AlbatrosS

Batıda yapılanın oksimoron olması bizde olmadığı anlamına gelmez herhalde değil mi? Söyler misin, TEOLOJİ yani TANRIBİLİM bölümünde hangi gerçeği teşhir ediyorlar sence? Mesela konuyla ilgili biraz WİKİ'ye baktım ve şunu buldum: Hristiyan teolojisinin alt dalları Angelology - Melek bilim Bibliology - Vahyin doğası ve vasıtaları Hermenötik - Kutsal metnin yorumu Christology - İsa Mesih, Mesihin doğası, Mesihteki ilahi ve beşerilik arası ilişki Misyoloji - İncil mesajının yayılmasının yolları, metodolojisi Soteryoloji - Kurtuluşun yolları ve araçları Patroloji - İlk dönem Kilise Babaların

Kesinlikle ve derhal Devlet din eğitimi vermez; isteyen, vakıf kursun. Bunlar da kapatılmalı... En çok takdir ettiğim öneriyse bu oldu! İlahiyat doçentliği oksimoronun daniskası, rezaletin dik alasıdır. Gözün sevem ASTUR, bu maddeyi niye es geçtin? Bilmem kim HACI EFENDİNİN KUR'ANDAN BULDUĞU FORMÜLLERE NEYİ İSPAT ETTİĞİNİ GÖRDÜN de bunu kabul etmedin Cami semboldür, ama onay alınarak evet... Fakat halkın parası cami yapımına gidemez; dileyen kendi ibadethanesini yaptırır... binkere/yüzbinkere evet!!! Silah'a beş kuruş verilmemeli. Mevcut olanlar yeter... Yok artık:) Bıra

<br><br>Hacım, ben topu topu 7-8 aylık üyeyim ne yılları? Bir tane AKP'yi desteklediğim yazıyı bulsana! <br> <br><br>Fasülyenin yanına cacık mı yoksa salata mı seversin diye de soracak mısın? Gizli bir hayranım falan mısın yoksa? <br> <br><br>Dedikoduyla harcayacak zamanım yok. Dilersen Ayşe'nin Osman mı yahuşuklu yoksa Fatma'nın Cabbar mı haşin muhabbetlerini kendine sakla. Sevgilim de değilsin ki sana kendimi anlatayım <br>

İyi de bu ülkeyi dindarlaştıran cemaatler değil ki yalnızca! İktidarların dinle daima pragmatist bir ilişkisi olmuş bugüne değin. Bir yandan tekke ve zaviyeleri kapatıp bir yandan diyanete devasa bütçe verip üstüne de imam hatipleri açan AKP ve cemaatler değildi. Dolayısıyla laiklik kaygılarının asıl adresi bu adamlar mı olmalı? AKP'lilerin yetiştiği okullar neresi mesela? İmam hatipler değil mi? Bak, wikiden ilginç bir serüven aktarayım: ''22 Mayıs 1972’de yayımlanan bir yönetmelikle, İmam Hatip Okulları ortaokuldan sonra 4 yıl eğitim veren bir meslek okulu haline getirildi. 1973 yılında, o

Ne tür bir uyuşturucu kullanıyorsun? Liberal olmadığım gibi AKP destekçisi olduğumu nerden çıkardın? AKP üstüne yapılan bazı fobik eleştirileri değersiz bulmak mı beni AKP'li yaptı? Yahut Kemalist olmayan herkesi AKP'li mi sanıyorsun?

Çeşitli sermaye örgütleri ve iktisatçılara tepki gösteren sivil öğrenciler, Zaman'ın geleneksel sol düşmanlığının da katmerlemesiyle ''terörist, ergenekoncu'' gibi iftiralara uğruyor. Aslında iftiraya uğramakla kalmak bir yana, açıkça üstü örtük biçimde hedef gösteriliyor. Son dönemlerde, özellikle AKP karşıtı sivil eylemleriyle tanınan Halkevleri aktivistleri, Başbakan gibi zaman'ın da hışmına uğruyor. Demokratlıktan ve yaftalanmaktan dem vuranların bu ilkel karşı propaganda ve çamur atma yöntemleriyle boyaları fena halde döküldüğü gibi BİRGÜN gazetesinden tokat gibi bir yazı geldi konuyla il

Mevzu ''eylemler''in ahlaki iç tutarlılığıyla alakalı olduğundan burada hukuk tali konudur, özellikle devletler arası hukuk. Devletler arası hukuk, senin de kabul edeceğin üzere ahlaki/ilkesel doğruluklar üzerinden değil; çıkarlar/beklentiler/hedefler üzerinden inşa edilebiliyor çoğu zaman. X yerinden gelen kara/kaçak/iç edilmiş paranın kaynağının/bağının sorulmaması başlı başına ahlaki bir sorun değil midir? Burda kabullenmemiz gereken bu paranın gayrı ahlaki/hatta gayrı hukuki yollardan temin edildiği ve bu durumun da en azından gayrı ahlaki oluşu değil midir? Rahmetli de vakti zamanında

Bakanlık Yönetmelik Taslağında Engelli Öğretmene Ayrımcılık Yaptı Öğretmenlerin atanmasıyla ilgili yönetmelik taslağında görme engelli öğretmenin neredeyse bütün dersleri; bedensel engelli öğretmenin atölye ve laboratuar dersleri vermesi yasaklanıyor. Altınokta Körler Derneğinden Köseler: "Bu ayrımcılıktır, taslak geri çekilmelidir." http://www.bianet.org/bianet/toplum/121136-bakanlik-yonetmelik-taslaginda-engelli-ogretmene-ayrimcilik-yapti Gün geçmiyor ki AKP'ye bağlı kurumlarda saçma sapan, ön yargılı, hatta Nazi ideolojisini çağrıştıran faşizan ayrımcılıklar/uygulamalar yaşanmasın. Üst

Etmez elbette, ahlakilik ölçütünün öznel çıkarlara dayalı bir pragmatizm olduğunu zaten ortaya koyuyorsun. Finans balonunun kaçak/kara para girişi olmadığını bildiğim gibi öyle bir iddiam da olmadı. Fakat, özellikle kriz dönemlerinde bu para girişlerinin ekonomik bazı verilerde oynamalar yapıp yapmıyacağını sordum farkındaysan. Ve eğer bu bir sorunsa ve senin ahlaki/entelektüel tavrın görecelilik/pragmatizm üzerinde bina ediliyorsa uzun vadede bunun yanlış/zararlı, dolayısıyla gayrı ahlaki olacağı söylenemez mi? Olabilir, ben de sana bir kaç şey sordum:) Şimdi ben birine cayman adaları

Finans-kapitalin önemli bir kısmının bu tarz para aklama/hortumlama/iç etme mekanizmalarından nemalanması savunduğunuz sistemin bekası adına ciddi bir açık/sorun değil midir ki bu şekilde yorum yapıyorsun? Finans sektöründe bu tarz balonlar yaratılmasının ileride telafisi güç hasarlara yol açtığı görülmüyor mu? Gelip geçici bu şişkinlikler ekonomiye ilişkin sayısal verilerin manipülasyonuna neden olmaz mı? Ahlak konusuna bence hiç değinme ; zira dayandığınız ekonomik kriterlerin pekçoğu ahlaki kökenli; mülk özgürlüğü gibi. Birileri keyfi biçimde bunu yasaklarsa, ama ama özgürlük demen ''ama,

Komünizm tehdit bile değilse savaştaki taraflar kim:MHP-MSP mi? Asker güdümlü muvazana partileri mi çıkarmış savaşı? Kuruluşundan beri asker vesayetinde olan bir sistemden bahsediyorsunuz. Böyle bir sorun varsa bunun ilk sorumlusu yine vasiler(vesayet edenler) değil midir? Mayıs 77 katliamı-33 işçi... Bahçelievler katliamı-7 öğrenci-faillerden pek meşhur:haluk kırcı, çatlı... Çorum-Maraş katliamları: askerin gözü önünde, göstere göstere-failler belli... Bu süreçten önce bir Türk generali ABD'ye gider, adını ve örgütünün eylemlerini daha sonra sıkça duyacağımız ALPARSLAN TÜRKEŞ'tir bu ve k

Sayın Altan, bu ülkede komüniz tehdidi hiçbir zaman öyle bahsedildiği ölçülerde olmadı; olmadığı parlamenter sistemden/seçimlerden bile anlaşılıyor. Sözünü ettiğiniz dönemde CHP mi getirecekti komünizmi, MSP mi yoksa AP mi? Zeus aşkına tarihte en güçlü olduğu dönemde topu topu 7-8 vekili görmüş bir sosyalist tehlikeden mi bahsediyorsunuz? Darbeci faşistlerin özel harp taktikleriyle tezgahladıkları, eğittikleri milis çetelere sizin köyde ne derler bilmem; ama bize ''sağ-sol çatışması'' denmez. Fabrika/okul önlerinde öğrenci taramak; yetmedi, cenazesini bile provoke etmek hiçbir zaman ''sağ-so

sayın altan, hala aynı teraneler... Biz bu bahaneleri, daha doğrusu palavraları çok duyduk. Hiç bir değer, güç, kurum insan hayatının üstünde öneme haiz değildir. Maalesef bu ''laik/modern'' devlet kuruldu kurulalı, elinde güç ve yetkiyi bulunduranlar herşeyin en doğru ve iyisinin yalnızca kendilerinin bildiğini iddia ederek kendileri dışındaki herkesi bertaraf etti. Hal böyleyken gerçekte halkı yönetime dahil etmek anlamına gelen demokrasi; halkın yönetimden azad kılınması için araç gibi algılanmış. Şimdi birileri diyor ki ''ama ama koşullar''... İyi de sayın ALTAN , ortada zaten kurumlarıyla

Peki; öyleyse sorulara cevap verin: 1. Psikopat bir ceza evi gardiyanı poponuzdan içeri tuzlanmış cop soksaydı yine devletinizin yüce bekası için bu kadar heveskar konuşur muydunuz? Tabirim hoşunuza gitmemiş olabilir; ancak, bu ülke ceza evlerinde insanların popolarına sokulan coplardan tutun da dışkı yedirmelere; tecavüzlerden tutun da domuz bağı/falakaya kadar her şey yalnızca devletin bekası için miydi? EMİN MİSİN? SON KARARINIZ MI? 2. 12 eylül ve komünist tehlikeden bahsediyorsunuz... Peki sayın ALTAN, bu ülke 12 eylül öncesi seçimlerde işbaşına getirdiği Milliyetçi Cephe hükümetleri ve

İşin enteresan kısmı başlıkta bahsedilen ordunun ''yıpratılmak için'' esktra sebeplere ihtiyaç var mı gerçekten? Sabıka kaydını tutsak Mardin'den Edirne'ye köprü olacakken onu yıpratmak gibi bir sebepten şikayetçi olmak makul müdür? Balyoz'u beğenmemenizi saygıyla karşılarım; ancak, elimizde yapılmış pekçok darbe mevcut değil mi? Bu darbeleri yapan Patagonya ordusu muydu? Siz beğendiğiniz bir darbeyi seçin onun üzerinden yıpratalım ordumuzu...

Fred'in ''tipsizliği'' ile ''fikirleri'' arasında kurmaya çalıştığın bağlantıya cevap vermiştim; ama işine gelmedi değil mi:D İnsanların çirkinliğine vurgu yapman sakın kendindeki eksiklik duygularından olmasın?

Lan olum şu boyunu postunu çalımını önce kendi resmini as öyle yap:D Hani anlattığın şu kadın tipini kendin bulsan iki gün sonra önce kendin sıkılacaksın; ama tipsizliğin o boyutta ki seni paran bile kurtarmıyor galiba:D Ama üzülme, kendinle barışık ve asi insanlar çirkin de olsa güzel kadınlarla olabiliyor; yeterki biraz saksı çalışsın biraz da karizma/yetenek olsun, en önemlisi de karakter ki bu son dediğim insanın biraz da içinde olacak:)

Çakma ludwig misin yoksa gittikçe Ludwig'leşen bir çakma mı? Sen iki gün önce ''döndüm/vazgeçtim'' diyen arkadaş mısın?

Bir de şöyle düşünün dilerseniz: Kendinden hasta, yatalak durumda bile nefret ettirip soğutmayı başarmış bir koca niçin aldatılmasın ki:D Bu ateistforum da bir alem yahu size mi kaldı elin karısı kimle hangi pozlara girdi:) JADI kesinlikle haklı! Aldatan bu durumdaki bir erkek olsa bu başlığı açan şahıs yine bu konuyu açar mıydı? Elbette, hayır. Çünkü biliyoruz ki ahlakın göstereni kadındır ve kendini kadın bedeni üzerinden var eder. Tamam, davranış özellikle zamanlaması itibariyle pek hoş kaçmamış; ama, adam da neticede iyileşiyor görüldüğü üzere. Herif iki gün sonra geberek değil ya:) Son

.Benim bildiğim güney amerika'da böyle işletmeler çok. Bazı kapatılan fabrikalarda işçiler terketmeyip üretimi sürdürüyor, aralarında gayet başarılı olanları falan da var. Kaldıki Drekinci bazı tespitlerinde haklı. Örneğin işçilere tüpraş'ı devredin. İşçilerin sendikalarından falan oluşan bir komisyon işletmeyi devralsın örneğin; fakat işletmenin pazarlamasını sağlayan araçlardan yoksun kalırsa işçiler büyük zarara yol açması muhtemeldir. Bu noktada da siyasi iktidar devreye girecektir mesela. Özelde bu işi yapan firmaların zaten gerekli estrümanları ile siyasi desteği mevcuttur. Kısaca Doktor

Yooo, Tayyip hak yolunu(!) kavramış bir müslümandır sadece:)

Her halükarda liberallerden daha çok oldukları ortada değil mi? LDP'nin oyu kaç allasen:) Barajlı sistem ve kıytırık Türkiye siyasal rejiminin halkı siyasetten mümkün olduğunca ırak eyleme adına peydahlandığını bir siyasal bilimler öğrencisi olarak bilmen gerekiyor. Elbette solun kiteleselleşme problemi sorgulanması/izah edilmesi gerekli bir durumdur; fakat, kitleselleştiği her dönemde bugüne kadar anormal baskılarla karşılaştığını inkar edemezsin herhalde? Hele son zamanlarda evlere şenlik bir uygulama var: Zeus iniş takımlarına zeval vermesin, polisimiz eylemlere katılan gençlerin ailelerini

zehrin mi? La siz liberalleri toplasak sosyalistlerin oyu çıkmaz sizden

Kemalist bürokraside böyle bir algı elbette var. Bu birden bire ortaya çıkmış bir düşünce olmaktan ziyade tarihsel süreçte ''müslüman/ümmetçi'' toplumdan makbul ''müslüman'a cumhuriyet devrinde ''milliyetçi-Türk''/yerine göre de laik imajının eklemlenmesiyle ifadesini bulacaktır. Hepsinden de önemlisi, devlet ve eğitim sistemi, normal olarak belli başlı değerlere haiz vatandaş tipini eğitmekle görevlidir. Kaldıki, eğitim sistemi çoğu kere makro düzeyde devlet örgütlenmesinde ifadesini bulan sınırlar/çitlerin mikro düzeyde aile/okul işbirliğiyle bireyde yeniden üretildiği sistemdir. Pratiğin do

Aşkolsun İ feel, sonra biri Atoş'u çıtlatır kulağınıza keyfiniz kaçar mazallah