Jump to content

AhmetBaha

Üyeliği Sonlandırılmış Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    474
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne AhmetBaha kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. kalpleri mühürlenmiş bunların

    EN'AM 6/25. Onlardan seni dinleyenler vardır, Kuran'ı anlarlar diye kalblerine örtüler kulaklarına da ağırlık koyduk.

    Onlar her türlü mucizeyi görseler bile, yine de ona inanmazlar, nihayet sana geldiklerinde de seninle çekişirler. İnkar edenler,

    "Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" derler.

  2. TABİATIN GÜCÜYMÜŞ KONU SAÇMA SAPAN YELERE GİTMİŞ

    tabiatın ne gücü olacak tabiat

    dediğin sani değil sanattır

    fail değil fiildir

    akılsız şuursuz beyinsiz bir tezgahtır amma MÜKEMMELDİR

    YANİ içtimaü zıddeyn muhaldir anlayabildinizmi kafanız bastımı?

    basmayanlar için: zıtların biraraya gelmesi imkansızdır

    kapı ya açktır ya kaplaı ikisi ortası olmaz

    yani bir şey hem beyinsiz hem alim olamaz

    şimdiye kadar okuyanların kafası basmadıysa dahada basitlerştireyim:

    ADAM hücreleri inceliyor sitoloji profesörü

    ömrünü bitki hayvan da farklı hücreleri inceleyerek geçirmiş

    deseki

    "bu kan hücresi varya - aptaldır sıradandır sanatsızdır özelliksizdir"

    kendi kendine hakaret etmiş sayılmazmı?

    o zaman demezlermi ulan gerizekalı o zaman ömrünü bu aptal hücreyi incelemekle neden heder ettin?

    Kainatta zerreden kürreye aynı kanunlarla idare ediliyorsa

    bugün burada geçerli olan entropi kanunu kainatın öteki tarafında da geçerliyse

    bir bitki suya bir hayvan bitkiye bir insan her ikisine tüm canlılar güneşe muhtaç ise

    ya hepsini yaratan birdir herşeye sözü geçer gücü yeter tektir vahiddir

    ya hepsi her zerre her organizma her intizama tabi mahluk mükemmel ilahlık dercesinde akıl şuur kudret sahibidir

    2 ihtimalden birini kabul edin

    netice

    vahdette suhulet vardır diğerinde imkansızlık biraz aklı feraseti olan anlar

  3. hacı

    Doğru.. Muhammed konusunda ateistler dürüst değil.

    Ama suç onlarda değil. Sizde.

    İslam tarihini değiştirip, teist ateist bütün insanların kafasını karıştıranlar sizlersiniz.

    Ateistler sizin iddialarınızı temel alarak Muhammed'in nasıl bir insan olduğunu anlamaya çalışıyorlar.

    Sizin iddialarınıza göre Muhammed çapulcu, zalim, pedofil, cinsel sapık ve daha bir sürü kötü şey..

    Siz Muhammed'in yaşamını bizlere o şekilde lanse ediyorsunuz ki Muhammed'in dürüst bir insan olması imkansız.

    Evet.. Ateistlerin kafası karışık. Çok karışık hem de.

    Ama nedeni onlar değil. Sizsiniz..

    madem yorumuma eleştiri yorum yok demek doğrudur

    demek Muhammed SAv bütün ashabın şahid olduğu birbirine benzer ve sıradışı bir hal ile vahiy almaktadır

    burdan çıkacak sonuçları gözden kaçırmayalım önce sana HACI cavcav

    demek Peygamber sav yaşadı birçok şahidi var

    sonra islam tarihi 100lerce siyer kitabı -hatta-gavurlarınkiker bile Peygaberin sav. faziletlerinden üstün Ahlakından bahsediyor

    kem söz sahibine ait olduğu gibi o ali pak Peygambere sav. iftira edenlerin iftiraları yüzlerine çarpar yapışır

    sonra diğer aklı yarım dinsizlere bir sonuç çıkar yukarıdaki konudan o da şudur ki:

    Hem ümmi okuma yazma bilmez Peygamber sav. haşa ne kuranı kendi yazdı nede düşünerek ne de başkasından yardım aldı da yazdı

    yukarıda birbirini destekleyip kuvvet veren şahidlerin şehadetiyle onun ağzından dökülen bir anda geliveren vahiyden başka birşey değildi

    ha bunlara bakıp iman edermisiniz ? onu Allah cc bilir

    CENNET UCUZ DEĞİL CEHENNEM LÜZUMSUZ DEĞİL

  4. Son zamanalarda gördüğüm en saçma yazılardan biri

    ama saçma kısım en sondaki bilimsellikle alakasız sathi taraflı tıbbi teşhis koyma metodu

    hangi tıb etiğinde 1400 yıl öncesine hadislere dayanarak teşhis konuyor?

    değerli ve DOĞRU KISIM TÜM RİVAYET EDİLEN HADİSLER ORTAK NOKTADA BULUŞUYOR

    BU KONUYA dikkat çekmenize sevindim ve memnun oldum teşekkürler

    OKUYANLAR çok dikkat etsin ki MUHAMMED (sav) Kuranı Azimüşşanı kesinlikle uydurmuyor! düşünerek yazmıyor! başka birileriyle yardımlaşmıyor

    birdenbire vahiy geliyor ve ayetler dudaklarından dökülüyor buna dikkat edin

    bu forumun bir çok yerinde dinsizlerce iddia edilen aslı astarı olmayan iddialara yukarıdaki hadis toplaması güzel bir cevaptır tekrar teşeküürler

    2.mevzu bu konunun dinsiz arkadaşların karakteristik bir özelliği olan

    dürüst olmama olamama özelliğini gözler önüne sermesi nasılmı?

    arkadaşım önce bir karar verin çünkü sürekli kendinizle çelişiyorsunuz ayarınız yok

    işinize gelince (haşa ve kella)Muhammed (sav) kendi menfaati zevki için ayet yazdı

    gelmeyince (haşa ve kella)Muhammed (sav) epilepsi hastasıydı

    işinize gelince Muhammed (sav) çok akıllı bir adamdı çok güzel çevresindekileri yönetir yönlendirirdi

    gelmeyince (haşa ve kella)Muhammed (sav) deliydi

    işinize gelince hadisler güvenilir o kadar güvenilirki bu hadislere dayanarak tıbbi teşhis konulabilr

    işinize gelmeyince PEYGAMBER (SAV) İN 300 den fazla MUCİZESİNİ HABER VEREN hadisler şüpheli

    lütfen dürüst olun ama bana karşı değil

    kendinize karşı içinizde

    hala bir hissin kalmış olduğunu zannediyorum

    çünkü insan fıtraten hakkı arar ama bu hakkı ararken başına dalalet düşer tutar kafasına geçirir

  5. Peygamberi Zişan Aleyhisselam MİRAC mucizesinde

    Cenabı Hakkın yarattığı Tüm Alemleri müşahade etmiş cennet ve cehennemi de görmüştür

    inanmıyorsanız araştırın :)

    Kafirlerin bile islamdan önce Muhammedül Emin dedikleri

    Tüm hareketleri ve ömrü 24 saat güvenlik kamerası gibi sahabiler tarafından izlenen ve bir günahı hatası görülmeyen

    kendi getirdiği dine en çok kendisi riayet eden

    Hatta gece namazı gibi zahmetli ibadeti "Bu namaz bana farz size sünnettir" diye ashabına bildirip

    İbadette bile en mükemmeli ve fazlasını kendi yapan bir Zata biz neden inanmayalım?

    kendi din uydurmuş olsa (haşa ve kella )

    rahatını keyfini bozacak kadar kendi kendini ve yalnız kendini bilerek şu kısa dünyada zahmetli ibadetleri neden yapsın?

    çöl sıcağında her yıl oruç her yıl hac 5 vakit namaz+gece ile 6 vakit

    bazen duha ve kuşlık namazıyla daha da fazlası

    her ptesi ve perşembe bütün yıl boyunca oruç tutup kısa dünya hayatını zevkü sefa ile geçirmek varken neden uğraşsın?

    yeri gelince MUHAMMED (SAV) çok akıllı bir adamdı yeri gelince haşa deliydi diyen

    ikiyüzlü ve omurgasız dinsizlerin kolay cevap verebileceği sorular değildir bunlar.

  6. Yazdığım mesaj içeriğine herhangibir itiraz yapılamadığı için hepsini doğru kabul ediyorsunuz anlaşılan

    diğer bir takım ıvır zıvır itirazlar bilindik hikayeler yeni bir gelişme yok

    e-teistin yine olağan şüpheli önyargıyla ve cımbızlama ayet vb eklemelerine gelince

    kendi de belirttiği gibi eskilerden yani 1400 yıl kadar eskilerden

    Kuranı Azimüşşan önce indiği toplumu düzeltme sonra tüm dünyayı Nurlandırma ve Kıyamete kadar geçerli olmak zorunda

    Cahiliye Araplarını ve onların insanlık dışı adetlerini çok kısa bir sürede kaldırıp mükemmel düsturları hayatında faaliyete geçiren bir toplum yaratması

    dünya ateistlerinin henüz mantıkla izah edemedikleri bir MUCİZEDİR

    bunun nasıl olduğuyla ilgili HACI ya sorarsan sana bilgi verebilir

    o vermezse ben izah ederim

    vicadan meselsine gelince vicdan diye bir kavramın varolduğunu kabul eden ateist olamaz

    ateist insanı biyolojik bir hayvan olarak tanımlar

    hayvanın vicdanı olabilirmi?

    olmayacağına göre dinsizlerden acınma merhamet ve şefkat benzeri manevi duygu ve hisler beklenemez

    burda e-teist kendi kazdığı kuyuya düşmektedir

    daha bişey demmeme gerek yok

    ha eteist eğer ben hem dinsizim hem vicdanlıyım vb diyorsa onu

    anibal denen hem ağzı bozuk hem güya bilim forumu moderatörüne havala ederim o onun hakkından gelir :)

    cevap verecek bir iki madde daha var ama benim vaktim maalesef yok

    *******************************************

  7. insanların %80i avamdır

    yani sosyoekonomik ve eğitim durumu orta ve alt düzeydedir

    bu insanlar eskidenberi bağlandıkları kurallara göre yaşarlar ayrıntıları neden niçinleri çok düşünmezler

    şimdi tr de çoğunluk müslüman ve avam islamiyet kaideleri bilir uygular yani

    çalmayacaksın,haram yemeyeceksin,zina yapmayacaksın, başkasının canını almayacaksın

    böyle toplumda bir düzen hasıl olmuş istisnalar olsada genel bir ahlaklılık ve edep sözkonusudur

    buraya kadar heşey normal AMMA BU %80 HALK BURDAKİ DİNSİZLER GİBİ DİNSİZ OLSA allahmuhafaza

    avam oldukları için sizin kendiniz için iddia etiğiniz (bu laftan ibaret saçma sapan bişeydir ama 1dk lığına doğru lkbul edek)

    dürüstlük vb düstürlara da sahip olmayacakları için toplumda şiddetli bir kaos hakim olur

    yönetim ve ahlaksızlık bu dinsizlik vasuıtasıyla tüm toplum tabakalrına yayılır hakim olur

    örneğini MADMAN1-2-3 BOOK OF ELİ KIYAMET VB filmlerinde gördüğünüz KAOS HAKİM OLUR

    HAYVANATIN en kaabiliyetlisi insan imanı başına almazsa en vahşi hayvandan daha vahşi olabilir

    zaten hadislerde kıyamete yakın bu dinsizlik dünyada yayılacak ve dünyanın vazifesi böylece sona erceği için

    KIYAMETİN KOPMASI artık bir mecburiyet haline gelecek

    işin ilginç yanı her semavi dinde kıyametin benzer şekilde zikredilmesi

    demek kaynakları birdir tahrifat olsa bile hakikatte vardır

    SONUÇ ATAİST ENBÜYÜK KÖTÜLÜKLERİ ve vahşiliği yapma potansiyeline sahip bir grup yaratıktır

    müşahhas örnekler için yukarıdaki filmleri izlemeniz yeterlidir.

    *Yazılarınızı renkli yazmayın.

  8. 225 Mesaj sayısı:

    Gönderilme tarihi Dün, 09:11 PM

    Yazı çok güzel. Meramını iyi anlatıyor ve doğru tespitlerle dolu.

    Buraya kadar eyvallah. Ama ateist olmanın insanları mutlu ettiğine asla inanmam.

    ateist-dinsiz olmak insanı dünyadayken öldürür

    çürütür şu kısa dünyada biraz lezzet alacaksın ondan sonra hoop yokoldun hiçoldun bitti gitti

    dinsiz ler bunları hiç düşünmüyormusunuz??

  9. Bir önceki sayfada 31 adet kaynaktan içlerinde halen kullanılan tevrat ve incil ayetlerinin de olduğu

    PEYGAMBER (ASM) ın geleceğine ve VASIFLARINA AÇIKÇA VE ŞÜPHESİZ delillerin yeraldığı mesajımı okuyunuz

    ve kafanız basıyorsa bi zahmet yorumlayınız hodri meydan

    görmezlikten gelerek iddialarınıza ters düşüp kendinizle çelişiyorsunuz

    bir nevi aczinizi kabullenmiş olacaksınuız

    nerde bilimsellik? araştırmacı ve sorgulayıcı ruha ne oldu?

  10. cehane27

    hristiyan ve yahudiler sizi tırnaklarının ucunda oynatıyorlar.

    feto da abd adlı hristiyan bir ülkede tanrısal huzuru bulmuş durumda.

    dinlerarası diyalog adıyla islam ve hristiyanlığın birleştirilmeye çalışıldığını da unutmadık.

    ama cahil olmanız işlerine geliyor..fazla kasmıyorlar..

    başlığa gelince..

    hep denir..din,akıl ve ruh sağlığı yerinde insanlar içindir.

    çünkü dinler,dünyada dolaşan cin,peri,melek,şeytan gibi hayali varlıklardan söz ederler.

    ben ateist olunca tüm korkularımdan kurtuldum.

    ölüm ve geleceği dinler bilemez zaten..

    dikkat ettinmi arkadaşım yazdığın 4 paragrafta hep 1cümleyle 2.cümle birbiriyle çelişiyor?

    çok vaktim yok birini yazacam

    ben ateist olunca tüm korkularımdan kurtuldum.

    ölüm ve geleceği dinler bilemez zaten..

    ateist korkudan kurtulmaz korkudan ölür

    ölecem yok olacam hiç olacam sevdiğim herşeyden herkesten ebdeiyen ayrılacam

    çok sevdiğim annem babam eşim çocuklarımda yok olacak hiç olacak

    birdaha asla görüşme kavuşma yok

    bir dinsiz olarak sen bunları kabul edebiliyorsan söyle bakalım şimdi ölümden korkuyormusun?

    çelişkili cümlend altta ölüm ve geleceği dinler bilmezmiş Kuranı Azimüşşanın 3te biri ahireti anlatıyor ölüm sonrasını ders veriyor

    dinler bilmez ama dinsiz bilir

    bence bir post göndermeden önce tekrar bir kontrol et

  11. bu dinsiz tayfasını anlamakta güçlük çekiyorum

    yani dinsizsen dinsizsindir daha ne kurcalıyorsun?

    ama yok ya Allah varsa? diye şüpheyle soruyorlar

    bu kısım kendinden emin olmayan kısımdır

    2.mesele konunun özü:

    dinsizliği isbat eden HİÇBİRŞEY YOK SIFIR KOCAMAN BİR SIFIR

    bir takım teoriler kuramlar vb ya şöyleyse ya böyle olduysa

    hem kendileri bir şiüpheye iman edip devam ediyorlar

    hem karşılarındaki mümini şüpheli bir şeye iman etmekle suçluyorlar

    netice "cennet ucuz değil cehennem lüzumsuz değil"

    vesselam

  12. PiRe

    Gönderilme tarihi Bugün, 12:07 AM

    bence konu ters tepti çok güzel bağlantı kurmuşlar

    Haklısın arkadaşım güzel bağlantı kurmak bizim uzmanlık alanımızdır. :)

    "Her suale cevap verilir Sual sorulmaz"(Bediüzzaman)

    ************************************************************************

    EEE katalan yazdıklarıma bir yorum-cevap lütfen senden bekliyorum

    merak etme sabırlıyımdır

    kendi açtığın konuda mat olman komik oldu :)

    darısı diğer konulara

    Ha bu arada vatikan yeni basılan incillerde değişikliğie gitmiş diye duydum bazı bölümleri çıkartmışlar

    incil her ne kadar tahrif olmuş bozulmuş sa da %100 tahrif oldu diye bişey yok düşünülemez.

  13. Ateeist olduğunu iddia eden arkadaş bana incilden delil getiriyor

    katalan sen gerçekten ateist değilsin arkadaşım bırak bu işleri :)

    ---------------------------------------------------------------------------------

    yağmur

    AhmetBaha, on 06 September 2012 - 09:06 PM, said:

    Bakın dikkat edin bediüzzaman 1880 lerde doğmuş nerdeyse çocuk sayılabilecek yaşlarda yukarıda bahsettiği rüyayı görmüş

    şimdi yazı yazdığınız site yazdığını küfür ve dini imanı inkar rüyayda belirtildiği gibi aynen çıkmış

    demek Risale-i nura siz bizden daha muhtaçsınız kulaktan dolma bilgiye bakmayın alın okuyun arkadaşım heryerde satılıyor

    beğenmezseniz ben buralardayım

    Ahmet Baha imzana binaen soruyorum...

    böyle bir ispat varsa buna inanç değil bilgi denir...risalei nur yazarının yaratıcının varlığını bildiğini mi iddia ediyorsun?

    Evet elbette kesinlikle Risale-i nur yazarı Allahı biliyor tam iman ediyor katiyen inanıyor

    soruna cevap olmuştur inşallah amma sorun Bediüzzaman Allahı görmüşmü ? ise bu başka bir konu ve cevabı farklı :)

  14. Üçüncü hüccet: İşte, bir nümune olarak Tevrat, İncil, Zebur'un, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâma ait âyetlerinin birkaç nümunesini göstereceğiz.

    Birincisi: Zebur'da şöyle bir âyet var:

    "Allahım! Fetretten sonra bize Sünneti ihyâ edecek olan zâtı gönder." Yusuf Nebhânî, Hüccetullah ale'l-Âlemîn, 104, 115

    "Mukîmü's-Sünne" ise, ism-i Ahmedîdir.

    İncil'in âyeti:

    Yani, "Ben gidiyorum, tâ size Faraklit gelsin." Yani, Ahmed gelsin.3

    İncil'in ikinci bir âyeti:

    Yani, "Ben Rabbimden, hakkı bâtıldan fark eden bir Peygamberi istiyorum ki, ebede kadar beraberinizde bulunsun."4 Faraklit, "el-fâriku beyne'l-hakkı ve'l-bâtıl" mânâsında, Peygamberin o kitaplarda ismidir.

    Tevrât'ın âyeti:

    Yani, "Hazret-i İsmail'in validesi olan Hâcer, evlât sahibesi olacak. Ve onun evlâdından öyle birisi çıkacak ki, o veledin eli, umumun fevkinde olacak ve umumun eli huşû ve itaatle ona açılacak."5

    Tevrât'ın ikinci bir âyeti:

    Yani, "Benî İsrail'in kardeşleri olan Benî İsmail'den, senin gibi birini göndereceğim. Ben sözümü onun ağzına koyacağım; Benim vahyimle konuşacak. Onu kabul etmeyene azap vereceğim."6

    Tevrât'ın üçüncü bir âyeti:

    "Mûsâ dedi ki: 'Ey Rabbim, ben Tevrat'ta, insanlara iyiliği emredip onları kötülükten sakındırmak için çıkarılmış, Allah'a iman eden hayırlı bir ümmetin vasıflarını gördüm. Onu benim ümmetim yap.' Allah buyurdu ki: 'O, Muhammed ümmetidir.'" Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:746; Yusuf Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 107-118; Tevrat, Eş'ıyâ, Ishah, 42.

    İhtar: "Muhammed" ismi, o kitaplarda Müşeffah ve el-Münhamennâ ve Himyâtâ gibi Süryânî isimler suretinde, "Muhammed" mânâsındaki İbrânî isimleriyle gelmiş. Yoksa sarih "Muhammed" ismi az vardı. Sarih miktarını dahi hasûd Yahudiler tahrif etmişler.8

    Zebur'un âyeti:

    "Yâ Davud! Senden sonra, Ahmed, Muhammed, Sâdık ve Seyyid olarak anılacak bir peygamber gelecek. Onun ümmeti Allah'ın rahmetine mazhar olacak." Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:353; Kandehlevî, Hayâtü's-Sahâbe, 1:18; İbni Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, 2:326; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:739; Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 122.

    Hem Abâdile-i Seb'adan ve kütüb-ü sabıkada çok tetkikat yapan Abdullah ibni Amr ibni'l-Âs ve meşhur ulema-i Yehuddan en evvel İslâma gelen Abdullah ibni Selâm ve meşhur Kâ'bü'l-Ahbar denilen Benî İsrail'in allâmelerinden, o zamanda daha çok tahrifata uğramayan Tevrat'ta aynen şu gelecek âyeti ilân ederek göstermişler. Âyetin bir parçası şudur ki: Mûsâ ile hitaptan sonra, gelecek Peygambere hitaben şöyle diyor:

    "Ey Peygamber! Muhakkak ki Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir sakındırıcı ve ümmîler için bir dayanak olarak gönderdik. Sen Benim kulumsun ve sana Mütevekkil ismini verdim. Sen ne katı kalbli, ne huysuz ve ne de sokaklarda böbürlenerek yürüyen biri değilsin. Sen kötülüğe kötülükle de karşılık vermezsin. Sen affeden ve bağışlayan bir peygambersin. Eğriliğe girmiş olan halk onunla yolunu doğrultuncaya ve 'Lâilâhe İllallâh' deyinceye kadar Allah o peygamberin ruhunu almaz." Buharî, Büyû': 5; Burhâneddin Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:346; Dârîmî, Mukaddime: 2; Kandehlevî, Hayâtü's-Sahâbe, 1:17; İbni Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, 2:326; Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 105, 135; el-Acurrî, eş-Şerî'a, 444, 452; Kastalânî, el-Mevâhibü'l-Ledünniye, 6:192.

    Tevrât'ın bir âyeti daha:

    "Muhammed, Allah'ın Resulüdür. Mekke onun doğum yeri, Medine hicret yeri, Şam onun mülküdür. Ümmeti ise hamd edici kimselerdir."Dârîmî, Mukaddime: 2; Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:346-351; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:739; Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 116; Ebû Naîm, Delâilü'n-Nübüvve, 1:72.

    İşte şu âyette Muhammed lâfzı, "Muhammed" mânâsında Süryânî bir isimde gelmiştir.HAŞİYE 1(Seyyah-ı Meşhur Evliya Çelebi, Hazret-i Şem'un-u Safâ'nın türbesinde, ceylân derisinde yazılı İncil-i Şerifte bu gelen âyeti okumuştur. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hakkında nâzil olan âyet: Bir oğlan, yani, İbrahim neslinden ola, peygamber ola, yalancı olmaya, onun

    *Bu Mevâmit kelimesi, Memed'den ve Memed dahi Muhammed'den tahrif edilmiş.)

    Tevrât'ın diğer bir âyeti daha:

    Meâli: "Sen benim kulum ve Resûlümsün. Sana Mütevekkil ismini verdim." Buharî, Büyû': 5; Burhâneddin Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:346; Dârîmî, Mukaddime: 2; Kandehlevî, Hayâtü's-Sahâbe, 1:17; İbni Kesîr, el-Bidâye ve'n-Nihâye, 2:326; Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 105, 135; el-Acurrî, eş-Şerî'a, 444, 452; Kastalânî, el-Mevâhibü'l-Ledünniye, 6:192.

    İşte şu âyette, Benî İshak'ın kardeşleri olan Benî İsmail'den ve Hazret-i Mûsâ'dan sonra gelen Peygambere hitap ediyor.

    Tevrât'ın diğer bir âyeti daha:

    "Muhtar kulum, ne katı kalbli ne de huysuz değildir." Dârîmî, Mukaddime: 2; Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 105, 119; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:739.

    İşte, "Muhtar"ın mânâsı "Mustafa"dır, hem ism-i Nebevîdir.

    İncil'de, İsâ'dan sonra gelen ve İncil'in birkaç âyetinde "Âlem Reisi" ünvanıyla müjde verdiği Nebînin tarifine dair:

    14 "Onun demirden bir asâsı, yani kılıcı olacak ve onunla savaşacak. Ümmeti de onun gibi olacak." Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 99, 114.

    İşte şu âyet gösteriyor ki, "Sahibü's-seyf ve cihada memur bir Peygamber gelecektir." "Kadîb-i hadîd" kılıç demektir. Hem ümmeti de onun gibi sahibü's-seyif, yani cihada memur olacağını, Sûre-i Feth'in âhirinde

    "Onların İncil'deki vasıfları da şöyledir: Filizini çıkarmış, sonra git gide kuvvet bulmuş, kalınlaşmış ve gövdesi üzerinde yükselmiş bir ekine benzerler ki, ekincilerin pek hoşuna gider. Allah'ın onları böylece çoğaltıp kuvvetlendirmesi, kâfirleri öfkeye boğmak içindir." Fetih Sûresi, 48:29.

    âyeti, İncil'in şu âyeti gibi, başka âyetlerine işaret edip, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, sahibü's-seyf ve cihada memur olduğunu, İncil ile beraber ilân ediyor.

    Tevrât'ın Beşinci Kitabının Otuz Üçüncü Bâbında16 şu âyet var: "Hak Teâlâ, Tûr-i Sina'dan ikbal edip bize Sâir'den tulû etti ve Fâran Dağlarında zâhir oldu."17

    İşte şu âyet, nasıl ki "Tûr-i Sina'da ikbal-i Hak" fıkrasıyla nübüvvet-i Mûseviyeyi ve Şam Dağlarından ibaret olan "Sâir'den tulû-u Hak" fıkrasıyla nübüvvet-i İseviyeyi ihbar eder. Öyle de, bil'ittifak Hicaz Dağlarından ibaret olan "Fâran Dağlarından zuhur-u Hak" fıkrasıyla, bizzarure risalet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) haber veriyor.

    Hem Sûre-i Feth'in âhirinde 18 hükmünü tasdiken, Tevrat'ta Fâran Dağlarından zuhur eden Peygamberin Sahabeleri hakkında şu âyet var: "Kudsîlerin bayrakları beraberindedir. Ve onun sağındadır."19 "Kudsîler" namıyla tavsif eder. Yani, "Onun Sahabeleri kudsî, salih evliyalardır."

    Eş'ıya Peygamberin Kitabında, Kırk İkinci Bâbında şu âyet vardır: "Hak Sübhânehu, âhirzamanda, kendinin ıstıfâ-gerde ve bergüzidesi kulunu ba's edecek ve ona, Ruhu'l-Emin Hazret-i Cibril'i yollayıp din-i İlâhîsini ona talim ettirecek. Ve o dahi, Ruhu'l-Eminin talimi veçhile nâsa talim eyleyecek ve beynennâs hak ile hükmedecektir. O bir nurdur, halkı zulümattan çıkaracaktır.

    Rabbin bana kablelvuku bildirdiği şeyi ben de size bildiriyorum."20

    İşte şu âyet, gayet sarih bir surette, Âhirzaman Peygamberi olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın evsâfını beyan ediyor.

    Mişâil namıyla müsemmâ Mihâil Peygamberin Kitabının Dördüncü Bâbında şu âyet var: "Âhirzamanda bir ümmet-i merhume kaim olup, orada Hakka ibadet etmek üzere mübarek dağı ihtiyar ederler. Ve her iklimden orada birçok halk toplanıp Rabb-i Vâhide ibadet ederler, Ona şirk etmezler."21

    İşte şu âyet, zâhir bir surette, dünyanın en mübarek dağı olan Cebel-i Arafat ve orada her iklimden gelen hacıların tekbir ve ibadetlerini ve ümmet-i merhume namıyla şöhret-şiâr olan ümmet-i Muhammediyeyi tarif ediyor.

    Zebur'da, Yetmiş İkinci Bâbında şu âyet var: "Bahirden bahre mâlik ve nehirlerden, arzın makta' ve müntehâsına kadar mâlik ola... Ve kendisine Yemen ve Cezayir mülûkü hediyeler götüreler... Ve padişahlar ona secde ve inkıyad edeler... Ve her vakit ona salât ve hergün kendisine bereketle dua oluna... Ve envârı, Medine'den münevver ola... Ve zikri, ebedü'l-âbâd devam ede... Onun ismi, şemsin vücudundan evvel mevcuttur; onun adı güneş durdukça münteşir ola..."22

    İşte şu âyet, pek âşikâr bir tarzda Fahr-i Âlem Aleyhissalâtü Vesselâmı tavsif eder. Acaba Hazret-i Davud Aleyhisselâmdan sonra, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmdan başka hangi nebî gelmiş ki, şarktan garba kadar dinini neşretmiş ve mülûkü cizyeye bağlamış ve padişahları kendine secde eder gibi bir inkıyad altına almış ve hergün nev-i beşerin humsunun salâvat ve dualarını kendine kazanmış ve envârı Medine'den parlamış kim var? Kim gösterilebilir?

    Hem Türkçe Yuhanna İncilinin On Dördüncü Bab ve otuzuncu âyeti şudur: "Artık sizinle çok söyleşmem. Zira bu Âlemin Reisi geliyor. Ve bende onun nesnesi asla yoktur." İşte, "Âlemin Reisi" tabiri, "Fahr-i Âlem" demektir. "Fahr-i Âlem" ünvanı ise, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın en meşhur ünvanıdır.

    Yine İncil-i Yuhanna, On Altıncı Bab ve yedinci âyeti şudur: "Amma ben size hakkı söylüyorum. Benim gittiğim, size faydalıdır. Zira ben gitmeyince Tesellici size gelmez." İşte, bakınız: Reis-i Âlem ve insanlara hakikî teselli veren, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmdan başka kimdir? Evet, Fahr-i Âlem odur ve fâni insanları idam-ı ebedîden kurtarıp teselli veren odur.

    Hem İncil-i Yuhanna, On Altıncı Bab, sekizinci âyeti: "O dahi geldikte, dünyayı günaha dair, salâha dair ve hükme dair ilzam edecektir."23 İşte, dünyanın fesadını salâha çeviren ve günahlardan ve şirkten kurtaran ve siyaset ve hâkimiyet-i dünyayı tebdil eden, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmdan başka kim gelmiş?

    Hem İncil-i Yuhanna, On Altıncı Bab, on birinci âyet: "Zira bu Âlemin Reisinin gelmesinin hükmü gelmiştir."24 İşte, "Âlemin Reisi"HAŞİYE 2( Evet, o zat öyle bir reis ve sultandır ki, bin üç yüz elli senede ve ekser asırlardan herbir asırda, lâakal üç yüz elli milyon tebaası ve raiyeti var; kemâl-i teslim ve inkıyadla evâmirine itaat ederler, hergün ona selâm etmekle tecdid-i biat ederler.) elbette Seyyidü'l-Beşer olan Ahmed-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır.

    Hem İncil-i Yuhanna, On İkinci Bab ve on üçüncü âyet: "Amma o Hak Ruhu geldiği zaman, sizi bilcümle hakikate irşad edecektir. Zira kendisinden söylemiyor. Bilcümle, işittiğini söyleyerek gelecek nesnelerden size haber verecek."25

    İşte bu âyet sarihtir. Acaba umum insanları birden hakikate davet eden ve her haberini vahiyden veren ve Cebrâil'den işittiğini söyleyen ve kıyamet ve âhiretten tafsilen haber veren, Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmdan başka kimdir? Ve kim olabilir?

    Hem kütüb-ü enbiyada, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın Muhammed, Ahmed, Muhtar mânâsında Süryânî ve İbrânî isimleri var. İşte, Hazret-i Şuayb'ın suhufunda ismi, "Muhammed" mânâsında Müşeffah'tır.26 Hem Tevrat'ta, yine "Muhammed" mânâsında Münhamennâ, hem "Nebiyyü'l-Haram" mânâsında Himyâtâ,27 Zebur'da el-Muhtar28 ismiyle müsemmâdır. Yine Tevrat'ta el-Hâtemü'l-Hâtem,29 hem Tevrat'da ve Zebur'da Mukîmü's-Sünne,30 hem suhuf-u İbrahim ve Tevrat'ta Mazmaz'dır.31 Hem Tevrat'ta Ahyed'dir.

    (Risale-i Nur Külliyatı 19.Mektup mucizatı Ahmediye )

    --------------

    KAYNAKLAR:

    3 Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:352; Cisrî, Risâle-i Hamidiye (Türkçe tercümesi), 1:250; Kastalânî, el-Mevâhibü'l-Ledünniye, 6:201.

    4 Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:743; Yusuf Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 99; Cisrî, Risâle-i Hamidiye (Türkçe tercümesi), 1:255; İncil, Yuhanna, Bâb 14, ayet 16.

    5 Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:743; Yusuf Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 105-106; Tevrat, Tekvin, Bab 17.

    6 Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:743; Yusuf Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 86; Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:347; Tevrat, Tesniye, Bab 18.

    8 Yusuf Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 112-113; Kastalânî, el-Mevâhibü'l-Ledünniye, 6:189.

    16 Tevrat, Tesniye, Bab 33, ayet 1.

    17 Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:348; Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 90, 102-106; Kastalânî, el-Mevâhibü'l-Ledünniye, 6:198.

    18 "Onların Tevrat'taki vasıfları budur." Fetih Sûresi, 48:29.

    19 Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:348; Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 113.

    20 Kitab-ı Mukaddes, Eş'ıya, Bab 42, âyet 1-4, 9.

    21 Kitab-ı Mukaddes, Mîhâ, Bab 4, âyet 1-2.

    22 Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 91-104; Cisrî, Risale-i Hamidiye (Türkçe tercümesi), 1:410; Kitab-ı Mukaddes, Mezâmîr (Mezmurlar), Bab 72, âyet 8, 10, 11, 15-17.

    23 Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 95, 96, 97; el-Envârü'l-Muhammediyye.

    24 Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 95, 96, 97; el-Envârü'l-Muhammediyye.

    25 Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:346; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:743.

    26 Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:353; Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 112; Kastalânî, el-Mevâhibü'l-Ledünniye, 6:189.

    27 Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:346, 354; Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 112-113.

    28 Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye, 1:353; Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 112; Kastalânî, el-Mevâhibü'l-Ledünniye, 6:189; Ali el-Kari, Şerhu'ş-Şifâ, 1:739.

    29 Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 114.

    30 Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 115.

    31 Nebhânî, Hüccetüllah ale'l-Âlemîn, 113; Halebî, es-Sîretü'l-Halebiye

    --------------------------------------------------------------------------------

    Mümkün olduğunca kısaltmaya çalıştım inşallah okuyanlara faydalı olur

    Ayrıca kaynaklarda geçen Hüseyni Cisri nin bir kitabında 200 kadar incil ve tevrattan Peygamber (sav) a işaret zikredilmiştir.Kitapçılarda ararsanız bulabilirsiniz

  15. katalan

    Güzel insan, bu kadar laf edeceğine bilgini paylaşsan. Detaylı bilgim olsaydı zaten sormazdım di mi ama?

    Bak güzel güzel sormuşum, bilgin varsa anlat dinleyelim, detaylı bilgim yok sadece laf sokayım diyorsan, canın sağolsun

    Arkadaşım bunu izah etmek baya uzun çeker imzamdaki sitede bu vb sorulara ayrıntılı cevap verilmiş

    Ama yinede senin hatırın için kısaca Bediüzzaman Said Nursinin kendi ağzından olayın özeti aşağıdaki gibi gerçekleşmiştir.

    "Eski Harb-i Umumîden evvel ve evâilinde, bir vakıa-i sadıkada görüyorum ki, Ararat Dağı denilen meşhur Ağrı Dağının altındayım.

    Birden o dağ müthiş infilâk etti. Dağlar gibi parçaları dünyanın her tarafına dağıttı.

    O dehşet içinde baktım ki, merhum validem yanımdadır. Dedim: "Ana, korkma. Cenâb-ı Hakkın emridir; O Rahîmdir ve Hakîmdir."

    Birden, o halette iken, baktım ki, mühim bir zat bana âmirâne diyor ki: "İ'câz-ı Kur'ân'ı beyan et."

    Uyandım, anladım ki, bir büyük infilâk olacak.

    O infilâk ve inkılâptan sonra, Kur'ân etrafındaki surlar kırılacak. Doğrudan doğruya Kur'ân kendi kendini müdafaa edecek.

    Ve Kur'ân'a hücum edilecek; i'câzı onun çelik bir zırhı olacak.

    Ve şu i'câzın bir nev'ini şu zamanda izharına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak. Ve namzet olduğumu anladım.

    Bakın dikkat edin bediüzzaman 1880 lerde doğmuş nerdeyse çocuk sayılabilecek yaşlarda yukarıda bahsettiği rüyayı görmüş

    şimdi yazı yazdığınız site yazdığını küfür ve dini imanı inkar rüyayda belirtildiği gibi aynen çıkmış

    demek Risale-i nura siz bizden daha muhtaçsınız kulaktan dolma bilgiye bakmayın alın okuyun arkadaşım heryerde satılıyor

    beğenmezseniz ben buralardayım

  16. katalan

    Güzel insan, bu kadar laf edeceğine bilgini paylaşsan. Detaylı bilgim olsaydı zaten sormazdım di mi ama?

    Bak güzel güzel sormuşum, bilgin varsa anlat dinleyelim, detaylı bilgim yok sadece laf sokayım diyorsan, canın sağolsun

    Arkadaşım bunu izah etmek baya uzun çeker imzamdaki sitede bu vb sorulara ayrıntılı cevap verilmiş

    Ama yinede senin hatırın için kısaca Bediüzzaman Said Nursinin kendi ağzından olayın özeti aşağıdaki gibi gerçekleşmiştir.

    "Eski Harb-i Umumîden evvel ve evâilinde, bir vakıa-i sadıkada görüyorum ki, Ararat Dağı denilen meşhur Ağrı Dağının altındayım.

    Birden o dağ müthiş infilâk etti. Dağlar gibi parçaları dünyanın her tarafına dağıttı.

    O dehşet içinde baktım ki, merhum validem yanımdadır. Dedim: "Ana, korkma. Cenâb-ı Hakkın emridir; O Rahîmdir ve Hakîmdir."

    Birden, o halette iken, baktım ki, mühim bir zat bana âmirâne diyor ki: "İ'câz-ı Kur'ân'ı beyan et."

    Uyandım, anladım ki, bir büyük infilâk olacak.

    O infilâk ve inkılâptan sonra, Kur'ân etrafındaki surlar kırılacak. Doğrudan doğruya Kur'ân kendi kendini müdafaa edecek.

    Ve Kur'ân'a hücum edilecek; i'câzı onun çelik bir zırhı olacak.

    Ve şu i'câzın bir nev'ini şu zamanda izharına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak. Ve namzet olduğumu anladım.

    Bakın dikkat edin bediüzzaman 1880 lerde doğmuş nerdeyse çocuk sayılabilecek yaşlarda yukarıda bahsettiği rüyayı görmüş

    şimdi yazı yazdığınız site yazdığını küfür ve dini imanı inkar rüyayda belirtildiği gibi aynen çıkmış

    demek Risale-i nura siz bizden daha muhtaçsınız kulaktan dolma bilgiye bakmayın alın okuyun arkadaşım heryerde satılıyor

    beğenmezseniz ben buralardayım

  17. "Bu çeşit mesâili münakaşa etmenin birinci şartı, insafla, hakkı bulmak niyetiyle, inatsız bir surette, ehil olanların mabeyninde, sû-i telâkkiye sebep olmadan müzakeresi caiz olabilir.

    O müzakere hak için olduğuna delil şudur ki:

    Eğer hak, muarızın elinde zâhir olsa, müteessir olmasın, belki memnun olsun.

    Çünkü bilmediği şeyi öğrendi.

    Eğer kendi elinde zâhir olsa, fazla birşey öğrenmedi; belki gurura düşmek ihtimali var"

    Bediüzzaman hazretlerinin belirttiği çerçevede olabilir neden olmasın :)

  18. katalan

    Advanced Member

    Normal Üye

    5,885 Mesaj sayısı:

    Gönderilme tarihi Bugün, 08:24 PM

    Bu yeni din hakkında bilgisi olan arkadaş var mı?

    ooo arkadaşım 1926dabn beri sadece elle 600bin nüsha Risale-i nur çoğaltılmış

    şimdi 26 farklı dile çevrilmiş

    dünyada abd den japonyaya binlerce nur medresesi faaliyet gösteriyor

    100lerce internet sitesi tv radyo 10larca yayınevi bas bas bağırıyor nurculukla ilgili

    hiçbirinden haberin yokmu gerçekten

    ayda mı yaşıyorsun arkadaşım?

  19. Dindar biri olarak konuyu açan arkadaşın yazısına katılıyorum lakin izah edilmesi gereken yerler var mesela

    1-Allah kainatta sünnetullah tabir ettiği sebeb sonuç ilşkisini yaratmıştır

    yani normal şartlarda gerçekelşmesi mümkün olan gerçekelşir.

    Tabii bunun bir çok istisnası vardır

    mesela çölde su hemen hemen yoktur ama sözkonusu Peygamber sav. ve ashabı olunca 5 parmağından su akıtır

    Peygamber bir işaretiyle ayı 2 parçaya böler

    yani peygamberlere verilen mucizeler sünnetullaha aykırı olabilmektedir

    2-Evliyaullahın kerametleri mesela

    "bastı zaman" kavramı bir evliyullah atına ayağını atıp binme arefesinde Kuranı azimmüşanı hatmedebilir

    veya gerçekten uçabilir

    3-Kafirlerin ileri gelenlerinin kerametleri=isdidraç deniyor ve

    sünnetullaha aykırı mesela lenin uçabiliyordu bir başkasının gözünde hipnotize etme yeteneği vardı gibi

    4-Cenabı Hakkın veli kullarına verdiği olağan dışı sünnetullaha aykırı olaylar olabilmektedir

    gazetelerde okursunuz herkes beşinci kattan atlar ölür ama bir bebek düşer bişey olmaz gibi

    hal böyle olunca ateşe elini sokarsan yakar,

    mikroplu su içersen ishal olursun, kendini 10 kattan atarsan ölürsün

    bunlar Cenabı Hakkın kaideleridir

    bu kaidelerin hilafına olabilecek sonuçlar yine Cenabı Hakkın tasarrufudur.

    Hastalık meselsinde her ilaç her hastaya iyi gelmez

    mesela aynı boy kilo cins ve hastalıkta 2 kişi düşünün aynı ilacı verin aynı sonuçları alamazsınız.

    Çünkü tıpta bir kural vardır "hastalık yoktur hasta vardır" diye.

    Bu nednle artık bugün kişiye özel ilaç üertimi gündeme gelmiştir (google bakın ayrıntılar var)

    demek her daim Cenabı Hakkın tasarrufu devam eder ilacı aldım oh hemen iyleşecem yok öyle

    hasılı kelam Cenabı Hak OL derse olur olma derse olmaz

    --------

    kalıtsal hastalıklar vb tıbbın gelişmesi için ve daha bir çok hikmete binaen verilmiş özürlerdir.

    Durumuna sabırla şükreden Hasta veya Sakat birinin bir ameli ona

    cennette ebedi saadeti kazandıracaksa sağlam kişinin belki 100 ameli salihi olmalı ki kazansın

    hem sağlığının şükrünü tam eda edebilsin

    böyle durumda kısa dünya hayatını hasta sakat geçirip ebediyen saadet içinde yaşamak

    sağlıklılık nimetine müreccahdır.

    Demek hastalar hakikatte sağlam, sağlamlar ise asıl hasta olandır

    ----------

    MehdiiAzam Bediüzzamanın Risalei Nurundan "Hastalar Risalesinden" esinlenilmiştir

  20. Dünyada hayat (dünya dışında da olabilir Kuranı Kerim 18bin alemde Cenabı Hakkkın tesbih edildiğini bildiriyor) yalnız ve yalnız Hayyul Kayyumun Kudretiyle meydana gelir

    bu konuda açtığım şu konuda: ALLAH cc.IN VARLIĞINI İSBAT EDEN 4 PERDESİZ HAKİKAT: KENDİNE güvenen ateistlere önemli sorular.. http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=28510

    daha detaylı bilgiler var orada demiştim:

    1-NUR:

    ...

    2-HAYAT: ATEİSTLERE EN ZOR SORU

    EVET HAYAT NEDİR NASIL MEYDANA GELDİ İLK CANLI NASIL OLDU? bu konuda da evrimciler dahil bir çok teori olsada hayatın nasıl başladığı bilinmiyor hem nasıl başladığı bilinse bile sorular bitmiyor mesela yiyip içtiğimiz ve sindirdiğimiz cansız besinler bize nasıl hala hayat enerjisini veriyor? inorganik atomlar nasıl bir araya gelip calılığımızı devam ettiriyor?

    üniversitede prof. Hikmet bey (genel cerrahi prof.) bize bir soru sormuştu yani sınıfa:

    "canlılığı sağlayan element nedir potasyummu? yoksa kalsyummu? diye hala cevapsız ilginç.

    DEMEK BİR HAYYUL KAYYUMDAN GELİYOR HAYAT VE CANLILIK

    3-RAHMET:

    ...

    4-VÜCUD

    evet cansız atomların canlılığı oluşturması ama kendi haline bırakılınca atom olarak kalması

    "hayat" sırrının Cenabı Haktan başka bir mevhum güce isnad etmeyi imkansız hale getirmektedir.

    Soru gayet ciddi ve ateistler tarafından çözümsüzdür bunca yaygaranın sebebi de budur kanımca.

    (ALLAH cc.IN VARLIĞINI İSBAT EDEN 4 PERDESİZ HAKİKAT konusu çekirdek olarak Mehdiiazam Bediüzzamanın Risale-i Nurundan alınmıştır)

  21. İnsanın duygularının harekete geçmesi onun elinde değildir. Örneğin, bir sınavdan yüksek not aldığımızda hissettiğimiz mutluluk duygusunu ele alalım. Bu duygunun ortaya çıkması için iki koşul vardır: Birincisi, vücudun gerekli uyaran geldiğinde bu duyguyu ortaya çıkarabilecek bir yapıda olması gerekir, ki bunu ayarlamak insanın elinde değildir; ikincisi de, vücudumuzda mutluluk duygusunu sağlayacak bir mekanizme çalışır durumda olsa bile bu potansiyeli harekete geçirecek bir dışsal uyaran gerekir, ki bu da insanın elinde değildir. Sınavdan yüksek not alamamışsak veya almış ama bunu öğrenememişsek mutluluk duygusu bizde ortaya çıkamaz; veya sınavdan yüksek not aldığımızı öğrensek bile eğer vücudumuzda bir sorun varsa ve mutluluk için gerekli hormon salgılanamıyorsa gene bu duyguyu yaşayamayız.

    Bunu niçin anlatıyorum?

    Şunun için; duyguların ortaya çıkması çok büyük ölçüde insanın elinde değildir. Örneğin, birinden korkmak veya birini sevmek insanın elinde değildir.

    Buradan yola çıkarak geleceğim yer herhalde anlaşılmıştır.

    Tanrıyı sevmek veya ondan korkmak bizim elimizde değildir. Eğer onu seveceğimiz veya ondan korkacağımız kadar bir uyaranı bize sunamamışsa bu duygular bizde oluşamaz ve bu duyguların yokluğundan ötürü suçlanamayız.

    Benzer biçimde, korku ve sevgi için gerekli uyaran tanrı tarafından yaratılmış olsa bile eğer biyolojik yapımızı bu duyguların ortaya çıkamayacağı bir biçimde yaratmışsa gene bunları yaşayamayız.

    Ben tanrıyı hiç sevmiyorum ve ondan korkmuyorum. Vücudumda bir sorun mu var, yoksa bu duygular için gerekli dışsal uyaranı tanrı bana ulaştıramıyor mu bilemiyorum.

    Fakat hiç kimsenin, bir başkasına, ''beni niye sevmedin'' diye kızmaya hakkı olmadığını biliyorum. Zorla güzellik olmaz. Birini sevip sevmemek kişinin elinde değildir. Sevmediğimiz ve korkmadığımız birine de boyun eğip tapamayız.

    O halde neden cezalandırılıyoruz?

    ''Beni sev, yoksa seni yakarım'' anlayışının sahibi olan bir tanrının kişilik yapısının, platonik aşkı kendisine karşılık vermediği için sokak ortasında aşkının kafasına silah dayayan ve kendisini sevmesi için onu ölümle tehdit eden psikopatlardan ne farkı var?

    Sevemiyorum, ne yapayım? Benim elimde değil ki! Beni yaksa da sevemiyorum yakmasa da. Sevdirememiş kendini...

    Sevemiyorum diye suç mu işliyorum? Yakılmam mı gerekiyor?

    fredie fredie fredie bak geçen soruna cevap verdim onu okumadan yeni bir soru sormuşsun

    genelde doğru olan şudur

    "sevgi ve muhabbet ihtiyari değildir ancak ihtiyar ile ssevgi ve muhabbetin yönü

    bir mahbubtan diğerine döndürlebilir"(bediüzzaman)

    bu konuda yazdıklarının bir kısmı doğru lakin sorun şu kim sevilir kim sevilmez?

    muhabbet 3 şeye dir

    1-ihsana

    2-güzelliğe

    3-kemalata

    ---

    yani insanda yukarıdaki 3 maddeyle karşılaştığında ister istemez bir muhabbet peyda oluyor yani

    biri size durupduruken bir ihsanda bulundu bir şey verdi bu maddi bir değer olabileceği gibi bir bilgi ilim vb de olabilir ona muhabbet duyarsınız

    güzellik insan fıtratı tarafından bizatihi sevilir güzel bir manzara karşısında buna sevgi ve hayranlık her insdan duyar tabii insansa

    kemalat yani mükemmellikte bizatihi sevilir bir insanda bulunan bir yetenek hele faydalı ise kendisini sevmeseniz de yeteneği hürmetine muhabbet edersiniz

    ----

    gelmek istediğim nokta şu:

    Cenabı Hak bizatihi kainatta en fazla muhabbete layık olandır çünkü:

    Kainattaki her güzellik onun esma ve sıfatlarının bir yansımasıdır

    bukadar güzelliği yaratan elbette güzel olmalıdır

    bize hayat vücud ve sayılamayacak kadar çok nimeti bahşeden Cenabı Hak nasıl sevilmez?

    Elbette ana babamızdan evvel bizi yoktan vardeedn ölçülü ve mükemmel bir vücud giydiren Kadiri Küllü Şey muhabbete en layıktır

    çünkü insana ihsanı saymakla bitmez.Bu ihsanı hem bu dünyada hem ahirettedir ayrıntılara girmeyeceğim çok uzun çeker.

    Cenabı Hak mükemmellik açısındanda muhabbete en layıktır.

    Kainatta görülen esma ve şuunatı buna en açık delildir.

    Tabii sen sorunu dinsiz ama geçici süre için müslüman ağzıyla sormuşsun

    yani müslüman olsam nasıl severim diye bu sorunun cevabını ancak yine geçici süre müslüman gibi düşünerek alabilirsin

    yoksa benim yazdıklarıma dinsiz nazarla bakacaklsan beni boş yere yordun demektir

    yazdıklarımdan hiçbir şey anlayamazsın

    vesselam

    (bu sorunun cevabı Mehdii Azam Bediüzzamnın Risalei Nur külliyatında etraflıca anlatılmaktadır örnekler Risalei Nurdan alınmıştır.)

  22. SetH666

    Posted Yesterday, 06:53 PM

    Din Kültürü dersinde hoca çocuklara şöyle bir iddiada bulunur..

    -Ne kadar kusursuz bir yaratılışımız var. Eğer gözlerimiz yüzümüzde değilde omuzumuzda, dizimizde veya herhangi başka bir yerimizde olsa ne çirkin bir görüntü olurdu değil mi??

    Çocuk

    -Hayır die cevap verir..

    -Nasıl

    -O zamanda siz bize "eğer gözlerimiz yüzümüzde olsaydı, ne kadar çirkin bir görüntü olurdu değil mi?" diye sorucaktınız. der

    Göz aşinalığımı kusursuzluk mu siz karar verin...

    Önce insan kusursuz değildir

    Kuranı Kerimde insan için "tembel, nankör, yalancı, aciz, inkarcı" vb sıfatlar kullanılmıştır ve doğrudur

    Ancak insan tasarım olarak kusursuzdur.

    Bunu yalnız Kuranı Kerimde değil diğer semavi kitaplarda da görebilirsiniz.

    Yaratılan tüm canlıların ortak özelliklerini düşündüğünüzde yüzleri var ve herbir sima hayvan da olsa birbirinden farklı

    insandaki sima yani yüz benzer biçimde hayvanda da var.

    Ama bir atın suratını bir maymunun yada gergedanın suratını düşününce insanın simasının ne kadar ince tasarlandığını anlarsınız

    Detaylı bilgileri tıp sitelerinin anatomi bölümlerinden elde edebilirsiniz

    insan yüzünde birbiri içine geçmiş 40 50 mimik kası hiçbir hayvanda yok çünkü onlarda buna ihtiyaç yok

    halbuki insan hayvandan değişimle gelseydi bu kadar detaylı özellikler olmayacaktı

    burnun ağzın hemen üstünde olması ne kadar hikmetli inanmıyorsanız burnunuzu tıkayıp yemek yeyin hiç tad alamadığınızı göreceksiniz

    örnekelr çok ama vaktim az olduğundan madde madde söyleyim:

    insan dili 2000 değişik tadı kavrar ekşiliğin 1:2000.000 oranında hisseder

    http://bilgibahcesi.blogcu.com/tat-alma-sistemindeki-muhtesem-tasarim_1305184.html

    insan gözü yeşilin 7000 tonunu birbirinden ayırdedebilir

    bu biyolojik özellikler ve daha fazlası başka hiçbir canlıda yoktur.

    insan bedeninde ki "altın oran"(bknz google) başka canlılarda yoktur yaaratılıştaki hikmet ve sanatın milyonda bir göstergesidir

    e faklı olsaydık alışkanlık nedeniyle doğal karşılayacaktık sorusu:

    bakın uzaylı tasvirlerine insan aklı nasıl başka bir akıllı yaratık tasvir ediyor?

    kocaman bir kafa incecik bir boyum kapalı kulaklar haddinden fazla büyük gözler iğne deliği gibi burun delikleri

    işte insanı kısır zeka ve aklının ürünü ancak böyle bir ucubeye yeter

    insanın bir tırnağı bile hala laboratuvar ortamında üretilemedi

    bir organ ondan geçtim bi doku ortada orjinal hücreler olmadan yapılamaz

    bir göz bir sinir hücresi yapmak mümkün değilken yukarıdaki kendin çal kendin oyna lafları çok komik olmuş

    veya körler sağırlar birbirini aırlar mı demeli?

    insan bir at gibi koşamaz bir fil kadar güçlü değil maymun gibi daldan dala zıplayamaz

    bu bir eksiklikmidir? hepsinin dizginini eline alacak akıl ve zeka olduktan sonra

    sakat doğan çocuklar kanser ve hastalıklar mevzuu hep aynı hikaye

    Cenabı Hakkın Rahim Kerim ismi Rezzak ismi aç olnaları Şaafii ismi hasta olanları gerekli kılar

    malum burası imtihan dünyası kiminin imtihanı zeki olmasıyla kimininki de hasta olmasıyla oluyor

    Hem Tıbbın gelişmesi insanın kendini bilmesi ve tanıması ancak hastalık gibi güçlü bir sebebple oluyor.Yoksa araştırılmaz öğrenilmezdi

    Şu beylik kuyruk sokumu apendisit vb için tıbbi sitelere bakın araştırın bu forumda da yazdım

    apendisiti alınanlarda lenfoma sıklığı yükseliyor coxcic inde bir çok lüzumu var google bol miktarda

    bu organların vazifeleriyle ilgili bilgi var aynı şeyleri yazıp durmayalım

    ii geceler

  23. Yahu hep aynı hikaye islam ve bilim islam gerimi bıraktırdı neden gelişmiş islam ülkesi yok?

    neden gavurlar teknolojide ileri demek islamdan dolayı falan filan bak

    hacı burada isbat edip kendi iddiasını çürütüvermiş:

    Türkan_Saylan @ Oct 12 2009, 11:32)

    Türkiye ateistlerin bilimsel başarıları nelerdir merak ediyorum

    80 yıldır seküler bir tarzda eğitim verildiğini unutmayalım

    ...

    HACI:

    Türk ateistleri için malesef haklısınız..

    Ama unutmayın ki onların aslı Müslüman ateistlerdir.

    ...

    Ülkemizde gerçek anlamda ne teist ne de ateist aydın yoktur.

    demek neymiş dünyada en iyi 100 üniversite sıralamasında dinsziliği ile meşhur odtü girememiş

    dinsizliği ile meşhur üniversitelerimiz yıllık bilimsel yayın sıralamalarında endonezyanın bile gerisine düşmüş falan filan yada

    şöyle desem sizi etkilermi teknoloji ve bilim devi japonların şintOİst ve budist inancı onalrın bu gelişmişliklerinde çok önemlidir

    yaa şintoizm teknoloji budizm bilimsel bilgi birikimi yapmayı öğütler

    ya da klasik ibni sina tıbbın babası ibni heysem kan dolaşımını buldu biruni matematiksel formülleri keşfetti desem sizi ırgalarmı?

    pek sanmıyorum yani bu topiğin hepsini toplasan bir incir çekirdeğini dolduracak ciddiyette bilgi çıkmaz.

    Herzaman söylüyoruz belki 1000 oldu

    KURAN BİLİM KİTABI DEĞİL KITALAR ATLASI YADA ANATOMİ ATLASI HİÇ DEĞİL AMACI BU DEĞİL,

    KURAN BİLİMSEL BİLG ÜZERİNE ÇALIŞMAYIN DEMİYOR ARAŞTIRMAYIN DA DEMİYOR YA NE DİYOR

    NE KADAR AZ DÜŞÜNÜRSÜNÜZ HİÇ AKLETMEZMİSİNİZ DİYE SORUYOR

    TEKNOLOJİK VE BİLİMSEL GELİŞMİŞLİKLE İLGİLİ DİN DIŞINDA BİRÇOK FAKTÖR GEREKİR,

    GELİŞMİŞLİKLE DİN BAĞLANTISI İLLA KURULACAKSA JAPON DİNİ ŞİNTOİZM 1 NUMARA OLMALI AMA

    ATAYA TAPMANIN NERESİ ORJİNAL VE MANTIKLI ?,

    konu uzar gider bende ufaktan uzayım

    ii geceler

×
×
  • Yeni Oluştur...