ozedonus_

Erdemliliğin vahiy gelmeyen toplumlarda cennet için ölçü olduğunu söyleyen islam kelmacıları var.ben de bunu mantıklı buluyorum.Bu konuda daha detaylı konuşmayı ilgili olan bir başlıkta yapabiliriz.Konu önemlidir.Burası said Nursinin tartışıldığı(pardon aşağılandığı) başlıktır.

tetikçi mi,Şeyh said ile said nursiyi karıştırmıyor musunuz?

Bence Erdemli bir yol var,o yolun yolcuları da iyi insanlardır.hangi din ve meşrep olsa o ortak erdemlilik özelliklerini taşıyorsa o iyi bir yoldadır.Budist ve müslüman olması pek fark etmez.İslam,zaten bu ortak adın 7.yy arabistan versiyonundan ibaret değil mi?

Sizi söyeldiğini ölçerek dikkatle yazan biri olarak biliyordum.Bu paragrafınızla bu bakış açım değişti diyebilirim.Söyleminizden ilim değil kin kokuyor.Zaten size göre sizin dışınızda herkes ajandır.Bırakın bu basit söylemleri artık.

Mevlanayı okumadım.Hatta mesnevinin ağzını bile açmadım.Ama risaleleri okuduğum için yorumlamalarda bulunuyorum.Biz insanları hayatları ile değerlendirmek durumundayız.Hayatları ile söylemleri ne kadar birbirleriyle uyumlu diye.

İlhamın vahiy gibi kesin bilgi içermediğini İmam Rabbaninin deyişiyle"vahiy her zaman net gelir ama ilham bazen net bazen bulanık gelir" diye bir özelliğinin de olduğunu biliyorum.Keşfin islam itikadında doğru bilgi kaynaklarından olmadığını da biliyorum.Ancak tüm bu durumlar,ilhamın devamlı bulanık geleceğini göstermediği için biz ilham aldığını düşünenleri islamın genel esasları ile değerlenidirir ve ona göre hüküm veririz. Said Nursi aldığı ilhamları kesin bir bilgi olarak sunmamıştır zaten.Her tespitinin sonunda "allah u alem bisavap(doğrusunu Allah bilir) demiştir.Bu,tüm islam alimle

sağ bi.Ez rica dıkım.

Said nursiyi burada ilmi bir şekilde hem ateistlerle hem nurcularla tartışabilirim.Risaleyi okuyan bizler ve anlayan bizler.Siz ise hiç bir şeyi okumamuş ve ahkamkesiyorsunuz.Ramazanın şu manevi iklimine kullandığınız "bok" kelimeleri çok yakışıksız gidiyor.Sanırım siz ankaradasınız.Ankaraya dört ayda birdokora tezi durumu için geliyorum.Son gelişimde seni beklerim.Konuşaılm. Bu arada ben akademik görevli değilim.Belediyede geçici işçiyim.

SN LÜX E TENEBRİS Görüşlerimi kısaca söyleyeceğim. 1.Bunların bir kısmını dahi zekasıyla geri kalanının da ilm-iledün denilen Allahın ona ilham etmesiyle aldığını düşünüyorum. 2.Said Nursi,douğu yöresindeki medrese şeyhlerinin baskılarına dayanamayıp batıya gelmiş,batıda daha çok özgür bir ortam olacağını sezmiştir.Onu ortaya çıkaran hiçbir servis falan yoktur.Bu sizin hayali ürününüz. 3.Yukarıda söylediğim dört sınıf dışında her kişi ve müslüman said nursiyi sever.Ve müslümandırlar. 4.Her ırkın faşisti olduğu gibi Türk ırkının da faşistleri olabilir.Bu doğanın bir gereğidir. 5. He

yok gayet iyiyim.Oruçsuz halimden daha sakinim.Beni geren"papucumun akademisyeni" demesi oldu.Onun içinde Alahtan tevbe niyaz ediyorum.. osiris,çok duygusalsınız.beni de gergin durumuna ortak ediyor ve maalesef çoğu zaman başarıyorsun.bEN MESAJIMI SİLİYORUM.lÜTFEN SEN DE SİL.

ve tarafımızdan kendisine ilim öğretmiştik” (Kehf/65).ayeti gereğince evet. Âyette geçen “min ledünnâ ilmen” ifâdesi daha sonraları “İlm-i Ledün” olarak terimleşmiştir.Bunu vahiy değil ilham olarak açıklıyoruz.

Meyve veren ağaç taşlanır. Bunca islam aliminin içinde özellikle Said NursiniN bu çöplükte hedef alınması dikkate şayandır.Bu benim için risale-i nurları tekrar okumam için bir vesile olacaktır.Ona karşı olan kinlerin sebebi dörttür. 1.İmanına kin duyanlar :Ateistler,risale-i nurlarda Allah inancının (çağının şartları içinde bile olsa) ne kadar değişik akli tespitlerle ele alındığını bildikleri için en büyük tehlike olarak görürüler. 2. Siyasetine kin tutanlar:Said Nursi,kemalist diktatörlüğün karşısındaki en büyük beladır.Onun için teist veta ateist olsun Atatürke hayran olanlar otomati

sn gavs,örneğin çok yerinde idi.Bu hayatın diğer hayata göre bir hayal olduğunu söyleyen islam bilginleri az değildir.

Anadili Kürtçe olan biri olarak konuyu aydınlatayım. Kürtçede "xweda veya xwede" kavramı sadece Allah için kullanılan bir kavramdır.Kürtçede sahip anlamında "xwedi" ile yakın ilişkisi vardır.Arapçadaki rab(sahip) kavramının kürtçe şekli diyebiliriz.Kürtçede Allah kavramı çok nadir kullanılır.Güç isteği için "ya allah" denilebiliyor.Bunun Türkçesi Tanrı olabilir.Arapçası rab olabilir,farsçası yezdan olabilir.Fakat Allah kavramı değişikitr.Aslında bunun arapça olmadığını söyleyenler var.el-ilah tantüremiş olduğunu söyleyenler var.İslam bilginleri bu konuda ikiye ayrılmış durumda. Bir kısmına

Ben bu forum sayfalarına gelip de deist ve ateist olanlara hiç şaşırmıyorum.Çünkü zaten buraya gelen müslümanlar din ile değil kültür ile geliyor.Buradaki din bilgilerimiz bilinçli değil,kültür biçimimizin bize dayattığı bilgiler.Yani herkes zaten kafasında bir din şablonu oluşturmuş bir şekilde paylaşıma başlıyor.Dinin bir ucu metafiziğe de kaçtığı için aklın alamadığı konular olduğu kabul edilmiş onun için herkesin sorgulamasını sağlıklı yapmayı başaramayacağı bilindiği için taklidi iman birçok kişi için yeterli görülmüştür. Bu forum sayfalarından din öğrenilebirlir mi?Bu forum sayfaları

O dönem Bizans Rum,İran ise Sasani olarak bilinen iki süper güçtür.Rumlar hakkında Kuranda rum süresinin ilk üç ayeti değinmiştir.Bu bağlamda Kuranın bizansa değinmesini bu kadarla sınırladığını söyleyebiliriz.Kuranda sasanilerle ilgili bir ayet ise bilinmemektedir.Yalnız rumlarla ilgili olan ayetin sasanilerle savaşı anlatan ayet olması sebebiyle aynı ayetlerde dolaylı olarak sasaniden bahsettiği söylenebilir.Ancak Hz.Peygambere ait olduğu söylenen ve nüshalarının orjinali günümüze kadar gelen " islama davet mektupları" nda ikisinin de adı geçer. Kuranda bunlarla ilgili ayetlerin kabarık g

Orucumuzla gayet sevinçliyiz.Onunla bir yönümüzü ne kadar ihmal ettiğimizi anlıyoruz.İnsanın iç güzelliklere açlık vasıtaıyla ulaşabildiğini görüyoruz.Gayet temkinli ve mutmainiz.Bunun için de elimizden gelen her türlü iyiliği yapmak istiyoruz.Bu oruç bize adeta iyiliği aşılıyor,bizm için adeta iyiliğin anahtarını temsil ediyor... Orucumuzun bize sağlık açısından ne kadar faydası olduğunu bu şekil anlıyoruz.Midenin dinlenmişliği ile insanın bazen daha iyi düşünebileceğini anlıyoruz.Ağır işimiz olmadığı için orucun gerçek havasını soluyoruz.Ağır ilerde çalışan,hastalığı olan,gücü yetmeyen ins

Evet,,hodri meydanda dayak yemediğim halde yemişim gibi gözükmek istemedim.Onun için altına yorum yazma gereği duydum.İkimizin hodri meydan tartışmaları zaten kavgalı falan da geçmedi.Böyle göstermenin gereği yok.Benim hodri meydan da ne yenilmişliğim ve sinirlenmişliğim var.Keşke devamlı sadece hodri meydana katılabilseydim.

Ben hiçbir zaman hodri meydandan kaçmadım.Hodri meydana ara verdiğim anlar forumdan ayrıldığımda hodri meydan da boş kalıyordu.Hala da forumun en tartışılabilir bölümünün hodri meydan olduğunu biliyorum.Bu aralar tartışamamanın nedenine gelince,zaten forumda da fazla yazamıyorum.Son nicki aldıktan sonra yazma hevesim yerle bir oldu.Çok fazla ayrılıp dönmenin vermiş olduğu bir soğuma olabilir.Asil üyeliklerim silik iken parça parça olmuş yeni üyeliğimle yazmanın vermiş olduğu isteksizlik de olabilir.

Ben de dün buradaydım.Faydalı olduğunu söyleyebilirim.Çünkü bazı kişileri daha yakından anlama imkanınız oluyor.Meramınızi dille söyleyerek daha erken konuları açıklayabiliyorsunuz.

Tolonbeyin yazılarını okumakta hayli zorlanıyoruz.Türkçesini düzeltmesini ben de istiyorum.Konuya gelince İbni Sina ve Farabinin çok aykırı görüşleri olsa da müslümandırlar.Peygamberleri böyle anlatanda Ravendidir.HERHALDE BU İKİSİNE KIL OLAN BİR GELENEKÇİ, BİLİNÇLİ OLARAK bu ikisinin sözlerini birbirlerine karıştırarak vermiştir. Bu iki şahane alimi anlamak isteyenler önce bir eserlerini okusunlar sonra karar versinler.

Oruç konusu da birçok konu gibi ateizmin gündemine “sağlığa etkileri” açısından girmiş bulunmaktadır. Sağlık gibi ciddi bir iş gerektiren bir konuda sağlık biliminin yayınlarının verdiği sonuçları okumadan ciddi bir tespitte bulunma durumumuz yok. Bu açıdan öncelikle bu yayınlardan pasajlar verilmelidir. Sn kirecin verdiği linklerde kısmen böyle araştırmalar bulunmaktadır. Ben işin sağlık yönünden etkisini sağlıkçılara bırakıyorum. Ancak dikkatimi çeken bazı hususlar var. 1. Eğer oruç iddia edildiği gibi sağlık üzerinde ciddi bir etkisi olsaydı 1400 yıl içerisinde oruçtan etkilenen nice ins

Hz.Muhammed kendi kavminin adetleri ve örfü üzerinde idi.Onun değiştirmeye çalıştığı en önemli özellik şirk olmuştur.Bu şir kde sanıldığı gibi çok tanrılı değil,zaten bilinen tek tanrıya ortaklar koşulmasıdır.Bu çeşit inançlar ise bugün çok müslüman yerlerde de mevcuttur. Hz.Muhamed toplumu sadece ıslah etmeye çalışmasına rağmen peygamber oluyor da dinden zerre kadar haberi olmayanlar neden peygamber alamıyor?Bunu bilemiyoruz.Diğer dinlerin yeteri derecede bilgileri elimizde olşmadığından bazıları hakkında bilgi sahibi olmadığımız gibi peygamberlik kurumu her yerde aynı nitelikte gerçekleşme

Bu benzetme Ebu Hanife döneminde çok mantıklı ve güzel bir tespitti.Fakat Allahı soyut kavramlarla eş kullanmayı geçmeliyiz diye düşünüyorum.Çünkü Allahın bir evrene bakan madede ile de açıklana yönnleri(sıfatları) vardır.Mesela rezzak,xellaq(yaratıcı),rahman v.b..Ancak onu evrenin içinde hiçbir şekilde açıklayamayacağımız bir yönü de var.Muhalefetün lilhavadis(sonradan yaratılanlara benzememe) sıfatı bunu gerektirir.Hiçbir şey ona benzmez ayeti bunu gerektirir.O halde soyut şeyler bile birebir onu açıklayamaz.Onlar ancak onun sıfatlarından birini açıklayabilirler.Hatta onu sevgi gibi maneviya

Yazılanları biraz daha anlamaya ne dersiniz? Bir defa Süleyman Ateşin bu tespitleri yüzünden acımasızca eleştirildiği oysa bu tespitlerinin ilk dönem bilginler arasında da dile getirildiğini söyledim.Bunu söylerken sizinle onu kıyaslamadım.Ama eğer onun hakkında görüşümü isterseniz onun Türkiye din çevresinde benzeri az olan bir lim adamı olarak görürüm.Onun söylemlerini Yaşar Nuri ve Zekeriyya Beyazdan daha çok önemserim.Ama konumuz o değil. Ona hoca derken öğretmen anlamındaki hoca dedim.Hocaefendi anlamıyla değil.Peygamberi bile tanımadığını söylemişsiniz.Bu forumda herkesi çözdüm ama sen