Pante

Ahmet Nazif; Biz kaynaklara göre tartışırız. Ama bu bizim o kaynakların tümüyle doğru kabul ettiğimiz anlamına gelmez. Örneğin, ateist vardır, seninle oturur İfk hadisesini tartışır. Ama o ateist İsa'nın, Muhammed'in yaşamadığı, uydurulmuş bir efsane olduğu ihtimalini de düşünmektedir. Ya da başka bir ateist, İslam tarihine inanır ama kaynakların çoğunun İslam'ın lehine tahrif edildiğini, değiştirildiğini, traşlandığını düşünür. Şimdi ben Kureyza olayını reddeden, bunların uydurma olduğunu öne süren bir İslamcı ile, Kureyza olayını tartışmam. Zaten tartışma zemini yoktur. Ama sen Kure

Ben neden sallayayım?! O kaynaklardan şüphen varsa onları eleştir, o kaynakları sunan İslamcıları suçla. Beni ne diye eleştirmektesin?! Bak bakalım başlığı açan müslümanın o kaynaklara itirazı var mı? Sanki gayrimüslim kaynaklardan yararlanıyormuşuz gibi, sanki elimizde İslam'dan başka kaynak varmış gibi. Ayrıca Muhammed'e eleştiri getiren konu olduğunda onlara sayar söversiniz, ama sahip olduğunuz putperestliği, abartmaları, yüceltmeleri de onlara borçlusunuz ve onları aynen uygularsınız.

Şunu yazana bakar mısınız?! Herhalde "kendime söylenmeden ben onlara söyleyeyim" kurnazlığı içindesin. Aynaya bakarsan, kimin sorgulamadan, araştırmadan, neden-sonuç ilişkisinden mahrum olduğunu görürsün. Evet, körükörüne inanmaktasınız. Ahzap 50'ye, Ahzap 37'ye, Ahzap 56'ya, Mülk 5'e, Şems 6'ya, Tarık 7'ye, Fussilet 9-12'ye, Ali İmran 133'e, Hud 2'ye rağmen.. Bir insan nasıl olur da bu ayetler karşısında uyanmaz tam tersine bunlara kılıf uydurmaya çalışır. Nasıl olur da yüzlerce masum insanın bir hiç yüzünden kesilmesini savunabilir? İman zincirine sahip olunca mümkün. Çünkü özgür bey

Kafanızdan düşünce okumaya yelteniyor ve ardından eleştirmeye geçiyorsunuz. Bu nasıl bir mantık? Yazdıklarımı değerlendirmek yerine, yazmadığım üzerinden ne söyleyeceğim kestirilerek eleştiri yapılıyor. Ben "Şu kadar kişi öldürülmüştür" demem. "İslami kaynaklara göre şu kadar kişinin öldürüldüğü ifade edilmektedir" derim. Dolayısıyla sen, karşı soruyla beni zor durumda bırakamazsın, böyle bir taktiği düşünüyor olman bile ne tür bir yanlış çizgide olduğunu gösterir. Ne demişiz: "İslami kaynaklara göre, (inanılır gibi değil ama) 400 ila 900 arasında bir sayıda Yahudi, eş ve çocuklarının g

Sen Kur'an'ın tahrif edildiğini düşünemiyorsun bile değil mi? Çünkü gözünde öyle kutsal ki; "Allah böyle bir şeye asla müsaade etmez" diye düşünmektesin. Ama ben adım gibi eminim ki: Allah yok. Kur'an, Allah kelamı değildir ve tahrif edilmiştir, hatta mealen hala da edilmektedir. Aksini iddia eden orijinalini ortaya koyar. Koyamıyorsa tahrif edilmediğini iddia edemez. Çünkü kanıtlayamamaktadır. Ama biz tahrif edildiğine dair ortaya delillerimizi koymaktayız. Hem Kur'an'dan, hem hadislerden. Bunu daha önce tartıştığımız için konu sapmasın diye,girmeyeceğim. İlgili başlıkta gerekli bilgi

Bir başka husus; İslami kaynaklarda ve Medine Vesikasında Yahudi kabilelerinin sayısının 3 değil 13 olduğudur. Ve sonuçta Tek bir Yahudi kabilesi kalmamıştır. Diğerlerinin akıbeti belirsizdir. İddialara göre ya mecbur bırakılarak İslam'a geçmek zorunda kalmışlardır ya da onlar da zaman içinde diğerlerinin akıbetine uğramışlardır. Bir başka iddia ise Ömer'in halifeliği zamanında Hicaz'dan tüm gayrimüslümlerin boşaltıldığıdır ve bunların arasında bu kabilelerin de olduğudur. Mekke döneminde güçsüzken hoşgörü mesajları veren İslam, Medine döneminde ve sonrasında başka din ve inançlara yaş

Başlık: İlginç bir ateist çarpıtması:Kurayza meselesi Başlık yazısı: Balon söndü! Bu denli iddialı bir başlık ve başlık yazısı, sonuçta şu sebebe dayandırıldı: O da kof çıktı. Kaldı ki ateistler, sebepleri ne olursa olsun, tanrı elçisi olduğunu iddia eden birinin acımasızca 800-900 insanı kadınlarının, çocuklarının önünde kesmesini eleştirirler. Eğer erkekler içinde suçlu olarak 20-30 kişi öldürülseydi, kesinlikle bu konuyu ele almaz, eleştirmezlerdi. Ama bir kabileyi basit bir sebepten dolayı böylesine insanlık dışı bir katliamla cezalandırmak, zorbalığın, zalimliğin en büyüğ

Gelelim Tevrat'taki ayete.. Öncelikle şunu belirtelim; Dinler zaman içinde çağa ayak uydurur ve yasalarını, hükümlerini esnekleştirir. Örneğin recm hükmünü esnetir, onun yerine farklı bir ceza uygular. Muhammed döneminde zinadan suçlu bir Yahudi yüzü karaya boyanıp sokaklarda teşhir edilerek cezalandırılmak istenmiş, ama Muhammed buna müdahale ederek; Tevrat'taki hükmü zorla uygulatmış ve zaniyi recmettirmişti. Halbuki İsa "İlk taşı günahsız olan atsın" diyerek recme set çekmişti. Muhammed bunu bilmiyor olamazdı. Ama maksadı yahudileri zora, sıkıntıya sokmak ve tahrik ederek Medine'den

Muhammed, Yahudi erkeklerini kesmeyi, kadın ve çocuklarına, mallarına-mülklerine el koymayı kafasında planlamıştı zaten. Bunu daha önce Kaynuka kabilesine yapmak istemiş ama onu Übeyy engellemişti. Übeyy'e kızması ve onu münafık ilan etmesi bu yüzdendir. Übeyy'in yazdıkları olsaydı da kaynak olarak, okuyabilseydik keşke. Gerçekleri ancak tam olarak o zaman anlayabilirdik: Onbeş günlük kuşatmadan sonra Kaynuka oğulları teslim oldular. Muhammed, erkeklerin ellerinin bağlanmasını emretti. Fakat Abdullah peygamber’e gelerek: “Ey Muhammed! Müttefiklerime iyilik et” dedi. Resûlullah ağırdan alı

- Muhammed'in hakem tayin ettiği Sad bin Muaz sanki Yahudilerdenmiş, onlara yakınmış gibi gösteriliyor. Çarpıtma varsa asıl bunlarda var. Ateistlerin katliamı çarpıttığını iddia edip, ortaya tek geçerli haklı ve somut bir sebep koyamayan Ahmet Nazif, çarptmanın daniskasını yapıyor. Bugün benzer bir olayın tersinin müslümanların başına geldiğini varsayalım. Müslümanlar dinden dönmüş bir mürtedi hakem olarak kabullenirler mi hiç? "Mürtedin katli vaciptir" diyenler, mümkün mü mürtedin hakemliğini kabullensin. Bu yakınlığı gösterebilmek için onun da Yahudi olduğu imasında bulunuyorlar. Hay

- Muhammed'e suikast teşebbüsleri doğru değildir. Tam tersine Muhammed'in Yahudi önde gelenlerine ve şairlerine yaptırdığı suikastler ve öldürttüğü insanlar vardır. Bunların başında Ebu Afak, Asma bint Mervan, Ka’b İbni El-Eşref, İbni Sunayna ve Ebu Rafi gelir. http://panteidar.wordpress.com/2009/10/31/muhammedin-olum-emirleri-suikastler/ Fitne, fesat vs.. Yahudiler ve Yahudi olmayan iki kabile huzur içinde yaşarken, Medine'nin huzurunu bozan Yahudiler miydi? Kervanlara, çevredeki kabilelere baskınlar düzenleyen, yağma ve talan edenler Yahudiler miydi? Yahudiler mi insanları dine zorlad

Böylesine iddialı bir başlıkta, bu denli basit bir çarpıtma sebebi getirmene şaşırmadım ki bunu ilk mesajımda belirtmiştim. Ateistlerin sadece islami kaynaklara mahkum kalarak değerlendirme yapmaları yetmiyormuş gibi; ateistlerden ayrıca senin yaptığın gibi Yahudilerin haksız görülebilmesi ve bu katliamı haketmeleri için önce Yahudilerin aşağılanması, onların nasıl bir karaktere sahip olduklarının ifade edilmesi, onların huysuz, kavgacı, geçimsiz, yalancı vb. ifadelerle suçlanması gerekiyor. Ayrıca bu olay öncesine kadar Yahudilerin çıkardıkları olaylarla, suikast teşebbüsleriyle(!), anlaşm

Ahmet Nazif; Daha önce 2 kez tekrarladım ama belirtmemişsin. Başlığa uygun şekilde, ateistlerin hangi konuları çarpıttığını kısaca madde madde yazar mısın ve yazdıklarını delillendirir misin. Sonrasında senin çarpıttıklarına bakalım.

Ahmet Nazif bitti herhalde.

Ah o sürülen, katledilen Yahudiler dile gelse de anlatsalar, kimbilir bilmediğimiz neler yaşanmıştır? Onlardan geriye kalan ne bir şahit var ne bir yazı. Örneğin adamı asmışsınız, savunmasını yoketmişsiniz. Asılmasının sebebi diye suçları sıralıyorsunuz ama asıl kendisini savunması gerekenin ifadesi kayıp. Ve biz asanların anlattıklarına göre değerlendirme yapmaya mahkumuz. Şu ana kadar ortaya konulanlarda rastladığım yanlışlar var. Ama bence en önemlisi ateistler neyi çarpıtmışlar, bunu maddelerseniz tartışma netleşecektir.

Bence çok gereksiz ayrıntılar bunlar. Keşke girişte önce ateistlerin neleri yalan ya da yanlış olarak sunduklarını madde madde sıralasaydınız. Buraya kadar bahsettiklerinizi bir ateist olduğu gibi kabul edebilir de. Zaten hep İslami kaynakları olduğu gibi kabullenerek değerlendiriyorlar, kendilerine yontarak yazdıklarını bildikleri halde.

İki sayfa yazıya ve konunun olduğu gibi ortaya konmasına rağmen; İddialı bir giriş yapan başlık sahibinin tek bir itiraz, tek bir izah yapamamış olması başlığın vur-kaç amaçlı olduğu şüphesini doğuruyor. Umarım yanılırım. Ancak düşünüyorum da, bu denli açık bir olaya ne tür bir itiraz getirilebilir de, ateistler haksız çıkarılabilir, bulamıyorum. Bunun tek yolu hadisleri, siyerleri, İslam tarihini reddetmek olabilir. Bunun dışındaki itirazlar her zaman ki klişe müslüman savunmalarından öte olmayacaktır. Konuya doğru giriş bence, Medine'den Yahudilerin temizlenmesi ve varlıklarına el kon

Rezillik senin şu kafa yapında! Zafer buldunuz mu Allah'a, evliyalara, meleklere maledersiniz. Allah kurtarmışmış.. O Allah Osmanlı batarken neredeymiş? Diğer cephelerde neden yardım etmemiş? Neden memleketin işgaline göz yummuş? Tv'lere, insanların giyim kuşamına kafayı takacağına, siyasetçilere tak kafayı. O vatansever ruh bu siyasetçilerde var mı ona bak sen..

Hayır, öyle bir düşüncem yok. Örneğin Ben FB'liyim. Ve teist bir FB'liyle aynı tribünde oturabilir, aynı duyguları hissedebilirim. Milli maçta da öyle. Vatan savunmasında, haksızlık-yolsuzluk karşısında da. Ama güven çok farklı bir duygu. Bir ateisti daima teiste tercih ederim. Bir solcuyu da sağcıya.

Bir ihtimal ateistse kafada ateist, uygulamada dincidir. Yani münafık ateist. Ama ifademin devamında "Ya da deist" var. Muhammed büyük olasılıkla münafık deistti, tabi kafadan tahtası eksik değilse. Önemli olan kafasındaki değil, dilindeki, kitabındaki, uygulamasındakidir ki; bugün inanmadığı halde dincilik yapan nice din adamları var. Bizi inanmaması değil, yaptığı ilgilendirir. Sahtekarlığı yaptığıdır, inanmaması değil.

Meyvalar, sebzeler yenebilir. Onda sorun yok. Kökünden öldürerek yenilen bitkiler ayrı. En mantıklı konularda bile gericiliğinizi ortaya seriyorsunuz. Saçmalıkları savunabilmek için türlü taklalar atıyorsunuz. Bir kere de olsun kendi kafanızla özgürce düşünün, yorumlayın, İnsan olun, ilkel köleci çağın uyduruk peygamberinin kölesi değil. "Evet, keşke beslenme sistemi farklı olsaydı" demek yerine vahşeti savunan biri insan olamaz.

Kepazeliktir. Çünkü bir canlı için en değerli şey yaşamdır. Ve örneğin bir vahşi hayvan sırf karnını doyurmak için normal ömründe binlerce hayvanı canından eder. Diğer taraftan tabi ki doğaldır ve çaresiz bir caniliktir. Hele ki vahşi bir hayvan için. öldürüp yemese kendi açlıktan ölecektir. Ve insanlığın çözüm bulamayacağı tek adaletsizlik budur.

Alphonse sivri konuşuyor ama doğru söylüyor. Şu yaşamın en rezil, en kepaze yanıdır hayvanları yememiz, hayvanların birbirini yemesi. İnananlar kendini kandırmakta "Allah onları insanlara rızık-nimet olarak yarattı" diyerek. Eğer gerçekten Allah olsaydı, canlıların birbirini yemeyeceği farklı bir sistem yaratırdı.

Çanakkale kazanılmasaydı Çanakkale Zaferi —-> Ekim Devrimi —-> Kurtuluş Savaşına Sovyet Yardımı Çanakkale geçilseydi, emperyalistlerden Rus Çarlığına yardım gidecek ve büyük olasılıkla Ekim devrimi gerçekleşmeyecekti. Ve işgalci emperyalistlere bir de Rusya katılmış olacak, Doğu Anadolu Rusların, Ermenilerin tahakkümüne girecekti. Kurtuluş Savaşı zorlaşacak ve Sovyet yardımından yoksun kalacaktı.. http://www.acikgazete.com/soylesi/2008/09/26/canakkale-gecilseydi-lenin-devrim-yapamazdi.htm?aid=25055

Bütün anladığın bu mu oldu? "Neden ölümü göze aldı, neden 40 yaşına kadar bekledi, neden .....?" sorularının yanıtı peygamber oluşundan değil. İdealist oluşundan. Ama çıkarcı, ilkel ve hilekar bir idealistlik bu. Gerçekten ölümü göze almış hatta ölümüyle bunu kanıtlamış olan biriyle kıyasladığında anlayabilirsin belki. Örneğin Deniz Gezmiş'le ya da Turan Dursun'la ya da Uğur Mumcu ile. Çıkar, yalan, hile, ilkellik, zorbalık, zalimlik göremezsin.