Jump to content

''Allah kendisine tapılması için varlıkları yarattı''


Recommended Posts

  • İleti 67
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Hangi Tanrı kesinkes yoktur diyoruz sinem hanım?

Tanrı tanımsız birşey en başta

Tanrı'nın ne oldugunu (ne yaptıgını değil) tanımlayamadıgın sürece Tanrı içi boş bir varsayım olarak kalacaktır.

Niye inanayım Tanrıya? Buna ne gerek var? Tanrı varsayımı, evreni anlamada bana ne kolaylık sağlıyor? Hangi denklemlerimde parametre olarak kullanabiliyorum onu? "Bu niye böyle" sorusuna "Tanrı öyle istedi" denilince siz tatmin oluyormusunuz? Ağaca, böceğe, atoma bakıp bir Tanrı olmalı diye düşünüp camiye mi koşmalıyız yada başka bir tapınma yerine?

Hadi diyelim bir Tanrı var. Gündelik hayatımda ne gibi değişiklikler yapmalıyım sizce?

Tanrı tanımsız birşey en başta...

Birazcık olsun güzel ve faydalı bir yere vardığımıza inanıyorum. Enazından artık tanımsız olduğunu ama kesinlike ve kata yoktur demiyoruz. (tyler bunu imzasında kullanmıştı sanırım anibalin sözüydü)

Gelelim 2. meseleye:

Niye inanayım Tanrıya? Buna ne gerek var? Tanrı varsayımı, evreni anlamada bana ne kolaylık sağlıyor? diye sormuşsun.

Tanrı kavramını hayatına soktuğun zaman çok önemli bir meseleye geliriz, o da ben niye varım? Artık bu soruyla meşgul olmaya ve bunu cevabını aramaya başlarsın...

Link to post
Sitelerde Paylaş
doğaya karşı olan çaresizlik bitmedide insanoğlu daha da akıllandı bu süre zarfında...Bilim ve bilimsel düşünme gelişti...İnsan sorgulayıcı oldu ve çevresindeki herşeyini doğanın ve kainatın işleyişini çözdü..bu işleyişte herhangi bir tanrısal rol yoktur...yağmurları melekler yağdırmaz...derpemler de içki ve fuhuş nedeniyle cezalandırılmamız için olmaz...bunların nedenlerini biliyoruz artık...yoksa sen bilmiyormusun??

Sebepleri bilmek, sonuçlarını görmek yağmurun bulutla yağdığını anlamak, depremin yeraltındaki faylarla ilgili olduğunu öğrenmek bizi üstün mü kıldı? Olanı görüyoruz peki engel olabiliyor muyuz, bilgimiz arttıkça Yaratıcıya karşı küstahlığımız mı artmalı. Yumurtanın mı tavuktan veya tavuğun mu yumurtadan çıktığını bulunca Allah'ı niye bir kenera atıyorsunuz siz çıkartın bakalım. Veya sütün neden olduğunu biliyoruz peki neden labaratuvar ortamında süt yapamıyoruz. Yemeğin tarifini bilmek bizi beş yıldızlı otelde aşçı yapar mı...

Bu konuya bir yorumunuz var mı???

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinlerin insanlar arasında bu denli yaygın olmasının sebeplerinden en önemlisi bence insan doğasının bazı özellikleri.Mesela insanlar için en bilinmez konulardan biri ölümdür,kimse ölünce her şeyin biteceğine,sadece kurtçuklara,böceklere vs.ye yem olacağını düşünmek istemez;ahiret/ölüm sonrası yaşam fikri de bu nedenle çok rahat bir biçimde kabul edilir.Sevdiğin biri mi öldü? Merak etme o daha iyi bir yere gidecek,cennette mutlu olacak vs.

Bu ahiret konusunda etkili olan bir başka özelliğimiz de adalet kavramımız.Ahirette yaratıcının ödüller ve cezalar ile adaleti sağlayacağı inancı dünyadaki adaletsizlikler ile başa çıkma konusunda psikolojik olarak insanlara yardımcı oluyor.Eskiden insanlar neden,nasıl olduğunu bilmedikleri deprem,şimşek,fırtına vb. doğa olaylarından korkuyor,bunları doğaüstü varlıklara,çeşitli tanrıların hareketlerine bağlıyorlardı.Bugün eğitimli ve akıllı-mantıklı bir insan doğa olaylarının tanrıların hareketlerinin değil doğanın işleyişinin sonuçları olduğunu bilir.Gün geçtikçe daha çok keşfediyor,buluyor,öğreniyoruz;buna paralel olarak batıl inançlardan da sıyrılıyoruz.Anlamadığımız,hesağlayamadığımız,henüz bilmediğimiz her şeye tanrı deyip geçmeyi şahsen ilkel bir zihniyet olarak görüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tanrı tanımsız birşey en başta...

Birazcık olsun güzel ve faydalı bir yere vardığımıza inanıyorum. Enazından artık tanımsız olduğunu ama kesinlike ve kata yoktur demiyoruz. (tyler bunu imzasında kullanmıştı sanırım anibalin sözüydü)

Binlerce mitoljik kahraman, süper kahraman vs içinde ''kesinlikle yoktur'' denilemez ama nekadar diyemesende olmadığını bilirsin.Bunlar gereksiz laf oyunlarından ibarettir sadece...

Tanrı ''yoktur'' diyemeyiz tamam ama bu ''vardır'' anlamına da gelmez sen diyemesende yotur işte...

Gelelim 2. meseleye:

Niye inanayım Tanrıya? Buna ne gerek var? Tanrı varsayımı, evreni anlamada bana ne kolaylık sağlıyor? diye sormuşsun.

Tanrı kavramını hayatına soktuğun zaman çok önemli bir meseleye geliriz, o da ben niye varım? Artık bu soruyla meşgul olmaya ve bunu cevabını aramaya başlarsın...

Bunun için zaten tanrı kavramı önce bireylerin hayatına sokulur dolayısıyla hakların hayatına sokulmuş olur.

bundan sonra ''biz niye varız'' sorusunun cevabı kafana tanrıyı sokanlar tarafından verilir ve sen onların kölesi olursun.Din afyondur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sihirbazın numarasını öğrenince neden küçümsüyorsunuz... Geçenlerde Cem Yılmaz bu konuda bir espiri yapmıştı. Hatırlarsanız David Copperfield İstanbul'a gelmişti. Gösterisinde uçmuştu. Adamın biri ip var o yüzden biz onu uçuyor gibi görüyoruz demiş ve Copperrfield'i bir kalemde silmişti. Cem Yılmaz da bu adama sen de iple uçarsın ama seni kimse izlemeye gelmez demişti.

Link to post
Sitelerde Paylaş
tanımsız tanrının seni neden yarattığının cevabını nasıl bulacaksın? :D

yazıların tamamını okuyun lütfen. İçinden cımbızlama yapmayın. O arkadaş bana bir soru yöneltmişti: Haydi Tanrının varlığını kabul ettik diyelim hayatımızda ne gibi bir değişiklik olacak diye sormasının üzerine ben o cevabı verdim.

tarihinde sinemkus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Binlerce mitoljik kahraman, süper kahraman vs içinde ''kesinlikle yoktur'' denilemez ama nekadar diyemesende olmadığını bilirsin.Bunlar gereksiz laf oyunlarından ibarettir sadece...

Tanrı ''yoktur'' diyemeyiz tamam ama bu ''vardır'' anlamına da gelmez sen diyemesende yotur işte...

Bunun için zaten tanrı kavramı önce bireylerin hayatına sokulur dolayısıyla hakların hayatına sokulmuş olur.

bundan sonra ''biz niye varız'' sorusunun cevabı kafana tanrıyı sokanlar tarafından verilir ve sen onların kölesi olursun.Din afyondur...

Pekala kafamızdaki soruları bırakıp Allah yoktur diyip kestirmeden işi bitirmek mi en doğru çözüm.

tarihinde sinemkus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

othello: doğaya karşı olan çaresizlik bitmedide insanoğlu daha da akıllandı bu süre zarfında...Bilim ve bilimsel düşünme gelişti...İnsan sorgulayıcı oldu ve çevresindeki herşeyini doğanın ve kainatın işleyişini çözdü..bu işleyişte herhangi bir tanrısal rol yoktur...yağmurları melekler yağdırmaz...derpemler de içki ve fuhuş nedeniyle cezalandırılmamız için olmaz...bunların nedenlerini biliyoruz artık...yoksa sen bilmiyormusun??

sinemkus: Sebepleri bilmek, sonuçlarını görmek yağmurun bulutla yağdığını anlamak, depremin yeraltındaki faylarla ilgili olduğunu öğrenmek bizi üstün mü kıldı? Olanı görüyoruz peki engel olabiliyor muyuz, bilgimiz arttıkça Yaratıcıya karşı küstahlığımız mı artmalı. Yumurtanın mı tavuktan veya tavuğun mu yumurtadan çıktığını bulunca Allah'ı niye bir kenera atıyorsunuz siz çıkartın bakalım. Veya sütün neden olduğunu biliyoruz peki neden labaratuvar ortamında süt yapamıyoruz. Yemeğin tarifini bilmek bizi beş yıldızlı otelde aşçı yapar mı...

Arkadaşlar bu kısımla ilgili birşeyler yazın lütfen...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Pekala kafamızdaki soruları bırakıp Allah yoktur diyip kestirmeden işi bitirmek mi en doğru çözüm.

Çözüm? Neye? Tanrının kendi çelişkilerine ve gönderdiğine inandığın dinin yarattığı sorunlara çözüm olur.

Kafandaki soruları bırak demiyorum.Kafandaki soruları bilime bırak...

Ama didar kafası böyle çalışmaz.Size kafanızdaki soruların cevabını bilimsel olarak verildiğinden sıkıcı bulursunuz ve çoğunlukla bilimin soğuk yüzü size itici gelir.Çünki bilim sonsuz tutkularınızı tatmine etmeye çalışmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
yazıların tamamını okuyun lütfen. İçinden cımbızlama yapmayın. O arkadaş bana bir soru yöneltmişti: Haydi Tanrının varlığını kabul ettik diyelim hayatımızda ne gibi bir değişiklik olacak diye sormasının üzerine ben o cevabı verdim.

tamamını alalım:)

Tanrı tanımsız birşey en başta...

Birazcık olsun güzel ve faydalı bir yere vardığımıza inanıyorum. Enazından artık tanımsız olduğunu ama kesinlike ve kata yoktur demiyoruz. (tyler bunu imzasında kullanmıştı sanırım anibalin sözüydü)

Gelelim 2. meseleye:

Niye inanayım Tanrıya? Buna ne gerek var? Tanrı varsayımı, evreni anlamada bana ne kolaylık sağlıyor? diye sormuşsun.

Tanrı kavramını hayatına soktuğun zaman çok önemli bir meseleye geliriz, o da ben niye varım? Artık bu soruyla meşgul olmaya ve bunu cevabını aramaya başlarsın...

öyleyse...buyrun tanrınızın tanımını alalım...neden varolduğumuzun cevabını sizinle bulalım :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
sinemkus: Sebepleri bilmek, sonuçlarını görmek yağmurun bulutla yağdığını anlamak, depremin yeraltındaki faylarla ilgili olduğunu öğrenmek bizi üstün mü kıldı? Olanı görüyoruz peki engel olabiliyor muyuz, bilgimiz arttıkça Yaratıcıya karşı küstahlığımız mı artmalı.

Ne küstahlığı ne yaratıcısı? Kafanda sanki ''bilim=günah'' gibi bir imaj oluşmuş.

En başta yaratıcı iddası bu bilinmezler nedeniyle ortaya çıkıyor ve bilinmezler bilinir oldukça 'yaratıcı' inancı yok oluyor.

Çünki 'Yaratıcı' iddası bu bilinmezlere yapılan tahmini-hayali bir açıklama iken bilimin açıklması deneysel-gözlemseldir.

sen yağmurun neden yağdığını depremin nasıl olduğunu bildiğin halde ''bu tanrıya karşı küstahlıktır'' deyip bilim yerine saçma inançları mı seçiyorsun?

Yumurtanın mı tavuktan veya tavuğun mu yumurtadan çıktığını bulunca Allah'ı niye bir kenera atıyorsunuz

Çünki ''allah' a gerek kalmıyor.

Veya sütün neden olduğunu biliyoruz peki neden labaratuvar ortamında süt yapamıyoruz.

Yapsak ateist olacakmısın ki?

Getir senin allahın yapsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş
sinemkus: Sebepleri bilmek, sonuçlarını görmek yağmurun bulutla yağdığını anlamak, depremin yeraltındaki faylarla ilgili olduğunu öğrenmek bizi üstün mü kıldı? Olanı görüyoruz peki engel olabiliyor muyuz, bilgimiz arttıkça Yaratıcıya karşı küstahlığımız mı artmalı. Yumurtanın mı tavuktan veya tavuğun mu yumurtadan çıktığını bulunca Allah'ı niye bir kenera atıyorsunuz siz çıkartın bakalım. Veya sütün neden olduğunu biliyoruz peki neden labaratuvar ortamında süt yapamıyoruz. Yemeğin tarifini bilmek bizi beş yıldızlı otelde aşçı yapar mı...

antik dönem insanlarıyla aynı şeyleri düşünüyorsun.volkan patlamasından korktular,açıklayamadılar,dağa tanrı dediler,taptılar,onlara sinirlemesin diye çocuklarını kurban ettiler...aynı şekilde depremden,güneş tutulmasından,fırtınalardan,sellerden,..daha doğrusu açıklayamadıkları ve engelleyemedikleri doğa olaylarını tanrı sandılar.tanrı her zaman öfkelenen ve cezalandıran bişey oldu.hala da öyle

labaratuvar ortamında süt yapamamayı tanrıya inanma nedeni olarak getirmişsin.ne alaksı var.yapsak ateistmi olacaksın?hayır.insanların yapamadığı başka bir şeyi getireceksin bu sefer.çünkü sende ilkel insanlar gibi cezalandıran tanrıdan korkuyorsun.bilinmezlikleri tanrı nın kanıtı olarak yutturmaya çalışıyorsun.birde bilimi öğrendikçe tanrıya yaklaştığın palavrasını atmışsın.senin bilimle ne alakan olabilir

Link to post
Sitelerde Paylaş
antik dönem insanlarıyla aynı şeyleri düşünüyorsun.volkan patlamasından korktular,açıklayamadılar,dağa tanrı dediler,taptılar,onlara sinirlemesin diye çocuklarını kurban ettiler...aynı şekilde depremden,güneş tutulmasından,fırtınalardan,sellerden,..daha doğrusu açıklayamadıkları ve engelleyemedikleri doğa olaylarını tanrı sandılar.tanrı her zaman öfkelenen ve cezalandıran bişey oldu.hala da öyle

labaratuvar ortamında süt yapamamayı tanrıya inanma nedeni olarak getirmişsin.ne alaksı var.yapsak ateistmi olacaksın?hayır.insanların yapamadığı başka bir şeyi getireceksin bu sefer.çünkü sende ilkel insanlar gibi cezalandıran tanrıdan korkuyorsun.bilinmezlikleri tanrı nın kanıtı olarak yutturmaya çalışıyorsun.birde bilimi öğrendikçe tanrıya yaklaştığın palavrasını atmışsın.senin bilimle ne alakan olabilir

Bakın ne kadar ön yargılı bir yaklaşım. Size göre müslümanların tamamı cehennem korkusuyla Allah'a inanan cahil takımı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
antik dönem insanlarıyla aynı şeyleri düşünüyorsun.volkan patlamasından korktular,açıklayamadılar,dağa tanrı dediler,taptılar,onlara sinirlemesin diye çocuklarını kurban ettiler...aynı şekilde depremden,güneş tutulmasından,fırtınalardan,sellerden,..daha doğrusu açıklayamadıkları ve engelleyemedikleri doğa olaylarını tanrı sandılar.tanrı her zaman öfkelenen ve cezalandıran bişey oldu.hala da öyle

labaratuvar ortamında süt yapamamayı tanrıya inanma nedeni olarak getirmişsin.ne alaksı var.yapsak ateistmi olacaksın?hayır.insanların yapamadığı başka bir şeyi getireceksin bu sefer.çünkü sende ilkel insanlar gibi cezalandıran tanrıdan korkuyorsun.bilinmezlikleri tanrı nın kanıtı olarak yutturmaya çalışıyorsun.birde bilimi öğrendikçe tanrıya yaklaştığın palavrasını atmışsın.senin bilimle ne alakan olabilir

Alın size bilim:

Vakıa Suresi 68 : Allah soruyor ; hiç içtiğiniz suyu düşündünüz mü?

Öncelikle bu kadar bol suyun dünyada nasıl teşekkül ettiği bugün bile hala bir sır, bir muamma. Dörtte üç denizler, dörtte bir karalar. Denizlerin en derin yeri 10.000 metre, dağların en yüksek yeri 10.000 metre. Beşer bin metre dağlar alçak olsa beşer bin denizler yüksek olsa tüm karalar su altında kalır. Dünyanın yaşı 4.7 milyar yıl olarak biliniyor ve yeryüzünde su, bu süredir +17 derecelik ortalamada tutuluyor. Bu zaman zarfında ne tamamen yeryüzündeki sular tümü donuyor ne de aşırı ısınarak buhar olup uçuyor. Yani su ne donmayacak ne de buharlaşmayacak derecede milyarlarca yıldır muhafaza ediliyor. Hayatın olabilmesi ve devamı için bu şart.

Öbür taraftan yerçekimine rağmen yer altı suları 700 metrenin daha altına inmiyor eğer 2000, 3000 metreye kadar inseydi bu suyu biz ne çıkarabilirdik ne de istifade edebilirdik. Dağların tepelerinden de yer çekimine rağmen su fışkırıyor. Amerika’nın göller bölgesinde saniyede tonlarca su fışkırıyor, Manavgat’ta saniyede 50 ton su fışkırıyor . Bütün bunlar düşündürücü… Tam bu noktada Kuran’da “Sizin suyunuz çekilip gitseydi onu kim çıkaracaktı!” diyor Hz. Allah. Bir de bu çıkan kaynak suları yumuşak tam bizim içeceğimize göre; şaşal, madran vs. tasviye edilmiş hele ki çamurun içinden çıkıp geldiğini de hesaba katarsak billur gibi pırıl pırıl berrak bir suyla karşı karşıyayız. Allah soruyor ; hiç içtiğiniz suyu düşündünüz mü?

Sonra fizikçilerin ve kimyacıların ifadesine göre “Su” en kural dışı davranan bir varlıktır. Fizik, kimya kanunlarının aksine özellikler taşıyan özel bir yapı taşıyor “Su” … 107 kimya öncüsü adlı kitapda fizikçiler ve kimyacılar bu özelliklere dikkat çekiyorlar. Ben bazılarını sizlere arzedeyim. Mesela bütün sıvılar donduğunda hacmi küçülür ve ağırlaşır. Ama su hariç su donduğunda hacmi genişler ve hafifler ve yukarda kalır. Su en ağır halini +4 derecede kazanır ve onun için suyun altı hiçbir zaman donmaz. Suyun altı daima +4 derecedir. Onun için karın altıda donmaz. Yani kar yağdığı zaman onun altı +4 derecedir ve çiçekler, ekilen buğdaylar, bitkiler, nebatat donmaz. Eğer su diğer sıvılar gibi olsaydı bu şu demek olurdu 10bin metre derinlikteki denizlerin tamamı donardı. Dikkat edin sadece üstü değil, her tarafı donardı ve denizdeki bütün canlılar ölürdü. Denizde hayat olmazdı. Demek ki suyun diğer sıvılara göre kural dışı davranması lazım ki hayat olabilsin. Kim bunu yapıyor? İşte burda Allah bize soruyor: İçtiğiniz suyu hiç düşündünüz mü?

Bir diğer düşündüren konu da suyun genel yapısı itibariyle - 100 derecede DONMASI ve dikkat edin -80 yanlış okumadınız eksi 80 derecede buhar olması lazım. Çünkü HİDROJEN VE OKSİJEN – 200 DERECENİN ALTINDA DONUYORLAR bunları birleştirirseniz ortalaması eksi 100 yapıyor ama onun yerine sıfır derecede donuyor ve artı 100 derecede kaynıyor. Hayatın olması için böyle olması lazım, kural dışı olması lazım. Halbuki eksi 80 derecede buharlaşsa hepimiz buharlaşırız hiçbirşey kalmaz. Yeryüzünde ne bitki kalır ne insan kalır ne deniz kalır. Herşey çukurlardan ibaret olur. Öyleyse hayatın olması için bu kural dışı özellik de olması gerekiyor.

Su diğer sıvıların aksine içinde çok kalori barındırabilen, ısı tutabilen bir sıvı… Böylece vücut ısımızı 36,5 derecede sabit tutabiliyoruz. Eğer su böyle olmasaydı veya su yerine vücudumuzda diğer sıvıları kullansaydık, 5 ila 10 dakikalık bir koşuda vücud ısısı 60-70 dereceye çıkacaktı ve siz yanacaktınız adeta beyin haşlanacak ve insan ölecekti. Vücudun 36,5 derecede ısısını sabit tutabilmesi suyun bu çok miktarda kalori tutabilmesi ve buharlaşırken vücuttaki fazla ısıyı alabilmesiyle mümkün. Böylece hayatta kalabiliyoruz. Bu da kural dışı bir olay. Diğer sıvılarda bu özellik yoktur. Ayeti bir daha hatırlayalım: hiç içtiğiniz suyu düşündünüz mü? Suyun bizler için ne kadar önemli olduğunu paha biçilmez olduğunu unutmayalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilim'de engin bilgim yok başta söyleyeyim.Fakat Bu Yazdıklarına Mantıklı Cevaplar Verebileceğimi Düşünüyorum.Veremediklerimi / Yada Yanlış Cevap Verdiklerimi Lütfen Bilen Arkadaşlar Anlatırsa Sevinirim

Alın size bilim:

Vakıa Suresi 68 : Allah soruyor ; hiç içtiğiniz suyu düşündünüz mü?

Öncelikle bu kadar bol suyun dünyada nasıl teşekkül ettiği bugün bile hala bir sır, bir muamma. Dörtte üç denizler, dörtte bir karalar. Denizlerin en derin yeri 10.000 metre, dağların en yüksek yeri 10.000 metre. Beşer bin metre dağlar alçak olsa beşer bin denizler yüksek olsa tüm karalar su altında kalır. Dünyanın yaşı 4.7 milyar yıl olarak biliniyor ve yeryüzünde su, bu süredir +17 derecelik ortalamada tutul.....rt.

Dünya denen gezegende : En Çok Hidrojen ve Bunu takip eden Oksijen Atomunun Bulunması(3. sırada da olabilir) : Su denen Bileşiğin de Çok Olmasına Yol Açıyor.Su +17 Derecede Buharlaşıyor Evet.Fakat Şurada Bir Gerçek Var Bu Suyun Buharlaştıktan sonra Gidebileceği bir yer yok.Nereye Gitmesini Bekliyorsun Uzaya Mı ?

Uzaya Gidemez Neden mi : Yukarıya Çıktıkça Basınç artar bu artan basınçla beraber Buhar olan su tekrar sıvıya dönüşür/ Bu sayede su yağmur olarak geri döner.Bu da suyun asla kaybolmamasına neden olur.Buna Doğadaki Su Döngüsü Denir.

Tabiki Şöyle Bişey Var.Bu Yazdığım Allahın yokluğunu ispatlamaz.Bunu Yapamayacağı Gibi Allah'ın Varlığını da ispatlamaz.Aaa bak böyle bi döngü varmış demek allah var yada Yüce Rab ne güzel şeyler yapmış diyebilmemiz için olan bişey anlamına gelmez bu.

Öbür taraftan yerçekimine rağmen yer altı suları 700 metrenin daha altına inmiyor eğer 2000, 3000 metreye kadar inseydi bu suyu biz ne çıkarabilirdik ne de istifade edebilirdik. Dağla...... çıkıp geldiğini de hesaba katarsak billur gibi pırıl pırıl berrak bir suyla karşı karşıyayız. Allah soruyor ; hiç içtiğiniz suyu düşündünüz mü?

Doğadaki Su Döngüsü bunu da açıklıyor.Ama Ben Kendim Bu Konuda Pek Bilgim Yok Ama Genede Şunu Söyleyeyim :Yer Çekimi Oldugu Gibi Yerküre de merkeze yaklaştıkça sıcaklık artar bu yüzden tabana inildikçe buharlaşma artar.Bi yerden sonra buharlaşma maximum noktaya ulaşır ve daha fazla aşşağıya inemez.Bitkiler Yer Altındaki suyu yukarı çıkartır.Yer Altı Sularının Yukarı Çıkmasının ne şekilde oldugunu bilmiyorum ama büyük ihtimalle tabana yaklaşan sular aşşağıya indikçe buharlaşır.Buharlaşan su sıvı olan suya basınç yapar ve suyun yukarı doğru geri çıkmasını sağlayabilir (sadece bir mantık yürütme bilimsel olmayabilir)Yukarı çıktıgı yer artık çamurlaşamayacak kadar bir hale gelir bunu kendi evinde de deneyebilirsin bir toprak parçasının üzerinden sürekli su yürüt ve suyun sağa sola attığı parçaları al.Kalan toprak parçası ile bulanıklık yaratamazsın.Bulanıklık Olsa bile bir süre sonra bu bulanıklık zaten çöker.

Bu Yazdıklarım Allah'ın Varlığını ispatlamadığı gibi yokluğunu da ispatlayamaz.Fakat İlle Bunların Yaratıcısı olmalı dersen bunun için Sadece 1 Allah Olmayacağı (Zeus,Yehova ve benzerleri ) gibi şeyleri de kabul etmen gerekir

Sonra fizikçilerin ve kimyacıların ifadesine göre “Su” en kural dışı davranan bir varlıktır. Fizik, kimya kanunlarının aksine özellikler taşıyan özel bir yapı taşıyor “Su” … 107 kimya öncüsü adlı kitapda fizikçiler ve kimyacılar bu özelliklere dikkat çekiyorlar. Ben bazılarını sizlere arzedeyim. Mesela bütün sıvılar donduğunda hacmi küçülür ve ağırlaşır. Ama su hariç su donduğunda hacmi genişler ve hafifler ve yukarda kalır. Su en ağır halini +4 derecede kazanır ve onun için suyun altı hiçbir zaman donmaz. Suyun altı daima +4 derecedir. Onun için karın altıda donmaz. Yani kar yağdığı zaman onun altı +4 derecedir ve çiçekler, ekilen buğdaylar, bitkiler, nebatat donmaz. Eğer su diğer sıvılar gibi olsaydı bu şu demek olurdu 10bin metre derinlikteki denizlerin tamamı donardı. Dikkat edin sadece üstü değil, her tarafı donardı ve denizdeki bütün canlılar ölürdü. Denizde hayat olmazdı. Demek ki suyun diğer sıvılara göre kural dışı davranması lazım ki hayat olabilsin. Kim bunu yapıyor? İşte burda Allah bize soruyor: İçtiğiniz suyu hiç düşündünüz mü?

Bu Yazdıklarım Allah'ın Varlığını ispatlamadığı gibi yokluğunu da ispatlayamaz.Fakat İlle Bunların Yaratıcısı olmalı dersen bunun için Sadece 1 Allah Olmayacağı (Zeus,Yehova ve benzerleri ) gibi şeyleri de kabul etmen gerekir

Bir diğer düşündüren konu da suyun genel yapısı itibariyle - 100 derecede DONMASI ve dikkat edin -80 yanlış okumadınız eksi 80 derecede buhar olması lazım. Çünkü HİDROJEN VE OKSİJEN – 200 DERECENİN ALTINDA DONUYORLAR bunları birleştirirseniz ortalaması eksi 100 yapıyor ama onun yerine sıfır derecede donuyor ve artı 100 derecede kaynıyor. Hayatın olması için böyle olması lazım, kural dışı olması lazım. Halbuki eksi 80 derecede buharlaşsa hepimiz buharlaşırız hiçbirşey kalmaz. Yeryüzünde ne bitki kalır ne insan kalır ne deniz kalır. Herşey çukurlardan ibaret olur. Öyleyse hayatın olması için bu kural dışı özellik de olması gerekiyor.

Bknz : Kimyasal Tepkimelerden Oluşan Yeni Bileşikler Kendini Oluşturan Bileşiklerin Özelliklerini Almaz

ve ufak bir not :

Bu Yazdıklarım Allah'ın Varlığını ispatlamadığı gibi yokluğunu da ispatlayamaz.Fakat İlle Bunların Yaratıcısı olmalı dersen bunun için Sadece 1 Allah Olmayacağı (Zeus,Yehova ve benzerleri ) gibi şeyleri de kabul etmen gerekir

Su diğer sıvıların aksine içinde çok kalori barındırabilen, ısı tutabilen bir sıvı… Böylece vücut ısımızı 36,5 derecede sabit tutabiliyoruz. Eğer su böyle olmasaydı veya su yerine vücudumuzda diğer sıvıları kullansaydık, 5 ila 10 dakikalık bir koşuda vücud ısısı 60-70 dereceye çıkacaktı ve siz yanacaktınız adeta beyin haşlanacak ve insan ölecekti. Vücudun 36,5 derecede ısısını sabit tutabilmesi suyun bu çok miktarda kalori tutabilmesi ve buharlaşırken vücuttaki fazla ısıyı alabilmesiyle mümkün. Böylece hayatta kalabiliyoruz. Bu da kural dışı bir olay. Diğer sıvılarda bu özellik yoktur. Ayeti bir daha hatırlayalım: hiç içtiğiniz suyu düşündünüz mü? Suyun bizler için ne kadar önemli olduğunu paha biçilmez olduğunu unutmayalım.

Bakınız : Seleksiyon / Evrim

Ve Bir Not Daha :

Bu Yazdıklarım Allah'ın Varlığını ispatlamadığı gibi yokluğunu da ispatlayamaz.Fakat İlle Bunların Yaratıcısı olmalı dersen bunun için Sadece 1 Allah Olmayacağı (Zeus,Yehova ve benzerleri ) gibi şeyleri de kabul etmen gerekir

Ve Bir Not Daha : Sizin Yazdıklarınız da :

Bu Yazdıklarım Allah'ın Varlığını ispatlamadığı gibi yokluğunu da ispatlayamaz.Fakat İlle Bunların Yaratıcısı olmalı dersen bunun için Sadece 1 Allah Olmayacağı (Zeus,Yehova ve benzerleri ) gibi şeyleri de kabul etmen gerekir

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bakın ne kadar ön yargılı bir yaklaşım. Size göre müslümanların tamamı cehennem korkusuyla Allah'a inanan cahil takımı.

Müslümanın bilimle en ufak bile ilgisi olamaz. Mesela bir adam var beyin cerrahı ama herifin web sitesine bir uğrayın adam kafayı Nuran isimli bir motor ve kızıyla bozmuş . Onların cinsel hayatları hakkında sürekli küfürlü ve acaip şeyler yazıp duruyor. Aynı zamanda adamın müridi oldugu tarikatın ne tip sapıklıklar yaptıgını bütün Türkiye biliyor. Şimdi böyle bir adamın müslüman oldugu söylenebilir mi? Tabi ki hayır. Sadece kendi menfaatini düşünen biri. İşte burada şöyle düşünmek gerekir. Bence bilimle uğraşıp dinci takılanların hiçbiri gerçekte Allaha inanan müminler değil. Allah üzerinden çıkar sağlamaya çalışan kişiler. Bir beyin cerrahının teist olabileceğini benim aklım hafsalam zaten almıyor. Böyle bir şey imkansız. Çünkü ameliyat anında insan hayatını ellerine alıp yapacagı tek bir hata ile o insanı öldürebilecek yapacagı tek bir olumlu şey ile o insanı yaşatabilecek biri o insanı zaten bir et parçası ve kompleks bir makinadan ibaret görmelidir. Bunun aksi yukarda örnekledigim olaya benzer. Müslümanın bilimle hiçbir alakası olamaz. Ama bilim adamları da pek tabi müslüman olabilirler. Sonuçta bilim adamı olmak için zeka gerekir zeka ve ahlak çok farklı kavramlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sinem hanım bilimsel birşey ekliyorsanız verilerinizin net olmasına dikkat edin.

Denizlerin en derin yeri 10.000 metre, dağların en yüksek yeri 10.000 metre.

deniz seviyesi baz alındığında; Dünya'nın en derin yeri Marianna çukuru 11 km derinliğinde en yüksek dağ 8,848 m (everest) büyüklüğündedir.

Beşer bin metre dağlar alçak olsa beşer bin denizler yüksek olsa tüm karalar su altında kalır

dünyanın oluşumuna geri götürdünüz bi anda bizi..sadece şunu söylemek istiyorum, türkiyedesindir umarım, toros dağlarında yolculuk ederken yol kenarındaki dağın oyulmuş yerine bakın. bazı bölgelerde Yuvarlak deniz taşları göreceksiniz... Anlamışsınızdır umarım

Dünyanın yaşı 4.7 milyar yıl olarak biliniyor ve yeryüzünde su, bu süredir +17 derecelik ortalamada tutuluyor.Bu zaman zarfında ne tamamen yeryüzündeki sular tümü donuyor ne de aşırı ısınarak buhar olup uçuyor

böyle abuk bişeyi ilk defa görüyorum. Buzul çağlarını araştırın, biraz bilgileriniz depreşsin. Buzul çağını bir kenara bırakalım yeryüzündeki su +17 fikri de çok saçma. topraktaktan 80-250 m altında bulunan su filizleri +8 ila +17 derece arasındadır. Oda sabit değil!

Öbür taraftan yerçekimine rağmen yer altı suları 700 metrenin daha altına inmiyor eğer 2000, 3000 metreye kadar inseydi bu suyu biz ne çıkarabilirdik ne de istifade edebilirdik.

yapma bunuuu.. ısıtma sektöründeyim, büyük firmalar termal ısıtmalarını yerin 1 km altından su çekerek sağlıyor. termal kaynak filizleri 7-15 km derinlikte olduğu öngörülür. komikleşiyorusunuz:)...

eğer 2000, 3000 metreye kadar inseydi bu suyu biz ne çıkarabilirdik ne de istifade edebilirdik

dünya delik değil!

Dağların tepelerinden de yer çekimine rağmen su fışkırıyor

bu kadar basit mi bu fizik? fışkırmıor, zirvede eriyen, yada yağmurlarla oluşan toprak altı küçük göletler, daha alçaktaki zayıf noktadan çıkıyor...Basınçla!

Manavgat?ta saniyede 50 ton su fışkırıyor

biliyorum burayı, çayın debisi ortalama debisi 85.4 m3/sn. öyle bir anlatmışsınız ki okuyan su 30 m yukarı fışkırıo zannedecek. çeşitli noktalarda çayın üzerinde kaynaklar wardır. Ama yine de bu dediklerimi anlamak istemiorsan; karacaören barajını araştır. beynindeki bulanıklık gidecektir.

Bütün bunlar düşündürücü?

Düşünme sadece araştır!

Tam bu noktada Kuran?da ?Sizin suyunuz çekilip gitseydi onu kim çıkaracaktı!? diyor Hz. Allah.

SOS! imdadımıza yetişti!

Bir de bu çıkan kaynak suları yumuşak tam bizim içeceğimize göre; şaşal, madran vs. tasviye edilmiş hele ki çamurun içinden çıkıp geldiğini de hesaba katarsak billur gibi pırıl pırıl berrak bir suyla karşı karşıyayız. Allah soruyor ; hiç içtiğiniz suyu düşündünüz mü?

evet, çok içersen boğazın şişer...

Eğer su diğer sıvılar gibi olsaydı bu şu demek olurdu 10bin metre derinlikteki denizlerin tamamı donardı. Dikkat edin sadece üstü değil, her tarafı donardı ve denizdeki bütün canlılar ölürdü. Denizde hayat olmazdı. Demek ki suyun diğer sıvılara göre kural dışı davranması lazım ki hayat olabilsin.

biraz önce sabit +17 diyodunuz? bu kısımları yazarken donabileceğini düşünme erdemine çıktınız sanırım. bizmut, silisyum, galyum, germanyum gibi sıvılarda bu özelliği göstermektedir. bu kadar iyimser yaklaşmayın, buzun özkütlesi sudan büyük olsaydı denizler donmayacaktı! evet donmayacaktı! istersen bunun açıklamasını yapabilirim. Konu şişmesin şimdi...

Bir diğer düşündüren konu da suyun genel yapısı itibariyle - 100 derecede DONMASI ve dikkat edin -80 yanlış okumadınız eksi 80 derecede buhar olması lazım. Çünkü HİDROJEN VE OKSİJEN ? 200 DERECENİN ALTINDA DONUYORLAR bunları birleştirirseniz ortalaması eksi 100 yapıyor

sinem hanım herşeyi bir kenara bırak iki tane -200'ün ortalaması nasıl -100 olur? inan 15 dk dır düşünüyorum. nasıl bir psikolojiye giripte bu sonucu çıkardın?ressmen bok ettin bilimi.

tekrar söylüyorum bilgilerin net olsun;

Oksijenin donma noktası. . -259,14 DERECE Hidrojenin donma noktası. . -272,2

-273 derece yani 0 kelvin dünya değil evrenin hiçbir noktasında yoktur!

Hayatın olması için böyle olması lazım, kural dışı olması lazım

TÖBESTARAFULLAH!

Eğer su böyle olmasaydı veya su yerine vücudumuzda diğer sıvıları kullansaydık, 5 ila 10 dakikalık bir koşuda vücud ısısı 60-70 dereceye çıkacaktı ve siz yanacaktınız adeta beyin haşlanacak ve insan ölecekti.

senin tüm sistemin emzimlerle çalışıo, emzinin çalışabilmesi için ortamda %18 su olması gerek! bırak koşmayı, yaşayamazsın bile! kinaye yapma!

bilimsel açıklaman rezil rüsva olmuş

Senin bilimin benim bilimim değil ne yazıkki! BİLGİNİN YETMEDİĞİ BOŞLUKLARA ALLAHI TANRIYI SIKIŞTIRMAKTANSA; ARAŞTIR BİRAZ, O BOŞLUKLARI DOLDURUNCA TANRIYA YER KALMAYACAK!

tarihinde d4rk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...