-
İçerik sayısı
910 -
Katılım
-
Son ziyaret
İçerik Türü
Profiller
Forumlar
Takvim
İletiler bölümüne alpcakir kullanıcısının eklediği dosyalar
-
-
Çok üzüldüm. Buraya çok büyük emeği geçmiştir. Böyle forumlar için çaba göstermeye kalktığınızda bir süre sonra aynı şeyler sıkıyor. Aynı argümanlar için 500000 defa cevap verilmiş şeylerle uğraşma motivasyonunuz azalıyor. Hiç motivasyonu azalmayan, hiç çabalamaktan vazgeçmeyen birkaç admin-moderatör-yazardan birisiydi. Değerli bilgili bir insandı. Hepimizin başı sağolsun.
-
Telomer olayı ömrümüzü biraz daha uzatmanın çözümlerinden biri olabilir ama katkısı o kadar da büyük değil. Asıl dert hücre bölünmesinin telomer nedeniyle kısıtlanması değil çünkü. Bölünemeyen hücrelerinin kaybı. Sinir hücrelerin neredeyse hiç bölünmüyor. Kas hücrelerin çok çok az bölünüyor. Yani telomerin etkisi deri, bağırsak, karaciğer vs bunlarda etkili. Daha da ötesi sinir hücren bölündüğü zaman içerdiği bilgiyi kaybediyor. Bilgi beynindeki sinir hücrelerinden kaynaklanıyor. Yani sinir hücrelerini yarın bölünür hale getirirsen kendin dediğin şey her ne ise o bilgiyi kaybediyorsun. Ömrünü 1000 yıla çıkarttın diyelim böyle bir yöntemle bu yöntemi uyguladığın sürece geçmişe dair tüm bilgilerin silincek demektir. Anibalin bahsettiği şekilde hücre ölümünü engellemen ve hücrelerinin mevcut bilgisini koruyacak şekilde yaşamını devam ettirmesini sağlaman gerekli. Olabilir mi neden olmasın ama yakın zaman için zor diye tahmin ediyorum.
-
2 hours ago, haci said:
Doğru bir tahmin sevgili DMA....
Strong (güçlü) nükleer kuvvete bağlı bir enerjinin açığa çıkması.
Zayıf nükleer kuvvet olması lazım diye hatırlıyorum.
-
On 20.01.2020 at 17:21, haci said:
İvmelenen kütlenin enerjisi azalmaz, artar.
Hızı yavaşlayan bir kütlenin de negatif ivmesi vardır. Kinetik enerjisini bir yere aktarıyordur bu durumda yani enerji kaybediyordur. Gerçi sorudan anlamışlardır arkadaşlar. Benim merak ettiğim sadece hız kaybı nedeniyle mi rölatif kütleden kaybettikleri idi. Eğer öyleyse zaten birbirleri etrafında dönüş hızları arttıkça kazandıkları rölatif kütleyi kaybedeceklerdi. Burada bu olay yaşanmadan önce kazandıkları rölatif kütleyi kaybettikleri adına bir şey yazmıyor. Dolayısı ile asıl merak ettiğim konuya gelmek gerekirse örneğin dünya güneş etrafında belirli bir hızda ve ivmeyle dönüyor. İvmelenen kütleler de kütle çekim dalgaları yayıyor. Dünya bu durumda kütle kaybediyor. Sadece kinetik enerjisinden mi kaybediyor yoksa örneğin bir elektronundan protonundan mı kütle kaybediyor. Ligo gözleminde 3 güneş enerjisinden bahsediliyor. Bu kaybı karşılayacak kinetik enerji kaybı mı var ki kinetik enerji ile kazandığını kaybettiğini varsayıyordum ben totalden kayıp beklemiyordum. Yani birbirlerine yaklaşmadan önce x ve y kütleli karadelikler birbirlerine yaklaşıp kütleçekim nedeniyle hızlanarak kinetik enerjilerini artırarak x+z ve y+q rölatif kütlelerini kazandılar. birleştikleri zaman z ve q enerjilerini kaybettiler. Ancak kendi kütlelerinden kaybedemezler gibi. Gözlem beklediğimden farklı olunca anlamaya çalışıyorum.
-
Bilgiler için teşekkürler DreiMalAli.
İvmelenen kütleler enerjisini hızından mı (kinetik enerji kaybı nedeniyle mi) kaybediyor yoksa başka bir mekanizma mı var? Sadece rölatif kütle kaybı mı var yani?
-
Gerçi orada kütleçekim dalgaları nedeniyle enerji kaybettiği ifade ediliyor ve kütleçekim dalgaları pek doğal olarak zaten olay ufkundan kaçabiliyor. Ancak bu durumda birleşmeler harici de karadelikler veya özellikle tüm büyük kütleler kütleçekim dalgaları yayarak zaten kütle kaybetmeliler. Yani karadeliklerin, yıldızların, nöron yıldızlarının vs. durmadan kütle kaybediyor olmaları lazım. İlginç geldi bana.
Bu karadelik birleşmesi gözleminde 29 ve 36 güneş kütleli iki karadelik birleşerek 62 güneş kütleli bir karadelik oluşturuyor 3 güneş kütlesi enerji kütleçekim dalgaları şeklinde uzaya yayılıyor.
Karadelikler hawking ışıması dışında kütle kaybetmezler söylemi yanlış o zaman.
-
Ligo gözleminde iki karadeliğin birleştiği zaman büyük kütle kaybının yaşandığı ve bu birleşmede oluşan kütle çekim dalgalarının tespit edildiği ifade ediliyor.
Bildiğiniz üzere karadelikler uzay zamanı sonsuz eğimle büktükleri için olay ufkunun dışına değil kütlenin ışığın dahi kaçabilmesi imkansız. Sadece olay ufku sınırında hawking ışıması nedeniyle kütle kaybedebilir. Anladığım kadarıyla burada mekanizma hawking ışıması da değil.
Bu durumda nasıl oluyor da iki karadelik birleşirken neredeyse güneşin 3 katı büyüklüğünde bir kütle kaybı oluşabiliyor?
-
O kısmını anlıyorum zaten. Bakıyoruz galaksilerin hesaplarımıza ve mevcut fizik bilgimize göre toplam kütlesi o galaksiyi orada tutmaya ve mevcut gözlemlediğimiz şekliyle döndürmeye yetmiyor, yetecek miktarı yine hesap edip işte şu kadar bizim gözlemleyemediğimiz kütle olmalı ona karanlık madde diyelim ve evrenin genişleme şekline bakıyoruz hesaplarımıza göre genişleme hızının zamanla azalmasını bekliyoruz ancak gözleyince genişleme hızının arttığını görüyoruz bunu sağlayacak enerjiyi hesap edip ona da karanlık enerji diyoruz. Ama sorum bu değil ki!!!
-
Karanlık madde ve enerji sadece uzayın geometrisinin yanlış düşünülmesinden kaynaklı olabilir mi? Hep uzay anlatılırken 2 boyutlu balon yüzeyi ve bu yüzeye baskı uygulayan kütlelerle anlatılır. Bu baskı yüzeyde bir çukur oluşturur her şey bu yüzeyde alabilecekleri en kısa yolu alarak hareketine devam eder. Genel göreliliğin kolay anlaşılır betimlemesi bu şekildedir. Peki gerçekten balon gibiyse yani bu yüzeye baskı yapan kütleler nedeniyle çukurlar oluştuğu gibi(buraya kadarı genel görelilikte olduğu gibi) çukurların dış kısmı da gerçek balonda olduğu gibi genişlemek zorunda kalıyor(karanlık enerji) ve bu nedenle çukur derinlikleri de artıyor ise(karanlık madde) bu durumu açıklayamaz mı?
-
Yaşam entropi artışını hızlandıran bir durum. Entropi artışını hızlandıran her yol tercih edilir.
-
Anatomi ve fizyoloji biterken yavaştan patoloji başlayacak o zaman işler değişir merak etme. Zaten mükemmel tasarım olsaydı okuduğunuz okula gerek kalmayacaktı.
-
Ten ten A noktasından bakınca iki fotonun birbirinden B ve C noktalarina giderken 2c ile uzaklaştığını hesap edersin ama herhangi bir fotonlardan diğerine bakarken bi şey hesap edilemez o nedenle belirsiz bir sonuç çıkar. Çünkü foton üzerinde olsan senin için zaman geçmeyeceği için hesap yapma gibi bir lüksün de olmaz ve bu nedenle böleni 0 olan garip bir sonucla karsilasirsin. Einstein formülleri zaten herhangi bir gözlemcinin ışık hızını sabit olcecegi aksiyomu üzerine kuruludur. Formüller var olan gerçekliği ifade edebilmek için dizayn edilmiştir. Gerçek olan ise ışık hızının herhangi bir gözlemciye göre sabit olculecegidir.
-
Hacı bu konuyu iyi yakalamış. Belki eski girilerimde ben de bahsetmiştim emin değilim. Yaşam entropi artışına hizmet eder. Yaşam olmaksızın entropi artışı daha yavaş olur. Örnegin siklon (hortum) denilen doğa olayı olmaksızın entropi normal hava sirkülasyonundan daha düşük entropilidir ama siklon olmaksızın entropinin artması çok daha yavaş gerçekleşir. Entropi artışı eğer herhangi bir düzenlilikle daha hızlı gerçekleşirse bu yol tercih edilir. Bu yol yaşam dahi olsa ki yaşamın nedeni entropi artışını hızlandırmaktır.
Yani evrenin sonunu hızlandırmak için vardır yaşam..
-
Yok hacı konuyu açıklayarak başladın onu diyorum. Işığın bükülmesini, genel görelilik nedeniyle verilemeyen nobel ödülünün fotoelektrik etki nedeniyle verilmesini ilk iletinde anlatmışın zaten.Ben soru mu sordum?
-
Konuşmacı ve gerçeği arayan bu sorduğunuz soruların cevapları başlığın ilk girdisinde sevgili hacı ayrıntılı - kaynaklı bir şekilde açıklamış zaten. Başlıkta belirli bir ilerleme kaydettik. Neden tekrar başa dönüp duruyoruz, okumuyor musunuz soru sorduğunuz başlığı?
-
Güneşin arkasında(tutulma esnasında) olması gereken yıldızların görülmesi şeklinde gözlendi yani gelen ışık büküldüğü için göremememiz gereken yıldızları gördük ve bu bükülme hesaplarla oldukça uyumluydu.
-
O nobeli alan aldı zaten ama o zaman kanıtlanamadığı için fotoelektrik etki nedeniyle verdiler nobeli. Tekillik ve uzay zamanın bükülmesi genel görelilikle açıklandı. Güneş tutulmasında bu bükülme gözlemlendi. Benim sorum hakkında da belki bir açıklama vardır belki bu konuyu bilen vardır diye soruyorum o kadar.
-
Karadeliğin 2+1 boyutlu uzayda resmedilişi bu. Maviye boyanmış her yer uzay-zaman ve gördüğün gibi huni şekli aşağıda birleşmiyor çünkü orada uzay- zaman yok ve o birleşmeyen yerin sınırları olay ufku dediğimiz yer. O boşluğun ortasında bir yerde karadeliğin merkezi bulunuyor. İşte o merkez madem etrafında uzay-zaman yok neden evrenimizden kopup gitmiyor, hadi kopup gitmedi nasıl oluyorda uzay-zaman olmayan yerden uzay -zamanımıza etkilerini gösterebiliyor. İşte soru bu, anlayan veya bilen beri gelsin açıklasın istiyorum o kadar çünkü ben bilmiyor ve merak ediyorum.
-
alpçakır buna hubble küresi diyoruz , hubble küresi ışık hızından hızlı genişleyen evrenin varlık sınırıdır ve bunun ötesi bilinemez.
Ama biz hubble küresi ile ilgili konuşmuyoruz, konu tamamen farklı bir yer.
Karadelik merkezi ile olay ufku arasındaki yerden bahsediyoruz.
-
Karadelik biraz avam bir dille ifade edersek maddenin hasıdır. Pür maddedir. Maddenin sonsuz yoğunlukta birleşmesidir. Ama gravitonların genel görelilikle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Gravitonlar kuantum mekaniğinin iddiasıdır. Bir türlü görelilikle birleştirilememiştir kuantum mekaniği.konuyla alakalı enerjinin korunumu yasasi madem kara deliğe etki ediyor kara delik madde midir ? Yoksa uzay zamanın olmadığı bir boşluk mudur ?
Eğer bu Bir boşluksa nasıl oluyorda zaman ilerledikçe kütle kaybediyor ?
Gravitonlar kanitlanamissa bile teorik olarak varlığı nedir einsteinnin gorelelik kuramınin önemli bir parçası olan bu parcacik değilmi ?
Membranlarin var olma ihtimalleri ve bunun sicim kuramınin temel yapı taşlarından biri oluşu ile gravitonlar arasındaki ilişki nedir ?
-
konuyla alakalı enerjinin korunumu yasasi madem kara deliğe etki ediyor kara delik madde midir ? Yoksa uzay zamanın olmadığı bir boşluk mudur ?
Eğer bu Bir boşluksa nasıl oluyorda zaman ilerledikçe kütle kaybediyor ?
Gravitonlar kanitlanamissa bile teorik olarak varlığı nedir einsteinnin gorelelik kuramınin önemli bir parçası olan bu parcacik değilmi ?
Membranlarin var olma ihtimalleri ve bunun sicim kuramınin temel yapı taşlarından biri oluşu ile gravitonlar arasındaki ilişki nedir ?
-
Olay ufkunun ötesinde uzay zaman dokusu zaten yok.
Uzay zaman dokusunun olmadığı yerde uzay nasıl oluyor da oluyor ben bunu anlamıyorum hacı? Derdim eleştirmek değil anlamak.
-
Alanı var tabii.. Uzay bir alan....
Bu alanın bir dokusu var.O dokuda olan katlanmalar, bükülmeler ve deformasyonlar çekim kuvvetinden sorumlu.
Uzayın olmadığı yeri soruyorum ben hacı, uzay olduktan sonrasında sorun yok zaten.
-
Enerji tutumu yasası evrenimizin kapalı olduğunu kabul eder. Eğer bir şeyler bu evrenden kopup gidebilseydi geçerli olmazdı kopup gitmediģine göre bir sebebi olmalı benim merak ettiğim o sebep zaten.
Döner ateş karşısında sahipsiz dönemez iken Dünya güneş karşısında sahipsiz tesadüfen dönebilir mi
in ATEİSTFORUM
gönderildi
Allahın yaşam oluşturmak için şartlara ihtiyacı olduğunu söylüyorlar. Dünya dönmese yaşam oluşturamazmış, mesafesi farklı olsa yaşam oluşturamazmış. Öyle diyorsunuz değil mi?