Benim bu çukurun içinde olmam eğer zulse, oh işte sen de bu çukurdasın" alayıdır, ironisidir.

    Ben, senin bu düşüncelerin karşısında sana hitaben "Oh işte, maymundan geldin" dersem, aptalca bir çıkış olur bu, hiçbir esprisi yok çünkü. Ama Cübelek'e bunu söylemek hoşuma gidebilir, çünkü Cübelek evrime zerrece inanmayan, maymunları aşağılayan ve gayrımüslimleri de maymunlardan da aşağı gören bir örümcek kafadır. Yüzüne ayna tutmak eğlenceli oluyor, maymunu aşağılamak değil, maymunu aşağılayanı ve o maymunu kullanarak beni aşağılayanı aşağılamak sözkonusudur ki, buna aşağılamak da değil, karamizah yoluyla haddi bildirmek dense yeridir. Mesela ben maymunum, ama Cübelek de maymun; ben, maymunluğumun bilincine varabilme yetkinliğine ulaşmış bir maymunum, ama Cübelek henüz bu yetkinliğe ulaşamamış, primitif bir alttür işte, oh!.. :)

    Çocukluğumda hatırlıyorum, konu-komşu, hısım-akraba yetişkinler beni kızdırmak için uğraştıklarında, beni sinemanın önünde çekirdek satıcı olarak nitelerler ve elleriyle külah şekli yaparlardı, çileden çıkar, bildiğim tüm küfürleri sıralar, hatta kapı-pencere camlarını taşlayıp indirirdim. Onlar da bundan haz alır, eğlenirlerdi (varoş eğlencelerinden biri işte). Sinema önünde çekirdek satan adam namussuz muydu, çekirdek satmak namussuzluk muydu ki ben, bu nitelemeyle öfkeleniyordum? Hayır, o çekirdekçi de (bilemiyorum tabii ama) en az babam kadar namuslu, şerefli bir bireydi, çoluğunun çocuğunun ekmeğini çekirdek satarak kazanıyordu, ne mutlu! Ama ben bunu düşünemeyecek kadar çocuktum, gelişmemiştim, primitiftim... Cübelek'le benim o yaşlarım arasında tabii şu farklılık var: Ben en fazla cam-çerçeve indirirdim ama o ve onun gibiler kafa kesiyor, bu da eğlenceyi daha bir heyecanlı kılıyor.

    Cübelek, "Ben Adem-Havva'dan geldim. Allah, Adem'i alemlere üstün olarak yarattı" diyor haklı olarak, çünkü kitabı bunu söylüyor; sen ise, "Allah, Adem adını verdiği tek hücreli bir canlı yarattı, meleklerin de ona secde etmesini istedi, Adem'in sol kaburga kemiğinden (hem tek hücreli, hem de kaburga kemikleri var bu canlının) kadını yarattı..." diye zırvalıyorsun... Yok aslında birbirinizden farkınız, ama sen Osmanlı Bankası'sın. :)

  6. ...

    ve bu sorgulamanın sonucunda cevapsız kalan sorularla başbaşa kalan insan karmaşa içerisinde neyapacağını bilmeden çılgınca yaşamaya çalışır. ölüm gibi bir gerçeğin hızla üzerine gelmesi onu adeta deli eder. "ölünce ne olacak? nereye gideceğim " gibi sorulara cevap arar. çünkü yok olmak insanın şerefine ve doğanın! yasalarına göre imkansızdır. çünkü insan sadece maddeden ibaret değildir ! ...

    Her fırsatta yineliyorum, bütün sorununuz bu zaten; bu evrende değersiz bir zerre olduğunuzu, ölümü, ölüp doğaya karışmayı, benlik anlamında yok olmayı bir türlü hazmedemiyorsunuz. Bu nasıl egodur?...

    Ölünce ne olmasını bekliyorsun? Çürüyüp doğaya karışacaksın. Ardında kalanlara bıraktığın ölçüde anı olacaksın. Yani yok olacaksın. Bir varmış, bir yokmuş...

  7. Cakırcalı,

    Cidden anlamadın mı, yoksa safa mı yatıyorsun?

    Ateistler evet biz maymundan geldik diyorlar. Ben şahsen itiraz etmem. Ortak ataya inanıyorum ve bildiklerim şu an beni ona götürüyor.

    Lakin burada maymun ile insan arasındaki fark çok açık bir şekilde ortaya konmuşken ve ateist ısrarla canlılık bazında kimse kimseden üstün değil derken,

    Neden maymun canlısını müslümana kullanırken hakaret amaçlı kullanır?

    İşte tam bunu soruyorum.

    Anlamadın mı hala?

    Ben köpekde bir canlı ve bir değeri vardır derim ama kızdığım birine köpek dersem kendime ihanet etmiş olurum.

    Daha da mı anlamadın?!!!

    Bergüzar, anlamamakta direnen sensin; bir de tabii şu dalkavuğun... Sana şöyle anlatmaya çalışayım:

    Ben, gelişimini insanlaşma sürecinde tamamlamaya çalışan bir maymunum, dolayısıyla ve yine aynı zamanda insanlaşma sürecinde bir sürüngen, balık, amip vs. de olabilirim. Kendimi onlardan, onları da kendimden değer olarak üstün görmüyorum. Ama, birisi bana maymun, balık veya amip derse ve bunu da sırf tahkir etme amaçlı söylerse o adamı "hutame"ye sokarım. :)

    Bak, bir de şöyle anlatmaya çalışayım: Benim için toplum gözünde saygın olarak nitelenen bir iş adamıyla veya bir doktorla veya bir avukatla, yargıçla, savcıyla vs... bir fahişe arasında değer olarak hiçbir fark yoktur. Yasalara aykırı olmadığı ve işini iyi yaptığı müddetçe herkes benim gözümde saygındır ve değer olarak birbirlerine eşittir. Herkes, içinde yetiştiği toplum tarafından şekillenmiş bir bireydir. Örneğin sen (yine örneğin) bir seyahat acentesinde görevli bir aile kadını (?) olmak, yani bu olmanı sağlayan şartlardan geçmek yerine, anne-babanı elim bir kaza sonucu aniden yitirmiş, ele-güne muhtaç hale gelmiş, bu arada kötü niyetli birilerinin eline düşmüş, batağa itilmiş ve çok istemene rağmen bir türlü bu bataktan kurtulamayan bir fahişe olabilirdin. Sana da insani anlamda diğer tüm meslek erbablarına duyduğum saygıyı duyardım. Ama, sırf sana kızgınlığımı dile getirmek ve bir anlamda tahkir etmek için "Fahişe!" dersem, amacıma ulaşmış ve seni aşağılayarak tahrik de etmiş olurum ki, bu tahrik altında senin de bana bir şekilde karşılık verip öfkeni göstermen, son derece doğal olur. Bu gösterdiğin tepki, fahişeleri (veya yukarıda verdiğim örnekten yola çıkarsak, velev ki sana "Soytarı!" demiş olayım, şu durumda da soytarıları) aşağıladığın anlamına mı gelir; yoksa, şahsına yönelik fizyolojik veya psikolojik bir saldırı karşısında duyduğun öfkeyi dile getirdiğin anlamına mı gelir?

    Veyahut da şöyle anlatmaya çalışayım: Adın Bergüzar, ama ben bir tartışma sırasında öfkelensem ve o öfkeyle bir küfür sallamak istesem de o sırada bulamayıp sadece sana "Allah'ın Bergüzarı!" desem, ne hissedersin. "Ama ben zaten Bergüzarım, neden kızayım ki?" dersen eğer, Bergüzar'ın yerine bir başka isimle hitap edilmesi midir seni karşı saldırıya veya savunmaya iten; yoksa o sözün altında sana yönelen saldırı mıdır? Bu, meselenin öznel yanıdır, bir de nesnel yanı var:

    Ben MAYMUN değilim ki, maymundan evrilmiş ve artık İNSAN olmuş bir türüm. Dahası, 45 yaşına gelmiş biri olarak birisinin bana "Çocuk!" diye hitap etmesi de beni öfkelendirir. Senin mantığına göre neden öfkeleniyorum ki, 30 sene önce çocuk değil miydim? Sana "Kız!" diye hitap etsem, hoşuna gider mi? Ne de olsa bir zamanlar kız idin. Belki hala kızsındır yani...

    Bence kelimelere takılma, anlama bak. Yolda yürürken bir zontanın sana "Of yavrum, hepsi senin mi?" demesi karşısında, "Evet babacığım, hepsi benim." diyerek gülümsüyor musun yoksa?

    Size laf anlatmaktansa, deveye hendek atlatmak daha cazip bir uğraşı...

  8. Kuran kitabında onu bir tek candan/nefisten var eden, ondan da eşini var eden yazar.

    Biraz Adem-Havva bilgisi ile, biraz eski mitler ve tevrat ile böyle eleştiri yapılmaz.

    Kuranın hitabı bellidir ve Edip kuran kitabına göre konuşuyor.

    Sizi bir tek candan/nefisten var eden, ondan da eşini var eden hitabında dişil ve eril bir belirteç yoktur.

    Ama işte önce adam yaratıldı, ben illede kaburgayım diye tutturanlar, kuranla tutturamayınca, oh olsun işte hepiniz maymundan geldiniz diyerek müslümanı da aşağılarlar ateisti de aşağılarlar. Yani insanı aşağılarlar. Çok gördük burda böyle ateist. Sonra anibal kalkar, ey Edip, maymun senden daha aşağı nasıl oluyor de bakalım hele diye sorar?

    Önce oh işte hepimiz/hepiniz maymundan geldik diye güya müslümanları aşağılayan ateistlere bir sor anibal.

    O maymunlar niye hakaret konusu olabiliyor bir ateist için.

    Ben "SOYTARI" değilim. Soytarılık, saygın bir sanat koludur ve (diğer tüm meslek ve özellikle sanatçılara olduğu gibi) soytarılara da son derece saygı duyarım. Ama biri bana sırf hakaret için "Soytarı!" derse, o adamın var ya, taa... Hele bunu söyleyen de, 14 yüzyıl öncesinde kalmış aşağılık bir maymun yapıyorsa, artık yemem de yanında yatarım. :angry:

    Yahu sizde bir parça olsun mantık-muhakeme yok mu ki, bu soruyu bile sorabiliyorsunuz?

  9. Yani kutsal kitaplarında önce insanın, sonra da hangisinin cennetlik, hangisinin cehennemlik olduğunu imtihan etmek üzere imtihan yeri olarak dünyanın ve üzerindeki gıdaların (?) yaratıldığının ballandıra ballandıra anlatıldığı bir dinin mensupları, "Evet! Bizim dinimiz Darwin'den yüzyıllar önce evrimi biliyor ve savunuyordu. Bizler, evrimsel süreç içinde (tek hücreli canlılardan primatlara)insanlaşmış canlılarız. Bize gıda olarak yaratıldığı iddia edilen diğer tüm canlılardan canlılık bağlamında değer olarak en küçük bir farkımız yok. Kutsal kitabımızın söylediği gibi bizler diğer varlılardan önce yaratılmış da değiliz..." mi diyorlar demek istiyorsunuz sayın Edip Yüksel; yoksa ben mi foruma uzun süredir gelmediğim için iyice aptallaştım da sizlerin o çok değerli fikirlerini anlamlandırmakta daha da bir zorlanır oldum?

    Kazan çömlek patladı desene...

  10. Hep İslam hoşgörü dinidir denip durur.

    Mezheplere göre namaz:

    Hanefi Mezhebi: Namaz kılmayan, kan çıkıncaya kadar dövülür ve namaza dönünceye kadar hapsedilir.

    Şafii Mezhebi: Mürted(dinden çıkmış) olmaz ise de cezası idamdır.

    Maliki Mezhebi:Şafii mezhebiyle hükmü aynıdır.

    Hanbeli Mezhebi:Namazı özürsüz kılmayan, mürted gibi idam edilir. Yıkanmaz, kefenlenmez ve namazı kılınmaz, müslüman mezarlığına gömülmez ve mezarı belli edilmez. Dağda bir çukura konulur.

    İslam nereye kadar hoşgörü dinidir sizce? Ya da hoşgörüsüzlük güçlü olmanın bir gereği midir?

    Galileo100'ün ne dediğine bakma sen; o kendini müslüman diye niteleyebilen bir armut. Bak, islamın mürted ile ilgili hadis ve ayetlerinden bazıları ne diyor:

    1. (4931)- İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

    "Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim de Allah'ın Resulü bulunduğuma şehadet eden kimsenin kanı, üç hal dışında helal değildir:

    * Zina yapan dul.

    * Cana can kısas.

    * Dinden çıkıp cemaatten ayrılan." [buharî, Diyat 6; Müslim, Kasâme 25, (1676); Ebu Davud;, Hudud 1, (4352); Tirmizî, Diyat 10, (1402); Nesâî, Tahrim 5, (7, 90, 91), Kasâme 5, (8, 13).] (Kutub-i Sitte)

    Kur'an'da da aynen geçer:

    TEVBE 12 - Eğer verdikleri sözden sonra yeminlerini bozar ve dininize dil uzatırlarsa, o küfür öncülerini hemen öldürün. Çünkü onların yeminleri yoktur. Ola ki, vazgeçerler.

    NİSA 91 - Diğer birtakım kimseleri de bulacaksınız ki; hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak isterler. Fitne için her davet olunuşlarında onun içine başaşağı dalarlar. Eğer bunlar sizden çekinmezlerse, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün. İşte bunlar aleyhinde size açık bir ferman verdik.

    Bunlar ve benzeri hadis ve ayetler doğrultusunda hem Muhammet, hem halifeler döneminde birçok mürted öldürüldü ve hatta öldürülmeye devam ediliyor.

    Kaldı ki Kur'an'ın da birçok yerinde gayrı müslimlerin öldürülmeleri, sürülmeleri, işkence edilmeleri, dost edinilmemeleri vs. teşvik edilir:

    NİSA 89 - Onlar, küfür işledikleri gibi, sizin de küfür işleyip kendileriyle bir olmanızı arzu ettiler. Onun için, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün; Onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinmeyin.

    MAİDE 33 - Allah ve Resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. ...

    TEVBE 5 - Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın...

    TEVBE 111 - Allah, müminlerden, canlarını ve mallarını, kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır: Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler...

    AHZAB 60 - Andolsun ki, eğer münafıklar ve kalblerinde bir hastalık olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, bu yaptıklarından vaz geçmezlerse, mutlaka seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar.

    AHZAB 61 - Melun olarak nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve öldürülürler.

    Hatta bu durumun, bir mümin ile gayrı müslimin ve hatta bir mümin ile düşman kavimden bir diğer müminin hukukuna da yansıdığı aşikardır:

    NİSA 92 - Hata dışında bir mümin, diğer bir mümini öldüremez. Ve kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse, mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine (varislerine) teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir. Ancak ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır. Eğer öldürülen, mümin olmakla beraber size düşman bir kavimden ise, o zaman, öldürenin bir köle azad etmesi gerekir. Eğer öldürülen sizinle aralarında antlaşma olan bir kavimden ise, öldürenin, ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir.

    Ne demiştin? İslam hoşmerim dini mi?

  11. ... Sonra cırlamayacaksın işte...

    Oysa senin şu yaptığın, tamamen bir cırlamadan ibaret. "Cırlamayacaksın!" demek için car-car carlamışsın üstelik. :angry:

    ... Üslubuna göre tepki veriyor, ne diyeyim daha.

    Etkiye tepki...

    Aynen öyle! Etkiye tepki...

    ... Hacı ne diyor, bilim amoraldir...

    Nerde diyor bilmiyorum ama, diyorsa eğer doğru diyor; çünkü, bilimin ahlakı olmaz. Bilim, bir araştırmanın sonucu, halihazırdaki ahlaki değer yargılarının dışında bir yanıt verecek diye o araştırmayı yapmamazlık yapmaz. Bilim, sadece araştırır, bilmeye çalışır, ucu nereye girerse girsin. Bu da, ahlakı olmayan bilimin aslında ne denli ahlaklı olduğunu gösterir. Ama teistlerin ahlak anlayışıyla, ateistlerin ahlak anlayışı faklı olduğu için, siz bizim gördüğümüzü göremiyorsunuz, bis sizin gördüğünüze gülüyoruz. :lol:

    ... İyide siz bilim değilsiniz, insansınız.

    İnsan amoral değildir ve bunun olmadığını bile bile sen öyleymişsin gibi hikayeden davranarak prim yapıyorsun anibal...

    İşte biz de bunu diyoruz ve uyguluyoruz zaten; bunu anlamadan söyleyip bir türlü uygulamayan da sizlersiniz. Ahlak, bilimle örtüştüğü ölçüde ahlaktır, ama siz bilime saygı duymuyorsunuz bile. Osuruktan bir tanrı uydurup buna inandığınız yetmiyormuş gibi, size inanmayanların da kellesini uçuruyorsunuz. Sonra da ahlaktan, bilimden dem vuruyorsunuz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!.. :blink:

    Anibal ile ilgili kelimen hakkında yorum yapamıyacam, özür. <_<

    ... anibal senin ananı süper zenci bafiledi, süper zenci yok sen piçsin desem bana kızarsın dimi...

    :lol: Özür dilerim ama bunun cevabını ben de merak ettim; kızar mı, kızmaz mı? :lol:

    ... Bunun gibi işte senin yaptığın...

    Öyle mi dedi sana? :blink:

    ... Selam ederim şimdi.

    Şimdi ne demek, her zaman selam ederim.:)

  12. Kimsenin bir Tanrı uydurup buna inanmaya hakkı yoktur dendiği andan ben başlığı bırakırım...

    Siz bir tanrı uydurup buna inanmayı kendinize hak görüyorsunuz da, biz niye bunun haksızlık olduğunu kendimize hak göremiyoruz, acep? :huh:

    ... Çünkü önce karşıdaki faşist olduğunu kabul edecek ve dayatmasını görecekki tartışma ilerleyebilsin...

    Siz ne zaman faşist olduğunuzu kabul ettiniz ki biz sizinle bunca zamandır tartışmaya devam ediyoruz da, şimdi sen bu olmayan hakkını kullanmak istiyorsun? Önce kendi kendin tanı/Sonra ele nazar eyle... <_<

    ... Zira biz kimseye işte Tanrı burda ona inanın diye dayatmıyoruz...

    Peygamberinizle başlayıp tarih boyunca yaptığınız şeyi ne yüzle inkar edebiliyorsun? :angry:

    ... Mücahidin örneğini vermişsin ne güzel.

    Ateizm olmasa mücahid gibiler olur muydu?..

    Bir üstteki cümlenle bağlantılı olarak, şu an burada bulunma amacın nedir, berguzar? Bir tanrı uydurup bunu kendinize hak gördüğünüz için, bu uyduruk tanrınıza inanmamayı bize hak görmüyorsunuz. Hak görmediğiniz için, dininizi, tanrınızı inanmayanlara tarih boyunca dayattınız, bu uğurda milyonlarca can aldınız, CİHAD ETTİNİZ! :angry:

    Ateizm olmasaymış, mücahid gibiler olmaz-MIŞ! Şuna TÜM GAYRI MÜSLİMLER OLMASA desene kısaca. :lol:

    ... Dinleri, Tanrıyı tartışmak başka, ama bunu faşizanca baskılamak başka...

    Buna faşisanca baskılamak değil de, olası en insanca direnmek desek nasıl olur? Dininizi dayatmak için buradasınız, fiili olarak saldırıdasınız... direnme ne zamandır baskılama oluyor? <_<

    ... Sen dünyada milyarlarca inançlı insanın hepsini ossuruktan bir hayal kahramına inanıyor diye aşağılarsan biri de gelir kelleni uçurur...

    Sizin su yüzüne çıkan bilinç altınız, burada gizli işte. :ph34r:

    - Sen kimsin?

    - Ateistforum!

    - Allah'a inanıyor musun?

    - Hayır!

    - Ne? Sen benim hem tanrımı inkar edip, hem de peygamberime yalancı mı dedin?

    - Yo-o!

    - Uçurun şunun kellesini!.. :lol:

  13. ... Tüm gücü elinde toplayan Tanrı’nın ‘ahlaki buyruğu’ kadar güçlü bir emir olamaz. Ne ebeveynin ne devletin ne de toplumun emirleri bu kadar güçlüdür; çünkü bir buyruğu güçlü yapan o buyruğu verenin gücüdür...

    İletinin tamamı bir deli saçması, en iyimser yaklaşımla züğürt tesellisi.

    Alıntıladığım kısımla ilgili şunu söylemek isterim: Onun için mi her türden yolsuzluk, dolandırıcılık, ahlaksızlık yoğunlukla dindar kesimden çıkıyor; onun için mi, ellerine geçen bir makamı ilk fırsatta kişisel amaçları doğrultusunda kullanıp nemalanmaya bakıyorlar; onun için mi ensest başta olmak üzere tecavüz vakaları en yoğun bu kesimlerde yaşanıyor; dindarlığın yoğunlaştığı kesimlerde aynı oranda terör de yoğun?..

    Dindarlar arasında yaşanan ahlaksızlıkların haddi hesabı yoktur. Acaba en büyük gücü elinde tuttuğunu ileri sürdüğünüz ve aslında kendinizin dahi inanmadığınız bir tanrının buyruklarıyla hareket ettiğiniz için olabilir mi?

    Şu yazının amacı bile, aslında kendinize suç ortağı bulmanız, sizin gibi düşünenlerin sayısını artırarak daha fazla insanın gözünde meşruiyetinizi sağlamlaştırmanız olmaz mı acaba?

  14. Hayır arkadaşım. Kendini döllemiyor.

    Hah, işte olay budur umarım. Yani bu arkadaş, bu konuyla ilgili bilimsel bir bilgiye dayandırıyordur bu tesbiti. Yani mesela hermafroditlerin yapılan şu bilimsel çalışma sonucu genetik olarak, üreme organı olarak vs. doğurma veya üreme olanakları yoktur. O nedenle "Hayır arkadaşım. Kendini döllemiyor."dur, mesela...

  15. Komik olmayı bile becerememişsin, yazık..

    hermafrodit bir kimse kendi kendini dölleyip çocuk doğurmuş mu?

    soru bu kadar basitken sen ve senin gibi aklı kıtlar cevap vereceğinize gevezelik yapıyorsunuz..

    Sizleri fikir sahibi yapmak için ne yapmak gerekir, eğer ters taklayla bu iş oluyorsa; olsun ters takla da atarım raks da ederim, yeterki komik olma adına ucube olmayın..

    Yaa sığırullahulazim! Senin bir şeyi görmemiş olman, o şeyin olmadığı/olamayacağı anlamına mı gelir? Sen Allah'a, O'nu bugüne kadar görmemiş/görememiş olduğun için mi inanmıyorsun?

    Sen önce düz yolda yürümeyi öğren, sonra takla mı atarsın, dombalak mı atarsın bilmem...

    Durup dururken şizofren ettim seni, gördün mü? Beni görmediğine/göremediğine göre aslında ben de yokum. Sen de, olmayan birine cevap yazıp duruyorsun, ya Dangal bin-Dalak!

  16. Sen bir tez öne sürdün, İsa'ın babasız doğdunu, meryem&hermafrodit vs. dedin..

    Ben de sana sordum.. Yaklaşık beş yüz yıldır Avrupa'da ve 200 yıl da Dünyanın diğer coğrafyalarında insanlık verileri ve ilginçlikler kayıt altına alınıyor..

    hermafrodit bir insandan doğma çocuk var mı yok mu ya da hermafrodit bir insan tespit edilmiş mi? Sorum bu..

    Ve sen soruma cevap veremediğine göre yok..

    Demek ki böyle bir doğumun olması imkansız..

    o halde bu durumda ciddiye alınmaması gereken sensin..

    Senin bugüne kadar hermafroditten doğan bir çocuk gözlemleyememiş olman, hermafrodit çocuk doğuramaz tanısını yapmana yeterli sebep değildir ki. N'aptın, yaptığın bu gözlemler doğrultusunda bilimsel laboratuar çalışmaları mı yaptın?

    Hiç Yeti görmedin diye, Himalayaları mitsiz mi bırakabileceğini sanıyorsun sen?

    İletinin diğer kısmı Nesren'i ilgilendiriyor. Hoş, o da açtığı konuyla ilgili tartışmak yerine romantik polemiklerle dağıtmış durumda ya, neyse... :)

  17. Evet yine geldik en başa,zaten en baştan hiç ileri gidemedik ama ne yapalım artık alıştık.

    Tamam kabul yok diyorsun.Anlıyorum ama bu söylem bir izah gerektirmez mi ? Yani bir bilgi gerektirmez mi , bir felsefe gerektirmez mi ? O kısmı nasıl izah ediyorsunuz ? Asıl soru bu zaten.Ama bu izahı yapabilen bir kişi yok.

    Bir tek anibal bu izahın önünü alabilecek bir mantık öne sürdü o kadar. Ama oda izahı değil sadece önünü almayı içeriyordu.

    İlle de izah isterken ne tür bir izah istiyorsun, anlamadım ki?

    "Bu doğanın bir yaratıcıya ihtiyacı yok!" demek, bir izah olmuyor mu?

    Kaç veya hangi bilimsel çalışma, "Bu iş doğaüstü bir gücün eseri olabilir, o nedenle bu çalışmaya devam etmenin anlamı yok..." denerek sonlandırılmış sence?

    Ben hayatım boyunca, etrafıma bakınırken, "Şu işi anlayamadım, olsa olsa bir tanrının işidir!" demedim, aksine "Şu işi anlayamadım, anlamak için gerekli bilgi donanıma sahip değilim demek ki!" dedim.

    Bu ne demektir? Bu, ikimiz arasında bir izahta bulunacak kişi varsa, o da sensin demektir. Dün nasıl ki gece ve gündüzün, mevsimlerin, rüzgarların, depremlerin vs. nasıl oluştuğunu bilmediğin için bir tanrı yaratıp tüm bunları ona atfettiysen, şimdi de varlık konusundaki bilgisizliğini aynı veya ne olsa olur türünden bir tanrıya atfetme çabası içersindesin ki, sözde bizi de kendine ortak yapacaksın. Yemezler!..

    Benim bir tanrıya ihtiyacım yok, dolayısıyla bir izaha da mecburiyetim yok. İhtiyaç duyan ve dolayısıyla izahta bulunması gereken kişi sensin.

  18. Kur'an'da sübyancılığın en aşikar sergilendiği kısımlar, özellikle cennet ve orada cennetliklere vaadedilen hurilerle ilgili kısımlardır.

    Gözleri sadece efendilerine bakan, daha önce ne insan ne de cin tarafından kanatılmış, tomurcuk memeli bakire huriler, dünyada bunlara heves edip de ulaşamayan veya ulaşamayacak olanlara bir vaaddir.

    Bundan daha ilginci de tıpkı bu huriler gibi, sadece efendilerine hizmet eden yumurta gibi civan oğlanlar(!?)dır. Bunlar Kur'an'ın hangi özelliğine işaret ediyor acaba?

  19. o halde çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki ;

    bilim öldükten sonra ''başka bir evrende başka bir şekilde'' yeniden'' bilince'' kavuşmamızın doğruluğunu yanlışlayamaz.

    Doğruluğun yanlışlanması ne yav? Senin inancın doğru mu ki, bilim bunu yanlışlasın veya yanlışlamayla zaman yitirsin?

    Bir şeyin varlığına dair bir BİLGİ varsa, BİLİM bunu değerlendirir ve o BİLGİNİN doğruluğunu veya yanlışlığını irdeler. İNANÇ ise sadece İNANÇTIR; BİLGİ'ye değil, bilinçdışı umut ve korkulara dayalıdır.

    "Ben öldükten sonra sonsuza kadar cennette tomurcuk memeli kızlarla birlikte, şarap ırmaklarının içinde yaşamaya devam edeceğim" diyen biri, bilimin sadece psikiyatrik boyutuyla ilgilidir; bu kişiyi bu tür düşüncelere garkeden dert nedir, o incelenir. Toplumsal baskılar nedeniyle doğrudan ŞİZOFREN teşhisi koyamasa bile, bilim adamı o kişinin şizofren olduğunu BİLİR.

  20. Hazır Çakırcalı'yı bulmuşken hemen sorayım:

    Bilim cennet yoktur der mi demez mi?

    Bilim cenneti yalanlayabilir mi?

    Bilim cennetle ilgilenir mi?

    Bilim adamları oturup "cennet yoktur" diye rapor mu düzenlemiştir?

    Evet Çakırcalı, ne dersin bu konuda?

    Bilim, böyle aptalca kavramlarla ilgilenmez, ilgilenseydi bilim olmazdı zaten. BİLim, "BİLgiye" dayalı işler, "inanca" değil...

  21. ... Ama inanırlar bundan sonrası için o bilincin başka bir boyutta devam ederek, varlığının farkında olarak başka bir hayat yaşayacağına inanıyorlar diyorum.

    Yani bu gözleyebildiğin boyutun dışında bir boyutta bir hayat olacak diyorum. Buna inanıyorum diyorum. Bak var demiyorum, inanıyorum diyorum...

    Ben de, kendisini insan sıfatında dünyaya göndermiş tanrı olduğuma ve ben öldüğümde kıyametin kopacağına ve dünyada iyiliğini gördüğüm insanları cennetime, kötülüğünü gördüklerimi ise cehennemime alacağıma; siz müslümanları da Allah diye tuhaf bir tanrı inancıyla yarattığıma ve tümünüzü bu sebepten dolayı sonsuza kadar cehennemde yakacağıma, ancak aranızda beni keşfedip inananları kurtaracağıma inanıyorum dersem, ne kadar ciddiye alınırım?

    Hiç ciddiye alınmazsam eğer, niye ki? Benim başım kel mi?

  22. anibalım balam;

    Bak hayla anlamıyorsun. Niçun biliyor musun? Bana bunları her ne kadar ateist olaraktan yazarsan yaz sen tomurcuk memeli hatun istiyorsun ondan. Yani şu an istemiyorsun, inansa idin isteyecektin. Özetle sen bir sünni ateistsin, bu yüzden beni anlamıyorsun.

    İkincil hayat kısmı tıpkı bu hayattaki gibi işin inanç boyutudur. Hiç kimse ama hiç kimse kesinlikle vardır yada yoktur diyemez. Çünkü bu gözlemlenemez/deneylenemez. Yani bu dünya algısı ve bilgisi ile. Ölünce biz bunu göreceğimize inanıyoruz/iman ediyoruz. Sen ise öldükten sonra şalterin tamamen kapanmasına inanıyorsun/iman ediyorsun.

    Hadi bana aramızdaki farkı göstert şimdi. Bilimsel olsun ama. :)

    Selam ederim.

    Birisinde (sende) iman denen bir şey var. Önce bir şeyin olmasını umut ediyorsun, sonra o şeyin olduğuna inanıyorsun ve "Var!" diyorsun, sonra da olmadığını söyleyenlerle cebelleşiyorsun.

    Diğerinde ise ne umut var, ne de inanç... sadece zorunlu olarak cebelleşme oluşuyor.

    İnancın bilimseli mi olur, Bergüzar? İnançlının bilimselliği mi olur?.. "2x2'nin 5 ettiğine inanıyorum" dersem, beni ne kadar ciddiye alırsın? Yapma, gözünün yağını yiyim...

×
×
  • Yeni Oluştur...