TengeriinBosig

Tebrikler...

Hacı, bol keseden sallıyorsun yine... Kaynak: Maddenin Son Yapıtaşları Yazarı: Gerard't Hooft Yayın: Tübitak Yayınları - 2008 Bölüm: 5 Sayfa: 39 Alıntı özeti: "... Fotonun ise durgun kütlesi 0'a yakındır. Foton, hiçbir zaman durgun olamaz... 300.000 Km/s ile hareket eder." Teorik olarak bakacak olursak, fırlattığımız bir okunda hedefe varması imkansızdır. Ok ile aradaki mesafeyi devamlı ikiye bölerseniz, ok, hiçbir zaman hedefe varamaz! Foton bir hıza sahip ve teorik olarak bu hız 0'a da indirgenebilir... Ancak Fotonlar gerçekten 0 hıza çekilemiyor, çekildiğinde ortada foto

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, nasıl ki İttihat ve Terakki'nin yaptığı eylemlerden, tarihsel olarak sorumlu değilse, kendi yaptığı eylemlerden ya da kendi halkına karşı yapılan eylemlere karşı eylemsiz kalmasından da o kadar sorumludur. Kısaca; Madımak Oteli gibi katliamlarda seyirci kalan her birimin ayrı ayrı özür dilemesi bile azdır aslında... Otel, Müzeye çevrilmeli ve unutturulmamalı...

Maddenin hızı arttıkça, kütlesi de artar. Işık hızına ulaştırılabilmiş bir madde yok ama ulaştığında sonsuz enerji sahibi oluyor... Fotonların hızları hiç bir zaman "0" olamıyor mesela. Teorik olarak hızı "0" olursa, foton olmuyor. Yani fotonlar, hızın sonucunda ortaya çıkıyor.

Eyetisen, kimse kimsenin özür dileme hakkına karışmıyor. İsteyen, istediği kişiden ve istediği şey için özür dileyebilir. Söylediğim şudur: Türkiye Cumhuriyetinin ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının temsil etmediği İttihat ve Terakki gibi bir partinin -yanlış ya da doğru- bir eylemi için, 90 yıl sonra birilerinin çıkıp "Özür Diliyoruz" demesi ve bu eylemi sahiplenmesi, o kişinin ezikliğinde gelmektedir ve cahilcedir, kişiliksizcedir... Acaba bu -doğru ya da yanlış- eylem için özür dileyerek sahiplenen kimseler, aynı şekilde İttihat ve Terakki'nin ideolojisini de sahipleniyor mu? S

Merak etme, o ilkelliği Eyetisen tüm aleviler adına yapıyor...

Tribus... abi, hakkaten maval okumaya başladın ya hu... Ya hu İttihat ve Terakki partisi ne zaman başa gelmiş, soykırım yapacak bilinçteki askerleri ve subayları hangi ara yetiştirmiş, kaynakları nereden bulmuş, o asker ve subayları "Soykırım" bilinci ile yetiştirecek ideolojisi neymiş? Bana bunları açıklar mısın ya hu? Tehcir yasası, savaş döneminde, eldeki kaynakların yönlendirilmesi ile, bölgedeki mevcut jandarma kolluk kuvvetlerinin görevlendirilmesi ile yapılmıştır. Soykırım, ha deyince yapılabilecek bir şey değildir, Soykırım ilk örneği Almanlarda, İkinci Dünya Savaşında görülmüş

Bu sonuç, o 13 kişinin Tarihten zerre kadar anlamadığının kanıtıdır. Başka bir şeyin değil...

Başlık, tam bir şapşalca başlık doğrusu... Osmanlı Alevilerin atalarını katletmişte, o yüzden Ermenilerden özür dileme konusunda destek vermeleri gerekirmiş... Kafaya bakar mısınız? Osmanlı, tamam, Alevi Türkmenleri katletmiştir... Alevilere yüzlerce yıl baskı kurmuştur... Ama bu haksız bir konuda, haklı taraf karşısında yer almayı gerektirmez... Gerektirdiğini düşünenlerde aptalın önde gidenidir... Açıkçası eyetisen, senin bu boş kafalılığın karşısında şaşırıyorum... Kafa yok, bilgi yok, adalet duygusu yok... Sevmediğin bir tarafın aleyhine olsun da, nasıl bir eylem olursa o

Kodaman var ya bu işten zerre kadar anlamıyorsun. Teneke...

Belkisi yok Tribus (ve yazacaklarımı üzerine alınma lütfen)... Bu konuyu başka başlıkta da tartışıyoruz ve orada da yazdım... Özür dilenmesi gereken bir durum yoktur... Bugün bile, gündüz şehirde esnaflık yapıp, gece PKK'ya katılan insanları ayırt edemiyoruz. O dönemde kim ermeni çeteci, kim değil ayırt etmek imkansıza yakın bir şey. Adam demiş ki "bugün niçin Kürtleri sürmüyorsunuz?". Çünkü bugün bir savaş durumunda değiliz ve sınırların kesin belirli olduğu bir ortamdayız. Ermenilerin o dönemde sürüldükleri yerler, o dönemde yine Osmanlı toprağıydı. Başka bir ülke toprağı değ

Senin şu küçüldüğünden daha fazla küçülemeyiz zaten... Yapmadığı bir şey için özür dileyebilecek kadar küçük birisi, daha ne kadar küçülebilir ki? Sen ve senin gibi düşünen, ayrıca aydın geçinen herkes Avrupa ve Emperyalizmin uydurmaları karşısında birer zavallı, kendi ulusuna ve tarihe olan güvenini ve kendisine olan özgüvenini yitirmiş acınası zihniyette insanlarsınız. Açıkçası size acıyorum... İnsanlık adına, hangi avrupa devleti için, yüzlerce yıldır yaptıkları katliamlar için özür dilemeleri gerektiğini düşündün de Ermeni konusunda, yapmadığımız bir şey hakkında özür dilememizi is

Hacı, söylediklerinle, Muhammed'in yaşamadığı düşüncesini nasıl ortaya atabiliyorsun? Atatürk'ün de neler yaptığını gün be gün biliyoruz... Bundan bin yıl sonra da bu yüzden bilinecek... Ayrıca 1500 yıl öncesi çok uzun bir zaman öncesi değil. Ayrıca senin söylediğine bakarsak, Muhammed'in etkileşime geçtiği Hind, Ebu Leheb ya da diğer kişiliklerin de gerçekte yaşamadıklarını düşünmemiz gerekir. Ve bir "hayali kişinin" toplumda bu kadar değişikliğe yol açmış olmasına imkan yok. Söylediğin şuna benzer: Türkler kurtuluş savaşını verdiler ve kazandılar ama aslında Atatürk diye birisi yok

Nüfus cüzdanı ya da Hastahane Doğum Kaydı, Sabıka Kaydı veya İkametgah adresi falan mı gösterilmesini istiyorsunuz? Söylediğim gibi, Diyojen'den tutun İskender'e kadar tüm tarihi şahsiyetler içinde "Aa bu adam aslında yoktu!" demek mümkün ama bu ne kadar gerçekçi olur? Sokrat'ın kendi yazdığı tek bir eseri olmadığı ve sadece bir kaç kişi kendisinden bahsediyor diye var kabul ediyoruz öyle değil mi? Konfüçyus mesela; tek kelime yazmamış. Onun var olduğunu, sadece öğrencisi Liu'nun yazdığı "Konuşmalar"dan anlıyoruz... Ufff, ne anlatıyorum ki ben, boktan bir tartışma konusu işte...