Jump to content

Lise anıları..


Recommended Posts

Arkadaşlar bu sayfada lisede yaşadığınız tatlı ve acı anılarınızı paylaşabilir; şuan lisede okuyanlar için tavsiyede bulunabilir veya bazı konularda uyarabilirsiniz..(sınıfça kopya çekme metodları olursa sevinirim :D )

(Bu sayfayı açmamın nedeni okul günlerimin çok monoton geçmesi ve bu işe bi dur demenin zamanının geldiğini düşünmemdir; paylaşımlarınızı bekliyoruuuumm :) )

Link to post
Sitelerde Paylaş

bi sali aksami 5 kisi arkadasin evinde bulustuk hayvan gibi ictik 2 vodka bitti xD

ertesi gun okla gittik kafa hala guzel ilk 2 ders de dil ve anlatimdi 5imiz ayni anda kusalim dedik digerleri de kusar ders kaynar diye :D

toplam 17 kisi kustu hehehe

3 ders kaynadi soor o sinif 2 gun kullanilmadi etut siniflarinda ders yaptik tabi biz de disipline gittik

yine de guseldi

tarihinde maymunumsu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

;) Kandine inelim lan hadi.

:blink: Aç! dur şu soruyu da bitirem öyle.

;) Zil 10 defa çalar lan o zaman hadiş hadiş!

<_< Yürü a* ya **************************** bi ****** git *** ya!

Müdür Muavini Beyefendi gelir, gerekli işlemleri yapar. *** Ders şeyetmeye çalıştık bi de illa 1. sınıf çocuğu gibi arkadaşların elinden tutup kantine mi götürem. Koskoca kız (**). Bensiz gidemiyo mu (***)

:angry: Ne biçim genç kızsın sen? Hiç yakışıyor mu sana böyle hareketler?

<_< Ben yakıştırıyorum anne.

:angry: Odana!

diye sonuçlandı. Tıpkı dizilerdeki gibi "Odana!" dedi yahu :unsure:

Link to post
Sitelerde Paylaş

İhtilalle beraber KTL'ye başlamıştım (Kadıköy Ticaret Lisesi). Yakınımızdaki Eğitim Fakültesinden etkilendiğinden mi ya da o mıntıkanın ortak fikrimi o zaman tam kavrayamıyordum solcu sınırlar içindeki bir okuldu. Ve başladığımız okulun önünde çok sayıda gencin öldürüldüğünü gazetelerden o okula başlamadan önce öğrenmiştim. Hala da bu düşünce o zamanki gibi bana acı verir. Lise öğrencisi dediğin 15-17 yaş arası gençler, o yaşta bize büyük gelen bu yaşta anne olduğum içinmi nedir çocuk geliyor. Ne olursa olsun o yaşlarda hiç kimse ölmeyi hak etmedi ve onlara ölüm yakışmadı. Bu ruh ile lise hayatımız bizim çağımızda geyikten ve sorumsuzluktan biraz uzak, daha bilinçli ve aydınlık geçti diyebilirim. Lakin şimdi gençlere bakıyorum, kutuplaşma yine var ama farklı yönlerde. Niyeyse o zamanki bizdeki bilinci ve şuuru şimdiki gençlerde çok göremiyorum, belki de onların zorlukları bizimkilerden farklı onu da bilmiyorum açıkcası.

Lakin aklımda gülümseme ile çok net kalan anım şudur. Her Tarih sınavında (ki Tarih dersinde çok başarılı bir öğrenci idim) önümde oturan Adil'in sırtına kalemle dürtüp kopya istemekti, gıcıklığına. Çünkü Adil en ön sırada oturuyordu o kavak misali boyuna rağmen :P

Sevgiler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

hazırlık sınıfındaydık ve 1 nisandı...

aslında kimsede tat yok, bi de şaka mı yapcaz? :D

nese coğrafyaya gircez biraz sora.. arkinin biride kardeşinin oyuncak yılanını getirmiş (çok gerçekçi duruodu esasen)

zil çaldı kız ölesine şaka maka yok bari yılanı yoklama defterinin arasına koyiim de hafiftende olsa neşeleniriz belki dedi

hoca geldi biz bekliyoruz ki defteri açsın, amaann sizde iice çocuklaştınız türünden bişiler sölesin ve yılanı alıp sahibine versin..

ama beklenen olmadı..

kadın öle bi çığlık attıkiiiiiiiii

bizim koridordaki bütün derse giren hocalar sınıflarını bırakıp koştu

sınıfın o anki halini görmeniz lazımdı yaaa, yarısı sinirden gülme krizine girmiş yarısıda şimdi yandık der gibi birbirinin suratına bakıoo..

nese bi şekilde hocalar bzmkini sakinleştirdi çıkarcaklardı dışarı ama hoca istemedi hepsini dersine yolladı bizide yerimize oturtmazmı..

başladı kalaylamaya.. ağzına geleni..

kim yaptı dio kimsede çıt yok tabi..zavallı kadın o kdr korkmuşki, bayağı bi dalgınmış heralde.. :D

bide bn tam hocanın önünde oturuodm, olayların akışını düşündükçe gülmemek için dişlerimi nası sıkıorm yani o anı anlatamam heralde boşuna uğraşmiim :D

nese sora hepimizi teker müdürün odasına yolladı.. kimse gene ötmeyince bu sefer sınıfça cezalr verdiler 9-d den olanlara yarıyıl bitene kdr izin, geç kalma kağıdı kesinlikle yok, boş derslere mutlak suretle nöbetçi öğr., vb.. vb..

3 ders sora çk merak ettik bakalım başka hoca ne tepki vercek die..(o karmaşada yılanı yürütmüştük ortadan)

edebiyatçıya yapalım dedik.. yaptıkda kadın aldı yılanı ve kiminse bu aptal oyuncak çabuk gelsin alsın dedi :D yani olayları bilio olupda temkinli yaklışmış derdim ama ilk dersi bizeydi ve direkt bi yere uğramadan sınıfa girdi hepimiz camdan gördük..

işte fark ortada..

Link to post
Sitelerde Paylaş

bizim sınıfça kopya çekme gibi bi sorunumuz olmadı walla sayısal derslerde ben onlardan sözel derslerde onlar benden geçinip gidiyoduk öle hatta bi derste toplam 8 kompozisyon yazarak bi rekora imzamı atmıştım.öle tek başıma kopya çektiğim tek ders din'di.onda da kitabı açıp yazıodum virgül bile atlamadan. ama derslere gereğinden fazla katıldığım daha dorusu mahalefet olduğum için 2 geliodu sürekli karnemde :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zayıf olan 3 derstten biri olan biyoloji dersinde kopya çekiyordum,

ben kopya kağıdını elime almış sınav kağıdına fotokopisini yazıyordum, sonra kafamı kaldırıp etrafıma bakayım deyince herkesin gülerek bana baktığını farketmiştim, acayip kızardığımı hatırlıyorum, ama öğretmen sadece bir iki aşağılama yaptı ve sınava devam etti, sonrası sadece birkaç arkadaş dalga geçti o kadar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

1 Nisan gunu arkadas sprey getirmisti

icine nane kendi deodoranti ve biraz da diger igrencliklerden doldurmus

birasz sikinca tum sinifi les gibi bi koku sariyodu :D

nese oglen tenefusunde ust kattaki tuvalete cikip kutunun yarisini bosalttik ama nasi sikiyoruz bi gorseniz gozumuzden yas akiyor nasi kactik ordan var ya xD

2 katin tamamini sarmisti koku herkes oksuruyor fln :D

sooraki 2 ders girmedik binaya zaten

yemedi :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir gün olsun okulu kırmadım, nasıl bir öğrenciymişim ben ya...

İngilizce dersinden ilk dönem notum felaketti. Karneyi alınca mordan mor oldum. İkinci dönem deli gibi çalşıyorum ve yazılı ve sözlü notlarım çok yüksek. Tabii bütünlemeye kalmadan geçmem gerek bu durumda. Öğretmen ne yapsa beğenirsiniz. Son derslerden birisinde beni ayağa kaldırıp, "bunu nasıl yaptın" diye sordu bütün suratsızlığı ile. Kadını orada vursam yeri idi. Hehehehe ama bir not düşük versede gene geçtim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hazırlık sınıfındayken; yaşım sınıfımdakilerden bile küçükken;

Okulun bahçesindeki bir tartışma-bağrışma sırasında, son sınıf öğrencilerine saldırıp birini yumruklayınca hayatım değişti.

Bütün okul pencerelerden bizi izliyordu.

Herkeste inanılmaz bir sessizlik oldu. Kavga orada durdu. Kimse hareket edemiyordu.

Milletin -kolpadan- birbiriyle tartıştığı sırada, ben, birine vurarak bu kısır döngöyü bitirmek için ilk adımı atmıştım.

Kavga durumlarında hala fazla konuşamam. Konuşanı da sevmem.

Ya karşı tarafı incitmeden meramını anlatırsın, hakaret etmezsin; ya da, bunu yapamıyorsan, sinirlerine hakim değilsen erkek gibi vuruşursun.

Mahalle karıları gibi "car car" konuşmaya, ödlekler gibi kolpalar inşa etmeye gerek yok.

Bu tür insanlara karşı daha da kolay sinirlenirim.

Bu olaydan sonra zengin bebelerin bol olduğu lisenin en popüler adamlarından biri oldum.

Varoşlarda büyümüştüm.

Milletin verdiği gaz, size biçtiği yeni kimlik, erkek olmaya yeni başladığınız çağlarda, üzerinizde, karakterinizden daha büyük bir belirleyiciliğe sahip oluyor.

Kavgalar birbirini izledi. Hocalar bile benden çekinirdi; çok feci.

Derslere girmezdim pek.

Yıllarca, liseden sonra bile, dehşetli kavgaların içinden kurtaramadım kendini.

Başım beladan belaya girdi. Bedel ödedim.

Dostlarımın bile benden korktuğunu farkettiğimde her şeyi değiştirmeye karar verdim.

Zor toparladım kendimi.

O attığım yumruğun bedeli büyük oldu.

Boyundan büyük bir işe kalkışmak böyle bir şey herhalde.

tarihinde Fuzûlî tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

deli geçen bir lise çağım oldu.. hatta delilikler orta 2. sınıfta boy gösterdi bende.. orta 2 de gene softtum.. sadece okul asardım zaman zaman eve gelir kitap okurdum.. sınıfı birbirine katardım.. notlarım iyiydi.. lise 1 1. dönemde gene notlarım hayli yüksekti.. ama gene habire okulu asardım. annemde hemşire olduğu için anne bana rapor diye yırtınırdım.. olmadı muavinlerden birine gider hasta ayağına yatardım bi de bi güzel ağlardım.. izin çıkardı kafa çekmeye giderdim.. bikaç sefer bilardoda yakalandım.. arkadaşımı yenerken göbek atıyodum bi baktım orhan abi kolumda yürü müdüre gidiyoruz.. orhan abi yapma etme eyleme yarın okula gelecem söz.. ufacıcık boyumla eteğime dahi aldırmadan okulun arka kapısından atlardım.. kaç defa sigara içerken yakalandım.. hatta baldudak serap diye bi hocamız vardı m. muavini.. tuvalette bi gün biri bana fazla sigaran var mı dedi? hiç bakmadan verdim.. sonra çakmağı istedi gene verdim sonra paketi isteyince baktım o.. aklım makyajımda sesi mi ayırt etcem.. sonra bambaşka bi delilik oldu arkadaşım yüzünden.. ve birgün lise 2. sınıf 2. dönem şubat 98 okuldan kaçtım gene yolda arkadaşlardan biriyle karşılaştım.. çiğdem annen okulda dedi nasıl yani oldum atılmışım.. cengiz tarbak hocamız çiğdem notların güzel aklını başına al seni buraya alalım dedi.. okulu bırakacaktım annemler 1 hafta kafanı dinle sonra iyi düşün taşın dediler.. ev sıkıcı geldi.. tamam dedim kaydoluyoruz.. hiçbi yer kabul etmiyor beni.. en son izzet ünvere gittik müdürle konuşcaz odadaki boy aynasına takıldı gözüm geçtim karşısına şapka düzeltiyorum.. müdür kovdu odadan.. daha sonra yahya kemale geri gittik cengiz hocamla konuşmaya.. atıldı ibaresi iptal olup nakil gösterilerek kaydoldum izzete.. orda da uslu durduğumu söyleyemem.. ama orayı hiç sevememiştim.. onlarda beni sevememişti.. arabesk dinleyenler, benim onlara üstten baktığımı sanıp üstten bakmaya çalışanlar vs ler notlarda dibe vurdu sonra tabi bunalıma girdim iyice.. yahya kemali çok özlüyordum.. ordaki sosyal yaşamla burdaki sosyal yaşam arasında dağlar kadar fark vardı.. bunların en büyük sosyal aktivitesi okuldan kaçıp parka gitmekti.. ya da kavga etmek bıçak çekmek o bu.. midem almıyordu. ama yapılacak birşey yoktu.. şimdi sadece şimdiki aklım olsa diyebiliyorum.. ama o günlerden hiçbir pişmanlık duymuyorum.. izzette tek güzel yan ben okuldan kaçtıkça benim devamsızlıklar düşüyordu neye uğradığımı anlamıyordum.. sınırı defalarca geçtim hiç geçemedim.. meğer fişlerin çalınması gibi bişey söz konusuymuş.. diyelim onu yapamadılar hocaları kafaya alıp devamsızlıkları düşürüyorlarmş muavinlerin bilgisayarından.. :D değişik zamanlardı.. anılar bitmez o yıllara ait.. üni ondan daha felç hiç girmeyelim.. :D şimdi o da 1 yıl uzadı bakalım napcaz.. 5. sene çekilir mi yaaaaa

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hazırlık sınıfındayken; yaşım sınıfımdakilerden bile küçükken;

Okulun bahçesindeki bir tartışma-bağrışma sırasında, son sınıf öğrencilerine saldırıp birini yumruklayınca hayatım değişti.

Bütün okul pencerelerden bizi izliyordu.

Herkeste inanılmaz bir sessizlik oldu. Kavga orada durdu. Kimse hareket edemiyordu.

Milletin -kolpadan- birbiriyle tartıştığı sırada, ben, birine vurarak bu kısır döngöyü bitirmek için ilk adımı atmıştım.

Kavga durumlarında hala fazla konuşamam. Konuşanı da sevmem.

Ya karşı tarafı incitmeden meramını anlatırsın, hakaret etmezsin; ya da, bunu yapamıyorsan, sinirlerine hakim değilsen erkek gibi vuruşursun.

Mahalle karıları gibi "car car" konuşmaya, ödlekler gibi kolpalar inşa etmeye gerek yok.

Bu tür insanlara karşı daha da kolay sinirlenirim.

Bu olaydan sonra zengin bebelerin bol olduğu lisenin en popüler adamlarından biri oldum.

Varoşlarda büyümüştüm.

Milletin verdiği gaz, size biçtiği yeni kimlik, erkek olmaya yeni başladığınız çağlarda, üzerinizde, karakterinizden daha büyük bir belirleyiciliğe sahip oluyor.

Kavgalar birbirini izledi. Hocalar bile benden çekinirdi; çok feci.

Derslere girmezdim pek.

Yıllarca, liseden sonra bile, dehşetli kavgaların içinden kurtaramadım kendini.

Başım beladan belaya girdi. Bedel ödedim.

Dostlarımın bile benden korktuğunu farkettiğimde her şeyi değiştirmeye karar verdim.

Zor toparladım kendimi.

O attığım yumruğun bedeli büyük oldu.

Boyundan büyük bir işe kalkışmak böyle bir şey herhalde.

sayın fuzuli nedense ben senin genç biri olduğuna ve işsiz olduğuna bir türlü inanamadım

çünkü yazıların genç birinden beklenmeyecek yaşlılıkta umarım yanılyorumdur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Liseli yıllarımda sevdiğim dizeler ve ayrıca bu dizeleden çok çektim zira gök kuşağının renklerini, renk körlerine ben de anlatmada bir hayli zorlanmıştım :

"Uzak nedir?

Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için gidilecek yer ne kadar uzak olabilir"

Saçlarımı ikiye ortadan ayırdım,

Kimin ülkesinden geçsem şakaklarımdaki dövmeler beni ele vercek,

Cesur ve onurlu diyecekler, halbuki sukun ve kederliyim."

*******

"Ben yeşil bir su içtim onsekiz

Emirgan?da içtim temmuzda

Bütün karadeniz akıyordu

Rüzgar çözülmüştü ay yoktu

İşte ben klor içtim onsekiz

Bıyıklarımdan damlata damlata

Büyük rezilliğimizi içtim

Saat yirmibir demesin içim çöl

Gözlerimi mumlar gibi söndürüyorum

Sarhoşlar gitti onsekiz gitti

İstinye?de gemiciler kahvesindeyim

Avuçlarımda kurukafa işareti

Oksijeni eksik bir başka gökteyim

Başka bir karanlığa kan veriyorum

Az sonra böbreklerim dökülecek

Yabancı bir ıslık elektriklerde

Rüzgar dudaklarımı kesiyor

Şimdi git onbeş yıl önce gel

Yalnızlar sokağında bekliyorum

Tırnak uçlarımdan kan sızıyor

Bütün camlarım kırılmış yorgunum

Bir elektirkli gitar ulumıyagörsün

Aseton kokuları gelmesin gelmesin

Bir kadın sesi boşalmasın kulaklarıma

Plastik bir merih gecesindeyim

Serüvenlerin tutsağıyım yenilmişim

Çiğneyip tükürdüğüm yoksa korku mu"

*********

"Ayın yirmisekizinde Nairobi'de ol, ilk yağmurlarla geleceğim.

Ben gelmezsem yağmurlar gelecek,

pencereden göreceksin."

******

"Bebeklerin ulusu yok

Baslarini tutuslari ayni

Bakarken gözlerinde ayni merak

Aglarken ayni seslerin tonu"

*******

"Kadın ve adam oturuyorlardı

Uzakta beyaz dağlar vardı

Gara girmek üzereyken Barselona-Madrid treni

Kadın üzgündü, üzgündü, üzgündü

Adam düşündü, düşündü, düşündü

Aşkımız bitmesin isterim dedi

Biralar içildi ve başka içkiler

Kadın ve adam kederliydiler

Ne birleşiyor, ne ayrılıyor elleri

Neden, neden sönüp gider bir aşk

Acının silinmez tortusunu bırakarak

Onulmazca inciterek yürekleri

Kadın daha gerçek bir acıyla yaralıydı belki de

Tasalı bir sevecenlikle baktı erkeğine

Gözyaşları içinde gülümsedi

Kadın ve adam oturuyorlardı

Aralarında bir masa vardı

Ve hüznün aşılmaz engelleri"

********

"Mehtapta şarap iç çünkü mehtap uzun zaman parlayacak ama bizi bir daha hiç bulmayacak.."

"Filozofları bırakalım gevezeliklerinde yalnız, sen bana gel.

Hayatın bitmekte oluşu tek hakikat,

Solan çiçek ölmüştür artık gerisi hem yalan hem hakiki cinnet."

*****

"Tahtadan yapılmış bir uzun kutu:

Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.

Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,

Yarın kendileri dolduracaklar."

*********

"Gelin

bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!

Bana kötü

bana terkettiğiniz düşünceleri verin

o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız

ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar

onları verin, yakınmalarınızı

artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar

ben aştım onları dediğiniz ne varsa

bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar

boşa çıkmış çabalar,bozuk niyetleriniz

içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı

verin bana

verin taammüden işlediğiniz suçları da.

tarihinde Hunter tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...