Jump to content

Lucifers

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    61
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Lucifers kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. 20 hours ago, Photon said:

    Doktora gittin mi ve bu hastalik tanisi sana doktor tarafindan mi konuldu dostum ?

    Doktora gittim.bu teşhis konuldu 

     

    On 09.05.2017 at 23:04, Khan said:

    Bu teşhis konulmadan önce internette 'şizoid kişilik bozukluğu' hakkında araştırma yapmış mıydın?

    Araştırma yapmadım..internette sadece bu tanı konduktan sonra araştırmalar yaptım..

    22 hours ago, Ten Ten said:

    Hasta rolü mü yapmış?diyorsun.

    Yoo öyle bişey yok

     

    On 06.05.2017 at 21:25, Türk Ateist said:

     

    Ebeveynler tarafından istenmemiş değil de ilgi ve sevgi konusunda fakir bırakılmış diyelim. Evet, bu klinik bir gözlem ne yazık ki. Şizoid çocukluğa kadar uzanan bir hastalık ve önemli nedenlerinden biri de soğuk aile, özellikle ilgisiz ve sevgisiz anne. Tek faktör değil elbette, bunu tekrar etmekte yarar var.

     

    Size konulan teşhis bu ise yapmanız gereken belli. Tedavi olacaksınız. Şizoidde en etkili ve gerekli tedavi yöntemi psikoterapidir. İlaç ondan sonra gelir desek abartmış olmayız. Şizoid kişi terapiste açılmaya başlamışsa, ona güvenmişse gerisi kolayca gelecektir çünkü onlar gerçekten kimseyle yakın ilişki kurmaz, güvenmez, karşı tarafından duygu ve düşüncelerinden hiç etkilenmezler. 

     

    Tedavisi var elbette, ancak biraz uzun sürer. 1 ila 4-5 yıl gibi. 

    Sizin zaten yapabileceğiniz bir şey yok, o yüzden kendinizi üzüp yormayın. Doktorunuz sizi mutlaka yönlendirecektir. 

    Geçmiş olsun.

    Düzenli olarak ilaç tedavisi oluyorum..Ama sosyal ortamlarda faal değilim kendimi sürekli yalnız hissediyorum.Yalnızlıga kapıldım.Kendimi ifade etmekte zorlanıyorum..Kendimle barışık değilim.Teşekkürler

  2. Değerli arkadaşlar bana şizoid tanısı kondu.Şizoid kişilik bozuklugunun tedavisi varmıdır?Bilinen bir tedavisi varmıdır? ''

    yakın arkadaşı olmayan, cinselliğe ilgisiz kalan, sosyal ilişki gerektirecek her tür ortamdan uzak kalmayı tercih eden ve bunun sebebinin küçüklüğünde ebeveynler tarafından istenmemiş olmakla büyük ölçüde ilgisi olan kişilik bozukluğuna sahip kişi.''
    Bilmeyenler için yazdım..
    Bu kişilik bozukluğunda ne yapılması gerekir?
     
  3. Olaya birde şu yönden bakın tıbbın alternatifi olurmu? Tıp işe yaramıyor gibi bir sözdür bu. Ayrıca marankinin bitki konusunda bilgisi var yok değil ancak tıbbi bilgisi yok.

    Bütünleyici tıb olarak düşündüm sadece tıbbin yetersiz kaldığı alanlarda bitkiler doğal besinler işe yarıyormu diye o açıdan bakış açınızı sordum..

  4. merakımdan sordum sadece tvde çok görüyordum.. :lol:

    Bu herif hakkında hatırladığım en komik hikaye "Lavman detoksu" idi. Diğer adı KOZMİK BEDEN TEMİZLİĞİ"

    Milleti topluyor bu eleman kaplıcaya haftasonu 2 gün.

    Hazırladığı bitkisel karışımı millete veriyor.

    Millet bu karışımı sulandırıp götüne sokuyor.

    Neymiş efendim bağırsak temizliği yapıp antioksidan maddelerden kurtuluyormuşuz.

    Milleti ipne yapacak yakında lavman yaptıra yaptıra.

    KOZMİK BEDEN TEMİZLİĞİ ne amk ya :)

    ahahahahaha :)

  5. İlki majör depresyon, Nevzat Tarhan'ın deyişiyle klinik depresyon, kişinin serotonin hormonlarının reseptörlerinin yetersizliğinden kaynaklanıyor. MYU veya elektroşok tedavisi görüyor hatta, Tarhan'ın hastanesinde bireyler.

    Entel bunalımı yani varoluşsal bunalım, İnsanın kasıtlı olma özelliğinden kaynaklanmaktadır. Yani insan geleceği hedefler; amaçları, değerleri ve anlamları vardır. Entel bunalımı ayrıca varoluşu sorguluyor derken, İnsan farkındadır. Hayatı anlamsızlaşmaya başladığında, ki bunun kökeninde de, çoğu kez bilinçdışı varoluşsal bunalımın kökeninde, ölüm anksiyetesi yatar. Ölüme çözüm bulunamayınca, sonuçta hepimiz ölümlüyüz, ölüme engel olamayız-paradoksal gözükse de, bilinçdışı olarak- ölümü arzulamaya başlıyor insan.

    Evet peki bu durumu ne tetikler,zemininde ne yatar bu durumun hayatın birden bire anlamsız gelmesi midir?

  6. Merve Erten, STAR

    ABD’li uzmanlar Tip 1 diyabetine umut olacak bir ilaç geliştirdi. Safra kesesi rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan ilaç, Tip 1 diyabetinin oluşumunu engelledi.

    Bilim adamları Tip 1 diyabetine son verecek bir ilaç üretti. Stanford Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Paul Bollyky önderliğinde Tip 1 diyabetini önlemek amacıyla başlatılan araştırma olumlu sonuçlar verdi. Araştırmacılar ileride belirledikleri bir tarihte Tip 1 diyabet olacak şekilde ayarlanmış kobay farelere safra kesesi rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan ve himekromon (Hymecromone) içeren ilacı verdi. Düzenli olarak bu ilacı alan farelerde, belirlenen tarihte Tip 1 Diyabet belirtisi kayboldu. Bu araştırmanın Tıp dünyası ve insanlık için mükemmel bir gelişme olduğunu söyleyen Yard. Doç. Dr. Bollyky, araştırmanın detaylarını şöyle anlattı: Tip 1 diyabet sadece insüllin üreten beta hücrelerini yok eder.

    HÜCREYE SALDIRI

    Nedeni bilinmiyor fakat hastalığın erken evrelerinde pankreasta iltihaplanma oluştuğunu ve bağışıklık hücrelerinin orada konumlandığını gördük. Bir noktadan sonra da bu bağışıklık hücreleri beta hücrelerine saldırıyor, insülin üretimini durdurana dek saldırmaya devam ediyor. İnsülin üretimi durduğunda ise Tip 1 diyabeti alarm vermeye başlıyor. Araştırmalarımızda hyaluronan adlı sentezin Tip 1 diyabet olan insanların beta hücrelerinde bolca olduğunu gördük ve eğer hyaluronan maddesinin oluşumunu önlersek ne olur diye merak ettik.

    YAN ETKİSİ YOK

    Maddeyi önleyecek ilacın himekromon olduğunu tespit edip, çalışmalara başladğını söyleyen Yard. Doç. Dr. Bollyky farelerde başarıya ulaştıklarını açıkladı. Tip1 diyabetini önleyen bu ilacın safra kesesiyle ilgili hastalıkların tedavisinde kullanıldığını belirten Yard. Doç. Dr. Bollyky, steroidler gibi bağışıklık sistemini düzenleyen diğer ilaçlara göre de ciddi bir yan etkisi bulunmayan bu ilacın pahalı olmamakla beraber ağızdan alınabildiğini ve çocuklar tarafından da kullanılabildiğini söyledi. Dr. Bollyky, araştırmanın önümüzdeki sene insanlar üzerinde uygulanacağını belirterek “Umuyorum ki aynı başarıyı yakalayacağız” dedi.

  7. Van, Ankara ve İstanbul’da 9 yıldır farklı dallarda doktorluk yapan Burak Uysal’ın ‘sahtekar’ olduğu ortaya çıktı.



    Akıl almaz sahtekarlık üç yıl önce Burak Uysal’ın işyeri hekimliği belgesinin yenilenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurmasıyla ortaya çıktı.

    Bakanlığın sahte doktor Uysal’ın hekimlik bilgilerini teyidi için yaptığı araştırmada Burak Uysal’ın YÖK’te denkliğini aldığı Toronto Üniversitesi Tıp Fakültesi diplomasının sahte olduğu ortaya çıktı.


    Van’da tam 6 yıl görev yaptı

    Bu gelişme üzerine 2012 yılında Türk Tabipler Birliği konuyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu. Geriye dönük tarama yapan Tabipler Birliği, Burak Uysal’ın Van Tabipler Odası’na kaydının olduğunu tespit etti. Yapılan taramada Uysal’ın 2006 yılında özel bir hastanede psikiyatri uzmanı olarak 6 yıl çalıştığı ortaya çıktı. Burak Uysal’ın Van Tabipler Odası’na ve çalıştığı kuruma verdiği Akdeniz Üniversitesi’ne ait tıp fakültesi diplomasının da sahte olduğu anlaşıldı.

    1 yıl 6 ay hapis cezası da var

    Türk Tabipler Birliği’nin suç duyurusu üzerine açılan davada mahkeme sahte doktor Burak Uysal’a sadece ‘sahte belge düzenlemekten’ 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Ancak mahkeme hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verdi. Bu karar üzerine sahte doktor Burak Uysal, ‘mesleğini’ yapmaya devam etti. Konuyla ilgili sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü de devreye girdi. Soruşturmanın 2014 yılında sonuçlanmasının ardından bir süre ortalıkta görünmeyen sahte doktor Burak Uysal’ın İstanbul Tabipler Odası’na da üye olduğu ortaya çıktı.

    İstanbul Tabipler Odası’na 54244 sayısı ile kayıt yaptıran Uysal’ın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne ait sahte diploma ile de iş başvuruları yaptığı da tespit edildi.

    Ambulans doktoru da olmuş

    Burak Uysal’ın, İstanbul’da özel ambulans hizmeti veren büyük bir firmada doktor olarak çalışmaya başladığı belirlenince kısa süre burada çalışan sahte doktorla ilgili firmanın İstanbul Tabipler Odası’na başvurarak araştırma yapması üzerine sahtekarlık bir kez daha ortaya çıktı. Tabipler Odası, yaptığı incelemede Uysal’ın diplomasının sahte olduğunu belirledi. Bunun üzerine Uysal işten ayrılarak ortadan kayboldu.

    Sağlık lisesinde ders verdi

    Ürettiği sahte belgelerle bir çok yere iş başvurusunda bulunan Burak Uysal eğitim alanında da şansını denedi. Ankara Üniversitesi’nden ‘eğitim verebilir’ şeklinde sahte belge düzenleyen Burak Uysal, İstanbul Anadolu yakasında bulunan özel bir Sağlık Anadolu Meslek Lisesi’nde ‘farmakoloji uzmanı’ olarak ders vermeye başladı. Altı ay derslere giren Burak Uysal yaşanan sıkıntılar sonrası buradan da ayrıldı. Uysal, çalışma izni bittiği için işten ayrıldığı yönünde belge düzenleyerek iş başvuruları yapmaya devam etti.

    Ankara’da iki soruşturması var

    Daha önce hapis cezası verilen ve cezası ertelenen Burak Uysal hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da iki ayrı soruşturmanın yürütüldüğü ortaya çıktı. Gelişmeler üzerine sahte doktor Burak Uysal kayıplara karıştı

    MİLLİYET

  8. Nolan abi birşeyi merak ediyorum biz servis sağlayıcısında giriyoruz acaba fişleniyoruz mu diye düşünüyorum yeni-akit yeni şafak paçavralarının facebook sayfası yorumları görseniz özellikle Levent Kırca'ya demediklerini bırakmamışlar yüzlerce küfürlü yorum..Özellikle bu aktroller çok artışda

  9. ‘Sağlıkta parasız dönem’ güzel slogandı ama bitti

    VATAN'dan Mert Nayır'ın yazısı.....

    7 yıl önce ‘sağlıkta dönüşüm’ yapıldı. Evet, artık hastanede rehin kalmıyorsunuz, çünkü paranız yoksa muayene bile etmiyorlar. Acile gitmeden önce bankaya gitmeniz gerekiyor.

    Yaklaşık 7 yıl önce adeta “bir devrim” niteliğinde sunulan ve aradan geçen süre içinde neredeyse değişmeyen tek satırı kalmayan “Sağlıkta Dönüşüm” vatandaş tarafından büyük takdir toplayan bir uygulama olmuştu. Ancak Hükümetin “Sağlıkta Parasız Dönem” sloganı ile sunduğu bu uygulama sadece bir yıl dayanabildi.

    O zamanın sloganları; “Sağlıkta Parasız Dönem”, “Saatlerce sıra bekleme randevu al”, “Hastanede rehin kalma dönemi bitti” ve daha fazlasıyla sunulan “Sağlıkta Dönüşüm” aslında dönmeye devam ediyor. Hem de tam ters yönde. Nasıl mı? Eczaneler muayene parası tahsilcisi oldu, hastanede sıra beklemiyorsunuz ama Sağlık Bakanı’na bile 48 gün sonraya randevu veriliyor, hastanede rehin kalmıyorsunuz çünkü paranız yoksa muayene bile olamıyorsunuz, acile gitmeden önce bankaya gitmeniz gerekiyor…

    Önce katılım payı alındı

    Sağlık sistemi 7 yıl içerisinde nasıl değişti, hep beraber kısa başlıklarla bir göz atalım;

    1 Ekim 2008 tarihinde başlayan “Sağlıkta Parasız Dönem” yalnızca bir yıl dayanabildi. 01 Ekim 2009 tarihinden itibaren devlet hastanesine başvuranlardan 8 TL, özel hastaneye başvuranlardan ise 12 TL katılım payı alınmasına başlandı. Ayrıca, muayene sonrasında doktor reçete yazmış ise 3 TL de katılım payı eczaneler tarafından tahsil edilmeye başlandı… Muayene parası bugün puanlaması en düşük özel hastanede bile 100 TL civarına, kamuda ise son tebliğ ile 15 TL’den 30 TL’ye çıktı.

    Hastaneye gidip randevu alma dönemi ise bitti. Şimdi o randevuyu ‘Merkezi Hastane Randevu Sistemi’nin 182 numaralı hattını arayarak alıyoruz. Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerden randevu almak için aranan bu hattan, Bakanlık herhangi bir bedel almıyor. Ancak, ücret, telefon operatörlerine ödeniyor. Yoğunluk sebebiyle dakikalarca hatta beklemek zorunda olduğumuz 182’nin dakikası ise 15 kuruştan başlıyor ve 80 kuruşa kadar ulaşıyor… Geçtiğimiz aylarda Sağlık Bakanı canlı yayında bu hattı tanıtmak için telefon ile randevu almaya çalıştı, ancak 48 gün sonrasına sıra verdiler. Kendisi bile inanamadı…

    Rehin kalma yok

    Hastanede rehin kalma hala yok! Neden mi? Çünkü “provizyon uygulaması” geldi. Daha hastaneye girdiğimiz anda TC kimlik numarasına bakıp, “Sizin sosyal güvenceniz yok hastaneye alamayız” diyorlar ve hastaneye giremediğimiz için artık rehin de kalamıyoruz. Ama unutmuşlar ki, tedavi de olamıyoruz...

    1 Ocak 2012 sabahına tüm Türkiye GSS’li uyandı. Bu saatten sonra 18 yaşından büyük çocuk, GSS prim borcu olan vatandaş acile gitmeden önce bankaya gitmek zorunda bırakıldı. İki buçuk senede 12 milyar TL’lik Genel Sağlık Sigortası prim borcu sessiz sedasız vatandaşa yazıldı.

    Aile hekiminin tahlil yetkisi elinden alındı

    Sağlık Bakanlığı, aile hekimlerinin tahlil ve tetkik yapma hakkını elinden aldı. Aile hekimine muayene olan hasta artık direkt hastaneye gidecek. Sağlık Bakanlığı’nın Aile Sağlığı Merkezleri’ne gönderdiği yazıda artık birçok tetkik ve tahlil aile hekimleri tarafından istenemeyecek. Gerekçe olarak ‘Laboratuvar Bilgi Yazılım Sistemi’nde revizyon ve çalışma gösterildi. Hastalar bu nedenle yapılacak tahliller için aile hekiminden devlet veya özel hastaneye sevk isteyecek.

    İPTAL EDİLEN TETKİKLER

    - Ürik asit (Hipertansiyon)

    - Alkalenfosfataz (Siroz)

    - Dehidrogenaz (Lenfoma)

    - Kreatin (Kalp krizi)

    - Fosfor (Karaciğer, tiroid)

    - Kalsiyum (Kemik hastalığı)

    - Magnezyum (Bağırsak)

    - Sodyum (Diyabet)

    - Potasyum (Hipertansiyon)

    - Vitamin B12 (Demir eksikliği)

  10. Meraba arkadaşlar banada şizoid/psikoz/anksiyete teşhisi kondu yıllarca benim pek arkadaşım yok kimseyle konuşamıyorum çekimserim öyle bir selam vermem kimseye bu durumu yıllarca aşmaya denedim.Kurslara gittim ama pek aktif katılımım olmadı..Bana ne önerirsiniz bu durumun üstesinden gelmek için.Bilimsel tanımı şöyle Şizoidler, yoğun duygular yaşamaz, sosyal aktivitelerden kaçınır, arkadaşlık kurmakta normal insanlara nazaran daha isteksiz davranırlar; topluma karşı yabancılaşmışlardır. Şizoid kişilik, genel olarak umursamaz ya da soğuk olarak nitelendirilebilir. Övgü ya da eleştiriler karşısında tepkisiz kalırlar. Duyguları statik olup çok fazla değişime uğramaz.Şizoid kişilik bozukluğu veya şizoid kişilik, sosyal ilişkilere ilgi azlığı, duygusal soğukluk, içe dönüklük ile karakterize bir kişilik bozukluğu..

    Acaba şizofren olabilirmiyim diye düşünüyorum?İlaçlar kullanıyorum ama doktor değiştirsemde tanı sabit yani..

×
×
  • Yeni Oluştur...