MrGuitar

Sen ne zamandan beri o adrestesin ( adres dediğime bakmayın, arayınca kimin kalkdığı bilinemeyen on türlü ev çıkıyor) Daha açık bir adresin var mı? Ya da telefounun var mı?

Bir saat önce gönderdiğin ÖM'de şöyle demiştin: "Seni moderatörler bile kurtaramayacak ey yumuşak homo.. Seni bağırta bağırta bercerdiğimde ne denli bir lavuk olduğunu belgelendirmiş olavağım. Benden kurtuluşun yok. Zaten kız oğlan kızsın, seni sike sike kocaman bir deliğe dönüştüreceğim.. " Senden isteğim üzerine vediğin belirsiz adresi hala araştıyorum. Eğer daha açık bir adres ya da en azından telefonunu verirsen fisiksel teması kolaylaştıracağımızı düşünüyorum. Bekliyorum yanıtını, yavrum

Beni öyle bir ifşa ettin ki tüm melum emellerim ortaya saçılıverdi. Son satırında da Atatürk kafatasçıdır diyerek sanatının zirvelerine çıktın. Hiçbir anlam yok bu söylediklerinde Noyan. Polemik dersen, seninle polemiğe girmeyeceğim şuan.

Sanırım sen benim burada daha önce yazdıklarımı pek iyi izlememişsin. Yoksa bana artniyetli gibi adlar koymazdın. Dartmaul'un iletisini görmemiştim. Ama senin şu cümleni gördüm ve bunu lanetliyorum: "Bizim birisine karşı çıkmamız için Türk olmaması yeterlidir." Biliyorum şimdi sen de çıkıp beni lanetleyecek birşeyler bulacaksın. Ve hiç de hoş olmayan bir mecraya akacak bu sıkıcı tartışma. Kafatasçılarla en çok bu kadar tartışabilirim ben. Bitmiştir.

İyi de Noyan bu iletini bir de öncesi var herhalde değil mi? Yani bu adam sırf Türk'e küfretmek için gelmemiş buraya! Etki tepki doğurur Noyan! Senin Atatürk milliyetçiliğinden anladığın, sadece etnik kökenine bakarak lanetlemekse aç bir daha oku derim. Bu arada Anadolu'daki kokuşmuş kültürün ne olduğu da açık değil. Arkadaş gelip bunu açıklarsa onunla da tartışırım sen hiç merak etme. Öncesinde o hakaret etmişse - ki ben görmedim - o zaman düzeltmesini de bilirim hatamı elbette. Ama, şu etnisite kıstasını asla kabul edemem.

Çok yanlış,çok çirkin bir ileti bu. Bu arkadaşımız, ilkelliği ve feodaliteyi lanetleyen biri iken bu tür bir değerlendirme çok yanlış ve insanlıkdışıdır. Bakın; insanları ırklarına göre, değiştiremeyecekleri hassalarına göre yargılamanın hiçbir etik temeli olamaz. Bu gibi ırkçı tutumların çözüm arayan insanları teröre itmek dışında bir getirisi de olamaz, olmamıştır da. Bu tümüyle sapkınca ve insanlıkdışı ırkçı iletiyi lanetliyorum!

Sizin gibi aydın düşünen Kürt kökenli bir kardeşimizin foruma katılması kanayan yaralımıza adeta bir merhem etkisi yapacaktır. Burada gerçekleri dile getiren, Atatürk'ün ismine kara çalınmasına izin verilmeyen her üyeye ısrarla "ırkçı" yaftası vurulmaya çalışılmakta ve forumun insanlıktan nasibini almamış ne kadar süprüntüsü varsa hurra diyerek bu linç operasyonunda bozuk benliklerini tatmin etmektedir. Bilir misiniz "ırkçı" "küfürbaz" "yönetim yalakası" vb daha nice çirkin adla çamur atılan bendenizin birçok yakın Kürt arkadaşı olmuştur! Biz kimseyi, neye göre tayin edildiği belli olmayan ır

Manipüle ettiklerini sanmıyorlar, fiilen ediyorlar bile. Hepsi birden fırsat bu fırsat kuyruk acılarının intikamını alıyorlar. Bu yöntemde ısrar ettiğiniz sürece de amaçlarına ulaşmaya devam edecekler! Forumun bir insan çöplüğüne dönüşmesini engellemek elinizdedir. Ha yok, sizin kişilik ve insan kalitesi gibi bir derdiniz bulunmuyorsa, körler sağırlar birbirini ağırlar biz de seyrederiz diyorsanız üyeliğimi sonsuza dek iptal edebilirsiniz! MrGuitar istenmediği hiçbir ortamda ASLA bulunmamıştır!

jadı'ya ÖM'den küfür etmişliğim yoktur. Sizleri temin ederim ki böyle bir hakaretim yoktur. Eğer olsa isi zaten beni attırmak için fırsat kollayan bu dengesiz insan size bunu derhal raporlar ve kıçına kına yakardı. Bu durumu aydınlatmak için mesaj arşivlerinin açılmasını ve gerekiyorsa resmi kanallarla iftiranın delillendirilmesini talep ediyorum. Ama, kendisine forumda hakaret etmişliğim vardır. Kendisi bu konuda her türlü yasal girişimde bulunabilir. Ben kendisini insandan saymadığım için ondan özür dilemesem de forum ahalisinden bir bayana kötü söz söylediğim için özür diliyorum.

Bir yazının niteliği mi yoksa niceliği (yani kaç yerde birden dile getirildiği) mi önemlidir? Bilimsel etiğin beşiği olan Batı'daki tarihçilerin hiçbirinden M. Kemal'in hilafete yürüdüğünü ve şehzadeliğe soyunduğunu duyamazsınız; tersine, hepsi de ağız birliği etmişçesine O'nun bir hilafet ve saltanat düşmanı demokrasi aşığı olduğunu yazarlar ki gerçek de budur zaten. Hilafete yürüyen biri, tutup, hiçbir temayül olmadığı yerde ve tek başına kalmak pahasına laik bir cumhuriyet kurar mı? Şehzade olmak isteyen biri, mecliste kameraların önünde "biz, ilhamlarımızı gökten indiği sanılan kitaplar

Drekinci, Yukarda yine kendince gerçek Atatürkçü görmediğin bana da sataşmışsın. Demişsin ki: "Sen ve seni destekleyen hemşehrilerin sözde Atatürkçü, (hatta yakup'un kategorisinde sosyalist pante bile var.) sıranın size gelmesini bekliyor, dincilerden daha sadık olduğunuzu ispat için yırtınıyorsunuz." Sen Atatürk'ü sosyalist sanıyor olmalısın. Böyle olduğuna hiç şaşırmıyorum, çünkü altyapındaki büyük gediklerini daha önce de tespit edip yüzüne vurmuştum. Atatürk sosyalist değildir Drekinci. Bundan emin olabilirsin. Yakında bu konuda bir balık açıp bu gerçeği herkese duyuracağım. Ama,

Sn. Hasan Onur, Bu önemli yazıyı sanırım okumadınız ya da yeterli mi bulmadınız? Her kaynağı incelemekte elbette yarar vardır ama bu yaşamsal konularda çokça spekülasyon yapılmış olduğu gerçeğini de göz ardı etmeyiniz. Bu yukarıdaki yazı, otorite kabul edilen dünya tarihçilerinin de aynen onayladığı ve çeşitli araştırmalarında dile getirdikleri tarihsel gerçekleri konu edinmiştir. Verdiğiniz bilgilerde, Kazım'ın anlattıklarına inanmak mümkün değildir. Atatürk hilafete ve şehzadeliğe yürüdü demek düpedüz zırlavamaktır! Bunun tartışması bile olmaz.

Az önce bana "sensin zibidi" diye hakaret etmeseydin bunlar olmayacaktı. Ben Pante'ye hitaben bir ileti yazmış ve orada bazı aklı beş karış havada zibidilerden bahsetmiştim. Sana doğrudan doğruya zibidi demedim, çünkü önce de belirttiğim gibi benim nazarımda senin ceza-i ehliyetin bile yok. Seni ciddiye almıyorum Freddie. Nasıl ciddiye alabilir ki seni? Sen kendini ciddiye alıyor musun acaba? Önce kendini deş, içindeki çelişkilerle hesaplaş, tımar et kendini. Yontul biraz artık. Ancak ondan sonra seni dikkate almayı düşünebilirim. Senin gibi kindar ve sekter değilim çünkü. Sende

"Sevgili Mrguitar. Son iletin tamamen içi boş, tehdit ve önyargıdan başka bir şey ifade etmeyen ileti. Hadi merakla bekliyorum. Toplumu kimler kandırıyormuş, ne şekilde kandırıyormuş görelim. Dinlerin ne şekilde kandırdığını beraberce gösteriyoruz. Sizler komünistlerin, Bizler de kapitalistlerin toplumu nasıl kandırdıklarını, sizler gibi doğmalarla savaşıyorum diye kimlerin değirmenine su taşıdığınızı ortaya dökelim. Marksizmin kimler için tehlike arzettiğini ortaya dök de bu yanlıştan bir an önce kurtulalım. Bir an önce bilimmiş, metodolojiymiş. Her neyse ortaya koy. Metodolojinin b

"Bunlara soralım: Poyrazköy'de silahlar ortaya çıkmadan önce Amerikalıların o arazide ne işi vardı? Konsolosluktan imişler. Demek ki CİA ajanları. "Yolumuzu kaybettik, yanlışlıkla girdik" demişler. İstek Vakfı arazisi öyle bir yerdeki, kesinlikle yanlışlıkla falan girilemez. Öyleyse?" Ya peki olav silahı kapsullerine ne demeli? Bu kapsuller daha önce kullanılmış silahların kabukları ve yeniden kullanılmaları bile olası değil. Yıllarca önce gömülmüş oldukları iddia ediliyor ama bu ekipman üzerinde paslanma, çürüme izi bile yok, gıcır gıcır duruyor onca zaman toprağın altında:))) Tümüyle

Aslında bunların mantığıyla iş yapacak olursak bütün üniversiteleri de tıpkı Atatürk heykelleri gibi yıkmak, Einstein'in yazılarının asılı olduğu tabelaları kırıp çöpe atmak ve diğer tüm bilim insanlarının resim, mozole, heykel vb her türlü artifatklarını da yerle bir etmek gerek... Öyle ya heykeli dikilen her kişi ya da kurum bir put olduğuna göre üniversite binası bile bir nevi put sayılamaz mı? Hem ne gerek var bina dikip "bilimsel yobazlık" yapmaya değil mi? Halkı özgür bırak ve gör bakalım bilim nasıl yapılıyormuş? )))) Zavallı halkımız devletin ve Amerika'nın baskısından öyle bir yı

Hacı bana kalırsa Freddy'nin durumu daha farklı. Sendikalar tarafından kullanıldığını sanmıyorum - en azından sadece buradaki ucube yazılarıyla onların çıkarlarına uygun lafızlarda bulunduğunu söyleyebiliriz. Çünkü; Freddy bu dogmatik ideolojiyi kullanıyor, ondan kendisine psikolojik bir destek alıyor; tıpkı dincilerin dinle avunması gibi o da kişisel açmazlarını ve çıkmazlarını bir düşe iman ederek avutuyor, bir psikolojik tatmin sağlıyor bundan. Uzun yıllar önce, tıpkı Freddy gibi bir üniversite öğrencisiyken, cebimde dolmuş parası olmadığı için kampüse kadar yürür; acelem olduğunda ise

Drekinci, Beşeri bilimler bilim olarak adlandırılmaz. Bu son derece yaygın bilinen ve temel bir kural, bir gerçektir. Ne var ki, burada sınıfsız toplum masallarını kendilerine şiar edinen akıl ve bilim özürlü kimi katılımcılara artık gerçekten hak ettikleri dilden yanıt vermenin zamanın çoktan gelmiştir. Çünkü sizler de şeriatçılar kadar tehlikeli ve dogmatik birer sapmasınız. Bu yanıtım da özünde sana değil işte bu kesimedir. Çünkü artık sana yapılacak birşey kalmamış, dogmatik düşüncelerin kemikleşip esnekliğini yitirmiş, öğrenmemekte ve yanlışta sürekli ısrar eden katı ve değişmez, sekter

Buraya kadar yapılan açıklamaların ışığında, şu "bilimsel yobazlık" ucube teriminin nasıl olduğuna ilişkin birkaç tespit yapabiliriz: Bilimin ilkeleri vardır ve bilim yapabilmek mutlaka belli bir disiplin gerektirir. Pozitif bilimlere aşinalığı olan herkesin onaylayacağı bir gerçektir bu. Elementleri tanımadan, P.V= nRT temel formülünü anlamadan bir üst disiplin olan organik kimya ile iştigal edilemeyeceği gibi, klasik fizik kurallarını bilmeden kuantum fiziğinde akıl yürütmek olanaklı değildir. Bunların tümü için de temel seviyede matematik bilgisine sahip olmak şarttır. İşte bu temel eğ

Söylediklerinin tümüne aynen katılıyorum. Yüreğim sızlayarak... Hain, alçak, karaktersiz, dönek, tutarsız iki yüzlü iğrenç bir genom oluştu... Ve bu bozuk genom tam yüzyıl boyunca kılıçla insan kesilerek biçimlendirildi. Midem bulanarak yazıyorum bunları...

Sevgili Hacı, Kanayan bir yaraya parmak basmışsın. Çok ama çok önemli bir sorun bu... İlk bakışta, yoğun bir dogmatik düşünme geleneğinin sorumlu tutulabileceği bir olgu gibi görünüyor. Ama, diğer yandan, bizle gibi tutucu geleneklere sahip Japonya, Çin gibi Asyalı toplumların bizden farklı ve bilimsel düşüncede bizden çok daha ileri gitmiş olmaları gerçeği, bu sorunda dogmatik gelenekler dışında bazı etmenlerin rol oynadığını ortaya koyuyor. Daha önce, kılıç zoruyla genomomuzun yozlaştırıldığını ileri sürmüştüm. Bence zorla dünya görüşümüz değiştirilmemiş olsaydı, bizler de çekik gözlü

BİLİM NEDİR? Bu başlık altında, dogmatik düşüncelerin kökenleri üzerine yapılan değerlendirmelerin bir parçası olarak sanırım bu önemli soruyu yanıtlamak yukarıdaki kimi iletilere gereken karşılığı vermek adına yerinde olacaktır. Bilimden ne anlamalıyız? Beşeri bilimler olarak anılan tarih, sosyoloji, psikoloji gibi araştırma konularını bilim olarak adlandırabilir miyiz? Örneğin sosyolojiye müspet bir bilim adını koyabilir miyiz? Bilim, en özlü tanımıyla gözleme dayalı, sınanabilir ve aralarında mantıksal/akılsal bir ilişki/bağlantı kurulabilen veriler topluluğudur. Buna göre; fizik, kimya,

Biliyor musunuz, Hacı bu başlığı açtığından beri düşünüyorum: "Bilimsel yobazlık" ne menem bir şeydir, bu iki kelime nasıl bir araya gelir ve ne gibi bir anlam çıkarmak gerekir diye... Ve sonuna kadar zorluyor, kelimlerin anlamlarını esnetip bazı anlamlar türetmeye çalışıyorum. Bu zorlama sonuçları sizinle paylaşayım: 1- Bilimsel yobazlık: olası tüm anlamlarından öte, senin de belirttiğin gibi çirkin ve cahilce bir savunma mekanizmasının ürünüdür. Yani buradaki tek espri, dinsel yobazlık'a karşı geliştirilen ve dinsel'in yerini bilimselin almasıyla türetilen basit bir söz oyunu olmasıdır.

"Zaten sorunların kaynaklarından biri de Türk Millet'i ve Müslümanlık değil mi? Anadolu ve trakyadan ne kadar Türk Milleti çıkar. Ve kaç çeşit müslümanlık. Bence tam da hocanın belirttiği" Koskaca yazının içinden sanırım bula bula ancak böyle bir çelişki yakalayabilmişsin. Sen bunu bir çelişki ya da tutarsızlık olarak görüyorsun, ama yanılıyorsun. Prof. Demirsoy, sorunun kökenine genel olarak bütün bir dogmatik düşünce sistemini koyarken, bunun çözümünün Türklüğe ve Müslümanlığa savaş ilan ederek kökünün kazınmasını ileri sürmek gibi aptalca bir yolla olmayacağının da bilincindedir. Dikka

Evet sevgili Pante, doğrusu tekel işçilerinin durumu tam bir "eden bulur" vakası. Aslına bakılırsa ibretlik bir halleri var. Sen de bilirsin ki bu tür aynalı işlere kapağı atmak öyle kolay bir şey değildir. Devlette tekel işçisi olabilmek ve 1.5 milyar maaş + üç ayda bir ikramiye + senelik izin + devletin kendilerine sundukları diğer imkan ve hakların tadını çıkarabilmek için kim bilir hangi bürokrata ne kadar yedirmişlerdir. Ve bugün ağlaşıp sızlaşıp duran bu işçilerin bir çoğu da AKP'nin sadık seçmenlerindendir. Seçtikleri hükümetin karakteri de kendilerininki gibi fırsatçı ve yağmacı o