Jump to content

kirec

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    10.110
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne kirec kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Burası da ilginç miş..

     

    Yaratıcı olan ama tanrı olmayan bir varlık düşünelim...

     

    Evrenin mesele bir yaratıcısı olsun....

     

    Ama tanrı olmasın...

     

    Ya da evrende çok zeki çok güçlü bir varlık olsun yıldızlarla bilye gibi oynayabilen ama tanrı olmasın....

     

    Tanrıdan kastımız  nedir...

     

    Tapınılan bir varlık mı...

     

    Kendisine tapınılmasını isteyen yada itaat isteyen bir varlık mı...

     

    Dua edilen varlık diyebiliriz belki...

     

    Dua edilemeyen yada dualara hiç cevap vermeyen bir varlığa tanrı denilebilir mi...

     

    İnsanlar niçin böyle bir tanrı kavramını oluşturmuşlar....

  2. On 05.03.2020 at 11:49, HATEM said:


    Fantastik değil, süzme hakikat (gerçek).
     

     

     
    Muhakkak ki ben, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim (Dayandım, güvendim).
    Yürüyen hiçbir canlı mahlûk (dabbe) yoktur ki; O (Allahû Tealâ), onun perçeminden (Nâsiyesinden, alnından) tutmuş olmasın.
    Muhakkak ki benim Rabbim, Sıratı Mustakîm üzeredir (Doğru yol üzre yürür). (Hud 56)

    İşte bunlar hep inanç...

  3. 22 hours ago, HATEM said:


    "Allah'a bir cân borcum var" denir ya,, Anla ki, cân, bizden çok O'na âittir.

    Tende Cân'dır Cân da cânanımdır diye ilâhî var. Tende Cân olan O'dur.

    Sağım solum gözler idim, Dost yüzün görsem diye, Ben taşrada (dışarda) arar idim, Ol cân içinde cân imiş

    Yûnus Emre hazretleri de şöyle İfâde etmiş. "Bir Ben vardır bende, benden içeri"

    Kur'ânda da şöyle gelmiş. "Şah damarınızdan daha yakınım"

    Çok fantastik düşünceler...

     

    Açıkçası benim hoşuma gidiyor...

     

    Amakı hayal tadında...

     

    Tanri her insanda bu hayatı mı deneyimliyor...

  4. On 17.02.2020 at 19:07, HATEM said:


    Şöyle olabiliyor.
    Benim bir bedenim var, Fakat ben bedenden ibâret değilim. Bedenimdeki en küçük hücre bile bana âit olmasına rağmen.
    Ben bir çok yönden bedenimden içkin ve aşkınım.

    Bu düşünceye göre evren yada doğa yada varlık tanrının bedenidir yani öyle mi....

    Bu bedenin bir canı hissi düşüncesi bir vicdanı duygusu yani bilinci benliği de var ve biz ona mı tanrı diyoruz...

     

  5. Dyson küresini yeni duydum...

     

    Bir yıldızın mesela güneşin çevresini tamamen saracak bir küre oluşturup onunla yıldızın enerjisini tamamen kullanabilmeyi önermiş...

     

    Yıldız pili gibi bir şey...

     

    Bir yıldızı bir çuvala koyup onun enerjisini tamamen almak ...

     

    Bunu beceren uygarlık artık galaksiler arası hüküm sürme aşamasına geçebilir...

     

    Ama biraz düşününce dünyada sanki bir Dyson küresi gibi...

     

    İçinde yıldız kadar sıcak bir çekirdek var ve biz hala magmanın enerjisini kullanamıyoruz...

     

    Bu bilim  adamının çoğu görüşünü bilmiyorum ama evrendeki bir çok parametrenin sanki insanın varlığına olanak sağlamaya yönelik olduğu gibi bir fikri varmış...

  6. 15 hours ago, RasyonelDüşünce said:

    Neden bilmiyorum ama, nerede ise hepinizin Algısında Tanrı Her şeyi Bilen ve yoktan var edebilen olmak zorunda. 

     

    Tanrı-lar ın kökeninde ben bu şartlara uymayan Varlıklara da tanrı denildiğini hatırlıyorum. İnsanı labaratuarında tasarlayan üstün varlıklar benim Tanrı kavramından anladığım kadarı ile Tanrıdırlar. 

     

    Konu hep teist tanrı üzerinden gittiğinden, bence Başlık  tanrı" yerine "Teist Tanrı" olmalı idi.

    Doğmamış-doğurulmamış, yoktan var eden, kudreti her şeye kadi olan güncel versiyon tanrı, eski sürüm tanrıları asimile etmiş ? ? ? 

     

    Güncel versiyon ranrının ateistlerce kabul edilmesi de olanaksız olduğundan, Konuda bir çıkmaz var sanki!?! 

     

    Ateist teistin tanrısını reddeden...

     

    Deistin tanrısını reddeden de adeist olur...

     

    Aslında bir tanrıya inanan diğer dinlerin tanrılarına karşı ateist oluyor...

     

    Müslüman kişi diğer dinlere batıl diyerek diğer dinlerin kafiri dinsiz imansızı ateisti oluyor...

  7. 2 hours ago, Yeni Üye said:

    Her şeye kadir olma konusu yanlış anlaşılıyor. Ya da herkes kafasına göre anlıyor.

    O yüzden hristiyanlar mesela saçma bir şekilde diyor ki Müslümanların Tanrısı insan olarak yer yüzüne inmeye kadir değil. Bizim tanrımız ise buna da kadir. Yani Tanrı her şeye kadirdir sözündeki "şey" iyi anlaşılmalıdır ve tanımlanmalıdır. Değilse kafa karışıklığı ya da çelişki oluyor. Tanrı her şeyi yapabilir demektense her istediğini yapabilir demek daha doğru olur. İstediği şeyi yapma konusunda bir acze düşmez ama neyi isteyeceğini de tanrısallığı içinde belirler.

     

    Mesela dört köşeli bir üçgen yapabilir mi...

     

    Yapamaz...

     

    Öyleyse her şeyi yapamıyor bak...

     

    İyi ama dört köşeli bir üçgen diye bir şey yok ki yani o bir "şey" değil...

     

    Gibi di mi...

     

  8. Varlık ile birlikte olan belki o olan yada ona içkin olan kendini yenileyen gelişen aktif dinamik süreçlerin içinde olan insanın kendisine bağlanıp güvenebileceği  insana vicdanı kadar yakın bir tanrı....

     

    Varlığın vicdanı diyebileceğimiz...

     

    Dinlerin aslında özünde ama onlarla tanımlı olmayan...

     

    Sürekli yeni şeyler arayan evrimleşen öğrenen bilgi görgü ve gücünü ilerleten anlamında son suz...

     

    Bizim iyiliğimizle sevinen kötülüğümüzle üzülen...

     

    Kendini çok derinden yakından hissettirebilen ...

     

    Hepimiz evrenin bir parçasıysak ortaya çıkardığımız eserlerde bir bakıma evrenin ortaya çıkardıkları...

     

    Düşüncelerimiz de belki evrenin düşünceleri ....

     

    Yani belki tanrının da...

     

     

  9. 7 hours ago, HATEM said:


    Allah (c.c.) her şeyi biliyor. Gelecekte yaşanacakları da biliyor.
    Allah'ın ezelde her şeyi ve bütün olacakları Bilmesi de yetmez. Allah, Kazâ ve kaderin de sâhibidir. Ya'nî, Ezelde geleceği Belirleyen de kendisidir.


     

    “Andolsun, içinizden cihad edenleri, sabır ve sebat gösterenleri BİLİNCEYE kadar sizi imtihân edeceğiz.” (Muhammed, 47, 31)

    "... Senin yöneldiğin yeri (Kâbe'yi) biz ancak Peygamber'e uyan ile ökçeleri üzerinde geri dönenleri BİLMEMİZ için kıble yaptık ..." (Bakara 2, 143)

    "Sonra onları uyandırdık ki, iki zümreden hangisinin bekledikleri süreyi daha iyi hesap ettiğini BİLELİM." (Kehf 18, 12)

    "... Ancak ahirete inananlar ile onun hakkında şüphe içinde bulunanları BİLELİM diye (ona bu fırsatı verdik) ..." (Sebe 34, 21)

    "Allah iman edenleri elbette bilecektir. Ve münâfık olanları da elbette BİLECEKTİR." (Ankebut 29, 11)

    Bu ve daha başka âyet-i kerîmelerde ifâde edilen bilgi,, İlmen bilmek değil, Aynen bilmektir.
    Aynen bilmek,, zamânla mukayyed bir bilgidir. Zamânı gelmeden önce bilinemez.

    Bu noktada bu kadar açıklama yaptım, Ebrehe konusunda olduğu gibi bütün söyleyeceklerimi ve asıl söyleyeceklerimi söylemedim.
    İnşAllah yazmayı düşündüğüm kitaba sakladım.
    Fakat, Akıllı kişi, İlmen bilmek ile aynen bilmek arasındaki farkı aslında şıp diye anlayabilir.

    Google okuyucularının hatırına burda size çok bilgi cevherlerini açtım.
    Google okuyucularının hâtırı için de olsa,, sağkuyu gibi domuzların boynuna inci gerdanlık dizmek hôş olmuyor.
    Zâten pisliğinden ve kokusundan ve şerrinden kendisine yaklaşmak da zor oluyor, anibal gibi...
    @teflon gibi kutsallarımıza küfretmeden tartşanlarla münâzara etmek gerekiyor.

    Şunu belirteyim ki, Güzel sorular topladım.
    Sorulara cevap vermeye çalışan enâniyet budalalarının (Nogot ve ek) kendileri cevâba ve mes'eleleri anlamaya muhtaç.
    Kader konusunda bütün bildiklerini buraya döşemeleri, nutuk çekmeleri sorulan sorulara bir cevap olmuyor. Attıkları kurşunlar hedefi tutmuyor.
     

    Verdiğiniz örnekler kendi iddianızı çürütüyor....

     

    Bilen hiç bilelim diye şunu şöyle yaptık der mi...

     

    Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır derler...

     

    Tanrı neler yapacağımızı bilmiyor öğrenmek için bizi yaşatıyor...

     

    Tanrı öğrenemez mi...

  10. 5 hours ago, RasyonelDüşünce said:

    Bu iki Savunmaya sürekli her konuda baş vurup dillerine sakız etmiş Teistlere gelsin...

     

    Zamandan Münezzehlik

    Zaman Hareket ve eylemdir. Eylem var ise zaman vardır. Ve gerek fiziksel müdahale olsun, gerek ise sadece gözlemci olsun ayırt edilmeksizin herhangi bir şekilde o eyleme müdahil olan varlık, Zamandan münezzeh OLAMAZ. çünkü o varlık artık öncesi ve sonrasına müdahil olmuştur ve kendisinin de öncesi sonrası hareketleri olacaktır. Mesela Tanrı Önce Yeri sonra göğü yarattı der isen zamandan bağımsız olamazsın. O yüzden zamandan ve mekandan münezzeh zırvalığını bırakın artık her konuda Sıkışınca Salıveriyorsunuz... 

     

    ikinci olarak ta; Her şeyi bilen ve gücü her şeye yeten tanrı modeli kendi içinde çelişkilidir. Her şeyi biliyor ise, kendi geleceğini de bileceğinden, hiç bir varlığın o gelecek dışına çıkamayacağı gibi Kendisi de öngördüğü kendi eylemlerinin dışına çıkamayacaktır...

     

    Teistler Ateistlere ne kadar dua etse azdır. Dinlerindeki çelişkileri ateistler sayesinde buluyor ve dinlerini ona göre şekillendiriyorlar.

     

    Konularında sürekli Aynı lafları sayıklayan testlere her konusunun altına yazmaktan ise, Konu açmanın daha sağlıklı olacağını düşündüğüm için konu açıyorum. 

    Genel olarak doğru ...

     

    Sadece bir şeye itiraz edeceğim...

     

    Her şeyi bilmek geleceği bilmeyi kapsamaz...

     

    Yani gelecek şu an yoktur ve bilginin konusu değildir...

     

    Şunun gibi düşünelim....

     

    Duyarlılığı sonsuz olan bir sensör düşünelim evrende olan biten her şeyi görebiliyor duyabiliyor olsun...

     

    Bu sensör henüz gerçekleşmemiş bir olayı şimdiden görebilir mi yada duyabilir mi...

     

    Bu soru saçmadır ve aynen geleceği duymak bilmek görmek gibi Olasılıksız imkansız bir safsatadır...

     

    Tanrıyı yücelteceğim derken küçültmektir...

     

    Herşeyi bilmek varlık alanındaki herşeyi bile bilmek anlamında olup aslında yaptığınız hiç bir şey gizli kalmaz hesabını verirsiniz demek olur...

  11. Tanrının özgür iradesini insanlara verdiği özgür irade sınırlar...

     

    Bir bakıma tanrı kendi kendini sınırlamış olur...

     

    Gelecek her olayın belirli olması ise ne tanrıda ne de insanlarda özgür irade bırakmaz ...

     

    Tanrı dahil bütün varlık belirli bir geleceği yaşamaya gerçekleştirmeye yönelik çalışan bir makinenin dişlileri konumunda kalır...

     

    Halbuki gelecek belirli değildir...

     

    Tanrı da insanlar da geleceği özgürce kendi iradeleriyle şekillendirecekler sonucu da olunca bilecekler öğreneceklerdir...

     

    Hiç birimizin sonunu tanrı şu anda bilmiyor o da merak ediyor ...

  12. Başlıktaki soruya dönecek olursak...

     

    Kötülüğün olması bir tanrının olmadığına delil olur mu...

     

    Tanrının olmadığına değil de belki tanrının kötü olduğuna delil olabilir...

     

    Kötülük var öyleyse buna izin veren tanrı kötüdür....

     

    Ama iyilikte var...

     

    Öyleyse buna izin veren tanrı iyidir...

     

    Şimdi ne olacak...

     

    Tanrı iyiliğe de izin vermiş kötülüğe de...

     

    Tanrı hem iyidir hem kötüdür mü diyeceğiz...

     

     

  13. Biraz düşününce bu kader konusu baştan absürd geliyor...

     

    Niye böyle bir şeye gerek duyulsun ki...

     

    Yani bir kişinin neler yaşayacağını önceden yazmanın ne gibi bir gereği yada faydası olabilir...

     

    İşte bakın gördünüz mü hep dediklerim çıktı filan diye hava atmak dışında ne gibi bir mantığı var...

  14. 14 hours ago, RasyonelDüşünce said:

    Her şeyi bilen bir varlık özgür iradeli değildir. Robottur. 

    Teistlerin seçim yapması gerekiyor. Ya tanrıları her şeyi bilmeyecek, yada iradesi olmayacak.

    Düşük zeka ile tanrılarını pohpohlamaya çalışırken tanrılarını aşağılıyorlar ama bunu bile görecek zekaları olmadığı için Kendilerince sorun olmuyor. 

    Her şeyi bilmekten kasıt geleceği de bilmek ise bu tanrı için bile mümkün değildir...

     

    Geleceği bilen bir varlık varsa kimse için özgür irade var olamaz...

     

    Aslında geleceği bilmek diye bir şey yoktur...

     

    Ama illa var deniyorsa tanrı bu anlamda her şeyi bilen değildir...

     

    O sadece var olan her şeyi bilebilir henüz var olmamış gelecekte var olacak şeyleri şimdiden bilemez ancak  var olduğu zaman bilir...

  15. Eden bulur....

     

    İyilik yapan iyilik bulur...

     

    Kötülük yapan kötülük bulur...

     

    Ne ekersen onu biçersin...

     

    Gibi sözler sanki iyilik yada kötülüğün de bir kimyasal reaksiyon gibi çalıştığını zorunlu olarak belirli sonuçları doğurduğunu ifade ediyor...

     

    Doğa yada tanrı iyiliğe iyilik kötülüğe kötülükle karşılık verecek şekilde davranıyor...

     

    Ya da böyle davranmak zorunda mı demeliydik...

  16. 11 hours ago, arasaksoy said:

     

    Özgür irade olmadan da iyilik yapan varlıklar olabilir. Örnek: melekler. İyi olma kriteri özgür irade ile iyilik yapma ise o halde iyi olmaz, ama doğası gereği, bir makine gibi iyilik yaptığı söylenebilir.

    Melekler iyi midir...

     

    Kötülük yapabilme potansiyelleri hiç yok ise o zaman onlar yaptıkları iyilikleri zorunlu olarak yapan birer robot olmuş olmaz mı...

     

    Meleklerin özgür iradeleri  var ise iyi denebilir...

     

    Ama yok ise sadece kendine emir edileni yapan birer robot gibidirler...

     

    Mesela zebaniler sürekli cehennemde işkence yapan melekler kötü müdür...

     

    İşkence görene göre tabiki kötüdür ama özgür iradesi yoksa o zaman aslında kötü olmamış oluyor...

     

    Tanrı acaba yaptıklarını yapmak zorunda mıdır...

     

    İsteseydi başka türlü yapabilir mi...

     

    Doğada kötülükler var ve iyilikler var ve biz bunları görüyoruz...

     

    Doğaya iyi yada kötü denilebilir mi....

     

    Doğanın özgür iradesi var olsaydı o zaman doğa iyidir yada kötüdür diyebilirdik sanırım...

     

    Bizim açımızdan bize yarar verene biz iyi zarar verene de kötü diyoruz...

     

    Bu şeyin özgür iradeli olup olmadığı bizi ilk bakışta pek ilgilendirmiyor...

     

    Ama tanrının doğanın yada meleklerin iyiliği ve özgür iradeleri üzerine konuşmak beyin cimnastiği oluyor...

     

     

  17. 17 hours ago, bayşapka said:

     

    İyiyi tanımlayalım, basitçe toplum içinde barış içinde yaşamak isteyenler diyelim.

    Sonra da insanları tanımlayalım, mesela kendine hristiyan diyen bütün iyi insanlar müslüman mıdır? Onlara göre değil. Başkalarına "bence böyle" diyip isim takıp kabul ettirmeye çalışmak hoş mu?

    Fakat tanımlarını düzgün yaparsan sorun kalmaz.

     

    Benim mantık düz..

     

    İyi insanlar iyi şeylere layıktır...

     

    Tanrı iyi ise iyi insanları iyi şeylerle ödüllendirir...

     

    İnsan iyi ise onun dini inancı ateist agnostik vs olması filan bu durumu değiştirmez....

     

    Yani cennete her dinden inançtan iyiler girebilir...

     

    Yani tanrı iyi ve adil ise böyle olmalıdır...

     

    Değilse zaten hepimiz yandık..

     

  18. On 01.01.2020 at 07:15, bilibid said:

     

    allahsız var olduysak eğer  neden öldükten sonrada allahsız var olamıyoruz  

    Olabiliriz belki...

     

    Aslında dinlerdeki ahiret inancı da bir çeşit re enkarne olmak sayılır ama tek bir defa ve son kere olmuş oluyor...

     

    Öbür türlü bazen insan gelip bazen tavuk olarak geri dönmek filan biraz ne bileyim sıkıntılı gibi...

  19. On 03.01.2020 at 09:24, bayşapka said:

     

    Tanımsız iletişim olmaz. Amacım şahsi saldırı yapmak değil, fikir beyan edip itiraz olmayacaksa tanımları kesinleştirmek. 

    Bana göre İslam ve müslüman tanımı farklı mesela...

     

    Bence bütün iyi insanlar müslümandır...

     

    Neye inanıyor olursa olsunlar ister ateist ister budist ister agnostik ...

     

    Tabi ki bu tanım kimse tarafından kabul görmüyebilir ...

     

    Ama bir tanımın doğru olması onu ne çok insanın kabul edip etmemesiyle ilgili değil...

     

     Bence doğru bir tanım bu...

     

    Tanrı iyidir ve bizden de iyi olmamızı bekler bizden iyi olanlarda tanrının bu beklentisine uygun oldukları için ona teslim olmuş yani müslümandır...

×
×
  • Yeni Oluştur...