AlbatrosS

Zeitgeisti izlemeden onun için komplo demen beyninin ne derece liberal tahrifata ve ideolojk manipülasyonlara uğradığını gösterir. Birinin bir başka kişiye, ükleye yada gruba komplo kurması için komplonun bir amaca hizmet etmesi gerekir ki bu amaç, çoğu zaman ya bir iktidar mücadelesi sömürgen idealler ya da sınıfsal kavgalar olabilir. Zeitgeist devletlerin, ahlakın ve kuralların insanları yönetmediği; parasal-mali ekonomik sistemin olmadığı, anayasa ve yasaklara ihtiyaç duyulmayan bir tür anarşist ileri toplum idealidir. Bu toplumda yöneten yoktur, kurumsal hiyerarşi yoktur, askerlik yoktur,

TAKMA AKLIN RAHLE-İ TEDRİSATI VE BINGILDAK MASALLAR ''Tahsilli cehalet? Seninki de tahsilsizi mi oluyor?''>>>> Kabiliyet dad-ı haktır her kula olmaz nasib/sad-hezar terbiyye etsen bi-edeb olmaz edib. ''Objektif kriter hegomonik askeri-politik güçtür. Göreceli yada değişken olan merkezdeki aktörlerdir yalnızca. Çarpıtmada Nurcuları geçtiniz. Tekeli belirleyen hegemonik, politik güçler dengesinin koyduğu kurallardır. Bu kurallar kendi iç dengelerini de gözetmek zorunda olduğu için bir alanda tek bir tekelden bahsedemezsin. Rekabet belli dengeler üzerindeki serbestliktir, İMF ve

Bu COLA siyonist icadı değil mi sayın cüppe:)

Müslümanlar için din ve ahlaki normlar içiçe girdiği için bu ikisinin olmadığı yerde sürekli bir kaos ve karmaşa olacağını sanıyorlar.Bunların kaç tanesi isveç, norveç, isviçre, almanya, fransa hatta japonya gibi ülkeleri gezdi bilmiyorum; ancak, bu ülkelerin hepsi arap, ortadoğu ve türkiye gibi ülkelerden fersah fersah düzenli ve yaşanılır durumda. Türkiye muhafazakar ve otoriter bir sosyal, kültürel yaşama rağmen nizam ve kurallar açısından büyük bir anarşiye sahip. Allah-kitap hepsi bahane, soygun-vurgun şahane... Bunu onlar da biliyor, aman kimse uyanmasın

sayın yorumcu, O bahsettiğiniz hadiseler prekapitalist dönem feodal tarım kültürlerinin hepsinde yaşandı. Onları Araplar icat etmedi. Yok biri birine ev vermiş, arap mış, bilmem nereyi boklamış da, vs vs abarta abarta doğru mudur yanlış mıdır bilemiyeceğim bir sürü muhabbet. Ben de ateistim, ben de arabistan çevresi, kültürü ve dininden nerdeyse nefret ediyorum.35 karılı şeyhleri gördükçe ona buna ahlak dersi verenleri çükünden d.şşğndan tavana asasım geliyor:) Hüseyin Üzmez gbi sapıkları görüp onu koruyan wakitlere bakınca sabundan filistin askısına, kçına cop sokmaktan ç.küne elektirik ver

Şu süzme faşist ithamları görünce hiçde eleştirdiklerinizden aşağı davranmadığınızı düşünüyorum...Bir arap çıkıp da ''ulan dünyanın altını üstünü getirmişsiniz, işgal etmediğiniz, yağmalamadığınız yer kalmamış, sizi gidi BARBAR TÜRKLER'' dese bu söylemler için hakedersiniz...

''Dinlerin varlığı nedensiz değildir. Buna başlığın ilk yazısında değindim. İster insan eseri olsunlar, ister ilahi, dinler kaçınılmaz bir gerçektirler. Gerekli olmasalardı var olmazlardı'' Sayın yorumcu, aksini iddia etmedim ki ''Dinler insanlığa hiç bir şey vadetmezler. Daha doğrusu vadettikleri değerlerin hiç birisi dünyada karşılaşına sorunların çözümü için yararlı değidir.'' Ben de bir ateistim; ancak bu eksik bir ifade. Dini manzumeler bir takım mistik/uhrevi kurallar bütünlüğüdür. İslam tasavvufu ile birlikte düşünüldüğünde dinin yada islam kültürünün modellediği bir insan

Bu moleküllerin birbiriyle olan ilişkilerinde eşcinsel eylemlere girişmesi de onlar dinen kafir yapar mı hocam:D Yok, onun cinsi mi olurmuş canım dersen; hurilerin,gılmanların yani ruhun cinsine inanıyorsun, hatta cennette çiftleştiriyorsunuz ya:D

''Merkez ülke ne? Çevre ülke ne? Gelişmiş/gelişmemiş demeye mi çalışıyorsun'' Tahsilli cehaletin güdük milli eğitimiyle ve ''kapitalizmin uluuu bilge Tanrıları''yla yetinenler için bunlar ufolardan bile yabancıdır elbette. Bilmemek ayıp değil, en azından sordun açıklayalım: Kapitalizmin küresel ekonomi pazarındaki merkez ülkeler(gelişmiş güdük bir kavram ve görecilidir) uluslararası finans ve sermaye tekellerine sahip olan ülkelerdir. Bu ülkeler mali açıdan olduğu kadar askeri-politik hegemonik güçleri olduğu için de merkez ülkeler olarak adlandırılır. Merkez'den kasıt, küresel kapitalist dü

Ahlak her toplumsal katmanda egemen olanın bireyi biçimlendirmeye, kanalize etmeye çalıştığı ideolojik form/yapıdır.Ahlak dinsel/mitik kurallarla birlikte amaca uygun ideal insanı varsayar; ancak bu ideal insanın neye hizmet ettiği/edeceği noktasında şüpheler vardır. Ahlak nesilden nesle aktarılan tabulaşmış, kalıplaşmış bilgi formlarıdır; bireyi, yaşamı ve kültürü kuşatır. Egemen olan, muktedir olan ahlaki formları kendi ideolojik tahakkümü için, kendisinin ve düzenin bekası için kullanır. Söz gelimi İslam ahlakı günümüzde militarist/kapitalist yaşam formları ve ideolojik formlarının tahakküm

Bugünkü dinler eskinin mitik, kozmogonik inanç formlarının zaman içinde sosyal, siyasal, iktisadi ve bilimsel gelişmelere bağlı olarak dönüştüğü sofistike inanç formlarının son halleridir. Dinlerin ilk ataları ''mit''lerdir. Dünyada hiçbir din yokken ''mitler ve kozmogoni'' denilen inanç/ayin formları vardı. Mitler, insanların bugün dahi sıklıkla sorduğu ''ilk köken, ilk oluş, ilk ortaya çıkış'' gibi sorulara verilen cevaplardır. Bu sorular insanlığın ilk kökenine olduğu gibi doğal olaylara ve evrene karşı da sorulur. Bilgi ve birikim düzeyi yaşadığı çevreyi, doğayı ve canlılğın işleyişini açı

İçinde yaşadığımız kültüre bakmak bazen kafidir. Bu toplumda sabi sübyanı koca koca kelli gbekli deyuslara veriyorlar mı? Toplum bunu onaylayıp meşru görüyor mu? Peki islamcı/tarikatçı/ümmetçi yada muhafazakar bir ton adam bu sapıklığı gayrı meşru ilan edip toplumsal bir duyarlılık oluşturuyor mu? Hayır... Tartışma bitmiştir, bundan öte söylenecek şey yoktur... İnançlı ve müslüman olup da bu sapıklığa karşı çıkacak, hayır benim dinimde yoktur diyecek(diyemez kanıtı var, velev ki dedi ama)birine buyrun örgütlü kadın hareketlerine/feminist derneklere sizi bekliyoruz derim sadece... Lama cimi yok

İbret verici... Buradaki ironiyi anlamayanların din üzerine konuşması hatta sadece konuşması bile gereksiz:)

Hangi idealle yaşarsanız yaşayın, çevrenizin sizi kuşattığı değerler, yaşam kültürü bu ideallerin şekillenmesinde önemli rol oynayacaktır. Sosyologlar açısından köyde yaşayan, muhafazakar bir insanın değerler çatışması(düalizm-kimlik bunalımı denilen şeyin kendisidir) kentte çok farklı yaşam formlarını gören bir mutaasıb biri kadar olmayacaktır. Herkesin benzer koşulları yaşayıp kabullendiği bir toplumda, birey için bu değerlerin dışında alternatif bir somut model olmadığı için yaşanan gerilimler çok sınırlı kalacaktır. Kentleşmenin arttığı, yeni yaşam formlarının da görüldüğü alanlarda ise ge

Kuranın Tanrısı Evreni, insanları, melekleri, cinleri, perileri ve daha sayamadığımız bir sürü varlığı niye yaratmıştır? Mesela insan... İslam tasavvufunda bu dünya ve canlılık olmadan önce insanların bezm-i elest denilen bir yerde toplandığını söyler. Tasavvufa göre bu dünya yaratılmadan önce ruhlar vardı. Peki ama o ruhlar niye var? El cevap: Kulluk... Neden/niçin kulluk ediyoruz? Tanrı canı sıkıldı da seksek mi oynamak istedi? Nurcular Tanrıyı ressama benzetir mesela yada bir sanatçıya... Biz bir ressamın yada bir zanaatkarın yaptığı işin nedenini aşağı yukarı biliriz, tahmin ederiz. Egol

Bunun dinle bir ilgisi yok sayın yorumcu. Batı kendi dışındaki her yere benzer mentaliteyle yaklaşmıştır. Latinlere yapılanlar ortadoğuda yaptıklarından daha az değildir. Yada Afrikada... Dinsel düşmanlıkları ve karşıtlıkları öne çıkarmak, sömürgeci emperyalizmin ekmeğine yağ sürmektir. Medeniyetler Çatışması yada Medeniyetler Barışı gibi... Kavramın kendisinde bile bir çelişki var. Çatışma iradi varlıklara özgü bir eylemdir. Siz hiç medeniyetlerin ailece pikniğe gittiklerini gördünüz mü? Başbakan... Medeniyetleri barıştırıyor, aman ne hoş, hemen eteğini öpelim8!) Hele filistin sorununda Mü

'' Hayır, öyle olduğunu düşünmüyorum. Dünyadaki tek liberal demokrasi ABD değil...Japonya, Birleşik Krallık, Kıta Avrupası, Avusturalya, Yeni Zelanda, Kanada vb. ülkeler de liberal demokrasi; ve liberal demokrasiler de dünya tarihinde insan hak ve özgürlüklerinin en iyi durumda olduğu ülkeler olmuşlardır. Hem ekonomik, hem sosyal hem de siyasal özgürlükler açısından bu böyle'' Bugün Afganistan ve Irak'ta senin o liberal ve özgürlükçü dediğin ülkelerin orduları koyun keser gibi adam öldürüyor. Senin o liberal dediğin ülkelerin ajanları üçüncü dünya ülkelerinde(ruanda, sudan, etiyopya, nijer

Kuranın eril dili bile başlı başına bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Kuranın Tanrısı, kitabı yazarken niçin eril bir dil kullanmıştır? Geleceği, kadınları ve hatta eşcinselleri gözeterek daha nesnel, tarafsız ve tüm kategorileri kapsayan kurallar konamaz mıydı? Muhammedin hangi karıyla ne zaman yatacağı üzerine dahi ayet indiren Tanrı neden kadınlar ve eşcinselleri göz ardı etmektedir kullandığı dilsel kategorilerde? Bazı Müslümanlar, bunu o dönemin koşullarıyla değerlendirelim demesi ise ayrıca bir çelişki Benim kafama takılan asıl konu, Kuranın Tanrısı eşcinsellere neler vaat etmiş

''Elbette mümkündür. Bu görüş de birçok ekonomik safsata gibi, ekonominin sabit bir pasta olduğu yönündeki yanlış görüşe dayanıyor. Pasta sabit değildir, uluslararası ticaret sonucu iki ülke de de zenginleşebilir. Aynı ufak bir topluluktaki ticaret gibi, iş bölümü sayesinde verimlilik arttırılabilir'' İş bölümü dediğin şey zaten uygulanıyor. Merkez ülkeler yüksek tekonolojili daha karlı işleri alırken çevre ülkeler de daha düşük teknolojili ve daha düşük karlı işlere yöneliyor. Bu sistem de kendi özgün tekelleşmesini yaratıyor. Ayrıca atladığın bir gerçek var:''rekabet''. Kapitalizmin en büy

Dünyaya Sömürgecinin Gözüyle Bakmak ve Avrupa Merkezli İdeolojik Yabancılaşma Modernizm feodal tarım toplumu iktidarlarını ve inançlarını yıksa da, kendi tabu ve tahakküm araçlarını yaratmakta gecikmemiştir. Sayın Bilgehan'ın yazısında haklı olduğunu düşündüğüm pek çok yan olsa da, bu yazı modernizmin ve avrupa merkezli medeniyet algılarının iç çelişkilerini de kendi içinde barındırmaktadır zannımca. Sayın Bilgehan'ın doğru tespitleriyle bugün amerikan imparatorluğu denetimi altına aldığı pekçok ülkenin doğal kaynaklarını sömürmekte, o ülkeleri istikrarsızlığa düşürmekte; ayrıca, ittifak yap

Bunun toplumsal bir travma hali olduğunu iddia etmek fazla eyyamcı bir duruş bana kalırsa. Ayşe Hanımın yazılarındaki cesaretini takdir etsem de entellektel seviyesi, bir yere kadar gelip kalıyor. Böyle cesur kadınlar gereklidir, cümleleri benim için önemlidir; kadın kimliğini bizzatihi kadınların tanımlaması ve erkeklerden icazet almamaları için örnektir. Yazdığı kadar yaşıyor mu bilimem, ancak yazdıkları bir yere kadar cesaret vericidir. Bunun altının toplumsal tarih, felsefe, siyasal duruş gibi net kavramlarla da doldurursanız toplumsal mücadelenin göğe yükselen dişi önderi olursunuz:) B

Komprador Bujuvazinin Yeni İdeolojisi Olarak Nurculuk Kimse kaygılanmasın, bu neocon muhafazakar hareketin Şeriat derdi falan yok. Tartışmalar sınıfsal ve üretim ilişkileri bağlamında tahrif edilmiş tarih bilgileriyle ele alındığı için devamlı suni çatışma gündemleri yaratılmaktadır bu konularda. Kemalistler bu konuda şikayet edecek en son kişilerdir. Türkiye kavramın hakiki manasıyla hiçbir zaman laik olmadı başından beri. Resmi ideoloji her zaman kendi güdümünde resmi bir devlet dinini tercih etmiştir. Sınıfsal çatışmaların yoğunlaştığı dönemlerde muhafazakarlık daima yükselen değerlerden

Kadın-Kız-Kaşar-Çeşit-Hafifmeşrep-Kevaşe-Hanım-Namuslu vs Türler Hasılı Kadın Kimliği Saçmalığın kendisi seçtiği kavramlarda kendini ele veriyor zaten. Türsel bir tanımlama yapacak olsak, erkekten farklı doğup dişil özelliklerin hepsine sahip olan insan türünün hepsine birden ''kadın'' denir zaten. Ancak, bilimsel bir sınıflandırma biyolojik gelişim dönemlerini de hesaba katarak bazı isimlendirmeler yapabilmektedir. Bunun dışındakiler, erkek egemen eril/cinsiyetçi kültürün kadın kimliğine atfettiği isimlendirmelerdir. Erkek egemen bütün kültürlerde,kız ile kadın isimlerini ayıran ortak nokt

merhaba, Yeni üyeyim, bu ilk yanıtım olacak. Alim-i mutlak olup zaman kavramından münezzeh ve olmuş olmamış her şeyi bilen bir Tanrı'nın ileri tarihlerde başına gelecekleri bilerek doğru adımlar atması gerekmez miydi? Belli ki İslam, ortaya çıktığı Arap toplumunun prekapitalist feodal tarım toplumu geleneklerini dışlamamış, bilakis onları meşrulaştırmıştır. Sözgelimi, Kuran'ın Tanrısı, Muhammed'in 30'un üzerinde olduğu birçok hadiste söylenen eşlerinin evrensel bilgi ve kültür formunda, kadınlara getirdiği sınırlamalar ve tanımadığı hakları bağlamında çelişeceğini bilmiyor muydu? Müslüma