Jump to content

bir intihar mektubu..


Recommended Posts

evet!(niçin evet dedim?) ölme kararımı onayladığım için mi? az sonra hayatıma son noktayı koyacağım. hemen hemen her intihar eden insan gibi bende arkamda bir işaret bırakmak istedim. bunun için mektup yazmaya karar verdim. ama kime yazıyorum! hem merak ta etmişimdir neden yazarlar? biraz kendimden bahsedeceğim. haliyle mektup uzun olabilir. bu sizi yanıltmasın, bilerek uzatmıyorum yazmayı. çünkü ölümden korkum yok, yalnızca şu ana kadar kimsenin beni tam olarak dinlediğine inanmadığım düşündüğüm için yazıyorum, evet şu anda herkesin beni anlayacağı inancındayım. aslında beni dinlemekten ısrarla kaçınanlara inat biraz kendimi anlatayım.

bir bahar günü doğdum bundan yirmi yedi sene önce. tarih hesabını siz yaparsınız. orta halli bir ailenin ortanca çocuğuydum. küçüklüğüme dair pek bir anım yok. sıfır-altı yaş arasını her yetişkin gibi ben de hatırlamıyorum. aslında bundan dolayı da pek bir pişmanlık hissetmedim. ilkokula erken denilebilecek yaşta gittim. her zaman sınıfın en küçüğüydüm. hem fiziksel olarak hem de yaşça..kırmızı kurdeleyi hiç takmadım. okumayı zor öğrenmiştim. oysa ki şimdilerde yapabildiğim tek ve en iyi şey. hayatımda bu tür çelişkiler beni her şeyden bezdirdi. babamın tayini çıktıktan sonra başka bir ilkokula gittim. “çocuklar bugün aranıza yeni bir arkadaş katıldı, adı bilmem ne hadi tanışın” saçmalıkları. kulağımdan çok sık hasta oluyordum. öğretmenlerim benim kulağımı hiç çekmediler. uslu sayılmazdım ama her zaman benim yerime dayak yiyecek günah keçisi bulunurdu. çünkü ben başarılı bir öğrenciydim. artık hangi başarı benim için önemliyse?! orta okulda karşı cinsi fark etmemle beraber din korkusu da hissetmeye başladım. sınıfın en çalışkanıydım ve aynı zaman da en sevilmeyen öğrencisiydim. hoca kararıyla sınıf başkanı olurdum. sonra seçim yapılırdı ve bana benden başka hiç kimse oy vermezdi. aslında kötü birisi değildim. kimseyi şikayet filan etmezdim. ama bende insanların sinirlerini bozan bir şeyler vardı. lise yılları benim için bir dönüm noktasıydı. ilk aşk, ilk hüsran, ilk öpücük ve daha nice ilkler...o zamanlar espri anlayışım bayağı ilerlemişti. çevremde komik, neşe dolu olarak tanımlanırdım. kızları çok güldürürdüm ama gülünç duruma düşmekten korkardım. oysa içim bambaşkaydı. kızlar beni sevmezlerdi .çalışkanlık huyum devam ediyordu ve ben ilk defa çılgınca aşıktım. tüm saflığımla tam bir aptal aşıktım ama o aptal aşığı hiç görmedim. cinsel sohbetler,futbol sohbetleri ve kahve kültürü-benim gibi iyi eğitim almış insanlar yadırgayabilirler beni ama birçok gencin geçmesi gereken bir yol-gençlik yıllarımın önemli bir bölümünü oluşturuyordu. her türk genci gibi bende kahve kültürü ve arabesk müzik eğitiminden başarıyla geçtim. liseyi bitirdiğim senede bir takım sorunlarım oldu. niçin yaşıyorduk diye düşünmeye başlamıştım. tamamen oyun oynuyorduk. yalnız çok ciddi bir oyundu bu. kurallar koymuşuz ve onlara tapmışız. kurallara uymayanları cezalandırmışız. belki ben de daha önce kurallara inanıyordum ve uymayanların cezalandırılmasından yanaydım. ama şimdi bundan öyle bir pişmanlık duyuyorum ki! bir şeyler icat edilmiş, doğa kanunları keşfedilmiş adına bilim denmiş. sonra okullarda çocukların beyni “bilim” le doldurulmuş. yüzyıllarca aynı döngü olmuş ve olacak. peki ya sonra? evet sonra ne olacak? sadece temel ihtiyaçlarımızı karşılayarak yaşasak daha mutlu olmaz mıydık? ölmeden önce felsefe yapmak istemiyorum. üniversite yıllarım...sözde özgürlük yılları. herkesin katı bir disiplin döneminin ardından düştüğü kocaman boşluk üniversite. ama yine de yüzümün güldüğünü hatırlıyorum. mutlu sayılmazdım. her şey benim için anlamını yitirmişti. nedenlerin bir önemi yoktu. ölümümü düşünüyordum. cenazemi,tabutumu, ölümden sonrasını...düşünmek için oldukça fazla zamanım vardı fakat cesaret yoktu! mutsuz ve umutsuz geçen, kahredici yıllar. başarısız aşk maceraları ve başarısız bir üniversite eğitim hayatı. daha önceki halime inat denilecek kadar başarısız. sonra bu başarısızlıklar bende alışkanlık haline dönüştü. ilişkilerime, kısa iş yaşantıma,aşk oyunlarına...kısacası her şeyimde başarısız. başarısızlıkta başarılıydım. sebeplerim vardı. hiç bir şeyi umursamıyordum. nasıl olsa yakın bir zamanda ölmek vardı aklımda. artık doktorum bile bana inanmıyordu. herkesin başına gelebilecek olan depresyondaydım ona göre ve yüzde seksen tedavi ediliyordu. benim yüzde yirminin içinde olduğuma inanmıyordu yada ben inandıramıyordum. her şey benim üzerime dönmüştü! ne oluyordu bu insanlara. benimle ne diye uğraşıyorlardı ?

oysa ki, ben bir köşede unutulup gitmeyi, fark edilmeyen insan olmayı özlüyordum. aynı zamanda ben herkesin önem verdiği bir insan olmayı da istiyordum. bu çelişkiler arasında gidip geldim, gel-gitlere kapıldım.ama şimdi her şeyi çözdüm. çözüm tabi ki ölüm. bu sizin elinizden olmalı, yoksa diğer şekilde bir anlam yok. gördüğünüz gibi ben çelişkilerin adamıyım ve onları yaşamaktan korkuyordum. hayır şimdi hiçbir korkum yok. artık hazırım. az sonra derin bir uykuya dalacağım. ilaçla intihar edeceğimi düşünenler yanılıyorlar. şimdi veda etmek istediklerim var !..

annem’ e

ben gidiyorum diye sakın üzülme demiyorum. nasıl olsa üzüleceksin. daha mürüvvetimi göremediniz.( bu mürüvvetten de oldum olası nefret etmişimdir). oysa, ben üniversiteye giderken sende iyi aile kızı arıyordun. ama evlenmeyi beceremeyecek kadar korkağım. hem her zaman senin öleceğin, ömrünün sonuna yaklaştığın düşüncesi beni deli ediyor. hesaplar yapıyorum. ortalama insan ömrü 70 yıl. az kaldı yirmi yıl. ya daha önce bir şey olursa, hastalanırsan ben ne yaparım diye üzüldüm durdum.. en iyisi o günü hiç görmeden ben gideyim. her beraberliğin bir sonu varmış anne. hastalıklı bir ruha sahip olduğumun anlaşıldığı yıllarda, geceleri birlikte yatardık.. korkardım, hem de çok korkardım. ama şimdi korkmuyorum. sende korkma anne! hiçbir zaman senin istediğin gibi bir çocuk olamadım. diğer ailelere göre daha tuhaf bir anne-oğul ilişkimiz vardı. her şeyimi öğrenmek istedin. israrla bundan kaçındım. tam sana her şeyi anlatacak olduğumda, verdiğin cevaplar beni hayal kırıklıklarına uğrattı. hiçbir zaman yaşıma göre davranmadın.senin gözünde hep on dört yaşında yatılı okula giden çocuğun vardı. oysa anne ben artık kendi kararlarımı kendim verebilecek yaştayım. bu ölüm kararım olsa bile! bana kızma anne ve benim için dua et! seni seviyorum anne !

babam’ a

çocukluk yaşlarımın kahramanı, ergenlik çağımın hayal kırıklığıydın sen baba. yaşım ilerledikçe sana daha çok benziyordum ama buna bir türlü engel olamadım. akşam eve geldiğinde televizyon karşısında uyuklamana, annemle hiç bir şey konuşmamana, kendi başına iş yapmana hep kızdım. sonra konuşmandan hareketlerine kadar sana benzedim. ama benim için yaptıklarını nasıl unutabilirim. okumam için onca masraf yaptın.bana fazla karışmadın. (nasıl olsa sana benzeyeceğimi biliyordun.) yatılı okula ilk gittiğim günde annemin ağlamasını beklerken senin ağlaman, sonra ruhum hasta iken sana sarıldığımda ağlaman beni nasıl da duygulandırmış ve etkilemişti. cebinde paran yokken, yıllardır aynı takım elbiseyi giymene rağmen, çocuğum iyi giyinsin diye kaliteli elbiseler aldığında hep içimde garip bir hüzün oluşurdu. ve babamın oğlu olmalıyım derdim kendi kendime. bütün bunlara rağmen sana çok bağırdım, seni çok üzdüm. bir kez daha üzüleceksin ama bu son olacak! baba, babacığım senin de başına bir şeyler gelmesinden korktuğum için, bu acıya dayanamayacağımı bildiğim için erkenden gidiyorum. artık her telefon çalışlarında seninle ilgili kötü haberler alacağım diye tehlikeli ve tedirgin bekleyişlerim olmayacak. seni çok sevdim. hatalarımı bağışla benim. oğlun.

ablam’ a

sana anne ve babana yazdığım kadar uzun yazmayacağım. yeryüzünde hiç bir kardeş bizim kadar kavga etmemiş, bizim kadar zıt kutuplarda olmamıştır. buna rağmen her zaman birbirimizin başına bir şeyler gelmesinden hep korktuk. defalarca beni öldürme planları yaptığını günlüğünden biliyorum. bunu senin yapmana izin veremezdim. elveda!

ahmet’ e

sevgili arkadaşım sana anlatmak istediğim o kadar çok şey vardı ki...bunların hiçbirinin bir önemi yok artık. sadece bu yaşıma kadar beni hiç yalnız bırakmamana teşekkür etmek istiyorum. lisede başlayan ve hala devam eden bir arkadaşlık. birbirimizin hayatını o kadar iyi bilmememize rağmen yaşadıklarımızı her anlattığımız zaman sanki ilk defa dinliyormuşuz gibi heyecanlanırdık. seninle bir çok şeyi paylaştık, çok güldük, ağladığımız zamanlarda olmadı değil. zaman zaman birbirimizi aldattık. hoşlandığın kızla konuşabilmek için benim ona karşı hissettiklerimden bahsetmen doğru değildi ama benim de seçeneğim yoktu. o anda çok açtım ve çaresizdim.senin hakkındaki bilgileri nefret ettiğin insana vermek zorunda kaldım. ama sonuçta bir şeyi başardık seninle. hep beraber kaldık. bütün bunlar ilişkimizin yolunda gittiğini gösterebilir. ama son zamanlarda artık tatmin olmuyordum. sanki birbirimizi hiç tanımamış gibiydik. birbirimizi tüketmiştik ve seninle paylaşacaklarımın sonuna gelmiştim. meğer bu da benim hayatımmış! sebebini ben de bilmiyorum ama yaşadıklarıma bir anlam veremiyorum. bundan dolayı ilişkilerimin de devam etmesinin nasıl bir anlamı olabilir. artık hayattan zevk almıyorum. (arkadaşlarımla beraber birçok eğlenceye katıldım ama orada nasıl eğleneceğimi bilemedim hiç bir zaman) her zaman sana örnek olmaya çalışmıştım. okuyacağın kitaplardan giyim tarzına kadar...bu sefer sana iyi örnek olamayacağım için üzgünüm. ölümümden sonra mezarıma gel, ölüm yıl dönümlerimde tanıdıklarıma beni hatırlat. çocuğunun ismine benim adımı vermen çok büyük bir incelikti. umarım kaderi bana benzemez. şimdilik ben den bu kadar. sonra görüşürüz. (iyi oğlan)

adı önemli olmayan sevdiklerime ve seveceklerim’ e

sizler, hiç biriniz beni tanımak ve kabullenmek istemediniz. bir kısmınız benim kişiliksiz olduğumu. beni benden daha iyi tanıdığınızı iddia ettiniz. ama sonunda “seni tanıyamamışız, o kadar ilginçsin ki hayatımda tanıyamadığım tek insan sensin” dediniz. aslında tüm suç benimdi. size layık olduğunuzdan daha fazla sevdim. bir kısmınıza delice aşık oldum. beraber olabilmek için her türlü senaryolar yazdım, provalar yaptım ve takip ettim. ama başaramadım hiç birinde. ya başkasını seviyordunuz ya da bir sevgiliniz vardı.-sevdiğim kızların nasıl sevgilisi olabilir. çirkin sevdiğim söylenir. zaman zaman aşağılandım bu huyumdan dolayı- kendinizi yalnız hissettiğiniz zaman benimle konuşmaya yanaşıyordunuz. herkese akıl veriyordum ve verdiğim fikirler çoğu zaman işe yarardı. mantıklı olduğum söylenirdi. kendim için mantıklı olamıyordum. sonra işiniz bittiği zaman beni yüzüstü bırakıp giderdiniz. beni değiştiğiniz erkekleri tanıyınca deli olurdum. cahil, sanattan anlamayan çam yarmaları! ama çok şaşırdığım bir şey var. aranızdan bazıları da beni severdi. beni neden sevsinler ki! mutsuz olmak için mi, yoksa bunalım edebiyatı yapmamı dinlemeleri için mi? bense karşılık verdim sizin beni yüzüstü bırakmanıza rağmen. halbuki ben aşık olduğum hiç bir kızla beraber olamadım. bu çelişki sizi delirtmez mi? kısacası her zaman mutsuz oldum sizin yüzünüzden. “mutlu aşk yoktur” cümlesinin inatla ispatını yaptım ve bu işten bıktım artık. biliyorum ölüm haberim bazılarınızın umurunda olmayacağı gibi bazılarınıza da çok etkileyecek. benden hoşlandıklarını iddia edecekler. genellikle fırsatı kaçırdığım söylenirdi. bu sefer onlar zamanı kaçıracak. garip ama benim için üzülecekler, arkamdan ağlayacaklar ve yas tutacaklar düşüncesi beni mutlu ediyor. aşık olmaya aşık olan bir insan olarak söylediklerim garip gelebilir ama gerçek aşkı bulmak için acı çekmek gerekiyorsa yeterince çektim. artık o iri, yarı çam yarmalarıyla mutlu olursunuz. elveda selvi, gülen, emel ve yasemin! (bu isimlerim benim için özel bir anlamı yok. aklıma ilk gelenler. hiç bir kızın benim için önemi olamaz bu andan sonra) hepinizin canı cehenneme!

yazmaya devam edersem intihar etmekten vazgeçeceğim. bu işi bu gece mutlaka bitirmeliyim. ama şimdi de hangi yolu seçeceğime karar veremiyorum. intihar etmemim sebebi, artık seçim yapabilme şansımın olamamasıydı. meğer ölmek için ne kadar çok yol varmış. karar vermekten nefret etmişimdir ve hep zorlanmışımdır. mektubuma son vermeliyim artık.

mektubuma son verirken beni tanıyan tüm insanların, sevenlerin beni affetmesini umuyorum. bu yolu seçtiğim için benim hayattan kaçan korkağın teki olduğumu düşünmelerini istemiyorum. ben kendimi öldürebilecek kadar cesaretli biriyim. bu mektubu okuyan her kim olursa olsun-herkesin intiharımdan haberdar olmasını istediğimi düşünmeyin. tanıdıklarımı kastediyorum- benim için üzülmelerini istemiyorum. sadece bu gecenin tarihini hatırlasınlar ve her sene yaşadıkları müddetçe beni anımsasınlar istiyorum. her ne hata yaptımsa affedin. affetmeyenlerin bana bir zararı dokunamaz. nasıl olsa benden sonra hiç bir şeyin önemi yok! önemli olmayan, başarısızlığın olmadığı, gülünç duruma düşülmeyen bir yere gidiyorum yada yok olacağım. mektubu okuyanlar neden öldüğümü düşünmesinler. bu ne bir aşk intiharıdır ne de hayatta terkedilmiş birinin ölümü. bu alışıla gelmiş dünya düzeni ve döngüsüne bir başkaldırının ve isyanın sesidir ve umudun çözüme kavuştuğu bir ölümdür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlaşıldı sazan gibi ilk atlayan ben olacağım. Arkadaşım ciddi misin bilmiyorum?

Eğer ciddi isen, aklını başına topla ve vazgeç bu işten.

Yaşamak ne olursa olsun güzel.

İlk önce şu avatar resmindeki yaratığı kaldır, evet evet o berbat yaratığı. Şöyle içini açacak bir avatar seç. İnsanın kendisini ifade etmek için seçtikleri insanı etkiler. Biraz pozitif şeylere yönel.

Anne ve babana çektireceğin acıya nasıl razı olursun? Onları bin kere öldüreceksin üzüntüden. Nasıl bu kadar bencil olursun? Hiç olmazsa onlara vefa borcun için diren, direnirken atlatırsın eğer çaba gösterirsen.

Hayat her şeye rağmen güzel, hayat güzel, hayat güzel, hayat güzel...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet sitenin sazanı ilan ediyorum kendimi. Daha ne denir bilmem ki? predator varya alem insansın. Neden bu mektubu başı sonu olmadan ve alıntı olduğunu belirtmeden ekledin? Örtüşen bir tarafımı var seninle anlamadım. Yoksa intihar konusuna değinen bir başlık mı açmak istedin? İnsan bir açıklama yapar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

günlerden bir gün geçmişte çok sevdiğim bir varlıktan yediğim kazığın acısı ve kullanılmanın derin ızdırabı

sonucu intihar ederek yaşamıma son verip algılamayı kesme dediğim intiharın ana sebebi olan işlemi uygulamaya

karar verdim.

bu belki depresyon belki bilmem hangi zihinsel durumun dışa vurumu olabilir bilmiyorum.

o kararı verebilmek ve uygulamak harbi cesaret ve kararlılık gerektiriyor.yoksa işledikleri suçun farkında olup

intihar eden kişileri başka türlü anlayamayız.

bende bu pis işi en soft biçimde yerine getirecek mekanizmalar üzerine düşünürken en uygun yöntemin

mangal kömürüyle karbonmonoksit zehirlenmesi olduğuna karar verdim.gittim 2 torba mangal kömürü aldım

bir kaç parçasını yaktıktan sonra üzerine diğer kömürleri koydum çıkan karbon monoksiti resmen görüyordum desem yeridir

işte o haldeki mangalı küçük bir odaya soktum camı ve kapıyı kapattım orda bulunan yatağa uzandım......

aradan ne kadar süre geçmiş farkında değilim,birden başımı yastıktan kaldırdım,bu esnada tril tril titrediğimi biliyorum

başımı kaldırır kaldırmaz cama doğru gitmeliyim diye düşündüm.ve tabiri caizsse sürünerek cama doğru yöneldim

çünkü kolumu kıpırdatacak enerjiden yoksundum.camı açar açmaz yüzüme vuran temiz hava beni kendime getirdi

kendime geldikçe özür dilerim diye yüksek sesle haykırıyordum,belki hayattan özür diliyordum

içinde bulunduğum kümeden

hayata saygı duymalıyız,kararlarına itiraz etmemeliyiz,evrenin tümü bilinç,bunu asla unutmamalıyız,

savaşlara sebeb olmamalıyız,insanların canına saygı duymalıyız diye düşünyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

birader basit öldürme kendini şüpeli öl bak şey yap süper fikir bu külot mu boksur mı giyersin bilmem ilk silahını doldur sonra o külotun veya boksor u da kafana geçir sonra öldür kendini bak valla yap bunu makbule geçer haberlerde benim fikrim olmasına sevinirim bi kıyak yap bana hadi gözüm öptüm cehennemde 6.kazan benim beklerim.

kahdhasjdhasjhjhasahj espri yaptım lan boşver intihar edip ne yapcan.

bak dostum şimdi çok ciddiyim ölmeden önce bu şarkıyı dinle rahat gelir daha rahat ölürsün

http://video.google.com/videoplay?docid=-1...Ag&q=burzum

ölmeden önce besmele çek gavur gitme bide banyo ol belki cenabetsindir allah felan vardır kazığa gitme elizabeth barthory nin yaptığı gibi seni kıtır kıtır keser.

tarihinde Hitman tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
birader basit öldürme kendini şüpeli öl bak şey yap süper fikir bu külot mu boksur mı giyersin bilmem ilk silahını doldur sonra o külotun veya boksor u da kafana geçir sonra öldür kendini bak valla yap bunu makbule geçer haberlerde benim fikrim olmasına sevinirim bi kıyak yap bana hadi gözüm öptüm cehennemde 6.kazan benim beklerim.

kahdhasjdhasjhjhasahj espri yaptım lan boşver intihar edip ne yapcan.

bak dostum şimdi çok ciddiyim ölmeden önce bu şarkıyı dinle rahat gelir daha rahat ölürsün

http://video.google.com/videoplay?docid=-1...Ag&q=burzum

ölmeden önce besmele çek gavur gitme bide banyo ol belki cenabetsindir allah felan vardır kazığa gitme elizabeth barthory nin yaptığı gibi seni kıtır kıtır keser.

dostum imzanla çeliştiğinin farkında değilsin

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...