Jump to content

cubbelii

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    956
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne cubbelii kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. doğru öldürülmesi gerekir.yaşayıp ta ne yapacak ancak sizin gibi inançsız olur. böyle olacağına öldürülmesi bin kat daha iyidir.en ağzından dine ve kitaba küfre düşeceğine ölüm onun için kurtuluştur. eğer ne kadar yaşarsa o kadar azgın olacaktır o kadar günahkar olacaktır.insan zaten er geç ölecek değilmi.ha şimdi ölmüş olsun ha 80 yaşında bok sidik içinde ölmüş olsun.

    Helal be koçum... :good:

  2. ENAM: 160- Kim iyilik getirirse, ona o (getirdiği)nin on katı vardır. Kim kötülük getirirse, sadece onun dengiyle cezalandırılır; onlar haksızlığa uğratılmazlar.

    YUNUS: 27- Kötülük kazanmış olanlara gelince, kötülüğün cezası, misli kadardır. Ve onları bir aşağılık ve eziklik kaplar. Onlar için Allah'dan başka hiçbir kurtarıcı yoktur. Yüzleri karanlık gecelerden bir parçaya bürünmüş gibidir. İşte onlar cehennem ehlidir. Orada ebedî kalacaklardır.

    KASAS: 84- Kim bir iyilik getirirse ona ondan daha üstün karşılık vardır. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler, ancak yaptıkları kadar ceza görürler.

  3. >>> kur'ana karşı çıkıcaz diye bu kadarda olmazki canım. yuuuh size ufalın dahada ufalın.

    Siz kuranı aklayacağız derken, bakalım ne kadar ufalacaksını, arılardan ufaldınız, yakında mikroplardan da ufalıp gideceksiniz.

    Tekrar diyorum bak: Polenlemeyi rüzgar yapmaz.

    özelden reçeteni gönderdim. Yazdığım hapları sabah , akşam tok karnına alacaksın. Bir değişiklik olmazsa Bakırköy'e sevkini isteyeceğim.

  4. Karşılığında cennet ile ödüllendirilmek olmasın dünyada bir tane müslüman olmaz.Bu bile müslümanların ne kadar ödül avcısı olduğuna örnektir.

    Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Allah'ı aldatmaya çalışmayın. Çünkü her kim Allah'ı aldatmaya kalkışırsa Allah da onu aldatır ve o kişi eğer farkında ise aslında kendisini aldatır." Bunu duyanlar: Ey Allah'ın peygamberi, Allah nasıl aldatılmaya çalışılabilir ki? deyince, Hz. Peygamber şöyle buyurur: "Sen Allah'ın sana emrettiği şeyi yaparsın, fakat bu işi yaparken O'ndan başkasını amaç olarak gözetirsin”

  5. Cübbeli..

    İlk defa doğru bir laf çıktı ağzından..

    Benim sizin için ne kadar tehlikeli olduğumu anladın..

    Tebrikler.. Sizi bu şekilde teşhir eden benden başka bir atesit gördün mü hayatında?

    Görmedim. Sen bu işe gerçekten kendini adamışsın. Ama adadığın taraf yanlış. Yazık...

  6. İslam'ın yeterince belirli olmayan gizli bir başlangıcı vardır.

    Muhammed'in Kur'an'ı yazıp, İslam'ı başlatmadığı artık kesin olarak bilinmektedir.

    Bunun çeşitli nedenleri var.. Onlara topluca ve özet halinde bir kere daha değineceğim.

    Şimdiye kadar yazdıklarım oldukça dağınık olduğu için, Muhammed'in neden yaşamamış olduğunu yeterince ciddiye almadığınızı düşünüyorum.

    Ben seni ciddiye alıyorum hacı dert etme. İlk zamanlar seni ciddiye almamıştım. Hata etmişim. Sen bayağı bir hastasın. Bu yüzden toplumdan uzak tutulmalısın. Sana yardımcı olmaya hazırım...

  7. "Benim durumum ateş yakan bir adamın durumuna benzer. Ateş yanıp da etrafını aydınlatınca pervaneler ve ateşe kendilerini atan böcekler onun üzerine üşüşmeye başlar. Adam onları önlemeye çalışır, fakat onlar adama gâlip gelirler ve kendilerini ateşe atarlar. Ben sizi, bel kemerlerinizden yakalamış, ateşe düşmemeniz için çaba sarfetmekteyim, siz ise kendinizi onun içine atmaktasınız." (Buhari, Enbiya; 40)

  8. Ali İmran Suresi 93 Tevrat indirilmeden önce İsrail’in kendi nefsine haram kıldığı şeyler dışında tüm yiyecekler İsrailoğullarına helaldi.Onlara de ki: “Tevrat’ı ortaya getirin; doğru sözlü iseniz onu okuyun.”

    bak cübbeli ayete bak sana ne diyor, Allahın haram kılmadığını peygamber bile haram kılamaz, düşünerek oku biraz saksıyı çalıştır.

    "... Bunları ben, kendi işim (özel görüşüm) olarak yapmadım...." (Kehf Suresi, 82)

  9. Ali İmran Suresi 93 Tevrat indirilmeden önce İsrail’in kendi nefsine haram kıldığı şeyler dışında tüm yiyecekler İsrailoğullarına helaldi.Onlara de ki: “Tevrat’ı ortaya getirin; doğru sözlü iseniz onu okuyun.”

    bak cübbeli ayete bak sana ne diyor, Allahın haram kılmadığını peygamber bile haram kılamaz, düşünerek oku biraz saksıyı çalıştır.

    Rasul size neyi getirdiyse onu hemen alın, neyi de yasakladıysa ondan vazgeçin (Haşr, 59/7)

  10. *Peygamber Efendimiz bir mesele ile karşılaştığı zaman, önce Cenab-ı Haktan gelecek olan vahy-i zahiri bekler. Bu, ayet-i kerime, hadis-i kudsi veya hadis-i şerif şeklinde olabilir. Vahy-i zahir gelmeyecek olursa, kendi içtihadıyla amel eder. Eğer ictihadında bir zelle sadır olursa, anında ikaz olunur. Dolayısıyla yapmış olduğu ictihatları, bizzat Cenab-ı Hak tarafından tasdik olunmuş olur. (Miratil-Usul fi Şerhi Mirkatil Vusul)

  11. *Benim sözlerimden bir söz rivayet edilirken, koltuğuna yaslanıp şöyle söyleyen bir adamın çıkması yakındır: Önümüzde Allah (c.c)ın kitabı var. Onda helal olarak bulduğumuzu helal, haram olarak bulduğumuzu da haram kabul ederiz. (Yani başka bir şeye lüzum yok) Ey ümmetim size söylüyorum! dikkat edin ve gözünüzü açın, Rasulullahın haram kıldığı Allahın haram kıldığı gibidir.* (İbn-i Mace 1/5)

  12. “Sakın sizden birisini koltuğuna yaslanmış bir halde kendisine benden bir emir veya nehiy bildiren hadis geldiğinde: ‘Bunu bilmiyoruz, (o bizi ilgilendirmez!). Biz, Allah’ın kitâbında neyi bulmuş isek ona uyarız!’ derken bulmayayım.” (Hadis-i Şerif)

    :acute:

  13. maide 54..Ey iman edenler, içinizden kim dininden dönerse (yertedde minkum an dinihi), Allah, (yerine), kendisinin onları sevdiği, onların da kendisini sevdiği, mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise izzetli, Allah yolunda cihad eden ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir" hani ceza...

    Muhammed-25 Muhammed: 25. şüphesiz, kendilerine hidayet açıkça belli olduktan sonra, gerisin geri (küfre) dönenleri (erteddü ala edba-rihim), şeytan kışkırtmış ve boş emellere kaptırmıştır" hani öldürme cezası..

    İmam-ı Azam Ebû Hanîfe'nin şöyle dediği rivayet olunur: Ben evvelâ Kitabullah ile amel ederim. Sonra Resulünün Sünnetiyle, sonra Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali Hazretlerinin hükmettikleriyle, sonra diğer Ashabın ahvâliyle hüküm veririm, Sonra da, eğer aralarında ihtilâf varsa, kıyas yaparım.

  14. sadeceta,cübbeli ve yılşanoğlu(hüseyin üzmez avatarlı).Tam ateistlere göre 3 müslümansınız.Yani salak..İslamın ruhundan habersiz üç kuruşluk birer müridsiniz.Yürüyün,dergah sizin gibi salakları bekliyor.İslamı olduğundan farklı gösterip bir de müslüman geçinenlere biz münafık diyoruz.Siz ya münafıksınız veya salaksınız.Ama inşaallah ikincisidir.Hiç bu kadar ağır konuşmak istemiyordum ama beni mecbur ettiniz

    Fıkıh hükümlerinin nereden kaynaklandığını bilmeden,kuran hükümlerinin bütünlüğünü dikkate almadan,islamı 7.asrın gereksinimlerine hapseden bu yobaz kafalar oldukça islam yeryüzünden hızla silinecektir.

    cübbeli,hüzeyinüzmez ve sadece ta..Sizin dünyanızın içinde bir müslüman değilim.SİZİN KAFANIZIN İÇİNDE GEÇEN MÜRTEDLİK VASIFLARINA SAHİBİM.

    Modlardan birisinden ip numaramı alıp uygun bir kişiyi de kiralayıp beni müsaid bir vakitte öldürtebilirsiniz.

    Haddini bil len... Ben yazımda ayet ile, hadis ile örnekler veriyorum. Kaynak gösteriyorum.

    İkrime (r.a)'den rivayet edilmiştir. İbn Abbas dedi ki: Rasulullah (s.a.s):

    "Dinini tebdil edeni (değiştireni) öldürün" buyurdu. (Buhari,Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)

    Sen bütün bunlardan daha iyi anladın İslamı da bir biz anlayamadık.

  15. Şeriatları ayrı ibadetleri ayrı ama aynı din nasıl oluyor?

    Sen Maide 3'ü okumamışsın sanırım.İslam dini ritüelleriyle Muhammed tarafından ortaya atılıyor ve İslam dini adını alıyor. Kapiş?

    Bakara 133- Yoksa siz de olaya şahit mi oldunuz; Yakub'a ölüm hali gelip çattığı zaman, oğullarına; "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" dediği zaman, oğulları; "Senin Allah'ına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ına, tek olan o Allah'a ibadet edeceğiz. Biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız." dediler.

    Allah'ın resulleri- Allah hepsine salât ve selâm eylesin- farklı dinlere mensup değillerdi. Hiçbiri kendi kavmine, kendisinden önce gelmiş olan peygamberin dinini terketmeyi emretmemiştir. Çünkü peygamberlerin dini birdir.

    Tövbe 31- Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir.

    Buna mukabil her resul kendi şeriatına davet ediyor, kendinden önceki resulün şeriatına uymaktan nehyediyordu. Zira resullerin şeriatları çok ve muhteliftir. Bundan dolayı Allah Kur'an-ı Kerîm'de "Sizin her biriniz için bir şeriat, bir yol tayin ettik. Eğer Allah dileseydi sizi bir tek ümmet yapardı."(el-Maide,48.) buyurmuştur.

    Allah, bütün peygamberlere tevhid demek olan dinin devamını, dinlerini tek bir din kıldığı için de ayrılmamalarını emretmiştir. "O, size, dinden Nuh'a emrettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa ya ve İsa'ya emrettiğimizi; dini doğru tutun ve ondan ayrılığa düşmeyin diye, kanun yaptı."(eş-Şura,13). "Senden evvel hiçbir peygamber göndermedik ki ona, benden başka hiçbir ilâh yoktur, ancak bana ibâdet edin diye vahyetmiş olmayalım."(el-Enbiya,25), "Allah'ın yarattığı değiştirilmez, en doğru din budur."(er-Rum,30) Yani Allah'ın dini değiştirilemez. Nitekim dinin özü birdir. Şeriatler ise zaman ve mekana göre değişiklik göstermiştir. Zîra bir takım şeyler bazı insanlar için helâl iken, Allah onları diğer insanlara haram kılmıştır. Bir çok emirler vardır ki, Allah onların yapılmasını bir kısım insanlara emrettiği halde diğer insanları, onları işlemekten nehyetmiştir. O halde şeriatler çok ve muhteliftir. Şeriatler, farz kılınan şeylerdir.

    HAC suresi 78- Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a sarılın. O, sizin sahibinizdir. O, ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!

    Bu ayetten de açıkça anlaşılacağı gibi Allah ilk insan ve ilk peygamber Adem as. dan son peygamberi Hz. Muhammed sav e kadar bütün inananları müslüman diye nitelendirdi.

  16. Babanız İbrahim'in dini hanifmiş.İslam değil.

    Benim söylemlerim de Kuran'a dayandırılmıştır.Siz Kuran'ın bir kısmını kabul bir kısmını red mi ediyorsunuz?

    Kuran her ümmete ayrı şeriat ayrı ibadet olduğunu zaten kendisi söylemekte.

    ayrı şeriat ama tek din kapiş...

  17. Her ümmete İslam dininin emredildiği Kuran tarafından da yalanlanmaktadır.İslam din ve isim olarak Muhammed'e ve onun ümmetine özgü bir uygulamadır.

    HAC suresi 78- Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a sarılın. O, sizin sahibinizdir. O, ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!

  18. "İbrahim ve onunla beraber olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tekfir ettik. Sadece Allah'a iman edinceye kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve kin belirmiştir..." (Mümtahine: 60/4)

    "Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse / irtidat ederse bilsin ki, Allah, kendisinin onları sevdiği, onların da kendisini sevdiği, mü’minlere karşı yumuşak, alçak gönüllü, kafirlere karşı izzetli / güçlü ve şerefli olan, Allah yolunda cihad eden ve kınayanın kınamasından korkmayan bir kavim getirir. İşte bu, Allah’ın dilediğine verdiği bir fazlıdır / fazilettir. Onu dilediğine verir. Allah Vasi’dir, Alim’dir." (Maide: 5/51-54)

    Kur'an'ın Allah kelamı olduğuna iman eden bir kimsenin, Allah'ın farz kıldığı şeyleri yerine getireceğini, öğrendiğinde bunlara hemen boyun eğip itaate koşacağını, öğrendiklerini yerine getirmeye gayret ederek Allah'ın şu emirlerine derhal uyacağını zannediyorum:

    "Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun; O'ndan başka dostlar edinerek onlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz." (A'raf: 7/3)

    "Hayır! Rabbine andolsun ki, aralarında çekiştikleri meselelerde seni hakem tayin edip, sonra da haklarında verdiğin hükümden dolayı içlerinde hiçbir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyet göstermedikçe iman etmiş olmazlar." (Nisa: 4/65)

    "Andolsun; iki yüzlüler, kalplerinde hastalık bulunanlar, şehirde kötü haber yayanlar bu hallerinden vazgeçmezlerse, seni onlara musallat ederiz. Sonra, senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler. Lanetlenmiş olarak nerede ele geçirilirlerse yakalanır ve öldürülürler. Allah'ın önceden geçenler hakkındaki kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik göremezsin." (Ahzab: 33/60-62)

    İrtidadın sözlük manası: Bir şeyden dönmektir.

    İrtidadın şer'i manası: İmam Semerkandi el-Hanefi irtidat hakkında şöyle diyor:

    "İrtidat; imandan dönmek ve yüz çevirmekten ibarettir."

    Kalyubi eş-Şafi irtidat hakkında şöyle diyor:

    " İrtidat; küfür niyeti, küfür sözü veya küfür ameliyle islam'dan çıkmaktır. Küfrü gerektiren sözün şaka veya inat olması ile bir inanç eseri olması arasında fark yoktur."

    İmam ibn-ün Neccar el-Hanbeli irtidat hakkında şöyle diyor:

    "Mürted, müslüman olduktan sonra gerek şaka ve gerek gerçek zorlama ile olsun, gönüllü olarak küfrü kabul eden kimseye denir."

    KUR'AN'DA İRTİDAT KAVRAMI

    "Onlar ki imandan sonra kafir oldular ve küfür yönünde ilerlediler onların tövbeleri kabul edilmeyecektir ve işte onlar sapıkların ta kendileridir."

    "Kimi yüzlerin ak kimi yüzlerin kara olduğu günde, yüzleri kara olanlara gelince (onlara denilir ki): "Siz iman ettikten sonra kafir mi oldunuz? Şimdi küfür işlediğinizden dolayı azabı tadın bakalım."

    "Onlar ki iman ettiler sonra kafir oldular sonra iman ettiler sonra kafir oldular ve sonra küfürlerini artırırlar. Allah onları affetmeyecek ve doğru yola iletmeyecektir."

    "İmanı bırakıp küfrü satın alanlar Allah'a hiçbir şeyle zarar veremezler. Onlar için pek acıklı bir azap vardır."

    Onlar ki küfrettiler ve Allah yolundan saptılar ve onlara hidayeti açıkladıktan sonra peygambere karşı isyan ettiler. Onlar Allah'a hiçbir şeyle zarar vermezler ve Allah onların amellerini geçersiz kılacaktır."

    "Ey Muhammed! Sana hürmet edilen ayı, o aydaki savaşı sorarlar. De ki: "O ayda savaşmak büyük suçtur. Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, Mescidi Haram'a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük suçtur.

    Fitne çıkarmak ise öldürmekten daha büyüktür. Güçleri yeterse dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. İçinizden dininden dönüp kafir olarak ölen olursa, bunların işleri dünya ve ahrette boşa gitmiş olur. İşte cehennemlikler onlardır, onlar orada temellidirler."

    "Kim imanı inkar ederse, şüphesiz amelleri boşa gider. O ahirette de kaybedenlerdendir."

    SÜNNETTE İRTİDAT KAVRAMI

    İbn Abbas (r.a)'dan rivayet edilmiştir:

    "Rasulullah (s.a.s) bir gece Beyti Makdis'e iletildi ve gece döndü. Kureyş'e, bu gidişini, Beyti Makdisin alametini ve yoldaki kervanlarını haber verince Hasan (iki raviden birinin adı) dedi ki: Bazıları: "Biz Muhammed'in söylediğine nasıl inanırız?" dediler ve İslam'dan irtidat ederek kafir oldular. "

    Tebdil (değiştirme) manasına bir örnek:

    İkrime (r.a)'den rivayet edilmiştir. İbn Abbas dedi ki: Rasulullah (s.a.s):

    "Dinini tebdil edeni (değiştireni) öldürün" buyurdu. (Buhari,Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, İbni Mace)

    Dinini terk eden ve cemaatten ayrılan manasına örnek:

    Abdullah (r.a)'den Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

    "Bir müslümanın kanı ancak üç şeyden biri ile helalolur: Evlendikten sonra zina etmek, hak karşılığı olmaksızın bir nefsi öldürmek ve dinini terk edip cemaatten ayrılmak." (Buhari-Müslim)

    "Onlara niçin alay ettiklerini sorarsan: Biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk" derler. Onlara de ki: "Allah, ayetleri ve Rasulü ile mi alay ediyordunuz? Özür beyan etmeyin . Çünkü iman ettikten sonra küfre girdiniz."

    "Allah ve Rasulü'nü incitenlere , Allah dünyada da ahrette de lanet eder. Onlara alçaltıcı bir azap hazırlar."

    Muhammed İbn Sehl'den demiştir ki:

    -"Ali İbn el- Mediniy'in şöyle dediğini duydum: Mü'minlerin emirinin huzuruna gelince bana dedi ki:

    "Rasulullah'a söven kişinin öldürülmesi gerektiğine dair senedi sağlam bir hadis biliyor musun?"

    "Evet" dedi. Ve Abdurrezzak'tan, o da Muammer'den o da Semmek ibn Fadl'dan o da Urve ibn Muhammed'den o da Belkın'dan bir adamdan demiştir ki:

    "Rasulullah (s.a.s)'e söven bir adam vardı. Rasulullah (s.a.s) dedi ki: "Kim beni bu düşmandan kurtaracak?" Halid ibn Velid: "Ben" dedi. Rasulullah (s.a.s) Halid b. Velid'i göndererek o adamı öldürttü."

    Mürtedin tövbeye davet edilmesinin hükmü:

    Malikiler, Hanefilerden imam Muhammed ve İmam Ebu Yusuf, Şafii ve Hanbelilerin bir görüşüne göre mürtetin öldürülmeden önce tövbeye davet edilmesi şarttır,

    Delilleri:

    Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

    "İnkâr edenlere; eğer küfürden vazgeçerlerse geçmişlerinin bağışlanacağını söyle."

    Bu ayeti kerimede Allah (c.c) ister mürtet ister kâfir olsun bütün küfredenlerle konuşup onları tövbeye davet etmemizi emrediyor.

    Cabir (r.a)'den; rivayete göre:

    "Ümmü Rûman isimli bir kadın mürtet oldu. Rasulullah (s.a.s) tövbeye çağrılmasını, kabul etmediği takdirde öldürülmesini emretti."

    Ebu Musa el-Eşari (r.a) tarafından gelen bir adam Ömer b. Hattab'ın huzuruna çıkmış ve Hz. Ömer (r.a) ona:

    - "Mağribeden bir haber var mı?”

    - "Evet inandıktan sonra inkâr eden bir adam."

    - "Ona ne yaptınız?”

    -"Onu yakaladık ve boynunu vurduk."

    -"Keşke üç gün hapsetseydiniz. Her günde bir kuru ekmek verseydiniz, tövbeye çağırsaydınız. Belki tövbe eder tekrar hakka dönerdi."

    Daha sonra hz. Ömer (r.a):

    - "Allah'ım ben bu olaya ne şahit oldum. Ne de duyduklarımdan hoşlandım." dedi.

    -Hanefilerin kuvvetli olan görüşüne ve Malikilerin ve Hanbelilerin de bir görüşüne göre; mürtedi öldürmeden önce tövbeye çağırmak vacip değil müstehaptır.

    Delilleri:

    Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:

    -"Dinini değiştireni öldürün." Bu hadisi şerifte Rasulullah (s.a.s) öldürülmeden önce tövbeye çağrılmayı zikretmiyor.

    "Muaz ibn Cebel (r.a) kadı olarak Yemen'e gönderildiğinde Ebu Musa el-Eşari (r.a)'ye geldi. Orada bağlanmış bir adam gördü.

    -"Bu nedir?" diye sordu. Ebu Musa El-Eşari (r.a): "bu adam yahudiyken müslüman oldu. Sonra tekrar yahudiliğe döndü." diye cevap verince Muaz (r.a):

    -"Bu adam öldürülmeden oturmam. Allah'ın ve Rasulü'nün hükmü budur" dedi. Ebu Musa el-Eşari:

    - "Otur” dedi. Muaz (r.a) ise:

    - "Bu adam öldürülmeden oturmam. Allah'ın ve Rasulü'nün hükmü budur" dedi ve bunu üç defa tekrarladı. Sonra Ebu Musa el-Eşari (r.a) onun öldürülmesini emretti."

    Burada Muaz ibn Cebel (r.a)'in mürtedi tövbeye çağırmayıp hemen öldürülmesini emrettiğini görüyoruz. Eğer tövbeye çağırmak vacip olsaydı Muaz ibn Cebel (r.a)'ın bunu bilmesi gerekirdi.

    Hz. Ömer'in hadisine gelince; Ömer (r.a)'ın mürtetin tövbeye çağrılmadan öldürülmesini hoş karşılamamasının sebebi; mürtedi tövbeye çağırmanın vacip oluşundan değil, müstehap oluşundandır. Bu kişilerin İslam’a yeni girmiş olmaları nedeniyle kafalarında bir takım şüpheler olabileceği ihtimali olduğundan bunların tövbeye çağrılmadan öldürülmesini hoş karşılamamıştır.

    Mürtedin Tövbeye Davet Edilmesinin Müddeti:

    Malikiler, Hanefiler, Hanbeliler ve Şafii'nin bir görüşüne göre; mürtet üç gün tövbeye davet edilir tövbe etmezse öldürülür.

    Delilleri:

    Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

    "Buna rağmen onu (Salih (a.s)'ın devesini) kesip devirdiler. O zaman Salih: 'Yurdunuzda üç gün daha kalın. Bu yalanlanamayacak bir sözdür." dedi.

    Allah-u Teâlâ; Salih (a.s)'ın kavmine ilâhi azap gelmeden önce üç gün mühlet vermiştir.

    İmam Şafii'nin diğer görüşüne göre; mürtet olan kişi hemen tövbeye çağrılır. Tövbe etmezse bekletilmeden öldürülür,

    Delili:

    Allah ( c.c ) şöyle buyuruyor:

    "Müşrikleri nerede bulursanız öldürün."

    Süleyman İbnu Musa'nın haber verdiğine göre

    "Osman (ra) 'in hilafeti zamanında bir kişi imanından sonra mürtet oldu. Hz. Osman (r.a) onu üç defa İslam’a davet etti. Kabul etmeyince öldürdü.

    Bu rivayete göre; Osman (r.a)'ın mürtedi aynı mecliste üç defa tövbeye davet ettiği anlaşılıyor.

    Hanefiler, Şafiiler ve Malikilere göre ikinci ve üçüncüde tövbesi kabul edilir. Dördüncüde ise gerçek bir tövbe ile tövbe ettiği anlaşılıncaya kadar hapsedilir.

    Delilleri

    'Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

    "Hürmetli aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayıp hapsedin. Her gözetleme yerinde onları bekleyin. Eğer tövbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse serbest bırakın. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder."

    Hanbelilere göre bir kaç defa İslâmı terkedip tövbe edenin tövbesi kabul edilmez öldürülür.

    Delilleri:

    Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

    "İnandıktan sonra inkâr edenler, sonra inkâr-da ileri gidenler yok mu? Onların tövbeleri asla kabul edilmeyecektir."

    "Doğrusu inanıp sonra inkâr edenleri sonra inanıp tekrar inkâr edenleri sonra da inkârları artmış olanları Allah bağışlamaz. Onları doğru yola eriştirmez."

    Dört mezhebe göre Rasulullah'a söven kişinin tövbesi kabul edilmeyip öldürülür.

    -Hanefiler, Hanbeliler ve Malikilere göre sihirbaz ve zındığın tövbesi kabul edilmeyip öldürülür.

    Şafiilere göre zındığın ve sihirbazın tövbesi kabul edilir,

    Zındık: Kendini müslüman gösterip küfrünü gizleyen kişidir.

×
×
  • Yeni Oluştur...