Jump to content

Sorulara yanıt bulamıyorum..


Recommended Posts

yo sürekli diyorsunuz ki niye bizi yakacak diye onun yeri geldi diye şeettim..

benim tanıdığımda birsürü prof var müslümanlar..

abi bak kaçırdığınız nokta şu yanlışsam söyle:GÖRÜLEN BU DÜZEN BU İNTİZAMLA İŞLEYEN SİSTEMLER BİR YAPAN TARAFINDAN ALTINA BİRER SEBEP KONULUP YAPILMIYOR..

yine çok basit bir örnek ama herşeyde gözlemlemek mümkün..

ateist:meyve ağaçtandır çünkü tüm materyalleri oradan gelmektedir..Renk koku tat hep bilim açıklıyor ki ağaç tarafından meyveye aktarılmaktadır..yani tüm o özellikler DNA sında mevcut..

teist:meyve ağaçtandır fakat bukadar güzel olan meyveyi böyle basit sebepler ile olması imkansız..ağacın DNA'sına meyveyi yapabilecek bir ilim bir akıl bir göz bir burun vermeliyizki kokusu ile tadı ile rengi ile bir mevye oluşsun.. bu da imkansızdır..o yüzden diyoruz ki bir yaratıcı tarafından bu meyveye ağaç vasıtası ile ağaçtaki DNA şifreleri vasıtası ile renk koku tat ve çekirdek yapma programı yüklenmiş..Ve bukadar küçük hücrelere bukadar güzel sonuç olan meyveyi verecek şifreyi yazan biri muhakkak ki olmalı...

Şimdi aradaki farkı açıklayabildimse ne mutlu bana..

NOT:Bu kadar ayrıntıya ne gerek vardı diye sorulursa şayet;BU DÜNYA SEBEPLERİN BAŞROLDE OLDUĞU BİR ALEM...YARATICI HERŞEYİ SEBEPLER İLE YAPMAKTADIR..NİYE BİLİM OLSUN DİYE..NİYE İŞTE BÖYLE ORADA TAKILIP KALASINIZ NEFSİ YAŞAM TARZINIZA BİR SEBEP BULABİLESİNİZ DİYE....İMTİHAN DEDİĞİN BÖYLE OLUR..HER İYİLİK YAPANA GÖKTEN BİR PAKET HEDİYE KÖTÜLÜK YAPANA ALLAH'A ŞİRK YOLUNA GİDENLERE DE YERDEN BİR TEKME ÇIKMAZ...O STV DE GÖRDÜĞÜNÜZ SIR KAPISI BİLMEM NE PENCERESİ FİLAN ANCA FİLMLERDE OLUR...HA DURUM BÖYLE OLMAKLA BERABER KÜÇÜCÜK BEBEĞE YAPILAN TECAVÜZDE DE TECAVÜZ EDENİN KAFASINA GÖKTEN Bİ TAŞ MI DÜŞSÜN NE İSTİYORSUNUZ ANLAMADIM..ALAH AKIL VERMİŞ..EŞ YARATMIŞ GİT NAPARSAN YAP GİDİP TE KÜÇÜCÜK ÇOCUĞA NE DİYE TECAVÜZ EDERSİN BE ALLAHI TANIMAZ KULDAN UTANMAZ...

saygılarımla...

ya isyankar adamı hasta eden bir yapın var mücadeleyi seven ve yılmayan birisnn

bazan sana katılıyorumm arkadaşlar bazan vertdiğin cevaplara kesin bir hüküm giydiremiyor ve varsayımlarla cevap veriyor evrimin gerçek bir bilimsel kanıtı nı gösteremiyorrlar forumda dolasırken ilk dna ve rna nasıl olustu başlığına baktım varsayım gerçekten.

şuan bilim labavatuar ortamında basit bir hücrenin en basit bir organelini yapmak için milyarlarca dolar harcıyor ama yapamıyor rusyaa bunun için ikinci dunya savasından o zamanın en iyi teknolojisini kullanarak bilim adamlarıyla canlının yapı taşı olan karbon otomlarıyla bir hucre yapmaya çalıstılar ve bir yol kat edemeyince bole bir şeyin yapılması imkansız deyip rafa kaldırdılar . sonra aklıma takılan bir hususta şu evrim evet evrim gerçekten bilimse bilmiyorum ve insanlar maymundan evrimleşmişse neden günümüzde hala maymun sadece maymun ve insan sadce insan neden o arayı tamamlayan yarı maymun ve yarı insan yok ve neden canlılardan sadece insan akıllı mantıklı konusa blilen bir yaratık diğer canlılar gibi doğduğu zaman nsasılsa ölduğu zamanda oyle değil her zaman kendini yenileyen ve yasam sartlarını değiştiren yorum yapa bilen biri ( ben hiç görmedim bir tavuğun doğduktan sonra kendini geliştirdiğini tavuk sadece karnını doyurdu ve üredi sonra oldu hiç bir tavuk olmeden önceki tecrubelerini sonraki tavuklara bıraktığını) eğer hepimizi bir tesaduf olusturduysa yani şartlar bizi oluşturacak duruma geldiyse ve biz bir tesadüf eseri oluştuysak ağzımız kıçımızla aynı yerde değil ve bir tasarım bir mühendistlik harikası olan vucudumuz yani biz bu kadar mukemmeliz neden su samuru bizim tecrübelerle öğrendiğimiz baraj tekniğinde en sağlam barajın oval olarak yapılması ilkesini nerden biliyor . Diyeceğim şu eğer tesadüf bole güzel şeyler yapıyorsa günümüzde hani nerde bu tesadüf neden işlerimiz tesadufle güzelleşmiyorda geceli gündüzlü çalısıyoruz bir maymun neden bilgsayarın karsısına geçip rasgele tuşlara basarak insanlık tarihini yazmıyor eğer ve şartlar bir ilim ve iradenin dısında hareket ediyosa hayatımızda tesadüflerle güzelleşmesi lazım değilmiiii.

insan doğanın hassaz dengesini bozdu şlimdi haber bultenleri bas bas bağırıyorr kuraklık küres isinma felan da filanda neden tesadüfler düzeltmiyor bunuu

oysa bizler bilinçliyiz tesadüflere yardım edip daha mukemmel işler yapa biliriz hatta tesaduflere yardım ederek evrimi ispatlaya biliriz bu evrim denen şeyii darwin ortaya atmasaydı kimin aklına gelirdi acaba adamaın hayal gücüne bilim demişiz ve arkasına sığınmısız ispatlamaya gelincede varsayımlar üzerine temel otutturmusuz

bilim bir gün tanrının olmadığını ispatlayacak diye bole kafamızı kandırıyoz benceee..............

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 167
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

ya isyankar adamı hasta eden bir yapın var mücadeleyi seven ve yılmayan birisnn

bazan sana katılıyorumm arkadaşlar bazan vertdiğin cevaplara kesin bir hüküm giydiremiyor ve varsayımlarla cevap veriyor evrimin gerçek bir bilimsel kanıtı nı gösteremiyorrlar forumda dolasırken ilk dna ve rna nasıl olustu başlığına baktım varsayım gerçekten.

şuan bilim labavatuar ortamında basit bir hücrenin en basit bir organelini yapmak için milyarlarca dolar harcıyor ama yapamıyor rusyaa bunun için ikinci dunya savasından o zamanın en iyi teknolojisini kullanarak bilim adamlarıyla canlının yapı taşı olan karbon otomlarıyla bir hucre yapmaya çalıstılar ve bir yol kat edemeyince bole bir şeyin yapılması imkansız deyip rafa kaldırdılar . sonra aklıma takılan bir hususta şu evrim evet evrim gerçekten bilimse bilmiyorum ve insanlar maymundan evrimleşmişse neden günümüzde hala maymun sadece maymun ve insan sadce insan neden o arayı tamamlayan yarı maymun ve yarı insan yok ve neden canlılardan sadece insan akıllı mantıklı konusa blilen bir yaratık diğer canlılar gibi doğduğu zaman nsasılsa ölduğu zamanda oyle değil her zaman kendini yenileyen ve yasam sartlarını değiştiren yorum yapa bilen biri ( ben hiç görmedim bir tavuğun doğduktan sonra kendini geliştirdiğini tavuk sadece karnını doyurdu ve üredi sonra oldu hiç bir tavuk olmeden önceki tecrubelerini sonraki tavuklara bıraktığını) eğer hepimizi bir tesaduf olusturduysa yani şartlar bizi oluşturacak duruma geldiyse ve biz bir tesadüf eseri oluştuysak ağzımız kıçımızla aynı yerde değil ve bir tasarım bir mühendistlik harikası olan vucudumuz yani biz bu kadar mukemmeliz neden su samuru bizim tecrübelerle öğrendiğimiz baraj tekniğinde en sağlam barajın oval olarak yapılması ilkesini nerden biliyor . Diyeceğim şu eğer tesadüf bole güzel şeyler yapıyorsa günümüzde hani nerde bu tesadüf neden işlerimiz tesadufle güzelleşmiyorda geceli gündüzlü çalısıyoruz bir maymun neden bilgsayarın karsısına geçip rasgele tuşlara basarak insanlık tarihini yazmıyor eğer ve şartlar bir ilim ve iradenin dısında hareket ediyosa hayatımızda tesadüflerle güzelleşmesi lazım değilmiiii.

insan doğanın hassaz dengesini bozdu şlimdi haber bultenleri bas bas bağırıyorr kuraklık küres isinma felan da filanda neden tesadüfler düzeltmiyor bunuu

oysa bizler bilinçliyiz tesadüflere yardım edip daha mukemmel işler yapa biliriz hatta tesaduflere yardım ederek evrimi ispatlaya biliriz bu evrim denen şeyii darwin ortaya atmasaydı kimin aklına gelirdi acaba adamaın hayal gücüne bilim demişiz ve arkasına sığınmısız ispatlamaya gelincede varsayımlar üzerine temel otutturmusuz

bilim bir gün tanrının olmadığını ispatlayacak diye bole kafamızı kandırıyoz benceee..............

Arkadaşım seni bir önceki mesajıma havale ediyorum....

NOT:Bu kadar ayrıntıya ne gerek vardı diye sorulursa şayet;BU DÜNYA SEBEPLERİN BAŞROLDE OLDUĞU BİR ALEM...YARATICI HERŞEYİ SEBEPLER İLE YAPMAKTADIR..NİYE BİLİM OLSUN DİYE..NİYE İŞTE BÖYLE ORADA TAKILIP KALASINIZ NEFSİ YAŞAM TARZINIZA BİR SEBEP BULABİLESİNİZ DİYE....İMTİHAN DEDİĞİN BÖYLE OLUR..HER İYİLİK YAPANA GÖKTEN BİR PAKET HEDİYE KÖTÜLÜK YAPANA ALLAH'A ŞİRK YOLUNA GİDENLERE DE YERDEN BİR TEKME ÇIKMAZ...O STV DE GÖRDÜĞÜNÜZ SIR KAPISI BİLMEM NE PENCERESİ FİLAN ANCA FİLMLERDE OLUR...HA DURUM BÖYLE OLMAKLA BERABER KÜÇÜCÜK BEBEĞE YAPILAN TECAVÜZDE DE TECAVÜZ EDENİN KAFASINA GÖKTEN Bİ TAŞ MI DÜŞSÜN NE İSTİYORSUNUZ ANLAMADIM..ALAH AKIL VERMİŞ..EŞ YARATMIŞ GİT NAPARSAN YAP GİDİP TE KÜÇÜCÜK ÇOCUĞA NE DİYE TECAVÜZ EDERSİN BE ALLAHI TANIMAZ KULDAN UTANMAZ...

saygılarımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş

evrim denen şeyii darwin ortaya atmasaydı kimin aklına gelirdi acaba adamaın hayal gücüne bilim demişiz ve arkasına sığınmısız ispatlamaya gelincede varsayımlar üzerine temel otutturmusuz

bilim bir gün tanrının olmadığını ispatlayacak diye bole kafamızı kandırıyoz benceee..............

ha bide gördümkü insan ap ayrı bi varlık eğer evrim denen şey (artık ben inanmıyom) şayet gerçek olsaydı insanın şuan olmaması lazım dı çünkü insan gibi bir yaratığın bu hale gelmesi için epey zaman lazımdıı

ve birde insan kainatta her canlıdan farklı bir yapısı var hiç bir canlıya benzemiyor maymuna benzetenler olabilirr kendi düşünceleri

geçen davinci kanalında bir robot ve yapay zeka üzerinde çalısan bilim adamları şunu diyorduu bizim bir robotu insan gibi düşündüre bilmemiz için epey zaman ihtiyacımız var ama tam olarak insan gibi düşündüremiyeceğimiz biliyoruz bu bizm için bir ütopya dedi bir robıtu yapay zeka olarak ineğe keçiye tavığa benzetebiliriz insana şu an hayır gelecektede bir ütop ya dedii

sonra bilime yön gösteren insanlar newton ,davinci ,einstein v.s

bunlar hep tanrıya inan insanlardıı . Fizik pr.lerinden ismini hatırlıyamadım blim artık tanrının varlığını ispatlıyor sözünü soledii ve birçok dergiye kapak oldu araştırabilirsinizz..Kainatta bin bang gibi hiç bir patlama yokturki bir düzen ve ince bir hesap dahilinde olmasın butun patlamalar hasara yol açarken bing bang nasıl olurda bole bir yapısı var diye dunuyolar ve yoktan var olma ilahi kitaplardaki soyleniş işte budur diyolar bunuda arastıra bilirsiniz sıfır hacimli bir kütlenin patlamasıyla olustuğunu yani sıfır yokluk demek ondan sonra olusan kanundur ki bir şey yoktan var vardan yok edlilemez.................garip değilmi iszceeee

tarihinde taskafa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

YOKLUKTAN YARATILDIK

--------------------------------------------------------------------------------

O (Allah) Evren'i (Gökleri) ve yeryüzünü yoktan yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir.

2-Bakara Suresi 117

Ayette geçen "ibda" kelimesi bir şeyin, herhangi bir şeyden değil, yoktan var edildiği anlamına gelir. Ayrıca bu kelimeye yüklenen anlamlara göre bu kelime bir şeyin bir örneğe göre değil de, eşi ve benzeri olmadan yaratılması anlamına gelir. Yaratılışın büyük harikası var olan tüm kavramların yoktan yaratılmasıdır. örneğin, var olan renkleri düşünelim. Hiçbirimiz görmediğimiz bir rengi düşünemeyiz de, icat da edemeyiz. Var olan renkleri bilmemize rağmen, yeni bir renk yaratamayız. Oysa Allah tüm renkleri de, renk kavramı yokken renk kavramını da, renkleri ve her şeyi kaplayan Evren'i de yoktan yaratmıştır. Bir kavram hiç yokken o kavramı ve o kavramın içindeki çeşitliliği yaratmak ne büyük güç ve ne büyük bir sanattır...

Allah'ın varlığını inkâr eden ateistler maddenin sonsuzdan beri var olduğunu, maddenin başlangıcı bulunmadığını, var olan her şeyin tesadüfler sonucunda oluştuğunu iddia ederler. Bu görüşe göre madde yaratılmamıştır, madde hep vardır. Ateist filozoflardan Georges Politzer "Felsefenin Başlangıç İlkeleri" kitabında bunu şöyle belirtir: "Evren yaratılmış bir şey değildir. Eğer yaratılmış olsaydı, o takdirde Evren'in Tanrı tarafından belli bir anda yaratılmış olması ve Evren'in yoktan varedilmiş olması gerekirdi. Yaratılışı kabul edebilmek için her şeyden önce Evren'in var olmadığı bir anın varlığını, sonra da hiçlikten (yokluktan) birşeyin çıkmış olduğunu kabul etmek gerekir."

Ateizm, Tanrı'nın varlığının reddedilmesi, materyalizm ise maddecilik anlamına gelir, fakat her iki kelime birçok zaman birbirinin yerine kullanılır. çünkü Allah'ın varlığını reddeden ateistler, maddenin sonsuzluğunu kabul ettiklerinden otomatik olarak materyalist (maddeci) olurlar. Ateistler kaçınılmaz olarak maddenin yaratılmadığını ve sonsuzdan beri var olduğunu kabul etmek zorunda kalırlar. Eski Yunan'daki bazı felsefeciler ise Tanrı'nın varlığını kabul etmelerine karşın maddenin yaratıldığına dair hiçbir açıklama yapmamışlardır. Her ateist doğrudan materyalistken, her materyalistin doğrudan ateist olduğunu söylemek doğru değildir.

Hem Allah'ın varlığının, hem maddenin yaratıldığının beraberce ve açıkça savunul-masının kökleri tek Tanrı'lı dinlere dayanır. Tüm tek Tanrı'lı dinler hem Allah'ın varlığını, hem maddenin Allah tarafından yaratıldığını açıkça savunurlar. Böylelikle maddenin yaratılması konusu öyle bir konuma gelmektedir ki; maddenin yaratılmasının ispatı Allah'ın varlığının ispatı olduğu gibi, aynı zamanda Museviliğin, Hıristiyanlığın, İslam'ın Allah tarafından gönderilen dinler olduğunun da delilidir.

Gününümüzde de bazı insanlar Güneş'e, Ay'a, ateşe tapıyor olabilirler. Bu insanlar akılcı, bilimsel, felsefi bir dayanağa sahip olmadan bu inançlarını sürdürmektedirler. Aklı, mantığı, bilimi bir kriter olarak kabul etmeyen bu inançlara karşı akılcı, mantıksal ve bilimsel bir açıklama yapmak fayda etmemektedir. Bu kimselerin önyargıları kırıcı, saplantıları yok edici açıklamalara ihtiyaçları vardır. Tüm insanlık tarihindeki üç ayrı görüşün akla ve bilime uyma iddiasında olduğunu görüyoruz. Bu görüşler en azından aklı, mantığı ve bilimi kriter olarak kabul ettiklerini iddia etmişlerdir. Bu yüzden bu kitapta bu fikirleri ele alıp, bu fikirlerden hangisinin doğru olduğunu ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu üç görüş şöyledir:

1) Tek Tanrıcılık : Tek bir Allah vardır. Maddeyi yaratan, bu muhteşem Evren'i, canlı-cansız her şeyi ile yaratan O'dur.

2) Ateist Materyalizm : Madde sonsuzdan beri vardır. Herşey tesadüflerin arka arkaya gelmesi ile bu maddeden oluşur.

3) Agnostisizm, şüphecilik : İki görüşten hangisini doğru olduğunu bilemeyiz. İkisi de doğru olabilir.

Aslında temelde iki şık vardır. üçüncüsü ise yeni bir görüşten çok iki inançtan hangisinin doğru olduğunun bilinemeyeceğini ifade eder. Bu şıkta yer alanların iddiası maddenin ve diğer varlıkların yaratılıp yaratılmadığının anlaşılamayacağıdır. örneğin David Hume (1711-1776) "Doğal Din üzerine Diyaloglar" adlı eserinde Cleanthes ve Philo'yu karşılıklı konuştururken, Philo'nun sözlerinde agnostik yaklaşımlar ifade edilir. Kant (1724-1804) da "Saf Aklın Eleştirisi" adlı eserinde maddenin yaratılıp yaratılmadığını, insanın yaratılıp yaratılmadığını bilemeyeceğimizi, bunların anlaşılamayacağını söyler. (Kant'ın fikirleri agnostik olmasına rağmen, Kant Tanrı'ya inanırdı. Hume'un diyaloglarında hangi karakterin Hume'un görüşlerini tam yansıttığı tartışma konusu olabilir.)

BIG BANG HEM ATEİZMİ, HEM AGNOSTİSİZMİ GEÇERSİZ KILMIŞTIR

Agnostik yaklaşım "Biz bunu anlayamayız." demekle aslında bir iddia sahibi olmaktadır. Eğer "Maddenin başlangıcı vardır." tezi doğrulanırsa "Maddenin başlangıcı yoktur." tezinin yalanlanacağı gibi "Maddenin başlangıcı olup olmadığını anlayamayız." tezi de yıkılacaktır. Böylelikle maddenin başlangıcının ispatı ateizme olduğu kadar agnostisizme (şüpheciliğe, bilinemezciliğe) de bir darbedir. Maddenin başlangıcı ve yaratılışı ortaya konduğunda aslında ateistlerin inançsızlıklarından, agnostiklerin şüpheciliklerinden vazgeçmeleri gerekir. 21Enbiya Suresi-30. ayetteki ifadeyi hatırlarsanız, ayette "Yine de onlar inanmayacak mı?" diye sorulmaktadır. Big-Bang'i tarif eden bir ayette bu ifadenin geçmesi aslında birçok ateistin ve agnostiğin gerekeni yapmayacaklarının işaretidir. Fakat artık agnostiklerin şüpheciliğinin ineği tanrı kabul eden bir Hindu'dan, ateistlerin inkârının ise ateşi tanrı kabul eden bir ateşe tapardan farklı olmadığı, yani felsefelerini salt delilsizlik, salt kuruntu, salt mantıksızlık ve salt bilimdışılık üzerine kurdukları anlaşılmıştır. Artık ateistlerin ve agnostiklerin akılcılık ve bilimsellik iddiaları suya düşmüştür. Hem de daha maddenin yaratılması safhasında... (İleride Kuran'daki mucizevi ayetleri incelerken Evren'de, Evren içi yaratılışlarda ve canlıların yaratılışında bilinçli bir yaratılışın hüküm sürdüğünü ve bunun tersini savunmanın, agnostisizm, septisizm denen şüpheciliğin sadece boş bir kuruntu olduğunu göreceğiz.)

Bazı materyalist bilim adamları Big-Bang'in ispatından sonra yaratılışı kabul etmeye mecbur olduklarını itiraf etmek zorunda kalmışlardır. örneğin İngiliz materyalist fizikçi H.P. Lipson, Big Bang teorisini ister istemez kabul etmek zorunda olduklarını şöyle itiraf etmiştir: "Bence, bu noktadan daha da ileri gitmek ve tek kabul edilebilir açıklamanın yaratılış olduğunu onaylamak zorundayız. Bunun ben dahil çoğu fizikçi için son derece itici olduğunun farkındayım, ama eğer deneysel kanıtlar bir teoriyi destekliyorsa, bu teoriyi sırf hoşumuza gitmediği için reddetmemeliyiz."

BIG BANG'TEN ÖNCE

David Darling "Deep Time(Derin Zaman)" adlı kitabının başlangıç bölümünde Big Bang'i öncesinden alıp şöyle tarif eder: "Zaman yoktu, Uzay yoktu...Madde ve enerji de yoktu... Hiçbir şey yoktu...En küçük bir nokta, boşluk bile yoktu. Bu yokluktan küçücük, olağanüstü küçüklükte bir kıpırtı belirdi... Ufacık bir titreme... Hafif bir dalgalanma, belli belirsiz bir gir-dap...Bu kozmik kutunun kapağı açıldı ve altından yaratılış mucizesinin filizleri belirdi..."

Colarado üniversitesi'nden Gerrit L. Vershuur ise "Starscapes" adlı kitabında tüm diğer tezlere karşı dinin tezinin doğru çıktığını şu cümleleriyle ifade eder: " Big Bang teorisi, dini inançların gösterdiği, Dünya'nın ve gökyüzünün yaratılmış olduğu gerçeği ile uygunluk göstermektedir. Bu astronominin dinle beraber olduğunun sürprizli bir sonucudur."

Zamanın maddeye, maddenin hareketlerine göre var olduğu anlaşılmıştır. Big Bang'ten önce madde ve maddenin hareketi söz konusu olmadığına göre Big-Bang'ten önce zaman da söz konusu değildir. Big Bang ile beraber madde de, zaman da yaratılmıştır. Zaten bunlardan biri diğerine bağımlıdır. Oxford üniversitesi'nden Roger Penrose, Stephen Hawking ile beraber yaptıkları çalışmalarda zamanın Evren'in başlangıcı ile başladığını matematiksel olarak da ispatladılar. Big-Bang teorisi ateistlerin "Evren yaratılmış olsaydı başlangıcı olması gerekirdi." diye kendilerinin de ileri sürdükleri anın varlığını ispat etmiştir. Kısacası ateizm bilim, mantık ve akıl platformunda çökmüştür, fakat inada, kuruntuya ve keyfiliğe dayanarak devam etmektedir.

Mantığın temel kuralları açısından sadece iki tane tez varsa, birinin yanlışlığının ispatı diğer tezin doğrulanması demektir. Ateizmin madde sonsuzdan beri vardır tezi yalanlanınca, maddenin yaratılışını kabul etmek otomatikman geçerli olmakta, böylece ateizmin de, bu konu çözülemez diyenlerin de yanıldığı ortaya çıkmaktadır. Bu açık delillere karşın yaratılışı inkâr etmek gerçeğe karşı yapılan bir zulümdür ve inattır.

Hayır, o kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde apaçık delillerdir. Bizim delillerimizi zalimlerden başkası inkâr etmez.

29-Ankebut Suresi 49

BIG BANG'İN ÖĞRETTİKLERİ

Big Bang teorisi her şeyden önce Evren'in ve zamanın bir başı olduğunu, maddenin sonsuzdan beri var olmadığını, maddenin yaratıldığını bize öğretti. Böylece materyalistlerin, ateistlerin tarih boyunca savundukları Evren'in sonsuzdan beri var olduğu fikri çürütüldü.

Big Bang, Evren'in yaratıcısı olduğunu gösterdiği gibi, Evren'in yaratıcısının Evren'in içinde arandığı, Evren'in, Güneş'inin, Ay'ının, dağının ayrı tanrılara paylaştırıldığı ilkel fikirlerin yanlışlığını da gösterdi. Big Bang ile ilk birleşimi yaratan kim ise, her şeyi yaratanın o olduğu, Evren'i ayrı güçlerin değil, tek bir gücün yönettiği anlaşıldı. Evren tek bir noktadan başlamıştı, o ilk noktanın sahibi kimse, insanın da, nehirlerin de, yıldızların da, kelebeklerin de, süpernovaların da, renklerin de, acının da, mutluluğun da, müziğin de, estetiğin de sahibi O'ydu. Herşey, “birde” ayrıldığına göre, o “birin” sahibi, her şeyin sahibidir.

Big Bang ile, putlaştırılan maddenin, hem de tüm Evren'in maddesinin başta tek bir nokta kadar değersiz olduğu anlaşılır. Böylece bu değersiz noktadan insanların, hayvanların, bitkilerin, muhteşem renkleriyle Evren'in çıktığını görenler, kabiliyetin bu noktada değil, bu nok-tanın Yaratıcısında olduğunu anlarlar. Gözünüzü kapatıp, karanlığı bile barındırmayan yokluğu bir düşünün, sonra etrafınızdaki ağaçlara, denizlere, gökyüzüne, aynadaki görüntünüze, yiyeceklere, sanat eserlerine bir bakın. Tüm bu muhteşem eserler nasıl karanlıktan, yokluktaki tek bir noktadan kendi kendine çıkabilir? İyice düşünenler için yaratılış hem matematiksel incelikle, hem sanatsal estetikle kendini göstermektedir. Evren'in genişleme hızı o kadar kritik bir nok-tadadır ki; Big Bang'ten sonraki birinci saniyede bu oran bir bilim adamının ifadesine göre: "Yüz bin milyon kere milyonda bir daha küçük olsaydı Evren şimdiki durumuna gelmeden içine çöker, tek noktaya dönerdi." Aynı şekilde Evren'in madde miktarı biraz daha az olsaydı Evren gezegenlerin oluşamayacağı şekilde dağılacaktı. Evren'in ilk yaratılış anında tek birleşimin parçalanışında uygulanan kuvvet hem çok büyüktür, hem de çok ince tasarlanmıştır. Aynı şekilde, oluşan madde miktarı da çok ince bir şekilde tasarlanmıştır. Görüldüğü gibi her şey Evren'imizin var olacağı tarzda bir amaca göre Yaratıcımız tarafından ince bir şekilde yaratılmıştır. Tüm bu oluşumlar Yaratıcımızın kuvvetinin sonsuzluğunu, her şeyi en ince ayrıntısıyla planladığını, mükemmel bir şekilde her şeyi oluşturduğunu inattan körelmiş gözlere göstermektedir. Ayrıca tüm bu oluşumlar göstermektedir ki; bu Evren'in Yaratıcısı için zorluk kavramı yoktur, o isteyince her şey olur, onun sadece "Ol" demesi yeterlidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
evrim denen şeyii darwin ortaya atmasaydı kimin aklına gelirdi acaba adamaın hayal gücüne bilim demişiz ve arkasına sığınmısız ispatlamaya gelincede varsayımlar üzerine temel otutturmusuz

bilim bir gün tanrının olmadığını ispatlayacak diye bole kafamızı kandırıyoz benceee..............

ha bide gördümkü insan ap ayrı bi varlık eğer evrim denen şey (artık ben inanmıyom) şayet gerçek olsaydı insanın şuan olmaması lazım dı çünkü insan gibi bir yaratığın bu hale gelmesi için epey zaman lazımdıı

ve birde insan kainatta her canlıdan farklı bir yapısı var hiç bir canlıya benzemiyor maymuna benzetenler olabilirr kendi düşünceleri

geçen davinci kanalında bir robot ve yapay zeka üzerinde çalısan bilim adamları şunu diyorduu bizim bir robotu insan gibi düşündüre bilmemiz için epey zaman ihtiyacımız var ama tam olarak insan gibi düşündüremiyeceğimiz biliyoruz bu bizm için bir ütopya dedi bir robıtu yapay zeka olarak ineğe keçiye tavığa benzetebiliriz insana şu an hayır gelecektede bir ütop ya dedii

sonra bilime yön gösteren insanlar newton ,davinci ,einstein v.s

bunlar hep tanrıya inan insanlardıı . Fizik pr.lerinden ismini hatırlıyamadım blim artık tanrının varlığını ispatlıyor sözünü soledii ve birçok dergiye kapak oldu araştırabilirsinizz..Kainatta bin bang gibi hiç bir patlama yokturki bir düzen ve ince bir hesap dahilinde olmasın butun patlamalar hasara yol açarken bing bang nasıl olurda bole bir yapısı var diye dunuyolar ve yoktan var olma ilahi kitaplardaki soyleniş işte budur diyolar bunuda arastıra bilirsiniz sıfır hacimli bir kütlenin patlamasıyla olustuğunu yani sıfır yokluk demek ondan sonra olusan kanundur ki bir şey yoktan var vardan yok edlilemez.................garip değilmi iszceeee

bu çocuk adam olur..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...